2 Ekim 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

2 Ekim 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kaç etme salonu nefes a köyle dolu... Kasabayı sarıp civar yek > kadar yayılan bu büyük cina- di “yan koşmuştu, Akıllar almıyor İmmayacak Bir baba Z , AİTM atma #İ ve Mes'ud bir yaşayışa ilk ğa hazırlanan kızını, na- t öldürür? Çıldırmış mardir? oktorlar, aklı başımda oldu. dikleri raporlarla isbat ettiler. b ; BE ğunu ve, Peki, a . heyecan mea konuşmuyor? Halk Yalı, zi yi Arda, * uzak bir aşinalık ta olsa. ikları insanı yakalayıp, ka- istihâmları aydınlatacak *-İSE Söruyor e j Fakat, kim. Ye yardım edemiyor. Çürkü, m bildiği hemen hemen ayni- pe : dir İki ay evvej dili ' li Bük nişanlısiyle *E doktora, kağ Niş, B ” Erin , kasabaya tayin e- beraber yerleşen va pederi misafir gel. alçı aklarını yapan ge dilen bap, Ni görmeğe geldiği zanne- Faber (ye <İ gün evvel, kızıyla be. <sİl koru) ya gezmeğe çıkmış" Ü, korudan dönenler, aer duyar, Bina karışan silâh ses ak Koştukları zaman, beyaz ndeki sil , Perişan bir vaziyette, €- İ ma e a kanlar içinde yatan kr N dek Bözleri, eğili bulmuşlar. Adam, lari süne, © Relenlere bakanış,, Soru- i kizr Artık, 5 SEVAP vermemiş. ve İ Hüdis, bap yormuş. ndan ibaretti orda, ibaretti, Ve hiç ay. ir akşam üst Koridoyy ii lerde, > Kapı önleri dolu... Gün TÜ kisara ç. oerakla kıvranan halk öne a. maz 0 bir haber dalgalandı: İ Yapılacaı, , #emenin ilk: safhası “gizli Ni Man inde enlerin sesleri bir uğultu SAĞA iki ça dorlarda dalgalandı. Bu a, Andarma arasında katil ge- var yen ellerin rd. p., Hihiyo, Y23 başı de demir kelepçeler önüne eğilmiş, yü- arükatın, türükleniyordu, Arkadan, Eliyor, , , “MDA dayanmış doktor du. a canlı bir ölüye benziyor- Ak'a, Kapi, duyduklarına ekliyordu . lerce meraklı gözün | Sip Muhakeme başlamış- i e udân sonra, söz, davacı ğ Delikanı, genç doktora verilmiş» ka, döne, <1 sesinde, acısının in. Slğmg,, © Sertliği vardı. Gözleri c adam öldürdü,. * di- bk papiimin babası olan bu BaYatım: zehirledi... Sel ON tinılına geçtiğim — Selma ile tanıştık. e, vdik. Ona evlenmek ri Kabul etti, Ve "un, tmiyle nişanlardık.. İÜ ini beg Trbbiyeyi tirmiş, tayi- dak; değ ordum, O sırada, Anadolu. vi i en kalma Şiftliğimizde in- Anemi e ederek oturan hasta sol mektubunu âldım t hem ayi Pildiriyordu, Istanbulda Yakin me hem de eaadetimi RE fn iş sevindik. Mlüyi MU Sirkecide karşıladık... ir SİM meh hemen sevdi, AN Dastahaneden döndüğüm #mar kapıda rengi solmuş, “0 li , buldum: Deli Si » dedi, artık yaşamıyor!.., Bade ie * Koştum yuları, Annem, rakka ee görmeden gözleri benden w Pamıştı,, Dudaklarınn yanım İnce Sthiyeg. ardı. Yüzü takallus bir kan y ” bir e an durdu, Gözlerinde, fp “N6 bir ihtimal saplanan Belet —-' yanarak, başımı © Bir baba, kızını öldürdü Yazan: Muazzez Kaptanoğlu —|— göğsüne sokan adama uzun uzun bak- Ve birden deli gibi bağır: Annemi de Wu adam öldürdü, hâkim bey, Şimdi anlıyorum, muhak * kak bu öldürdü. Çünkü, o gece anne mi görmeğe geldi ik akşamdr.. Ve annemin ölümü, âni bir korkunun, bir heye neticesiydi!.. Bunda bir sır var hâki: hakkak korkunç bir sır var.. Bu adam, bilmiyorum nasıl bir düşünceyle, aile- me Xin bağlamış ve yılların derinleş * tirdiği bu kinle sevdiğim insanları ök dürerek yuvamı yıkmıştı? Doktoru teskin ettiler. Adam, başını kaldırmıyor, dinleyenlerin gözlerini ıslatan bu sözleri duymuyor gibi.. ayni taşlaşmış vaziyette duruyordu. Doktor yavaş yavaş devam etti? ”— Annemi gömdük.. Acım çok bü” yül Çünkü annem Ber şeyimdi. Bu adam, annemi: ölümü değişmişti ki... Şaşkın gözlerle yüzü dalıyor, sonra korkmuş gibi saatlerce bir aşağı, bir yukarı dolaşıyordu. Selma da ben de, endişe içindeydik.. Yeğâne büyüğümüz olarak kalan bu ihtiyar adamın bizi bırakıp gitme“ sinden korkuyorduk. Bir akşam Selma hastahaneye gel di. Gözleri ağlamaktan kızarmıştı: — Macid, dedi, babam evlenmemizi istemiyor, bütün yalvarmalarım, isya- nım “hayır!,, diyen sesini yumuğjata madı! , , Annemin büyük acısı inen bu darbe altında sersemledim., Hemen © akşam trene atlayıp kaçtık büraya!.. İsi aydır, yuvamız: hazırlıyorduk , Bir bafta sonra düğünümüz olacaktı ç Bir akşam, onu karşımızda bulduk » Bir müddet deli gibi yürümüze bak- tı, Sonra, - ne yaptınız? - diye inleye- rek kapının önüne yığıldı. Koşup kal- dırdık., Hasta zannetmiştik.. Sorduğumuz suallere cevap vermi- yor, yüzümüzü görmemek ister gibi, gözlerini açmıyordu; — Baba dedim, biz çok iyiyiz.. Sen de eski fikrini değiştirmiş olacaksın... Geldiğine çok sevindik.. Düğünümüz bir haftaya kadar olacak.. Senin bu- Junman, bu mes'nd günümüzü Gaha neş'eli yapacak.. Yattığı yerden sıçrayarak doğruldu. Gözleri sevinçle (o krvılcımlanııştı..* “Evlenmediniz mi?,, diye âdeta bağır Ve biz, saadetimizi görmek için bu kadar heyecanlanan © babamızı () teskin ettik! üne (Sonu yarın) len sonra öyle | e ke m 2 Birinciteşrin — 1938 Pazar Hicri 1357 — Şaban: 7 Tak Saban Otm iie Akyar Yal Ben 5,56 12,04 15,23 17,54 1027 4,17 Lüzumlu Telefonlar Yangın: İstanbul için: 24722, Beyoğla İçin; 4464, Kadıköy için: 60020, Üsküdar &- çin: EN625, Yeşilköy, Bakırköy, Bebek, Tarabya, Büyükdere, Fenerbahçe, Kandilli, Eren- köy, Ka al, Büyükada, Heybeli, Burgaz, Telefon mühnbere memu- yangın Umur Müdürlüğü Beyoğlu: 44801 , İstan, bul: 24378. taş: 4CO3R. Cibeliz 202 21708. Usküdar - Havagazi: İstanbu 00796, Beyoğlu: 4404 Taksi Otomobili İstemek İçin Sular İdaresi: Beyoğlu: 44783, Beşike Mu ciheti: 49084, Pebek ciheti: 36 » 101. Kadıköy ciheti 00447. Denizyolları İstanbul acenteliği; 22740. Karaköy; artesi Tophaneden 16,30 Mudanya, 20 Dan > neden 9,30- İzmit, 16,30 Mu- wrabian, 20 Bandırma, Gala- wdeniz, Sirkeciden 10 Mer- a Tophaneden 16,30 Mudanya, , Sirkeciden 15 Ayvalık, 18 eribe Tophaneden 9,30 İzmiy 16,30 Ma va, 20 Bandırma, Galatadan 12 Ka Z Cumartesi Tophaneden 14 Mudanya, 20 Bandırma, Sirzeciden 15 Ayvalık, 18 Bartın, Pazartesi Tophaneden 9Simroz, 9,30 İz. 30 Mudanya, 10,30 İzmir 2240 Mudanya, mil, Galatadan Sür, 12 Karade Müzeler Ayasofya, Roma - Bizans, Yunan eser- aili Köşk, Askeri Müze ve sarnıç lar, Ticaret ve Sunay! Müzesi, Sıhbi müze, eler hergün saat 10 dan 16 ya m eserleri müzesi: Pazars Kün saat 10 dan 16 ya günleri 18 dan 17 ye ka ya kadar açıktır. Memleket Dışı Deniz . Seferleri ya vapurları; Cumartesi günleri stenceye; Salı günleri 18 de Pi- ma günleri saat 0 da , Brendiri, Yemedik, Triyesle, Sirkeci İstasyon Müdürlüğü © Telefon 23079, Anadolu hattı Hergün hareket eden şimendiferler: Saat $ de Konya, 9 da Ankara, 15,15 de Diyarbakır ve $ sun, 15,50 da Eski hir, 19,10 dr Ankara ekspresi, 20 de A. dapazarı. Bu trenlerden saat 9 dn hareket eden Ankara muhleliti pazarlesi, çarşamba ğ i Haleb ve Musula kadar Semplon eksvresi hergün Sirkeciden sant 22 de kalkar ve Avrupadan geleni : 5 te Sirkeriye murvasalat, eder. ansiyonel 20,30 da kalkar, 10.20 de gelir, Edirne postası: İlergün sunt 8,50 de hareket eder, 19,33 de gelir. | Yazan: Amira! Şeson sevinç içindeydi; telsizie Rıza kaptanı tebrik ediyordu bene ÜN İzidor, Türk bahriyelilerinin çelik kol- larile kömürlüğe sürüklendi, bacağına en ağırlarından bir pranga vuruldu, kömür ne bırakıldı. iler; süvari yal- niz düşman kaptanını kendi kamarasma çıkarttı, diğer mürettebatın da elbiseleri”) ni kurutmalarını ve onlara yemek veril- mesini emretti. Rıza kaptanın kamarasın- da iki süvari karşı karşıya (oturdular. Türk kaptanı sorgusuna devam etti: — Şimdi sizin gemi battığına göre Marmarada kalan (o tahtelbahizler kaça indi? — Dört tane idik. Şimdi üç tane kaldı. — Bunların hepsi İngiliz mi? — Evet Komodor. — Süvarilerinin isimleri ve markaları? — E 13, süvarisi kapiten Teodor Bro dey, bu zat ayni zamanda tahtelbahir fi- lotillâsının komodorudur. İkincisi B7, süvarisi kapiten Helbruck ,öçüncüsü B 12 süvarisi Maruf İngiliz denizcileriden ka — 20 gündür Marmarada olduğunuzu söylemiştiniz. Peki, komonya, cephane ve techizat ikmal işlerinizi nasıl yapıyor sunuz? Mayi mahrukatı nereden tedarik ediyorsunuz? Klavye süvariden bu sorgu için özür di- İedi; — Pardon kumandan, bu husustaki mar lâmatımı ancak umumi karargâhınızda- ki istihbarat şefinize arzedebiliri da ısrar etmeyiniz. Rıza Kaptan d varisinin söyledikler tik onun İüzum gördüğü deniz harp kaidelerine uygun ricasını yerine ge- tirmek mecburiyetini tasdik etti. — Peki, dedi.. Şimdilik bu kadar XAFI, sizin istirahate ihtiyacınız var. Aşağıya inin, Islak elbiselerinizi de. Ziştirin, gcakta kurutsunlar, siz de is tirahat edin. Düşman” tahtelbahirinin (o süvarisi Türk kaptanma teşekkür etti. Muha- fızlarının önüne düştü, aşağıya indi, Yarhisar ağır ağır İstanbul istika. metinde yol alıyordu. Süvari muvaffa kıyetinden memnundu. Daha yola çi. kar çıkmaz telsizle amiralin de bir- likte bulunduğu kendi filotillâsmı a- radı, onlar da yakınlarda idiler, Ami- ral Soşon Muavenetimilliye ile Erde- ğe koşmuş, malümat almış, o da yola çıkmıştı. Yarhisarın telsizi Muavenetimilli. yeyi buldu, Rıza Kaptan amirali ma- kine başıma istetti, Soşona, sevincin. den kalbini durduracak şu haberi ver. di: — Yarhisar konuşuyor... Ben, süva- ri Binbaşı Rıza, ibbar edilen düşman tahtelbahirini aramağa çıktım. Şarköy önlerinde, sahilden iki mil açıkta söy- Jenilen tahtelbahiri gördüm. Üzerine doğ'uldum. 6 garbisine yaklaştığım zaman hareketsiz duran tahtelbahir üstümüze ateş açtı. İli salovsuna “Teslim ol!” işaretle karşılık ver. dim. Dinlemedi salovlarına devam et- ti. Aateş arasında izleri bordamıza muvazi olduğu rapor edilen törpido- ları da arya edince ateşle mukabele zâruretinde kaldım, İkinci Salvomuz da tahtelbabir, bir tam isabet - aldı, hemen battı. Denize dökülen mürette hatı toplattım, Gemi süvarisi, çarkçı başı ve'6 neferle iki gedikliden ibaret bulunan mürettebatı halen elimizde €sirdirler. İstanbul çihetine seyredi. yorum. Emrinize muatazırım, Yarhisar Süvarisi Binbaşı RIZA Soşon, telsizle şu cevabı verdi; — Burası Muavenetimilliye,, Ben, donanma kumandanı Soşon, muvaffa. kıyetinizi tebrik ederim. Bulunduğu- nuz noktadan dönün, filotilâya iti- hak edin, Donanma Kumandanı Mirliva SOŞON Rıza Kaptan amiralin yeni emrine uydu, döndü, yarım sâat sonra Taşoz ndü. Düşman sü. memnundu, Ar Rahmi YAGIZ ve Samsun destroyerlerine tesadüf et. ti, Yarhisar (o arkadaşları akl Nezir ve diğer Rıza Kaptı Mega. fonla Rıza Beyi tebrik ettiler. 3 des- troyer hep birlikte Muavenet'i arama. ya çıktılar, Soşon, Yarhisatın telsizini aldıktan sonra yerinde duramaz bir ha- Bu sefer İstanbula eli boş mliyor; beraberinde batırdığı bir düşman tahtelbahirinin esir mürette- batını da getiriyordu. Bu sefer, başkumandan vekilinin İtaplarından yakasını kurtarmıştır. İş? te aylardır Marmarayı cehenneme çe. viten, seyriseleri imkânsız bir bale koyan, 3 Osmanlı harp gemisini bati. ran tahtelbahirlerden, menhus su ye Janlarından birisini batırmış, türlü fe. Jâketlere, bu arada kendi felâketine sebep olan tahtelbahirlerden birini da. ha eksiltmişti. Yarhisarm bu muvaf- fakıyeti diğer arayıcı döstroyerler mürettebatının da maneviyatını kuv. vtlendirmiş, onlar da bir tahtelbahire sastlamak, tutmak, batırmak arzusile kıvranmağa başlamışlardı. Bir saat sonra Soşon filetillânm üç gemisi ile buluştu. Amiral gemi: den kaldırılan bir işaretle Yarhisar Muavenetimilliyeye oaborde etti, So- şon kendisini güvertede karşılıyan Yarhisar süvarisinin selimma müte. bessim bir yüzle mukabele ederek Yar. hisara geçti, güverteye ayak basar bas- maz sordu: — Esirler nerede?.. — Burada, üstlerini kurutuyorlar a. miralim, — İsticvap ettiniz mi? — Evet amiralim! — Neler anlatıyorlar?.. Rıza Kaptan, Kapiten Klavyenin anlattıklarını amirale saydı. Soşen; tahtelbahir süvarisinin işfaatına miha- yet verdiği noktayı dinledikten sonra sordu: — Niçin bunu size söylemek iste- medi? — Bilmem amiralim. Ben de fazla ısrar etmedim, Umumi karargâhin İs. tihbarat şefine söyleneceğini bildirin. “e kendisini istirahate terkettim. Soşon, bir dakika düşündü. Sonra Rıza Beye emir verdi; — Süvariyi ben de görmek, bizzat isticvap etmele istiyorum, Kamaranıza getirsinler! Soşon yürüdü, süyari ka a, girdi, Rıza Kaptan Köpekli ikeiie derhal yerine getirtti. Çok geçmeden Triton süvarisi €si: kaptan Klavye, amiralin huzuruna çıkarıldı. Söşon kamâranm ortasında ayakta re LR 3 Kaşları çatık, yüzü sert iade ile hâd derecede asıktı. Klav. ye odaya girdi, başını eğerek amirali selâmladı. Süklüm pü..lüm bir tavırla köşeye çekildi, durdu. Rıza Kaptan Klavyeye Soşonu işaret etti; — Osmanlı donanması kumandanı Amiral Fön Soşon! Klavye hayret ve korku ile lincan- fişan gözlerini amiralin üstünde gez- Girdi, Soşonun heybetli duruşu karşi, sında Yerlere kadar eğilerek amirali selâmladı.. durdu. Amiral asik sura- tına yakışan sert bir sesle ingilisce sözü açtı; — Büna bak esir y — Emret amiralim! — Süvarinin isticvabında; tahtel. bahirlerinizin hangi ellerle ve e şe. ilde yardım gördüklerini anlatmamış- sınl Klövyeye başıl, — Evet amiralim, Bunu istihbarat şubesinin hususi memuruna söyliyecek- tim. Soşonun kaşları çatıldı, sesi büs. bütün ağırlaştı, sordu: — Neden? — Anlatacaklarım gemi süvarisini yersiz telâşa sevkedecek, belki kendi- si bu hü tertibat almağa kalkışa- cak, her altüst edecekti... Ondan amiralim! (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: