January 2, 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

January 2, 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM POST Sahibi ve Neşriyat Mü: Denizbank . Şar e. müdürü Yusuf Ziya Önişin istifası doğru değil | Bu sabahki gazetelerden biri De izbark umur müdürü Yusul Ziya ifa edeceğinden bahseden | yaber neşretmiştir. Alâkadarlardan yaptığımız tahki kata göre bu haber de değildir. Mersin yümrüğünde suistimal mi ? Mersin, 2 Me: ve Hasana işten iştir. Müdür mu mekte, Nüille Hasan da bir kım gümrük eşyalarını kendilerine mal etmekte imişler, Arşidük Ottonun ümidi Macaristanda Pariste kralcıların yardı- miyle teşkildi kurdu. Arşidük Otto Deyli Herald gazetesi yazıyor: JAvusturya — tacının eski varisi *Arşidük Otto, yeni bir teşkilât kur- mayı kararlaştırdıktan sonra, Paris ten hareket © etmiştir. Arşidükün kurmayı düşündüğü bu teşkilâtm hedefi, Hababurglerin Avrupadaki menfaatlerini korumak olacaktır. Bu maksatla Pariste bir döire ku- rTülmuş ve eski bir Avusturya dip- lomatına Ottonun Fransadaki mü* messili vazifesi verilmiştir. Öğrendiğimize göre Arşidük Pa- riste kraliyetçilerle ve sağ cenali ma“ hafili ile temaslarda bulunmuş ve Onlardan kendisine yardım istemiş” tir, Ottonun bu temsları Fransız Krallık tahtma hak iddia eden ve Belçikada bulunan Giz dükasınn delâleti ile temin edilmiştir. Avusturyanın naziler tarafından İşgali üzerine Ottonun mali Vvazi- iyeti çok müşkülleşmiştir. Arşidük (Ottonün yeni giriştiği o mücadele Macaristanın da razilerin eline geçmesine mani olmak hedelini ta- şımaktadır. Çünkü, Be'çiakda Ste” mokerzesl'de Arişdük Otto, annesi İmparatoriçe Zita ve diğer kardeşle” Yinin oturdukları küçük (o saraym Masrafı temin edenler Macar kra* litetçileridir. Yeni tertip ettiği o büyük mükâfatlı hüzel gözler müsabakası 1939 Senesi içinde yapılacak müsabakaların şüphe yok ki en büyüğüdür Güzel gözler müsabaka: gazetemizin 7 inci yıldan 8 inej yılına basacağı: TI İkincikânunun 1939 tarihinde baş. hyacaktır. Müsabakamızın izahı: Kadın okuyucularımızın evvelce en çektirecekleri resimlerinden istiyenler baş resimlerini istemeyenler de yalnız resimlerinin göz kısımların yu- kar:daki resimlerde işaret edildiği şekilde kesip bize göndere- Müsabakamıza iştirak için kadın okuyucularımızın ikâ- çektirmiş veya yeni- çeklerdir, bu şekilde idarehanemize gönderecekleri resimler 11 İ nundan li Mart 939 tarihine kadar muntazaman hergün bir bir kaç tanesi, ayrı ayrı numaralar altında gazetemizde neşre- dilecek ve neticede en güzel gözlerin hangi gözler olduğu o. kuyucularımızdan sorulacaktır. Kimler mükâfat kazanacaklar: Müsabaka resimlerinin intişarı devam ettiği müddetçe, gâ-i zetemizde çıkacak kuponları toplayan her okuyucu, güzel ve, cazibeli bulduğu BEŞ GÖZE rey vermek hakkın: haizdir. Rey" lerini beğendikleri göz resimlerinin altlarında bulunacak nu- masraları topladığı kuponlarla birlikte idarehanemize gönde. rerek kullanmış olacaklar ve idarehanemizden bunun için de bir numara alacaklardır. Okuyucularımızın gönderecekleri reyler toplanacak ve neticede en çok rey âlan beş güzel göze verilmiş reyler içinde adı bulunan iki yüz okuyucumuza kiymetleti yekünu 800 kü- sur lirayı bulan hediyelerimiz tevzi edilecektir, Tevziin ne şekilde yapılacağını bilâhare esaslı bir şekilde izah ederek okuyucularımızda en küçük bir tereddüt nokta sr bırakmamıya çalışacağız. Kadın okuyucularımızın göz resimlerini bekliyoruz. Gözleri en çok tey kazanan beş kadın okuyucumuza ây- rica para mükâfat: verilecektir. Kadın okuyucularımız, bize gözlerinin resimlerini gön. dermekle HABER'in 8 inci yıldönümü münasebetiyle tertip ettiği müsabakaya yardım etmiş olacaklardır. isteyenlerin yalnız göz resimleri neşredeceğine ve bize yalniz resimlerinin bu kısımları gönderileceğine göre ken dilerini utandıracak hiç bir şey mevzuu bahsolamaz . Bununla hem HABER'e yardım etmiş, hem de hakikaten güzel olan gözlerinin güzellik derecesini ölçenüş bulunacaklardır. HABER, kendisine göz resimlerini göndermek suretile yardım çden kadın okuyucularının bu zâhmetlerini mukabe- İesiz bırakmak istememiştir. Okuyucularımız tarafından verilen reyler neticesinde ta. ayyün edecek en fazla rey almış bulunan beş göz sahibine gu mükâfatları dağıtacaktır: Birinci derecede rey toplayan göz sahibi 20 lira Ikinci ” » ” » 15 » Üçüncü o, ” » " 25 ,, Dördüncü ,, ” » » v , e ” ” ” 75 ize gönderilecek göz resimleri sahiplerinin müste- riyle neşredilebileceği gibi hakiki isimleriyle de derce- dilebilir, RMA ARARLAR Yarım milyon, Deli Mehmede düştü ILBAŞI tayyare piyangosunun en büyük ikramiyesi olan yarım milyon lira, Bakırköy emrazı akliye ve asabiye hastanesinde er ken bunamadan vatan Mehmet adında birine çıktı. Siz ve biz akıllılar buna hayret ettik. Yarım milyonün bulup bulup da bir deliye isabetini garip bulduk. Fakat Deli Mehmedin para karşı" Mehmet, parayı görüp delirenlere, parayı görmeden delirmiş tecrübeli bir akılsız stfatile ve mühim şeyler ifşa etmiş bulunuyor. Soruy'orlar: — Parayı ne yapacaksın Mehmet? i — Kartalları dağıtacağım; diye cevap veren Mehmedin bu derin ve felsefi nüktesini kimsecikler anlamadı. Kartal, bütün bir beşeriyet tarihinin ta ilk şuurlu cemiyet devrele- rinden buğünün medeni milletlerine kadar intikal eden milli efsane- lerin bir remzi halinde bayraklarda, markalarda, simyelerde yer ak Haber'in; çatır çatır çatlar? Movilyacılar, Türk o ımalâtçılığının şantaja kurban edildiğinden dolayı hem telâş ve hem de teessür içindedirler Radyo, gramoton kutuları Türkiyede yapılamaz mı? hayatına teveccüh eder bir mese.| Piyasada ayni cinsten Mobilyacılar bu vadideki Türk i- malâtçılığn şantaja kurban edildi- Zinden dolâyı hem telâş ve hem de teessür içindedirler, Bugün memleketimiz içinde Av- İriöpa mobilyeciliği ile gerek el sanar iti ve gerekse sağlamlık ve tezyinat |ve zaralet bakımından boy ölçüşe- mahir sanatkârlar bulunduğu” u ..adyo vesaire malzeme ile dışarr an gelen tahta aksamının memle- nde daha (sağlam ve daha Filhakika mükellef ve mühteşem oda takımları ve ev eşyası yapan Türk imalâtçılarının, mobilyedileri- İnin nihayet dört tarafı kapalı alel- lâde bir radyo veya gramofon kutu 'rafında telâş şuradan geliyor. Mobilyeciler. Yerli işlerin gözden düşürülmesine sebeb olan bu nevi dedikoduları ellerindeki işlerile jcerhe daima amade bulurmaktadır- lar. Gerek gramofon ve gerekse radyo ve bu nevi cihazların kutularını İmemleketimizde yaptırmıyan mü İesöesglerin işae ettikleri bu dediko- dular, Türk imalâtçılığını hakkile müteessir etmektedir. Bugün Türkiyede kontrplâk da yapılmaktadır. Ancak bu hususta en bilaraf malümatı o mobilyeciler arasında bir cemiyet reisliği yap” makta bulunan bir zattan şöylece JFiniiyarızi | “Bizde henüz kaplama yapılmr iyor. Belki bilmezsiniz. Ceviz kap” ilamalara en müsait ceviz kütükleri İmemleketimizden gider. Bunlarm len güzel ve göbek tarafları Ayrupa- İda kalır. Çürük, delik ve bozuk, budaklı yerleri kaplamalara tah. vil olunarak memleketimize gi rer. Halbuki bir fabrika mevcut olsa dünyanın en güzel, en ziynetli ve en nefis kaplamalarını yapmamız İsalimkündür. Ve bu suretle de ham #maddeyi verip fena (taraflarının İmamür kısmını memleketimize sok mak vaziyetinden de kurtulmuş 0 İuruz. Kontrplâk meselesine gelince bu mobilyeciliğin en mühim tarafıdır denilebilir, Bizde kontrplâk kızıl ağaçtan ya” Ppılır. Binaenaleyh rengi hafif kır mızıya çalar, Halbuki Rus ağaçları yliyen mobilacılar, gramofon Evdeki eşyamız niçin ledir, Bizdeki ağaçlar budaklıdır. Av- rupa konteplâklarile bizimkiler 2- rasında en büyük fark onlarda bu” dak olmayışı, bizde çok oluşu, on" larm yapıştırmaları ile bizimki a rasında büyük ayrılıklar bulunu İşudur. Malâm olduğu üzere en, boy ola” rak biribirine yapıştırılan okontr plâkım yekdiğerine gok sıkı bir su" rette yapışıcı ve yekparemsi bir hale gelmesi gerektir. Halbuki budaklar zamk içmiyor İlar ve kontrlar iyice o yapıştırılmı- yor. Bu, ihmalden doğma bir ha- tadır. Bu gibi kontrplâklar bir müddet Sonra üzerine çekilen kaplama ta rafından emici bir tazyikle yerim su yapamadıklarını iddia mânu-'den ayrılır ve birçok eşyada gürü sız olur, Halbuki piyasada böyle bir iddia mevcuttur. Hâdise et. len kabarcıkların âmifi olur, Buna nazaran dikkat olunacak nokta bu köntrplâkların budaksız olmaları ve iyice yapışlırılmaları ciheti olmalıdır. Bu takdirde mem» lekelimizde yapılan eşya Avrupa eşyasından daha yüksek değerde o lur, Nitekim Rus kontrplâklarile ya” pılanlar Avrupa eşyasile kıyas «e 'dilemiyecek kadar güzel, mükem- mel, dayanıklı ve zariflir.,, Gene yaptığımız tetkikala göre birkaç yıldanberidir moöbilyetilik Türkiyede çok piyasa bulmuş, mu- tena bir iş haline gelmiştir. Ancak esnaf oimalâlmda ucuza maletmek gibi bir zihniyetir tesiri le malzemeden iktisat ederek lam olmıyan mal yapmak vazive tindedirler. Yoksa eski hezaren ayarın: timle kurutulmuş kıvrımlı is leler mobilye imal edilebilmektedir. Bunlar üzerinde yapılan çalın tılar, malın fenalığını mucip olmak tadır. Buyün bir Avrupa sandalyesi 6 liraya ise, ondan daha sağlam ve zârâletçe farksız bulunan bir yerli sandalye 200-225 kuruş fiyat bul maktadır. Halbuki birçok esnaf bunu daha ucuza satmağa kalkışmakta, bu da imalın bozulmasını mucip olmakta dır. Bu münasebetle gene ayni zat diyor ki: “Bu kabahat esnaftadır. Sağlam" ık sanatinin inceliği kâra feda e» İdilmektedir. Fazla sürüm yapmak, fazla kazanmak için o malzemeden sında kaç filozofa şafak attıracak sözlerine dikkat etmediniz galiba! (© beyazdır. Rengin birce o kadar « İçalıyorlar ve bu suretle ucuza mal şbemmiyeti yoktur. Fakat kontrplâk Jediyorlar. Hükümetin bu işe ehem- taki budak ve yapıştırma meselesi İmiyet vermesi vaziyeti derhal ıslah “wbilyeciliğin doğrudan doğruya oediverir.,, miçtir. Ya espirisi, dâkiyanedir bence: Havadan gelen parayı gene ha- vaya Sarfedeceğini bu kadar güzel ifade etmek her kula nasip olmaz. Gene Mehmet demiş ki: — Dünyada ne kadar saba varsa satın alacağım ve fakirlere dağı” tacağım. Mehmedin teşhisi yanlış olacak, bu erken bunama değil, erken dehadır. Kara kışın, fakirleri nasıl canevinden vurduğunu kömürsüz ve O dunsuz kalan fakir fukaranın ne azap içinde bulunduğunu — düşünen Mehmet, İnsanlığı ve akıllı geçinenleri bu yüksek jesti ile mahcup et- mek İstemiştir. Servet sahiplerine bir hamiyet dersi mahiyetinde olan bu sözlü biz aktilı insanlar delilik diye vaslediyoruz . Filhakika bugün fakirlere yardım artık delilik telâkki olunacak hale geldi. 4 ve ayni; o şekilde, tarzı imali ayni.olan her ğ hangi bir ev eşyası kapalçarmda başka, Mısırçarsısında başka, Bey- oğlunda başka fiyatlarla satılmak- tadır. Bunun sebebini (araştırdık. Bu iş çarşıların boşalmasını mucip. # olan âmillerden birini meydana ge- 1 tirmiş bulunuyor. i j 4 Dışarı esnafı bu yibi imalâtı fena” propaganda ile çürütmektedirler.' Bu vaziyet karşısında (çarşı malı) igibi bir kötülük ifadesi meydan ai mış bulunuyor. İşte bu'netiğe çarşı esnafının piyasaya dağılmasını mü“? ! cip sebeblerden en mühimmidir. Ve* o | ayni malı satarken daha o yüksek” fiyat istemeğe de Amil oluyor. Bu hususta gene ayni zal diyor ki; 4 , / "Bugün en fazla revaci olan İş. mobilyediliktir. Fakat bu mobüve-” cilik artık tezgâhltarlık haline gel” miş bulunuyor. Ayni mal, ayni yapt 40, diğer bir ; dükkânda 80, öbür dükkânda 120, ye satılıyor. Bu ne demektir? İşte buna müdahale etmek lâzım” dır.,, <5 an AĞN Mei Bikin Süz izl Mobilyecilirin şikâyetleri halkın o şikâyetleri demek oluyor. Sıcakta evindeki eşyası çalır çatır çatlayan halk daima zarar içinde sayılır. Kontrplâkların ıslahı, yapıştır rialarının kontrolü, mobilye satışla rının tetkiki çok mühim bir me- sele halinde görülüyor. | Havagazı şirke- $ tinden şikâyetler Nafia başmüfettişliği tahkikat yapıyor İstanbuldaki hayagazi aboneleri , min, boruların dolmuş olma - sı ve gaz İstihsalinin İstihlâke İyetişmiyeek kadar 82 bulunma, lar dolayısiyle yaptıkları şikâyet nafia vekâleti şirketler başmücfi. tişliği tarafından ehemmiyetle ma” o“ tarı dikkata alınmıştır. Esasen İs-. tanbuldaki bu vaziyet daha evvel, den nafia vekâletince görülmüş ve / tetkik edilerek şirket bu halin mayedar grupun malıdır. “5 Şehrimizde, Yedikule, Üsküdar we Dolmabahçede olmak Üzere üç, havagazi fabrikâsı vardır. Her Üç * fabrika da tramvay ve tünel şir“ İketlorinin de esas sahibi olam-#er-, o imayedar grupu malıdır, Wi ç Nafla vekâletinin, tarifeleri mâ“ kul hadde indirmesinden sonra hs“ vagazi istimali birdenbire çoğalmış, şirket ücretlerin indirilmesine Ba“ yıflanırken bura mukabil ummadi- ği bir nimete mazhar ölmügtuf. FL” kat abonelerin artışı ve gaz sarfi- * yatınm çoğalması dolayısile şirket” tesisata yeni bir şey ilâvesine ken-” dini mecbur sddetmemiştir. Nafin vekâleti, İstanbul havaga; zi işini devlet eline almağa karar verdiğinden şebeke ve fabrikalar. Üzerinde geniş bir tetkik yapılmış ve bu cihetler de tesbit cötlmiştir. Bittabi vaziyet satınalma müzakö- releri yapılırken gözönünde tutula- caktır. Arşidük Otto o Pariste “Bar dü- |maştır. Beşeriyete kendi ayarma benzer tayyarelerin icadına yol ve ör kası,, diye bir namı müstearla bu- | nek vermiş ve nihayet didişen, biribirini bir avuç toprak veya birkaç İunmuş ve orada — Avusturyalı ba- İkilometre murabbalık bir pazar yeri için boğazlıyan insanlığın o hafp 21 kimselerle görüşmüştür. Bunlar İmeydanlarına terkettikleri binlerce ölüyü dişleri arasında nine götüre” arâsında bilhassa eski Viyana veli | rek onların hiç olmazsa sıcak bir lâht gibi kartal midesinde yaşıyan ör muavini Lafır vardır, Lahr, Şusnig ilü veya adsız kahraman halinde ebediyete intikaline yardım etmiştir. ükümeti devrilmek üzezeyken Vi- e mağrur, en muhteşem ve İnsanlıktan eski en ihtiyar ve fcleliz&le id k yana valisi tayin edilmişti. bir kus azmanıdır, Kartallara vermekte böylece ne derin mana münde” W baya Odun, kömür fiyatlarını düşürenler, hattâ fakirlere dağıtanlar bile Mehmet kadar bunların gönlünü alamadı. | Buradaki nükte de dâhiyanedir. Rastgelecinin de paracığı var. — Geceleri çok üşüyorum, uyku tutmuyor. kat Mehmedin bu yüksek projesini Diyen Mehmet, kendisinin de fakir olduğu müddetçe böyle bir 80 |okuduktan sonra parama yanma” yacı olduğunu telmih ederek hastane İdaresine taş atmış olu" İdım. Güle güle sarfetsin, N yor, Ve nihayet bizce yarım milyon en isabetli yerini bulmuştur. Ve hâlik akıllılara, Deli Mehmet © Birine çıkıp da delirteceğine, bir deliye çıkıp yeni bir vatandaşın Bibi insani delilik versin âmin! 1 ucuz kömür | aklını başından almış olmadı. Mehmedin bu parasında ben GİR si sala a dik

Bu sayıdan diğer sayfalar: