24 Aralık 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

24 Aralık 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Nizamettin Nazifj ' Artık Hababe de, Selâme de, | Zevk, neşe, aşk ve her dilediği ; haz onundu . , Yerid, şimdi esirciye Ürkek gözlerle Bikiy, , yordu. O son söz olarak şunları f Müd, * " — , ” Hareket üç gündenbeni başlamış bulunmaktadır. ömer bin Abdülâzizin — Bühtelif yetlerde kullandığı - casuslar edilmişlerdir. Bir çok nimetlerinize, İ Ömere satmakla mukabele etmiş Uyor, Allaha ısırarladık Emir Haz. , İtileri., Bu hafta içinde Şam camileri fiki güzel hutbelerine, —dedelerinizin Rtayı size ve siz de Hababeye kavüş - | “uş olacaksınız. a Allıha ısmarladık Emir Hazret - - l — , İbni Mina ile yanındaki adam geri .Fl çekilerek ve inütemadiyen yeri Tek kapı perdesine ulaştıkları zaman — Mtci, çok yüksek bir sesle; , — Bu atların cetleri Ceziretülarapta y Vn ayrı güzel ve şerefli isimler bırak- İ ı"ılznııı efendimiz. - diye bağırdı Ve perdeyi açıp çıkarlarken dışar- ikllerin ve merdivendekilerin işidebi. Ti derecede yüksek sesle ikisi bir- ] Sen ilâve ettiler; 4 — Güle güle kullanınız efendimiz..; Güle güle kullanınız efendimiz!. ... İşbu esrarengiz ziyaretten bir gün Ta Yezid, Halife Ömer bin Abdülâ - #nŞamdan detxlebeli bir alayla çık. Si gördü ve bir hafta sonra da tıpkı yman bin Abdülmelik'in ölümünü _g:e[r Abdülâzize haber vermek için Dabıktan gelen haberciler gibi at. , M çatlatarak Şama ulaşan haberciler, t Yezid b'n Abdülmelike amcaza - ** sevgili eniştesi Halife Ömer "!n Ülâzizin öldüğünü bildirdiler. :, Fam camilerinin minberlerinde söy. Oyiğtn hütbelerden, Hazreti Ali ile ev- tına yapılması mutad küfürleri ve etleri kaldırdığı için koyu müslü- k tılnn kinini üzerine çeken Halife DH » #Linci yaşma yeni bastığı gün İ Sem'enda kölesi tarafından zehir- ti. * . . “Al'hk dünyalar Yezidin olmuştu. Ar- Beni Ümeyye «mparatoru olmuştu. mhiç bir kudret onun önünde baş e%y_ecekü. Artık ge Ömer bin Ab. Bi zin fısdtılartaa kulak veren — bir Halife Süleyman, ne de Ömer bin Bo kalmıştı. Artık hassa süvari- İbai Minanın kapısı önünde kendi- '& tutamıyacaklardı. Artık... bi b _'ımı Hababe de, Selâme de, aylı .“ t de, zevk neş'e, aşk ve her dile. V. da onundu.. € ı .“; Şamlılar bu yeni Beni Ümeyye N"—lı_ı?n camiden evvel şehrin İleri % #rini, imparatorluk ordularının kumandanlarını ve saltanatın ve- ı,, kabul etmezden evvel atına at- Ürüüner, Ibnj Minanın evini boyladığını kî' Mina yeni Halifeyi, evinin iki d ardlarına kadar açarak kabul ğ:ıhu garip talih! Yezid gene ara. —m:llhmıdı. Süleyman Bin Abdül- *h ve Ömer bin Abdülâzizin Yezi- *.: “Nüstebit birer çehre gösterm'ş Tüp lifelikleri zamanında İbni Mina. N"hdm bir karış dışarıya çıkama- N:ı.h iki güzel kız, İbni Minanın e- Yi ayrılmışlardı. Aöld fena halde köprüdü. Han? fbni Ciğer karışık işlerini öğrenme. Söydı da onu eskisi gibi yalnız bir !.,_:;i!ıı tarımakta devam etseydi, Eraeii bulamadığı bu evde mutlakr “üdün leşin! sererdi. Fakat İbni N Ömer bin Abdülâzizin — ölü- .k. rolünü biliyordu. Bunun için K &ti ünt bir yeise döndü. Ve acı Bitrliüa, TE — Niçin böyle oldu?, Niçin böyle oldu. Nereye gittiler? Niçin beni kah- rediyorsunuz? Onsuz yaşayamıyacağı. muı bilmiyor musunuz?, Sesinde öyle elmeli bir hal ve halin- de öyle elem sunan bir saf çocuk azabı vardı ki ona hazıtlanmış olan tatlı sürp- rizin sırrını esirci daha fazla saklayama. dı; — Ya Halife! - dedi - Git sarayına! Sevdiğin oraya senden bulunuyor... — Ne diyorsun? evvel varmış — Söylediğimi yapmanızı diliyorum. Sarayınıza gidiniz, Halife Hazretleri ve zevcelerinizden Onmanın torunu Ab. dullahın — kızı Saideye ufak bir iltifatta bulunmaktan çekinmeyiniz... — Saideden bahsa neden lüzüm gö- Tüyorsun?. — Sevgilinizi sizden evvel hatırlamış olmasından... . Evet., Kocasının halife olduğunu öğ- renir öğrenmez, Saide derhal yanına üç dört çariye almış ve doğru İbni Minanın evine gidip Hababe ile Selâmeyi saraya götürmüştü. ... Saidenin hareketi Yezidin büyük min. nelini kazanmasına sebep oldu. Fakat bu ha ,k:t Saideye kocasından en ufak bir erkek sevgisi koparamadı. Yezid ha- reme girince doğru Hababenin bulun - duğu odaya dalkdı; Halifeliğinin ve ha. yatının devamınca artık âzad kabul et- mez bir kölesi olacağı kadının, Haba- benin ayakları ucunda çöreklendi . llk gece. Uzun ayrılık yıllarından sonra sev. gilisinin nefes alışını, söyleyişini, gü- lüşünü tatarak, kokusunu alarak, geçir. diği bu ilk gece Yezid kendini bir rüya. da sanmıştı. Ve zaten tarih onun bu rüyadan bir daha uyanamadığını ve o geceden sonra etrafındaki başka şeyleri görmek, Laşka sesieri duymak, başka bir şey enlamak imkânlarını bir daha kendinde bulamadığını kaydediyor. İlk gece ve bu pek tatlı ilk geceden sonra gelixn geceler ve gündüzler, Yezi- di hep Hababe ile başbaşa, yanyana, dizdize ve koyun koyuna buldu. İbni Minanın evinden saraya tekrar gelince Hababe senki Yezide mıhlanmış, tut- kallanmıştı . Yezid iç'n artık iş güç, gece ve gün. düz kalmamıştı. Gece içkiye başlanan anla başlıyordu ve gündüz, bu çifti da- ima uyur buluyordu. Halifenin işi ise, «adece Hababenin arzularını yerine ge- tirmekten ibaret kaltyordu. Kardeşi Müsellemenin kumandasın. gaki ordu'ar her gün yeni bir zafer ka- zanıyordu. Endülüsteki İslâm ordusu Fransa toptaklarında ilerledikçe ilerli- yordu. Narbon ve Tuluz zaptedilmişti. Beni Ümeyye sarayının hazineleri ve bey. tilmal sağdan, soldan gelen ganimet- lerle, alınan baçlarla, toplanan — Aşarla dolup taşıyordu. Bu servet volkanı içinde Yezid sev- gilisi için yığın yığın altın sarfetmek, onu elmaslara garketmek imkânını ra. hat rahat buluyordu. Artık Selâmeye de isinmişti. Haba- be, Selâme ve Yezid haremin husust bir dairesinde birlikte yaşıyorlardı. Yezide, ancak on beş günde bir defa, o da bir iki saat için vezirleri ile saray- da buluşuyor ve her şeyi kısa keserek, tekrar Hababeye, Selâmeye koşuyordu. Hababe onu daima Aşıkane bir. beyit söyliyerek kargılıyor, buna Yezid, bir diğer beyit ile mukabele ediyordu. Sonra bu müşaereden çıkan eseri Selâ. me besteliyor ve Hababe o ilâhi sesiyle okuyordu. (Devamı var) “halbuki bu sahada pekâlâ ilerliyebilirsiniz. Cevapları veren? PROFESÖR SANERK Böüötün tafsilâtiyle karakterinizi; meziyet ve kusurlarınızı; sirzi hayrete düşürecek kadar varılı ve aarih olarak hususiyetle. rinirzi; tuttuğunuz veya düşündüğünüz işte muvaffak olup olmıyacağınızı; ni. hayet beş farkla yaşınızı size söyliyebi. Mrim, Bana bir gazeteden, zir kitaptan veya aklınızdan yazacağınız dört satırlık yazıyı; son aylardaki imzalarınızdan i. kisini gönderiniz. —İS$i— Konya K. A.E.21: 25-30 yaşlarında, orta bünyeli bir zat. Meziyetleriniz! büyüterek görmek, görüş- lerinize fazla kıymet vermek ve başkala- rını © kadar beğenmemek busüsiyetleriniz dendir. Bülün Lunlara rağımen bulunduğu- mur mevkiden memnun değilsiniz. Etrafın ve muhitin sizi takdir elmediğine, edeme diğine kanisiniz, son Imzalarınızdan es kisi ile yenisini mukayese ederek en son imzanız devresinde hayatınırda daha bir darlık hasıl olduğunu tesbit ettim. Müsbet işlerde daba çok muvalfak — olabilirsiniz, ameli işlere de kabiliyetiniz. — vardır. Bir müddet söylemekten ziyade — dinlemeği, yazmaklan fazla okumağı tercih — ediniz. Göreceksinir ki bu suretle kazanılan daha mühim olacaktır. İmzalarınızın biri: Ruhi bir inkisar ifade ediyor. Bütün bu netice- lerde müutabıiksanız tekrar konuşabiliriz. —132— Fatih M. T. AR, ; İmrzalarınızı gönderdiğiniz 929 danberi ruhi ve bedenl bir tekâmül ve inkişaf göze çarpmaktadır. Gençsiniz. Sıhhaliniz iyidir. Uysul olmağa çok müstaltsiniz. Bir işin te ferrüatine da dikkat etmek hassasmız var- dir. Yalmız ödetlerinize, alıştıklarınıza çok bağlısınız. Bu huyunuzu — düzeltmezseniz işleçinizde yenilik yapamazsınız. Zekânı- zi da bu bakımdan işletmeniz gerek. Yazı- mızin tahlilinden maddi bir — sıkıntı da Körülüyor. Bu sıkıntıyı bertaraf edebilirse niz muvaffaktyet çok kolaylaşacaktır. —153— Fatih K. F.A. 937; Genç, açık kalpli, mütevekkil — olmağa ruhen mütemayin, başkalarının — hakkına hürmetkâz bir zat.. Size yapılacak tavsiye- ler arasında, tuttumlu olmağa dikkat et- meniz başta gelenlerdendir, Bir İşl — daha Yazla yaparken, bir sözü — göylerken, bir yazıyı yazarken düşünmeğe alışmış bulu- nuyorsunuz. Halbuki: evelâ — düşünmek, karar vermek ve kararın tatbikl esnasında dikkatli olmak daha doğrudur. İnatçı ol- madığınız için başkalarile kolaylıkla, an- laşabilmeniz mümkündür. Amell işlere de kabiliyetiniz iyidir; Çalışmağı sevdiğliniz, beklemeği bildiğiniz için hayatta muvaf- fak olmak ihtimalleriniz çoktur, — yalnız ihmalkâr veya dalgınlık kusurunuz olduğu nü talımin tahmin ediyorum. Ba huyunuz la mücndele ediniz! Macera ve hayecandan haşlanan rubünüzü, müsbet işlerin ağırlı h içinde teskin etmenizi de tavsiye ede- rim, Firma arkadaşımızın diğer imzasını ve elinin şeklini gönderemez misiniz? —144— Beyasıt Gül - Ap; Bilmem aldanıyor muyum: Yazılarınızı dikkatle tahlil ettiklen sonra — vardığım netice şudur; Siz keyif veriel — maddelere fazlaca mübtelâ ve münbemik bulunuyor- sunuz. Bu yüzden sıhbatiniz bozuktur. Ru- hen de muztaripsiniz. Henüz — gençsinlz, yaşınız 25 kadar olacaktır. Hayatınızı, bü- ltün enerjinizle tanzim etmekliğiniz lâzım “gelen bir yaşta bütün İstikbalinizi iİhmal et mek, size ağır gelmiyor mu? Bugünkü şe- raltte söylediğim sehebten bir tehlike için- desiniz, demektir. Mukul Olmanızı ve bu- güne ve yarına git vazilelerinizi ebemmi- yet ve ciddiyetle halırlamanızı, — aklınızı başınıza almanızı tavsiye ederim. —i58— Kurtaluş Sam: Gençsiniz, Size zayıf denemez. Boyunuz da orta sayılır, Fikirlerinizde, kanantle- vinizde srar etmek bir — vanfınızdır. Bu haliniz az zamanda İnat şeklini almakta- dır. Hayalla inkisara uğramış bulunuyor sunuz, bu yüzden zorluk önünde ruhi mu- kavemetiniz fazla değildir, bunu — tashih ve tadil etmeniz Jâzımdır. Henüz önünüz- de mühim fanliyet seneleri — bulunduğuna göre hayatın bin bir safhası Önünde daima kuvvetli, daima hazırlıklı ve daima irudeli bulunmak, size en fazla yaraşır, Okumak ihtiyocınızı da tatmin etmiş — değilsiniz, Ölabileceklere, işe ve bunların olması içl çalışırsanız, şimdiye kadar — uğradığınız ruht ipkisarlara bundan sonra maruz kal mazsımız. —1B56— K.S. 0 : X Henüz genç bir yaştasınız. Tahsilinizi ilerlelmeğe ihtiyacınız vardır. Dikkatiniz de kuvyeltli değildir. İşlerinizde İntizama ve güzelliğe yer vermeğe mecbursunuz. Vü cülça topluşunuz. Bayunuz ortadır. Sıhat- çe mükemmelkiniz. Düşündüklerinizin ve anlatmak istediklerinizin karşınızdaki la- rafından hermen anlaşılması icap ettiğine knisin'z, sizce bir şey anlalamazsanız kaba hat sizde değil anlamayandadır. — Rahata, istirahata termayülünüz fazladır. Kendinizi sesaslı da olsa sıkıntılı. işlere vermekten çekiniyorsunuz. Mumtazam bir programla hayatınızı tanzim, istikbalinizi temin et- menixi tavgiye ederim. Yazan; Kenan Çinili — Melekzad Çinili ( ERKEK — RKIZ ) (Terettme ve Uctibas bakkı mahffazdur.)) — Numara: 19 — Siyahlı kadınla konuşuyoruz “Leyla ile nışanınızı bozamaz mısınız ?,, fabrikatörün genç karısı bana deli- cesine tutulmuş, benim uğrumda bütün tehlikeleri göze almıştı Dikkat ettm, Ben bu kadını hiç mi hiç tanımıyordum. Evvelâ kim olduğu- nu “sormak istedim, Geçirdiğim küçük bir tereddüt anında, o kafamdan geçen bu düşüncenin cevabını verdi: — Tabif benim kım olduğumu merak ediyorsunuz ve bu kadın bana ne söylü yecek diyorsunuz? dedi. Bu ince uzun, kumral saçlı, yeşil gözlü, beyaz tenli kadırı ve bana ne söyliyeceğini merak etmemek kabil miy», di Çok serbest konuşuyordu. Ben onun sualine ağzımla değil, halimle cevap verdim, Devam etti; — Haklısınız! Ben nişanlırız. Leylâ- ran çalıştığı fabrika sahibinin refikası. yım, " 4 O zaman hükmümü verdim. İçimden : — Muhakkak nişanlıma dair bilme- diğim bir şeyden bahsedecek, Heyecana Küzum yok Kenan.. Aşağıdaki satırları okuyan okuyu- cularım. niç şüphe yok ki doğruluğuna kolay kolay inanamıyacaklardır. Fakat onlara hâdisşenin aynen, konuşmaların aşağı yukarı ayni şeyler olduğunu temin ederim, Bunları inanılamıyacak kadar garip bulduğum halde bugün, sırf doğ- ru olduğu için, kaydetmekte zerrece te- reddüt etmiyorum. Şimdi nasıl diyeceksiniz, tanımadığı- nız bir kadın size gelip te böyle bir tek- lifte bulunabilir. Haklısınız. Bunda ben de sizinle beraberim. Ne yapayım ki hâdise böyle.. Ben de sizin kadar buna akıl erdiremedim. Hattâ bu kadar za. man geçmiş olmasına rağmen.. — — Buyurunuz dedim, hanımfendi, bana Leylâdan mı bahsedeceksiniz ?, — Hayır, dedi, Acele etmeyiniz söy- leyeceğim. ğ — Buyurunuz!. — Sizi daima biz'm fabrika önünden geçerken görürüm. Bir defa siz! bera- berce sinemada gördüm. — O taralta otururum efendim, Ley. lâ da nişanlımdır. — Eyvet, buna ben bir - türlü ibtimal veremdmiştim. Leylâdan sordum. ÖO da n'şanlınız olduğunu söyledi. — Bu ne alâka cfendim.. 3 — Dahası var. Ona da inanmadım. Fabrikadaki işçilerden sordum, — Onlar da evet, dediler değil mi? — Öyle. Bu arrada bu genç kadın, yüzüme hâlâ inanmadığını enlatan bir tavırla bakıyordu. — Hüilâ inanmadınız mı, hansefendi, dedim. — İnandım. Fakıt yakıştıramadım, doğrusu.. t Bu sefer hayret etmek bana düşmüş- tü: — Niçin hanrmetendi?, Evvelâ cevap veremedi., İsrar ettim.. Biraz kızararak ve hafif bir sesle cevap verdi; için mi? Çünkü sizin iyi bir ale. ye mensup olduğunuzu da öğrenmiştim, Böyte bir aile çocuğu mnasıl olüur da... Onun cümlesinin Litmesine meydan vermeden? — Ne yapayım, efendim, oldu . bir defa.. . — Yazıkl. — Yoksa Leylâ hakkında bildiğiniz bir gey mi var?. — IHayır, dedi, Kendisinin işçi olma- sından başka bir şey bilmiyorum. — © halde benimle niçin bu kadar alâkadar olduğunuzu sorabilir miyim?, — Şunun için ki... deyip durdu.. Ben meraklanmıştım ; — Niçin, lütfen devam eder misiniz? — Müsaade ediniz de söylemiyeyim.. Bırakınız ve israr etmeyiniz ki küçük bir -ziyete düşmiyeyim. — Niçin küçük bir vaziyete düşmüş olasınız.. Lütfen... Aldığım cevap karşısında kızardım, dersem yalan söylememiş olurum. S Yere bakarak; — Malem ki israr ediyorsunuz eöye liyeyim. Çünkü sizinle ben alâkadarım. Belki bana deli diyeceksiniz amma ne yapayım.. Sizin, fabrika önünden geçe. ceğiniz saatleri kollarım, Hep sizi dü- şünürüm, Sirin Leylâya nişanlı olduğu- nuzu işitince dayanamadım, Böyle kü. çülmiye kadar vardım. İşin hakikatini sizden öğrenmek istedim, Bütün tehli- keyi göze alarak size 0 mektubu yaz- dım, Sizinle buluşmak ve konuşmak is. tedim. Leylâyla nişanınızı boramaz mr- sınız?. Bayan Kâmuranın bu suali pek dam. dan düşercesine olmuştu. Bunun ken. disi de farkında olacaktı ki, serbest ko- nuşan, kat'iyyen en küçük bir sıkılma eseri göstermiyen bu civelek kadın gözle görülür bir şekilde kızarmıştı. Bent — Zaten bozmıya çalışryorum, amma yeni bir macerayak atılmak için değil, hanımefcadi, dedim. . Hafif bir sesle cevap verdi: — Yal Öyle mi Kenan Bey.. Niçin?. , Maamafih niçinin cevabını beklemi . ye lüzum görmeden anlatmasına devam etti. Beni çok sevdiğinden, buna imkân bulabilirsem bir canı kurtaracağımdan, ben tipte erkeklerden çok hoşlandığın- dan bahsedip durdu. Sormadığım halde künyesini'saytp döktü. Babasmın, Dev- let Demiryollarında yüksek bir memur olduğunu söyledikten sonra sözüne şöy. le devam etti: — Şimdiki kocam, ablamım kocasıydı. Tİki çocuğu vardı. Ablam ölünce, eniş- tem, çocuklarının üvey anne elinde hır- palanmaması için benimle evlendi. Da. ha o zamın on yedi yaşında bir çocuk- tum. Hiç bir şeye aklım ermiyordu. — Mademki — evlenmişsiniz, böyle, tehlikeli bir maceraya atılmakta bence hiç bir mâna yok Kâmuran Hanrm, de- dim. Kodanızla, çocuklarınızla iyi bir hayat geçirmeye çalışınız. Yazık değil mi kocamızal., — Belki yazık! Fakat ne yapalım ki sevmiyorum, Zorla güzellik olur mu?. Onun da beni sevdiğini tahmin etmiyo. rum. Daima işleriyle alâkadardır. Beni hep ihmal eder. Genç kadının, ne idemek istediğini gok iyi anlıyordum. Fakat işittiklerime © kadar inanamıyordum ki, rüya görüp görmediğimi kontrol için tekrar sor- maktan kendimi alamadım ; — Bunları bana niçin anlattığınızı, beni buraya niçin çağırdığınızı lütfen â- çıkça sorabilir miyim?, *“Meğer gönül verdiğim genç te ne kadar kalın kafalıymış!.,, der gibi yüzü. me baktı.. Sonra: — Anlamadınız mı? dedi. Sizi çok seviyorum. Sizinle anlaşmak, sizi ni. şanlınızdan ayırmak istiyorum. Bunun için her şeye razıyım. Hattâ kocamdan ayrılmıya bile., — Matlesef Kâmuran Hanım, Sizin- Te anlaşmama imkân göremiyorum. Çün- kü ben bildiğiniz gibi Hem nişanlıyım, het de istikbalimi temin etmiş vaziyet. te değilim, . — Birleşmememiz için bunlar sebep teşkil edemez, Çünkü nişanlınızı sev - mediğinizi anlıyorum. Orklan kolayca ayrılabili-siniz. Hayatınızı kazanmak meselesin: gelince bu da kolay.. Şahsf servetim iyidir, Ondan istifade edebilir. siniz, İkimizi de hiç çalışmaya mecbur bırakmadan geçindirebilir. İsterseniz birlikte Avrupaya gidebilirir. Siz orada istediğiniz bir meslek tahsilini Vinaağ A Sınız. Ben de buradan — ayrılırken — bir — n avukat tutar, kacamdan — ayrılmanın yollarını ararım. — (Devamı var) —

Bu sayıdan diğer sayfalar: