16 Nisan 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

16 Nisan 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | İ | | | | | l K v Çarli Çaplin, şeref listesine ithal edilmiye lüzum görülmiyecek kadar fevkalbeşer bir aktör telâkki edilmektedir AĞA İ ei Bunun üzerine, Rober Taylor ertesi günü patronun nezdine celbedilir. — Ne oluyor, azizim?. “Fan,, ınızın bir hayli düştüğü söyleniyor. Vakıa halinizde yorgunluk seziliyor. Akşam ları çok çıkıyor, çok geziyorsunuz. Bakışlarınızın mücessir hali bir hayli sarsılmış, kendinize bakmanız lüzım. — “Boks Offis,, im gayet iyidir. — Evet ama, “Fan” 1nız eksilirse, ondan da eser kalmıyacak. Bunlar yekdiğerinden ayrılmaz şeylerdir ve birisi inmeye başladı mı, takriben Üç ay sonra ötekisi de iner, Gidip bir ay istirahat edin, dönüşünüzde iyl bir film yapmaya çalışalım.,, Bazan da aksine olarak, sönük bir aktris, talle mazhar olur. Neşriyat ge. fi şirket direktörüne gelerek göyle der: — Patron, küçük Jan Parkeri bili. yorsunuz, ya? Son filminde ufacık bir rol oynadığı halde “Fan” 1 1 den 20 ye çıktı. — Yal.., Çök enteresan bir çey. Şu halde onunla meşgul olmak lâzım. O- nu bana gönderin ve “senaryo şube- si,, ne onün için küçük ve güzel bir gey uydurmalarını söyleyin. Bir filmi seyrettikten sonra, coşa- rak yıldıza ilânıaşk eden delikanlılar. la genç kızlar, bu mektuplariyle, bir yıldızı yükselttiklerinin herhalde far . kında değillerdi. “Boks offis” le “Fan”" her zaman yekdiğerine uymaz. Öyle aktörler var dır ki, “Fan” ları iyi, "Boks offis” le. ri fenadır. Tabif bunun aksi de olabi- lir. Komikler, kompozisyon aktörleri ve yaşlılarm “Fan” lart çok ölmamakla beraber “Boks offis” leri muntazam ve emindir. “Seks appil” li yıldızların bazan yal- nız “Fan” ları olur, Onların bütün pe- restişkârları mektup yazar, Fakat bu, bini geçmez. Fakat iyi bir “Boks of. fis,, e malik olmak için, sokmakla be. raber mahalle sinemalarında bilet 2- lan yüz binlerce Detrua işçisiyle Mid, dl Vest çiftçisini hayran etmek lâzrm- dır. » İyi bir reklâm, eksilmek üzere bu- lunan bir “Fan” 1 yükseltebilir. Fakat küçük bir skandal, ustaca bir hastalık münasip bir izdivaç, hulâsa hiçitir şey, düşen bir “Boks offis” i kurtaramaz. Ve bir gün giyotin korkunç işini gö- Tür. Holivud istatistikçileri, senede iki defa, “Boks offis,, lerine göre yıldız- ların bir “şeref listesi,, ni tanzim eder- ler. Bu listeye çok büyük bir ehemmi. yet verilmektedir. Çünkü her girket bunun sayesinde, en iyi yıldızlarının kimler olduklarını ve diğer şirketlerin yıldızlarına nazaran kendi yıldızları- nın da derecesini öğrenmektedir, Yıldızlar bu listeyi büyük bir he, yecan ve sabırsızlıkla beklerle ve bir sürü isimleri gözden geçirdikleri hal, de hâlâ kendi isimlerine raslamadıkça sararır solarlar, İşte size, son defa neşrolunan şeref listesi ki, güphesiz hepinizi hayrette birakacaktır. Başta, yapayalnız ve büyük bir farkla, küçük Şirley 'Templ bulun - maktadır. Sonra dansöz vo şarkıcı çif- ti Fred Asterle Cincer Rocers gel . mektedirler. (Çift diyoruz: çünkü ay- rı ayrı film çevirdikleri zaman, liste, de tam otuz derece aşağıya düşüyor. lar.) Bu çifti, Avrupada hemen hemen meçhul olan yıldızlar takip etmekte- dirler, Bunlar radyo yıldızlarıdır. Ve bunların şöhreti o kadar büyük- tür ki, kendilerine ekseriya fena olan, fakat buna rağmen büyük rağbet gö- ren filmler çevirtilmektedir. Bunlar Bing Krosbi, Fred Allen, Jak Bemni, Greysi Allen ve kocası Tommi Börns. Nihayet, hepinizin şüphesiz, başa | geçirmekte tereddüd etmiyeceğiniz yıldızlar gelmektedir. Evvelâ Klark Geybi. Sonra Con Kravford. Seüğtörin geçip gitmesine rağmen, 'Kravfordun “Boks offis,, i, Amerika vilâyetleri sayesinde en iyisi olarak kalmıştır. Kendisini strayla Geri Kuper, Mey Vest, Barbara Stenvik, hokkabaz Co Braun, Dik Povel, Joan Blondel, Karol Lombar, Mirna Loy, Eddi Kantor, Vil- yam Povel, Spencer Trasi, Loretta Yung, Pol Müni, Şarl Büaye, Marka kardeşler, Doroti Lâmur, Lili Pons, Robör Taylor ve Jan Artür takip et- *mektedir. Norma Şirer artık sık sık film çevirmediği için iyi sırada deği!. Vallâs Beri, Janet Makdonald, Dean. na Dürben, Klodet Kolber, İren Dün, Fernan Gravey, Coan Benet, V. C. Filda, Vircinya Brüs ve Rober Mongo- meri, on beşinci strayla yirminci sıra arasında bulunmaktadırlar. Simon Simon'un sırası iyi değildir. Marlen DiLrih'ln de öyle. Alis Fey, Ti ron.-Pover, Don Amek, Frana Di her listede biraz daha yükselmektedirler. Katerin Hepbörn ise ayni intizamla inmektedir, Garbo altmışmcı gelmek. tedir, Herhalde anlamışamızdır. ki, Çarli Çaplin, listeye ithal edilmeye lü. zum gürülmiyecek kadar fovkalbeşer bir aktör telâkki eçlilmektedir. Cin Harla ise, sağ olduğu zaman, listenin başmda, hemen hemen Kravfordun derecesindeydi . *“Boks offis" “Fan”, matbuatın fik- ri ve tenkidler, biraz da aktörlerin şahsiyetleri gibi unsurlara istinaden her girkötte, ayrıca, kendi yıldiz Hiato- sini tanzlm etmektedir. Çünkü yıldız olmak boş bir şey, gelişigüzel bir ke. Jime değildir. Bu, Holivudda büyük bir payedir. Yıldızaımız veya değilsi- niz, yıldız derecesine yükseltilmiş.ve- ya bu mevkiden indirilmişsiniz, bu fark sadece kolunuza işlenen, veya işlenmiyen geridden, kapınıza ça- kılan veya çakılmryan gümüş karton yıldızdan ibaret değildir. Böyle bir unvan size birçok avantajlar temin etmekte, size husual mükellefiyetler yüklemektedir. Sömestr'in sonunda, ordudaki gibi bir terfi listesi negredilir. Ümitler, in. kisarı hayaller, diş gıcırdatmalar, iti- *razlar belirir. Bağrılır, çağrılır, filân yıldızın, parlak dereceyi beyaz perde- de değil, fakat direktörün bilrosunda kazandığı temin edilir. Şirketler muntazaman listeler, bro. şürler negrederler ve bunda, konturat altında bulunan yıldızlarını iki kate. göriye ayırırlar: yıldızlar ve “Fea- tures Players,, yani “yıldız aktörler,, Meselâ Metro şirketinin en yeni ka. taloğunu açıyorum, “Yıldız” kısmı, al- faboe strasiyle yirmi bir ismi ihtiva et- mektledir: Barrimurlar, Vallâs Beri, Kravford, Geybi, Garbo, Mirna Loy, Janet Makdonald, Marks Brutceselr, Vilyam Povel, Taylor, Şirer, Spenser Trasi ve saire, Bunlar meyanında, Av- rupada pek az tanman Nelson Eddi, Glâdis Core gibi aktörlerle, artık unu. tulan Helen Hayes'i bulursunuz. Buna mukabil, aşağıdaki kategori- de, "Features Players,, ler listesinde, doksan beş isim arasında, Avrupada kerkesin “yıldız,, larla ayni straya ko. yacağı Vircinya Brüs, Melvin Duglas, Mören O'Sullivan, Rosalind * Russel, Franşo “Ton, Coni Veysmüller, Rober Yung gibi şöhretlerin isimlerini gö - Türsünüz. Katalogun nihayetinde bir ilâve vardır. Eserin basılmasiyle çıkması araşmdaki kısa müddet zarfında, bir terfi vukubulmuştur. İlâvede de şun. Tar okunmaktadır: “Bu eser basılırken, Mis Rosalind Russel yıldır. derecesine yükselmiş. tir.,, (Devamı var) | Güzel Bolvadin İzmirin polis müdürü oraya kaymakam olduktan Afyon, 15 Nisan —. Sabaha yakın “Çar stasyonundan geçen Adana tre- ninden iniyorum. Gideceğim yer “Bolva-*| din,dir. Bu isim bende nihayet iki sene- dir ehemmiyet uyandırmaktadır: İzmirli- lerin kaybettikleri Feyzi Akkorun Bol- vadine kaymakam oluşundanberi. İzmirin değerli polis müdürü artık Bol vadin kaymakamıdır. O, şimdi de bir baş ka köşede memlekete — hizmet etmekle meşgul bulunuyor. Talili Bolvanin ehemmiyeti bu ma- ruf şahsiyeti kazanmış olmasından sonra başladı. İstasyonun arka yanında bekliyen ara- ba postayı alınca yola koyuldu. Hareket ederken düşünüyordum: Feyzi Akkoru ne halde ve nasıl bulacağım. O İzmirin en mühim sandalyelerinden birini işgal eder- ken mevkiinin ehemmiyeti ile mütenasip temkinli bir devlet memuru idi. En müş- kül anlarda bile en çetrefil işleri dajma temkin kanalından halleden bizim tanıdı- Bımız Akkoreçalışmaktan, mütemadiyen meşgül olmaktan fevkalâde haz duyan müstesna bir yaratılıştı. Acaba o şimdi öyle mMmidir? Daha doğrusu, bir kaynak zenginliğine malik lgi ve enerjisini harcayacak sa ha bulabiliyor mu? Hayvanların yarı dört nal gidişile bir buçuk saat geçti ki kafamda dolaşan dü- şünceler hep bunlardı, Nihayet Bolvadi- ne girdik. Ötedenberi hayalimde bir türlü canlan- dıramadığım bir yeri şimdi gözlerimle gö rüyorum. Mütevazi elmakla beraber se- vimli ve şirin bir kasaba; düz bir saha üzerinde kurulmuş eski sistem bir mem- leket, yani bir içanadolu memleketi. Ben Bolvadini böyle bilmiyordum Bil muşt « ç g DAĞ Bolvadinin wmumü görünüşü.. mem hangi münasebetle bir kaç sene ev« vel adından bahsedilen Bolvadinin orta- sından bir dere geçtiğini ve kasabanın bütün pisliği ile müzahrefatının o dere i- çine döküldüğünü söylemişlerdi, Ayrıca, evlerinin kâmilen toprak çatılı olduğunu da ilâve etmişlerdi. Aydında Bir aşk macerası Aydın (hususi) —— Evvelki gün bura- da garip bir vaka olmuştur. Kadı köyün- de oturan Girebina — muhacirlerinden 14 yaşında bir kız 18 yaşında bir delikan- Tıya kaçmış... Sevgilisi kızı adliyeye getir miş. Yapıldtak bir muamele görülmiye- rek kız babasına teslim olunmuşfur. Fakat kız bübadle gitmeğe Füzt ölmü- bağırıp çaj ğ ya başlamış, zorla otomobile bindirilerek köyüne götürül. müştür. Kızın babası dün gene Aydına gelerek kızmın yaşını büyülterek sevdiği oğla- na vermek için teşebbüse — başlamıştır. Çünkü babasının söylediğine nazaran kı- zı sevgilisinden ayırmak ve — zaptetmek mümkündeğilmiş.. Balıkesire kar yağıyor Balıkesir (Hususi) — Sön günlerde havalar âdeta bir kış havasını andırmak. tadır. Ayni soğuklar civarda da devam- etmektedir. Pazar günü Yağcılar nahiye- sine bağlı bazı köylere bu arada Okçular köyü ile Ulus ormanına 25-30 tantim ka- İınlığında tipi halinde kar yağmıştır. ur sonra Bolvadin her tarafa kendini tanıtmak yolunu tut * Ancak Feyzi Akkorun kaymakamlığa tayinile bilhassa İzmir gazetecileri arasın da Bolvadin hakkında kati malümatı e- dinmek merak ve alâkası uyandığı sıra- larda ben de bu iç kasahanın ne durum- da olduğunu.öğîmdx istedim. Ve edin« diğim malâmatla, buranın iktisadi ve ti« cart noktadân ehemmiyetli bir yurt par- çası olduğunu, lâkin sıhhat ye imar ba- kımlarından, kültür ve sosyal durum nok talarından esaslı surette himmete ve ten- vire muhtaç bulunduğunu öğrendim, O Zaman bana bu malümatı veren bir Af« yonlu dost, kasabanın ortasında açık de- re bulunduğu ve evlerinin baştan başa dam halinde olduğu hakkındaki duygu- mun doğru olmadığını da söylemişti. Buna rağmen Bolvadinin sevilebilecek bir şirinlik taşıdığına kani değildim. Şu- na şüphe yoktur ki Bolvadinin adını bile düymayan ” yurtdaştarın savrsr' Henilde milyonları ihtiva eder. Bunun sebebi'Ties dir? Burası bir köy müdür ki ismi anılmaz- di? Böyle suallere verilecek cevap herhalde basittir; Bolvadin, denen bu — memleket yakın yıllara gelinceye kadar koyu ih- mallerin zebunu olmuştur. Üzerine emek harcanan bir eserin adı, masruf emek nisbetinde etrafa yayılır. İs te Bolvadine bugün bu çığıra doğru isti«s kamet verilmiştir. Ben, Bolvadinde kaldığım bir iki gün içinde gerek kazanın merkezini ve gerek- se nahiyelerile bazı köylerini gezdim. Ne gördümse sira ile yazacağım. Ve yazıla- rımda, yurdun bu az bilinen parçasını etraflı değilse bile esaslı şekilde anlatma- Ka çalışacağım. Yurdda modern sağlık yuvaları c 2 Y FT aa ae GA A ea A n | Manisa memleket hastahanesi bilti, Manisa, (Haber) — Merhum Vali Murad Kermenin başlattığı ve unutulmaz bir eser olan Bini İlbay Lütfi Kırdar muvaffakıyetle bitirmiş ve hasta- lara kapılarını açtırmıştır. Manisa vilâyetinde hastalığın bilhassa dluışmı'.ı olan* merhum Murad Kermen, bu eseri büyük fedakârlıklarla teşebbiüs mevkiine koymuştu. Merhumun ayni hassasi. Lütfi Kırdar, için tahsis olunan parayı bir misli daha arttırarak bu şi. yetini yeni llbayda da gördük. memleket hastane. hastane fa yurdunun inşasında büyük himmet göstermiş ve das hili tesisat ve lâboratuvar cihazını bilhassa zenginleştire meye muvaffak olmuştur. Yüz yatağı mütecaviz bulunan Manisa memleket haz. tanecainin şimdiden kabul ettiği hastalar, kıymetli doktor ve mütehassısların hazakatinden şifa hitte böylece vefiyatm önüne- geçilmektedir. Vilâyetin bilhassa nüfusun teksiri mevzuu Üzerinde gösterdiği has. sasiyetin verimlerinden birini daha teşkil eden bu kıy. metli müessesenifi bir resmini yukarda görüyoruz. bulmakta ve mu-

Bu sayıdan diğer sayfalar: