8 Mart 1920 Tarihli İrade-i Milliye (Sivas) Gazetesi Sayfa 2

8 Mart 1920 tarihli İrade-i Milliye (Sivas) Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Paşa Kabinesi'nin vicdan-ı millide açtığı cerihayı taht-ı tezeyyüd ve tedavisine alan Rıza Paşa'nın düvel-i i'tilafiyenin mahall-i haysiyet ve istiklal tazyikatına tab-aver mukavemet olamayarak istifasını ma'atteessüf haber aldık. Makam-ı hilafet-i hümayunları etrafında yekdil ve yek-ahenk olarak istiklal ve masuniyeti şahaneleri ve tamamiyet-i memalik-i Devlet-i Aliyeleri için bezl-i hayat eden teb'a-i mülükaneleri düşmanlarımız tarafından idare idildiğine şübhe itmediğimiz tertibat-ı nifak-cuyane ve ihtilalkaraneden zaten müteessir olduğundan hAdis olan buhran-ı vükelanın sür'at-i mümkine ile zevalini ve amal-i milliyeyi bihakkın tatmin idebilecek bir kabinenin mevki-i iktidara es'adını muntazırdır. Meclis-i millide haiz-i ekseriyet olan grubda tekasüf eden amal ve temayülat-ı milliyenin taraf-ı şahanelerinden mazhar-ı himaye olacağına bütün teba-yı hümayunları gibi heyetimiz de emindir. Ancak dahili ve harici bin türlü ihtirasatın galeyanıyla sükun ve selametimizi tehdid eden vaziyet-i hazıranın ıslahına kanaat-bahş olamayacak bir kabineye teb'a-yı şahanelerinin tahammülü kalmadığından tarih-i Osmani'de tekrar itmeyen vakayi'in hudusuna meydan açılmış olacağını mukteza-yı hamiyet arz ve tazarru iyleriz. Ol babda ve katibe-i ahvalde ferman. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Sivas Heyet-i Merkeziyesi Namına Halis Turgud Belediye Reisi Abdullah Müfti-i Belde Abdurrauf —∼«»∼— Meclis-i Meb'usan Riyaset-i Celilesine; Haysiyet-i milliye ve istiklalimizi mahal olarak düvel-i i'tilafiyenin vaki' olan tazyikatıyla kabinenin istifasını maatteessüf haber aldık. Hakimiyet-i milliyenin tecelligahı olan meclis-i millimizin amal ve metalib-i milliyemizi te'min ideceğine kanaatimiz ber-kemal ise de düşmanlarımız tarafından ihzar idilen tertibat-ı nifak-cuyane ve ihtilal-karanenin efkar-ı umumiye-i milliyede hasıl eylediği galeyanı teskini ve vakayi-i müessifeye meydan verilmemesi için buhran-ı vükelaya sür'at-i mümkineyle nihayet verilmesi lazımdır. Ancak teşekkül idecek kabinenin meclis-i millimizde haiz-i ekseriyet olan grubun mazhar-ı itimati olabilmesi ve vicdan-ı milliyi ceriha-dar eden Ferid Paşa ve emsalinin kabine teşkiline memur idildiği takdirde tarih-i Osmani'de mevcud olmayan vakayi'in hudusuna sebeb olacağını ve böyle bir kabinenin milletçe mata' olamayacağını selamet-i milliyemiz namına arz iyleriz. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Sivas Heyet-i Merkeziyesi Namına Halis Turgud Belediye Reisi Abdullah Müfti-i Belde Abdurrauf —∼«»∼— Meclis-i Meb'usan Riyaset-i Celilesine; Avrupa devletlerinin mütarekeyi müte'akib takip eyledikleri siyasetleriyle tahakkuk eden felaket-i müdhişenin karşuşunda millete terettüb eden iki vazife kalmıştı. Birisi ihzar idilen avakibi, mağlubiyetin bir netice-i zaruriyesi add iderek ve her türlü mukaddesatın ayaklar altında çiğnenmesine tahammül eyleyerek bir vaz'-ı miskinane ile hoş görmek diğeri de reva görülen zalimane tarza layık bir millet olmadığını her vasıtadan bil-istifade aleme ilan eyleyerek tarihinin şerefi ile mütenasib bir hakk-ı hayata malik olmayı te'min eylemekdi. Milletimiz şıkk-ı saniyi kabul eyleyerek bu gayede vahdet ve tesanüdünü gösterdi ve siz vekillerini de bu emniyenin husulü için her türlü müşkülatı iktiham iderek ve en büyük fedakarlık ve salahiyeti de vicdanınıza itimatla size tevdi' eyleyerek tevkil etti ve gönderdi. Meclis-i millimizin nasıl bir muhitde bulunduğunu ve tarz-ı mesa'isinde uğrayacağı müşkülatı tegafül itmiyoruz. Fakat mukadderat-ı milliyemizin bir tarz-ı mes'ud ve matluba irca'ı içün icab iderse hayatınızın bile feda edilmesini bekliyor ve itimat idiyoruz. Buna mukabil milletin de sizlere bütün mukaddesat ve mevcudiyetiyle mesned olduğunu bir daha tekrara lüzum görmüyoruz. Zira Allah'ın birliğine itimatı kadar la-yemut olan azm-i hayatı sizlere bahş-ı iman etmiştir. Bu vaziyet karşısında o muhit-i mülevvesin ruh-ı Bizans'ı ihya eden tohm-ı nifakına ve Allah muhafaza buyursun netice itibarıyla mucib-i kıtal olan mesa'i-i mel'unanesine neden meydan veriliyor. Otuzbir Mart hadisesini ihzar eden Cemiyet-i Muhammediye'yi daha feci' ve kanlı bir anarşi vücuda getirecek Cemiyet-i Ahmediye mi olarak istihlaf idiyor. Bugün hakk-ı hayat mevzu-ı bahisdir. Hiçbir cem'iyet ve fırka bu milletin yaralı kalbinde yer tutamaz ve böyle bir istinada zahib olanlar aldanıyorlar. Milletin vahdetini ihya idecek herhangi bir tarz-ı hareket hıyanettir. Milletin hakk-ı hayat ve istiklal hususundaki azm-i la-yetegayyürü karşısında inkisar-ı hayale uğrayan düşmanlarımız bir iki vatansızları para ile kullanıyorlar ve kal'ayı içinden fethetmek emel-i hamına çalışıyorlar ve düşünmüyorlar ki milliyet asrında milliyetperver olmayan bir iki derbederin bu millet arasında yeri yokdur ve olamaz. Heyet-i muhteremelerine tevdi' eylediğimiz salahiyeti isti'mal edip hükumet nezdinde teşebbüsat-ı ciddiye ve seriada bulunarak bu gibi makasıd-ı mel'unaneye cür'et edenleri hemen pençe-i kanun ve adalete tevdi' ettirmenizi ve netice-i mesa'inizden heyecanda bulunan efkar-ı umumiyeyi tatmin için malumat vermenizi selamet-i milliyemiz namına rica ve istirham iyleriz. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Sivas Heyet-i Merkeziyesi Namına Halis Turgud —∼«»∼— Dersa'adet Heyet-i Muhtereme-i A'yan ve Meb'usana Mondros Mütarekenamesi'nin imzasından bir müddet sonra feshedilen fakat müddet-i kanuniye-i muayenesinde ictima'a davet olunmayan Osmanlı kuvve-i teşri'ası bugün hakimiyet-i milliyenin kuvvetiyle vazife-i meşrutasına başlamış bulunuyor. Yukarıda işaret eylediğimiz fasıla-i meşrutiyetde zimam-ı idareyi der'uhde eden heyet-i vükelanın milleti bir istibdad-ı mutlakiyete sevk etmekde olduğu görülmesi üzerine hükumet-i meşrutiyeyi muhafazaya azim ve kadir bulunan Türklerin en yüksek sada-yı haklarıyla Osmanlı hükumetinin bir idare-i meşruta altında ancak yaşayabileceğini Avrupa, Amerika ve hatta bu suret-i idareye yanaşmak istemeyen vükelaya anlatmış ve maksad-ı meşru'unu bugün sizleri vazife başında görmekle bahtiyar olarak istihsal eylemiştir Cemiyetimiz işte bu fasıla-i meşrutiyetde mevcudiyet-i meşrutiyet olarak fa'aliyete başlamış bulunuyordu. Fakat bugün o meşrutiyetin erkan-ı aslisi bulunan vükela-yı millet vazifeleri başına geçdiğinden cem'iyetimiz hayat-ı meşrutiyet hükumetden artık emin kalmış ve azmini hükumet-i meşrutiyenin kendisine vuku' bulacak emr-i teklifi icraya hasretmiştir. Heyet-i muhteremeleri böyle bir iman ve azm-i kavi ile mücehhez ahaliye itimat ve istinad iderek şu vahim dakikalarda ahaliye sükunet ve inşirah bahşedecek icraatda bulunarak ve birtakım ihtirasat-ı şahsiyeye kapılarak zıddiyet ve münakaşa ile vakit geçirmeyerek itimat-ı milliye layık bulunduğunuzu bize göstereceksiniz. Cemiyetimiz: 1- Felaket-i milliyenin temadisine badi olanların 2- El-an fukara ahalinin kanını emen muhtekirlerin bir an evvel tecziyeyi icab eden kavanin-i adalete ahalinin muntazır kalmış bulunduğunu heyet-i muhteremelerine arz ider. Adalet-i mutlaka Cenab-ı Hakk'a mahsusdur. Fakat heyet-i teşri'iyemiz kuvve-i icraiye üzerindeki haklarıyla bu adalet-i mutlakanın etrafından ayrılmamalıdırlar. Şu amal-i milliyeye ilaveten sulhumuzun akdi zamanının takarrübü münasebetiyle cem'iyetimiz sulh hakkındaki nokta-i nazarını ber-vech-i ati heyet-i muhteremelerine arz ve tafsil itmeyi milletin pek meşru' bir hakkı, cem'iyete düşen bir vecibe olduğunu derk iyler. Şöyle ki: Cemiyetimizin nizamname-i esasisinde de sarahaten mestur olduğu üzere mütarekenamenin hin-i imzasında devlet-i Osmaniye'nin taht-ı hakimiyet ve idaresinde bulunan memleketler Osmanlı mülküdür. Osmanlı milletinin malıdır. Tarih-i imzadan sonra hangi hükumet tarafından olursa olsun vaki' olan işgaller kava'id-i harbiyeye, hukuk-ı beynelmilele tamamen mugayirdir. Binaenaleyh fuzulidir, haksızdır, zalimananedir. Cemiyetimiz bu işgalleri düvel-i i'tilafiye mümessilerine karşı mükerreran protesto eylediği gibi ref'ine kadar da protestodan geri durmayacakdır. Sulhumuzun esna-yı müzakeresinde Osmanlı milletinin mesele-i hayatiyesi olan bu esasa mugayir hiçbir şey kabul edilmemesini ve aksi halde daha birçok seneler sulh ve müsalemet-i alemin teessüs idemeyeceğini nazar-ı dikkate ve hamiyetinize arz ile beraber hükumetimizin de nokta-i nazarına muvafık olduğunu zann ettiğimiz şu talebimize tekmil mevcudiyetinizle zahir olmaksızın kuvve-i teşri'iyemizden istirham ve ihtiramat-ı mahsusemizi takdim iyleriz efendim. Sivas Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti ————❖———— Düvel-i İ'tilafiye Mümessillerine Uhud-ı mütarekenin eylediği te'minat-ı düveliye üzerine silah mukavemetleri teslim ettikden sonra hiçbir hak ve sebebe müstenid olmaksızın Yunanlılar İzmir gibi muhteşem bir medeniyetgahımızı kan ve ateş deryasına boğmak suretiyle tahrib ve Adana, Maraş, Urfa, Birecik, Ayıntab gibi beldelerimizi aynı akıbet eylemeye ma'ruz bırakılmak üzere İngiliz ve ahiren onu istihlaf eden Fransa'nın işgal eylemesine alem-i medeniyet acaba müteessir olacak kadar hiss-i insani ve me'aliyatdan tecerrüd mü etmiş yoksa düvel-i galibenin vaziyet-i mütehakkimenesindeki haşyetle izhar-ı teessüratına kudret-yab olacak derecede cesaretini mi kaybetmiştir. Çünkü bu tecavüzat-ı ahd-şikenane sırf bir işgalden ibaret kalmıyor. Tahatti idilen mahallerde Fransa generalleri hükumet-i Osmaniye'nin en büyük memur ve mümessilleriyle erkan ve eşraf-ı mahalliyeyi nezdine celb (!) iderek idare-i hükumetin kendilerine terk ve tevdi'ini (?!) teklif ve bunları tevkif ile şehri bombardımana başlamak gibi kanlı bir mücadelenin kapılarını açdıkdan sonra her nev' esliha, bomba ve mitralyöz gibi efvah-ı nariye muhribe ile techiz eyledikleri Ermeni haşerat-ı bağiyesini sekene-i İslamiye üzerine sevk ve teslit iderek müdhiş bir katli'ama tasaddi ve efrad-ı İslamiyeyi de şu ta'arruzat-ı hunrizaneye [yirminci asr-ı medeni?!!] karşı hayatından başka yurt ve ocağı, namus ve mukaddesatını muhafaza kaydıyla müdafa'aya mecbur idiliyor ve daha bu kere Ermeni kıta'at-ı müte'arızasına o mütemeddin generaller, kuva-yı külliye ile mu'avenet ve muhannik gazlar neşreden toplarla memleketi zir ve zeber edip nüfus-ı İslamiyenin bakiyetü's-suyufunu böyle hak-ı helake seriyorlar. Sıbyan ve nisvan gibi ma'sumin-i İslamiyenin bila-tefrik binlerce eşkali şeni'ada ifna edilmelerine sebeb sırf mugayereti diniyelerinden başka bir şey değildir. Şu delail-i adide-i fiiliye irtikabı öyle kanaat-bahş olmuştur ki Fransız kıta'at-ı işgaliyesinin ayak basdığı memleketlerimizde Ermenilerin telkih eylediği fena bir ta'assub-ı Hrıstiyaniye ile tek bir neferi bırakılmamak üzere nüfus-ı İslamiye kahir bir imha siyasetine tabi'dir. Şu mukaddes vatanımızda binlerce Müslüman'ın Ermeni ve Fransız kılıçlarıyla akıtılan hun-ı ma'sumanesinden teşkil idilecek elvah-ı fecayi'le Fransa medeniyetgahında yirminci asır namına bir resmi tetevvüc-i salib icra idilecekse bu manzume-i vahşiyaneyi kürre-i arz üzerindeki bütün alem-i medeniyetin üç yüz milyon nüfus-ı İslamiyenin nazar-ı intibahına vaz' etmekle beraber muhakemesini de tarihe terk idiyoruz. Garipdir ki Fransa'nın Tan gibi bütün alem-i medeniyet nazarında mazhar-ı itimat olmuş nim-resmi bir gazetesi bile bu taarruzat-ı hunharanenin (Maba'dı üçüncü sahifenin üçüncü sütununda)

Bu sayıdan diğer sayfalar: