22 Nisan 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

22 Nisan 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇSUZ, bucaksız, issiz arazi * ava kararmağa başlayınca sabahtanberi tarlaların arasındaki ince yolları takip ederek nereye va” racağını bilmeden yürüyen çocuğa korlen vermeğe başlamıştı, Ufukları bir kelen gibi saran sis gittikçe ar- iyor, kesifleşiyordu. Bazan yolu. mun Üstüne, tarihten evvelki zaman” lardan kalma, acaip şek taslar sıkıyordu. Bütün korkusuna (rağmen, geri dönmek niyetinde değildi. Kotston ların arazisinden çıktıktan oSonra geniş araba yolunu takip edefek na sl olsa büyük şehirlerden — birine, veya bir limana vasil olacağını u muyordu. Kimi hortlak gibi dim. dik, kimi yüzü koyun kapanmış ce setler gibi devrilmiş olan © tâşlarin yanımdan geçerken dişleri biribirine çarpıyor, bütün tüyleri di oluyordu. Bir defa Piimut lima: gidebilse, yaşının henüz pek küç olmasına rağmer de nasıl olsa bir iş bulu Araba yoluna henüz girmişti, bir den uzaktan nal seslerini . andıran bir gürültü duydu. 1 Jun ortasından Kenara doğru koştu. Mühakkık evden kendisini o arat” mak Üzere atlıl tlamış olacak” lardı. Tekrar tarlaların, taş âbidele. Tin arasına girmeğe öşsareti yoktu. Hemde ne olsa,Kotstona dönmek bu İ peri! esxarenğiz kırların cinlerine, erine &sir olmağa müreccahtı. Git tikçe yaklaşın nal seslerini dinliye" rek, çantasına koyduğu peynir ek. meği çaliların arasına sakladı. Ya”! kalanıp da şatoya döndüğü zaman hiç olmazsa Kutstun deleri raşımdan ilk defa bir hırsız çıktı, SW zünü işitmezdi. Çareşizlikle boynunu büküp, bek. ledi, Biraz sonra, pek iyi tanıdığı kısrakları buluta binmiş olan Ble kinsin kendisine yaklaştığını gütü Korkusunu, kederini beli o etmeğ © gururuna yediremiyordu; somurla” rak, başinı üksi istikamete çevirdi. » Blenkins, yere atlıyarak, çocuğur. önünde iğildi «— Büyük valdeniz derhal şatoya dönmenizi arzu ediyorlar, Sir Rocer! Olduğu yerde heykel gibi hareket” siz duran Roceri belinden yakaladı. Kırağın üstüne oturttu. Kendi de çocuğun arkasına oturarak, gemleri dine aldı. Geri döndüler ve kısrak dört nala şütoya doğru Okoşmağı başladı. Bienkinsin sol kolu, çocuğun be- İlmi açıtacak kadar sıkıyor, ispirto kokulu melesi kulaklarını gicikir yordu. Yurgundu. Ayakları acıyor- du, Bu yorgun, hasta halinde, ken dini seven, bekliyen mi insanla, rın bulunduğu bir eve o gilmeği ne kadar isterdi! Haftalardanderi ha zırladığı kurtuluş plânı ne (o İvizin bir surette neticelenmişti! Artık gözyaşların tulamıyordu. Onda da, Kotston (asilzadelerinin © meşhur cesaretlerinin bir zerres olsaydı, tarihten evvelki zamanlar dan kalma dilili taşarn arasın saklanır, bir daha şitoyü dönmez di. Fakat o takdirde, şatoda sevil. memesine, bedbaht olmasına da bi. — sebiöh kalmazdı. Kötetan şatosunun o Korkunç biz heybetle yükseldiği tepenin et: deki küçük köyün içinden geçerken, k firari yo" | İbir adım ileriye gidemedi. Jolan bir Kotstonun âi İcap eder. i I Rober, işlerini bıraerık adpılerak j çıkan kadınların mütecesis bakışla” rını, tozların içinde oynıyan çocuk* ların neşesini görmemek için, göz. lerini kapadı ve kısruk şatonun 2 hırları önnüde: dununcaya kadar açmadı. ENE nefret ettiği eve gelmiş” ti. Attan inince Bilenkin: tönü başını düzeltti. Tozları #i Ve çocuğa, büyük mermer holde beklemesini tenbih ede a ona doğru yür Salon kapısı tekrar aç; iu dar geçen birkaç dakika Rocure pek uzun geldi. Nihayet kapının geniş, ceviz kanatlarından. biri açıldı ve Blenkins eşikte durarak; — Büyük valdeniz sizi derhal gör k vorlar, efendim, dedi, Çocuk, idam hükmünü di üm gibi, old uldamadı. Bütün günkü yorgun ik atı tan ve korkudan adım yardımile arkasından ona gizdi ve si Abaya, mağı ti cunda yâş hı bir kadın oturmuş, İş İ Çocuğun yüzüne bakmadan di mallaya geliniz, Röter! Roçerin dudakları bir dua ml danır gibi oynadı, fakat (oYerinden len, Burâya geliniz, elendim! Çocuk, korka korka salonun orta” na kadar yürüdü ve büyük anrie- önünde Gtziyerek durdu. Kadın, elindeki işi dikkatle katla. yıp masanın üstüne koyduktarı Son ta, mütehakkim bakışlı siyah gözle“ rini fik defa olarak kaldırdı, Röcere baktı: — Sizi dinliyorum. — Demek ne izah, ne mazeret, bir şey söylemek niyetinde değilsi” tiz? Çocuk yere bakarak; — Biliyorsunuz, diye murıldandı. — Ne demek istiyorsunuz, ele” dim? Rocer birden,cesaretini toplıyarak bir nefeste derdini anlatlı; Benden nefret o ediyorsunuz. Beni burada alakoymak istemiyor. sunuz. Ben de, kaçtım, Sözlerini bitirince gözlerinden yaş lar boşandı. Büyük annesinin ağla 'maktan ne kadar sinirlendiğimi bil diği halde, aksi gibi hep onun önün de iken ağlaması tutardı. — On bir yaşında: Bu yaşta ğlamancsı İ Rocer, gözlerini yöisle kuruladı. Blenkinse yaka'anmasaydım,. bi. daha gelmiyecektim. N beni a rattınız.? — Çılgınlığın lüzumu yok! Çocuk tekrar hıçkırıyordu Hem benden nefret ediyorsu” nuz... Hem de kaçmama fırsat ver için İ miyorsunuz. Burası “izin evinizdir! — Bsrim Kötstenja alikam yok Bu malikânz se a1 berdi Kotstnnyeinden kalktı ve gümüş başlı abarz bastonuna de yanarak “pencedenin önüne gitti "İnel ben... bene, kapının kapandığını duyunca gay" | bir, ağam geriliyerei; tok; vi gözlü olanı yoktu, Hep, ma” niş olacakti Ki 000, yağlık ALİ —- Bu seferlik sizi cezalandırmıya cağım. Yalnız, bir saat galeriye hap seğileceksiniz, orada, < ecdadmızın portreleri arasında kaldığınız müd- detçe, kendinizin de ayni asil kanı | Leydi Kotstonun elişi yere düştü. | taşıdığınızı hatırlamağa çalışınız. | lisisi beraber galeriye doğru koştu.! Çocuğun yüzüne bakmadan zili | lar. Kapı açıldığı zaman kadın Bien! Tatiyar kadın yerinden sıçradı: l — Neydi bu? | — Galeriden geldi, efendim. - Gene mi Röcer? çaklı ve derhal içeri (giren Blen- ! nsi iterek içeri girdi. kinse: İ Galerinin en nihayetindeki sarışın — Sir Roğeri; saat ( allıya kadar! çocuğun portresi yerdeydi. Çerçeve galeride (o kilili bırakacaksınız. si kırılmıştı ve tablonun üzerine & sonra yemeğini yer ve yatar, Size ' lan ağır bir cisim muşambayı'bır $imdiden hayırlı geceler temenni e | ruşturarak, çocuğun ağıma müsteh derim, Roceı! İsi bir gülüş iiadesi vermişti, Tekrar'yerine © oturarak elişini! Rocerin, hâlâ yaşlı olan gözlerim aldı ve işlemeğe başladı. - Çocuk | de müzalfer ve isyankâr bir man& i tam kapıdan çıkacağı sırada durdu. | vardı; İbüyük annesine döndü: — Buradakilerle benim a - Geceniz hayrolsun, büyük an.| yok.. Hepsi bana öfkeyle bakıyorlar dr. Aralarına girdiğim için kızmış” Siyahlı, zayıl kadının artık kendi*| İardı.. Fakat kapı kilitli olduğu işin sile alâkadar olmadığını görünce. | şıkamazdım. Leydi Kotston, tablonun yaldızlı eeesinin parçalarını bastonile bir araya topluyordu. Kendini yere atıp huçleran çocuğa bakmadı. — Onu odasma götürünüz, Blen- | rs. İlk defa olaruk dayak yiyecek. ir. Hem de adamakıllı! Marşalı ça- Bırmız. O bilir. İ tasarladığı cümleyi p de, Kapının başımı arkaya Çe" da dinmişti. | veril ” Eun kırçıldan başka oyun arkadaşı yoktu. Köylü çocuklarla temas et- nesine izin verilmezdi. Ara sıra kö ye inmesine bile müsaade etmiyor. lardı, Malikânenin varişinin bu s8- ışın çocuk olduğu sanki bütün dür fan gizleniyor gibiydi. rinde ve etrafı sık ağaçlarla olduğu için en şiddetli fırtınâls” le bu hareketsiz suyun satındi hafif bir kırışık vücuda getir di. Suyun üstünde, yezyer beya? lüfer çiçekleri yüzerdi. Rocer çobandan bu uçurum Kirçıl düşünürken, Rocer, birden | belki de suyun içinde, hortlak sÜyar çobanm bir sözünü ha' | bulunduğunu duymuştu. Senede y turladı. Çoban bir gün: “kuzularımı | defa, siyahlara bürünmüş, inee Zi ir siç kaybetmem,, demişti, “ancak, | zun bir hayalet, geceleyin OS ara sıra bir ikisi hortişklar uçuru- | kenarına iner, saatlerce ağlar v€ muna inecek olurlarsa, bir daha on. | lermiş. ğ arın yüzünü göremeyiz. Zaten ora" | Çocuk, uçurumun etrafını şa kimse sokulmaz, Fakat bir gi' | ven sık dikenli telde bir insan lende olursa, insan veya o hayvan. ! zak kadar büyük hir delik bul dir daha geri gelmez.,, ğunu dostu kırçıldan o öğrenme Hortlaklar uçurumu! bir giden ge“ | Karanlığa rağmen o yeri kolay i dönmez! Mükümmel, Recer orada | buldu ve çalılara tutuna tutun& | saybalabilirdi. Oraya ( giderse, bir | çarumdan aşağı, suyun oki laha yakalanıp bı menfur eve. getir | doğru inmeğe baş adı, Çahlar ve) mezler. Dümdüz ve yeknesak ova.| kenler yüzünü, ellerini parçalüi larda bir çocuğun saklanmasına im- | tı. Alnmda sicak sıcak bir şeyi kân yok; fakat o uçurumda pek iyi | aktığını hissediyordu. o Uçurum saklanabilir, Ani bir kararla, Roetr, | derinliklerinden çürümüs nebat KÜ yataktan atlıyarak pencereye yakla | kusu geliyordu. Ölüm kokusu & şıyordu. Bir sarmaşık dalı tüzgârla | bi... cama vurarak: Nihayet Rocer, suyun tâm kef Gel, diyordu sanki, gel! nna kadar indi ve yumuşak yo Ortalık iyice kararmış, yağmur | larm üstüne diz çökerek, . patla çet ipe! Çocuk, dışarı çıkarken. hem ağir za ! yor, hem de: 1pase| Nefret ediyorum birok | nefret ediyorum. Diye haykırıyordu. keps üniformalı, göğüsleri İRAZ sönrü Leydi O Kotston, i dolu erkekler... Bütün bu portrele galeriden çıktı. Toruntnun rin içinde, bir tene bile, sart açil. ' odasına doğru yürüdü. Dayak bit bakıyordu. Kabarık etekli Til bir kiz, elinde utan şişman kadın, onlardan. dana b : il sidehiee si v gi &mer kadın gibi, çekik siya GÖĞÜ Sını usulca açaşak iğeri, BANA Re? İ kalın siyah kaşir idiler, | cer yatağının öylüre yüzükoyun kâ- Yalnız, portrelerin en — sonunda, | panmış, oclüzları Sarsıla Sarsila ağ” diğer tabloların o koyu renklerine İryordu, uymıyan, kuru ot - rengi sari! Oda kapısının dışasdan kililen. deniz rengi gözlü bir çocuk | diğini duyan Röcerin astırabı. arttı. resi vardı. Bütün Kotston ai. | Omuzları yeniden sarsıldı. Hayat içinde o bir yabanc gibi det” | çekilmek bir şeydi. Yatağında doğ” göze batıyordu. tularak yastığının altından bir ve“ “İsim çıkardı. Annesinin, başka'hiç bir yerde bulunmıyan resmine üzün — Çocuk iyi mi; &ilitlediniz mi?| uzun baktı. Biçimli Şaşının etrafi — Evet, efendimiz. da sarı saçları dalgalanan, mavi göz İhtiyar kadın, yüksüğünü asabi* | tari şefkatle bakan bu resme Adeta | yetle giyip çıkarıyordu: tapardı. | — Bugünün, senel devriyesi oldu Arneciğim, anneciğim, Ben yal gundan haberi var mı acaba? nız sana benziyorum... Ben — Katiyen, elendimiz! Hizmetkâr | seni seviyorum. Galerideki ların hepsi gayet siki tenbihiidirler. | gözlü ecdatlarimdan nefret | ediyo. | — Evet evet, biliyorüm. “Fükal| rum, Onlâr kepsi biribirlerine benzi”) gotuğun tam bugün kaçışı... en ve ben, ii yalnız! siyah parçaladım, Leni sevmiyen insanl, rn hâşin mazâarlarına tahammül € — Etendimiz; demedim. Antetiğim, ben » burada | — Yoksa ben ona karşı, zalime” | kalamam artık, Kalamam. bir muamelede mi bulundum? Büyük annesine ve o malikâneye — Hayır elendim, öyle bir şey | karşı içinde senelerdenberi biriken adâ sezinedim. nefret, bu dayak hâdisesinden'sonrü »— Bazan, ben -! Bu çocukta oğlu | hirdenbire Zaptedilmez bir vaziyet ma benziyen hiçbir şey yok. Kots. | almişir. Annesi ve babası, on bes ton kant yok onda.. Tıpkı, tpkr © | yaşında iken ölmüşlerdi. Onlara al tena kadına benziyor, İ hemen hiğbir hatırası yok gibi Sesi titredi. Sustu, Biraz durduk” | Yalaz, büyük annesinin, kendisin İtan sonra tekrar konuştu: İ alıp buraya getirişini hatırlıyordu — O on sekiz yaşına gelmeden ev | İlk günlerde büyük < bir teselli ve vel ben ölürsem, bu malikânemir ! sevilmek ibtiyucile büyük annesine wazinin, köyün kendisine ait oldu”! sokulma teşsdbüsleri o nefret değil İ ğunu siz de, avukatlarımız da bilir * ideta iatikcuhla kasşılanımca, çocuk yotlar. Benim vaz | dar onun mallarını"idare — etm Benden datiğ fazin'bir şey be me'idir. Ancak yazilemi o vapu am. mı © zamana ka; ia ilk isyan arzuları belirmiği kend. gibi oldi © an seviyardi. Bab: bili | der portreler gibi, ex İ gödlüydü. Büyük annesinin aradığ ve siyah! f İç Yemeğinin iyi olmasına dikkate | sasılların hiçbiri çocukta yoktu j kersiniz, değil mi? Atları. köpe, börekleri | sevmi Şüphesiz. elendim, yor, kan görünce hasta oluyor, | » Bazan, gli basan; kendi kendi | me diyorum ki,-keşli noise Bien J Kine işimiz bitti. Gidebilirşiniz. © *w köpeklerinden korkuyordu. $ biği yalnız bir köpek wardı: Köyür »“İğobarımın kırçıl ismindeki . siyahi: — Teşe'dzür ederim” efendimiz | beyazlı yumusak huylu köpeği. Kir Biletli siyasi indime sö! iya id, çocuğun sartm veya esmer © ak karytameçillmak.. Üzere" ike getz aldırmıyor, ban savahla mile #ğar'bir cismin yere düş |stirünün başından ayrrlıp © onunla Müğü ve camlar terıldıda duyaileln “oyramağa gelivordu. Zare çöcü İ i j | | | yağmağa başlamış. Ufku & saran | cakmış gibi akan kalbini eliyle bö$İ beyaz sisler pek yakınlaşmış gibiy-| tardı. O zaman, bir mucize (o olm di. Tarlalar simsiyah ve korkunçtu. | gibi, bütün korkusunun, heyecaf” lar nın geçtiğini hayretle hissetti, Sarmaşık mütemadiyen camı vu" | ki yanında bulunan biri onu tesi nıyor; ediyor, okşıyor, kırbaç darbeler fiği Gel, gel; sari bana, tesirile hâlâ sızlayan etlerini uğdf kaç, gel! diyordu. turuyotdu. Teabhlid edercesine # Ger, CAM Açtı, enip içi") diğ sarışın annesi deği e Yakalı Katre ouptamdam | ret ee yat meinin Boşahansulur gocuğlâhzada sırsık | bibaer, esmer, siyeh gözlü Kolsü İdm etmişti. Yaş satmaşık yaprak» | asilzadesi, pek yakımcda,- gözlerini ları yanaklarına, ensesine ( sokulu. | önünde gibi, korkusunu — yatiştı Yordu. Penotrenin içinde bir müd» | vor. Suyun sathındaki bü “yer det dışarı baktı. Köyde tek tük r |heyazlıklar, burada boğulmuş inst şıklar yanmâğe başlıyordu. Bu kü-| ların yüzleri değil, güzel beyaz şük evlerde muhakkakki sevilen, ü. |lüferler... Ağaç köklerinin arasınd 2erlerine titrenilen “Köylü ( çocuk|hortlak Kolları © uzanmıyor. Saf dârı vardı. -Röcerin odasında v ç0" | kokulu yâsemin dalları onlar!.. Y# ceklarm hayallerinde yaşatıp da ha | muru içine çekmiş olar yorunldf kikat yapamağıkları her şey vardı: | dizlerini yumuşük bir yastık Oyurcaklar, kitaplar, yemişler; şe. |dirlendiriyor. kerler... Yalnız müşfik bir anne-ile | Çocuk. şimdi buraya niçin gel saba yoktu. ğini bile hatırlayamiyor.. Düşüne” Sarmaşığın kalın dalına dokuna” | sine, hareketlerine o hâkim vak aşağı inmeğe başladı. Zaman ve mekân mefhumları Teprağa ayak basar basmaz #lak / nasını” kaybetmiş. Senelerdeni? şinenlerin üzerinde, yorgun ve da» | kendisini bu Kadar sakin, hattâ yaktan bacaklarının var | kadar mesut hissetmemişti. xuvvetile koşmağa başladı... Hort- İRDENBİRE, yâğmi sak ei Mçuranranuı yerini biliyor. | Haç yapraklarında ç . Kestane korusunun İçinden ÇE! ee bir 'döğneğin taşlara Vur sola dönecekti. | sını andıran başka bir ses daha ALLARI biribirine o geçmiş | rıştı. Rocer, bu sesle, “garip kestane ağaçlarının altından | tatlı sarboşluğundan ayıldı. geçerken, çocuk, korkmamak için,| Haykırmak, kaçmak, bu m annesini düşünmek istediği o halde | uçurumdan çıkmak wtiyordu. gözünün önünde hep o esmer Kots- | ne boğazından bir ses, çıktı, me © ton asilzadesi, babası canlanıyor | bacaklarında kımıldayacak hi. Mortlaklar uçurumuna yaklaş. | vardı. t bu garip hik küvvetleniyor | Tak, tak, tak! du, Sanki babasmın ruhu ona refa | Tam karşı taraftaki taş merd « ediyor, mütemadiyen, geri dön | lerden aşağı bir şey, birisi iniyi esini, uçuruma inmekten vazgeç. | Ju. Rocer, sesin yâkınlaştığını © bahçeye çi 2 sesini söylüyordu. yuyor, başmı kaldırıp bakmağa, Çocuk, ancak büyük bir yeisin| «ati yok, 2 verebileceği azimle yoluna devam | Tak, tak, tak! a hıyordu. Yağrnurdinmişti. * Bulutların * Rocer, bu uçurumun pek fena bir | undan kurtulan ayı aşığı, - göhreti olduğunu — hatırlıyordu. O | ların arasından süzülerek suyun tadar fena ki. Leydi Ketston oraya | hımı ve etralını koyu . yeşil bir 4) <imsenin yaklaşmasını “ menetmiş, | iınlığıa gârkediyordu. j yattâ çok derin bir taş ocağı şeklin; Baştan aşağı siyahlara bürün” de olan uçurumun etralma diken, | ince, uzun, bir hayalet suyun Ki Üler tel çektirmişti, Kestane korusu" | tarafında duruyördü. Bir elinde * v7 en sık bir yerinde olduğu İçin | aston, öbür elinde bır demet beğ İlari âdeta bir dam gibi vw! çiçek vardı. yürünen üzetine kapatırdı. Tıpkı) Rocer, damarlarındaki kanın © Şir taç ocağı gibi gittikçe © daralan | gibi donfluğunu hissetti, . Çoba”. ya j | h Yu uçurumun en dibinde. ölçülmi- | dediği çıkmış, hortlak vecek kadar derin olduğu #ivayet e | Ve çocuğun © karşısında, İ Silen birosu birikintisi yardı. koyu | nantosuna sarılerek bir elinde ğ.. jet. heren hemen siyaha . yakın.| şekler bir elinde bastonile mM kestane dallaının akislerini ağır a*| çinde tanıdik bir yüz arar gi dır sa'layan durgun bir su, Çok de (Devam 4 d

Bu sayıdan diğer sayfalar: