29 Haziran 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

29 Haziran 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

&Y HAZIKAN — 1Y3Y e —8— Çeviren: Fethi KARDEŞ uz mu kolo,tına yirmi marklık bir banknot a andanlık| rak umumi evlerden birine gitn aralından verin” era a tedri.İni tavsiye ettiğidir. Ben, pe yapıl satı teftiş vazifeme devam etmemin) ması lâzimyeleceğinde mülereddi- mânsız olacağını sanıyorum. Ben)|dim. e, saat kaç olur) — Yaman kadınmış! İri yarı bir ebeler başlarında mu-İ şey mi? uğu halde o sınıflardan! — Hayır kolonel. Mülâzimin sar) » Geldiğimi derhal habe | oş olduğuna beni inardıran şey de aldıkları belli, «adının pek narin ve ufak tefek olu Ancak Bit defâ derste bulurubil'| şudur. Zabit sarhoş Olmasaydı ka | dim. Muallim “son ders, diye bir vu evden atmağa muvaffak o hikâye okuyordu. Bu hikâyeyi bir! ak miydi? irsiniz. 1 de, ilhaktan ierede şimdi bu kadın? Alsas köylerinden birinde son (ran | — Buraya celbettim efendim, İ | azca dersini anlatır. Çocuklar ağla | <i saattir bekletiyorum. mağa başadılar, Sınıfı terketmeğr! — Onunla ben görüşeceğim. Onu mecbur oldum. Tezalet bu! da her zaman böylelerine * yaptığı Kölonel tasdik etti: ız şekilde cezalandırırız. Evinde - Evet, hakkınız vâr. Raporunuz| bir Alman zabiti istemedi ha? Öyle da iyi anlayamadığım bir nokta| ise kendisine bir manga asker gön var. Durun okuyayım. deririz; hem de Prusyalı asker. O Tabur papazı evvelce kendisi" | zaman görür gününü! ne vermiş olduğu raporu bulup gr| kararak bir parçasını okudu: | devam nisbeti Demek ki Kaplan daha henüz geçmemişli bu- Yadan, Bu düşünceyle Moli tereddüd içinde olduğu yerde sallanmaya başladı. Yukarda, bütün memle- kete hâkim bir vaziyette, kale yükseliyordu. Aşa- ğpda mavi deniz, Mollinin evi ve ailesi bulunan küçük şehir uzanıyordu. Köylüye: — Bir at koş, dedi, — Ağa orada deği, bir sesle: — Ben ne diyorsam onu yap sen! dedi. Ben Kaplar'm karısıyım, biliy tiniz. Ancak çok şiddetli bir ceza. Bâ kaldırdı. Genç kadının öj| le güzel bir teni, o kadar cazip bi ; şehresi vardı ki... — Bu iki kişi kim? — Mavi Kurt'un adamlarma yol iki kişi, Diğer üç kişi de icab ederse mek için bekliyeceklerdi. — Benim hiçbir şe; — Böyle kir... böyle bi Mursanıza madam, rica ederim, Ayağa kalktı, Genç kadın, e tur ve sekin oturdu, Kont da kolt Şuna geçti, Rüsterecek yardım © en haberim yok. diyecek oldu, Molli sert İhtiyar hizme! — Tabil olmaz, dedi. müşler,.. “Babanızdan bir mektub var size, kapıya doğru götürmüşler... — Peki, sonra nasıl kayboldu? — Mavi Kürt'ün adamları yaka paça edip ka- çirmışlar.... — Ya kendi adamlari? — Onlar iki kişicik, Kendi hayatlarından kor. kup kaçmışlar, — Hiç seslerini çıkarmamışlar m:? — “Biz onun karısını sattık #ize, kendisini değil, demişler ama kim dinler! Ötekiler, onların ağızlarını tıkamışlar: “Bize mümkünse adamın kendisini kaçırın diye emir verildi, demişler. O anman da Kaplan'ın adamları durmayıp hemen Kaç. maktan başka ne: yapabilirlerdi ki? sesini daha alçaltarak: Kaplan'ı bahçede gör diye — Sizi bizzat kabul im madam, etmek İl rsun, j Bu alâkanız beni mütehassis ti ve maiyetinizden (sarhoş burada beni saatlerce bekleter ğını biraz olun unutturdu. sonra) — Kalenin demir kapılarma geldiği zaman gede olmuştu. Kapılar kapalıydı. Fakat iki yumruğu ile vurdu, vurdu, nihayei 1. Tek başına gel, mişti, yolu biliyordu Küçük kapı açıldı ve ihtiyar bekçinin başı göründü. — Ağı burada mı? — İbtiyarı burada yalnız, uyuyor. Moli taş kesilmişti. Demek o Seş biraz kalınca, ahengi pek ta lıydı. Ne de güzel kadındı! — Bu tahsilsiz ve kaba adamlar? ili yurdu. Ne ol- na RESEN — Nereye gitmitşi o halde? Kolonei diplomatça davran! şı önüne düştü ve kendini birdenbi- ihtiyar bir kal Ni | im Haym suçlu ka ka re son derece bitab bir halde hissetti, Yavaş sesle: — Ben içeri geleceğim, deği, Uykusuzum, Ya» tıp uyuyacağım. Mhtyar, kapıyı ri girdi. geden geçti, Tek kişiya rasgelmeği, Odasının bulunduğu binanm kapısma gelince 6 şt, Molli beygirle beraher içe. Sonra atmdan inerek yavaş Yavaş bih, — Koramin bu kadar kolaylıkla ele geçeceği- ni hiç zannetmezdim. tiğım! leri? — Öğle uykusu saatiydi, kim görür! Kapının önünde kapalı bir araba varmış, o — Beş kişiya karşı me yapabilirdi ki, Barım- — Kimsa görmemiş mi bütün bu olup biten- muştur, — Lütfi Pekâlâ, kısmı harp iç kişi de çe | gri satıcıydı., Talebenin yaş vasat dir.,, bunlardan bana ne? devam ediniz. “Lise talebesinderi bir) evvel şoför, bunları anlaya” hizmetçi kadm: gördü, Kadın pirinç çorba- Moiliyi görünce hemen kalktı ve genç hanımtına doğru koştu. — Geldiniz mi? övet, Molll anlamıştı. Bu ihtiyar hizmetçi kadın da, kaptci ân efendilerinin nerede olduğunu billyorlar- ordu. de. Arabâyn atar atmaz elini, ayağını bağlamışlar. — Peki, kim tertib etmiş bu suikasti? — Kendi adamlarından ikisi, — Çabuk gidip bu adamları bulsunlar! yok, dar! Ben evime gidiyorum, — Ne olur, bü gece gitme hanrmeğım! Yok, in iyorur — Sağlam adamlara ordu emrinde iş vermeğe karar verdiğimiz ve ev başladığımız için| Fransızlar da koca adamları lite ta” lebesi yapıp işin içinden vâ işsizlerden &. larından sir alabilirdi, kak bulmak istiyordu sira, fınt hissediyordu. Dört bir tarafında kale derin bir süküt içinde, Bir taraftan da hazin hezin bir bomboş gibiydi. akşam rüzgürt esiyordu. Melli doğru odasma gitti, yatağının baş ucun, Evvelee giderken unut- daki masanm gözünü açtı. tuğu o küçlk tabanca duruyordu orada, İhtiyar hizmetçi kadm yavaş yavaş odaya ka- dar onun arkasından gelmişti, — Ne yapmak... dedi yorsunuz?,, diye soradaktı, dı, kapıya koştu, den bir sesle: — Söyliyeceksin, dedi, kotam nerede” Elindeki tabancayla hizmetçiye nişan almıştı ve eli hiç titremiyordu. Kadn kızik bir sözle: — Yanlışlıkla kaçırmızlar, dedi. Adamları a- ak İstiyorlarmış. diyorlar ki, onu harbetmektem vaz- Sizi kaçıracaklarmış da Mavf kaçıracak- geçiren sizsiniz, Kurüa satacaklarmış. Kendi evinizden ardi sizi, trab yelişmi- yor muyi du? Behire şimdiye kadar, hatiğ annesinin ölümünü takip eden en elemli dakikalarında bile kimseden nasihat iste- Ibinin ve dimağının yarattığı larak o yürümüştü. isini ola gör söylemi” isini tama” erken kalbi: nerde, iyi at etmekte değil- . Sevgi girmemiş yuvalar kuru çöle Eenzer.,. Behireye dikkatli dikkatli bakan Nec- daş'ının kalbinden geçenleri ans — Düşündüklerin baştan başa yanlış bire. Beni Fakat sözlerime İle yükün şahıslar; düşünme, Mü- lâhazalarıma isim karıştırma, Ben ne Nihadı kötü ek niyetindeyim, ne de Necdeti, benim ablan yerinde oduğumu düşün.. Bir abla küçlik kar . deşini ne ar severse ben de seni 9- kadar sever Şimdi sen bir meseleyi halletmek istiyorsun, Bu mwelenii mallmlarını göstermek benim için bir vicdan borcudur. — Ben bu kördüğümü çözmek için Sadece Kocasmı muhak- onsuz yaşıyamıyaca. 1, “Ne yapmak isti- Fakat Molli birakma. kapadı, arkazmı dayaât ve emre, yok! Beygiri böndâ, giktir. Bunları söylerken elindeki tabancayı da beline sokmuştu, Sonra, yanma yiyocek hiçbir şey alma- . dan, beygire atladı, Babasının övine geldiği zaman gün ışmağa başlamıştı. Kapicr onu görünce gözleri faltaşı gibi Molli kigbir şey söylemeden doğru babasının odasma koştu, — Mali! Ne oldu, re var? açıldı. İhtiyar Çirlinin kızı, nefes metese: — Baba, dedi, Kaplan'a vereceğin parayı ver bana, Lâzün bana bu para. ne yemiş, ne uyumuştu. Mini başma götürdü, düşüp bayıldı. geçtiğini halırlıyamıyordu. tn şeyleri hatırladı. Kali Para lizımdı ona, hem de çi nun İstiyeceği kadar bütün adamılarmı topl rine yürüyecekti, — Gideceğim! Bir dakika kaybedecek vaktim Hayvanin yollara ayağı al, Möllinin gözleri kararıyor, başı Çoktan ağıma birlokma bir gey Eke 7 Kendini çok halsiz hissediyordu. Ne zamandanberi /- ceza... Aradaki bu fark neden? Kendine geldiği vakit aradan nekadar zaman Fakat yatağmda oturdu. k bir para! Bir ordu. büyük bir para? ak ve Mavi Kurt'un üze, demek! içeri girdi, iden Ozüst | vermek bahanesile marşını çaldırdığı için dönüyordu. koymamıştı. — Çıkardıkları gürültüye görel , — Haklısın! başka ne var? Bir za İbiti evinde barındırmak istemiyen kadın dâha mı? Ne bahane gös” Jbi tasarladığı bü- Yor. Kaplan'ın (Devamı var) — Öyleyse bü sahte talebeleri hâ-| pishaneye tıkın da akılları başları" Gidebilirsiniz dostum larr okumağa devam ede , dedi. Emlâk sahiplerin Dübere evinde Fransız milk Üç kemancıdan her birine ve piyaniste üçyüz, flütçüye| kiyüz, trombon çalana da sekizyüz — Mülâzim Kurtun eve çok sar- hoş gelip kendisine tecavüze kalktı” ğını söylüyor. Bu, onun Muhakkak olan cihet kadının Al an zabitini kapı dışarı edip sura” t | dan odaya görünmüyordu. gözlerile, önündeki evrakı İ koyulmuş gibi görünmeğe Niderstofu süzdü. Köolonelir ri pek muntazam taranmıştı. arson, # ba bu bir peruka mıydı? Di di. Kolonel, gözü gene evrakt İbir tonla söze başladı: çıktılar konser bin mark c- iddiası... KARANLIK ODADA Kadın — Asabmı teskin di kocacığım. MASAL ÇOCUKLARI HABER'IN AŞK VE HİS ROMANI: Nakleden : kafamı çok yordum. Fakat düğüm çö - #ülmedi gitti. — Evet, çünkü imtihan şaşıran taleb: gibi, yanlış kurdun ve meselenin halline bâşlıyacağını düşünmedin. -— Neclâ, rica ederim beni çocuk ye- rine koyma,. Evlenmenin ns demek ol. duğunu hepiniz kadar ben de bilirim. Senelerdenberi, günün birinde karşımı za çıkıverecek bir sevgilinin haya yaşamadık mı? Bütün konuşmalarımız tahayyül ettiğimiz güzel delikank karşılaşıverince hayatımızın nasil bir - denbirz de; ereceği değil miydi? salonunda nisbetler nereden sevecek erkeği tahayyül e onunla kar bir yıldız gibi ütünün! inanırdık. Bize öyle gelirdi ki bizi yem erkek her arzumuzu yapabilecek bir kuvveti haizdir, en ufak arzularımı. MUZA zi, en imkânsız düşüncelerimizi derhal hakikat halinş getiriverir. Meselâ on - dan ayi yere indirmesini istersek, ka » mer derhal gelin odamızın duvarına bir lâmba gibi asılacaktır. O dakikada kı - şın kutuplardanı gelen buzlu rüzgârları bile esse yer yüzünün bütün çiçekleri sevginin hararetile açılacak, buz dağ - ları üzerinde güneşler parlıyacak ve bu sihirli diyarda sonsuz bir saadet içer - sinde yaşıyacağız. Fakat şimdi senden istediğim o değil. Bütün bu hayalleri zihninden silerek bir dakika beni din * İemeni istiyorum. — Neçdetin mi #leyhinde bulunacak- sın, Nihadın mı? — Ne onun, ne de ötekinin. — Aşka lânet mi okuyacaksın? — Hatirımden bile geçmiyen bi O halde mübakkak evlerin İeyhinde söz söyliyeceksin!, — Yine hayalden hayale koşuyorsun. 15 FFER ESEN Bunlardan bahsedetek değilim.. Sözle - rimin muhakkak bir şeyin aleyhinde ol- ması sence şatlup İse, bir kelebek gibi daldan dala konmanın aleyhinde bulu- nacağım ve İstikbale alt meselelerde ha fiflikle hareket etmenin doğru olmadı » fanı isbat edeceğim. Behire gülmekten kendini alamadı: — Neclâ, eğer kadınların her şey ol- duğu bu asırda camilerde vaazeden ka- dım hatipler de bulunsaydı, emin ol, Sü leymaniye camii bile seni dinlemek koşanlara dar gelirdi. Fakat rica ede - rim, Vaazı kisa tut, burada daha çok oturacak değilim. ği — Birak evvelâ söyliyeyim.. Nasi * hatlerimi tutup tutmamak senin elin - de., — Kulağım sende, söyle bakalım. — Faküt sözlerimi kesmiyeceksin. — Bugün ns kadar geveze cidun, Neclâ ne söyliyeceksen söyle allahaşkı- a çağırdı. Bu, esmer, şık ve güzel bir genç kadındı. Korkmuş |* Tatlı ve ışık! — Vüziyetiniz vahim madam, Al hizmetçi ile beraber yalnız y# n genç bir kadının heyecanlar ı ka 1 masını tabif göm tetkike çalışan! Gülümsüyordu. Ni Bü sü tün Almanlara ve bu arada bizs# Kont Niderstola onlar mevcut Ö Hilmiş gibi, görmem ikkatle baktı, evet, yanılmamıştı. Gülümse a, seri Pekâlâ kontla konuşuyor, gülüşü yordu. FİLM BANYOSU YAPARKEN... için doktorun verdiği ilcı içme saati gö a. İşte yemin ediyorum ağzımı b çmim.. — Yalan yere yemin etme kardeşi” hiç söz söylemden durabilir misin? Si ra ağzını açar da Allah esirges çar ram, Fakat ben senin gibi değilim. Ül zun sözü sevmem. Sade hatırlatmak tediğim şu.. Evlenmek isteyen her © kek, kendi zevkine uyg İstediği b tün meziyetleri haiz bir kadın arar. kek ekseriya bu hayat arkadaşını yal) niz başina yaşı n bıktığı için »” ter. Erkeğin kadından bekleğiği « aşk değildir. Yalnızlığı ortadan kaldif”| cak, evinin işlerine nezaret edecek, # vinciyle sevinecek, kederile kederle” cek bir arkadaş ararlar. Onun için # kekler kuracağı yuvanın #paddi tar# rma çok kıymet verirler. Hayatla” madde aşktan daha fazla yer tuğar. lenmeden evvel erkek, evlenirse gi eve döndüğü zaman ateş başmda MW bir koltuk bulacağını, sıcak pantofl irip hazır sofra beş” dişünecek kadar mad . Yemekten sonra da K# sile konuşurken eli nura k deki paranın aY nazarında ka bii il çilem var”

Bu sayıdan diğer sayfalar: