2 Eylül 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

2 Eylül 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

karı kocalar geceleri ğğ a SNiçiz Olamaz! Ş——’._. ea el rahat rahat uyuması —ı.' Söcüksun.. Ne ;ıırlı fikirle 'ı.g': Sana, nebanayakışan — bu S Birak da gel yanıma.. Tatlı Nh—- İnsan kocasını böyle Attı, N'W" Pencerenin — kenarına çık N hazır bir vaziyetteydi. l::""vıin.. Atlarım, 'etanla: Si z—&::ı Haydi in.. Çabuk in... u%. Müusün gittim. Kapıya ka NŞ".I Kiz karanlıklarda hayali araş :ı:" 1 hğll?k büör sesle sordu: —%hl”mn yanında.. Sana da - 4 'N"' Rötemiyorum. Niçin mehtab Ü Üürmüyorsunuz, yürünüzü gö z benimle alay ettiğinizi ş ktuğunuza — inanmıyo tahammül edemiyorsun.... M ettikten sonma karı ko tstemiyorsun. Bunu vak- in seninle evlenmezdim Bu acı sözleri helecanla din P hizla kapandı erkek çıktı. derin bir nefes aldı: SN Ç ç hat değildi. Erkeğin ay- , "—İl Son sözler kulağın- içt * tar ediyor?? Bini tanıyamıyorum.. Kor- '.— ğ'“lmne fena muamele et- y üT St ediyor. Ne olur? Bir Na l Bu N &tliyor.. Benim yerimde Fit kadın olaa korkerl,; | NM,_*Ğ"’M vuruyordu. Üşü- | Her !mğım"' müydu? Bilemi- | . 4€ fsabr pek bozülmüş- | Git TÜaRa girdi. &q:&rhı açık bırakacaktı. î Işığı, odaya biraz İyotdu. Yatmazdan K—N':Hıa iskemleyi kapının &x Ve kendi kendine mırtl ::“ Şlacağını - bilseymiş be- k * Ben de geceleri be- N.m"::vmm bilseydim Bi tercih ederdim.,, “Tmin hiç rahat uyumadı. Socra, artık, — kızca- ku tutmuyordu. Hem olmayışı, onu fe- N:ı""ln. Üntelik de kabahat Rüştü beyle konuşma- O, nankör - bir kır de- İ /—’i T flıfâ LAZ İ TT — Aşk ve macera romanı — * —16 — — Nakleden: (Vâ-Nü) —:â“h Fedakârlıkları mü- K _%k tdiyordu. Ona mese- | Esrarengiz bir kuvvet Bunula beraber kocasının kendisi | Avrupada bültün telgraf maki- ile meşğul olduğunu lspat eden bir hâ- dise cereyan etti: Yatak odasındaki pencerelere — bir kilit asılmıştı ve Betüne bir tezkere iğ- nelenmişti. Nermin şu satırları okudu: fecirleri Jatihar etmenize mini mak | NASIl Olur ? için! * Genç kız bu müstehzi satırları hay- retle-okudu. Demek Rüştü bey ona âde- ta bir yaramaz çocuk muamelesi yapı- yordu. Demek gene gelecekti. Demek gene karanlıklarda onu korkutmağa devam edecekti? Bir kaç gün böylece geçti, Rüştü bey hiç bir yemekte bulunmadı, Bu yanlızlık genç kadına pek sikcı gelmeğe başladı. Saatleri öldürmek için çiftlikte dolaşıyordu. Uzun uzun gezin- tiler yapıyordu. Havalar iyiden iyiye soğumuştu.Hatta sabaıhları yerler buz bife tutuyordu. Bir gün, urun bir gezinti esnasında buz tutmuş olan bir taşa basmış bulun du; ayağı kayarak döştü. Ka'lkmak iste diği zaman sancısı o kadar fazlaydı ki kımıldıyamadı. Evden epi uzaktı, Bu hâl'se son derece içini sikte Yü- rümeğe çabaladı. Fakat hareket etme- sine imkân yoktu. Sancı son haddini bu luyordu. Ne yapacağını şaşırmış bir haldey- ken, ayak sesleti işitti. Haykıtdı. Rüştü bev omuzunda tülek, av kilı- ğryle göründü. Nermini yerde hayretle sordu: — Ne yapıyorsunuz buratdla? — Düştüm. — Bir yerimiz yaralandı mı? — Hayır, yalnız ayağım fena halde ağrıyor. Yürüyemiyorum. Erkek iğildi kızın ayağını avâcü içine alarak baktı. Nertnin mahcubiye- tinden krpkırmızı olmuştu. Ürkek na- zarlarla kocasını süzüyordu. , Acaba erkekte ona karşı için * için gizlenen bir kin var miydi? Fakat Rüş tü bey, gayet nazik ve müşlik bir eda ile kızın ayâağını muayene etti. Sonra, şişmeğe başlıyan bileğ'ni göstererek: — İncinmiş! dedi. Uğmağa başladı Nermin, ağrısından, avazı çıktığı ka dar bağırmak istiyordu, Fakat nemli uzanmış — bulunca, topraklara oturup itl davi eden bu adamın karşısında gayret N görünmek azmiyle sustu. 'Titrek bir sesle: e — Çok lütülkârsınız! dedi. Rüştü bey, gülümsiyerek ona — Hemen uğuyorum, çünkü bir ârı zanın Önü alınır. Veyona bir kaç gün müddetle nasıl davranması lâzım geldiğ'ne 'dair izahât verdi. Genç kız teşekkür ederek elile mu hatabının kolunu okçadı ve: — Rüştü bey, bana kızmayınız. Sizi darıltmak istemezdim. Erkek güldü: — Buna eminim, yavrum. Mahsus düşmedin yal., kocasının anlamamazlıktan geldiğine hükmederek israr etti: — Ben geçen akşamdan bahsediyo- rum. Sizi kızdırdım. Fakat emin olun elimde değil.. Kabahat bende değil.. Erkek hafifçe irkilerek: — A... Geçen akşam... ğ Biran durdu: İç sıkıcı bir şey düşünüyör gibi. (Devamı var) Şimal kutbunun a ile keridisini te | “Barktan garba doğru uzanan büyük bir kavla aaçaklar salıverir, Gökyüzünün her tâ. rafına gümüşten ziyalar saçilir. Buz dağları © kadar Jetafetle yaldızlarır ki, insan kondi. ni başka bir âlemde zanneder. Bazan gineğ tirdeabire mahvolarak etrafı derin bir kâ. yanlığın kucağına yerleştirir... Bu satırları okurkan bilmem ge anlara. nız? Fakat herhalde, bu taavirin gimal kut. buna ait bulunduğunu keşfetmek biraz güç. tür. Bavyet Rusya âlimlerinin düyük tayya. relarla kağfi için Hâlâ uğraştıkları şitasi kut bur 1858 yılı 2 eylül günü BR sene evvel bu. gün, Avrupada gartp bir hâdise vukua geldi. Telgraf çanları üzün müddet hareket ederek gurdular. gene telgrac makineleri uzun müd. det kendiliklarinden titrediler. Fen, bu hâdiseyi “şimal fecrinin,. mikyasta vuku bulmasına atfediyor. Şimal fecrini, oraya buzlar arasına gide. BOan bir elektrik mütehkasım göyle anlatız: “Şimal mintakatınin her yerinde — “şimal ahat “şimal aşipı,, tabli hir hâdisedir. Bu mıntaka dahilinde veya civarında hemen her gece görllür. Geç vaktt gimalde uluktan intişar eden bir işıkdır KI mrühtelif renkterle bütün şimall aydmlater. Ayni hüdine cenup kutbunda da vukua gelir, Buna “cenup tec. K, denir. Bü işıklar, bazan mavi — tozdan bir gemi, bütan iyıktan bir kubbe halihde açık sarıya benzer bir yenkte doğarak ya. yılır ve saatlerce uzarlar. Güneş battıktan sonra kuttun ovaları ve buz parçaları debşetli bir karanlık — içinde kalırtar. Bu tepeler birer heyulâ gibi ortadan kalkarlarken birdenbire şarktan garzba doğ. Tu altın renginde Bir tan — peydaklanır. Bu Bleğim sağmanın renklerind rekabet edebi. Hecak derecede SÜRİÜ Işık süratle ötaye bariye dağılıp gider. Renk renk ışıkların mühtetif istikametlerden gökyüzüne dağru uzamaları, Böğlükta © kadar güset bir mânzara — hastl kenlş eder ki seyrine doyulmaz... Etektrik mütehaaşısınm . anlatfıkları iase üDA DA v gükele ada bir ucunda ve insanların gözlerinden uzak. Şimal kutbuna seyahat 1488 yılından iti. baren teşbit edilmektedir. Bu yi Kaya adir bir seyyah 5A derece argı yimaliye kadar iler lamiş. 1880 de Catpar G0 dereceya — kadar, 1802 Mişel 60 dereceye kadar ilerlemişlerdir. Meşhur seyyah Franklenin — 1649 yılında kaybalması üzerine onu aramağa giden dok. tor Kan &? arzı şimaliye kadar — ilertemişti. Frankler gidi birçok seyyah ve fen adamını buzları arasında kaybeden #imel kutbu, son Olürak da Sovyet Rusya — tayyarecisini de | yuttu. Fen kimhbilir ne vakit buraları kaşfedecek | ve Insanlar, şalrane fecirlerini seyretmak (. | çin gidecektler. Niyazi Ahmet . Lisan deıılerlmll geçmiş formaları Tonton amca balıkçı | yaşta bu kadar çey okumağa ne Zaman va, Nefs Romanıa yık bir otelinde İngiliz Harisi, yesi mensuptarındaa bay Carruthers'e rnı:ı_ı dim. O da benim gibi seyağate çıkmıştı.| Karştlaştık. Tanıştık. Adamin yüzünde bü. yük Hir yorgunluğun ve azabın izleri görü. nüyardu. Dalma çok elddi olan ve Misalyatımı| asla belli etmiyen bu erkeğin Hnli nazarı dik, katimi celbetti. Kondistna karşt büyük — bir| erktdaşlığırı olmadığı balde seyahatin ya. Yattıflı #amimiyetla, görüşmeğe buşladık. yemokten aonra kahveyi birlikta içmamtzi teklif etti. Kabul ettim. Holün derin koltuk.. darında kürgilikir oturduğumuz sırada — Car | vütdere İçini çoekreki — Çök betbahterm! . deöl Bu soğuk ve bisetyatını gizliyen — adamın ağzından bu sözler pek garip çıktı. Fakat belliydi ki yürekten kesuşuyordu. Adeta, boğazında hıçkırıklar gizleniyor gi- Biydi. Bü kadar dAtballik hayretimi mucip eldu. Onunla esaal? bir ahbaplığımız yoktu; Nasil oluyordu da, böyle, terbiye gürmüş. Bdatı müuageret bilen bu erkek, hususiye. Kini, ilk önüne gelen adama açsın?... Bu Zaaf, sinirime dokundu. Adeta: — Bana ne? , diye bağırmak Tstadim. Fakat karşımdakinin soluk çehreti, — çök mâğrür tanmlığım siyast artamın böyle birden bire çöktülş ölmazı, beni afallattı. Bitran tereddütten soara: — Vah vah.. dedim. . — Müsaade ederseniz anlatayımı p , — Rica ederim; | — Biz, Betti'yi tanır masmız.. — Bükiden bağı, Londrâda xendisine rast. dardım.. | — Şimdi Rödos adasında oturuyor. Birkaç mamandır. dAVetliri idim. Oradan geliyorum.| — Ya?. Biraz tercddütten sonta Dâve etti: — Korkarım beni gürip bulacakamız. A. calp Hir muhavere zemini açtım. Fakat tâ, rammülüm kalmadı, Şayet birine içimi Gök. mosstin deli olacağım sanıyorum. “Ben, vaktile Betti ile mik sik — görüşür. düm. Bu, mütareke senelerindeydi. Londra. Bm ©en coşkun Zamanı. Gece, gündüz dana. ediliyor. O arralarda, o, yirmi dört yaşlartnda bir genç kazdı. Azmesi ölmüştü. Babası Dük. tü fakat zengin değildi. Adamcağızın öm YüÜ, Münzeti bir suretta gatosunda gaçerdi. *“Betti, Loandrada dul yaşayat tayzestnin evinda minafir, kalırdı. .— , “Mütareke olur olmaz, bütün gençler gi. bi, o da, coşkunca, eğlenibeye kendini att-| İngiliz mukiti Betti'ye bayılıyordu. Harken tuwnletlerini kopye ediyordu. — Hatta sabun fabrikaları bile, reklâmlarina resmini koy. mak Üzere müzaadesini istiyorlardı. “Tabildir ki, yaşlı adamlar, onun bu halle. rini fazin coşkun bulmaktaydiler, Bir eğlen. ce bir dayet yok ki Bottl bulunmasın. —Bu| kadar kokteyi, bu kadar sigara... Olur mu yat.. “Bana kendisini tanıttıkları — aırada — pek dlehinde bulunmarılar. Betti'de göze çarpan,| yüşamak zevkiydi. Dansettiği zaman, bülün wilcudile, bütün ruhile artaca dünerdi. Göz. leri parlar, rengi pembeleşimii. Çok güzeldi. Üstelik de girinei. Çok Haait hahliydi. Mev, kümi Xoruduğu halda, AZAMet de taslamaz. &. “Kondislle ahbap oldum. Bütün farfaralı. Pına rağman, kayet olddi aldüğunu — ve iyli Vonuşmak bildiğini hayretle farkettim. Pek zekiydi, ber tmubmavereye aklı Ererdi. Ru genci İ kit bulmuştu? San derecede de müvazane. üydk “Öndâ adeta zıd İki kadın mevcuttu. Biri ciddi, akıllı, birt Ge neşeli, coşkun..... ZU İhlâl etmiyordu. n “Birçok kişilere beni tercih sttiğine dim. Benss ona perestiş ediyordum.., Harjciyecinin bu uzun gözleri arasında ben de bir şey söylemiş olmak için: — Herhalde kendisine âşek olanlar — pek çöktu' . dedim. — Tabil. Talipler, adeta yağmur gibi ya, yundan bile istiyenler erkmış. — Öyle. Fakat 0, böyle bir hayata katla. namayacağını söyledi. Va naticode Velldon. la evlendi. — Herkek hayrat etti. deil mi? — Biz erkekle tanışır miyâmiız? — Zannetmem.. Herhatde hatırlamıyorum. rastiamanız gördünlüz mü, gürmediniz mi far. kedemezelniz... Çoa zesgin dir fahrikstörün - oğluydu. Babüsi, parası Gayesinde — bir dü Bsalet unvanı almıştı. Vellğon benlinle ba. raber Eton mektebinde okudu. Önu centil. men halina getirmek için çoz uğraştılar... Harpten sonra bütün eğletce — yerlerlade Velidana tastlanıyordu. Fakat — kimsa ona eheminiyet vermezdi. O, yatnız eğlencelerin paraamnt ödemakle Mmükellefti. Hulâsa, iç e. Kzcr bir traşçı! İki dirtem bir gekirdek giyi. zir, pot körmamak korkusüş eüran Hahataık edenEk Mörecede adabı Tmuaşeret küldelerine Hayet ederdi. “İyte Bir sabah Timsa ÇTaymls) güzetekin de Betli'nin önünlü nişühlandığıtır. oküynuca hüyretlere düştüm. Derhâal teleftmü açtrm, bordum. “— Sahi mi? “— Öyle ya, Bugün aflesini getirecak, Ba. bama prezante edecek. Bu müsafirlik bek eğ. İencsli bir gey olmayacağı için, tahammül ve desaretimi arttırmak Üzere, beni — Ciemtdgd öteline davet edin. Bir Kökteyi içelim, “e Kaçta? #*— Birde “— Pekâlâ. Bekliyorum. “Otekde. önü bekdedim. Ahenkli — yürüyü, Wile içeri girdi. Telâşlü kendisina: “— Betti! Bu işi yapmamalısmız! Doğru değir! . dedira. * Niçin ? «— Çekilir herif dağtı.da öndan. «— Yök canım.. Ben önü © kadar fena butmuyorum. “Neşell ve güzel gözlerini büna döğrü kâl. Gırarak baktı. v Bu sönradan görma herifle ne yapar. Bmız, Bettiş “— Aman cünım.. Bu kadar züppe olma. yın.. Birçok kişilerden iyi.. * Öyle iç sıkr herif xi., “— Yoco. Sadeca aakin.. Ban naasen çök Zaki, çok parlak bir koca istemiyorum.. Böy. lenile imkan rahat adar. Heti © çok rabitalı, çok terbiyeli.. “— Aman Allakım.. * Döğrüsu himabilsenin, azisim — Carrut. hers! “— Bu herife 'bir de tşik olduğunusu Köğ” leyin bukalımı! “— Neye olmayayım ?.. İhtlmal.. “— Şaka maka bertaraf, niçin onunla ev. leniyorsunuz? “Ciddi ciddi beni süzdü ve sonra: “— Yirmi altı yaşma basıyorum. Onun da cepleri parayla dölü. “Duna ae cevap verebilirdim ? *“Tabiatile düğün oldu. Müthiş bir düğün. Bütün Landra balkı akın etti. Sonra, yatla, rile seyahate çıktılar.. “Ben de Romüa sefaratine tayih edildim. “Betti, isdivarından aonra, patırdılı hay'a, tından biraz çekildi. Bosyetedeki ük tbarıtır AzıcCIK kaybetmişti. Esiizi gibi kendisinden bahasilimiyordu. İzdivacından bir. müddet zonra Bir çocuk döşürdüğünü ddydük. Karı kocanın iyi geçlamediği dedikodu. halinde söylenirdi. Ax zaman sonra, Velidon içmeğe başladı. Ve bir Iki sehe geçince erkeğin ve. rTem olduğu ve kendini tedaviye uğraştığı şüyü buldu. Karıkoca, iki kışı İsviçrede geçir di ve sonrma ayrıklılar. “Betti, yerleşmiş. “Birçok ahbapları: “—- Zavallı kim bilir 0 adada nası! sıkdlı. yor! . diye acındılar. “Birçokları â4 gidip ziyaret ettiler. Mom. Içketin tabli güzelllğine herkes hayran oldu. Fakat o parlak Betti için, bu adeta, birinci Bınıf bir cename mörasimi idi. Bu çekik haya. 14 nasıl takammül edebiliyordu ? “Güzel bir ev satm almış, birkaç İtalyan memur ailesindan başka kimsayle görüşmü. yordu. Zaten konuşacak da pek © kadar sosyete yolkctu. “Bü kârart herkesi hayrTetlere — düşündü. Fakat Londra muhitinde imsanlar çabuk ünu tuluyor, Zamanla artık Betti'den behsedil. mez otdu. O sıralarda Velidön da öldü. ... Bir mektap aldım, Keki ahbabim — Betti, tonl davet ediyardı. Zaten her zaman muha. bera ederdi. Yarın bitecek Nakleden : Batice Süreyya SEZEN TERZİHANESİ Sahibi: İhsan Yavuz Sezen — Şık giyinenlerin - terzisidir En cazip modeller, mevzimlik metin Istanbul Yeni Postahane karşısında zz inei ae b ee Ğ Kü BÖK SAA A DY LA | ! |

Bu sayıdan diğer sayfalar: