24 Ocak 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5

24 Ocak 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e > edi Başlı Ejderha < vi Balkanlar ve Balkanlı Milletler f atıralar erinden çıkarılan bekçiler iD den topladıkları adamlarla > €€ yarısı gelib ve ateş verdiler id, “zar Uyan, iin Bulgar - vaka, ertesi gün hükümetçe alanı ii için mükemmel tr oki gibi bütün Avru - iğ bül ıka edilecek hâdiseler paya da yayılır. e ln olduğu halde | il e erlere maruz kalan | i mek hiç bir şeyden ha - k dı Bizim vatanımızı ii hiç bir teşkilâtımız met zannediyordu ki, Bulgar komitesi Sofya Ajansı vasıtasiyle hâdiseyi bütün Avru - paya yaydı, Hristiyan âlemini a - yaklandırdı; İngiltere sefiri Ba - bıâliye dayanarak şiddetli bir no- ta verdi; Selânik valisi Galib > a ik, ir yle asayişi muhafa yapacağını şaşirdı, / y kişi lr hey hiç bir vakitte in içeride bir Bulgar ihtilâl İl a r çeteyi bile faaliyet - | çıkması korkusu, bir taraftan d ordu; hükümet her harici siyasetin fena bir şekil al - hiç bir şey yapamı- ması, işin büyüye büyüye bir dev- letler meselesi kılığına irmesi, b N ve İ İ i va iordu, üz Bulgarların göster - ” ermiş iyetin yarısını Türkler $ olsalardı bütün d dünya Ru, ve lere bakışı başkalarıda i e ir komiteleri. “— vu tesadüfen rat kâtipliğine terfian nakli me - muhaberelere el koydum. Jandar- ma Yüzbaşısı Pirzenli Sadık Ağa kin çe nazi we biiğimiz m ile konuştum, vakanın nasıl, niçin çıktığını, bu köylerin kaçar evden a“ yg niteler akıllıca e eril olduğunu anladım. Köyle - civarında ormanlar olduğunu ve köy evlerinin gayet basit birer andan ibaret bulunduğunu öğ“ ) a ama ez we İbi nı hareke- ri Li ni iye a yi vee Kaymakam bey ile de iy b nuştuk, gene tedbir düşündük. 'l Rika Hire 1. Yalnız biiele - 5 Zu hâdiseden sonra bu köylere > ya gelmesi memurlar gönderilmiş, köylünün terfihi çarelerine baş vurulmuştu. Derhal vilâyete bir telgraf ka- leme aldık. İşin aslını anlattık, i - şin ecnebilere aksettiği gibi ne bir şekavet, ne de umumi bir ihanet tarzında olmadığını, bu köylerin beş gün içinde yeniden ve daha metin, daha sıhhi bir tarzda ya - pılmasının nihayet üç bin liralık araş 9 çalıştılar, buna ya- muvaffak ta oldular. Sa ve Papradişine bağlı sırf | bir masrafa bağlı olduğunu bil - Oraşa, Papradişine | dirdik. m altı sene bekçili u telgraf şifre edilerek der - hal vilâyete çekildi, Babrâli, Ma- beyin zaten ittihaz edilecek ted- birler için vilâyetle muhabere ha- şifreyi alır Mabey - ne bildirmiş, bir kaç saat sonra üç — liranın sarfiyle (köylerin eniden © yaptırı 1 ve Goyialeii yerleştirilmesi bildiril- di. za eylediğine kani olan la ile arkadaşın - 2 a ( Arkası var ) e e a YE -İ(LKONFERANSLAR | Halkevinden: 24.1. 1938 perşembe günü sazt On " e fakültesi e e ut Kemalettin tarafından Alman pro- ere (Lessing) aklama ear verilecek ve eserlerinden in kontrandüsü çi spa Bu — ai herkese açıktır. im İ,, peel ene maksi Mein, Simitlerde hile Bazı simitcilerin altmış para- lık simitlri elli paraya sattıkları görülmüş, bu hususta tahkikat yapılmıştır. Neticede ucuz simit- lerin gramlarında noksanlık ol - duğu, yapıldığı unlârın da ka - tırıldığı anlaşılmış, birkaç fu- runcu hakkında zabıt tutulmuş - Nasıl elbise giymeliyiz? Giyeceğimiz çamaşırların sıh - hat bakımından ehemmiyeti oldu- ğu gibi elbiselerimizin de hi şartlarına riayet etmeğe mecbu - ruz.. Elbiselerimiz hem bizi ısıt - malı, hem de hava nüfuzuna mâ- ni olmamalıdır o Bir çok kimseler vücutlarını hava nüfuzuna karşı sım srkı muhafaza ederler, çünkü bunun sıhhat bakımından a. - dar muzır olduğunu bilmezler . Muşamba paltolar ii yal nız yağmura karşı kullanılmalıdır. Terziye gidip yeni bir elbise 1s - marlayacağımız ozaman önümü- ze konulan kumaşları ğru tutarak sık mı, (yoksa bol mu dokunduğunu tetkik etmeli - yiz, yalnız şıklığına (o ehemmiyet vermemeliyiz, şayed kumaş ziya nüfuz ettirmiyorsa havayı da o nisbette © az nüfuz ettirecek de - mektir... Onun için böyle bir ku - maştan bir elbise yaptırmamalı - yız. Bilhassa yazlık elbiselerde bü noktaya çok dikkat etmeliyiz . Fazla veya eksik giyinmek me - selesi havada hararet derecesine bağlıdır. Bir çok insanlar vardır ki ortalık ısınmağa başladığı hal- de bile arkalarındaki ağır pe . ları, yünlüleri çıkaramazlai gibiler için kendi ira LA iğinde boğuluyorlar diyebiliriz. Vücutları ile çamaşırları arasın - da hasıl olan zehirli atmosfer için- de yaşamalarının sıhhatlerine ne kadar muzır olduğunu bilselerdi, şüphesiz böyle hareket etmezler « Ter tebahhuratını ve kokutan maddeleri bir zerre gibi beraber - de taşıyacakları yerde vücutları - na taze hava nüfuz ettirseler (o ve güneş şualarınm e çi taze lemesine mâni olmasalardı, srh - hatleri için çok iyi bümekeki etmiş olurları Bu iste en ziyade ileri va - ranlar erkeklerdir. Kadınlar, şiş- man görünmemek için daima ha - fif giyinirler. Tabii bu da muzır - dır. Hafif görünmek için almak tehlikesine maruz kalırlar . a yünlü don giymeleri elzemdir. Günkü son a meydana çıkan âsab ması ile böb - rek, kağit ezeli gibi soğuk almadan doğan bir çok hastalık - lar soğuk havalarda fit giyin « » Bir iki ma vücudu ağır e eke . sine maruz bırakmak — hiç doği değildir . Tayyare ibtifalinin yapılacağı saatler 27.1.1935 ihtifal saatleri değişmiş - tir: â are ihtifali için cemiyetimiz tarafından da- iyelerde ve programları ında lacak ve saat 13 pr Estilite toplarda: caktır. Yogi 4 üncü maddesinde ya - olduğu gibi toplar saat on birde dei ondörtte atılmak suretile mera - im başlıyacaktır. Hava faaliyet: 14 ile yi azad tır. Bütün nakliye vasıtaları tam on ve bir dakika du- racaktı rlar ve fal Jar 14 de düdük çalacaklardır. 5 — KURUN 24 İkincikânun 1935 maemsp l TefrikaNo: 1 Başlangıc İSTANBULDAN ENDÜLÜSE 1486 da. İkinci böyseni devrindeyiz. i Türkler, Mısır kölemenlerile sarpışıyorlardı. ürkiye ile Mısır hükümeti a- rasındaki gerginlikler, kanlı dö - ğüşlere kadar dayanmıştı. Hindistandan İstanbula gel - ek üzere Mısır yeli ve e in ji .E mel Hind elçisi yan bilamiekler, akıllarınca Türk lerden böylelikle öc alıyorlardı. Hind elçisi İstanbula gelince, ilk işi, Mısırda gördüğü hakareti ve bu çirkin soygunculuğu padi- şaha anlatmak olmuştu. İkinci Bayazıd Mısırlılara bir ders vermenin sırası geldiğini an- lamıştı. İlkbaharda donanmayı hazırladı. Karaman kıyılarına as- ker dökerek Mısır seferine baş - 5 m 1. Donanmaya Hersek Ahmed Paşa kumanda ediyordu. Türk donanması yüz parça - dan fazla idi. İkinci Bayazıd henüz İstan - buldan ayrılmamıştı. Tam bu sırada, uzaklardan. Endülüsten bir ses işitti: ürkler! Bize yardım e - diniz!,, w Hicretin ikinci asrı ortaların - da İspanyada kurulan ve cesa - reti, yaratlığı, istilâlarile dünya- yı titreten (Endülüs devleti), aştakilerin biribirini çekeme - meleri yüzünden küçüle küçüle nihayet (Beniahmer) kabilesi a- rasında sıkışıp kalmıştı. panyollara karşı koyamıyacağı - nı anlamıştı. Sultan Abdullah (Gırnata) yı İspanyol akıncılarından koru - mak için, dost bir milletin yar- dımmı istemekten başka kurtu - Tuş yolu görmüyordu. Akdenizde Avrupalılara mey- dan okuyan Türk denizcileri hak- kında Endülüs şairleri birçok met- hiyeler yazmışlardı. Sultan Abdullah bu methiye- lerin tesiri altında kalarak, bir ün (14 şubat 892 H.) de, Ispan- ollara duyurmadan, İstanbula bir heyet gönderdi. Gırnata Emirinin İkinci Ba - yazıda gönderdiği mektupta kı - saca şu sözler yazılı idi: “Kastilya ve Aragonya kralı mağrur Ferdind, ka- RE âleminin hömüsi gif, | | Yazan: İshak FERDİ sım, İkinci ıda anlatıyordu: am Endülüs Eri reisi Ebuka - “— Kral e katolik kızlarımızı kirlettikten sonra, baş larını kesip kargılarınn ucuna ta- kıyorlar ve evlerimizin pencere - kaklarda söndürüyorlar. nata) muhasara altındadır. Ger - şı koyabiliriz. Fakat, insanlıkta bu kadar geri kalmış bir hüküm- ve şerefini ancak siz ve kahraman akıncılarınız kurtara- bilir!,, İkinci Bayazıci bu sözleri işi - tince gözleri sulanmıştı. , Mısır Kölemenlerini yola getirmeğe çalışıyorum. dar uzak ülkelere el uzatmağa vaktim yok amma, dedi, Endülüs müslümanlarının hatırı için, sizi e boş göndermek istemem. İlk önce anlatınız bakayım, Kral Ferdinandın donanması kuvvet- li midir? Ebukasım gülerek cevap ver « i: * — Kırık dökük elliye yakm teknesile o havalide: «bizim: gibi vedebilir. İspanyollar, Türklerin Endülüse geldiğini duyarsa, dün. yanın öbür ucuna kadar kaçar - lar, haşmetmaap!,, Ve bu heyetten diğer biri, Sul- tan Bayazıdın âyaklarıma kapa narak yalvardı: i , Zatı şahaneni - zi müteessir etmemek için, sükü- net ve itidalini kaybetmemeğe çalışıyor. Vaziyet, onun anlattı - ğından çok daha acıklı ve tehli - kelidir, haşmetmaap! Bütün En - dülüs müslümanları sizin kuvvet ve cesaretinizden istimdad edi - yorlar! Hepimiz size sığınarak, bir düşman askeri tarafınd ğaca asıldığını gözlerimle gördü- ğüm halde, diğer zavallıları ol - sun bu tüyler ürpertici âkıbete uğramaktan kurtarmak için, aci- larımı yendim ve gözyaşımı içi » akıttım.. Sustum. Anamım ba- gırışlarıma kulaklarımı tıkadım.. (Arkası var) tile, Endülüste bir tek müs- lüman bırakmamağa ye - min etmiştir. Bu vaziyet karşısında dört çevreden mahsur kalan biz Endülüs müslümanları, siz Türkle - dım istemekten başka kur- tuluş yolu göremedik. He- yetimize itimad ederek, İs- panyolların burada yap - tıkları tüyler ürpertici zu - lüm ve işkenceleri kendi - lerinden dinlemenizi ve bizi bu insafsızca tazyik ve işkenceden kurt - nızt dileriz.,, KERRE Bu gece mii Nöbetçi eczaneler Rıdvan, Fener kağında; Garih, Misk sokağmda; Limanciyan, sesler MY e yi Tü

Bu sayıdan diğer sayfalar: