2 Ocak 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

2 Ocak 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YA M1 AN > ağ. ç 7) w i Haber'in tarihi Roman e YERİ İİİ | Yazan:Iikimim Abdürrahman karşısındakilerin en den küçük hareketlerini bile g kaçırmıyarak söyledi — Allahüdlem bu çocuk gene bir çmgar çıkaracağı benziyor. — Kim bu oğlan? Kahveci eliyle ihtiyarın ağznı — Baş. Diye haykırdı, ne balte- diyorsun? Azraile vakit bırakmaz. Kara Abdürrahman dedikleri işte bu de- likanlıdır. İbtiyar dudaklarını bükerek dö- İ nüp Abdürrahmanm baktı: — Allah Allah, bacak kadar şey arkasından ; Bon de onu dev gibi birisi sanı - | manaamı anlıyabilmek için dereden | yordum. Bunun ne can: var ki Ha- fn? — Onu Yasa sorma! eğer eceli- be susadmsa bir dene. — Bir gürültü çıkaracağını reden anladın? izl sapsarı. Onu ben daima gatlıyacak kadar kırmızı görmeğe alıştım, Hem bu kadar erkenden onun burada ber halde mühim bir işi olmak gerek. he- Kara Abdürrahman dükkâna gir. | mişti, Tezgâh başında şurayı bu- rayı bir bezle temizliyen Meta ba- Şını kuldırn Abdürrahman? görün- . eski bir aşina gibi Mubali ke- nuştu: — © karam, safa ainedi. — Safa bulduk kefere. — Yinş a0 var, yeni bir elbise için mi bu ziyaretin? — Evet, ama, bu seferki ruba- mın Çandarlı Kara Halile yaptığı. an bir eşi olmasını isterim, — Ne o Kara, bu Çandarlıdan da bir. türlü vasgeçmedin. Yine arasi. da bir kara kedi mi var? — Ordu işlerine kahraman bir askerdir. Ona da &- mir vârirmiş diye haber aldım. Bu adaşla pençeleşoceğiz galiba Meta! Fakat Kara Abdürrahman bu £ #shattm büyük bir ehemmiyetle dinliyen Metanm arada sirada ya- nındaki kisa boylu çırağa manider bir şekilde baktığını görlinden ka- garma mıştz. Abdiirrahman çok okumuş de- Bil, ama, babaşmdan kâfirlerin neler yapmağa muktedir oldukla- rm: kaç kahramanlık hikâyesi i - ginde dinlemişti. Mota İle yanmdakinin, hükümet İşlerine bu derin mikaları AÂtdür. rahmana Malledemediği (şüpheler vermiş bulunuyordu. Bir konara oturdu. Çok saf gö. Tünüyordu, Meta ellerini uğuğtura hünkâr Çan | darlıyı geçirmiğ. Babam eski ve | | — Peki Kara, sana ber saman- | kirden, kara Halilden daha mü- mn bir ruba yapacağım. Sen bizimsin. Fakat sende hâlâ toy görünüyorsun. Ne olur, sanki Ka. ra Halil babana hükmederse. Me- sola, devlet umurunun rabne bul- mamgşmı, betülme'in zarardan Vi. kayesi değil midir? | Asker işleri ne demek? işten bir tek haberciği yoktu. Yok- tü, ama, bu keferenin alâkasmn | tepeden bir şeyler uydurmak lâzım. dı. Abdürrahmanm en iyi bildiği şey İznik muhasarasıydı. Çünkü ba- bası Gazi, muhasaraya memur edi- ilen samsa çavuşunun yediği ayri gitmez arkadaşıydı. Anası Saryaya lemişti. Abdürrahman (o Karşısındakilerin len küçük hareketidrini bile gözün- den kaçırmıyarak söyledi: — İznik ruuhasarasma babam memur edilecekmiş. Torgun kalesi alındıktan #on 1 yapılacak muhasa ra esasları babam bünküra ar - zotmiş, Fakat Çandarlı bu işe en- gel olup işi samaa çavuşuna irade ettirmiş, Metanm gözlerinin içi gülüyor - du. Demek ki sualiyle dürrahmanım tam bamtelinn bas- âiklerini de pek âlâ öğrenebilecek- tu — Muhasara #sasları ve Kara? — Vallah ben de pek bilmem. demek ira Abdürrahmanm önüne koya - rak: — Ben senin yerinde olsam Ka. İ ra, dedi. Samsa çavuşunu haklar, babamın muhasara zaferini hazır. lardım, Senin için bu bir içim su kadar, kolay! — Deli misin be Meta, bunu be- nim yanıma korlar mı? — Kim kime, tum tuma kara Abdürrahman. Fırsat bu firsat, ba- ban belki de böyle bir zafer kaza. nırsa vezir ölür. Abdilrrahman kendini cebrede - rek güya sevinç duymuş gibi söy“ lendi; Aklımı çeliyorsun kefere. Meta ellerini Abdürruhmanın o - muzlarına koyarak: — Hem, dedi. Ben de sana yar- dım ederim. Ama bir şartla! — Ne girt? Abdürrahman, söytetilmek ete - | /diğini anlıyordu. Kendisinin de bu | bu vaziyeti hikâye ederken © dadin | Kara Ab- | mıştı, hem de kendi öğrenmek iste. | Meta ipekli bir külâh çıkarıp Ka: | — Hele kabul et. Sonra rim, Abdürrahman bu O konuşuştan İ yalnız bir netice çıkarabilmişti. O İda Metanm bu İznik muhasarasile jpek yakından meşgul oluşu ve bu- İ nun için samsa çavuşunun öldürül - | mesinde bir netice düşünüşü. İ Ama, ne maksadı vardı. Ne kârı , olabilirdi? Bir elbisecinin bu işler. le bu kadar yakmdan alâkatının manası heye varabilirdi. Bunları dü- günemiyordu. Yalnız içinden kara * rint vermiş bulunuyordu. — Bu mel'un, hünkâr orduları. İnn düşmanıydı. Abdürrahman deliller buluncaya pası bu işi takibe zihnen kat'i kararını verdikten #onra: | — Bele. Dedi, bir düşüneyim. (Bu Öyle boyacı küpü şey değil ki İ dalıp çıkalım. | Elbiseyi de hazırlarsın, yine ge- içerim, Hoşapla, söyle, pir bir acı kahve şarız. Meta kapıyı kaparken arkasm - den baykırmıştı: — Heanb kolay Karam. Hele sen buyur, Gazi Abdürrahman, Sarya sn bir iki gün zarfında oğullarının çok gtç gelip çok erken gitmesine dik- kat etmişlerdi. Gasi oğluyla yüz göz olmamak is- tiyor, bu itibarla Saryaya işi bıra. kiyordu. — Sen konuş. Bakalım, nedir bu şe &rız olan? © Çapraz eğlence: Rogünkü Bulmasamız Yukardan aşağı: İ 1 — Asker haşı — Asker. 2 — İki şeyin ortası — Pis şey, 3 — Bir Millet —- Koyun haykırışı. 4 — Beyat — Maç. 5 — Istanbulda işten mene- & ilaç. — Farenin erkeği. 7 — Hir- met eden âdam — Altın. 8 — Dişin- dan kiymetli eşya yapılan mahldk — Çifiçi Aleti. 9 —- Mabcup oi —Bir hendese remzi — Memleket, 10 -- pm çalgı — Bora. ozun dilen hayvan. ö — Bir nevi bayılı- © — Sarya yine geceyarısından “İki mat sonra eve gelen Karayı uya" nik beklemiş ve gelir gelmez karşı- lıyarak sormuştu: — Oğlum, bu zamanlara kadar neredesin” — Sorma ana, terim. — Eğer bir kıza gönül verdinse, biz ba! a her şeye razıyız. Abdürrahman güldü. İ — Ana be, Dedi, Bazan o kadar budalasmız kl. Bir kızı sevsem O. vunla göceyarılarma kadar nere - lerde kalırım? Bu değil, hem bazma yemin ede- rim ki, fena bir iş peşinde değilim. Yakında kokusu çıkar, Ana, haydi var uyu, Müsterih ol, sen de, ba - bam da, Söz verdim, burdan sonra düş- mandan başkasma elim kalkmiya" cak, Ne Gazi, ne Sarya bir daha Kste- lemediler. Samsa çavuşundan da dünkür Orhana haberler yağıyordu. Karatekin ve 'Torgun kaleleri civa- rında yollar kesilmiş, bütün muva. anlat dürdürulmuştu. Evvelki gündenberi İznikten kor- kunç sayhalar oduyuluyotmuş. Se- bebini Sormuşlâr.Şöhirde veba baş lamıj, Bu körkunç ve mel'un hastalık şehri kımp geçiriyormuş, Açlık, ta- un, pek yakın Bir #manda İznikin nkir“ofduldrrla teflim olâcağı “ nın işarstleriymiş. (Devamı var) bunu sonra söy- dünkü bulmacamızın salli Soldan sağa: 1 — Vagonların teseleğii —İlk tan yerinin belirdiği ver. 2 — Çiftçi âle- ti — Benzer, 8 -- Donuk ve satrançta intiha — Çapuenluk. 4 — Vasıl ol maklan emir — İlâve — Saal edatı. 5 — Sert harflerle biten kelimelere eklenen edat, Haher—Erkek (asker). Beyuz — Arkadaş — Bir şeyin tutulacak yeri. 7 — Küdret sarfı — Lârbaları yakan gazsız kudret. & — İpek çıkar, 9 — Yüz — Çocuk. 10 - Allah bunun baslalığından korusun » Bumünlerde düşmesi beklenen s0- uk şey — Beraberlik ifade eden &- dat, | Yanma yaklaştı. Hürmetle eğil- di: — Matmazel... Genç kız hayretle ons baktı Bu adam: tanımıyordu. Nelkental de- İ vam etti: — Matmazel Löveyriye le gö, rüşlüyorum değil mi efendim? — Evet — Affedersiniz. Size bu şekilde akdim edilmeden müracaatim ka- balık ama acele bildirmek İstedi- ğim bazı haberler var da... Evve- lâ kendimi takdim edeyim: ? kental,.. Bu ismi işitmediniz gali- İba, O halde ilive edeyim: Daktor Jan Düran'ın bir arkadaşı... Genç kız sevinç ve heyecanla baykırdı: — Sizi o mu gönderdi? — Hayır, o göndermedi. Hattâ benim size müracaat ettiğimi İğ. renss sinirlenir bile... — Niçin? Endişe ve şüphe ile Nelkentale bekiyordu. O, buna dikkat etme- miş görünerek: — Müssade eder misiniz, oturayım. — Rica ederim, buyurun. Sırada, yanmda, yer göste Bir sn sükütten sonre sordu: Jan iyi mi? — Evet. Çok çalışıyor, hem pek çok... — Tahmin ediyorum. Fovkalâde bir şekilde muvaffak oldu. — Bütün ümitlerin fevkinde, ci- banşlimul bir muvaffakıyet, — Onun hesabma çok seviniyo. rom! e — Herhaldevgazetelerde ona da- ir yazılanları okuyorsunur.? — Evet, Fakat rica ederim bana ziyaretinizdeki maksadı anlatınız. Meraktayım. — Anlatması, güzel Hsanınızı kâfi derecede bilmiyen benim için hilhasan zor... Her halde biliyorsu- nuş: ben profesör Düranm bir dostuyum. Mari - Frans şüphe ve düdle: — Ya? dedi Jân bana bahastmemiğti. — “Güllü Köşk,, e son raman- geldim. Bir tesadüfle buluştuk. A- ramızda evvel mütekabil sempati, sonra döstluk hâsıl oldu, Kendisi. 06 büyük bir hayranlık (o duyarım. Büyük bir adam... Bana sizden w- zun uzadıya bahsetti, ” Maalesef büyük Alim hakkında herkesin fikri benimki gibi değil; düşmanları, pek çok düşmanları var, MariPrans tasdik etti: — Evet ,aleyhindo kindar ma - kaleler okudum. Makinesinin ale; tarları keğfi aleyhinde büyük bir propaganda yapıyorlar. <- Yalnız onlar olsa bir şey de- dedi, sizden “. ge teşebbüs etik Fi Nakleden: F.K. Bu sözü öyle bir a mişti ki genç kız end kırdı: — Jan teblikedö mi — Belki benüz değil lılar, keşfin böşoriyet iç te inanan keşfin fevkalâdeliğini herkes ona dü yoksa? Kaskanç hami arayan sebeble imha et - yenler r, B endişedeyim, mek, kâşilini öldürmek a ist bulunmadığı min değilim, — Aman abbi — Endişeleri: siz de değil... ivevvel, bul bir adam b uvara girme. at gölen ol- ğa mecbur oldu. in teker yeceği ne malüm? rile etmi- — Siz6 nasıl teş6 bilemiyorum efendim. Bana kiki bir dos bu do i kurtarmak m? Benim elim - den ne gelir ki” — Bilhassa sizin için tim. Profesör dinler, halbuki hemmiyet b e suretle” tered- | i — İzah edeyim: nın dlişmani. prolesör Düra- arı makin Bu ğa türlü şekillerde Meselâ tbtirsıi satabilir. hükümetine, yal tim âlemine he leyim; türlü şek kündür, Mari - F'rai bir menfaat 3 na İnanması için muhtelif hal ge er bulmak müm- , teşebbüsünün hiç sile yapılmadığı. küleri sıralıyordu. Devam etti: — Sisi her geyin diği için onu ancak siz ikhn edebi. lirelniz. Genç kız mırıldand — İnşallah! — Profesör üzerinde »üf: İnn sizden başka bir skra kinde sev. tu var mi? Genç kiz atıldı" — Doktor Geli daşı, Jan bana ondan W AA YT EZ EA O GEN NN OE GE Şimdi, benim şaşkınlığımı gözünün & li gördüğüne hiç şüphe yok! hüne getirdikçe, dudaklarında beliren har ... fif tebessümü görür gibi oluyorum. Artık, yaptığı azizliğin pek de kötü ok madığını kendi kendime itirala başlıyo” rum. Hattâ şu anda, meçhül bir üstadla bir” likte çalışmanın zevkini bile duyuyorum. Bu macerayı o kadar fevkalâde bulmağa başladım ki... Birdenbire ağımdan çıkan şu söz içim — de beliren yeni duyguyu ne iyi yordu. Meçhül bir üstadla iş birliği! E- vet, Du fikir bende yeni bir heyecan uyan dıriyordu. Birkaç dakika dimağım bu bu- Tuşu hazmetmekle meşgul oldu. Nihayet, ilk hiddetimden eter kalmadığını, bilâkis bu macerayı pek hoş bulduğumu hayretle gördüm! Fakat, bütün boşluğuna rağmen, gene ine gibi batmaktan hali okalmıyan © “bir macera. Nelkental, Mari - Pre rını değiztirmek mak mi — Yazmak mı? de ki... Mari * Frans onun istediğine gel- di: bilmem Çok kötü bir gece geçirdim. . Saatlerce, | biribirinden çılgınca fikirler kafamın içini allak bullak etti. Bir aralık, kendimi mane- viyala suikast yapan caniyi meydana çı” karmağa uğraşan bir detektif gibi gördüm; ve tirun müddet onu yakalayıp, lâyık oldu” gu cezaya çarptırdığımı tahayyül etim Gene bir aralık, onda, tabiatin (fevkinde bir kudret ve kabiliyet görerek, dehası & nünde iğildim. Hülâsa heran değişen hale-| ti ruhiyemin tesirile, onu bazan bir me! e farzettim ve tahayyül ettim. Bazan da bir iblis olarak kabul ettim ve tel'in ettim. Netice: Bu sabah şişelerle alkol içmiş gibi müthiş bir baş ağrısile kalktım. Ari yorum ki, insan yalnız alkol ile sarhoş ol- miyormuş!,.. /Devoms var) $e ile şarkı mırıldanmağa bile başlamıştım. Kendi kendime: — Işte; diyördüm, artık hakiki bir şahe- ser meydana getirebileceğim.. & doğrusu, şansım varmış! Allah bana yardım ediyor. Hakikaten kendimi İstisnal, (fevkalâde bir mahlük olarak görüyordum.. Köküne kadar artist ruhta yaratılmış olduğumdan, garabet, fevkalâdelik, hayal ve gayri kaki- katlik namma ne varsa hepsine tapıyorum. Her şeye inanıyor, her cüreti okendimde histediyorum.. Güzelliğe, yaşama sevkine, hayata inanıyorum! Dimağırı, binbir dü” şünceleri üzerimden sikiyor... Bütün meç” e e ATATÜRK Albümünün 3üncü tabı çıkdı Müvezzilerden isteyiniz hülâtı kavramağa çalışıyor; bütün fikirle- ri, görüşleri kendisine malediyor!.. Kâinata hitap ediyor ve bütün manevi varlıklara dostluk selâm: yolleyor, bana yardımları için şükranlarımı sunuyorum: — Ruhlar, hayaletler, melekler, periler. Cehennem ve cennetin bütün sakinleri. Harabede dolaşan ruhlar veya irsanlar,.. Wim ve 06 olursanız olunuz. Size en derin teşekkürlerimi sunarım! Güllü nine ne derse desin; ben kendimi Allahını lütuf ve hirhayesirie mazhar olmus” bir insan telâkki ediyorum. İnsan hayata bu güzellikle bakarsa, yaşamağı pek zevk Kizgınlığım tamamile göçmüş, Hattâ ne (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: