23 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

23 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| li ; İ e ; k sü HABER — Aksam postası KOVBOYLAR DİYARINDA EVET EVDE DIR!) 23 HAZİRAN — 1938 Yazan ve Çizen YALTDisnav 23 HAZİRAN — 1938 PERŞEMBE Hieri: 1357 — Rebiülâhır vananın. dağa vanayı maa .— 109,45 c.a” emr Va Sar 1315 16 1915 148 208 Lüzumlu Telefonlar Yangın: İstanbul için: 24274. Beyoğlu Için: 44644, Kadıköy için: 60070, Üsküdas için: 60625. Yeşilköy, Hakırköy, Hebek, Tarabya, Büyükdere,Fenerbahçe, Kundilli, Erer- köy, Kartal, Büyükada, İleyheli, Burgaz, Kınalı, için: Telefon muhabere öiemü- ongın derek kâfidir. Rami itfaiyesi : gti Deniz , » 36. : ZI9Y6. Gulala yangın kulesi: 40060. Sıhhi imdad: 44998, Müddelumurnllik: 22200, Emruiye! müdürlüğü: 2497 Elektrik Şirketi: Beyoğlu: 44801 » İstanbul: 24378, daresi; Beyoğlu: 44781. Meşiklaş: 40938. Cibali: 20772. Nuruvsma. 8. Üsküdar - Kadıköy: 60773. azl: İstanbul: 24178. Kadıköy: 60790. Peyoğlu: 44642. Taksi Otomobili İstemek İçin Beyoğlu ciheti: 49084. Bebek ciheti: 36 « 101. Kudıköş ciheti: 60447. Denizyolları Istanbul scenleliği : 22740. Karaköy: 42362. Pazartesi Tophaneden 16,30 Mudanya, 20 Bandırma Salı Tophaneden 9,30 İzmi!, 16,30 Mudanya, 19 Karabiga, 20 Bandırma, Ga» n 12 Karadeniz, Sirkeciden 10 Mersin. Çarşamba Tophaneden 16,30 Mudanya, 20 Bandırma, Sirkeciden 15 Ayva. lık, 18 Bartın, Persembe Tophaneden 9,10 İzmit, 16,30 Mudanya, 20 Randırma, Galatadan 19, Karsrleniz 10 BURİDAN — —————n m va 9 Karabiga, Sirkeciden 10, Mersin, 20, Bandırma, Sirkeciden 15, Ayvalık, Cuma Tophaneden 16,30 Mud. Cumartesi Tophaneden 14, Ma 18, Bartın Pazar Tophaneden 9, İmroz, 90.30 İzmit, Galuladan 8,30 Mudanya, 10,30 İz- mir Sür, 12, Karadeniz, 22,20 Müdanya, Müzeler Ayusolya, Korna - Bizans, Yunan eserleri ve Çinili Köşk, Asker! Müre ve mayi Müzesi, Sıhhi Müze? ıktır.) hergün saat 10 dan 16 ya Türk ve İslâm eserleri müzesi: Parartesiilen ba: kadar ve Cuma günleri 16 dan 17 ye kadar açıktır. Topkapı Müzesi: İlergön sani 3 den 16 ya kadar açıktır. Memleket Dızı Deniz Seferleri Kumanya vapurları: Cumartesi günleri 13 Pire, Beyrut, İskenderiy İlalyan vapurları: Cümu günleri saat 10 da Pire, Brendizi, Venedik, Triyeste. Avrupa Hattı Sirkeci Istasyon Mürlürlüğü Telefon 23079 Seniplen ekspresi heri Sirkeciden saat 72 de kalkar ve Avrupadan geleni sant 7.25 te Sirkecive muvasalet eder. Konvansiyonel 20,30 da kalkar, 10,22 de gelir. Elirne postası: İlergün sant 8,50 de bareket eder, 19,33 de gelir Anadolu hattı Hergün hareket eden şimenditerler: Sant 8 de Konya, 9 da Ankara, 15,13 de Diyarbakır ve Samsun, 15,30 da kapresi, 20 de Adapsrarı. eket eden Ankara muhtelili Pazartesi, Çarşamba lu Kaılar sefer etmektedir. Köslenceye; Seli günler! 18 de , İnhisarlar idaresi için 000 ton çavdar sapı pazarlıkla satın alınacaktır. Pa, zarlık yarınki cura günü spat 11 de idarenin Kabulaşlaki levdzım ve müba. yant şubesinde yapılacaktır. İstanbul kumandanlığı birlikleri için 200 Kilo naftalin pazarlıkla satin a, lnacaklır. Pazarlık yarınki cuma gü atdokuzda Findıklıda — kumandanlık dairesindeki sahmalma komisyonunda yapılacaktır. GEÇEN SE BUĞÜN NE OLDIR * Dersim asilerinden Seyit Rıza dehale tuba gönderdi BÜRİDAN İstanbul Radyosu 23 HAZİRAN — 1938 Pi 18,30 plâkla dans musikisi, 19, musahabeleri Eşref Şefik, 19,55 Borsa ha. berleri, 20 Saat ayarı, Granviç rasalhan sinden naklen, 20,02 Sadi Hoşses ve arka, daşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları,, 20,45 Hava raporu, 20,48 Ömer Riza Doğrul tarafından Arapça söyler, 21 Müzeyyen Ove (arkadaşları o tarafın. dan Türk musikisi ve halk şarkıları, 2 45 orkestra, 22,15 ajans (o haberleri, 2 plâkla sololar opera ve öper rçaları, 22,50 Son haberler ve erlesi günnü progra. mı 23 son. BÜKREŞ 18,15 cazbant, 20/20 şarkılı konser, 20, 45 plâkla, 21,30 radyo orkestrası, 22,45 kafe konser, EBUDAPESTE; 10,30 askeri müzik, 21 kitar orkestrasi, 72,25 sigan orkestrası, 23,20 keman piy#- no konseri, 24,10 eazbant, BERLİN: 19 bando, 21 plâk, 21,30 modern, operet lerden parçalar, 23,90 halk havaları, ve BA Gif müzik, ROMA: 20,50 orkestra, 21,30 hafif müzik, 22 ter si) nakli, 24,50 cnzbant, VARŞOVA: 18 caz plâkları, 19,10 konser, 20,05 şar. kılar, 20,35 cazbant, 22,10 şar r, 23 sü Toh orkestrası, MALUM A ani kaba ELİZ SN U suüada arkadan gelen bir kalabalık yarı kırılmış hölde bulunan arabanın etrafını sarmış bulunuyorlar ve olanca &uvvetlerile: — Yaşa! - diye bağırıyorlardı. — Yaşasın prensesleri Yaşasın krar liçel Strajildo. daha çok eğildi. Şeytan gülüşü daha hilekâr ve müstehzi bir şekil aldı ve: — Nerede? « diye sordu? Margarit dö Bürgony, kendisine “Yaşa! diye bağıran halk: eliyle se lâmlar ve tebessümlerile teşekkür et- tiği sırada, pek yavaş bir sesle: — Ne kulesine! - dedi. —— MIRTİY'in BABASI Gül bahçe, gecenin karanlığına gö- mülmüştü. Etral sessiz ve tenha ve sa” kindi. Bu dakikada Tempi daha kor- kunç görünüyor, ve onun kara hayali pusuya yatmış bir canövarı hatırlat yordu. Mirtiy bir pencerenin kenarına da- yanarak babasının geleceği yolu gözlü yordu. Kalbi çarpıyor, gözü bu kor kunç kaleye tesadüf edince titriyordu. — Jiyon » dedi. Babam bize başka bir yer bulsun. Bu bina beni korkutu- yor. Jiyen bir şeytan gülüşiyle: —— Çocukluk, dedi. Neden korkuyor sunuz? Hele siz.. Daha demin, sevgili niz Büridan'ın hiç bir tehlikeye maruz kaimadığını üstelik kraliçenin hayatını kurtardığını işitmediniz mi? Mirtiy derin düşünce içinde: — Doğru, dedi. Kraliçenin hayatını kurtarmış... Jiyon! Kraliçe methedil diği kodar güzel mi? — Sorar mısın? O kadar güzeldir ki saraydaki bütün senyörler ve hattâ şehir halkınm bir çokları çıldırasıya severler. Faks kraliçe, güzel olduğu kadar da kendisini bilir! Kralın zevce sini sevdiğini kim söyliyebilir? Mirtiy pencerenin pancurlarını Ka- padı: — Bu kale Veni Yorkutuyur vesse- lâm" » dedi, — Belli... Yüzünüz sapsarı kesildi, Güzel gözleriniz ıslandı... Fakat ne den? Korkacak ne var yavrum? Yanımızda ben yok muyum: Baban Klod Lesko da şimdi neredeyse gele- cek. — Gelir gelmez, beni başka bir ye- re götürmesini söyliyeceğim... Yarn» don tezi yok. Tampi binası, bugüne kadar bende hiç te böyle bir tesir yap- mamıştı. Başını sallıyarak ilâve etti; — Jiyon, Büridan'ın zevcim clması- na acaba babam muvafakat eder mi? —Neden etmesin! Öyle cesur, öyle güzel ve yakışıklı, mert, kahraman bir delikanlı nerede bulunur. Zaten mera- kımı nesedeyse giderirsin işte Klod Lesko geldi. Filhakika kapı öçılmış ve babası içe- riye girmişti. Mirtiy babasının kolları arasına atılmak için koştu. O, genç &r- z.göğsünde sıkarken alnından öptü. — Hele » dedi. Dur da yüzüne birka- yım... Daima güzelsin... Dada güzelsin demek istiyorum, güzel kızım! Bir ay- danberi, senden ayrıldığım gündenbe- ri seni ne kadar düşündüğümü bilir mi sin? Ya sen ne yaptın Babanı şu kadarcık olsun düşündün mü? — Nasıl düşünmem baba! Nasi dü- şünmem. Annemi tanımıyorum. Bana siz hem analık, hem babalık yöptmız.. Düşünmez olur muyum? Lesko'nun yüzünde hüzün çizgileri belirdi, Fakat hemen kendisini topla” dı, Getirdiği hediyeleri masa üzerine korken Mirtiy bunları sevinçle seyre- diyordu. Babasının getirdiği hediyeler güzel ipekli kaş örtülerinden, elmaslarla süs- lü bileziklerden, küpelerden ve ger danlıklardan ibaretti. Leiko bunları masa Üzerine lake bala ğe near eya (1 1 Eadiiper nail ini bati vd ğü sıroda hem Jiyon'la konuşuyor, hem de kızını seyrediyordu. Lesko tahminen kırk beş yaşlarında, sert şebreli, soğuk güzci, endişeli, ke #a ve sert sözlü, emir vermeğe alışkın tavırlı bir adamdı. Bu çehre, şüphe yok ki kızgın zamanlarında dehşetli bir şey olacaktı. Bu anda sakin ve tatlı görünmeğe galışıyırdu. Kalın ve çatık kaşları al. nında, göz yuvalarına gömülmüş gibi düran siyah gözlerinde derin bir şef- kat eseri vardı, Yarım saat kadar böylece, dereden tepeden konuşarsk hatır sorarak vakit geçirildi, Sonra Jiyon sofrayı hazırla- dı. Lesko da büyük bir koltuğa otura- rok kızmı dizleri üzerine oturtarak o- nu seyre başladı. Mirtiy'in vücudu titriyor, yüzü &r zwiyor, yüreği çarpıyordu. İtirafın pek müthiş ve pek tatlı zamanı gelip gatmıştı, İtirafını yarına saklamak dü- şüncesiyle sordu: — Artık, bu sefer bir kaç gün kala” caksın değil mi baba? — Hayır yavrum. Bilâkis bu sefer de son gelişim gibi ancak bu gece ka- labiletek yarm hemen gideceğim.. O- nun için bu geceyi yanında geçirmek istiyorum. Uykun gelipte uyuduğun zaman $eni doya doya seyrededeğim. Bu, azaplı hayatta bana bir teselli 0- lacak. — Artık ticareti neye bırak mıyor sun baba?... Mesut bir hayat sürecek kadar zengin deği) misin? Kendini bu kadar yormaya ne lüzum var! Lesko'nun siyah gözleri ateş saçtı. Kederli bir sesle: — Ticaretim tehlikeye düşüyor, ki- * dedi. İşimi bu vaziyette bırakır. sam » büsbütün fena olacak.. Iflâsa sü- rüklenebilirim. Beni bu felâketli vazi- yete düşlirenlere göstermek ve İspat etmek istiyorum ki.. Lesko birdenbire sözünü kesti, Kor- kunç düşüncelerini kafası içinden kov" mak istiyormuş gibi başını sallıyarak gözlerini titriyen kızına çevirdi. Son derece şefkat dolu tebessümle: — Seni müteessir ettiğime mütçes- silim, benim güzel kızım. Söylediklerimi unutmalısın, Her şe- yi düzelecek. Hem pek yakında dai ma yanında yaşıyabileceğimi umuyo- rum, O zaman bütün kuvvetimle, bü- tün mevcudiyetimic seni mesut etme- ğe çalışmağım. Zengin ve asil bir gen ti sana zevç olarak seçeceğim..... Er .. Artık evlenecek bir yaşa gel Bir delikanlı tanıyerum Mirtiy sapsarı kesilmişti, Beşımı babasının göğsüne dayadı, kollarını boynuna sardı. İtiraf dudak- larının ucunda dolaşıyordu ; Babacığım - dedi. Size itaatsizlik ğimden dolayı offınızı rica € Lesko şiddetle ayağa kalktr. Kızını bir gümüş şamdanda yanan büyük bir mumun ışığma götürerek yüzünü ka- pâyan ellerini açtı. Bir saniye kadar baktıktan sonra yavaşça: — Birisiyle mi tanıştım? * diye mi sıldandı. Mirtiy hemen cevap verdi: — Evet, - dedi, — Demek görüştünüz. Seninle gö rüşmek için burada bulunmamamdan istifade etti, demek?.... Seviyor musun o adamı? — Evet baba? Lesko başmı eğdi. Tarif olunmaz bir kederle: — Mümkün... Hülyalarım bir sabun köpüğü gibi söndü. Fakat sana deri maya hakkım yek. Mirtiy. Sana lâyık bir genç ben intihap et- mek istiyordum. Arzuna aykırı bir ha rekette bulunamam. Hatam yüzünder ağladığını, üzüldüğünü görmektense ölmeyi tercih ederim. Yıkılan hülyan

Bu sayıdan diğer sayfalar: