19 Ekim 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

19 Ekim 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

90 derece halis limon çiçekleri İHASAN ve NESRİN Kolonyala$ Dünya ıtriyat mütehassısları bir araya gelse Hasan Kolonyasının bir damlasi” vücude getiremez. “Nesrin iimon çiçekleri Hasanın yavrusudur. Losyon ve lavantalar birer şaheserdi ' m > salar Güzel sağlam ve neş'eli I LE TATİLİ Aİ i UZ De A Tae Par PM ui e” “adile AP İ EA p YÜKSEK SAN'AIKARIMIZ “Gö$üiiR ünir Nureddim'in ODEON Plâklarında YENi OKUDUĞU 270908 icanar Sara < amirin içimde SEBEBİ Plâğı Satışa Çıkarılmıştır ŞE Ennni iz a RADYOLIN “ASE *l Dişlerdekileke, pas ve küf. i| leri temizler. Ağızdaki mik. ropları imha eder. Dişlerin çürümesine mani olur. Sabah öğle ve akşam her yemekten sonra dişleri- Sizi günlerce ıstırab çekmekten kurtarır En şiddetli baş, diş ağrılarını, üşülmekten mütevellid bütün #ancı ve sızıları keser, nezleye, romalizmaya, kıtıklığa karşı CAFER Müshil Şekeri! Tesiri kati içimi kolay en iyi 15 şekeridir rine gelmişlerdi. Duvarları yokladılar. Her tarafı aradılar, Fakat bir şey bu- lamadılar. Tam bu sırada şehremini Jan dö Pressi gelerek; — Ey çavuşlar (“Tristan ne oldu?, diye sordu. Çavuşlar titriyerek cevap verdiler: — Mönsenyör, elimizden kaçtı, mut. lak işe şeytan karıştı. Çünkü, her hu- susta serbest bırakılmasını emretmiş” tiniz. Biz de kendisinin buraya girme. sine müsaade ettik ve bir daha bulama- 'dık., Şehremini : — Ahmaklar, diye bağırdı. Mahpus başvekilin, meşhur hazinesinin bulun” duğu yeri gösterecek yegâne adamı kaçırdınız. Bunları söyledikten sonra şehremini iki zavalk çavuşu derhal zincire vur. durdu. Hırsından âdeta deli olmuştu, Bir müddet sonra muhakeme edilen çavuşlar, Marinyinin hizmetçisini ka- çırtan şeytanla Ortak olmakla itham edilerek bu garip iddia ile idama mah” küm edildiler ve zavallılar derhal asıl. dilar, Şimdi gelelim Tristana: O, vaktiyle efendisini de kaçırdığı konakta gizli yoldan kaçmıştı, Bu gizli yol, kalım duvarın arasında yapılan ve evin gizli mahzenlerine-inen dar bir merdiven idi. Marinyinin bazinelerini bulmak için mutlak bu yelu ve merdi- veni bilmek ve bunun için ise konağın her taş ayrı âyrı tanımak lâzımdı. Tristan bu mahtenlerden geçerken, alabildiği kadar altınla dok durdu, Sonra zemini ince kumla örtülü bir mahzene vardı. Tristan, bu kumu 20 santim kadar kazarak meydana bir mermer kapak çıkardı. Ve Xapağı kal. dırdı, içeri girdi. Burası dar ve karan- bk bir yol idi, Elli metre kadar sü, nerek gidildikten sonm, diğer bir ka- pain karşılaştı Bep da açtı. Doğruldu ve dibi mü- cepli BURIDAN teharrik bir fıçının içine girdi, fıçının mevzu olduğu mahrene çıktı. Bu mah“ zende beş altı fıçı sula vardı ki böyle, ce Marinyinin konağına giden gizli yolu keşfetmek imkânsız bir hale gelis yordu. Tristan, mâhzenin merdivci den çıkarak bir bahçenin ortasında bu- İunan bir evin zemin katında bulundu, Bu ev, mahallede pez az görülmek- te olan bir delinin ikametgâhı olarak tanmmıştı, Bu deli ise Tristandan baş” Tristan, doğruca evin yezâne katı clan birinci kata çıktı ve getirdiği kâ. gıtları bir masanın üzeririe koydu. Kendisi de bir iskemleye oturdu. Mabzun ve meyus bir vaziyette dü- şünmiye başladı. Bu kâğıtları biribiri peşi sıra okuma” ğa başladı ve ocakta ateş yakarak oku. duğu kâğıtları birer birer bu ateşe attı. Nihayet, Marinyinin masasından al dığı kâğıt tomarına geldi. Bunu, kâğıt ların efendisi için muzır olup olmadık” Jarmı anlamak için açtı, Kendi kendine: — Zaten neye yarar? Monsenyör dö Marinyi evvelce çoktanberi mahküm olmuştu. Konağında krala karşı ihane- tine delâlet eden evrak bulunmuş ©ita bile hali şimdikinden daha fena olamaz. Çünkü, düşmanları onun mahvini ka- rarlaştırmışlardı. Olacak gene olurdu, diye mırıldandı , Ve sonra okumağa başladı. Mabelin, Margaritten intikam almak için çalıştığı devirde yazdığı bu hatırat ön sayfa kadardı. Tristan, bunları evvelâ ehemmiyet vermiyerek okudu; lâkin, okudukça merakı arttı, Sanki gözlerine inanmak istemiyormuş. gihi bu kâğıdı üçüncü defa olarak okudu. Nihayet, gözlerinden ümit kıvılcım. Jarr saçarak: — Onu bu kâğıtlar kurtaracak, diye söylendi, nizi mutanazaman fırçalayınız. çok müessirdir, Mideyi bozmaz, kalbi ve böbrekleri yormaz ! İsmine dikkat; - Taklidlerinden sakınınız ve Nevrozin yerin” başka bir marka verirlerse şiddetle reddediniz Tristan ifk aklına gelen şey, doğru Luvre gidip kralla konuşmak cldu, Fakat sokağa çıkar çıkmaz yakalana- çağını ve hattâ Luvre varsa bile kral görmeden evvel tevkif edilec, ve kâğıtları Lüj Hütene vermeğe muve fak olsa bile, Marinyiyi kurtarmaksızın Margariti mahvetmiş olacağını da dü- şündü . O vakit, Tristan, dünyada Marinyiyi kraliçeden başka kimsenin kurtaramı. anladı. Kendi kendine murl — Evet, evet, “diye mırıldandı. Mâ- dem ki bu kâğıtlarda Mirtiyin, Marga- kızı rit ile Angerrand dö Marinyüi olduğu yazılı, maderski bu kâ Fransa kraliçesinin ihanetini meyd: vuruyor, mademki Nel kulesinin gayri meşru ve sefihane cümbüşlere sahne ol. duğ diriyor, daha ne bekliyeyim? mde böyle bir silâh clduktan sorra, ciendimin hayatını ve tali siyasisini kurtapmak için Margariti icbar ve teh dit edebilirim. İyi ama, kraliçe ile nasıl konuşmalı? * Zannedelim ki kendisiyle görüşmeye muvaffak oldum i dinledikten sonra beni, sesimi miyecek bir zındana âttıramaz mı? O korkuyu Margaritin kalbine müte madiyen kim sokabilir? Böyle bir teh- likeli işe girişebilecek hangi adam var dır. Evet buldum.. Bu adam Bürid ir! Evet, evet.. Angerrand dö Ma- in son derece nefret ettiği, fakat kızını sevdiği için onu, babasının dar ağacına çıktığını görmekten kurtarmak için her şeyi göze aldırabilecek olan Bl ridandan başka kim olabi! Sağın uşak, gidip Büridanı bulamağa karar verince, yavaş yavaş, süküneti avdet etti ve artık efendisinin kurtula- Gağına şüphesi kalmadı. Tristan, o günü bir çok projeler dü şünmekle geçirdi. Gece olur olmaz, Bü- ridanı bulacağına emin olduğu Haşarat Yatağına doğru gitti, Kralın, intihaf BÜRİDAN 339 -——-- — ——— ————— eden serseriler kralı ile akdettiği muka” vele mucibince, Haşarat Yatağı tekmil imtiyazlarını muhafaza ek, orayâ iltica eden mahkümlara ilişilmiyecek## de, Lü Hüten gene kimse dışarı çıka” mıyâcak surette burasını muhasara €$ tirmişti, Filvaki, oraya. yaklaşınca Tris* tan, sokaklarda bir çok devriyeler gör dü. Bunların arasından nasıl geçtiğinö gelince, doğrusu bunu o bileiyi bile miyordu. Saat on bi ipi serseri, Tristanın yakasından tuttulaf” Külürle karışık bir sürü sual arasında Haşatat Yatağında ne işi o” a namlı kumaf” danınız, Büridanla konuşmak için gök dim. Cevabını vermekle iktifa etti, —iW— GEÇEN FASLIN SONU gün, Büridan için de pek mütbi tu. Tanpideki muvaffalıyetsizİ” , çok hassas bir genç olar bu kabri” manı pek müteessir etmişti. Filipi, VE inden kurtaramadığı gib Gey ede orada NEŞET, Büridan bu iki genci kardeşi gibi #€X rd. Onların başlarına gelen deli ilibin hilm Ve şairane hüznünü. n de hal ve tavrını çok seviyi” an bu iki dostunu kaybedin©? yalnız kaldığını anladı ve meyus oldi t ortağı idi, B8*” saatlerce beraber konuşurla! Gotye İse şen, kahraman bie delikanlı” dk. Büridan akşama kadar odasında dü” şündü durdu, Gece olduğu halde böl meydana çıkmamıştı. Odasmın birde” aydınlandığını gördü. — Kimdir o gelen, diye homurdi”” dı,

Bu sayıdan diğer sayfalar: