24 Ağustos 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

24 Ağustos 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> AU KA e ea A COL D a G Z Hetber- dlünÖüüedirkerenlr Dü NÜ sen — lveeme L ÖÜ İ 2 Ti B eamimindedi e a X Aşk ve macera 43 ha b egi "t bana kimse bundan bahs S “&ıı:' #tmezler, Zaten böyle şeyi K da iyi değil, S Mrar etti: Ata a w:h“ Periyi gözleriyle mi Terzi Omüzlarını silktir | İ bileyim? İşte anla söylüyorlar B yey ggltediyor. Her bahseden de| W l_edıyor. Fakat avcı Veli 'Ğm' Oğulları bir akşam siyahlı sü t buruna gelmişler. lecanla : şı:":"" ki, mehtap altında peri l'h,;,,—':'_il kadar simsiyah görü-| —% “itün vucüdü büyük bir ke| ık b Kefenin uçları rüzgâr- | ,N':“:M“!. Bindiği at bembe- ş.,.m"hnn hendeklerin üzerin. RBeçiyormuş. Adeta kuş gi- N—:’"“"t Bu, hiç bir ademoğlu- < u—ııî. n '€ bir tesaldüften sorira © bir fenalık olmamış mı?..| —ı "'"-î:.w" okuyup, üfle % halâs olup kazasız,be :k% ii%ü.]" Fakat o kadar 4 iki gün hasta yattıkları« ı.;: in ESNa söyledi. ümüş bir kızdı. İlk önce .ü:'::imîne inanmadı : dediğiniz avcının ©- | &ııüq, fazla içmiş — olmasınlar a'l 4 K Yi f $ S : & :'::l!'wa - fakat kolçu Tahir Bir damla içki koymaz. © ::'t ki ekser geceler urak- işitiyormuş. tlar gaçma şeyler! tme küçük hanım, siyah sü aa U Bunu herkes söylüyor. &" aAtının nal seslerini i;itc-, ae O zedadikilseimei a| Sp, Ttteyle: ö 5:'"5 at türen o kadar teh- * Bvlerin içine girip insa- kesmesi felâkettir yoksa... ı:_u h'i:"::r“dnkunmiyoı. De- 'Pı,h Yakasını isirdi: Nı, * tövbel —böyle saçma ko- y ı';t;ımyı'ı-ı. belki de o, yor. Kızar da - son- kalkar, i ihtiyarı kafasını arka- t güpegündüzdü. Gü- iyle her tarafı aydın- Alatte en müvesvis adam gece yatar Aözleri Nerminin aklına € yaklaşıp dışarı bak- Mmedi. ':;nnrı sıralanmış elbi Tediyordu ve tekrar M"d!uuı. başladı. Bazı çıtırtılardan maz- *Ü ı Ürkütecek bir hâs Ü? f ş' 3 ü JPT Ü W Le Flrkf !İ;_f% şl 1 " Nermin açık pence- "—y:;“ll saatine kadar ra- tü Tiyordu. Terzinin de- *muş gibiyri ki bir ak- h::î"— Yatakta sağa sola Tak kalktı. Penceresini Ne :"ıuude manzarasını KN,’:VIL.,. Panorama hakikaten | Rölü, " "' lf;:fet arzediyordu. b lini seyrederken Sahil bo; Yunda büyük bir göl i"':fti'“' tördü. iş Kibi ıo:"' içinde maşallarda khim OCaman bir atın dört "e Üzerinde siyahlara ş::.:â“ Başırdı. Korku içinlle ÜE Z "-İ,"*_—ı...,. Ş bayı ge Müştü. Kulakları 3ğriyordu. Bütün vücu Yatağına girdi, # ormanı — Nakleden : (Vâ-Nü) Avcı Veli efendinin oğullarının kor kudan hastitnmalarına şimdi bütün kal biyle hak veriyordu. GüA Nermin sabahleyin şiddetli bir baş Ağrısiyle uyandı. Fakat geceki korkusu günün tesiriyle hafiflemişti. Daha sa kin muhakeme edebiliyordu. Kim bilir belki de bir kâbus geçirmişti. Fakat ne de olsa içinde şüphenin kur du vardı. Netmin İkbal kalfaya terzinin anlat| tıklarını hikâye ettiği vakit ihtiyar ka- dın: — Bunlar saçma lâflar, dedi ben kaç senedir burada otururum. Ne at, ne nal sesi, ne hayalet görmüş — işitmişimdir. Mesele şuki, ben içip sarhoş olmam. Halbuki bu sözleri çıkaranların -hepsi de içki düşkünü, Genç kız şöyle düşündü; “— Acaba ben anlatılanların — tesiri altındamı kaldım? Ben de içmem. Hal| » buki.. Sonra yüksek sesle: — Terzi hanım perinin mevcudiyeti ne kaniydi. — © kaklın çıldırmış. — Periyi görenlerin isimlerini saydı. | — Dedim ya hepsi sarhoş insanlar, Nermin fazla israr etmedi. Kendi ba şından geçen vakaları anlatmadığına çok memnun oluyordu. Kim bilir İkbal kalfa onunla nasıl alay ederdi. Belkide sözlerini aynen evin beyine anlatırdı ida Bu düşünce genç kızın yanaklarını kızarttı. O gün öğleye doğru, Nermin yeni bir keşifte bulundu. Köşkün iki dairesinin kullanıldığını ve diğer bir kasmın tamamen kapalı kaldı- Kını farketti. Maamafih o tarafta da perdeleri vardı ve evin eski uşakların- dan Keramet ağa o tarafa geçebiliyor du. -.. çteen Aasranac, ağa geçiyordu! (Devamı var) Cigaradan cigara yakmak Yasak değil Bu tamamile uydurma bir haberdir Bir iki gündenberi bazı gazetelerde siga. Tadan sigara yakmanın — menedildiği ve bu gibilerden para cezası alınmağa — başlandığı yolunda yazılar görülmektedir. Alâkadarlar ca ne bu yolda verilmiş bir —emir ve ne de böyle Dir tasavvur olmadığından bu yazıla. rın neye müstenit olduğunu — anlayamadık. Bu itibarla tamamile uydurma bir şey olan bu kaberin tekzip edilmesini rica ederim. Emniyet Direktörü Salih KILIÇ Tavzih Bundan bir müddet evvel, Maliye vekilimin dikkat nazarına başlığiyle ehemmiyete alın. ması ic«p eden bir meseleden bahsetmiştik. Bu hususa dair Maliye vekâletinden şu mek tubü aldık. Ni t *Gazetenizin 28 z — 907 tarihli ve 1088 sayılı nüshasanın Bombardıman köşesin de Maliye Vekilinin nazarı dikkatine başlı. B1 altındaki yazıda bahsedilca hâdise ma. ballinden sorulmuş ve alman — cevaba göre işin vilâyet husum idaresine taaltük — ettiği ve Maliye ile alâkası bulunmadığı — anlaşıl. Tarştir. * Davet İatanbul Müddelumutliğinden : İstanbulda bulunan Diyarbekir sorgu hâ. kimi Mustafa Suadin acele memuriyetimize müracaatı. Satılık apartıman Beyoğlunda İstiklâl caddesine yakın beş katlı, beşer odalı, banyolu, güneş görür, denize nazır gayet ucur fiatla acele satılıktır. Müracaat: Beyoğlu Parmakkapı İstiklâl caddesi No. 117 birinci kat Emlâk yazıhanesine. —a —— Dör vişlerle papazlar biribirlerile ı -HABER — Akşam postasr Bizansa hücum etti nasıl çarpışıyorlar ve nasıl istimdat ediyorlardı ? Elçinin gözleri oyuldu, yüzü parçalandı ve... Fatih İstanbulu almadan önce, bu eaki şel vin alınması için birçok teyebbüsler yapıl. maştır. Bunların en mübimlerinden biri de ikinci Muradın seferidir. Ikinci Murat, Bizanş imparâtorunu müt, hiş surette mağlüp etmek kararını vermiş ve ordusunu İstanbul surları önüne gelir. mişti. Bizans imparatoru Eimanoel, Muradın ordusundan son derece korktu ve tercümanı | Koraksı padişaha günderdi. Koraka, her geye rağmen inlikam almağa | ve Bizansi fethotmeğe karar — vermiş olan ikinci Murada Bizanış lehine kiç bir gey ka. bul ettiremeden şehre döndü. İmparatoruna vaziyeti anlattı. Fakat halk, bu vaziyetton şilphelenmiş, Koraksın Murat — tarafından elde edildiğini ileri sürmeğe başlamıştı. Her tarafla: — Korakı şehri padihaşa teslim edecek. diye söyleniyordu. İmparator Emanoel, halkın bu coşkunlu. Ku karştnnda onu müdafaa edemedi.. Asker ler: — Karaksın Wdamımı isteriz. diye bağırı. yorlardı. Kimanoel buna da mani olamadı. Askerin 515 sene evvel bugün 2 inci Murat mektubu Kızıuta; sin. Cardiyanların elinden kurtarıncaya ka. dar epeyoosini gümrük vergisi - olarak feda etmek lüzmmgeldi. Fakat geriye kalan mik. Lax He işte yirmi dört saât oluyor ki dama. ğimi soğutuyorum ve sanâ düâ edip dufu. yorum, Uzun zamandânberi beni — aramamıştın. Annenin ölümü ile aramızdaki rabıta filha kika gözülmüştü. Fakat seni ben, henüz do. kuz aylık bir bebek iken kucağıma almış. | tım ve Üç sene evyeline kadar, artık geliş. miş bir genç kız iken bile, kucağımdan in. dirmemiştim, Onun için müzaade et de ben kendimi enin baban olarak bileyim ve bu tenalil ile yaşıyayım, Keğer buna yaşamak demek omizse! Düşünüyorum da bu üç setenin nasıl gec. Üğine bayret ediyorum. Bir tek günü bile zihnimde en küçük bir hatıra bırakmadan geçem ve biridiri Üstüne süratle yığılarak bir tor, bir kül bulutu halinde havaya uçan ha. yatımın bü parçası, tahmin — edemarsin, ne ağır bir sükün içinde geçmiştir. ve ben bu. rada ne kadar yalnızım. Yüzlerce mabkümun içinde. günün bütün zaatlerini baraber geçirdiğimiz ve bir saniye için bile yanlarından. gözlerinin içinden ay. rdlmadığımız ebedi arkadaşlar arasında, ya. paykinız Yaşamaznın azabını sanâ — anlata. mam, Yalnız şünu söylüyebilirim ki burası, kasanları tek tek, başbaş biribirinden ayızan ve B0 yaşına kadar hir defa bile kulağın: içine çevlirmemiş benim gibi nasırlı bir adamı bile düşünmeye, cöki günleri düşünmeye sevike. arzusuna mani olmak, gehri düşmana teslim etmek demekti. — Peki, fe istiyorsanız onu yapınız, dedi. Halk, askerlerle karışarak Koraksın evi. ni bastılar, Zavallı adamı yakalıyarak sara. yın pencereleri altına şürüklediler. Burada gözlerini oyduktan, yüzünlü yırttıktan sonra bir zindana attılar. Hiçbir kabahati olma. yan tercüman rindanda üç gün — inledikten sonra istirap içinde can verdi. İkinci Muradın bu seferi Larihin çok me. raklı bir tarafıdır. Garazkârrane — yazılmış tarihler, bu bücum için bin bir hurafe uydu. rurlar. Hammer, bu muhareheder buhanderkon gi salırları yazar: "Dervişler meydanı velvele ile dolduruyorlar ve yehre doğrü - ilerliyerek “Allahınızı ne yaptınız, kör insanlar, haniya #izin mesihiniz, haniya sizin — nizeniz sizi müdafsaya geliyorlar mı? Yarın surlarını zın içine girecağiz: Yarın sizi esir edeceğiz, karrlarınızın, kızlarınızın ırzına geçeceğiz ve Ginimiz hakkı için sizin rahibelerinizi der vişlerin en Adilerine vereceğiz,, diyorlardı. Hammerin yazdığı bu satırların ne Kadar garazkârane olduğunu söylemeğe hacet gör müyoruz. Bu sözleri Türkler değil, hiç lir millet söylemez. Turihçinin bu sözleri yaz masında başka sebebler vardır. Bunu biraz aşağıda izah edeceğiz. Burada — gene Bam Merden bir parça alalım: “Şeyh Buhari nihayet Çadırından” çıkarak 22 ağuustosun 44 Üncü pazartesi — günü Badezzeval atmna rakip olduğu balde yatağa nnt havada sallıyacağını ve üç defa haykır dığı vakit Kostantaniyetin hemem Osmanlı ların hükmü altına düşeceğini bildirdi. Şeyh dediği gün ve saatte hakikaten güzel bir harp atma rakip alduğu halde — önünde ce. sim bir kalkan taşıyarak — gehre doğru Hlertedi.., g Hammer bu bahai hayli devam öttirdikter SOüra gunları yazar: “Kostantaniyenin tek ttil abattal bu tehlike gücünde silâk altınday d.Kadmlar, çocuklar kılıç yerine — tırpan kullanıyorlar, fıçıların Ait tahtalarından da kendilerine kalkan yapıyorlardı. Küçük ve büyük rahipler mabsurların büşindü olarak Türklerin vezirleri ve emirlerile kargı karşı ya bulunuyorlardı. Keşişler, — papazlar bile Bilâhlanmışlar ve her yerde — seyitlerin, der vişlerin karşılarına geçiyorlurdı. Muharcbe nin en şiddetli zamanlarında bir — taraftan kopan “Allah, ve “Muhammet,, sadalarına Tonton amca işin kolayını böyle buldu den acaip bir yerdir. On beş kişinin oturdu. gu bir Odada bir tanesinin su içmek için tes. Hinin yanına gitmesi, battâ oturduğu yer. den testiye bakması, bir büdise teşkil eder. Bütün gözler ona çevrilir ve: — Niçin bizim rahatımızı bazuyorsun ? Demek için bütün zihinler ayaklanır. Va. kat kimse bir şey söylemez. Belki — hâdiseyi Kısa kesmek için. Şimdi küşemde, yalağımın üstünde, yastığımı dizlerimin üstüne koya. rak sana bu mektubu — yazıyorum... Başım KAğıdın üstüne eğilmiş. Etrafa bakmaktan Korkuyorum. Çünkü — biliyoruz. ki burada yazı yazan bir ndamz, dürüp dürürken silâh çekmiş veya bütün odadakilerin toptan av. radına söğmüş gibi bir iş yapmış demektir. Belki onlardan üstün: Bir mektup, dışarda. Kilerden birine tir mektup — yazmak, ama yalnız on beş senelikler arasında, aşağı yu. karı bir cinayet sayılır. Eğer bunlar buraya senin yüzünden girdiğimi bileeler snin ol ki beni parçalarlar. Fakat benim bu odada aşağı — yukarı bir iebarıni' vardır. Arastra, ekseriya geceleri, onlara roman okurum. Beni — severler. Ben kantiğmağa başladığım zaman herkes susar. Bir üvey kızın namusunu — kurtarmak için buraya düşmüş olan bir adamı, aşağı yuka. ri şayanı hürmet sayıyorlar, Şimdi annen gözümün öÖnüne geldi. O bu Tafları işitseydi mutlak kahkahalarla güle. cek ve bir algara sarmak için — bakır tütün kutusunun dibine bir fiske indirecekti. Mu. kadderat ve günler, onu hakli Çıkaracak mı bilmem, fakat ben bugünkü yarı ölmüş ha. Timde bile, hâlâ, bu şekilde JAf — etmekten bir zevk alıyorum. .*”.. Nasil oldu? Bir rüya gibi — hütıriıyorum!? eli uü A —e —S Bizanalıların cevaben bülendavaz ile — Söyle dikleti “Hristos, ve (Panaiya) — kelimeleri iştüiliyordu.., DS sene evvel " buzğün cereyân eden bü harbi yukarda kaydettiğimiz şekilde anletan Hammer Türklerin bin zaylatına — Mukabil hrisltiyanların 30 ölü verdiklerini yazar ve dini bür mahiyet verdiği barpte hristiyanla. rın kazandıklarını belirtir. Fakat hakikat şudur: İkinci Murat, bü. yük bir azimle hareket ettiği halde Bizana zaptedemedi. Çünkü en müthiş hücumunu yapacağı sırada hiç umulmayan bir — haber akdı, Biraderi Mustafa, Emanoel ile birleşe. rek isyan etmiş ve İzniki zaptetmişti. İşte İkinci Murat bu baberi alır almaz derhal muhüasara ve hücumdan vazgeçerek geri dön dü. Bu süretle Bizans da büyük — korkudan kurtuldu. Tarihçiler istedikleri gibi yazma. ğa imkân buldular, Niyasi Ahmet Mahkümun Dün bâna bir aspet taze üzüm getirmiş. b Bans u akşam eve erkem gelme, Gemişti. 'O gün, zaten işelz bir adamdım, könteklerin. den boşanmış bir katır gibi İstanbulun dört köşesini dolüğtım Her yerde, her küşede bir gölgenin arkasından, bir ışıktan ötekine at. layan bir gölgenin arkasından koştum, ve ne yapmak lâzımgeldiğini, nereye — gitmek, kime koşmak lâzamgeldiğini bilmiyen bir av köpeği gİbI, dolaştım. Ayaklarıma takılmış bir ip beni mütemadiyen evimize doğrü sü. rüklediği halde ben, bu ipi sürüyerek uzak. lara gitmek, dağların öbür tarafına kaçmak istiyordum. Rirdan kebdimi evimizin önünde buldum. Hava kararmıştı. Kapıya geldiğim zaman bir ses işittim. Nu senin sesindi: — İstemem! İstemem! Diye bağırıyordun ve galiba — ağlıyordun. Elim soğuk demirde dondu ve katılaştı. Hiç bir şey düşünemiyordum. Sonra eskisinden bin kat keskin bir sea, ah gene senin aesin, ortalığı çınlattı — Babacığım yetiş! Kapıyı omuzladım, merdivenleri bir adım. da tırmandım; bir sedirin üstünde — elinden bebeği alınmak İslenen küçük bir kız çocu. gu gibi büzülmüş, kanburlaşmıştın. Başın. da bir yabancı adam ve annen vardı. Hopinizin yüzü bana çevrildi. Sen dağrul. gun ve koşarak kucağıma sığındın. O kadar ağlıyordun ki evveli seni düşünmek lâzım. geldiğini hesapladım.. Fakat annen bırakma, dı, kabahat benden gitti, belimden — küçük sustalıyı çektim ve ammeni senin yattığın ye. re devirerek gırtlağını sıyırdım. Sonra ada. ma döndüm, kaçmıştı. Merdivenlardan ayak sesleri geliyordu. koştum, kapımın — önünde onu da yakaladım, ikisinin kanı sustalının sapmda biribirine karıştı.. Akimda sen var. din. Yukarı atladım, gözlerin — yerlerinden Ooynamış, üstüme saldırdın: — Annem! Annemi ne yaptın? Diye haykırdın. Sonra ikimiz — beraber, oraya, tahtaların üstüne çöktük ve düştim. dük. Sen bâlâ kesik kesik ağtryordun. Ben bâlâ hiç bir şey düşünemiyordum. Hey gidi günler, bit yaptığlmız işleri ne evvelden, ne de sonradan düşünememek talisizliğine mah, ktrma adamlarız. Dahi doğrusu öyle idik, Anma şimdi? öyle düşünüyorum Ki krzrm, öyte düşünüyorum ki? Beni düşünüyorum, aklımda dalma sen varsm! Ne yapıyorsun? Üç sene dile kolay.. Neyle geçiniyarmun? Bana getirdiğin üzüm. leri nerden aldın? Neredem para todarik e. diyorsun? Gerdiyanların — anlattığına göre üstün başın temizmiş. Şık bir kadın olmuş. sun! Bana: Demek mesutsun! Fakat bana YaZ; parayı zereden buluyorsun ?., Baban YHlhan TARUS Baldvin şimdi ne yapıyor? O her sabah halefi Çember- layine telefon ediyor Fakat siyasetten bahsetmek için değil Stanley Baldvin, mevkii iktidardan çeki. lip de bir ay istirahat ettikten sonra, yakın dostlarına: “Tekatldde bulunmük, âdeta cen nette bulunmak demektir,, demişti. . Dünyanın en büyük imparatortuğunun sa, bik başvekili, Kont Balövin Bevdley olduk, tan sonra, tik evvelâ söylemiş olduğu veçhile döğdüğüu Wöye çekilmedi fakat Londranın en Hik ve n arlatokratik mahallesi olan Caton Sguarede oturdu. Buna rağımen mükemmelen istirahat etti. Lord Baldvin, krala istifasını verdiği gün denberi Adeta on yaş gençleşmiş gitidir. Bu KuN Sğin, mevkti iktidarda bolunduğu zaman ki kıyafetini de değiştirmiştir.. O zamanlar, Dbergün, siyah cüket, çizgili paatalorı ve be. yaz kolalı yaka giyerdi. Üztelik yeleğinin Ü. zerinde ağır bir de altın zincir vardı. Yani, tam mânasile, itimat telkin eden Jolin Bul. Tun ta kendisiydi. Halbuki — yimdi gri veya kahve rengi bafif elbiseler — giymekledir ve gömleği de açık yakalıdır. Lard Baldvin. tatifasındanberi, ayn! zaman da daha sevimli olmuştur. Kendisini Lord. lar kamaramma, başvekil olduğu *amünlar, mezarettan istifa — ettirmiş oldufu — Marki - Lord Baldvin ber sabah halefi Çemberlay ve telefon etmektedir. Fakat kendisine nasi, bat ve tavsiyelerde — bulunmak için- değil; merhaba demek için. Lard Büldvin, — siyazi vaztyet bakkında fikrini soranlara, — şimdi mk sık şöyle demektedir: — Hiçbir «iyasi fikir beyan edemem, çün Kü maziden bahsedersem, ihtiyar bir geveze. ye dözmüş oluürum, halbuki bundan ber za. man nefret ederdim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: