5 Ağustos 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

5 Ağustos 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F HABER — Akşam oostas» €n sayesinde çok ilerliyen bir sanal: Boyacılık emlekette ilk asri boya atelyesini kuran Ahmet sta, Ss “iş vie Keçmeyin, bu sanat şim. Ve boy İ işlerden biri olmuştur. aye ta fennin yeni icatlar bul. ke nde bugün Adeta insan elin. Ni hi ram manılmıyacak kadar güzel Syalara rastgeliyoruz. lar 2 Avrupada boyacılık dev a. Sai, Üstlerken, bizde hiçbir veni va kağ yor. Hâlâ eski usu! fırça. ii boyacılık sanati devam e- Army BİT kaç müteşebbis Amerika ak boya © usullerini buraya iş 8 sene var ki, memleketi- ven fenni usullerle boyacı - nz Pıni piri o parlayan n, kar gibi bembeyaz buz vi bir burada fabrikadan tamamen NİZ mi. tü Sürette boyanışını hiç merak N yeni yapılmış ma binalarının içinde ve dişın- Mallğ boyaların ne şekilde boyar Mta, yeigi <İbette düşündüğünüz ol. Min 1,8 ben de bu merakla, Türki, ya atölyesini kurmağa may Ve gerek binaların, gerek Ve buz dolapları gibi eşya. imi asil (o fabrikâlarından tim, Yapabilen Ahmet ustayı g ik is 30-33 yaşlarında görü Şok terbiyeli bir Türk genci : aza Taksimde Stadyum ci. day, iyesini dolduran otomobil Dlarını boyamakta olan işçi. ederken, bir taraftan da & amaa başladı. Sini ip geçmemeli, diyor. ” en zor mesleklerden biri Ancak senelerce çalışıp tecrübe ki VOnra iyi bir boyacı olmak ka vii nefise mektebinin boya sonra, 1925 senesinde Sultan camiinde ince bir diyordum ki, bu sırada ca- Rörmeğe gelen Enver paşa bir beğenmiş beni, sanatimi n in hi tekâmül ve inkişal ettir. hesabına Almanyaya Ne Fi / “il ir ii 7 f, f toe Almanyada muhtelif bü. inde ameli ve nazari Beçirdim. Ve sonra tek- Vererek diploma aldım. birde yeni dünyadaki bo- Amerikaya gitmek sü 'umu vize etmedik. kaldım. Ve size ifti. bey lrim ki, orada binlere? Si arasında Citroen, Röne EMELE, Nİ Sergilerde birçok takdirler Vatan hasretine daha fazla img em kabil olmadı. 924 de . Uzun ve yorucu ii hai bugünkü atölyemi kur Mara Ort fabrikasında da us. N Pi, Satan, Ve orada bir çok İN ki bugün bunların bir kıs ik, nda çalışmaktadır. e an tatil edince, bü tanı âya tahsis ettim. Bu. SR a otomobil acentaları — Yapıyorum, malzemeyi, Avrupa ve A» at kendi hesabıma getirt- m 4 <Pev büyük bir serme. iy pie” etti, Ki na Sayem, O müşterilerimi, imiz e Denmun etmektir. Bu da Mng Sağmak, elele ağn iy Usta la kabildir. gin eda birdenbide sustu, Giy tat ii N te deği ve sonra: İtniz ;, SugüNkÜ şerait altın. İP olduğ skarmarın ne kadar 2 Sn br İş için, elbette çok kabil olamaz. “e bakı Anlamı, Yorfsunuz, işten zerre BA tedi rakip türüyor, ayri Bİ ei Ahmet ustanın atölyesinden bir köşe (x) mağa kalkıyor, müşteri de vaziyeti bil. nüyorsa, gdip bu adama mal teslim e. diyor ve tabii yapılân iş te hiçbir şeye benzemiyor. Bü yüzden, sanatin de ismi kirleniyor, rezil oluyor. Bizim memlekette de, Av. rupa ve Amerikada olduğu gibi ,sanati himaye etmek isteniyorsa, tutulacak yol, her önüne gelenin, sanatkâr diye orlaya çıkmasına mani olmaktır. Meselâ boyacı olmak istiyen bir genç, üç sene bir usta yanımda çalıştıktan son ra, ancak kalfa, olabilmelidir. O da bir heyet tarafından imtihandan geçirildik- ten sonra, 8.5 sene de Kalfalık yaparsa sonra tekrar bir imtihandan geçerek baş. $i başma iş yapmak hakkını kazanan bir usta olmak ehliyetnamesini almalıdır. O zaman, piyasada iş için sanatkârlar. dan, mesleklerinin hakiki eri olacakları gibi, işçilik de bir nizam ve intizam alti- na alınmış olacaktır. Maalesel bugün müşterinin işçiye emni yeti kalmamıştır. Buna da sebeb sanat. tan anlayamıyan, hesap kitap bilmiyen işçilerin daima yanlış hareket etmiş olma larıdır. Halbuki işçiler söylediğim şekilde ye. tişirse, bu mahzur ortadan tamamen kal- kacaktır. Ahmet usta burada tekrar sustu. Bir an düşündükten sonra: — Size dedi, epey dert yandık. Şimdi de biraz boyacılık hakkında tafsilât ve- reyim: İleri doğru yürüdü. Dükânmn bir kö. şesinde duran üzerinde muhtelif âletler. saatler sıralanmış kazan ( biçiminde bir anatın ilerlemesi için bizde neler yapılması lâzım geleceğini anlatıyor. işaretlisi Ahmet ustadır. Aleti göstererek : — İşte, dedi, asri boyacılığın en mü. him yardımcılarından biri. Vaktile bir adam fırça ile günde en faz la 45 metre murabbaı yağlı boya yapâ- bilirdi, şimdi bu âletler (sayesinde ben, gerek Ankaradaki inhisarların binasını, gerekse Mülkiye mektebini ve İstanbul hayvanat, ziraat enstitüsünü adam başı- na günde 800 metre murabbat yer işliye. rek boyamağa muvaffak oldum. Bunları anlatırken, bana içini ve dı. şını kendi ekibi ile fevkalâde bir surette boyadığı bu binaların resimlerini göste- tiyordu.. Kendisinden ayrılmadan (evvel, beni atölyesinin bitişiğindeki başka bir atöl- yeye götürdü ve burada; Ahmet ustanın yüksek'sanatinin en güzel binasını gör. düm. İnhisarların, İzmir ve Nevyork sergile. ri için hazırlamakta olduğu (maketleri de boyayıp süsülemeyi Ahmet usta üze- rine almıştı. Ve gittiğimiz yerde, bu çok zarif maketler üzerinde çalışılıyordu. Hele şahane denecek kadar güzel kabart ma bir Türkiye haritası oyapılmıştı ki, bu eser, dünyanın neresinde teşhir edilir- se edilsin Türk işçi ve sanatkârlarına bü yük bir şeref verecek kadar güzel yapıl mıştır. Bu maketler tamamlandığı bir gün tekrar gelip resimlerini almak üzere Ahmet ustadan ayrılırken, o gene işçi meselesine temas ederek : — Sanati rezil olmaktan kurtarmak & çin, imtihan verip ehliyetname almadan piyasaya İşçi çıkmasına mani olmalıdır. Bu nokta üzerinde bilhassa durmanızı rica ederim.. diyordu.. ZLoyt Corç'un Versay muahedesi hatıraları: 26 Tam akalliyet hakkı vermemek deliliktir ! Bunu Çekoslovakyanın o zamanki hariciye nazırı Dr. Beneş Yeni devletlerdeki akalliyetlerin hi- maye edilmesinin büyük bir ehemmiyeti hair olduğu sulh konferansın daha ilk günlerinde kabul edilmişti. Bu hususta herkes müttefik bulunuyordu ve bütün devletler teminat vermeye hazırdılar. Doktor Beneş 9 şubat 1919 dn sulk kon Ceransmda söz alarak, Çekoslovakyanın Bohemyalı Almanları tazyik etmek ni- yetinde olmadığını söyledi. Çek büküme- ti onlara tamamiyle akalliyet hakkı ve- recekti, esasen başka türlü hareket et, mek siyaset noktainazarından bir deli- lik olurdu. Bu itibarla, akalliyetlere İs- tenilen bütün teminat verilebilirdi. 1919 nizanımın sonlarında sulh konferansnda- ki İngiliz heyetinin Iktisat encümeni ts- rafından bir muhtıra verildi. Bunda yeni devletlerin kendilerine ilhak ettikleri anasirin menfaatlerine rinyet edecek - lerine dair teminat verilmesi ssteniyor- du, Tetkik olunan ilk mesele Lehistanm vaziyeti oldu. Lehistan da yeni kurulan ve, büyük miktarda yahudiden başka Alman ve Rus ilh. gibi birçok diğer a- kalliyetleri ihtiva eden bir devletti. Bu, mühim nazik ve çapraşık bir m6- seleydi. Teferrünl Üzerinde çalışmak için uzun bir zamana İhtiyaç vardı. Di. Şer taraftan, Lehistan muahedesinin de Almanlar hakkındaki müahede ile ayni zamanda, yani haziranın Sonunda İmza edilmesi Jâzımgeliyordu ki bu itibarla Lehistan için Alman munahedesine bir madde ilâvesine karar . verildi. Bunda söyle deniliyordu! , “Lehistan” başlıca -itilâf devletleri ve müttefik devletlerle beraebr, mezkir devletlerin zaruri görecekleri tedbirler- le, Lehistanda nüfusun ekseriyetinden irk, dil veya din itibariyle ayrılan anası- rm menfaatlerini teminat altına almayı kabul eder. Lehistan bundan başka, mez- kür devletlerle beraber, diğer milletle. rin tienret müamelelerinde ve transit- lerindeki o serYistilerini onlarm ze- rurt görecekleri tedbirlerle himsyeyi de kabul eder.,, Bu hususta ben şunun mühim bir esas olması Mizimgeldiğini ileri sürdüm: «- ka'liyetler istikbalde, Macar hüküme- tindeki Romenlere yapıldığı gibi, dille. rinden ve an'ânelerinden mahrum bıra- kılmamalıydılar, Beneş muhfırası Beneş vaadini tutarak bir muhlirs verdi, Sulh konferansndaki yeni devlet- ler encilmenine göndermiş olduğu bu söylemişti muhtırada (20 mayıs 1919) Çek Hariciye naziri şöyle diyordu: “Çekoslovak hükümeti tabii haklara €sas olmak Üzere İsviçre vümhuriyeti a- na yasasında tatbik edilen umdeleri a- larak bir devlet teşkilâtı kurmak niye- tindedir. Yani, Çekoslovak cumhuriyeti İsviçre gibi bir hükümet olacaktır; yal- nız, tabiidir ki Bohemyanm hususi şera- İtini gözönünde tutmak lâzımdır. Beneş tarafından verilen muhtıradaki diğer esaslar arasmda şunlar vardı: A) Seçimlerde akalliyetlerden syni nispette mebus çıkarmak. B) Çocuk adedinin zaruri gösterdiği yerlerde, hiikümetin himayesinde akal. liyet mektepleri açmak. C) Umumi hizmetleri muhtelif akalli- yetlere de ayni şekilde açık bulundur- mak, D) Muhtelit mahkemeler teşkili ve yüksek mahkemelerde Almanların ken. di dilleriyle müdafsalarını yapabilmele » ri E) Mahalli idarelerde oralarin #ks0- riyeli teşkil eden unsurun dili İle müa- mele yapılması, F) Bütün dinlere ayni şekilde bir »i- zamname ve serbesti tatbiki. G) Resmi dü çekçe olacak, fakat mem, leketin ikinci dili olarak almanca kabul edilecektir, İirinet dil olan almanca hü- kümet dairelerinde ,mahkemelerde, par dAmentoda çekçe ila ayni derecede kulla nılabileektir. Netice olarak Doktor Beneş “İsviçre. deki idareye çok benziyen Miberal bir i- dars,, vaadediyordu. Komanya namına Bratianu, Lehistan Böminn Paderevaki, Yugoslayya namina da 'Trumbiç akalliyetlerin bu İiberal i- dnresli hususunda ayni teminatı veriyor- lardı. Bununla beraber, hepsi milletler cemiyetine veya diğer bir devlete, ken, di dahili idarelerini kontrol hakkının ve- rileceğinden endişe ediyorlardı. İşte bunun içindir ki, akalliyetleri himayeye matuf bir esas olarak Yazife görecek olan milletler cemiyetinin te - minatı çok umum! bir şekli dahilinde tanzim edilmiştir. Meselâ milletler ce- miyetine, fena muamele gören herhan- gi bir akalliyetin doğrudan doğruya bu- lunduğu şikâyet Üzerine hareket etmek hakkı verilmemiştir. Milletler cemiyeti konzeyinin meseleyi ole alması için bir şikâyetin ya muahedeyi imza eden dev. letlerden biri veyahut konsey azasın , dan bir devlet tarafından vaki olması lâ (Devamı var) Çan kulelerinin tepesindeki horoz RANSAYA gitmiş olanlar, Fransada hemen her kilisenin çan kulesinde tunçtan bir horos oldu- ğuna dikkat etmişlerdir. Diğer memleketlerde, meselâ kilisleriyle pek meşhur olan İtalyada kuleler üze.rir- de horot yoktur, Böyle olduğu halde çan kulelerinin tepesine tüneyen horos bir Fransiz düşüncesi deği, bir İtsiyan icadıdır. 9 uncu asırda Sen Fosten kilisesi ya- pdirken kardinal Remperto çan kulesine bir horos koy- du. Kardinal bunu korken şu beistüydn o menkıbesini düşünmüştü: İsa, yakalınıp çarmıha gerileceği gece ha- varilerle yemek yerken Sen Piyere: “Horos ötmeden evvel beni üç kere inkir edeceksin,, demişti. Sen Pi- yer, İsanm o gece muhukemsi esnasında üç defa hâki- min sualine: “ben bu adamı tanımıyorum,, cevabmı vers miş, Üçüncü inkârında bir horos ötmüştü. Papa 4 üncü Leonun emriyis Romadaki Sen Piyer kilisesinin gan kulesine de 126 kilo ağırlığında bir hs. ros oturtulmuştur. Fakat on altıncı ssırda bu kule bir yıldırım isabeti. le yıkılmış, yeniden yapı'dığı vakitse tepesine horos Ingiltere hapishane lerini ıslah ediyor NGİLTERE tam manasiyle tezatlar memleketi, dir. Meselâ orada bazı suçlar için hâli dayak cezasi vardır. Yine İngilterede hapirhanelerin ıslahı i- çin yeni yeni kararlar elinmiş ve bir hapishaneler ka- nunu projesi hazırlanarak dahiliye vekili tarafmdan avam kamarasma verilmiştir. Bu kanunun hükümlerine göre hapishane kütüphane- leri fevkalâde zenginleştirilecek, kitapların çeşidi art- tırılacaktır. Mahpuslarm uzun zaman tek başyma kalmamaları i- çin müşterek İş saatleri arttırılacak, bazı baplsbane- lere sinemalar yerleştirilecektir. Mahpusların muntaazm ve mecburi bir şekilde jim- nastik yapmaları İçin icab eden tedbirler almacak, ha- pishane hücrelerinin ışığı mahpusun uzun zaman ve yo. rulmadan kitap okumasma kâfi gelecek bir hale kona- caktır. Mahpusların gıdayı sıcak ve meşrubatı soğuk olarak muhafaza edebilmeleri için hususi karavana ve matra- Köpek tasması ve kaçakçılar RAG'DA Ruzih hava İstasyonunda elmas kaçak- çılarınm yeni bir kurnazlığı meydana çikar). mıştır: Çok kibar kıyafetli bir adam, yanında köpeğile, tay yareye binmek üzere istasyona gelmiştir. Almanyaya müteveecihen hareket etmek Üzere olan bu tayyare, bu satin ve köpeğinin yerleri evvelden tutulmuştu. Bu si- rada köpeğin tasmasının lüzumundan fazla kalınlığı güm rük memurlarmdan birisinin nazarı dikkatini celbetmiş v2 tasma muayene edilince 5 milyon frank kiymetinde mücerherle tıklım tıklıf dolu olduğu anlaşılmıştır. Tabil elmaslar musadere Gdilmiş, köpek ve sahibi tevkif e- dilmiştir. dar medeni bir insana yakışacak şekilde giyimlerine ça: İıştlacaktır. Mamkümlar, doğdukları veya çalıştıkları şehirlerin hapishanelerine konulacak, bu suretle akraba ve arka- daşlarının ziyaretlerinden mahrum eğilmiş olmıyacaktır. Ziyaret saatlerinde mahkümlara mahsus elbiseyi sırtla- lar yaptırılacaktır. Hapishane içersinde movkufların ki- rından çıkaracaklar ve misafirlerini kendi elbiseleriyle MM amin aa BİNİ rr aaa b imece m di <İhi, İİMi lli Badan ilin li Rİ ka e a a

Bu sayıdan diğer sayfalar: