5 Eylül 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

5 Eylül 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meşhur kömik Eddi Kantor su fikirde: Karısını boşayabilen erkek kahramandır! Onun hiç sevme'liği iki şey varm ş: yeni ayakkabı | türleri büyük pastahaneye girdi, Fransız, giymek; yeni bir karı alıwak | Holivulta arlisile rin sıksık boşanıp evlenmelerine alı şılmıştır. . Sinema dünyasının en eğ lenceli “meseleler ği rinden Öirini teş. $ kil eden bu — behsi komik Eddi Kantor cw bir tarzda göz “İİ w den geçiriyor: Karım inmeye bo . şamıyorum? - Buna cevap vermek için Holivuttaki ev- lenme ve boşanma hâdiselerine o bir bakmak lâzımdır. mıştır, Size statis tikleri göstererek iş” bat. edebilirim ki dünyanm dünya- bette ise Holivutta 79 da o-nisbettedir. #EEŞ Size gene canlı mi - Mg Sallerle isbat edebi. De lirim ki Holivutta 24 sŞenelerdenberi..me- sut İzdivaç : hayatı 984 yaşıyan birçok çift” Ter de vardır. Mese. 14, evleneli 25 sene olduğu halde karılarını boşamıyan erkek ler arasında şunları (sayabilirim: Levfisi Ston, Coe Braun, Cen Herşalt, ve Ceymsi Gison, Şimdi meseleyi ciddi bir şekilde tetki- ke geçelim: Diyebiliriz ki kocalar boşanıyor, ka.| dınlar boşanıyor. Boşanma hâdiseleri- ne bilhassa kadın artistlerin maceraları arasında teasdüf edilmesi de bumu isbat etmektedir. O halde, acaba kadın artistler kocala- rından niçin çabuk çabuk a . yrılmaya Bunun sebebi gayet basit: Gazetelerde kendilerinden bahsedildi . ğini görmek için, Ama, diyeceksiniz ki, yıldızlardan her. gün gazetelerde il tedir. Evet, fakat dikkat ettiniz mi? Bir yıldızm bo- sanma veya evlenme meselesi mevzuu. bahs oldu mu, bu haber derhal sinema meçmualarının veya gündelik gazetelerin ilk sayfasını işgal eder. Bir artist için, herkesi geride bırakıp isminin başta zikredilmesini görmek ka. dar büyük bir saadet olur mu?.. Kadın artistlerde olduğu gibi, bu he- ves bizim erkek arkadaşlar arasında da vardır. Fakat onlar bunu (daha ziyade bir marifet göstermiş olmak arzusu ile Yaparlar; Kocasındarı boşanan kadına ekseriya kahraman gibi bakılmadığı halde, karı. sını boşayan, daha doğrusu boşayabilen bir erkeğe derhal büyük bir ehemmiyet verilir, ve o adam derhal günün kahranı olür; — Falancaya bak, derler karısını bo- *» 5. Ben karımı neye boşamıyorum? Bu ne benim, kahramanlıktan hoşlan» madığım içindir, ne de karımın gazete. lerin ilk sayfalarma geçmek arzusunda- olmamasından, Esasen © bunda karımın hiçbir rolü yoktur. Karımı boşamakta .değilse bile hiç olmazsa © boş İ kahramanlığın bende kalmasını isterim. O halde ben karımı niçin mi boşamı. yorum? Madlen Karol, köcasiyle uzun müddet ve kavgasız geçinenlerden biridir... Boşamak hoşuma gitmiyor da ondan. Benim hiç sevmediğim iki şey vardır: Biri yeni ayakkabı giymek ve diğeri yeni bir karı almak.. Onun için, sık sık boşanıp evlenenlere: “Ayakkabı değiştirir gibi kadın değiş- tiriyor,, denmesini doğru bir söz buluyo rum: Eğer ben de sik sık ayakkabı değiş tiren bir adam olsaydım herhalde karımı da sık sık değiştirirdim. Ayağıma yeni bir abı almak hu. susunda çektiğim müşkülâtı anlatacak o lursam bana hak verirsiniz: Ayağım eski iskarpinime o kadar alış- mıştır ki yenisi içinde kabil değil rahat etmez. Çünkü, eski ayakkabı ayağımın $ EYLÜL — 1938 Necip Fazılın bir davetlisi Jüppe mi jüppe, sinir mi sinir bira, damcağız Beyoğlunda tenhadan hoşlanan Ağıkların, sessiz hir muhit içinde çalış- mak istiyenlerin veya bir arkadaşile basbühal arzusunda olanların devam et- yanım masasına oturarak ons İrsnsızca ya tercüme ettiği bir şliri okudu. Sesi- nin perdesine verdiği âyar sayesinde ci, var masadakilerin alâkasını cejbettiğini görünce herkesi rahatsız ettiğini düşün- meğe bile lüzum görmeden veya esasân düşünmesine imkân duymadığı için yük. sek sesle gayri münteşir yaheserlerin. den bahsetti, Bir müddet sonra da çit- kırıldım haliyle: «— Biliyor musunuz hanmefendi, deği, Necip Fazil yakmda bir toplantı yapa- — Evet, duymuştum. Birkaç saniye kadar dalıp herkes gibi ve herkesi rahatsız etmeden konuştuğu | için toplantının nerede yapılacağını ei, İ var masadakiler duyamadılar, Fakat bi- ! rüz sonra kendine gelerek yüksek sesle | devam etti: — “Nuhun sefinesi, dediğine göre kendisini Nuh yerine koyuyor. Fakat bu suretle otuzu bulan biz davetlileri garip viziyete düşüyoruz; biz de Nuhun sefinesine iltica eden hayvanlar oluyo- ruz. Bu nüktesine hayran güldü. Sonra | sordu: — Acaba beni hangi hayvan yerine koyuyor? Yanındaki masada oturan yaşlıca bir zat, artık sabrı tilkenmiş olacak ki mü- dahale etti: — Saksağan yerine sanırım! cayı hakikaten bilen münevver bir bs” NEVYORK LİMANINDA — Hürriyet timsali bize koş geldin di- bütün hususiyetlerine cevap verecek bir) 97 şekil almıştır. Bunu bu hâle koyuncaya kadar ayağım da çok uğraşmıştır. Günler ce, hattâ aylarca uğraşıp iskarpini kendi. sine rahat bir ev haline getiren ayağım onu terketmiye nasıl razı olur? Esasen iskarpin de ayağı kendisine uy durmaktan geri kalmamış, kendisinin İ- natçılık ettiği noktalarda ayağımı yola getirmiştir. Hasılı, iskarpinle ayaklarım öyle halli hamur olmuşlardır ki biribirlerini terke. demezler. Ben de onlara bu azabi ver - mekten çekinirim. Hayatımdan aldığım bu misali karımla kendime de tatbik edebilirim. Tabif an. ladınız: Bu işte karım iskarpin, ben de ayak vaziyetinde bulunuyorum: muvaffak olmuşuzdur ki ne ben, ne ka. rım bü hususta yeni bir tecrübeye giriş- miye cesaret edemiyoruz. Bunda en az cesareti olan şüphesiz ki benim. Ayağımdan iskarpinlerimi . çıka. rıp yenisini almaktan ne kadar Okorku- yorsam bugünkü karımı boşayıp yenisi. ni almaktan da o kadar korkuyorum. ».. Çabuk boşanmaların (sebebini çabuk evlenmekte aramak da doğrudur. Ho vutta çok İlişi evlenme © mukavelesi ile sinema mukavelesini bir (tutmaktadır Zannederler kç bir sinema ile yapılan işi mukavelesi neyse, evlenme mukavelesi de — Bona öyle şeyler dediği yok; çünkü karım rıhtımda beni bekliyor. — Amerikan karikatürü — odur ve, muayyen bir müddet sonra bo. zulabilir. Bunda belki hakları da vardır. Çünkü iş hayatında böyle alışmışlardır. Fakat şunu bilmeleri lâzımdır ki evlenme mu- kavelesinde iki taraf biribiri | ile yalnız oyun arkadaşı değildir, ayni zamanda ha yat arkadaşıdır. İşte onun İçindir ki, rol İeri icabı bir filmde beraber oynayan bir kadın bir erkek iki artist, derhal evlenir. ler ve film bittikten sonra da derhal ay-) rılmak isterler.. ve ayrılırlar. Dediğim gibi, çabuk boşanmaların se. bebi çabuk evlenmektir. Benim, karımı boşamamanım da sebeplerinden biri bu dur: Ben onunla evlenmeden evvel ken» disinin etrafında tam on bir sene dön. düm. Bu müddet zarfında nişanlanma » dik bile. On bir sene de benim onun, o- nun benim hakkımda tamamile fikir & dinhemize yaramıştır. Acaba hiç boşanmıyacak mıyız? Bunu temenni ederim. Fakat biriki ayda tanı. şıp evlenenler bir iki senede boşandıkla. rma göre, on bir senedenberi tanıştıktan sonra evlenenler kaş sene beraber yaşar lar diye bir nisbet kurulacak olursa, öm. rümüzün sonuna kadar boşanmıyacağı- mız-anlaşılmış olur... — Karın gene modellerini kıskanmakta devam ediyor mu? Temizlik Talebe pensiyonunu işleten kadm t0- mizlik iddlasmdadır. Kapıdan içeri girer girmez şöyle bir levhn göze çarpar: "Ayaklarınızı siliniz?, Pansiyondaki talebelerden biri bu iba, renin üzerine birilâye yaptı: “Çıkarkön,, — İkimizden biri hile yapıyör! — Frannz karikatürü — Genç muallim Müfettiş orta mektepte sına girince şaşırdı, muallim yoktu ve smufta kıys- met kopuyordu. Müfettiş şöyle bir göz gezdirdi ve ta- lebeler içinde &n fozlâ gürültü yapan, smıfın ortasında elleriyle işaretler ya. Pip gırtlağını yıriârcamma bağtrin, fü - kat ne söylediği “gürültüdedi “atiüşamı- | yan birini kolundan “tutarak Kapıdışarı | attı.Bu “ibreti müessire,, tedbiri üzerin- de mnıfta gürültü kesildi. Müfettiş talebelere hitap etti: — Şimdiki dersiniz nedir? — Fransızca, — Muailiminiz gelmedi diye hemen gürüküye başlamanız. — Muallimimiz — Mektebe gelmiş olabilir, fakat sr. nıfta yoktu. — Sınıfta vardı efendim. — Benimle alay mı ediyorsunuz? Sı nıfta vardı da birden sırlara m: karıştı? — Hayır efendim, siz dışarı çıkardı- niz! NAZİK HIRSIZ — Size Londrayı buldum; sabaha ka- dür neşriyat devam ettiği için o canıma sıkılmaz, Asri mikrace Dreyfüs meselesi Mariyün arkadaşı Olivden ve ie — Evlenmeye karar verdim; tenin kımyia evlenmek iye. ama, namusundan emin se * zim... Bana bir arkadaşlık yap: tat ten oraya gidiyorsun, göyle bir 5. 5 geç vâ Kanaatini bana bir ti g8 dir. Fakat kapalı yaz ki başkala”" Jamasığlar, yari Oliv gitti ve dört gün #onrs ondan bir telgraf aldı: “Dreyfils meselesi, “7 Maryüs bundan bir goy anlı yu? Olivin dönmesini beklemekte” çare yoktu. İki gün sonra arkdafi i linee sordu: z — Yahu neydi o bilmecenin sis — Hangi bilmece? eki — “Dreyfüs meselesi, ne de” ye — Dreyfüs biliyorsun ki otu e dar övvel Fransajı altüst eder tir sedir. Dreyfüs isimli bir zabit» — Bu meseleyi biliyorum 29 benim evlenmek istediğim kır? .? olup olmadığı ile bunun alâkasi ” el — İstediğin kın hakkında api , Muslu diyor, ama ordu aksi tıpkı Drefün meselesi! ge < v0: çarka söylemeniz 4 turattaki şart böyle! yi . — Fransız yarka 7 Kim bu kadı” pe” Beyoğlu. çaddesinde rm ber giderlerken bir kadmls Arkadaşı sordu: » — Kim bu bayan? — Sorma azizim sorm3; er kadın kadar kimse canımı 5“ ge$” — Tuhaf gey! harikulâde Bİ... ğı, osu — Harikulâğe olsun olmasi" gir bemmiyti yok ki... Eline ga ye” merhamet, insaf duymads” nimin içini oyuyor. 8 — “Eline düştüm mü, 39” Çocuk değilsin ya? göre sen ğe onun elins —. gel — Olmuyor ki azizim, ği veleo verdiğim paranın yanması. ze alarak kaçayım, hiç ad ep dim olmadı. Geceleri gözü” Gi dım bile; ıstırabdan rr a tekrar eline düştüm, © ÖN or. n canimi yakmakta deva : aksı — Desene ki gıldırasıY edt” — Kime? sana aşkta” AK M4“ KE En uz aw »>e.eb ——i mu Uhu usd wer e >m mAa.v > mo azsa. amsursa sa» m mis midü im

Bu sayıdan diğer sayfalar: