9 Ekim 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

9 Ekim 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Pariste son yapılan at yarıslarında bu kaları ihtimal ki garibsiyecelesiniz. Zaten, bas ettik. sapkaları giyen kadınlara çok bunları şapka modasındaki garabetler yapabilirsiniz size gök inizi Bu çantalar ayni saman Bugün verdiğimiz resimler, zarif ir çantayı nasil yapabil da yine burada güst gele erdiğimiz zarif elbi- ? de yakışan güzel örneklerdir. Sağdaki elbisenin önü, ikinci motelin yakası ve kemeri ufak madeni küçük yu- varlaklar ve ipek, yahut sim iplikle mış askılardan teşekkül eden kücük inci- lere benziyen bir brodöri ile süslüdür. Bu bro çanta üzerinde de bulunacaktır. Bunu çanta günen ve moda k emek zarafetini dü vketlerini takip eden her kadının son derece dikkat edeceği bir harekettir. Çünkü bu senenin moda- #inda “yapma inci a Üzerine i,, lemini verdikleri bu çeşit süsler çok modadır. Bu İşlemeler eibisenin gamitürü için Açık, yahut koyu bir kumaş üzerine ya- pılır Modeldeki çantaları yapmak için natro- Ba göre çantanm sitmr ve kürüklerini, buz Uâlarinı tamam hesaplıyarak — kalın ve dayanıklı sert ketenden kesmelidir. Eğer z kumaş bir par, ça hafif İse bu sert keteni in z bir amak İğ: Bu beyaz kumaş, çartanm yözünü teşkil edecek o- len 'nce ve zarif elbiselik kumaşın, sert ketenin tamamiyle çanta için intihap etiği kumaşla as ranmasma mâni 0 sert aktır. Bü fkinel kuması tamamiy a Üstüne gelmek şartiyle körükle. i rin iki konarma bastırmak kâfidir, Üstünü teşkil edecek olan ipek kumaş daha geniş kesilir, tersine katlanır ve sonra çok itinalı bir dikişle kenarlari bas- tırılır. Dikilirken kumaşın, Üstten çekil- meksizin gergin olmasına çok dikkat et. melidir. İpek astarı hazırlamalı, gizli dikişlerle her körüğün kenarlarına dikmeli, tam or- taşından körüğün kıvrtmı Gezrinde bir baskı yapmalıdır. Bu baskı, üst kümaş tamamiyle, sert kotenle ve gstara İntitak ettireeekir. Çantanın İç astarı iki gözlü olmalıdır. Bu gözler için bir ipek parçası alınır ve bu parça ber iki kenarında geniş geniş katlanır. (Şekil 2) Sonra astarın ort a konur ve bastırılarak tesbit olunur. (Şe- kil 3) Yan kenarlarından üstten gizli di- kişlerle dikilecektir, En sönra çantanın körükleri diki orta yerine doğru bafif bomb waktır. Çantanın ağu içten bir düğme ile kânanır. 3 numaralı şekilde i patron bo düğmenin dikileceği dir. Dikkatli yapılırsa bu küçük ernta çok zarif olur, Genis körükleri & çük olması ir. a rağmen birç , “Bu çantaları kendiniz! tesadüf o edilmis, Paris'ilerin hoşuna giden bu sap hakkında size bir fikir vermek için ikti. raydan reçeteler | Cıgara içen bayanlar! Ağz ndaki tütün kokusunu | nasıl giderebilirsiniz ? Cigara içen bayanlar; ağzımızdan tütün kokusunu ve ağzınıza tütünün verdiği a- cdığı gidermek işin köndi k 1 z6l bir gargara ha, inizle gü. —i ağI (toz halinde) 20 gram, nst 10 damla, Kolonya suyu 70 dereca 200 gram, Adaçayı yaprakları tozunu Romaren e- sansi ve kolonya suyu içersine koyup Üç gün şişeyi ağzı kapalı olarak muhafuza etmeli. Dördüncü gün süzmeli, Bu mayiden bir kahve kaşığı bir fin. can ihr Sa yerl KOYUN AZEAIN Yüp- malı. Ağza güzel bir serinlik verir, ağız kokusunu giderir, ağzm tadmr yerine getirir, Oldukça antiseptiktir. , Gül yaprağı (kurutulmuş ve toz haline getirilmiş) 10 gram, 90 derecelik ispirto 80 gram. Toz halinde küfuru 5 gram, Nane ruhu 10 damla, Hepsini ber 24 saat kapalı er gi, şede bırakıp sonra süzmeli. Bir bardak ılık su içersine konmuş bir kahvekaşığı mayi mükemmel bir gargara Olur. Kuvveti antiseptiklir. Mide sancılarına karşı Kadınlar ekseriya mide sancılarından şikâyet ederler. Bu gibi hallerde hiç za- rarı olmıyan ve muhakkak surette fay- dalı bir iki reçetemiz vardır; —1— Kehve 60 gram, Toz halinde nebati kömür 15 gram (0c- zanelerden alabilirsiniz). Kmakıma 10 gram. Vanilyalı şeker 40 gram. Bunu koyu bir şrup halinde kaynatır. sınız. Bir çorba kaşığı, en şiddetli mide ağrıları bile geçirir. —:— Kınakına 30 gram. Vanilyalı şeker 40 gram. Magnesie Hidrate 100 gram. (Eetaneler- den röçetesiz alınabilir). Buna kâfi miktarda gül şurubu İlâve ederek yapılacak #rup hem mide ağrıla. rma iyi gelir, hem de gayet hafif bir müshil yerini tutar, Mide bozukluklarının en güzel il ir, / Halim duası *-İ Ayakkabı ve lâstik tüccarlarından B- | dirneli Merhum HULUSİ NET (Hafız Hulüsi) ruh »a ithaf olu mak üzere BEYAZIT camiinde 9 bi- rinciteşrin pazar günü ikindi namazın dan sonra hatim duam *acaktır. Kendisini sevenler duada bu- lutnmaları Sea olunmaktadır. Sevahat notları i Büt olak ici Afyonkarahisar Afyonun en büyük hususiyeti, pek şifalı kaplıcalara malik bulunmasın. dadır. İsviçreli profesör Şerer burada yaptığı bir tetkikatta (Gazli göl) kap- leasının suyundaki şifa hassasının an- cak İtalyanın meşhur bir kaplıcasın- da bulunduğunu, bundan maada dün- yadaki diğer meşhur kaplıcalar ara- sında eşi olmadığını söylemiştir. Bu kaplıca senenin h. weiminde hastalar ve ziyaretçi'sr çeker. Bun- dan başka Gecek ve Sandıklıdaki Hü- zat ılcaları da üzerinde durulacak de- recede faydalı ve şifalı sulardır. Böb- rek hastalıklarından, kum, mide, ro- matizma, siyatik rahatsızlıklarından bir çok kimseleri kurtarmaktadır. Ka MELEN, Hüzat ri 16 vali Hari g ti siki — Side m kihiş müoteripliki, zaman zaman hastalık şiddetini art- tırdı. Yürüyemez oldum, Koltuk değ- neği kullanıyordum. Bana Hüzeiyi tavsiye ettiler. Kâmil bir kanaatim ol- madığı halde gittim. Orada çamur ban yosunda on gün kadar kaldım. Her y bu kadarmış. Dönüşte en ufak bir sızı kalmadığı gibi en sağlam bir in- san gibi ârızasız yürümeğe basla- dım. Bu adam halen Sandıklıda istasyon şefliği yapıyor. Sözü muhakkak ki doğrudur. Esasen bunun gibi daha bir çok romatizmalılar, bir.bayli siyatik- iler Hüzai kaplıcasını en kesin bir doktor diye anıyorlar. Fakat, ne yazık ki bu şifalı kaplıcanın adı pek az va- tandaş tarafından duyulmuştur. Geçek ve Gazlıgöl kaplıcaları da ay- Tı ayrı bassalara malik bulundukların- dan bilhassa böbrek ve mide hastalı- ğına karşı mücasirdir'or. #&le Afyon maden suyunun terkibindeki hassa, bugün şöhretini memleketin her yanı- na yaymış vaziyettedir. Maalesef ge- rek bu sudan ve gerekse kaplıcalar. dan beklenilen umumi istifade elde e- dilememektedir. Her şeyden önce Afyondaki üç bü- yük kaplıcanın adını geniş propagan- da ile memleketin her taraf.ua duyur- malı, sonru da bunları modernleştir- melidir. Afyon vilâyeti bu kaplıcalarda ye- niden bazı tesisat yapmış, mümkün olduğu kadar eski vr“iyetinden kur- tarmıştır. Lâkin bunu kâfi görmek doğru olamaz. Ve zaten istenen mü- kemmel tesisatı vilâw ayıf büde sinden beklemek muhali istemek gibi bir şey olur. Buraya daha kuvvetli bir el uzanmalıdır. Evvelce Afyon meb“-'-rırdan Bere 'Türkere tesadüf etmiştim; konuşur- ken söz Afyonun kaplc... rma intikal etti, Afyon mebusu; bu işe alâkadar veki n el uzatması lüzumunu il:zi sürdü. Hakikaten böyle bir şey olursa ilı- calar modernleşeceği gibi sularda mev cud bulunan gaz hassasından ve di- ğer mevaddan istifada etmek de mün- kün olacaktır. Afyon kâplicalarının hükümete getirdiği para senevi 8-10 n dünyada tek eşi kaplıcaları topraklarından bir manzara.., bin lira arasında imiş. Halbuki burağf büyük bir servet uyumaktadır. Bu kaplıcaların birisinden fışkır9 maden suyu (ilâç) mahiyetinden G* karılmalı ve içimi umumileştiril. dir. Bu da nakliye ve fiat işinin W edilmesi ile mümkün olacaktır, Mev zuubahs suyun günde kırk ton mik“ darında aktığını söylüyorlar. Ve yit* ilâve ediyorlar ki bu mikdarın an on ton kadarı alınmaktadır. Demek oluyor ki her gün 30 ton #U i bosa akmaktadır. İçinde fazla mikdarda gaz bulup” duğuna göre bunu teksif etmek sur tile gayet güzel soda temin edilebile* ceğini ileri sürüyorlar. Bu nokta İ9* sana bir başka şey daha hatırlatayof. 4 b vaki MUA dad be ere vaya Aİ yapmak mümkün olmasın Suyun bulunduğu yerde para temin edecek ve Afyon muhitine yeni bir i$ kazandıracak tesisat kurmak, ayni 28* manda bu suyun içilmesini umumile$” tirmek gerektir. Afyon maden suyunü öczahanelerde bulunyoruz. Niçin onü bir içme suyu gibi gişesi beş kuruş Ü” zerinden alamıyoruz? Çünkü teşkilâtı geniş değildir. Buf dan başka nakliye meselesi bu imkân! gerileliyor. Öyle olmalı ki, Afyon maden suy için devlet demiryolları hususi bir ta* rife kabul etsin. Nakliye meselesi deyince aklıma bif nokta takıldı: Burada bilhassa nazarı dikkati cek beden ciddi bir mesele vardır. Meml&* ketin içinde yetişen toprak mahsül leri mahalli ihtiyacı cevaplayıp artın* en ekseriya deniz kıyılarına sevkedili* yor, Meselâ Afyon vilâyeti mahalli ih* tiyacından artan mahsulünü İzmir? sevkeder. Mamul eşyayı da İzmir ve İ4 tanbuldan getirir, Fakat, bir uzaklık yakınlık farkı vardır ki giden ve gele” malın maliyeti üzerinde bariz bir oy” nsyış yapıyor. Meselâ, Afyondan bir vagon buğ” day İzmire bilfarz kırk liraya giders& İzmire daha yakın bir kasabadan me“ selâ Alaşehirden ayni miktar buğdaf yirmi beş liraya gidiyor. Arada on bef liralık bir fark görüyoruz değil mi Bu farkı hangi pazar kabul etmekte” dir,? Satıcı pazar mu, alıcı pazar mi?» Şüphe yok ki buradaki fark satıc” nın, dolayısile çiftçinin, köylünün 9 muzlarına yüklenmekiedir. Keza de“ niz kıyısı memleketlerden mamul €#” ya alırken de vaziyet böyledir, Eski” şehir hir sandık yünlü eşyayı İs" tanbuldan ön beş lirsya celbeder” Afyon vilâyeti aradaki yüz küsür ki“ lometrelik mesafenin nakliye zammın! da ödemekte ve böylece bu farkı sat3* cağı malın üzerine ilâve eylemekt© dir, Hayatı ucuzlatmak yolunda alına” tedbirler arasında bu nokta da düşü nülse çok faydalı neticeler alınacağı muhakkaktır. Hulüsi Günay 4” ar yi ie va ik | — . >. Şİ —a

Bu sayıdan diğer sayfalar: