25 Ekim 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

25 Ekim 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazanı Soğoman Tehliryan — Çeviren: SŞ — İktihan ve tercume bakkı mahfuzdur — — 74 — Sevgilim Fransız dilberine bir konsültasyon yapıldı. Fakat netice değişmemişti Arkadaşım Serkis, bu haberden mem- nun olmakla beraber, pek inanmıdığı - n Hanriyette husule gelen salâhın geçici mahiyette olduğunu söylüyor ve fazla heyecana kapılmamak lâzım gel- diğini ileri sürüyordu. Halbuki ben ar- tık bir şey düşünecek vaziyette değil- dim. Hastaneye varınca, müdülr bizi | doğruca Hanriyetin odasına götürdü. | Arkadaşım Serkis benimle beraber oda- | ya girdi. Hanriyet karyolasırıda yatmış biaf bekliyordu. Beni görünce, gözleri sevinçten pari ve işitilmiyecek Ladar hafif bir sesle: — Sevgilim, geldin mi? #yebildi. — Daha iki gün evvel kanı dama rında yanan H:ınn T'arımı zorla Sevgilme — yaklaşarak öptüm, hatırını sordum Mezardan gelen ayni hafif sesle ce- vap veriyordu: — Teşekkür oderim sevgilim.. Seni gördüm çok daha iyi oldum.. Sen na - sılsın.. Canm srkil:yor mu? — Beni düşünme Hanriyetçijf?'m.. Sen iyi olmana bak.. Bütün istedik - lerin oldu, şimdi de sen hastalandın. — Ne yapalım? Talihimiz böyle imiş. Bir iki güne kadar hastaneden çıkabi - leceğimi ümit ediyorum. Sen dahiliyec? doktorun sözüne bakma, Ona kalsay- dı, şimdiye kadar beni mezarda bu ulur- dun., Bana naFariyi Halbuki işte sen de görüyorsun W daha ölmeğe niyetim yok.. Sabahleyin beni bu vaziyette görlünce adamcağız Heliye döndü, brraktığı gibi kaçtı, bir dıhı yanıma gelmedi.. Doktorun böyle ni de hiç, görmemiştim.. "lm' iyet konuştukça heyecanı artı- yor, nefesi daralıyordu. Bir kaç defa sö zünü kesmek istedim, fakat dinlemedi.. Nihayet küvveti kalmadı.. Gözlerinin ateşi birdenbire söndü.. Set'nin tonu bir derece daha iİndi. Bu fısıltıya benziyen seslerin mânasını anlamak kabil değil- ZaPt tüttum, — Ona ehemmiyet bile vermiyortlar bi salâhların menfi aksülümel. söylüyorlar. doktorlar ayni Fkirde mi? — Aralarında yalnız belediye dokto- ru bu fikirlere iştirak etmiyor, hasta. nın bir de aklı başına geldiği sırada i lâzım geldiği hususunda teyim .. ; : — O hâlde vaziyet büsbütün değişi- yor demektir... n bildiriyorum. Km.r. haklı ol duğu henliz belli değildir — Hastanın vaziyeti — Bıraktığınız gibid'r, hiç bir deği- şiklik yoktur. — Bon yarın akşama kadar evde ©- lacağım.. En ufak bir tebeddülât vuku lduğunda lütfen derhal bana telefon etmenizi rica ederim. Gece arkadaş Aram ziyaretime gel- . Hanti'yetin başından geçenleri isine izah edince: — Birader, artık şu kazıyı bırak... Ondan ümit yoktur, dedi. Ve sözlerine şu süretle devam etti: Binde bir de olsa iyileşeceğini farret- tiğimir taktdirde bile gene senin vazi- yetinde bir değişiklik husule getiremez. Daha bugün mektebe yazılmadın mı? Tekrar bu kadınla yaşamıya başladığın takdirde mektebe nasıl devam edecek sin? Bu davanın kapanmış olduğunu zannediyordum, halbuki her gün yeni bir safhası karşısıları bulunuyoruz.. Bu iş böyle devam edemer, Bu akşam, hat- 1â / gimdi, şu anda kat'i bir karar verme- Tisin.. — Ne gibi bir karar İstiyorsunuz? — Ya komite, ya Hanriyet.. İkisinden birini tercih edeceksin.. — Komiteyi tercih ettiğimi biliyor « sunuz?. — Biliyoruz amma, her gün vaziyet değişiyor.. bi di. Biraz sonra Hanriyet iki gün evvel olduğu gib? kendini tamamiyle kaybet. miş bir hale gelrişti. Arkadaşım Serkis kulağıma; — Ben sana söylemedim mi? Bun - lar geçici mahiyette işlerdir. Daha dün ümitsiz bir vaziyette bulünan bir has- tanın 24 saat sonra bir mücize ile diril mesine imkân yöktur. Olsa olsa işte böyle müvakkat bir devre geçirdikten sonra, eski haline zücu eter. Bunun bör tehlikesi daha vardır.. Herbangi bir kuvvetli heyecan neticesinde kalbi birdenbire duruverir. İşte © zaman iş tamamdır. Hastane müdürü bu vaziyet karşı - sında bir fikir beyan edemiyor, sadece bir mütehassıs daha gağıracağını ve son bir istişare yaptıracağını vaaki edi- yordu. Adamcağız ne diyeceğini şaşır- rarştı, — Siz merak etmeyir » birazdan Ce- nevrenin bütün mütehassıslarını bura- 'da toplayıp bir konsoltasyon yaptıra- cağım. Neticesini size telefon ederim. Hastane müdürü vaadini unutmadı.. Ve gece telefon etti. Telefonda bizzat ben görüştüm ve istişarenin neticesini sordum.. Müdür şu cevabı verdi: — Maalestf kat'i bir şey söyleyemi- yeceğim.. Doktorlar bizim dahiliyecinin teşhisini doğru buluyorlar, — Yani ümit yok mudur, diyorlar? — Evet. — Bu sabahki vaziyeti nasıl izah &- diyorlar?. "luııııi“'"îluıııııl""iııııııul"lllııııııv"""—fml""' ri hücum ederek Macellân ile döğüşmeğe haş Tadı ve an$ kolunu sakatisdı. — Macellinim artık kılıç tutamadığın: gören yeriller hücu mu birkst daha arttırdıdar.. İçlerinden — biri, sol baldrıma şiddetli bir kılıç vurdu. Zavallı Macellân kuvvetten keslimiş bir halde sshile düşüverdi. İşte bizi buraya kadar göliren Kitm, ııııı_ | tedir, geyyur seyyah böylece BidiL.,, Bevfi Mmanından büyük bir merasimle de. nize açmtan donanmadan ancak bir zemi, uı. cellânsız olarak ve en sekiz tayfa ile tekrar B Birdi. * T Niyazi Ahmet — Değişen bir şey yoktur.. Ben bu kadına bir İnsan sıfatiyle acıyorum.. Komite buna da mâni olamaz ya? Siz hasta bir kadına acımaz mısrnız? (Devamı var) OTROERETEE TEYEEETTLARN Bütün Istanbul Halkına Müjde AMELLETTZ MEM T YY Haftalardanberi sabırsızlıkla beklenen emsalsiz — film BAY ÇETiN “Denizallı Hâkimi,, Bugün Matineler- den ilibaren e 5 Kısım, tekmili birden | Alkazar Sinemasında başlıyor. Dış sıyasa lntaresku ... (Baş tarafı £ incide) 1 — Azlıklar arasında tesanüt lemîn* etti. 2 — Azlıklara Romanya hududları [ dışından yardım beklemenin manasız. lığını güzelce ihsas etti. 3 — İktisadi — şartları mümkün mertebe ıslaha çalıştı. 4 — Romen — ordusunun Romen vatanımı müdafaa için muhtaç bulun. duğu vasıtaları temin etti. 5$ — Romen hudutları onun zama. nında mükemmelen tahkim edildi. 6 — İçtimaf kavgaları asgart de . recesine indirdi. Ve Romanyada ya . baneı propagandalara inkişaf imkânı bırakmadı. 7T — Gençliği siyas! teşekküllerin Aleti olmaktan kurtarmıya çalıştı. Romanya Kralı 8, M. İkinci Ka. Tol'un yüksek teveccühlerini kazan - miş olan ve kısa bir zamanda, haki. katen birçok mübhim işler başardığı görülen bu devlet adamının Türk mil. letine karşı, her vesileden istifade e. derek dostluklarını izhar etmekte ol. duğunu burada memnuniyotle hatır. latırız. Dost ve müttefik Yunanistanın Başvekili Metaksastan — dostumuz ve | Tmüttefikimiz İraniın hariciye veziri Samiiden sonra onu karşılamak ve ge. Tâmlamak Türk devleti için olduğu ka dar İstanbul için de husus! bir zevk Ve sevinç olacaktır. ŞEKİP GÜNDÜZ Istanbul konuşuyor (Baştarafı $ üncüde) lip bir şeyler toplayarak elindeki çuva- la dolduruyordu. Bizi buraya getiren aksaçlı rat: — İşte, dodi, bu arsanın - sefaletin! gördünüz. ümit ederim ki, yazınızın | bir kaç satırın; da bu mezbeleye hasre- dersiniz.. Daha fıılı konuşmadık. Aksaçlı zat bizi Rızapaşa yokuşunun saşına kadar geçirdi. Ve orada kendisiriden ayrılarak Fincancılar caddesine saptık. HABSRCİ EBugünkü radyo İSTANBUL: 18,30 Plâkla dana musikisi, 19 konferana, A Akyüz (çocuk terbiyesi), 1930 — Çocuk. lara masal, Rayan Nino tarafından, 20 Ru. fat ve arkadaşları tarafından Türk musikisi, ve halk şarkıları, 20,80 Örter Riza tarafından ATAPÇA Söyley, 2048 Belma ve arkadaşları, tarafından Türk müzikisi ve halk şarkıları, (ARAt Ayarı), 21,15 Radyo fonik opera arkes. tra refakatila, (Verther), 22,15 Ajuns ve bor #a haberleri ve ertesi günün programı, 22,90 Plâk!s sololar, opera ve öperet parçaları, 23 BON. BÜKREŞ:; 1548 dana örkestrası, 20,30 plâkla senfo, | nik konser, 21,80 piyano konseri, 2245 kafe | konser naklı, BUDAPTŞTE: 18, sigan musikisi, 19,20 şarkılar, 20,40 tiyatrodan temall nakli, 23,10 piyabo konse. F, 24,05 sigan orkestrası, VARŞOVA: 10.10 şarkılar, 20,30 film müziği, 21 istas. . YöN orkestrası, 2250 senfanik konser, ginem, d 25 İLKTEŞRİN © ”î Ne benzeyiş ! İkiz artistleri an ' leri bile ayıramıy | lBobbl, kardeşinin yerine sahne çevirdiği halde K (d farkında olmadu İkiz sanatkdrlar "Prenses Holivudun meşhur — ikiz artistleri Billi ile Bobiden bahsedildiğini her- halde duymuşsunuzdur, Yaşları 12 dir ve biribirlerine o kadar benziyorlar ki, anneleri bile, onları tefrik etmekten &ciz kalıyor. Fredrik areh'ın çevirdiği bir filmde ufak bir rol için evvelâ Billiyi angaje et- tiler. Fakat stüdyoda anlatıldığına gö- re, Bobbi, kardeşinin yerine birçok sah- neler çevirzdiği halde, hiç kimse bunun farkında — olmadı. Diğer — taraftan, “Prent ve dilenci,, namındaki - filmde, bu kardeşlerden biri Prens ve diğeri de dilenci rolünü almıştı. Rolterini de- Biştirmiş olsalardı bile, hiç kimse bu- nun farkında olmuyacaktı. Bu Filmde kazandıkları büyük — muvaffakıyetten 80: ikiz kardeşler, Holivudun “yıl- dız,, Tarı arasına karıştılar, İşin asıl şayanı dikkat ciheti şudur ki, ikl kardeş arasındaki benzeyiş sa- dece görünüşte değildir. Tahiatleri ve sevki selimleri de tamamiyle biribir- lerinin aynidir. Billi de, tıpkı Bobbi gibi kimyaya heveslidir her ikisi bu ilimle son derece meşgul olmaktadır- lar. İki kardeş, çok kitap okumuşlar ve, yaşlariyle mütenasip olmuyacak derece- de münevverdirler. En güç kitapların ve fakir,, filminden ViT bile içinden çı kmı;ludr Stüdyoda Billi ile BöP anlaşıyorlar. İkiz artist) lerden nefret ediyorlAr: gibi filmlerde takma SAS tiyetinden Joğmaktadır miyorlar. Onlar, ileride filmler çevirmeğe karar Y” Resimleri birçok * * gazetelerde çıktığı halde d le birçok mülükatlar )'F rağmen, Billi ile Bebbi dl' dan başka bir şey değili” Meselâ, bundan bif büyük bir revü tiyarrofl b yazıhanesine giderek, * zü önünde, krymetli m'v,,.. “bıçak saplamak müsabi” a lar, masadan başka hirkâS # lik deşik e(m'şlrrdıx ',ı;,;ı Zavallı direktör, & uğramamak için, kın**' y!" şık bir Jokantaya ):'”f W fakat haylâz ikizler, ored 1vıg tuz, hardal ve zeytin yağı tecrübelere |,, gıı'ıııl"ı yemeklerini berbat cı'!*î İki kardeş, sinemâ ’::;dj “hoş ve eğlence,, tcîik y büyük ehemmiyeti ıy lar, eli ça , Çok büyük bir temaş2... Fevkalâde maceralö” İ Emsalsiz bir temsli heyeti... CECiL B. DE MiLLE tarafından vücude getirilmiş en büyük mareca filmi.. BUFFALOBiLb GİNGER ROĞERS ve FRED ASTAİR'in son zaferleri ve neşe kaynakları | Alkazar |Z ( Maceralar kralı ) Türkçe sözl Baş rollerde; GARY KOOPER ve JEAN AR üf"f Bu perşembe matinelerden itibaren SARAY Mnemasında bıışlıyııcılı*t yakıela saysız taler GAKARYA sineması görülmemiş muv kazanmakta olaf VALS DALGAS eç kalanlara müjde! —

Bu sayıdan diğer sayfalar: