3 Ağustos 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

3 Ağustos 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MESELE em baar davam eden Çin - Japon l e ba matbuntı on fazla işgal €- Melay, ie İse olmuştur. Birçok rauhar- iğ Mta RÜN bu mesele hakkında sü- a, m ar, tahminler yazmakta. Pate, - San tanınmış muharrirle « öteye Rorniyo de, Parisin Piga. Baar takiye Gin - Japon harbini çok barb nazariyecilerini İk edecek mahiyette değil « ny PAP kavgası bu bakımdan bil - ndir. Bu harb, Japon ge- » onu pek kısa sürecek Mahsul olmuştur. Hakika- VS #ömereli bir neticeye #shiren çok ihtimal bulunan 'Eçta siiratli inkişafiyle uh. Mağrete düşte. « *ben harbinde ideolojilerin tâ. d k bir şekli arzetmekte - e Mk beri Japonların gayreti, ind, A arruzları ve çete harble- Sing, akamete uğratılmaktadır. Küt, alm #örmlşlerdir ve seker! eni Alman subaylarından mü - Senel kurmay tarafından ha- > Halbuki Almanya Japonya 8 Politik bir pakt akdet - 7 aldıkiarı ve bir Alman kur- ae altında kullandıkları Soryaş 2 büyük bir kasemı ii - çe ektadi malıdır voya Rusya yeli. t Bana dovam etmek ve Al - İkt, <0 Rus silâhlarmı öde - Veren hususi krediler, YAYA İngiliz menbalarının £ . Ti Alman İdeolojisi ile Sev - Meolojileri arasmda hiç » Yalnız Almanlar, İn e ve Amerikalılar, İri karşımda ayni de- Uğramaktadırlar. teminde mündemiç İhtimali, zaman kazan. m, hasmı mahvetmek » Bizettiği hedefleri derhal e- Hutundaki isticalinden gel — İstiller, genişlemiş ve Ünmanız de, kuvvetini tap- : Sariz, enden dönlişüne marn? * $6t6 harblerine mey - Zi #3 ZE gif Ey gi 7 1, —.... SAĞUSTOS — 1938 Rir Çin kıtası dan verecek emniyotsizlik ommntakaları " kalması da ayrı bir tehlikedir. Bugünkü Çin - Japon barbinin hari- tası bize Japonların cüretleri yüzünden bu hatayı irtikâp etmiş olduklarını gös- termektedir. Çin ordu ve kıt'alarmn kuvvetli ve mühim bir kuvvet ifade et. mediklerini ispat edecek hiçbir şay yok- tur, Fakat Alman ve Avrupa kurmayla- rı için de, mütearrımin gerisini tehlikoye düşürmek hususunda, bu harekâttan alı- nacak dersler vardır. Japon stratejisine, şimdiye kadar, a- ralarında pek de tecanüs bulunmıyan bi- ribirinden uzak hedefleri, kabil olduğu kadar süratle ele geçirmek arsusu hâ - kim ölmüştür. Bir itibar ve menfaat he- defi: Pekinin ve havalisinin işgali. Mün. hasıran askeri bir hedef: Ruslarm bir mubtâmel yürüyüşünü önlemek Üzere Mogolistan yollarında eksantrik iler» leyiş. Pek mühim bir ekonomik hedef: Şansinin kömür ve sair madenlerine va- ziyet etmek, Münhasıran stratejik bir himaye hedefi: Japonlara aiğ ticari mü- esseselerin fazla olduğu Şantungun fet- hini, Bir diğer İtibar hedefi: Şanghay ve Nankinin işgali. Nihayet bir ticâret, silâh kaçakçılığına karşı tedbir hedefi: Çin liman ve sahillerinin ablokası, Bütün bunlar, meemuu Fransanın üç mislini bulan bir saha Üzerinde, nisbe- ten mahdud asker mevcudiyle, son de. resedo müşkül nakliye ve geri hizme- ti şartları içinde, gerisinde bıraktığı ve çete harblerine sahne olacak boşluklar- dan pervasız devam eden bir harbi anla- HABER — Akşam Dosta “Çinliler Japonlara nasıl Mhukavemet ediyorlar?2.. Eg LR ağ, kep Japonya bugünkü stratejide ısrar etmek isterse harbe muazzam miktarda as 1 ve mali kaynakla rını tamamile tüketmesi icap edecektir. Bu takdirde vol alnız kısa olmakla kalmıyacak uzak şarkın devamlı bir harabisine de sebeb ————— mehir semi İki aydanberi, Japoslar Şansinin garb tarafını terketmeye mecbur kaldılar, Büyük karalda ve Şantungun münakale düğüm noktalarında çetin bir surette takılmışlardır. Hatlarının içinde yedi se- kiz yüz gerilla yuvasında kendilerini müdafaa etmek mecburiyetindeğdirler. Başıbozuk Çin kıt'aları Pekinle Nankin- den birkaç fersah mosafede ntoş aç » muktadırlar. Bu acelesi strateji, Japonların önce lehine, sonra da aleyhine olarak, iki milletin meziyet ve kusurları Üzerinde tesir yapmıştır. Japon mllteassıp derecede cesur, me. şekkate mütebammil ve her şeyden pervasız fakat ayni zamanda az disiplin- )i, izzetinefis rekabetlerine teşne ve w- mumi görüşlere pek az muktdirdir, Har- bin ilk safhasında, süratli yürümek ve ön hedefi birden gözetmek isab eder - ken, bu meziyetler harikalar yarattı. Bununla beraber, kusurları da Çizlilere bir öç alma şansı arzediyordu. Çinli seyyal ve mukavim, heyecansız, kendine hâkim, realiteye son .derece yakm ve onu #arsılmaz bir sabırla taki- be amade, görünmez ve elle tutulmaz 0- Jan her şeye karşı tamamiyle septik, hasmi tatmin etmekte olduğu kadar, za- aflarını istismarda da mahir bir oportü- ülzme sahibdir. Onu kazanmak ve iski yad ettirmek ayrı, muhafaza etmek ay- rı bir şeydir. Çinin Japonyayı mağlib etmesini mümkün görmüyorum. Japon kuvvetleri Loyt Corç'un ; Versay muahedesi hatıraları: 24 Çekler Alman iistilâ- sından korkuyor Dr. Beneş “Almanlara karşı demokrasiyi müdafaa etmek vazifemizdir ,, diyordu Lebistanın, bir Bolşevik atilâsından korktuğunu bildirmesi Üzerine, Fransa Kku⣠devletlerine, Dansig yolu ile Le - histana silâh ve cephane göndermeyi teklif etti. Onlar da barbdo osir edilen Lehlilerin hemen Lehistana gönderilme si tavsiysinde bulundular. Bu suretle Lehistanm ordusu (o kuvvellenecek ve genç hayatmı tehdid eden tehlikelere karşı koyabilecekti. Yüksek meclis bunu kabul etti, topla ve tüfenkle teçhiz olunan Leh esirleri Fransız generali Hallerin idaresi sitinda Lehistana gönderildi. Hallerin ordusu, Lehistana girer girmez harbedebilecek bir vaziyette bulunuyordu; derhal, Ga- içyaya yürüdü. Bu hareketin Bolşevik- leri oradan çıkarmak için yapıldığı söy- leniyordu. Halbuki asıl gaye oralari si- wak ve Lohistana ilhak etmekti, Bunun Üzerine, yüksek meclis general Hallere gerl dönmek emrini verdi. General Haller bu emre itaat etmedi. Daha sonra telgrafı almadığını iddia et- #i. Pilsudekinin emirleriyle mi hareket odiyordu, yoksa bakikaten Fransadan telgraf almamış miydı, yoksa ikisi de bu telgrafı almamış olmayı mi kararlaştır. mışlardı. Bunu #onfadan anlıyamadık. Vüson, Lehli dostlarını büyük bir şid- detle tazyik etmekten. çekinmiyordu. Bunun neticesi olarak, itilâf devletleri meclisinin bizzat Galiçyslılara hitabı ü- zerine bile, burası Lehistan tarafından istilâ ve ilbek olundu. Halbuki, Galiçya. daki Lehlilerin saymı bülün nüfusun dörtte biri bile değildi. Diğerleri Ukran. yallardr ki, Lehler Ruslara nekadar düşmansa bunlar da onlara o kadar düş- mandılar, Büyük devletlerin o fedakürlikları ve gayretleriyle kazanılan zaferden sonra istiklâllerini elde etmiş devletlerin faz- Ja Ihtirasları hiç de milletler cemiyeti - nin muvaffak olacağını gösteren bir de- MI değildi. Bütün adalet ksideleri icabı başka devletlere ait ararilerde yapılar hudud değişiklikleri büyük devletlerin karşısına çıkarılan bir emrivaki halinde idi, tekrar bir noktada birleşince ezici bir üs tünlüğe derhal sahib olacaktır. Fakat Japonya bugünkü stratejide rar et - mek İsterse harbe muazzam miktarda kaynnklarını tamamiyle tüketmesi icab edecektir, Bu takdirde harb yalnız kima olmakla kalmıyacak, uzak şarkın dövam- : bir harabisine de sebeb olacaktır. talk Osun için burada Naş Beliz, Pa utral yanım her tarafından akra b Sehlikeyı At bu plâjlar ayni zamanda dünya. ğ Nk baza, Plllarıdır da, Açıklar doğru hızlı akan ği Mi Yüzücüleri açık denize sürükler; arası- iy vr me buraya hüsum ettikleri vakidir. di ili, i korumak maksadiyle plâjlar f- erdem maliyoj ) Magi Bı kkeb bir koruma teşkilâtı ir, Fsılâr genç, kuvvetli ve tdrmanlı yü. N Mam Ayni zamanda yüzleri ve vü- 7 kurtarıcı Adonisler ismil verilmiş. Olduğu üzere Fenikelilerin güzellik Viz Mkü NE a ia Bağa Yüzmekte güçlük çektiği his > sandallarını derhal denize in- aşıklara giden ihtiyati i ve sız yüzü. Sahile getirirler, Yi şok çi, 9 Dir iş gibi görünüyor, Fakat har dakika Sinirli gdazinr olması şarttır. , Golebiiri,, © beklenmedik tehlikelerle kar- e bar ba erkekler arasmdan seçilmiş» - - i YT) Sila ir Td (5 re Beklemekle kaybettiğimiz zamanlar ÜUNLÜK hayatımızda beklemekle geçirdiğimiz va- kit, hemen hemen büfll çalıştığımız zamağan daha çoktur. Hayatımızın on aşağı beşte ikisi, birisini veya bir şeyi beklemekle geçer, Günde oh beş, yirmi dakikamızı otobüs, tramvay ve- ya vapur beklemeğe veririz. Bu nakil vasıtalarının yol- daki ârizalar dolayısiyle yaptıkları gecikmeler de baş- kadir. Daireye geldiğimiz vakit zamanımızdan tasarruf için İcad: edildiği idâla edilen telefonla konuşmak, sra- dıklarımızı bulmak, sağma sapan telefonlara cevab ver- mek İçin sırasına göre bir, iki saatimiz gider, Bunu bir rlldekkik hesab otmiş ve bir iş adamının otuz senelik iş hayatında 444 çalışma gününü telefona sarfettiği ne- ticesine varmıştır. Telefon teşkilât: muntazam olmıyan memleketlerde bu rakam Iki misline çıkar. Bir: banka müdürünün, veya büyük bir memurun işi başında bulun- duğu altı yedi saat zarfmdeki mesaisini iki saate #ikış- tırmak pek mümkündür. Ayni şey soyyar satış momurlari için do varidüir. Seyyar satış memurlarinm bayat ziyaretler ve gez- mekig geçer. Onların bilfiil satış için sarfetlikleri Va- kit günde yarım saati geçmez. İnsanlar yemek için de fazla saman syırırlar. Kahvaltı da dahil olmak Üzere &ğle ve akşam yemekleri için yarım #aat kâfi gelme- Hidir. Bu İşe ondan fazla vakit ayırmak israftır. Yemek- te en fazla vakit, yemek beklemekle kaybedilir. Yetmiş #öne yaşıyan bir adamım hayatının kırk bin saatinin s0f- rada yemek yemekle geçtiği yaptlan hsaplardan anla- sılmaktadır. Bü, hayatın dört buçuk senesinden farlast- nın heba olmesı demektir, Hele kadınların dükkân dükkân dolaşmuk suretile is- raf etikleri vakit akıllara hayret verecek kadar çoktur. Kadınların öğleden sonra yaptıkları alışveriş baddiza- tında bir iş olmaktari çok uzaktır. Onlar hemen hemen daima banu bir nevi gezinti sayarlar; büyük mağazala- rın vitrinlerini seyretmeğe uzun gsatler tahsis ederler. Yapılan etüdler, vasat bir ev kadınının sistems$izlik ve iş bilmemezlik yüzünden ömrünün yarısmı boşa geçirdi- ğini göstermektedir. Vaktini tamamen faydak şeylerde kullanmasını bilen kadınlar pek azdır. : Ömrümüzün mühim bir kısmı da sinema ve tiyatro seanslarını beklemekle geçer. Yapılan hesaplar sade A- merikada bu yüzden halkın bir sene zarfında kırk beş milyon sâat zamanlarım (o kaybettiklerini göstermiştir. Devairde iş takip etmek zaruretinde kalanlar ile uvu- katların bilfül çalıştıkları saatler her gün boş yere bek- lemek mecburiyetinde kaldıkları zamanın ancak üçte bi- rini teşkil eder, , Hudud meselelerinin halli sulh konfe- rans tarafından itilâf devletlerinin ha- riciye nezaretlerine bırakılmıştı. Harici, ye nözaretleri, istihbarat daireleri tara- fından, bu meseleler hakkında malümat alıyorlardı. Bir taraftan Leklerle Çekler, Yugos- lavlar ve Romenler arasında, diğer ta- raftan Almanlarla Macarlar arsmdaki budud ihtilâfları karşısında hudud ko - misyonundaki Fransız azaları açıkça bi- rincilere tarafgir olduklarını gösteriyor- ardı. İtalya ise Yugoslavlara aleyhtar. dı ve onların yayılmasını istemiyordu. Maerlarla Yugoslavlar arasındaki ihti- Mita da İtsiyanlar, Macarlara taraftar görünüyorlardı. Romenlerle Macarlar s- rasındaki meselelerdeyse İtalya ikisine de ayni derecede tarafgirlik besliyordu. İngiltere de harbde kendisine yardım etmiş olan milletlere karşı bir temayül duyuyordu, Bununla beraber, İngiltere - nin Avusturyaya ve Macaristana karşi da bir kini yoktu. Hudud meşelelerinde biribirleriyle ih- tlâflı olan devletler şikâyetlerini Onlar Meclisine bildirmeye davet eğildi, sonra da kendi murahhaslarının da bulunduğu komisyonlar kuruldu. Dost devletlerde onların arzularına müzahir davrandılar. Hudutlar hakkmda hazırlanan proje kendilerine gösterildiği zamun Avuttur- yayla Macaristan itiraz ettiler, Hakikaten, sulhün istikbali bu hudut- lerm iyi bir gekilde tesbit edilip edil . m6mesine, sonradan bir ibtilâf mevruu olup olmıyacağına bağlıydı. Çekoslovak cumhuriyeti Mütareke olur olmaz Çekoslovaklar derhal cümhuriyet ilân etmişler ve hak iddin ettikleri araziyi işgal altına almış- lardı. Bu hudutlar sonradan muahede ile tesbit edilen budutların ayniydi. Bunun Üzerine Viyana hükümeti, Çe- koslovakyanın Bohemyadaki Alman nü- fusunu da hudutları içine almasmı İtilâf devletlerine protesto etti, İtilâf devlet. leri meelisi de bu mesele üzerinde sulh konferansı meşgul oluncaya kadar Bo- hemya ve Moravya hudutlarının eski va- riyette kalması lâzımgeldiğine karar. ver al, Sulh konferansı Pariste toplanır top- lanmaz Çekoslovak hükümeti derhal ds- vasmı ileri sürdü. Bu davaya, bazı te - ferrüatı hariç bırakılırsa, İngiliz hariei- ye nezaretinin bütün murahhasları mü. gahirdiler. Çekoslovakyanm o zaman hariciye na- giri olan Dr. Beneş bu davayı büyük bir meharetle ileri sürmüştür. Yeni cümhu- riyet için istediği şeylerde büyük bir i- tidal, tevazu gösteriyor, fazla ileri git- miyordu. Dr. Beneş Çekoslovak milletinin garb- deki Slav dünyasınm ileri kolu olduğunu, fakat daima Cermen “istilâm tehdidi al- tmda bulunduğuna nazarı dikkati celbe- diyordu: “Bugün 80 milyon kadar bir nüfusa sahib olan Cermen kütlesi büyük bir İnkişaf bulmuş devletler tarafmdan Yo- lu kesildikçe garba doğru yayılamaz. Di. ğer taraftan, Cermenler cenuba ve şar- ka doğru da yayılmak ursusundudır. Bunda da karşılarına Lehlerle Çekler çikiyor. Çekoslovak ohududlarmn orta Avrupadaki hususi ehemmiyeti de işte buradan gelmektedir. Temenni olunur ki, Almanlar bir da- ha istilâya teşebbüs etmesinler, Fakat mazide öyle hareket ettiler ki, Çekler kendilerini Cermen akınma karşı dalma mukavemet etmek mecburiyetinde gö- rüyorlar. Büyük harb esnasmda Çekle - rin gösterdiği kahramanlık da bunun bir delilidir: Çekler kendilerini Almanlara karşı demokrasinin müdafii sayıyorlar. dı, bu da Almanlarla çarpışmalarını bir vazifö haline koyuyordu. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: