July 20, 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

July 20, 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABERİN TARİHİ ROMANI. 53 Yaza Osman itimat ettiği casus- Muzaffer Muhittin HABER — Akşam Postnu İ İ | lardan( Kara Şahinji çağırttı Osman, Gregorlus tarafında olup biteni hakik; oraya derhal dan bir di. Fakat karşı Mal hatuna dahi söylemedi. Yalnız Mal hatuna şu 1 i anlamak için casuaların. v çme öndermeye karar dilşincesi- dedi, Mi Afroditi bana karşı herhangi cesaret edebi bir tezvir yapınajs gün içinde t ev korkmazlar mi7. Mai hatun asaviyetle başını sal Mad; Fakat M ele olmıyacağını da Zira nihayet her Şüphesiz! Btğirmenin kol yı sda bulunu irtikâp etse- yoları teslim çatmıştı dedi. Elbet bunu da nek ii ve Af, nin bize ihanetinde rsin, yle mi?... Tatun dudaklarmı ısırarak , di Oğlumuz Orhan “A kendisinden yüz çevirmiştir!. di, rm — Biliyoruz Osman kendi #iamlara kendisine mensub olan - İârm o itimatsızlık o beslemelerinden #ön derece hiddetlerirdi. Fakat Mal Hatuna beslediği hürmet ve emni - Yet giddetii hareket elrbeğine olmaktaydı. Hünkâr Osman, asker ruhlu, esn- İtimat ettiği a, ı ı bir azami hişmini kullanırdı. Miray hakkında yakn Müpbem ithamları tahakkuk ede . a, - ki bu meselede en sa tereâ, en acaktı, - eesayı v artık gidebileceği İMA ederek: — Her ne halse, ahvalden haber dar bulun, dedi. Dostumuz Grego- Tiüsa şimdilik hiçbir haber gönder. Mömek gibi bir tedbir eylersin.. ayağa kalktı. Başıy- ret ederek ra Şuhin) is - çağırttı, Bu a, du. Fakat iblis SİNİ bir herifti, İhtida eteişti, Hünkâr birçok cefalar Kara Şa- herifin mebaretini etlerinden dsi, len bu ibe etmiş, hizi MA son derece iş iceler almıştı. Onu kuzuruna çağırlı, Kara Şahin hünkâr Osmanın hu- Buruna girerken yer öptü. Velini - etine köpek gibi sadakat besliyen VS Canını ber an fedays hazır gibi #rünen bir adamdı. Fakat Osman onun hiçbir zaman SANI tehlikeye koymadan iş gör. düğünü de pek âlâ bilirdi. Herifin telâşla | huzurü Müstehsi bir tebessümle Yordu, girişini seyredi. > Gel bakalım. Kara Yaklaş Kara eteği Şahin... dedi hünkârm kürkünün akta elpenge divan hin ini öptü dre, Yaman kendini tutamaksızm yine Küldü — Bre Bahin!. Sen bizi bayağı Sar #ehr Keyhüsrev yerine korsür! .. muharib kimseleriz. Bu kadar SSAh ve terbiyeden hoşlanmayız!.. * ona takıldı. kararımı her ihtimale | ere. | Kara Şahin, dönerek: şahin gibi gözleri ua kur . Deyip tekrar etekle- — Yamansin Şahin!.. Gerçek bir ahin gibi insan gönlü Diye güldü. Sonra'birdenbire clddileşti. O an- da heybetli, siyah saki meşekkatlere elışnı tarsın!.. İ glineş yanığı yüzüyle yine on sene evvelki ku . ından kesilmişti — hin!,, dedi Şahin bu sesten ütredi. — Lebbeyk... Diye kekeledi Osman dişleri arasından tunç gi- al ağır bir sesle “| — Büyük hizmet zamanlarında | sana itimat ederim irsin, dedi. İ — Beli, velinimetim!. — Şimdi sevdiğim âdemlerin kel. leleri mevzuu makal olan güçlü bir mesele vardır, Bunlarm hayatları / senin dilinin ucundadır — Kerem velinimetim' uyrun, — Böyledir!,. Seni gönderce yerde doğru hakikat sa hab — Kurban olam, velinimetim!. — Hayır, kurban olacak değil - sin, fakat kurban eyliyeceksin! O. Bun için hazer üzere ve dikkatli ol- man gerektir!.. Derhal İznik tekfu. ru Gregorlus'un nezdine gidecek“ n1.. Bu sütü bozuk bize Bursaya baskm eylemek Üzere gizlice bir ha ecip ba - ? eyliyesin! biyetini öğrenip hemen bana haber İ salsrsm Kara Şahin hemen yer öptü: — Lebbeyk!.. velinimetim!, — Böyle bir hazırlık var midır?.. Maksat nedir? Bunlar hakikati Bur yı mı İstirdada mu kalkışırlar?.. çıka — Bunu harçlık odersin!, Ya YEMİŞLER | Fi Frai İsrlik eylermiş, Bunun hakiki ma - | al, Bihaser sin!, Jistediğin kişiyi işinde bir bata eylemiy Dedi ! rin keseyi xaptı ve Osmanı & tekledi Yer öptü. — Velinimetim efendim!.. Evve -| İllallah bu işin hakkından gelirim. Boynum kildan ince olsun! Dedi, — Haydi, marifetin görelim!.. Kara Şahin tekrar yer öperek ge. i geri odadan çıktı, O anda hin- | &âr Ormanın dimağmâz Miraym mukaddersu 808 cilvesine doğru yü | rümekteydi. O sıradaysa, hakkın - İ sa cereyan eden bütün bu ahval - | den bihaber olan Miray Afroditi ile İ vedalaşınış ve ihtiyar bir tum san- dalcınn kayığıyla kıyafetini değiş, k Üsküdara geçmektey- süratle tirmiş © di, Yanında iriyarı st uşağı da bir| ram köylüsü gibi giyinmişti. Üsküdarda her ikisi için iki mü. | zemmel at hazırlanmıştı. Akşam basmak üzereydi, Üsküdara çıkar çıkmaz kendile- rini bekliyen atlara atladılar ve dört nala yola düzüldüler, Miray Aehilosla İzmitte buluş - mak Üzere söz birliği etmişler, ken. disi nazarı dikkati celbetmemek İ- zin daha evvel yolu çikmişte. Miray ve köylü kryafetindeki at ağı ortalık kararmağı başlayın - ca atlarma doludizgin yel verdiler. O taribte Üsküdar « Pendik - Sa. panda şosesile İzmite giditirdi. Buralarâz konaklamak (İçin, at sök için hanlar vardı Miray 've'adamı atlarına güven - dikleri için bütün bu menzillerde konaklamaya lüzum görmeden yol. larma devam ediyorlardı. Mehtab olduğu için gecenin se.| rinliğinde oldukça muntazam olan bu şoseden rahatça yol almak müm- kün oluyordu. | Ertesi gün öğle üzeri İzmite vâsil | jel caklardı, Akşam üzeri de Achi -| Şahinin ö. fee adamlarile gelecek, orada bu - | Maama İlunduktan sonra İzniğe geçecekler. | js (Devamı var) İ t, ko rruit, As Obst | Dikenli frenk özümü iler &pinsux (ie grosel'illeraâ FiLe ÇİÇEKLİ DAL a yaprak b çiçek « diken, ibre (şevki) «4 kurd ( : le ramenau en fleurs a dan Eat b die Rlüte « der Stachel tartal) 4 die Raupe İ (forifâre) a la feville | b ia fleur e Yöpine d İs ehenille du göömâtre da Varpenteuse) du gro. seilller owering, of blosso- ming, tw tower) a the leaf b the Möwer (tha bios, sm) € the spline (pop. thorn, tbe prlekle) d the caterpillar of the | magple | 26 gooseberry ÇİÇEK / teşkil eden © te'nis uzve tiğmat) ve ları . F: la fleur a Üornire m, ig (the twig in 3 ç ler stigmatı e 2. İ: the fower som) b fthe caterpillar) b the culyx İNe b — Dünlrü sayımızdan devam — Mak -—— Yukarı kısımlar het halde iyice dönmüştür. Dün ge - i fırtınanın kıştan farkı yoktu on — Tam kutupların ge . Hava böyle mü- ce Toms sileceği mev #ait olsaydı, bizim grup da kaza - ya uğramıyacaktı. Buzl nden evvel teşekkül edince, va- purumuz sıkıştı kaldı. Halbuki bu vak . sene, bak sular ne kadar müsalt! şük bir ideal: Arzın bir u - cunu buzlar arasında baştan ba şa katetmek! Bu işe bu sene te - şebbüz eden bir kâşil varsa mu, bakkak muvaffak olur, Uzaktan ses — Hey, kimse var mı orada? 'Tomson — Bu da ne? (İkisi birden kapıya doğru gi diyorlar) Mak. — (Kapıyı açarak) İki a. dam.. Biri ölü veya donmuş (Dorton, kucağında Consonu taşıdığı halde kapıda görülür Her ikisi de otuzdan aşağı genç adamlardır. Üstleri, başları düz » gündür.) Tömson — Ne oldu? Dorton — (İçeri girerek) mü. o! İhim bir şey değil. Düştü. Başını çarptı. Biraz kanıyor. (Consonu tahta sıranın Üstüne yatırıyorlar. Mak, bir ecza kutusu ile pamuk çıkarır.) Mak — Tedavi işini Tomsons bırakın.. Bir doktor kadar nıahir. dir. Tomson — Sende misafirimize sıcak bir şey ikram et, Dotton — (Makın sobanın üs. tünden bir fincana doldurup ver- diği çorbayı iştiha ile içerek) ne iyi geldi, çok teşekkür ederim. Bize bu oyunu dün geceki fırtına oynat. Vapurumuz açıkta de - mirledi.. Biz de kayıklarla dolaşı. yorduk, Arkadaşlar adanın öbür tarafında kamp kurdular, Tipi çı- kınca, Conson ile ben bu tarafa düştük. Gece yolu bulamadık. h, şimdi hava açıldı.. Ar- olmasa, kamp bulabilecektik, kadaşımın yarası yerini kolaylıkla Plânş 39 1 A: der blühende Zweig des SL boecrspanners s mebiz (esfeli) b keis (çanak) ve onu vüreykler, tepeciği (s- terkir uzuv- Tinföre) b le calice (les folloles /., les söpeles /.) les m, (ai Centre) et les ölamines/, (the blos- a the (inlerlor) ovary (the sepals) Burada İnsan bulacağımızı doğru. #u ummuyorduk. Işığmızı görün- | ce, şaşırdık. Siz burada yalnız m orsunuz? Mak — Yazları, balı |pengeca almak için bir gemi k yağı ve rar, Dorton — Sonra, görmeden, aylarca... Mak — Yaşarız. Dorton — Ne zamandanberi? İ Mak — Tomson sekiz senedi burgda.. Ben henüz iki sene kal - dım, Dörton — Kutbu gören bir in- san, orasın; bir daha unutamaz. | Kaba, sert alev rengi ? yazlıkların arasında mavileşen ay İ ya İmehtapir gecelerin korkunç -İfecrin parlak renkleri. Asla unu - İtulmaz bunlar. ün.. Bu- sükünet 'Tomson — Bilhassa s İrada insanı en ziyade cezbediyor. Hayatın yo rap edici gürültüsünden eser yok. Sadece tabiatin sonsuz | sabrı, tahammülü, sakin, ebedi bek İleyiş! İ (Bu esnada baygın yatmakta o- İlan Conson yavaş yavaş açılır. Başı beyaz gaz bezlerile sarılmış- ter.) . Conson — Neredeyim? ne oldu, Dorton? (Tomson, Dorton ismini işi tince yerinden sıçtar. Hayret ve korku ile, o ismi taşıyan genç kâ- şife bakar.) Dorton — (Hastaya yaklaşa - rak) Korkma Conson, tehlikeyi atlattım. Fırtına da'geçti, Conson — Kendimi buzların i çinde kaybolmuş sandım. Tek ba. #ma.. Her tarafım buz, buz, buz! (sayıklar), Sana Dorton «— Yanındayım. © yor musun? Conson — Donuyorum. Dorton — Sapa sıcak bir şey verelim. Conson — (fincanı çerek) kendi kalayıp i- kendime kutupta kalsaydım, deli olurdum PLANŞ 33 YABANİ BAYIR TURPU || (hardal otu) V Fi Je ralfort sauvage (la moutardelle) , İ: the horse - radish (a picce of tho horse-radish root) , A: die Meerretttehwurzel (Meerrettiehzeke) 1 15. PIRASA F: le poireau (lo paroan, le porreau) . İ: tbe leek İsimilar, but snailer and ves ol the chive or generaliy used in the plursl ehives) « A: der Porrse witk tender milder taste: cive, KABAK (helvacı kabağı) 12. File potiron (la eitroulile) . 13 &he pumpkin . A: der Kürbis SOĞAN F: Yöignan m, G'ognon m.) | İ: the onler A: die Zericbel reiebet) (Küchen. 14. BAHANA TURPU 14. F: le ehou - 14, İ: the kohlrabi (tae tur- insan yüzü| (Tomson kulübe: 8 gider, — Kutbu şarktan gar. ek İstiyordunuz, öyle en karan « İ mi? i-İ Derton — Evet, bizimki dör « düncü teşebbüs, 'Tomson — Hepsi sizim tarafı - nızdan mu? Dorton — Hayır. Böyle bir ke- ati için ilk adımı babam ştır,. Meşhur Dorton faciast nı belki k Tomson — (Heye: duydum. Dorton — Babamı bu buzların arasında kaybettik. Geri dönme » di, bütün tayfasile beraber feci bir surette öklü, Sonra Danimar 4 kalı ve Alman iki âlim tarafından daha tecrübe edildi ama yarı yol- dan geri döndüler. Tomson — Ya siz? Dorton — Mevsim iyi geçti, tali de yardım etti galiba, muvaf- tak olacağız. Tomson — Reisiniz kimdir? Dorton — Benim. Tomson — (Genç adamın yas ama yaklaşarak elini omuzuna koyar) Tebrik ederim, oğlum, Büyük muvaffakıyet! Dorton — Taliir ettiğinizden dolayı teşekkür ederim. Bu te « şebbüsüme çılgınlık diyenler de ol du, Tomson — Ben bu aşkı öyle i- yi anlarım ki. Demek bu yüksek ideali tahakkuk ettirdinz. Çok memnun oldüm d Dorton — Garip yolda hep bu teda edenlerin r ret ve gâyret veriyorl tuhaf hislerin tesiri altında kak» Babamın başladığı bu mlâmakla onun da ruhu- | mu memnun etmiş olduğumu düşü i bilirsiniz. ) Evet BU. ir şey ama, “ yordum. merek seviniyorum. Tomson — Çok bahtiyardır, l | — (Uzaktan gelen ses KEREVİZ F 5. le c€ 5. (e persii odo- rant, le persil des marait) İ: the celerime or turhip- rooted öelery (which is vd ehiefiy for its plant whose bian- ched stalk is used in Fi: gland both a3 salad getadle is ley.) A: der Sellerle (Eppieh) common KARA LAHANA F: la bette he mangel - würze man, - wurzel) . A: der Mangold ISPANAK . FP: Yöpinard m, Ele spinach or spinage . A: der Spinat e BRÜKSEL F: LAHANASI chou de Bruxeller he Brussels sprouta A: der Rosenkohl â

Bu sayıdan diğer sayfalar: