31 Ağustos 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

31 Ağustos 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Sayfaya ait küpürler

 'Yazan: L. Busch (36 Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı, Ayinlerin bittiği akşam hemen harekete - karar...
 itle eh © /r/’x— İN SOLACAKMİI! r bir bom Jayla oyniyor! t"hekıı general Ziya Yergik'e göre: itler, Almanyanın mukadderatını
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postası Orman ınsanları arasın ER bie Nitler bir a baylaoynıyor! JE mekli general Ziya Yergik'e göre: itler, Almanyanın mukadderatını çıkmaza sokmak istemezse muharebeyi göze almaz! : a diyor ki; tek barmten korkuyor ve iğ böyle olmasaydı Na- Faşist rejimin Ocan i v saydığı Sovyet Rus. uzlaşmağa kalkmazdı. e) “lacak mı? Tübeli ve gün görmüş a8 » — İN patlak verip vermeme, TİR elinde, cevabmı verdi. itidal ile hareket et - 8 ve Almanyanm mu - © çıkmaza sokmak iste - beyi göze almaz! a, erden başka bu esi ile oynayan kim var uş ve harbe tarafter ii Mitler, kendisinin ve Al. tihin şerefini koruyacak, ak bir sureti tesviye bul - Emekli general Ziya Yergök laliterlerin alacakları neticeyi na , İsrl tahmin edersiniz? | — Deniz kuvvetleri hariç olmak ere, her iki tarafın harp vasita - için bu maniaları atlamak, harbi Alman veya Fransiz toprakların - âan birine intikal ettirmek bir iş değildir? Her iki devletin biribiriyle çar- pışması, belki uzun zamanlar tema. di edecektir. Belki de katl bir mey- dan muharebesi yapmak için, Al - man ve Fransız orduları İsviçre hu- dudunu aşmak teşebbüsünde bulu. nacaklardır. Holanda ve Belçika . nm bitaraflıklarım ilân etmelerine nazaran, tarâfeyn buna riayet ot - tikleri takdirde, akla bu sövkuleeyg ihtimali geliyor. Fakat İsviçre, dağlık bir memle - kettir, Her iki ordu için mahdut ve munyyon geçit yerleri Bunlar da tahkim eğildiği takdirde mesele yine bir çıkmaza girmiş de. mektir, kolay Vakıa, muharebe şekillerini tet - kik ederken, Almanyanm iktisadi “buriyetindedir. Fakat, bu ları hemen hemen mütevazin gibi , )bir ablukaya almacağını da düşün - 7 ti e: N İğ e eesmür ve ibramil a an ben o kanaatte . j in, 4 - 1918 savaşının sonun N T Vilhelmin başma gelen im harbin neticesinde de başına gelecektir. Hem de Ve daha korkunç bir g6- ta çü, Hitlerin, harbi göze ala. yorum. Çünkü, olmasaydı, şimdiye ka - onün faşist rejimin can telâkki ettiğini söylediği dir. Bu itibarla muhürebe başladığı lskdirde çok kanlı ve insafaız gart- İlar içinde inkişaf edecektir. O ka - İdar ki, netiecde gerek demokrat , İsrm ve götek tataliterlerin emil damağa mecalleri kalmıyacaktır. Kanaatimce, Avrupayı ateşe ve ren bir muharebe çıkarsa, ilk ön - ce Polonya ile İtalya mahvolacak lardır. Neden? Çünkü: Z Almanya, Lebistanı "Tip sü, pürecektir, 2 — Buna mukabi! İngilizler ve - | Fransızlar da İtalyayı denizden ve Ziya Yergök'e dedim ki: türlü müsteit telikkilere b YA harp ilâhı yer yüzüne krradan boğucaklardır. Harbin ilk safhasının bence budur. — Ya Almanya ile Pransanm &- kibeti? — Alman ve hudutları çelik duvarlarla, yani Majino ve i Zözirit hatlarile kapalıdır. Gerek tezahürü, Fransız Mesa, demekretlarım ve t9- | Fransız ve gerek Alman orduları! mek lüzimdır. Maamafih, Almanya nm Sovyet Rusyadan: yiyecek. pet. rol ve bam demir tedarik edebilme” #imümkündür. Bü tâkdirde, toğil terenin ve Fransanm Almanyayı de niz “yoliyle abluka altma © alranları zayıflar, Zira, bugünkü şartlar, 1914 deki hayat şartlarından bambağka bir şekilde tezahiir etmektedir. U- mumi Herpte Almanyanm yanıba, şmda Çarlık Rusyasmın düşman or duları vardı, Ve Almanya o kuy * vetlerie de çarpışmak mecburiye - tinde idi. Halbuki şimdi, karşımızda Sovyet Rusya ile analşmış bir Al - bulunuyor. Müstakbel dünya harbinde Bite , raf kalacağı anlaşılan Sovyet Rus ya, pek tabi olârak Almanyays istediği maddeleri bol böl verecek- tr. Esasen, Sovyet Rusyn icin, ak - sayı şarkta, Çin zünden (Devamı #0 mens barbi vardır, | Bunu hakikaten buraya kadar İmezdi, Pek uzak mesafelerde olan Bada-Badalar ormanlarından goril adamlarının, eline düştüğü anlaşılan bu kadıncağızın yazdı. ği taş levha herhalde parlaklı Zından dolayı maymunların dai- ima gözüne çarpmış, onu oObulan bir müddet taşıyıp tekrar yere at- miş, tekrar maymunlar tarafi lan görülüp alınmış, taş levha iböylelikle su kenarına kadar gel mişti, İhtiyar Hunadan bu malümatı | uldıktan sonra son derece heyeca na düştüm. Zira Bada-Bada deni len hakiki goril insanlarının mev- cut olduğuna, yaşadıklarına şim. di hiçbir şüphe getirmiyecek sir) vette iman etmiş bulunuyordum Sonra orada Avrupalı veya A- Imerikalı bevaz bir kadının bulun- duğunu tamamile kanaat (getir. miştim. Bu kadın kimdi? Nasl ve ne münasebetle goril adamla rın eline düşmüştü? Yazı niçin bu kadar güçlükle okunabilir şekilde titrek bir el. iyazılmıştı. Acaba bu kadıncağız İhasta mıydı? Dehşet içinde miy di? Delirmiş miydi? Acaba gen: 2ir kadın mıydı? Goril adamların arasında meyus bir halde imdat bek''yan bir kadı nm bulunduğunu öğrendiğim andan itibaren rahat ve huzurun bana ha ram olması gayet tabilydi. imdi bu ormanları (geçmemiz yalnız dünyanın görmediği en ga” rip bir insan neyini keşfetmek, ya” kından görmek merakından ibaret kalmıyor, ayni zamanda hemcinsle- rimideh biriri bu dehemterideri kür- tarmak” gibi bir insanlık duygusu da vicdanıma — Nükmelmekle bu nuyordu. Heyecanım karşımda — sersemle- | miş ve son derece ürkmüş olan ihti r Hanayı bâzı Sözlerimle taltif ve teskin ederek hemen gönderdim. Hansı aratıp o buldurdum. Hans bermutat kulübesinde ve yeni ma e berabere”. Yanıma gene her ikisi berabe- geldiler. Hansa: — Senin şu Cuamgiyi biraz sav. Sana mühim bir şey söyliyeceğim! dedim. Bunun üze: Hans kıza biraz dışarıya çıkmasını işaret etti. Kız çıkınca Hansa yazılı taşı gösterdim. — Hans! dedim, Bu yazı Mz cedir! Ve bir kadın yazısıdır. da'Bada goril adamlarının ormâr” imaymunlardan başka kimse getir; larına düşmüş, iki senedenberi çare kadıncağız orada imiş! çıldırmamışsa onu hemen (kurtar maliyız Hans alık alık bu parlak ve ağı İ şeffaf taş: elinde evirip çeviriyor: — Hayret! hayret! kaptan! di; du. Akla gelecek şey mi bu? Eğt bu mahlâklar arasına düşmüş böy“ le bir İngiliz kadını varsa hakikaten şimdiye kadar delirmiş olmalıdır.! — Hans zı gayet hata» sız, mükemmel bir ifade ile yazıl mış! Yanılmıyorsam ulak bir im 18 hatası bile yok! Aklını kaybetmiş bir kadın bu kadar normal bir ifade ve imlâ ile yazamaz! Hans atıldı: — Öyleyse daha fena! dedi. Zira henüz şuurunu muhafaza ediyorsa demek ki etrafında dehşetleri tama” mile görüyor demektir! Çektiği 15 tırab herhalde korkunçtur! Yazan: L. Busch (36 Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı, Ayinlerin bittiği akşam hemen harekete karar vermiştik da"Badalara hediye (edilmesin. n derece korkuyordu. Bunu anlayınca hakikaten yerle gök âyinlerinin bitmesini bekleme ye mecbur olduğumuzu gördüm. Hansa: Pekâlâ, Hans.. dedim, Şu mü nasebetsiz aşk sergüzeştiniz için â- yinlerin bitmesini (— bekliyeceğiimi Fakat âyinlerin biti gün, hem o akşam derbal yola çıkacağız! Baş: ka hiçbir mazeret kabul etroem! — Hay bay kaptan! i y ik evlenme âyit leri de esasen bana kabile ihtiyarla- rinin hediyelerini vermelerile fiilep başlamış bulunuyordu. Bugünden maada dört gün daha yani top yekün beş gün sürecekti Hanaların bu senelik ve en büyük Ayinleri ise dünyada (garabet ve dehşetli acaipliklerin âdeta bir meş heriydi. Onun için bu âyinleri gör müzden dolayı asla nadim de- — Zannederim, Hans! Onun için| gili burada oyalanmadan hemen hare- ket etmeliyiz! Hans birdenbire kıpkırmızı du: — Fakat yerle gök âyinini bekle- miyecek miyiz? dedi. - Bilmem vallahi.. Onu bekler sek en aşağı 5 gün daha burada kal mış olacağız Hans itiraz ediyordu: İyi ama, lâzım olan kadınları beraber götürebilmek için yerle gök âyinlerinin bitmesini “beklemekten başka çare yok! Esasen ne çıkar? İngiliz kadını bu mahlüklar arasın da iki sene durmuş, 5 gün daha du- rursa ne olur ki? — Fakat, Hans, kadın belki dur rür, ama-ben duramam! Hansıh“tekrar yüzü alt üst oldu Kuna dikkat ettim. Ayni inatçı iti- razile — Fakat kaptan! bir şey düşün müyorsun.. dedi. Tuzlu ormanlara girebilmemiz için yanımızda kadın olması lâzımgeldiğini gördük.. Şim di ise yanımızda... — Evet, tereddüt Hans! — Vallahi kaptan, afedersin a ma, ben ne bahasına olursa olsur Cuan'giyi burada bırakamam! Be raber götüreceğim! Yanımızda om dan başka kadın olmazsa bu bizim için daha müthiş olur! Zira Cuan giyi asla bu işte kullanamayız! ol 4 etme söyle sn maksadını anla”) , Hans Cuan-giya âşıktı! Onun Ba” ! Esasen evlenme vedüğün gib merasimlerinde envai rezaletler ya pan Hanaların bilhassa yerle gö! İevlendiği zamân ne büyük rezalet ler yapacakları Ardı, Hanaların bu garip bayramları nın esas nereden çıkma (olduğun 'da merak ettim. Yerle gökün evlen mesi ne demekti? Hanalar böyle Vakia bugünkü dünya yürü * Çin ve Japonların dini efsaneler de de böyle yerle gökün evim fikrine benzer bazı emareler dır. Fakat Hanalarda “iş taraar başka,. Onlarca yerle gök evvek birbirlerini tanımazlardı. Yer şiş man, tombalak, bir kızdı. o Göks mavi örtüler ş bir reisin oğlu dur. Bir gün yer denizlerde yıkann ken gökoğlu görmüş ve hemen âşı olmuş! Kıza kudretini ve kuvvetin göstermek için hemen bulutları çek miş, içinden birkaç avuç şimşek & ıp etrafa savurmuş!,. Kız şimşekle ş gürültülerinden korkup hemen kaçmış. Va, gök bu kızm güzelliğini v amamış. Kıza fena halde âş » boşuna gitmek için pek u lan yıldızları toplayarak ye rin başıma serpmiş ( Daha var) ANCA DE EDU UN 1 AA BA SEREREK ME MANEN NO Gİ NB OC GİRER “Başka sana! bilmeyiz 4, karşımızda dururken, Söylenmemiş bir masal gibi Anadolumuz. Arkadaş, biz bu yolda türküler tutlururken Sana uğurlar olsun aynı » Nİnesinin dizleri o önüne dın, önüne oturan, küçük İlden, aşağı kadar e Saçlarına baktı. Yali n inen kadin, torununun verdiği Naş yapılmış tarak lerine âçtı. Üstleri damar lenmiş, buruşmuş titrek in kirla kınla o seyrek boynuz tarağı yakalı Bi kızın sırtıma ipek ag açılan saçlarını taramağa Mir, Ya NE Nine Nine um? » Sana bir Sl. NE Durmuşlarn o Hasangil iş ii ineklerinin buzağısr” » Miş. Kederi diyeceğim İtyor yolumuz... Taruk NAFİZ — Anası ö.müş ondan. — Satıyorlar ha? — Bana,, onu alıversene, — Kız ne idecen onu?... i Küçük uz, cevap vermedi. Nine- nin çalılaşmış elleri, ve dişleri kı rik boynuz tarak, kızm saçlarım 2- cıtıyordu. T-kat Zeyr nin o sırada okızdırmaktan korkarak 3 şey söylemiyor, yalnız, inilüye senzer, sesler çıkarıyordu. Bir ilkbahar sabahıydı. Göğe se- ılmış bulutlardan sıyrıan güneş, yeni çiçeklerer ağaç'ızı, ekilmek i- çin sürülen toprağı, yeşil düzlükle- ri, tarak ışıklıyordu. — Ben dedim ki, nineme deyive- reyim. Belki alırız. O da, Ayşe ni nenin parası vardır dedi. Ayşe ninenin, kızın saçlarındaki elleri biran duraladı. Doğruyu : leyip kızı üzmek, yalanla onu ümit lendirmek iste Y Dedi, İ koyuldu. Yazan: CAHİT UÇUK -—i— Dün başladığımız edebi roma- nın bazı taraflarının okunamaz hulegirdiğini görerek, İlk par, Alır miyiz nine? Lohusa döşeğinde al basup ölen: kızından kâlan torununa, bir cm srmesi kalmıştı. Küçüğü (binbir türlü zorlukla çarpışarak, ön İki ya şma getirmişti, Onun uyanmağa yat kadınlığını evle yetiştirdi ti bir Fdanın büyümesi. dal budak) çiçeklenmesindeki| vermesi, seyilir seyrediyordu. Onun, par da gördüğü kırmızı cam bilezikleri wabismesi. komşu kızlarının giydiği Tenedeki sacları taramağa | dalir basma bir entari yapabilmesi) benizli y sayı buğün burada tekrar cdi, yoruz, Roman 8 inci sayfamız- da devam etmektedir, İaltın Jira asabilmesi için; da anasından kalma her ş i mış hattâ öl , dirimlik | sakladığı bi * aç kuruş lira çeyreği ni bile bozdurmuştu. Zeynebin ince bac.dari uzaya K dolgunlaşıyor, düz kalçaları arlaklaşıyor, allı basma O entarisi- iki yanımı hafifçe (o kabartıyor- im. Kızın badem biçimi çekik kara şözleri, kirpiklerinin o altında bir *uhal bakmağa başlamış, buğday vakit kerane var. Saçları, hemen, birdenbi kadar az bir zamanda uzamış kalçalarına inmişti. O yaştaki kız- ların saçları on ör iki bölük olduğu halde, Zeynebin tam otuz beş sayı hıyordu. Kortukomşu delikanlılar, değir mene un övütmeğe, veya pazara gi” derlerken, Ayşe nineye uğruyt değirmene gide: işi olup olmadığını sor: yorlardı. Bu esnada gözlerini Zey nepten ayırmadıklarını ihtiyar ka- dın seziyor, kızın, gün geçtikçe, $ pilip büyüdüğünü ve bir gün gelin edeceğini, onsuz kalımca boşa” lan onunla beraber tniı giden şayışını, dalgın dalgın düşünüyor- du. — Nine haydi bölüklerimi ör.. İhtiyar kadın, torununun gün Şr ğı gibi sıcacık sesile ürpererek, ayık Elleri usta hareketle oynuyor, parmakları, bir ipek çilesi çözer gi bi saçları hesaplıyarak aymıyor, & yordu Kaç bölük olacak nine? Ayşe ninenin, yumusak kırışıklar denecek | gözleri parladı. onul yar| Dudaklarının ke narlarında Zeynebe bakarken, kız , dinlerken, onu düşünürken Çizile gülüş çizgileri ge: i — Bir, iki, üç... diye, yavaş Ses le otuz ilçe kadar saydı. Örülmemi saçları eliyli Iryarak hesapladı - Bugün, her zamandan ince Ö! .İdüm Zeynep, otuz yedi olacak... Küçük kızm omuzları bir sevin i peri) sile tyedi, Ninesinin. sesim” | rüşleriz! kızın yüneğine ümit ışıklar yığıyordu: — Nine o buzağiyi alacağız değ le söylüyordu: Görsen nine, derisi dile gibi, hem de kapi rının içi ba çiçeği gibi penbe Kulakların ortasında mantar ucu gibi iki tane boynuz ucu çıkmış Durmuşların Hasangilin karısı, © nu çullara sarmış, ocak başımda 8? k yor. Hasan sm olen saklardım. olmazsa pa tarım. ra götürür kasaba sa boynuna bir dizi mavi boncukla bir gülerken söl yanağı çukurlaşıyordu. | arasındaki kirpiksiz, çerçeveli, kara (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: