16 Temmuz 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

16 Temmuz 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© bakımından de; ımsus ÜDARE EVİ » istanbul Ankara © Binen ete meal Bk Tgrt va işleri teli tonu Avukatlar kanunu Büyük Millet Meclisi, bu son içtima O yılnın faaliyet devresini kaparken gok mühim kanunlar yapmıştır. Bun- lardan biri, Avukatlar kanunudur. A- vukatlar kanunu, yalnız bir meslek er. © babınm hukuk ve vazifelerini tayin devletin viyasi ve sosyal olgunluğu bakımından dahi ana kanunlar derecesinde ehemmiyeti haiz bir kanundur. Devletin yapnakla mükellef olduğu en mühim bizmetler içinde belki birin- cisi adalet dağıtmasıdır. Devletin elin- deki adalet terazisi ne kadar hassas ve ince olursa devlet hizmetini o kadar muvaffakıyetle başarmış sayılır. Ada- Jet yapmak ve hakkı meydana çıkar mak zannolunduğu kadar kolay bir iş değildir. Bütün (iyi niyet) ler ortaya atılır. Hâkim en büyük dikkatini sarfeder. Fakat buna rağmen (bak) madde gibi kaçar, gider. Çünkü hak, her şeyden önce bir & gü meselesidir. Hâkimin, bu ölçüyü bu- Jabilmesi için, dalma memlek mai vicdaniyle en yakından bulunan avukatı dinlemesi ğ Avukat, bir taraftan kanunları bilen ve sosyal hayatta onun aldığı renkleri gö. © ren ve nihayet sosyal hayatın icap ve hâdiselerini ona tatbik eden bir san'at- kârdır, Bir hâdise ve bir hukuki vakıa kar- şisında, iki taraf VARLI bin bütün gö- rüş ve delillerini dinledikten sonradır ki hâkim, bekka daha isabetle vasıl o. Yuyor. Bunu, ancak hukuk kültürü al- #mış adamlar yapabilir. İşte bunun için- dir ki yeni avukatlar kanunun, avukat- larm yaptıkları işleri, hâkimlerin bu #uretle yardımcısı olmak itibariyle âmme hizmetleri gibi telâkki etmiş ol. makla, devlet hukuki hayatında ileriye doğru genişçe bir adım daha atmı y Devletin vazifeleri çerçevesi günden © güne genişlemektedir. Amme hizmeti telâkkisi geçen asra nisbetle pek geniş bir mâna ifade etmektedir. Doğrudan doğruya devletin bütçe sinden yapılan masraflara karşı olmı- © yan bazı hizmetlerin âmme hizmeti gi- bi telâkkisi en yeni görüş tarzlarma © uygun olmakla, âmme hukuku bakı mundan ileri bir bamledir. Avukatlar » kanununun en karakteristik noktası ; akıcı bir © dabudur. Gi lâkkisi, önce devlet bakımından şunu Avukatlığın âmme hizmeti gibi te. © ifade eder ki, ancak devlet haklarm müdafaası işini «rk: bir kontrol ve di- siplin altına almıştır. Devlet, yalnız hakkın ihkakını değil, ayni zamanda hakkın tebarilziyle de alâkadardır. Şu — hale göre, devletin avukatlık müessese- siyle yakından alâkadar olması onun hem hakkı, hem de vazifesidir. © — Avukatlık, çok eski zamanlardanbe- Fi içtima bünyede yaşıyan bir eeüesse- sedir. Devletler, bunu yakın zamana ç kadar kendi faaliyetiyle ahenkleştir - © mediği için, faydası olduğu kadar bazı ağır zararları da görülen bu varlık kar- Şısında, bu müesseseye karşı zaman, Zaman ağır yumruklar indirmekten de © sakınmamışlardır. Avukatlık sanatı, — hiç bir işle kıyas kabul etmiyecek ka- — dar gayet hassas bir iş olduğundan çok g güzel hareketlerinden soğutacak bir takım hareketleri de var idi. Yeni ka- nunun, bir çok maddelerinin avukatlı- ğın çirkin hareketlere müsait olan kı- © sumlarınm da önüne geçeceğini kuvvet- © Je tahmin ederim ,. Artık, haksız bir davayı haklı şekil- de, göstermeğe çalışmak, koridor ve sokak avukatlığı yapmak, şeref ce hâysi yeti kırıcı bir işle lekeli olmak, bu mesleğin kabul edemiyeceği kısımlar- © dır. Ayni zamanda, avukatların hare- ç ket ve faaliyetleri, devletin ve baronun | ie İİ Çıplak erkek heykelleri 1ıBir şehrin kızları- nı isyan ettirdi! İngilterede, Birmingam şehri kızla- rı, iki meydana dikilen birer çıplak er- kek heykeline karşı isyan etmiş bulu- nuyorlar... Bu heykeller, şehrin kurulduğu tari. in yıldönümü münasebetiyle diki! re Birmingamı temsil etmektedi 4 metre boyundaki bu heykelde tama, miyle çıplak bir genç erkek, şehrin ma- bedi üzerinde yükselmekte ve bir eli ile şehri gösterirken, diğer elinle bir kalkan tutmaktadır. Kalkanda da şeh- rin bereketli nüfusunu temsil eden bir ana ve çocuk vardır. San'atkâr bir heykeltraşın eseri olan bu heykellerden biri bir fabrikanın ö- nündedir. Bu fabrikada ise bir çok genç kız çalışmaktadır. Heykel açılır açıl . maz, fabrika müdürünün kan beynine sıçrryor; — Bu ne rezalet! diye bağırıyor. Fabrikadaki diğer memurlar ve ka- dın işçiler de heykeli görlir görme; tuhaf oluyorlar. Bilhassa erkek işçiler- le kadın işçiler biribirlerinin yüzüne bakmağa utânıyorlar. Halbuki, işleri htan aksama kadar yüzlerini m bulunduğu tarafa çevirmek yetindedirler, Bunun Üzerine, fbrikadaki bütün kız- laz bir olup müdüre şikâyet ediyorlar, Müdür de belediyeye baş vuruyor. Bu müracaat müsaid karşılanmıyor: Bir san'at eserinde bu gibi noktaların mahzurlu görülmiyeceği, bir çok meş. hur heykellerin bu şekilde olduğu ileri sürülüyor. Fakat, ertesi gün, heykeilerin çıp - laklığına karşı itiraz, yalnız fabrikada & her tarafında işitilmiye ryor. Bilhassa heykellerin bulun » u meydanların civarındaki ahali dç yani şikâyetle hükümete müracaat edi- yorlar, Birmingam ötedenberi İngilterenin en muhafazakâr ve ahlâka riayet eden şv şehri olarak tanınmıştır. Böyle bir ! gehi rde çıplak erkek heykellerinin bu. lunmasma cevaz verilmiyer. Bu hususta henüz hükümet fikrini söylemiş değildir. Çok büyük masraf- Yarla yapılan heykellerin yıkılması da doğru bulunmuyor. Bununla beraber Heykelleria, bir iki gün, şehrin bay- ranu münasebetiyle orada kalması, fa- kat sonra bir müzeye kaldırılması dü. şünülüyor. Bilhassa şehirdeki kadınların ve genç kızların bu hususta itirazta bu- lunduğu göz önüne alınarak, hüküme- tin, hiç olmazsa onlara karşı: bir nezâ- ket eseri olarak arzularını yerine gt. tireceği Ümit olunmaktadır. Katerin Hepbörn Tayyareci nişanlısının muvaflakıyetineden memnun ! Sinema yıldır. tayyare dünyayı odolaşa- rak rekor kıran Hovard oHögsün âdeta nişanlısı sa- yılmaktadır. Hat. & tâ tayyareci “nüp geldiği za. “man evlenecekle- ri bile haber veril. di. Nişanlısmın bu o muvaffakıye- ti üzerine yıldız her halde (çok memnundur. Ho. vard daha Parise geldiği zaman bi- le, çok sevinen artist, bulunduğu bir be. yanatta şöyle demiştir; — Menünum! Esasen muvaffak ola- cağımijan emindim. Benim de kendisi ile beraber gitmek istediğimi söylediler. Böyle bir şey mevzuu bahsolmuş bile değildir. Çünkü ben de tayyare ile bera. ber gidecek olsaydım, bunu reklâm için yaptığımızı zannederlerdi. Halbuki bu seyahatin ciddi karşılanması lâz, Bununla beraber, Hovard döndükten sonra, onunla beraber tayyare ile Av. rupaya gitmek istiyorum.,, “dalma tetkik gözü altında bulunacak ve bu suretle meslek, hakiki ve asil va- zilesi içinde inkişaf edecektir . Avukatın hâk bildiği yoldaki yürü- yüşü, devletin himaye ve sehabeti al- tındadır. Avukat, her kim tarafından, herne suretle olursa olsun bir hakarete ve tecavlize maruz kalacak olursa ken- disine karşı yapılacak suç, vazifesi ba- şında çalışırken devlet memuruna yapı. lan bir hareket gibi sayılacak ve su- retle o şahsın hakkında takibat yapıla- caktır, Kemalist rejimin en bâriz hususiyet- lerinden biri, hukuki devlet olmak davasıdır, Bizim bütün ikılâp hamle- Jerimiz daima bu çerçeve içinde yürü- mekle milletler medeniyeti tarihinde diğer inkılâplardan * daha olgu bir varlık göstermiştir. İnkilâbın başlangıcından bu ana ka- dar yapılan işler ve Atatürkün muh - dö- | Napolyona ait yeni bir beska Oulundu Napolyonun. Sent Helen (adasında ölürken ağzından çıkan son kelimenin “Ordu,, kelimesi olduğu malümdur. lar paratorun eliyle yazılmış en son keli menin n6 olduğunu bugün ortaya çıka rılan bir vesika ile öğreniyoruz. Napol- yon en son olarak: “Anneme,, kelimesi- ni yazmıştır. Napolyonun vasiyetnamesinin 7 mad- deden ibaret olan ilk kısmı bugün Fram sız milli müzesinde mahfuzdur ve bun lardaki vasiyet harfiyen yerine getiril- miştir. Fakat, tarihçiler, şimdiye kadar, Napolyonun bu vasiyelnameden sonra, ona ilâve olarak, bir kâğıt daha yazdı- ğını bilirlerdi, fakat bu kâğıt ele geçiri Tememişti. İşte, bugün bulunan vesika budur. Ayni fakat ayrı bir kâğıda ve dahâ sonra yazılmış olan bu vasiyet imzasız» dır. Bununla beraber, Napolyonun elinden çıkmış olduğuna şüphe yoktur. Napolyon bunda şöyle demektedir: “Bugün 27 Nisau 1821. Vücutça hasta fakat ziknen soğlem bulunarak, vasiyet namemin 8 inci maddesini yazıyorum. kirler hep bunu teyit eder. Bizde hiçbir inkılp bamlesi mevcut diğer inkılâplardan daha olgun bir meclis kararına bağlanmamış bulun. sun. » İşte diğer hakların da takip ve mey- dana çıkarılması hususunda çalışan meslek adamlarını himaye etmekle Kemalist rejim, asil ve yüksek ananesi- #i bir kere daha tebellür ettirmiş bu- lunuyor, Artık, Cumhuriyet (o devrindenberi hakkından emin ve müsterih yaşıyan vatandaaş : bu kanun daha büyük bir emniyet vermektedir. İşte bu ba- kımdandır ki âvukatlar kanımunua, hu- kuki sahada olduğu kadar içtimai saha- dada derin ve mes'ut tesirleri görüle « cek'bir kanundur. | ge mutuklarına Hed tiği yksek İ mak istediğini söylemiştir 1 — Vasiyetnamemin #atbikine Mon- talon, Bretvan'ı ve Marşam'ı paraların hesabına da La Koz veya oğlumu me mar ediyorum. 2 « Sevgili Mari Luiz'den ricam şu dur hi, bana bakan doklor Antommar- ki'yi kendi hizmetine alsın ve kendisine, benim servetimden, bütün hayotı müd. detince alit bin frank versin; 3 — Viğnali'yi de kendisine o hususi rahip olarak alsın ve onu oğluma karşı da ayni vazife ile tayin etsin. 4 — Ajaccio'daki evi, bütün malımı, arazi, bağ, bahçe, kayvon ve eşyalarımı anneme bırakıyorum... Napolyon, sağken, dünyada kendisini korkutmuş olan bir şey veya birisi var- sa o da yalnız annesi olduğunu söyle- mişti. Cesur bir kadın olan bu İmpara- tor anası, gençliğinde de kocası ile bera- ber Korsika seferlerine iştirak — etmişti. 1769 da Napolyonu doğruduğu zaman da 18 yaşındaydı. Napolyonun annesi, Veterli muhare- besinden sonra Romaya gelmiş ve 1836 da 86 yaşında olarak orada ölmüştür. Ruzveltin elini sıkacakmış ! Amerikada şüpheli biri daha yakalandı Bakland “Kaliforniya,, 15 (A.A.) — Gece Ruzvelti Yosemite - Parla götü. recek olan hususi trenin hareketinden biraz evvel polis memurları Reisicum- hurun bulunduğu arabanın “etrafında garip hareketler yaparak gidip gelen Lacoste isminde bir adamdan şüphele- herek kendisini tevkif etmişlerdir. Las coste sadece Reisicumhurun elini srk- ye Turizm tedbirleri H ASAN KUMÇAYI yazıyor: Çalışan ker fabrikanın masrafı vardır; fabrikalör ln en ucuz fiyatla satışını © kendisi İSİ kâr sayar. Tapki bunun gibi şimdi her * memlekti kehdi umumi isühsal masrafını kendi bi dutları dahilinde yaşıyan nüfusa | taksi bulabildiği her yeni müşteriyi — fuzla bf kâr saymaktadır. Bu maksatla Avrupa def” letleri kendi Memleketlerine mümkün duğu kadar fazla turist getirmek için (© dakârlıklar yapmakla çekinmiyorlar: 1 — Metlekette en az ultı gün olurm için gelen yabancılara umumi nakliyat ÜS retlerinde yüzde 70 disbelinde © tensil yapmak, 2 — Hariçten gelen yabancılara uevr (5 yat ile döviz vererek kendilerine meri” kette ucuz yaşamuk imkânını temin et 3 — Muayyen zamanlarda fest #inda büyük eğlenceler tertip ederek se” yah akınları celbetmek.. gibi. Harici turizm hareketini canlandırm#k için biç olmazsa İstanbulun festival ye siminde biz de bu türlü tedbirlere başi mük mecburiyetindeyiz. TAN, Sokaklarda âvâreler B. FELEK yazıyor: “Avâreler Istanbulda o kadar çoğald! ki; (yaya kaldırımında dikilip duranlari* mücadele cemiyeti) yapmanın zamanı 4 miştir bile. Dün ikindiye doğru Köprüde” söküp matbaaya gelirken Bahçekapısı € desinin yaya kaldırımlarını gene âvârelet” le dolu buldum. Hatâ, hiç Adetim olma ğı halde bunlardan bir ikisine yolu kapi mamasını ihlara mecbar kaldım. Bunlar neden orada toplanmışlardı d? ye merak etmeyin! En ufak şey, bir K yavrusa, bir sarhoş, bir bardak kırığı, Pİ çekirye, bir leblebici hülâsu en manat bir şey, bunların yol üstünde durup sidif gelişe mani olmalarına kifayet eder.,, “Bu vesile ilg şehir uşağı ve ( yaba! bütün okuyucularıma bizim, yol — hakkı” daki yanlış telâkkimizi göstermek istiy rum. Yök, medeni şehirlerde şehiriinin #9 çok hürmet ettiği, kirlenmesine, kesilme! ne ve halkın istifadesine müsait olmıyac hale gelmesine (o mahal vermediği dir. Vazgeçmeliyiz bu âvareliklen: Bu yök puzluktan ve yola ve yolcuya hürmelsi” likten, Çünkü bu, medeniyetin ilk işareti” dir.,, mem RR em ei Bir deli Babasını sandalye ile yaraladı Dün Tophanede, bir deli, ağır surette yaralamıştır. Tophanede Necatibey caddesinde 339 numarada oturan Necibin ğü Kemal akıl hastasıdır. ve babası tar4 © fından iki ay evvel bastahaneden kef” letle çıkarılmıştır. Uzun senelerde” masrafı çıkardıktan sonra elinde kalan #8 iz ettikten sonra hariçte milli mahsulleri İSİN babasi | biri hastahanede yatan Kemalin, bi. bası bu fikrine kargı gelenlere: “— Af tik oğlumun hastahane köşelerinde Y8* masma tahammül edemiyeceğim, ne “ İursa olsun hiç olmazsa evimde bak tatırım, bu suretle de oğlumun hasr€” tinden kurtulurum.,, i Diye cevap vermiş, ve uzun mua” lelerden sonra kendisi kefil olmak Ü7€ “| re oğlunu hastahaneden alarak evi” getirmiştir. İli ay evvel clan bu vaziyetten 89” ta delikanlı bir'müddet için old uslu oturmuşsa da son günlerde işi a ne azıtmış ve öteye beriye saldırmaği başlamıştır. Fakat buna rağmen, Necip oğlun bir türlü tekrar hastahaneye göndef © meğe razı olmamaktadır. Fakat dün P* fazla evlât sevgisinin zavallı babaya * rarı dokunmuştur. Öğle üzeri sokaktan eve dönen ve | sip oğlunu geen azgın bir halde öteye © riye atılırken görmüş ve korkudan © tadan sâvuşan ev halkının nasiha' rağmin evlâdını teskin etmek istemi tir. Fakat işte bu sırada Kemal eline ci çirdiği ağır bir sandalyeyi olanca vetiyle babasının kafasına İndiren Necip baygm bir halde yere yuvâf lanmış ve ev halkınm feryadı ü çi hariçten gelenler yaralıyı tedavi #19 Si aldırmışlar, çıllıran Kemali de $”

Bu sayıdan diğer sayfalar: