July 2, 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

July 2, 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

REN mermi. FE HABER | RA ie Sahib Ha “İDARE Istanbul Ankara cadd. Punta atese» Hatim Bk. Yalar süne) Kalas M0 23872” 24370" : 20339. FEN, * Müdürü) Yazı işleriştelefonu.; idare” Şey en in Dersim Yazan: Nizamettin Nazif Başbakan Bayar'ın şahsmda tanıdığı. “mi tip, geçen hergün; bir © kat daha tekemmül ettiğini izah eden güzel sanat nümuneleri vermektedir, Büyük Millet Medisinde söylediği son nutku, ve bu nutkun bilhassa Dersim'e taallük eden kısmını böyle bir nümune saymak doğru Olur, Hatibi oldum dlasıya en olgun ve ilâhi ini bir defa daha teba, rüz ettirdiğimi hatırlıyorum. En küçük bir aksaklık ve acemilik gös- termeden Başbakanlığa intbak eden Ba- yar, devlet adamı — hüviyetine bariz bir fevkalâdelik katan bu kudreti ne iyi kul laniyor... Yığınlardan (heyecan almayı bildiği kadar yığınlara heyecan yaymayı bildiğini de ne güzel isbat ediyor. Dersimde, geçen yıl askeri harekât ya. pıldı. Burada vazife alan kuvvetlerimiz ilk yıl için kendilerine | gösterilmiş olan hedefleri elde ettiler. Şimdi Dersim te- mizlenmesinin ikinci ve son kısmı başlı. yor. Kuvvetlerimiz, göçen yıl, aldıkları vazifeyi, tesbit edilen (hedeflerden çok ileri merhalelere ulaşarak © başarmış bu- Yundukları için bu seferki o harekât çok daha kolaylaşmış addedilebilir. Hükü. met, “Dersim denilen İşi sureti katiyede tasliye etmeğe,, karar vermiş bulundu. ğu için. Yaşayış tarzları ve temayülleri cumburiyet vatandaşlarına benzememek te ısrar edenler bu kötü insiyaklarındaki büyük hatadan pek pişman olacaklardır. Cumhuriyet (o vatandaşı tipi nedir ki Dersimli buna aykırı addediliyor? Bu mukadder suale Bayar şöyle cevap veriyor: “— Cumhuriyet, küllette olduğu ka. ter nimetle, nimetle olduğu kader kültette müsavi ve seyyan muamele. ye tabi insanlardan mürekkeptir.., Ya Dersimli nasıl yaşamâk istiyor? Sözü gene Bayara verelim: “— Dersimli kurunu vustai bir zih- niyetle orada olurup eşkiyalık yap. mak istiyor. “Mal çalacağım, ilişmi. yeceksiniz!,, diyor; “adam öldürece- dim, kanuni takibet yapmıyacaksı. ma!,, diyor; “silâkla gezeceğim, mü. samaha edeceksiniz!,, diyor; “valani mükellefiyetleri ifa etmiyeceğini, im- Hiyazlı bir insan olarak hepinizin mu vocehesinde dolaşacağım!,, diyor. Bi. linmesi lâgimgelen bir hakikat vardır ki cumhuriyet böyle bir vatandaş ta. mimayo: Hakikaten böyle bir ( vatandaş, cum- huriyet hudutları içinde tanınmıyacak derecede garip bir nesnedir. Bedbaht Der simli! Hâlâ in devrindedir. e İmparator. Juğun, birkaç nesil evvel başarılması icap eden bu işi de bize bırakmış olması ne 2- cadır! Dersimde halis Türkleri, halis Türk rejimine uygun vatandaş haline sokmak için çalışıyor. Bu mücadelemiz, cidden nevi ancak kendisine betzeyen bir müca- deledir. Zira silâh O kullanıyoruz fakat içimiz sızlaya sızlaya... Zira biliyoruz ki orada tasfiye etmek istediğimiz şey Der. simlinin şahsı değil, Dersimliyi sarmış olan Ruhu habisdir. meme beraber, oradakilerin damar. Marımda kanımızı taşımakta olmaları, gi- rişilen mücadelenin sertliğini asla yumu. şatacak değildir. Ortayaylanm en güzel yerinde kanser, kangren, cüzam bıraka. dar vahimdi. Bunun üzerine Ceymsor Karısını kurtarmak için tün servetini sarfeden artist Bugün kendisi de ayni hastalıktan ve sefalet içinde öldü... Daha bundan altı. yedi sene evvel ay« da binlerce lira kazanan bir sinema ar- tisti: Ceymson Zomas geçenlerde Los An- celostaki bir hastanede sefalet içinde öL. müştür. Ceymson Tomasın bilhassa karısının bir hastalığı esnasında on binlercelira sarfetmesi ile tanınmıştır. Artist, karısının hayatını kurtarmak için bütün servetini feda etmekte haklı idi, çünkü ona bu serveti Okarısı Evelin Dudson temin etmişti, 1925-26 senelerinde, Ceymson İngilte. rede artistdiğe başladığı zaman, Evelin onun çalıştığı sinema şirketinin reklâm şeliydi. Genç kız, bu artisti o kadar be- Çenmişti ki. onu meşhur etmek için hü, tün gayret ve mehareti ile çalıştı ve eme- line muvaffak da oldu. Bir sere sonra Ceymson Tomas İngilterenin en meşhur artisti idi, Bilhassa “Çu Çin Çou,. ismin. deki filmi ile şöhret kazanmıştı. Biraz sonra Evelin ile Ceymson evlen. diler ve üç sene kadar çok mesut yaşadı- lar. Fakat, 1930 da kadın hastalandı. Ilas- talığı, İngilterede tedavi edilemiyecek ka. ingiltere - “Basra körfesinde Bir hava Üssü vücude getirecek Maskat ve A- man sultanı ile © İngiltere ara. sında omüzake - reler cereyan et. tiğini ingiliz c e gazetelerden nak- len yazmıştık. Bu müzakerelerin ga © yesi Basra kör. fezinde oGuadar- da İngiltereye bir hava üssü veril « Maslort Sultam mesiydi. Bundan başka Maskat sultanı bir İngiliz şirketine petrol vermiştir. Bugim gelen haberlere göre, sultan- la İngiliz hükümeti arasında anla maya varılmış ve Maskat sultanına a. it olan Guadarda İngiltereye hava üs- sü verilmesi kabul edilmiştir, da imtiyazı ———————————— a a eme mayız, Bırakmıyacağız.. Kalmıyacak. Sert bir harekete, böyle bir hareketten başka bir çare bulunamıyacağı için karar vermiş olan hükümetin bütün psikoloji- sini Bayarın şu sözleri güzelce hülâsa e. der: — Eğer ellerindeki silâhları teslim ederler ve cumhkuriyelin emirlerine inkiyet ederlerse kendileri için yapa. cağımız şey, muhabbetle göğsümüzü açıp derağuş elmeklen ibaret olacak- tır. Bu yapılacaktır. Dersimliler, se. simizi işitmelidirler. Bu (kürsüden akseden her sadayı, kendi menjaat. lerine göre muhakeme etmelidirler, Bizim sesimizde şefkat olduğu kader kudret de vordır. Bu ikisinden biri- sini intihap etmek kendilerine gittir. Bilmelidirler ki şefkatimiz de, kahrı- maz da dolüdür.,, Dersimli ne yapacak? o Adaba bu bi. | tabı işitecek mi? Bu hitaba müsbet cevap verenler olacak mı? Hiç şüphe yok ki mücadelenin son saf- hası açılırken memleketin en yüce kürsü. sünden yapılan bu hitap. şu dakikada Tuncelinin her tarafında muhtelif vası. talarla aksettirilmiş bulunmaktadır. El- bette orada, bunu dinleyip şefkate müs. tahak olduklarını isbat edenler buluna. cak ve elbette, gene orada kahreden kud- ğ & kr? Ceymson Tomas ve kanısı Londradâ iken Dünyann en Tomas, İngilteredeki bütün işini gücünü, kazancını ve istikbalini bırakarak, karı- sile beraber Amerikaya, Kaliformiyaya gitti, Holivud onu büyük bir sevinçle karşı. Jamıştı. Fakat artist, çalışacak vaziyette değildi. Çünkü karısının (hastalığı onu büyük bir keder içine boğmuştu. ” Ceymson Tomas bütün servetini karı. sını kurtarmak için sarfetti. Fakat, za- vallı müteverrim kadını kurtarmak ka- bil olmadı, Evelin Dudson, Kalifomiya. ya gittiklerinin senesinde öldü. Bugün kocası'da ayni hastalıktan öl müş bulunuyor. Karısının ölümünden sonra bir daha sinemiaş'a dönmiyen eski artist, beş parasız kalarak, fakir bir ha. yat yaşamıştır. Geliri ancak, o çalışırken artist yardım sandığına verdiği tahsisat. tan ibaretti, Zengin vaktinde sandığa fazla fazla vermiş olduğu bu parayr, işten çekildiği zaman teste ceste alan artist o- nunla bugüne kadar' yaşamıştır. Son aylar zarfında büsbütün -- perişan bir bale düşmüş ve arkadaşları kendisini meccani bir sanatoryoma kaldırmtışlardı. Ceymson Tomas burada, karısından 8 sene sonra bugün ölmüş bulunuyor. zengin kadını Barbara Mutron Uavdsı. Danimurka sarayında Kontla kontes ayrılacak, fakat çocuk kimin olacak? Meşhur Amerikalı bir milyonerin ki- zı olan Barbara Huttonun kocası kont Hangvitz Reventlov ile olan davası malâmdur : Danimarkalı olan kont, Barbara Huttondan ayrı yaşamaktadır ve mah- keme de onların ayrı yaşamasına ka- rat verirken çocuklatınm annesinde kalmasını iltizam etmişti. Bugün çocuk iki yaşındadır ve onu uzun müddettenberi kendisi almak isti- yen babası tarafından kaçırılmak tehli- kesi altında bulunduğu da hâdisenin son safhası teşkil etmektedir. Pariste bulunan kont, çocuğu hak kında böyle bir emel beslemeği söylemiştir. Fakat karısı bu iddiada rar etmiş ve bazı deliller göstererek, kocasının İngiltereye geldiği takdirde tevkifi için polisten müzekkere bile çi- kartmıştır. Kont, buna rağmen Londraya gel mek kararını vermiş ve yakında har&- ket edeceğini bildirmiştir. Bunun üzerine kontes, başka (o bir karar vermiş bulunuyor: Kocasından boşanmak için dava açıyor, Barbara Hutton, kont Reventlov ile evlendikten sonra onun tabiiyetine geç» miş, Danimarkalı olmuştur. Onun için boşanma davası da Danimarkada, Ko- penhağda görülecektir. Yalnız kont Reventlov saraya men- sup Bir kimse olduğu için davaya mü- saade hususunda Kopenhag mâhkeme- si tarafından saraya müracâat olunmuş- tur, Bu mesele Danimarka sarayını meş- gul etmiştir. Bir çokları, kontun karı - sından ayrılmasına muarız davranmış- lar ve davaya bakmak için mahkemeye retin eline düşünceye kadar kötü insiyak. larında inat edenler bulunacak. s. ve ne olursa olacak, sonbaharın il aylarma doğru cumhuriyet hudutları i. çinde “cumhuriyetin tanımadığı neviden vatandaâş,, kalmıyacak. Nizamettin NAZIF salâhiyet vermemek istemişlerdir. Kon tün da karısından ayrılmak istemediği zannedilmektedir. Fakat ,diğer bir. kısım saray erkânı, mütemadiyen bir mesele teşkil eden ve senelerden beri sürüp gelen bu ihtilâfın mahkeme kararı ile kökünden halledil- mesini, hattâ mahkemenin derhal bo- şanmıya karar vermesini istemiştir. Bartara Hutton ile kont Hangitz Re- ventlov davasını yakında Kopenhag mahkemesinde başlanacaktır. Kontla kontesin boşanmalarına karar verilece- ği, kadının da, arzusu üzerine, Dani- marka tabiiyetinden çıkarılacağı ümit ediliyor. Yalnız, çocuğun kime verile- ceği henüz malüm değildir. “ Sokaklarda içizünüzü açınl,, i | 4 Abmanyada yol kazalarma karşı ha! uyamk bulundurmak işin büyük bir mü- cadileye girişilmişlir. Bu arada, sokak. larda yukarda gördüğünüz şekilde dola- şan adamlar (propaganda yapıyorlar: ve muharrirler m SAFA yazıyor: “Bir orlamektep hocası yirmi o senödir alışveriş ettiği bakkoldaki veresiye İtibarı- nı birdenbire ka; iş, o Sebeb? Sebeli “mektepde olan böyle vakaları Biri, birihe ekliyerek ve bir sansasyon mevzuu haline koyan insanların (yani gazetöcile, rin) yarsıtığı havadır.., Bir fıkrasında bu veresiye hikâyesini anlatan ve tırnak içine aldığım bu satırları yazan arkadaş da hem bir gazetecidir, hem de Ankarada Matbu- at Umumi müdürlüğünün, gszetelerdeki meşriyala sit gsrarcagiz o raporlarını tan, zim eden otorilerlerden biridir: Sadri Er. tem. Fikrasını şöyle bitiriyor: “Bu ieyri. yat talebeyi haydut, hocarı #ibarsız bir mahlük şeklinde göstermekten meliee vermemektedir.,, Bir mahalle bakkalı bir mektep hocasına , Yirmi senedenberi yoptığı vetesiye mus, Melesini - kimbilir hangi başka sebebler. başka bir CUMHURİYET Bakkallar, muallımler « kesti diye, talebe vakalarının den dolayı! olanca mesuliyetini matbuatın üstüne yük. lemeğe kalkan arkadaşla ciddi konuşmak münkün değildi ahtan bu raporunu a gık yazmış da gözümüze ilişti ve gülmek ten kendimizi ajamadık. Sanki gazeleler, bugüne kadar birinci sayfalarının ta tepe sine kondurdükları iri harflerle hep şu propagandayı yapmışlardır: "Bakkallar!.. Muallimlere krediyi kesiniz, veresiye pey» Bir ve sucuk vermeyiniz, çünkü talebeler hocalarını birer İkişer kesiyorlar, üç aya varmaz, boca neslinden bir tek adam kal, miyâdaktır.!,, İlâhi Sadricik!.. Bu yazdıklarım yâzar. ken ve okurken sen de içinden kıs kis gü. lersin; fakat “öyle icap ediyor!,, değil mi? Sen de bilirsin ki gazeteler aldıkları ba- berleri vermekten başka bir şey yapmaz. lar, şu mektep vakalarında bir tek eksik. leri, yanlışları ve mübalâğaları olmamış. tır; sen de bilirsin, hattâ daha iyi bilirsin ki güzetelerin alıp da . yazamadıkları ha. berler de vardır. Gazeteler, hangi vakaları biribirine ekliyerek . “hakiksle muhalif, demek istiyorsun sma, cesarel edemiyor» sun « sansasyon mevzuu haline koyan nes. tiyatla müallimlerin aleyhine hava yaral- SAANEN az “bakknitet mattimlere deyiT muharrirte. ve krediyf berereklerdir!; değiktif törira yazısını şöyle bitiriyor: “Yalnız kendimizi değil, oseni de sana karşı müdafaa eden bu yazının acılığında- ki dostluğu anlamanı rica ederim.,. TAN Kinlerden, ifratlardan üstünlük HMET EMİN YALMAN, Gumhusiyel başmuharririnin, son of konunu çık tıklan sonra dahi devem eden 150 iklere dair makalelerindeki fikirlere o dolayıstle cebap teşkil eden bugünkü başmakalesinde bu bahse dokunarak af Kanununun çika- rılmasındaki yüksek geye ve ölüvvücenabt tebarliz ettirerek diyor kt: “Millet içinde bu kadar ağır bir feda. kârlığa razi (o olmıyanlar çoktu (Birçok mebuslarımız, bu duyguları ifade ettiler. Millet kürsüsünde içlerini serbestçe dök- tüler, Ağır lisan kullandılar. Fakat dosya kelimelerden söylenmesi kapanmazdan evvel bu acı her birinin tarih Kuzurunda mutlaka lizımdı. Şu kadar ki herşey söylenip — Kamulay birlikle af kararı verdikten sonra hiç bir vatandaşın af perdesini yırimaya, kin ve ifrat saçmaya hakkı O kalmamıştır. Böyle bir yol tutmak, hükümetin kararlaştırdığı ve Kamutayın tasvip ettiği yüksek gayeri tatbikatin sıfıra indirmek, nifaka yol aç- maktır. Halızamızı körletecek miyiz? Bildikleri. mizi unutacak mıyız? Hayır, hiçbir şey anulmıyacağız. Fakat bunları affettiğimiz adamlara, onlar mecbur etmedikçe, artık söylemiyeceğiz, Türk milleti kaşıkla ver. diğini sapi ile geri nlan bir Üveyana değil. dir. Türk vatandaşı (tanıdıklarına; hattâ suçlarını affetmiye karar verdiği en saçla insanlara karşı bile şefkat besler, affı tem manada alır. Fakat bu gelecekler, Kemalist Türkiyenin yeni #idişini kavrayamazlarsa, #lderken bıraktıkları İtibat—iltilâf kavga Yarmin yeri kalmadığını, farketmezlerse, yepyeni Türkiyede milletin nefine ve in- kişafına yarışacak müsbet emel ve çalış. malardan başka hiçbir emele yer olmadı. Bını, en büyük hazine bildiğimiz milli bir- Tik ve ahengin hiçbir şekilde bozulmasına tahammül etmiyeceğimizi anlayamazlarsa milletin eömertliğine ve âtsfetine yık 0). madığını bü şekilde ortaya koyan her fer. din yüzüne kendi fenalıklarını vurmak ve İ aleyhinde tedbir almak hakkımızdır. Ha- | fızamızı ancak © zaman, şahsen suçu olan. | lar hakkında canlandırırsak af prensipli, nin harleipe çıkmış ol “Sokakta gözünüzü açın ve sanki başını. 2w üzerinde sepet varmış gibi yürüme. YİN

Bu sayıdan diğer sayfalar: