27 Aralık 1934 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 3

27 Aralık 1934 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İMLER | Biz nedlefi kendi- mize benzeriz ? Receb Peker İstanbul U- hiversitesinde verdiği dersler. den birinde oluşlarını anlatırken bizim ken- p benzediğimizi” tekrarla oder bakımdan gerçek olan bu in inancın, üniversite kürsüsün- ği söylenmesi vE acunu için değerli bir kazançtır. Bu, İstanbul Üniversitesinin bir konu üzerinde çok, pek çok şey- ler bulabilirler. Bizde çalışıldığı bir görüş var- dır; — Fransada, İngilterede, sö- Zün kısası batı Avrupasında olan eyler bizde de tıpkısına yapıla. T. 1839 Tanzimat günündenberi Üzerinde Avrupa mari lünce inamılır. Düşüncelerimiz ona göre bir saat gibi ur, inceler yüz yıldır Paris aya- işlemektedir. yalnız Avrupaya benzemek mi Avrupa tut; ları değil, uslu düşünceli, bilgin sayılan lekesiz a boynu- ha ip takılmış bir kuzu gibi ardı wra sürüklemektedir. imdi onu arıyalım. Avrupa tutgunlarını şöyle bir bırakalım. Onlarınki mo- enin başka bir şey de- dü Bilgi yönünde bizi Avrupaya Mika seke ek etmeği ileri süren- lerise yanlış bir ri tasnif ) yüzün - en bu yanlış verimlere kurban *luyorlar. N Onların elinde ölçü olan bil- ti, Avrupanın batı yönündeki u- tarar geçirdiği siyasal ve soy- Ni oluşlardan elde edilmiş ve- *imlerdi dir. Bu verimin bizde de olduğu tib; yaşayacağını sanı bi: erikin kaynakları ile batınal ül. lerin tarihini biribirine ka- trmaktır, vrupasında- N pe toprak derebeyliği re. r yavaş yavaş çıktılar. Sorak « derebeyliği ülkü bakı- andan; d A — Sınıflara bölünmüş a- e ei ir yaşayışa da ig oprak dia işinden an (ulas) birliği bizim im- yor yıkışu a doğan Mi, birliğinin tıpatıp örneği de- derebeyliğinde her al kendini derebeyi yapmak Meğer Bundan, kaynağını kurumlarından alan Derebeyinin sonsuz er imrenen ve onu Eği vi ie — Meg ii cilik düşün- yy canl Me konomi . bakı- gg toprak derebeyi ya - Vi ii. kapitaline el atan “rın türemesi onların inn sl fee Bali ç 4 al zanda analar —nalinme-be 3 — KURUN 27 Birincikânun 1934 sm İnsanları İasırlaştırıya lüzum yok! Bay Mazhar Osman dün dertli adamların kısırlaş- tırılması mevzuu etrafında bir konferans verdi Üniversite ( profesörlerinden bay Mazhar Osman dün akşam fen fakültesi konferans salonun - da kısırlık hakkında bir konferans vermiştir. Türk fiziki ilimler ce - miyeti tarafından tertib edilen bu konferansı bay Mazhar Osman Hem türkçe, hem fransızca ola - rak vermiştir. Konferansta o birçok ecnebi profesörler pek çok kız veer kek Üniversite talebesi bulun * z .B ZE yı ilmi, ede olduğunu söyledik - - ten sonra demiştir ki: ada beynelmilel bir kongrede kısırlık meselesi kaşa edilirken geçen yıl Alman - yada insanları zorla kısır yapmak hakkında bir kanun çıkması bom- ba gibi patladı. Kısır yapmak yir- mi senedenberi münakaşa edil - mektedir. müna- Hattâ Amerikada tatbik bile edilmiştir. Amerikadaki kısırlık işlerine Avrupada pek alâkadar olunmazken OAlm öyle bir kanun çıkması büyük bir alâ - ka ile karşılandı. Eskiden bu iş bir tedavi diye, güzel nesil yetiş - tirmek mi şahsın ihtiyarma bırakılıyo; imse onu bir zu - lüm rüya bede Halbuki 1933 Alman Mn bundan a ç ATMANYAĞA ahlâki ak mi mali adama ka - Mağazalar Kapanma saatlerinde ları bellidir. Daimi encümen yap- tığı tetkikat neticesinde, akşamla- rı saat on dokuzda kapanan dük- kânl heri şamları saat yirmiye kadar, Cum- huriyet bayramı ile senebaşların- ve senebaşlarından vermiştir. bu Ni itibaen edi ne cektir. Teller niçin kopu or? Elektrik tellerinin zaman za - tuğu, bu yüzden tramvay seferlerinin durduğu yazılmaktay- dı. Belediye bu hususta tetk'kat yaptırmağa karar vermiştir. Mazhar Osman nun dahilinde yapılan bir ceza - dır. Ahlâk mefhumunun sahası geniştir. Almanyada hı itmi - yen çapkınlar ahlâki ve tenasüli suç işliyenler, suçlu sayılanlar a - eli ir yle ezâsının kaldırıldığı bu ee bii memleket - lerde kaarlığı ai ceza diye koymak ne derecye kadar doğru- d ur? Kısırlaştırma ve hadım etme beşerin tekâmülü düşüncesile son yirmi senede ciddi olarak düşü - seller. Hele akıl hastalıkları- nın günden e artması ve bu hastalıkların irsi olması, ruh he - kimlerini, hükümetleri çok düşün- edir.,, Bay Mazhar Osman bu mevzu Soyadı alanlar Harb Akademisi film ekme merkezi lâborai Rıdvan “Nart,, kâtib Bay Şahin “Gürol, o kâtib Celâl “Kaplan,, kâtib Bay Osman “Ay. km,, itiki si Sabri “Ükten- berk,, kâ Cemil “Türk,, kâ- tib Bay Cemal “Yegin,, kâtib Bay Rıza “Yurtgan,, polis Bay İsma'l “Ugur,, Üsküdar kazası nufus me- muru Bay Salih “Dinç,, kâtibi Bay Necdet “Sak,, Fener merkezi ü - çüncü komiserlerinden Bay İzzet “Bal,, Taksi murlardan 888 No. Ir Bay Med ye ve amcası oğulları Bay hmed ve Bay Muhidd'n “Esmer,, İstanbul kumandanlık baş heki - etrafmda spy kei rk kre den, veraset kanunlarından, ab - ”. hükü: iri verdikleri zararlardan, hapishanelerdeki mal irem yüzde kırkınm a - kıldan zayıf Di can bah - setmiş, akıl zaifliğinin insanlık cemiyeti için en mühim bir belâ, ve sefaletin anası olduğunu, Ame- rikada beş yüz elli bin abdal bu - lunduğunu istatistiklerin göster - diğini anlatmıştır. undan sonra nesilde ıstıfa yapmak için âlimlerin reel - A diğini bg zi hadım edilenler- ii örülen vücut kusurlarını say- e aralık demiştir ki: — Adliye kuvevti vasıtasile insanları zorla mahküm etme! ne demektir? Veraset azlriyele ri her gün an sn Ri ve si- yasi suçluları kısı et - mekle bkemindar secili hik de birer harem ağası ol orduları mı — sı, evlenmeden evvel kadın ve er- Heğini iyice muayene edilmleri yi müsaa, ndan sonra izdivaca edilmesi lâzımdır.,, Bay Şükrü Kaya Iç bakanımız Fırkada ve Belediyede İç İşleri Bakanı Bay Şükrü Ka- ya dün saat on beşte Vali ve Be- lediye Reisi Bay Muhiddin Üstün- dağ ile beraber C. H. F. İstanbul vilâyet merkezine gelmiş, fırka vi- lâyet idare heyeti reisi Dr. Bay Ce- mal Tuğa ve arkadaşlariyle görüş- müştür. Bay Şükrü Kaya sonra beledi- yeye g tmiş, belediye reisinin oda- smda bir müddet oturduktan son- ra Toplantı halinde bulunan dai- mi encümen çıkmıştır. Bay Şükrü Kaya belediye bütçesi- :h J atm 3, ». ça. lışması etrafında malümat almış, bir iile sonra belediyeden ay- rılmı a Di randevü evleri Sa ta içinde şehrin başka baş- ka denlemini beş gizli randevü evi ortaya çıkarılmış ve kapatılmıştır. ii Halkevinde r ihtifalinde bulu- nanlar, KONSER 2 — lie ALADA yeni aza gbi tarafından bu bir görünüş. | İ Görüşler Hangisi üstün: Faşistlik mi, Nazi- lik mi yi faşizmi ile Alman le oldu. Tan ritmi irem e ki hususi muhabiri bu münakaşa- larm dikkate değer işi gâ - zetesine bildiriyor. Muhabir diyor bulub çıkarıyorlar. risalesi, “faşizmin adımda bir kitab Sami Eşim adi: birinden söz açarak bu me - seleye dokunuyor. Mecmuaya Tuna ve Balkan siyaseti işlerin - ki beceriksizliğini'- söyliyerek kapalı sözlerle bir Alman ittiha - dımı anlatmak istemiştir. Bundan başka faşi ile a ğin esas prensiplerine do min on dokuzuncu ası reket all e medeni - - e göre pek ger kaldığımı söyleikliüdir. Nazilik ise, onun görüşünde, asri, geniş ve tam bir hi elin ir, İta salesi ei aksini iddia iğ diyor ki: “Naziliğin umumi olabilmesi doğru değildir; istidadma göre kurulmuştur, O halde yalnız Almanlara ve Al - man toprağma bağlıdır. Nazile - ira ırkm gösterdiği kabili - yet İsa doğumunun yedinci ve se- bulunuyor.,, Kısası şudur ki her iki tarafm da mantığı eksilmiyor. Afari Es - terinin makalesi de bu cümlelerle sona eriyor: “Faşist medeniyeti nazilerin - kinden on bir asır evvel ba aşlamış- tır. Nasıl ki faşistler, rip. on bir yıl önce siyâsi kudrette mu- zaffer olmuşlardır. Nazilik er tabii, fikri değildir. Bilâkis sun - idir. Bir nevi tesviye ve taklitten ibarettir.,, Numaralama işi İstanbulda yapılacağı yazılmış olan numarataj çalışmalarına baş- lanmıştır. Her mmtakada ikişer memur dolaşark evlerin kat sayr- işin az zamanda neticelendirilme- si bildirilmiş olduğundan, memur- lar, mümkün olan hızı göstermek. tedirler. a Bi aliyi binme imtihanı Bisiklete binenlerin imtihan e- e bildirilmişti, İmtihana, b rar verilmiştir. müracaat edenler, şimdiden imti- hana kabul edileceklerdir. a mma Tayyare madalyaları Tayyere emiyetine paraca yar- dımda bulunan altmış Ermeni wddaşa bugün Vali ve Belediye Reisi Bay Muhiddin tarafından altın, gümüş, bronz madalyalar verilecektir. — Türk ir

Bu sayıdan diğer sayfalar: