5 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

5 Ekim 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

d b e —— İLKTEŞRİN — 1937 Şehirlilik terbiyesi evden İ PĞŞIar | yabancının di bir tesbih ki Okannbirlik.ne yüz yirmi 'e0 birlik. İplne ne kadar TENNİZ almam demez? Ne rmek isterseniz nonünu ge. aların her biri bir örülmaya değer hir ne otu& birlikne bir, ne de YÜZ Beki otuz tane Tlâve eği Kadar seyrp bi tiremezsiniz. Bu: böri üzerinde d Börülür, Hiç düşünülmez kı belediyeye yükletmek, ben biran bile teş sreddü: veyler kep bizlm kuüm elmediğimiz — birçok TRel rumuzdür.. BN BASIİ Yürüneceğini bize beledi. İstiyorus, — sokağımızın dert her noksan Eretmesini kiritliğinden odu ZIMSUZ pisliklerimizi ter cak bir beledi Ben böyle düşünüyorum. Fahrit Dolapdersn'n müthiş a ukur, yakında k vermemezlik elimden "'?'uı kendista, | — deryası olan bu Ç v Dün nasılıa karyılaştık. geee ne değilse bile buna "k,—.,. v müyordum. Balkanlardan öt devli e devlet lerinde şöyle bir k merkez, yi kaç v yeni dönmüştüm, “ YEK bir — dolaşmadan Şuradan buradı - a buradan deri gene bizlm Belediyey, ken söz Güne dolaşa — Elimize geşeni v SStE. Ben: ne yapsın? 'kh;;r.'ı YOkağa atarsak belediye O buna kak veri N terbiyesinden Gik elti Vakat YT Ünütmadi: ' Terbiyemizin, bir şebir: Müalemef uzak o; Aduğunu TU Caasİi noktaya ,.,kw__::' — Dikkat $4 trsek dedi, * Sokakları * Binaları pangi, Saydlan semtlerdi Şehtin göbej yerler BAn Pek Pis olan 'YOD gibi kul. ekseriyel Tarılar yerlerdi; Pangaltıdan aşağı inen geniş Dolap dere caddesinde Mmuntazam — yolun bi. arasındaki tozlu patika- Beyoğlu semtinde çektur. ve öimü D PiS sokaklar da burulardadır. Niçin? &e. Bebi ortada; Çi tip, molozlar Tni halz deği Kü bunlar pansiyı AA Di d seyredi - Yon gibi oda oda N or, e'varda konuşacak adam bulma- Üye göz yun YU ğa çalışıyorduk. Fakat her taraf, o ka. dar, 1ssız, © kadar tenha ddi ki, iki ya. nımızda yükselen tepelerin ortasında- ki çukurun tâ aşağılarında, moloz a- rasında oynaşan iki, ÜÇ küçük çocuk. la, mahalle köpeklerinden başka can- h mâhlük görünmüyordu. & vimalmca raladıkları ey leri Böyle Yerlerin he Gdesthane bulunmakı :e ÜÇ olması ic: uaar " da Kiralğinlörle unua Oda oda kiralamaktadırlar. * katında ihtiyaca göre ab. ? Bunun belki iki, belki. 'AP eder. Bizde büyle mi? ne. DU vadiy eut iğaletinyin birisinin kapısını çalmağı düşündüm.. BT ue tayany tek abdesthanenin cağım sırada, önünde durduğumuz e. vin, tabta perdelerle çevrilmiş - bahçe- sinden: keskin keskin çekiç sesleri gel- miye başladı. Bunu duyunca, artık mü racaat edeceğim evi de tayin etmiş ol- dum. uei 'Tahta perdeler — arası daki '?ıbçuk kapıyı çaldım, evvelâ çekiç s€8İ dur- du, biraz sonra da, kapı açıldı; orta yaşlı, bir zatla kırvıı)n_m. Bir elinde kocaman bir keser tu! Te C— Halil Rami İki sarhaş —— Pendikte bi tü- T Meyhaneciyi .n“" “îz';:'ıüg.llır_ yordu. Kendisine buraya Liçin geldi « bir Meyhaneciyi rmeni, Pendikte Himizi, ne yapmak istediğimizi ve al - re Tüıkıuğe ha Yaralamış, iddiaya gö BEROU ktubu anlattım. Evvelâ bir Sümuşter Kâret etmiş tönra Şaka: | Yöm ':î Pendikte an (Güşündük n Yi ae M ğ N k ,biç bir şey söylemeden İ dün akşam Z'_':îi;muıde bir Brme - | . us::: ;::W baktı. Ve nihayet ka. arkada, öpen - n s .yüs e nın m:ını:. Yanına d'n:ı:îtı:" rarını vermiş olacak ki anlatmağa Bra ©slen ritmi, y : 5 ;’;_!'inu“,,_ " Bitmiş ve rakı içmeğe | “dU Burası, son seneye kadar, değil İ yüz v Ça TAZU fena, en iki , BFamlık ü ; İstanbulun, Türkiyenin en :ın bu iki arı “?_"g Sişeyi boşal b-m:ın ı;;d Sik Önümüzde apaçık Y- ,:r;ı:den dükkâr ” 'Gdiaya göre Para | Şum akar, kokudanı sinekten oturamaz “ı ir, Mustafa Sıkmak istemiş - | Gi eylerimizde -. Allah razı olsün, ni nnun_ z"maine ;lzım hm"w ik ev Ülüe buralarda büyük tesi- — Hiç Olmazşş DÜNİ olmuş: hayet BÖĞÜR £ gereeini Kapadılar nuzu ödeyiniz, Ü :ıkw HesiL | tf !'5:;“: n de bir ikinci ana Tâğım Bü söze kizan pt Mdrx gı a a da, arabalarla, H'i'ılı' ? it tılar. Sönr Tt keif, tesisatı yap' ğ Ü eeit Peka, L toprak moloz, getirip künklerin Üzeti. miş, ağır hvgh. v'ğ“î'“ğ“."î"nıl '? Sonra — tokat ne atmağa başladılar. Vaziyet nihayet eyhanecinin iş, » ğ erii i kli aldı. sırasında Hrant T“'ili;n. Röre kavga 'ö”_iu“f"”' * ine nazaran bi kere, ci sözler sarfetmiş, ret edil | Şimii ha rahatız amma, gene yük bir rakı şişesini me Gtçirdiği bü. | Yüz Ha kere dah bi sına fırlatmıştır. Muepç “itlanm kafa, | d derdimiz ehü: eei sürette yaralanmıştır. a b'!"ld.ın KAE » UYY ”* Ki Gürültüye — jandarmi :"m e arkadaşı yakajı — Yetişmiş, ı;;tıl.ı da hastaneye k Nuş, yaralı , Hrant bu sabah Kat al ştir. sine Verilmişti a) Mahk, lâğımı kapandı ktan sönri geniş ve muntasam bir cadde Istanbul konuşuyor ! üthiş gerizden kurtulan Dolapderede apıp tozun önünü almak lâzımdır.. bi evvel y Yolu da rane! Yaş,anı: Kararımı tam tatbik mevkiine koya, Do'apdere caddesi a Duğün Du kali almıştır. Şim di molos yığınları ile dolu bir toz haline konaca ktır. * iserindeki yan 30 kaklardan, hayuiîv-ıdd kaldırım yüzü Haberci görmiyen talihsiz yollar çoktur Buraya, tâ Kasımpaşaya kadar ura- nacak bir yol yapılacaktı, üç aydır bek liyoruz, nedense buna hâlâ başlanma. dı. Halbuki dökülen molozlar, öyle bir tor yapmağa başladı ki, buna can da -« yanmıyor. Bu gene bahçerideki incir ağaçları bile meyva veremedi.. Bu ğızın İâfın: burada kestim! , dedim. Toörunuzu birar ev. vel tattık, onun için öbür dertlerinizi anlatsanız, daha müteşekkir olacağız. — Peki, dedi ve devam etti: Yol ile beraber, buraya elektrik lâmbası — da konmalıdır. Masmaf'h yol yapılmazsa doğrusu lümbaya da ihtiyaç ( yoktur. Çünkü Yazın toz, toprak olmasına rağ- men gene geçiliyor amma, kışın ne in. san, ne araba, ne de hayvan bu yoldan kit'iyyen geçemiyeceği için, lâmba da düzumsur olur. Zaten buradan — evvel, evlerimizin diğer tarafmdali sokağı ışıklandırmak Vâzım, isterseniz, buyu » run da orayı da görün. Adam, önümüze düştü, biz peşinde iki evin arasınidakı çok meyilli bir ar - sadan tırmanıp, Üst tarafındaki — yola çıktık. Burası (Yuünusbey sokağı) idi. Kılavuzumuz : n öği : $ — Biz cayr cayır, tenviriye parası veriyoruz. Fakat sokağımızın tenvir namına bir şey gördüğü yoktur. Sonra bü yetmiyormuş gibi, yolun da başını ve sonunu tamir çttiler, orta kismr ol- duğu gibi, harap, berbat bir vaziyette brraktılar. Bütün bu noktalardan Şi « kâyetçiyiz. O, böyle söylerken, ben etrafımı tet- kik ediyordum. Burası her şeye rağ - aidden temiz bir sokaktı. Köşeye kıyıya atılmış bir kâğıt par- çası bile görünmüyordu. — Maşallah, sokağınız tertemizi di- yecek oldum. Evinin kapıst önünde bi- zi dinliyen ihtiyar bir kadın eliyle bi - tişik evin kaprsındaki yeni kapanmış bir çukuru göstererek: — Üç dört gün evvel gelseydiniz ge temizliği görseydiniz. Şurada bir Jâğım patlamıştı. Bütün sokak oturul. maz bir hale gelmişti. Ne isç Üç gün evvel gelip yaptılar. Şimdi rahatız. Yalnız hazır fırsat düşmüşken, size şu nu da söyliyeyim: Yeni lâğrm tesisatı yapılırken ma- hallemiz için de bir ana lâğım hazır - landı.. Fakat maalesef, evlerden çoğu henüz lâğımlarını bu ana yola kadar uzatmadılar, Onun için lâğım çökme- leri, Jâğım patlamaları, eksik olmryor buradan... İhtiyar kadın da söyliyecekleriri bitirmişti. Bu sokakta daha fazla dur - madık, geri döndük, Dolapdere cadde- sinin geniş yolundan, Pangaltrya doğ- ru yürümeğe başladık. Yokuştan yu- katı hem ilerliyor, hem de iki tarafı - mızda ki yollara şöyle b'ir göz atıyor- duk. Garip şey, Dolapdere caddı rindeki yan sokakların ekserisi, kal- dırımsızdı. Bu yollarda, şimdi toz içinde ve kışın da her halde balçık ça- mur haline gelen toprak görünüyordu. Meselâ tâ tramvay caddesinden aşa- üze- CUMHURİYET'de: Ispanya meselesinin son safhası Yunus Nadi, İspanyadaki İtalyan gönüllü. lerinin geri çekilmesi isteğine kargı İtalya, nin vereceği cevabım ber tarafta, — bilhassa Fransada büyük bir alâka ile — beklendiğini, bu mesalenin Fransada yeni bir mihek tayı olarak telâkki olunduğunu yazdıktan sonra diyor ki: *O halde mesele yeriden gu tamamiyeti ile mevzuubahislir: Avrupa harp ateşine a. Ulacak mıdır ve Uzakşarktaki Japon taar. ruzları bu yeni dünya badiresinin bir işare. U midlr? Son günlerin yumuşak bavasile birsz ya. tışan sinirler için susl © kadar çiy görüne. , vektir ki bunun karşısında — saf ve samimi her Insanın yoksa Avrupa deli mi oldu düşün eclerine düşmesini pek tabil buluruz. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse Avrupa tamamen akıllr bir hülde değildir. En kuvvet W oldulkdarını iddia eden devletler — harp ve Bulh arsamda dehşetli bir tereddütten — hâlh yakalarını kurtazramamış halde bulunuyor. Jar, Açık söylenemiyen bir takım hakikat. ler bası zihinleri yakmakta devam — ediyor. Açık söylenmiyen hakikatleri her taraf pek iyi takdir eylemekte ve ondan Golayı da gir. JH bir azap ve mstırap için için mesul hükü. metleri kararmız bir asabiyet içinde yuvarla. yıp gitmektedir. Mesele göyle tahlü olunabilir; Kğer harp tehlikesi yoksa her memleketi tepeden tır. nağa silkhlandıran bu heyecanli ve muazzam gayretler niçindir? Kim kitmden korkuyor?, Nihayet şu tarafın ve bu tarafın tatekleri ve hesapları nedir? “ M. Adolf Hitler yakınlarda Alman koloni. Jert iade edilmedikçe Avrupa meselesinin . yan! Avrupada sulhün . hallolunmuş olamı, yacağını söylemişti. Bugün Almanyanın yal Ce kolonilerinin fadesini mi iatediğli bile bel. H değildir. Almanyadak Rusya aleyhtarlığı ve Almanyanın şarkta hareket serbestisi ia. todiği ötedenberi cümlenin bildiği şeylerdir. Almanyanı merkezi Avrupa, davası Roma . Berlin mihverile hallalunmuş bir meselö sa. yılamamaktan daha tabit ve daha — hakiki bir vaziyet olamaz. Habeş seferi neticesinde Almanya ile anlaşan İtalya bentiz bu seferi. nin müuzaffer neticesini Avrupaya kabul et. tirememekten muztarip olmasma zamimeten Almanyaya yaklaşmış otlmanm bir takım :. 'caplarına uygun yürümekten de — kendisini kurtaramamış ve kurtaramamakta bulunu. yor gibi görünmektedir. Nihayet İspanya meselesinde Almaaya (a İtalya hangi uzak veya yakın — maksatları takip ediyorlar?. İşte gün geçtikçe Franaa. mın ve Wransa ile beraber İngilterenin daha büylük bir ehemmiyetle evirip — çevirdikleri müthiş sual budur. KURUN'da Artisi Isliyoruz Sadri Ertem, müzik ve sahnenin bizde ye. Bi başlıyacak ve kurulacak — bir Blem oldu. gunu söyledikten sonra göyle diyor: “— Bahne, müzik yalniz arzunun, yalnız tahminin ifadesi değildir. Kütle içinden seçi. fecek, Kütle arasından ayrrlacak Jatfdatlarım tasfiyesi ile, onların hakik! aanata en yakm olanını balup çıkarmakla mümkün olabülr.. Nitekim, etrafımızdaki aahne ve müzik Ale ai ya, tarihi derinliğe maliktir; yeni unsur. lar bu tarihi derinlikten kuvvet alan kültüre gabucak intıbak ederler. Yeni nasilleri mü. zik ve sahne Alemine bir eser halinde hediye ederler, Yahut bunü Üstadların — keşfi u. retlle başarmaktadır. Üstadların — keşfi için bol elemana ihtiyaç vardır. Ankarada açdan tiyatro mektebi bu cins. ten elemanları toplamak, sanat Üstadlarınt keğfetmek için devlet tarafından garanti e. Gilmiş bir mücmsesedir. Besini veyahut jestlerini bir sanat mri_ haline koymak istiyen vatandaşlar — için en iyi fırsat Uyatro mektebi, yazl devletin ka. mıvaları ile de teyit edilen gerefli bir istik. beli yakalamaktır. Bu istikbal yalacz bir gencin yarınını, teh. llkalerden, ürattsizliklerdan, karanlıkla: ' kurtarmış manasımı değil, sanatın — gerelli, muvafteakiyetli ufuklarını da kavramaktadır. Genç adam için tmkân her raman için a. yaktadır. Biz sahneyi kurduk, Ustadları çelenklemek içka hazırlanıyoruz.., iıya kadar kaldırımla inen Poyraz caddesi, Dolapdere yoluna gelince, sanki bundan sonra taş döşenmesi yı sakmış gibi! Derhal toprağa kalbolu- yordu. Gene böyle kaldırım yüzüne hasret takhsiz bir yol olan Eşref sokağının köşesinde, genç bir adama derdini sor- duk. ! — İşte, dedi. Bütün derdimir.. on ka TIş yere birlaz taş döşense tahat edece- ği : Burada da fazla durmadık, bu semt- te nedense pek bol bulunan tavuk sü- rülerini seyrede ede, Pangaltıya doğru yokuşu tırmandık.

Bu sayıdan diğer sayfalar: