3 Ağustos 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

3 Ağustos 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Aksam postası 1 TULUŞ., — KUR Mektebliler velhasıl bütün mürekkepli kalemle yazı yazanlar, mürekkebin ceplerine akmasından, kurumasından, ve ucun bozulmasından kurtaran yegâne ÖZ TURK ÇOCUKLARININ MALI OLAN TRAŞ BIÇAĞI YERDE ARA VE KULLAN: | Çok OTURANLARA işleri sabit ve o hare. TIKU DULMA 'KALEMİ i | ketsiz Olanlar daima Avrupada dahi tasdik olunduğu gibi E eni Almanyanın bu icadı mürekkebli Açık bırakıl- Ri kalemle yazı yazmak mec- dığı halde her ne rinil buriyetinde olan halkı şekilde durursa dur: hakikaten bu eziyet- #un mürekkeb akmaz ve ten kutarmıştır. kurumaz. TIKU en sağlam TIKU ucu aşın ve &n kullanışlı mürekkebli kar Git MAZON'dİN Kes maz, bol mü- kalemdir. gün bir kahve kaşığı al, rekkeb alır, Siyahtan maada yeşil, mavi ve kırmızı dıkları takdirde bütün kuvvetli renkleri de ayni fliatta satılmaktadır. zehirleri tard ve defeder basılırsa Her yerde arayınız, Fiat: 3 liradır. ler. Vücuda rahatlık, fe, 3.4 kop Deposuz Havuzlu han No. 1, İstanbul. va ei > BAR- ya çıka- taklitlerinden sakımmız, TIKU markaya Dikkat ediniz. AKLARINI bati ya “ * pe kendilerini otamuassıhba rilabilir. Taşraya posta ile gönderilir, hissederler, veya Pİ oluranların uzvi yelle toplanan sehir ve toksinleri kolaylıkla de- Jedemezler. Eğer alınma st lâtif tesiri tabit ve ko- Unutmayınız ki Türk oğlu Türkt başkası yar olamaz Sahibi: Fehmi Ardalı Mehmet Bozkurt - İstanbul Kan çıbanları, el ve ayak parmaklarının arasındaki kaşıntılar, dolama, mem iltihabı ve çatlaklar, flegmonlar, yanıklar, traş yaraları, ergenlik. ler, koltuk altı çıbanları, ANTİVİRUS ile temin eder, Tedavisi en erken ve en emin bir surette Ti ŞARK İSPENÇİYARI LABORATUARI T.A.Ş dee Kâmil Gören Şişli Çocuk Hastanesi Röntgen Mütehassısı Beyoğlu Taksim, İstiklâl Caddesi (Oskeperan Apartımanı No, 1) Mavi köşe üstü "Telefon: 4012$ Pazardan başka hergün saat 15 den 19 a kadar PORTATİFRONTGEN VARDIR. Dr. SAADET Kâmil Gören Emrazı İntaniye Hastanesi Röntgen mütehassıtı Kadıköy Röntgen Apartımanı No, 1 — Telefon 60149 174 ö BÜRİDAN nakış işlemekle meşgul olan hemşirele- rine: — Beddua, insan; üze üze öldürür. miiş!.. Bu doğru mu? Siz hiç işittiniz « diye sordu.. — Hangi beddua?, — Size bunun lizumu yok.. Siz su- alime cevap veriniz yeter, Kafamın için de binbir sual kaynaşıyor.. (Yavaş ses- Je) Mabel ne oldu? Kızım, râkibem ne oklu? Ne oldular? Oh, şu adamları ele geçirmek ve... Birdenbire sustu. Ayağa kalkarak takatsiz adımlarla yürümiye başladı .. Sonra: — Jan! Blânş!.. Beni dinleyiniz. » dedi. O adamlar yaşadıkça ne benim için, ne de sizin için dünyada rahat yoktur! Prensesler titrediler. Margrit boğuk bir sesle devam etti: — İçlerinden birinin gevezeliği, Nel kulesi esrarmı olduğu gibi ortaya çıka- racaktır. Bu üçümüz için de büyük bir felâkettir. Zındanlarda çürümiye mah. küm olacağız. Janla, Blânş, sapsarı kesilerek biri. birlerine baktılar, Endişe, onlarda da baş göstermişti. Fakat kocalarının Pa" riste bulunmaması yüzünden tehlike- 'den kraliçe kadar korkmuyorlardı. Jan — Bunları bulmak lâzım. - dedi. Filip ve Gotye de ayni cezayı çekmelidirler,. Blânş: — Öteki âşıklarımız gibi.. * diyebildi. Kraliçe sadece: — Ben tel'in edildim. . dankir. . Üç kadının, bu konuşuşları herhangi biri tarafından işidilecek olsaydı felâ- ketti, Etrafı derin bir dikkatle dinleye- "yek sustular, Bu sırada, bir nedime, ya- nında iki hizmetçiyle kraliçenin yeme. ğini getirdi. : Kraliçenin bir işareti üzerine N diye mırıl « se ile hizmetçiler çekilip gittiler, Jan — Eğlenelim, * dedi - , Bu İspanya şarapları, can sıkıntısına birebirdir. Üçüde sofraya oturdular, Yediler, içtiler, Filhakika, İspanya şarapları der. hal tesirini gösterdi. Gözler parladı. Yanaklar pembeleşti. Neş'elenen Jan: — Doğrudur! - dedi. Beddua insanın başına felâketler getirir. Fakat bu bi- zim için değil.. Biz, gelecek felâketleri önleyebiliriz. Kraliçem! İstersen gi. dip aslanları görelim. Gözlerinde mağmum bir parlaklık görülen kraliçe — Anlamıyor musunuz ? - dedi. Ben bu belduadan, bir pespâyenin alı oldu- gu için ürküyorum. Bana Jânet eden bu adam.. Prensesler şiddetli bir merakla > — Kim o adam? - dediler, — Dinleyiniz.. Strajildo onları ya. kaladıktan sonra dama çıkarmıştı. Ben de her şey bitmiştir diye arkalarından çıkmıştım, Fakat aldanmışım, Dama kapısında görünür görünmez Gotye denilen adamın başını kaldırarak ba- na baktığını gördüm. Gözleri parlıyor- du. Yumruğunu uzatarak beni bütün mevcudiyetiyle tel'in etti. O zamandan- beri hiç bir şeyde muvaffak olamıyo « rum, Üzerime bir uğursuzluk çöktüğü muhakkak, Felâkete sürüklendiğimi hissediyorum ve korkuyorum. Jan asabi bir gülüşle — Delilik ! * diye bağırdı: Gene. kahkaha bırakan Blânş — Kuruntu! . dedi, Bu sırada kapıcı kapıyı açarak bağır, dı: — Kral hazretlerit Kral içeriye girince — Demek burada gülünüyor. Aman ne bahtiyarlık.. Oh ne saadet!,. Canım GAZOZUNU "Tercih ediniz, her yerde satılır. Kapsüllerine dikkat ediniz, ENiZBAN Denizyolları işletmesi izmir Fuarına Tenzilâtlı BI€ i — İzmir fuarını ziyaret edecek yolculara mahsus olmak üzer? 4 iskelelerden İzmir için yüzde 50 tenzilâtlı gidiş » dönüş biletleri” lecektir. ? — Bu biletlerin satışma 10 Ağustos 938 tarihinden itibaröi nacak ve 9 Eylül akşamı nihayet verilecektir. (bu biletler, dönüş için 30 Eylül akşamma kadar muteberdir.) 3 — Bü biletleri hamil olan yolcularm tabi oldukları şartlsr ” olduğundan bunların kemali itina rin arkalarında yazılı ması rica olunur. İzahat almak için acentalarımıza müracaat edilmelidir. Hizmetçi aranıyor Çocuksuz bir aile yanında ey işlerinde çalıştırılacak orta yaşlı kim: sranıyor, Ankara ocaddesinde Örhanbey banı altında ilân servisine 19 BÜRİDAN Margarit, demek tamamiyle iyileştiniz.. ha?.. - diye sordu, — Evet haşmetpenah!, Bir çocuk gibi mes'ud ve mütebessim duran Lüi : — Size, “dedi, - güzel bir haber vereceğim.. Pariste büyük bir şenlik yaptıracağız.. Deliler bayramı.. Ne der. siniz?, Kendisini, yavaş yavaş toplayan Margarit — Şâyanı takilir şevketmeâb! dedi. Prensetler el çırptılar, Bundan çok memnun görünen kral bir kaç söz daha söyledi. Bu arada kra- liçeyc farla içmemesini tavsiye etti, Sonra kapıya doğruldu. "Tam çıkacağı sırada bir şey hatırlamış gibi elini alnı. na götürerek dömzü, Dem yakla - şarak: — Bir büyücü kadınla, tıpkı sizinle görüşür gibi konuştum. - dedi. — Ne tedbirsizlik haşmetpenah! — Evet. Fakat bu - tedbirsizlikten ben müteessif değilim. Çünkü bu ka- dından çok mühim bir şey öğrendim .. Bu hususta bana yardımda bulunacağı" nızı umarım, Kraliçe, kralın yüzünde bir hüzün &maresi görünce: — Nedir o mühim $6y?.-diye sor- du. — Bu kadın bana birinin ihanet etti- ğini söyledi. — Bir ihanet mi?. — Evet.. Sarayda maiyetimde bulu- nanlardan biri bana ihanet ediyormuş.. — ihanet hakikaten vahim bir şey .. Büyücü kadın hainin kim olduğunu da söyledi mi7, — Hayır., Yalnız onun erkek olma dığını, onu saraydaki kadmlar arasın- da aramam İâzım geldiğini söyledi. — Bir kadm öyle mi?. — Nedimelerinizden.. Maiyetinizde- ki kadınlardan emin misiniz?. Haini on- lar arâsında aramak lâzim gele — Şevketmeab! Müsterih olun” tar bulurum. Onuncu Lüj odadan çıktığı vi kraliçe balmumu gibi sararmışti. şirelerine dönerek: gi | — Nasil, « dedi, - Üzerime bir WE suzluk çöktüğüne inandınız mf, Blânş: ! Ne? - dedi. - Büyücünün sizi ya il ni mi sanıyorsun?, iz Kraliçe cevap vermedi, Düşün du. Kalbini kemirmeğe başlıya” n nl korku titremelerini teskine mi i Birdenbire başını sallıyarak; “il — Haydi, * dedi. - Gidip 39 görelim. ... Jj Kraliçe aslanlarını görmiye gi ö | zamanlarda kendisine nedimeleriYif Yy. | valyeleri refakat ederlerdi. Bu. 4 g manlar bütün saray halkının il d | tiği bir eğlenceydi. Fakat Frey İ Mantel sokağındaki aslanlarının vi duğu yere, kraliçe bazan bemşir© bazan da tek başına giderdi. Kral ve kraliçenin aslanları, yaşıyan, beslenen tam vahşi vanlardı. Bunların yanına vahşi vanlar mürebbileri bile (o pâr$ korkusiyle pek kolay kolay yakla$i lardı, Bir çok kadınlar, ekli hayvani#”” sıl severlerse kraliçe de bu vanları öylece seviyordu, Bu dâi de tabiatleri arasındaki yakınlık dan ileri geliyordu. O, onları mekten, onları kızdırmaktan büyü zevk alırdı. r O gün, Margarit hülle likte bir tabtırevana binerek mantel sokağma gitit, Hava fırtınalıydı. Uzaktan gök rültüleri işidiliyordu. Hava €j€ doluydu. Aslanlar kökriyerek dot

Bu sayıdan diğer sayfalar: