28 Aralık 1934 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6

28 Aralık 1934 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ey > EE ZA a ÜLKEMİZ DERİ Mnike kaplıcaları gün- den güne imar görüyor Gemlik, (Hususi) — Yalova ve Bursa başta olmak üzere yurdu - muzda, romatizmaya, başka has - talıklara yarıyan birçok kaplıcalar vardır. Geçen sene gerken tetkik- ler neticesinde Armı aplıcala- rınm kalp, damar miniş ibi has- talıklara yaradığı orta; tır. Bunun için birçok alma başa İslanballan da Silen ştır. Armutlu Gemlik Moyunla Mu - danyanın karşısında sevimli, iyi bir nahi; 'kezimizdir. Burada bir otel; bir lokanta, yapıldığı gibi iç yolları, iyi suları, yaltırak (elek trik) kolları da başarılmak yolu i- t le nahiye güzel bir düzene konul- muştur. Telefon ve telgraf işleri de onarılmış, düzenlenmiştir. Ayrıca Gemlikten Armutluya kadar oan uzun 41 kilometrelik yolun onarılmasma çalışılmakta - dır. Bu yolun 33 kilometresi bit - lar doğruca Armutluya varacak - lardır, Hem Gemlik koyunun gü - zel göreneklerini d. k vara- caklardır. Bu yolun tez günde biti- rilmesine fen memuuru Bekir Sıt- Derin gece, gündüz uğraşmak - adır. Ülgen Amasya belediye işleri Yeni reis Bay Celâl'in sözleri: Para su, elektrik, ç masyanın yeni np reisi sai Celâl, oranın Dd işl eri hak - kında şunları söylemiştir: — İmar işlerine çene önce belediyenin mali kudreti göz önünde aci ii — betin ve tasnif dan şimdilik esaslı bir sün ve mesai progarmı tanzimi ile iştigal etmekteyiz. Belediyemiz dap istifade edi - lebilecek bazı varidat membaları vardır,"Yeni sene bütçesi ve vari - dat tarifeleri tanzim © olunurken bu membalardan dahi istifade o - lunması lüzumü ne arzedilecektir. Memleketin su, elektrik, Kaldı- lediye meclisi - | kaldırım... lâka ve ciddi o gayretin, hayırlı muvaffakiyetler temin edeceğin - den şüphe edilmemelidir. e 1 i bilhassa gençlere: birdenbire par- mi o nisbette çabucak söneceği bir faaliyet göster nin âti iy daha iyi ve hayırlı bir hareket mı ve esasen pren - sihimizin bu yolda olduğunu anlat isterim. Eşek sıpasını niçin kesiyormuş? “ İzmirde Sinekli civarında bir Kasab b keçi eti yerine satmak üzere | si kararlaştırılmı Karakolda Adam döven onbaşı tevkif edildi irde jan, a kolunda birkaç kişinin dövüldük - leri müddeiumumiliğe Ömer imza- li bir istida ile ihbar edilmiş, bu - un üzerine müdediumumi mua - berileri bereli olduğu halde bekle- diklerini görmüştür. Bay Raufla birlikte karakola gitmiş olan Bu - ca belediye doktoru Bay Fehmi ve doktor Bay İzzet nezarethanedeki dört kişiyi muayene etmişler, Ö - mer ismindeki şahsm dövüldüğü ve bunlardan İsmail oğlu İbrahi - min de dayak neticesi olarak ku - lağınm zarı patladığı tespit edil - miştir. Bundan başka dayakta kullanı- lan sr da by edilmiştir. enler geçenlerde Kan çeş- mesi ir hanende kadmları getiren arabanm yolunu keserek bir kadınm mantosunu yırtmakla maznun ol ir, Maznunları döven karakol ku- mandanı Hasan gün aelliyeya verilmiş, ve PE Üçem ik kif pe 2. geri Karamanda Atatürkün heykeli 8 Karamanm 'ortasındaki park ” | yeniden düzeltilmektedir. Buraya Atatürkün bir heykelinin dikilme - ıştır. Hazırlıklara başlanılmıştır. Bir motör battı Bartında Koca Hüseyinin mo - törü, ceviz kütüğü yükü ile İstan- tn siler Kefken civarmda —pıvg . Tamma dahil olan ei, | iş- lerdendir. Her biri büyük masraf - lara kısa ğer taraftan eğen bulun - makla meşgul iel vaziyetinden ve a- tisinden ümit var ol hiçbir sebeb zanm deruhte ettikleri belde vazi. felerine karşı gösterdikleri sıkı a- sini yakalamada giden pa takib murlarınm önünden kaçmıştır. Hemen yapılan araştırma gö «- “İbi eserler sonra tev » li ken tutulacağını anlıyarak kaçan Tepecikte bir kasab yanımda çı - raklık eden Ali adımda birisi ol - ii A kı 1 ii, N NSA dm Aliyi teşhisetmiştir.Ali herşeyi kö 1 PN madığını söylemektedir. İlan? eği İzmirde hazı kacak et kasan - Gi dali Uluslar “Zinde kuvvet, a Yazımızın başında ilmi eserle - rin başka memleketlerdeki o çıkış nisbetini bir statistiğe dayanarak bildirmiştik . Diğer menfaat vasrtaları gi- de arz eb kai- desine bağlıdır. Hiç bir müel - lif kendisi için eser yazmağa lü - zum görm Onu eser yazmağa maddi ve manevi surette sevke - rdır. (o Bir-eser al kıymetini okuyanların kemiyetin - > den alır. mi İlmi eser dünyasın eri mevkiimiz bindesinin e nm arasında ii bindenin bindesini çok ziyade- leştirmek lâzım. da anca okuyanlarımızı çoğaltmakla müm- kün olabilir. emi tahminimde aldanıyo - .. Her halde orta, lise, yüksek tabii görenlerimizin i yirmi beş bin mertebesinde olsa gerek - tir. Acaba yüksek muharrirle- rimizin umumi alâka tevlit ede - bilecek ve hattâ zevk (verecek mevzular üzerindeki eserleri beş bin okuyucu buluyor mu? Bu eserlerin içinde en ziyade ar alâka kazanmağa pi ola- nını on birimiz okuyor m: Popüler ilmi bir kültür eserini ve hattâ beş yüze çıkı yor mu?. Zannediyorum ki ve- rilecek cevaplar menfidir. Acaba bu tahsil gören yirmi | in mü nevverimiz ne Ppneeek Haydi yüz- de onu ecnebi ese; ib edecek kadar lisan kudretini haiz bu - Tunsun... Diğerleri kendini günü - | tir, Ver ne göre neyle tenvir © edebiliyor. yıllarca durulacak bir meselemiz. Bilinen bir şeydir ki insanda eri küçük bir alâka uyan- fakat iyi çe ki Yazan : M. Fatin Tahsil görenlerimizin eks€ > gri muzır bir kani Mekteb ri ; ye çile Halbuki orta, yül# klâsik tahsil bilez seylerin! tesini hazırlamağa yarar. M tahsili ikmal aca iii i mal, tahsili bu liste lığı daima yapılacak olan mektep tahsildir. e Garbın her bilgi şut sine aid sıra sıra çıkardığı pof ler eserler lise ve hattâ orta tah $ takib edemi b tah im ir ve genişletilmerli Elhasıl mekteple okumayı öğ retmek kadar mektepsiz okutm? çaresini aramalıyız. * 4. Bu derdimiz için düşünülebi reler arasında e gi him bir mevkii ol matbi at mecmuasında hazır sırası dü çi söylektlek 3 em Bİ oğrulik bir ie , göre tüm; bir memlekette Mir senei basılan bilümum eserleri bir günde okunan gazete adedini binde ikisi ile üçü arasında pul ş. Belki az tahmin e 'diğimiz nisbet ems: onam nederecede tevafuk ediyor bil fakat şurasını kabul Giyen adi sebet olsa gerektir. | gazete günlük miti rik ve basit bilgilerden m p keb günlük bir eser öl ların da ölü hayvan etlerini sat- dıran en basit bir hâdise dahi ilim | günlük eseri okumak V ilgi tıkları o anlaşılmaktadır. Bunlar | ysylleriyle Kema ve a- e toplu ve derin bi hakkında tahkikata devam edil - il i i p bir eseri peer. E ir e için en kestirme yollar | hevesine ister istemez düşerl” in ; vi dar olduğundan kaçak et takib iş- iğ e e ii polis Mpemurlayam da ale b Şi İrem, ge bir ienkere ender de de bazı teşebbüslerde bulun - stur, mus çe Yi ve harita incel - mel ir. Bir ferd vazifesinin istediği bil- gileri, çerçevesi içerisinde görme- ve ve mesaisinin hedefini hari- sında kestirmedikçe her hareketi İM öştirak edeceği tabiidir. dur: Gazete okuyucul. ğalması... Matbuat âlemi gür menniye can ve gönülden veli ga ” zetenin her şeyden Sr yi şündüğü, sayısı adedinin fi mesidir. ğ KURUN'unMilit Romanı: 53 — mmm yakla , Burhan Cahit Köroğlu O zehir gibi umutsuzluk izleri yüzünü kaplı — Bilmem ki Aysel, dedi.. O - raya kadar gitmeğe, masraf et - meğe değer mi?. (İyi olacağımı bilsem... — Ona şüphe mi, Ergin, Hey beliye iel de böyle sözlü . . yordun... Yetmiş kilo kazandığı - nr unuttun mu? Hem Erenköye gi- dersen oradan Heybeli için rapor almak da kolay olur. Düşünüyor. Ona evde bakıl - ması güç olduğu duygusunu ver - er : İki gün sonra kler babama telefon etti. “Röntgen muayenesini paşa hastahanesinde yaptırıp ğe rin.,, Babam bunu (bir m gibi o e kendi haber verdi. Heybelideki bakımın ne şifalı olduğunu hatırladıkça yavaş ya - si o vaş Erenköyüne gitmeye razı olu- yor. Soğuk, fakat kuru bir havada onu otomobille Me hasta- hanesine götürdü, Merdivenleri ve annem kollarında güçle çekti. Fakat mu- eye onu yormıyalım.. Dinlensin, bi kaç gün kalsm.. 3 biribirimize baktık. Gözlerim - (Ergin) e çeneli nce beynime çıktı. Bu çürük hal - kalara gömülmüş gözlerde merha- met istiyen bir yalvarış vardı ki!. Doktorlar alışkın hareketler ve sahiye benziyen bol neş'e içinde yi dk ai siken mahkümdur. onu ve bizi bu müşkül dakikanın | hastahanede onu bırakıp # ıstırabmdan kurtarmağa çalışıyor- | zaman yedi yıldır düşe p ; lardı. rükl yaklarımın artık * 46” (Erigin) in sönük, cılız sesi bu | cıyı cak kadar ! ko” elim sahneyi bağladı: — Doktorun hakkı var, Aysel.. Siz gidin, yarın görüşürüz.. Gözlerimi dallar yaşları gös- termemek için beraber getirdiği - miz küçük valizi (o karıştırmağa başladım. Hastamızı arka kısımdaki bir pavyona geçirdiler.. Ondan başka yedi hasta Burası Gülhanedeki intaniye pavyonuna nziyor. Ayrılırken (Ergin) e bunu söy- ledim: © y — Oz an nasıl çıkmıştın hatırlıyorsun Pek geç cevab erdi” — Bana dua et Aysel!., M Mec bulup mii taşıyamıyı ğını neşe Anı ş lunda merdivenleri inerk€” sf rüzgârı başımızı e ; lun süsle tarafına yi E yada tekrar £i erek e Aksaraya doğru iniyo em içimden gecen” uayene için götürdüğüm bu yor:

Bu sayıdan diğer sayfalar: