11 Eylül 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

11 Eylül 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

im “çekler nasıl $ınmalı ? si uk, kucağa alınır. Kadına kel Ç abansa da zarar yok, yüküne e il edilir. İı, er de kısmen çocuk, kısmen Üni BİbİM'r. Onları sırtımızda, kuca- t tâşısak © “gayri medeni bir lay Yepmiş olmayız. Bilâkis, bu. . *. Ağaç sevgisi, nebat Sevgi" » Saç , ğ e, Bunların en incelmişi olan çiçek Mutlaka teşvik edilmeğe değer. te, Marin çiçeklerin de zangır zum kn MT tungur arabalarda götürü! ÜaN Kasımpaşalı çiçekçi Bay m dert yanıyor: v My diye daimi encümen karariy Ilığı kaldırılıyor. İlk gün Üy Biz çiçekçiler nasıl olmuşer & 4, Düş — çiçek ve fidanların küfe Yaman İstisnaen © bırakılmıştı ayaş Zündür gazetenizde okudu- Maliyeye ilânında bu husus mesküt eğy o Evveliçi istisnai kayıt baki a 7 başında tatbik edileceği» ' *n şimdiden teşebbüsatta bu- “eği, sre sizden bir fikir almak madu ki Pazartesi paza- Mtlmak veya Beyoğlundaki dük- N *evkedilmek üzere hazırladığı- i #ki zahmetle yetiştirdiğimiz iy deki çiçekler sırf onlar için 4 Sitekçi küfesi ile sevkedilir. iy olduğu halde bin müşkülât- Eğimi dökülmeden sevketmeğ- Sak saksıları o Kasımpaşanın Ki yol ve kaldırımlarından a aşka bir türlü vasıta ile nasti emmi Bu işi bir türlü havsa- Yor. Bunun için nereye müra- me Ve müsmir olur mu? Fikri > > Bunun hakkında ayrıca" da ie © Daimi Encümenin nazarı hiç Mbeden şekilde bir yazı lüt- “iy MÜZ. Çok müşkül bir vaziyet. — / a & A i vâra karsı sonsuz bir aşkım ol Du şikâyleri belediyeye ken: 74 ay ân arzediyorum. Zannet- belediye encümeni am cümeni ona karşi Böstermesin, Çiviler Di ai a rü merak oldu: ©, çiviler dışından ( geçen- K ğe alıyorlarmış, ne hakla? ik m€ hakla? Ben, dünyan Np eketlerinde bu çivilere rast- hin St bazısında şu âdet vardır: be eyi “Dde kaza yapan şoförün 4 Yiri , PEK daha büyüktür. Piyade Yapa Undan da geçmekte serbes va iy, Hehürlerde ine, Meselâ ii Köye etiyle usulün şöyle olduğu: eyy, az olarak hatırlıyorum — te Yürg, şiviler dışında yanlış- ei siz, polis düdük çalıp işa: Mağ ay İ gerisin geri döndürür. Mez, z eği ei ki N ai irak yeni- ayakkabımı, beş Ay mabel bozuk yolda bir çu- a Ni, ih ttim. Ben ki, bütün bele- ye line taalluk eden bu ziya- ti okay” Vergilerimi veriyorum. ? pa, “deyim? Kime tazmin et t a t yanlışlıkla karşıdan kar Mena a yapışacaklar. Haj. Seza cidden manasızdır! Bi- IN Ir hâdise ba, -slerile ahali vaki, Diğe uğradı çi gr, aa Aş a bal iz SM d uğratmıştır. & ti X as an be taç dat, ist, aaa .. ii aki, sert harallığının meninden' Miyormuş. Bakmız, okuyucu | tai ım l (VâsNü) o Mir sergisinde — Dün akşam © sergide me Kanlılığı sayesinde bir fa. “*Ydan kalmayan bir hâdise panayırdaki ziyaretçile. kalabalık bir zamanındu Key mag silâh sesleri işitmiş Poli, başlamıştır. Silâh sesle. My © ©r Ahmet namımda (o birini eBay Ahmet tereyağeıdır ve bir sahibi Murada Muradın ve avukat Cema. İreye girip hasımlarını si. *miştir. Fakat Murad taban Yanvine bir iskemle fırlatarak danm. önünü almıştır. Ah. yim ” Bin birtürlü çöp ve pislikle dolu suları açıyorlar ve burada balıkları Istanbul konuşuyor ! Çöplerle dolu bir suda yıkanan balıklar... Belediye, Eminönünden Balıkhaneye giden berbat sahili temiz!etmekte geç kalmamalıdır Yazan : Haberci | Eminönünden Balıkhaneye giden dat ve pis yolda ,yiyecek içecek satan sey yar esnaf arasında bir balıkçı, bir ma, hallebici ve bir de incirci nazarı dikkati celbediyordu. Balrkçı, bir lokantanın önüne koyda. ğu maltızın Üzerine tepsi biçiminde ko. ca bir tava yerleştirmis, mütemadiyen unladığı palamut parçalarını, tavanın içinde kaynııyan kizgin yağa atıyordu: Balıkçının başında da bir alay insan bekliyor, pişen parçalar beş kuruş mu. kabilinde bir kâğıda konarak, bunları sıra ile satılıyordu. Balık yeyiş "tarzı, köfte peynir, ekmeğe benzemiyordu. Birinci kısım sandoviç halinde yend halde, iş balığa gelince, ekmek ayrı el. de, balık ayrı elde tutuluyor, bir lokma birisinden, bir lokma ötekinden isırıla, du. İçinde keşkül, aşure sütlâiç kâse. İeri duran camlı kutunun etrafında di, ha ziyade çocuklar toplanmışlardı. Bunlardan parası olanlar bir çeyreği verip bir kâse yakalamışlar, bemen ora. cığa çömelip, ağızlarını şapırdata şapır. data tatlıyı yiyorlardı. Parasız biçare - ler de uzaktan bunları haztu hazin se7 redip iç çekmekle meşguldüler. Bütün bu patırdı arasında bir şerbetçi Ods bardağı yüz paraya sattığı malını sağ?, sola sunuyordu. Ben böyle etrafı seyrederken, yanım. daki arkadaşım kolumdan çekti: — Bak, bak balıkları nerede yıkıyor. lar diye bağırdı. Eliyle * gösterdiği tarala döndüm. Balıkkane cihetindeki kayık iskelesinin kenarında, üç adam balık dolu bir iş- Bminönünde seyyar balıkçı İçinde biraz sonra yenecek balıkların böyle portanın etrafına toplanmışlar bir şey. ler yapıyorlardı. Yanlarma biraz daha sokuldum. O zaman gördüğüm manza. radan iğrendim. İşportada sıra sıra palamutlar dizi! miş, adamlardan biri bunları birer bi. rer yakalıyor, kulaklarından soktuğu parmaklariyle hayvanların ciğerlerini, barsaklarını dışarıya çıkarıyor, beşin gövdeden ayırıyor ve sonra da yanımda ki arkadaşa veriyordu. İkinzi adamın bu ayıklanmış balıkları yı. kamaktı. Fakat bu yıkamak o öyle bir yıkamaktı ki, yıkanmasa mutlak bin kere daha hayırlı bir iş yâpılmış olur . du. Deniz baştan başa binbir türlü ve pislikle kaplanmıştı. Adâair bu pisli. ği eliyle itiyor, sonra balığı bu suya daldırıp sözde yıkıyordu. yazifesi isc, Üçüncü balıkçınm vazifesi ise, sudan çıkan balıkları tekrar işportaya yerleş. tirmekti, Bü manzarayı dakikalarca iğrene iğ. rehe seyrettik. Nihayet arkadaşım: — Artık yeter, dedi. Burada biraz daka durursak, sonra bir daha balık yeyem'yeceğim.. “Hey gidi hey! 'Neredesin!.. Ve bu pis, mundar yerde artık dur. madık geri döndük. belediye Masanın başına oturduğum zaman ben gördüklerimi bu kadar yazabildim. Daha fazlasını görmek istiyenlerin her gün sabahtan akşamı kadar gidip orayı ziyaret etmelerini tavsiye ederim. Ş'mdi köprüden balıkhaneye kadat olan.ve en ziyade göz önünde bulunan bu sahada yapılabilecek iwlâhatın ne kadar masrafa mutavakkıf ulduğunun hesabını ben yapacak değilim. Ozu varsin mütehassısları tesbit etsin.. göksel dilinde yıkandığı su, çöp ve Pisliklerle kaplanmıştı Yalnız şu muhakkaktır ki şehrin sıh. hatı intizam, selâmeti, güzelliği nok. tasından buralarda yapılması lâzımze » İen işleri yapmaktan belediyemiz âciz değildir . Bütçe mülâhazası da işin lüzumu ve faydası değildir, karşısında mevcut Bugünkü çirkin manzarâ köprüden ba. kkhaneye kadar olan yolun çökmüş taş larını tanzim etmek ve çürük, kırık is, keleler yerine muntazam ve sağlam beş on iskele yaptırmak ve buralarını daima kontrol altnda bulundurmakla pekâlâ izale edilebilir . Acaba bu işleri başarmak için yirmi, otuz bin lira sarfetmek belediyemiz için büyük ve yapılamıyacak bir fedakârlık mı olur sanki, HABERCİ veransarasına 3 Sabah gayeleri CUMHURİYET'de: Modern korsanlık M. Turhan Tan, yamyamlık korsunlığın medeniyetten uzak devirlere has olduğundan bahsederken diyor kiz Medeziyet ilerledikçe yamyamlık azaldı ve ve nihayet işitilmez oldu. Devletler kuvvet. lendikge ve korsanlıktan maksut olan fayda. lar meden! teşkiat sayesinde gürültüsüzee «ida odilmeğe başlayınca korsanlık da kalk tı, bir tarih batırası haline girdi. Fakat bir aydanberi o sanatın . mahdut bir çerçeve içinde , yapılmağa başladığı id. daları gaz! rde görünüyor. Gerçi Alman. yahut İtal mubarrirler Akdenizde gemi batıran & gemisi de: te henüz teenni gösteriyorlar, Lâkin faşizm. le mlâkaları olmıyan milletlere mensup gâz&, teler, modernize edilmiş bir Korsanlığın vü, cut bulduğunu ısrarla iddis etmekti Korganlığın kahramanlık sayıldığı devir. lerde hükümetler kendi erini oOkenâi kıyılarını onların hilcumlarından mubaYaza için ellerinden geldiği kadar amansız dav. ranrılardı. Hele bir kısım devletler, kendile. rinden zayı? olanları ezmek, parçalamak için korsanlıktan istifade bile ederlerdi. Meselâ (1516) da Rusya Çarı birinci (o Aleksandr Osmanlı imparatorluğuna bütün Avrupayı hücum ettirmek emeliyle Cezayir korsanları n: “büyük bristiyanlık silesinin, müşterek düşman: diye göstermiş ve heyecanlı bir be. yanname il dünyayı velveleye vermizti, Osmanlı İmparatorluğu o sırada dr, Cezayir korsanlarına söz geçiremiyordu. İngiltere ise © korsanları tepedlemek fikrile bir Rus donanmasının Akdenize inerek Malta veya Cetelültarık gibi bir mevkii zaptetme. Sini Jatemiyordu. O sebeble hem hristiyanlı. ğın perelini ileri süren Rusyuyı (susturmak bem de mehut beyannameden heyecana ge. Wen Avrupalı mütesssibları memnun etmek için bizzat harekete geçti, Lord Exmut ku, mandasında bir donanma göndererek Cezayi, ri topa tuttu, korsan donanmayı yaktı. Beş on yıl sonra da Fransa hükümeti ayal mem. lskete el attı, yalnız korsanlığın temelini yık makla ikti. etmedi, Cezayir halkını esaret altına aldı, Fakat bugün hayretle görüyoruz ki kor. sanlıktan şikâyet eden, korsanlardan tarar gören devletler çok ağırtaşlıdırlar.. Bir asır önce Cezayir korsanlarına yaptıkları gibi do manmalarını seferber edip limanları topa tut müyorlar, korsan gemilerini o belirmiyorlar derin bir Ibliyat gösteriyorlar! Biz boyuna çevirdik, enine gevirark, LAFINI ördeklere hiç de uymıyan bu #htiyatm sebe, bini güzel bir Türk meselinde bulduk: Eski çamlar bardak olmuş şimdi, KURUN' da A. Sırrı'nın Olüm yıldönümü Bundan tam bir sene evvel bugün © genç yaşında toprağa verdiğimiz — Meslektaşımız. A. Sirri Uzellinin ölümünün birinci yıldönü. mü delayısile Hakkı Süha bir makale yaz. mneşter, A, Sarı Uzelli gazetemize de o müteaddit yazılar yazmış olmakla beraber, esas Hbari, le Kurun arkadağimızn yazı | Müdürüydü, Bir sanatkârdı da. Onu, tam olgunluk dev. resinde kaybettik. Sanat dünyamız, o seçme bir kabiliyetten ve matbunt glemimiz ener. jik bir teknisiyenden mahrum kaldı. Hakkı Süha bu münasebetle A, Sirri Uzel, Uyi anlatıyor: Zavallıcık sabahlara kadar süren çalışma. lardan sonra, döndüğü evinde eserlerinin ts. İline iğilir, onlara gönlündeki ateşten bir kı vlcım vermeğe çalışırmış.. Miş O diyorum; çünkü Bırrı, tevazuu ürkeklik, çekingenlik derecesine vardırmıştı. Eserlerini saklar, an. cenk pek yakın birkaç dostuna gösterir, fikir danışırdı. Hayati gibi ölümü do gösterişsiz, gürültümüz, patırdınız oldu. Bir gün matbaa, ya girerken; — Haberin dt Dediler. Hep yaşmıştık. Bir akşam evvel sapasağlamdı. Güleryüzü, teril alnı ve yor. gunluk bilmez gözlerile heplmizi uğurlamış ve kAğıt yığınlarile dolu masası önünde tek başma kalmıştı. Fakat şaşmak neye yarar” Act gerçek, şaşkınlığımız üstünden ağır bir silindir gibi geçmişti Bugün ondan yüreklerde dost sevgiler! ve bir tek henüz yerine konmıyan mezar taşı kaldı. Yukarıda söylediğim istidat tarafı ol masaydı, belki onun yalnız gençiğine acı. makla kalacaktık. Fukat bugün o verimsizli Sin de yasını tutuyoruz. Eğer ruh, vücuddan bambaşka, mistaldi bir varlıksa, korkarım © bu vakitsiz sönlşe bizden çok yanıyordur. Zavallı Sırrıya orada ⣠rahat yok detnek.. Balta ile... Edirne civarında bir karı koca öldürüldü Edirne 10 (hususi) — Edirne ile Karaağaç aranda posta nakliyatının müteahhidi olan altmış yaşınd$ hancı Bakn Ali e gene ih. tiyar olan karısı Gilzeloebabadaki evlerinde balta He öldürülmüş olarak bulunmuşlardır. Çifte cinayetin paraya tamaan Ooyapddığı anlaşılmaktadır. var mı bizim Sırrıcık gidiver. di j

Bu sayıdan diğer sayfalar: