22 Nisan 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

22 Nisan 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER'İN TARİHİ ROMANI : Dağılmak üzerelerken, bir süvarinin telâşla ve hızla kapıyı çaldığını — Pok âlâ, dedi, Ancak Abdurnu man ve Osmanı öyle bir geceye ha- zirlamak gerektir. Ban bu teklifi yapamam Saltık, Köse Mihalin korktuğu şey, Azi- tanın Tekfurların bir aleti şerri ba- Minde Osmanın hayatına karışmış ol- ması ihtimeli idi, Hibayet bu cihet tahakkuk etmezse işdaha kolayca ballediliverir ve bu kahbeyi birine yelin edip işin işinden çikiliwerirdi. 'Bu ne kadar uzun amanda olsaydı yine zarar kalmaz ve zarar düşünü. Jemezdi. Fakat eğer, Mihalin kuv- vetle tahmin ettiği gibi tekfurlarm bir vamtası olurak bulunuyorsu o hnlde teklike büyüktü. Bu hareket doğrudan doğruya Os. manın hayatına müteveecihti, Mal Hatunun yasından ayrılan Köse Mihal ve Saltık, Abdürrahman Gaziye gidetel sastlerce konuştu - lar, Daha saf ve masin olan Gezi, önce Küse Mihal ve Saltığı cinnetle tham edecek kadar bu işe inanma- mış, vaziyeti reddetmiş, fakat, i . 31 haber aldılar bir ferman varid olmuştur. Gerek| bunun kıraeti ve gerekse Rumla - | dişem yok Aykut. Fakat kuvvetle - rm ittifak üzere bulunduğu istihba- İ rimizin ne mikdar olduğu tekfurlar, ri üzerine alımacak tedabiri görüş - | ca malürndur. Nereden öğrendikle - mek Üzere ricali devleti cem ira - | rini bilmiyorum, ama, sanki içimiz” desini telâkki ettim. İda imişler gibi her şeylerimize ve Beyler biribirine bakıştılar. Gıya- hattâ Selçuk Sultanmdan geler esli settin Mes'udun böyle ferman fer - |hanın miktara dahi vakıftırlar, Kor man Üzerine göndermesi, elbette | karım ki tedahiri harbiyemizden de tekrar Selçuk İmparatorluğunun | vukuf peyda ederler ve maazallahu ibyasna müteveecihti, ama, bu iş| tealâ bir mağlübiyete düçer olarak bugün uç hâkimlerinin işine gel , | ecdadmızdan müntakil şoraf ve hay meadi, Artık tereddi eden Selçuk | aiyetimiz perişan olayasar, sultanlığınım tekrer ihyasma #arfı| Köse Mihal, Saltık biribirine ma Yazan: Muzaffer — Manevi kuvvetlerimizden en s(erine duralmaz korkunç akm ve 22 NİSAN — 1939 ilk aşkı! Zoyo tarafından sevilen kızın bu izdiyaca razı olmamış ve ısrar karşısında kızını hançerliye cesedini sabık Arnavut kralına yolla /Zogonun kız kardeşi nişanlısındâ ayrılabilmek için 30 gün açlık grevi yapmış A e e yi Muhtlttin | Kral Zogo'nun i | i | İ saldırışlarına rağmen Osman | İllerine adım bile atan olmamış, bu akın ve istilâlar mütemadiyen Sel, şuk hükümdarlığına teveccüh ede » rek, siltan ve saltanatı büsbütün belimi doğrultamıyarak hale getir mekte devam etmişti, Osman fırsatlardan en iyi istifa, de elmesini bilen bir hakan idi, Hiç | süphesiz, Ve bu bateketinde kendi- jpeen ziyade muavenet eden do Kö- se Mihal oluyordu. i Mahaza bu tarihin büyükleri o - bas si YERİ, gayret etmekten bizzat Hâkan Os. | nidar bir şekilde bakıştlar. Düşma, !lan Aykudalp, Aktimur, Köse Mi- man ülkelerini tevsi ederek yeni hir | an, Osman kuvvetlerini hilmesi na. | hal, Gazi Ahdirrahman, Karateke devlet ve saltanat tesis eylemek el | si mümkün olurdu? Akçakoca, Konur, Türgu'aip, Sal - bette evlü bittarikti. i Bünü sonra srütelda etmek üze! tikalp, Mahmut, Turgal, Samsa ça Atlarına binerek Hâkan Osmanm | r9 şimdi toplanan hürpmeclisinin| vuş ve kardeşi, Sülmüş, Hasanalp, buzurunda cemoldular, « (müzakerelerini intac Yizmndı. Köse! Kara Abdurrahman mağlübiyet ne. Osman, fermsna ehemmiyet bile | Mihal: | dir bilmemig ayrt ayri dalda muzaf- vermemiş, Köse Mihali sabırsizhıkia | — Muvafık olur gevkotlüm, deği, | fer akınlar yapmış, itikâl bulmamız beklediğini : Aktimur ve Aykutaip Konyada | kahramanlardı. Bunların her biri — Hah, nerede irin Mihal, bilkas, | vezdi sultaniye Izam olunsunlar! (| bir Osman değilse hile bu syarda sa seni bekledim, Bu hareket iradesi derhal infaz | idiler. Kendilerine teveccüh eden Diyerek izhar etmişti, olunmug ve Aykut fle Aktimur yo. | vazifeyi, hiçbir şeyden yılmak - a çıkmıştı. Italya he sebeb gösterirde ri imleri aitmda şu cümle — İrade et şevketlüm, zahati dinleyip tenevvür ettikten | — Hepiniz buradasmız. Rum tek. sonra o da dişlerini sılop: furlarınm «birliği yaptıkları müs - — Hım, Vay kahbe vay. Şimdi| fahberatımızdandır. OKaracahisarın ne edelim? demişii. İşte buna gö- | fethi de bir türlü müyesser olama, Osmun da bir taraftan ker türlü tedbirlerin ittihazr için aşiret beyle- rinin ve bâzı kumandanlarının der, hal faaliyete geçmeleri Tüzumunu re bir tedbir almak Icap diyordu. Köse Mihal, Maj Hatunla ittihaz ettikleri tedbiri ve bunun netieele- rini anlattı. Atdlürrahman © Gezi; kondi payına düşen işin hafifliği karşısında memnun bile olmuştu. O böyle dalavereli işlerden koşla . nan biri değildi, Hele görü kadar sevdiği Hâkan Osman hususi ha- yatma karışmağı asla düşünmezdi. Ne ölür ne olmaz, böyle şeylere burunlarını sokanların da İckelene- çeklerini işitmiz, duymuş, dinlemiş, “ — Pekâlâ, dedi, Hizimgelen ted - bire tevassul ,cderiz. Aman bunun sonuna dikkat ediniz. Mademki şevketlü Hâkanm Anitaya karşı hususi bir vaziyeti ve muhabbeti vardır. Kendisini gu sırada bir gı Yugışa. sevketmekten hazer edelim. Yine âiz bilirdiniz, Her halde matlâp tedbirde ihtiyat üzere olursunuz, Dağılmak üzerelerken, bir süva rinin telişla ve hela kapıyı çaldı. ğın: haber aldılar. İçeri aldılar, sü- yari yerlera kadar eğilerek: — Devletiülarım, dedi, Şevketlü BHükan Osman Han, sizi serian hu- Zura bekliyor. Bultan Gıyasettin asut canibinden Akbaş yediyle HABER'in Edebi Romanı Yataktan dıaşrı çıkacak mecal his setmiyordu. Vücudu daima yağlı ve nemli bir ter içinde daima hafif bir ürperişi vardı. Daima yatmak, yat. mak istiyordu. o Kapıdayacak hali| Kalmamıştı. Çocuğuna kan bulmak, Memdu- hun hayatını . kurtaracak bu al | Osman ordularının hiçbir hazırlığı dı. Vesaitimizin fikdanr aşikârdir. Bir ehli tekfur taarruz ve hücumu Bullan “Geyasettini Mes'idun, es- ki ve vâsi bir saltanat olmak iti tarile kale fethinde müsbet olacık vesalti bulunduğu aşikârdır. Daha #üallem askeri de olduğu şek gö * türmez, kendisinden imdat talep eylemek üzere Ak Timur ile Aykut Albin Konyuya izamını teemmül e. diyorum, Buna ne dersiniz? Köse Mihal vaziyetin hakikaten Hâkanm dediği gibi olduğunu bili - yordu. Nihayet Türk ördularınm bugüne kadar yapabildiği akım tari- kile memleketlere girmek, yağma etmek, talân ötmek, tahrip etmek ve böylece yerleşmekti, Mazbut ve tedbirleri alınmış kaleler fethi için irade etmişti. Tarih sanki Kara Osmanın peşin. Çapraz eğlence : s6 7 5 os ucGApuna Soldan sağa, 1 — Delil * gözel, 2 — Barsaklar «et yiyen büyük bir kuş, 3 — Ya: nak (bir kadın adı) - üye, 4— Zahır, 5 — En büyük * Misırlila- rm Allahlarından biri, 6 — Ciğer . kurulmuş (cemi: cihan olur), 7 — Çiftçilerin bir âleti, 8 —Konaklan büyük “ asır, 9 -- Büyük (öz türk“ çe) - doğurtan, 10 — İçine yemek konan nesne . titremekten emir, yoktu, Ayrtoa tekfurlarn, Osman aleyhine elbirliği yaptığını Köse Milhal da haber almış oluyordu. — Şevketi Osman, dedi, Düş . man bizim kuvvetlerimizin ne mik - dar olduğunu nereden bilecek? On ların kalabalığı bizim killetimiz va- nında dahi izni ilâhi Ve ademe mah küm, kendisini bu kadar baf!f histediyor-| “Yakan bulamazsam! ölecek du ema. Halil efendinin kapısı yü.| mi çocuğum? süne çarpınca birdenbire dizlerinin . bükülecek kadar zayıf ve sallana") Doktar, çocuğu kurtarmak lâzm cak kadar kuvvetsiz olduğunu his" demişti, Sonra ona kan naklinden setti, ve bunun yapılması için para bul Şimdi serin rüzgâr alnını okşadık” | mak lâzımgeldiğinden bahsetmişti. ça bütün vücudile ürperiyor ve: Fakat daha sonrada (gene ayni — Ne melün., ne kalbsiz herifmişt! dyktor, gene bu anneye bü kar diyordu. Sanki-can taşımazlarmış nakli işinin bu vakada pek çabuk gibi canın kıymetini anlamıyorlar. | yapılması icep ettiğini, ancak 0 24. $p sirilkiralyardu, Moğolların öy * (Devam v0) | tekiikesizleytirinir. * sızm, en mütevazı kuvvetlerle ba »İ gin Arnavutluk işgalinin hakli se, şaran bu rdamlar, Osmani İMAM | beni Arnsvutluğun sevküleeyş nak) ediyorlardı. Hakanın müşaviri mİ tai yazarından fevkalâde mühim kus.) hiyetinde bulunan Köse Mihal ÖN, | vir nokta oluşudur. İtalya bu gekil-| Krel Zoga hakkında ös Belki Orhanm kardeşi vezir Alte -İ de Adriyatik denizini kontrolu alir. | benziyen birçok hikâyeler anl tir gibi dünyaşmul bir zekâ ve XUdİ na aimez vo mükemmel bir Jngilis| Banların içinden bir tanesi yet sahibi ağamdı. bahri üsati olabilecek Korfu adasını! lde enteresandır. Yüğüslavyayı ân âünra onun; Üği umum! harldem santa, X dü: (Kartal oğullarınm kralt. Yukardan aşığı: Lb ii “ serbestçe Akdenize 1 — Traş eden - gövde (mebatat: | olmuş ve yeni emellerini tahakkuk | olmuştu. Genç kızın babası bi ta), 2 — Ümit (öz türkçe) - Ayak. | ettirmek üzere Balkanlara ilk adr-| divaca mâni olmuş, bundan f kabıları giymek için kullanılan Çe- | ımır atmış bulunuyor. Mide öfkelenen Zogo kral o kecek, 3 — Manastırda çalışan ta i ve kral olduğu zaman ona tiki dünya kadın - Allah, 4 -Şart| Arsavutluğun İtalyaya karşı göS| ya ceğini söylemiştir. edatı (muhaffef), 5 — Büyük ağar terdiği mukavemet pek tesirsiz ol- ği e Günün birinde Zogo kızı bi bey, (öz türkçe) - itibar etmek, Gİd um yanından kaçırmak için — Sarhoşların attıkları - sız (yok"İ O Arnavutluğun muazzam İtalyan Her yea a döl kak), 7 — Tutukluk (elilde), 8 —İ ondusuna kurgi, gekarebildiği Eraan| gzmmerek © eee ei Atılgan * bizi emziren, 9 — BİFİ ve ellâh kuvveti şundan ibaretti: Ül Andi elişi hançerteyii e İp lir 160,000 asker, ve bu askerin an. | dürerek cesedini Zogaya yol yy i ğ cak beşte birine yelişecek teçhizat, | tır, ir - yani 1300 revolver, 14.500 tüfenk,! Bu hâdise izerine Zogo 380 mitralyoz, 92 top, on iki hücum ! keğerlenmiş, ihtikam alacağı arabası ve... Evet ve... iki tayyare!.! bir daha evlenmiyoceğine bes İşte, isyanma rağmen İtalyanm ! miştir. eline geçmiş olan bu küçük ve bet-İ Hakikaten iktidar mevkiine on, on beş gün evvel bütün dün .!smt öldürimüş ve bütün yadaki krsllarım en (fakiri) olan | memleket dışına sürdürmüştü. Zozo isminde genç bir kral yaşamak | Fakat Zozo evlenmemek taydı, «uzun müddet bulamamıştır. © Zoç, Arnavutça kuş demektir. | sene güzel Macar kontesi Ger Armavutar (o krallarına “Büyük, ile evlenmiş, fakat ba kuş,, ismini veriyorlardı. Onun re- (Devamı 14 ooo rU. ninde araştırıyordu. Ve bu tetkike şu cevabı b du: «- Tahtakaleye gidiyorum! sonra, hepsi dönüp, dolayıp bir tek larile köprü Sanki zifiri karanlıkla. noktaya bağlanan binbir düşünce &| rı biribirine eklemek için kurulmuş | le nerelerden geçtiğini anlamadan tw. yürüdükten sonra birdenbire aklı) Köprünün başında gündüz görün başma geldi ve nerede olduğunu an | miyen yeni çehreler peyda olmuştu. lamak için etrafma bakındı. Bunlardan biri seyyar sandoviçci,! bunu düşürmüştü? bilmiyordı. Köprü üstündeydi, diğeri seyyar bir çaycıydı. kat Halilin evinden vuzal Yıldızsız bir göğün altında koyul Solda iki serseri, oçaycıdan çay, | Sonra birinci defa aklını bir katran gibi simsiyah, bir deni*| sandeviççiden sandeviç almışlardı. | toplayıp kendisinin köprü zir. üstüne gerilmiş olan köprünün istünde hava daha serindi. İ wişler gibi kollarını köprünün pâr.| — Nereye gidiyorum? diye Kral Zogo Balkanlarda işti » inmesine mâni Zugdidi isminde bir genç kıza © baht ülkenin üstünde daha bundan 'lir gelmez evvelâ Zowgdidinin 9 8 Tahtakaleye gidiyordu. Ne #95 Şimdi, sanki hususi tarasalarında i- | olduğunu gördüğü zaman ke 4 ... man yüzde bir kıymeti olabileceğin! | Karanlık denizlerde yıkanarak ie dayamışlar, fincanlar ca düşüncesi biran tereddüt Nereye gidecekti? izah etr#ş, geriktikten sonra, esasen | daha soğuyan ruzgâr, onun yanak! a köprünün kerarına koymuşlar, i- |den ona şu kısa cavabı Kime müracaat edecekti? pek ümitsiz olan bu çarenin müsbet | sarımı döndurmuş. parmaklarını, İvi ekmek parçalarını çaya obatıra.| — Tahtâkaleye: Şehir sonsuz ve sayısız evlerile | bir netice vermiyeceğini bütün sara: burnunun ucunu sızlatıyordu. balıra yiyorlardı. Evet, o Tahtaksleye ona gecenin ortasında granitten bir | hâti ile ona anlatmağa çalışmıştı. | Köprünün üstü tenha idi. Tale. kaya gibi hissiz görünüyordu. Fakat bötün, bu konuşulan sözte: İ Je köprünün ortalarma doğru kol- Dudaklarına kadar gelen: içinde, annenin aklında kalan üçf kola girmiş iki sarhoşun sallana sal- — Allâhım, Allahım... bana acı! şey vardı: kan, para, ölüm tehlikesi İlana Emimönüne doğru gittiği görü. duasını dudaklardan dışarı çıka.' Eğer para bulunabilirse kan nakle | 'üyordu. tamıyordu. dilebilecek ve kan nakli yapılabilir Siyah denizin iki tarafmda tek Kuru ekmek bulmadan günler | se ölüm tehlikesi yavrusunun taşın. | :ük ve ölgün ışıklarile iki sahil, bir geçirmiş bir insan olduğu için müci> dan uzaklaşacaktı. zehirden daha fasla buutarı he zelere, gök yüzünden düşecek yar| Doktor yüzde bir mi demişti? Ofnüz belli olmuyan, şekli ortaya çık* dımlara İnarımıyordu. İbu çarenin müsbet netice vereceği" | mamış, taze hir çamurdan yapılmış Allaha niçin dua edecekti? İnsan: ne yüzde yüz inanıyordu.. Ilan ve| kö sehir ehoşuna benziyordu. ların en çok kiymet verdiği şey, yat rebilirsek muhakkak kurtu! dil Evet... deniz ve kara, sahil kara, ni parayı Allahım gökten attığı şim | ye düşünüyordu. aw kadar hiç görülmemisti | Faizet Halilin evirde nee les "bey #nenlg e Mehmedin arsısındaki kulüt€ yaşıyan Asiyeyi görmeğe gide“ Asiye onun yalnız kons iş arkadaşı değildi. Daha ilerde köprünün ortasında bülunan bayrak direği kaidesinin ar kasmı küçük bir sokak çocuğu gazete kâğıtlarile döşüyor, gecenin büyük bir kısmını geçireceğini ümit ettiği yatağını ihtimamla hazırhıyor dı. Zeliha atesten pini pırıl, yanan gözlerle etrafma bakârken (kendi duhunun kırkları beraber ç Oğluna süt vermişlerdi, Kendisi işten çıktığı vakit nt gayrühtiyar? di yahut gelir çocuğuna kendi (dap 638 ege ile Asiye ayni zamanda one anasıydı. Onun kıziyle kendi * 4 , Kaç kere kendi Gülsüme, ASİ aa ae Gaha çalışıyordu. Asiye ne ii gti * İ yapar ona bu gece yâ para b gf z — Pİ Eri Ene REEEJİFERES Eğ, İl DELER İSİK!!1 5 z | | ' 4 FİŞ EKSİ Tİ 72 s # ri» ETİ ui - > l STARI 4 Ha 77 e yep, an

Bu sayıdan diğer sayfalar: