17 Temmuz 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6

17 Temmuz 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vi » Bir icat | ğ Ye, # 'kü, ne fransızca, ne almanca, ne de ingilizce biliyordu. Avrupa bilmiyen bir zor - Juklar ile LR ARM düşü - E etsiz ol - akla beraber bir ameliyata ihti- ameliyatı en iyi su- hayrolsun gelecek zor - it Gülen İstanbuldaki'e- terse elindeki: kılavuzunu aç sahifeleri süratle karton. kn hen di maksadına temas eden bir kelime görünce onun üzerine parmağımı bastırıyor, karşısında - ki almanca kelimeyi muhatabına gösteri Muhatabı bir defa erilen kelimeye, bir defa da Reşiin me ile onun türkçe karşılığını gös termek suretile veriyordu. Reşit Gülen hep bu usulü kul - lanarak Viyanadâa istasyondan ta olan isine ilmiş ir otele, oradan bir doktora, dok- tor vasıtasile de bir hastaneye gitli. Otelciler, garsonlar, doktor- lar ve hastabakıcıları ile gene hep o. dil kılavuzu ile anlaştı. Hattâ Viyana gibi bir büyük Avrupa şehrinde dil bilmemenin bazı iyilikleri de bulunduğunu gördü. Meselâ hastanede yatar - ken konuşmak için eline dil kıla- vuzunu alınca genç kızlar onun yatağınm bir köşe - sine oturuyorlar; gösterdiği ke - nefese geliyorlardı. onların yanakalarına li “bile ço N mez Kadircan Kaflı Bölem:15 Bir çatırdı duyuldu, sular karıştı, Venedik gemisinin yüksek kıç kasarası sarsıldı, gemi birden aksi tarafa yat'ı Kapan yukarı koştu ve Kara Kar - talm etik, onun yolunu kesmiş oldu - ğunu gördü. Dümene koştu: — Geriye! .. Gemi sarsıldı. Kara Veli Meya gemisinin ya" pacağı manevra; ŞİL Güzel ve hizi 1 bir dönüşle Venedik gemisinin sol bae geçti. Kara Ve Vini sini andıran kuman - la! piluydiir — Vardiyan... Dur!.. İskele kürek“ leri.. Yukarıya. Güverteye.. Dikka E YOL. Kan mu Iğara Hasan?. Butak, sen prova - ya... Var ol Çopur!.. Sinan, Deli Mu- rat.. Gözünü aç n birinci top. Pei lenin ge | lr e dümeni... Ate... Kara Kartalım ba beyaz bir duman, sonra bir fırladı. Bir gülle en eşim delgi ya nında beyaz büyük bir su dizeği yü — e top... Biraz daha sola, A- t dümene çarpnuştı. Bi pri Kalk Sular mel tı. Venedik gemisinin yüksek kıç sarası sarstı id “Sen i aksi tarafa de ru hafifçe yal Tam bu a Bernaxdi de kıç top” rına ateş b MİŞ olma: ediyordu. Galiba bu genç kızlar da böyle hiç dil bilmiyen bir ya- bancıya bu kadar yaklaşmaktan bir zevk alıyorlardı. Bu türlü yaklaşmalar ve konuş- malar Reşid Gülen ile cı kızlar arasında birkaç gün İ- çinde sıkı bir dostluk tesisine yar- dım etmişti. Ecnebi dil bilmedi - ği için Viyanaya gitmeğe cesaret edemiyen bu adam, şimdi bilâ - kis dil bilmediği için memnun o- luyor gibiydi. Hastaneden otele döndüğü gün boş salonun bir köşesinde çok güzel bir kadının yalnız na gazete okuduğunu gördü. Bu her Bu Kara Velinin ida vermesile rafa yatmca m namluları ha Kara Kartalın bunu yapması arasın —| fifçe havaya kalkmıştı. Bu da ancak bir kaç saniye geçiyordu. e kımıldanış yüzünden düşman gül Venedik gemisi ipl ai ann leleri, Türk gemisinin zaten pek al - dığını anlamıştı. Bernardi, düm k olan provasile mahmuzunun iki oşmuş, gemisinin kıç İöleticinrim üç kulaç lari geçmişti. Türk gemisine (çevirmek ve bütün sevinçle güldü. toplarile ateş ederek (onu bir gülle kei rn tmiştı. yağmuru altında ezmek istiyor: Düşman, m kalan döni em Mn emisi ufak bir dönüş yap") nevrasını arti bitiremezdi. Beri idi. in ku mene iverteye Ge 1 Velinin uldu: dığı, yelkenleri bildiğine şişirmek, — Prova topları!.. Dikkat!.. Sağ “' forsaları am pa için kuman dı. Biraz yapraklarını (o çevirdi. | odasına çıkmamıştı. Asansörün Sonra bir kâğıt parçası üzerine kapısından i içeriye girerken ken » kendi odasının nı zarak yapraklar arasına aıkıştır- dıktan sonra kitabı tekrar kadı- ya - nın masasına koydu. . EMMA İ “Güzel yabancı kadın yan gözi- le Reşit: Gülenin mimar takip ediyordu. Kitap arasına sr- kıştırilan kâğıt parçasının ne ol duğunu merak ettiği işin , biraz sonra eline almıştı, kâğ e yetişmişti. İkinci katta ka- dın asansörden çıktı. Bir odaya girdi. Bu oda tıpkı'aşağıda kita- bın içerisine kon u maranın ayni idi. içe girdikten sonra kapıyı biraz ara- I rakmıştı. Reşit Gül n da içeriye girmek için kendisine verilen müsaade mânasına anla - dı ve yavaşça odaya daldı. an sonra her şey Reşit Gü- lenin tahmin ettiği şekilde cere - yan etmişti. Dil kılavuzu elinde olduğu halde oda içerisinde bu güzel kadın ile de güzelce anla- dalar verdiği görülüyordu. Halbuki bütün tayfalar büyük bir çinde idiler. önle edi Veliyi kızdırırlarsa te denizin dibini boylaya geminin serenlerine ası * Tacaklardı. Ellerini kaldırmışlardı: telerine yapıştı. Uçları palangalara bağlı a ai iki gemi biribirine sım sıkı yı Yani Sa mi başta olduğu hal - de Bütün eventler, avına yetişen ars” lanlar gibi Venedik gemisine atladı” ar. rnardi can korkusile ileriye a * tılmış, Kara Velinin üstüne yürümü; Kara Veli elindeki geniş ağızlı ve bir balta kadar ağır olan kılıcını kalk Yunu tutarak geriye çekildi. Kar: Veli haykırdı: — Uslu dur, yoksa bu kılıcı bu se üstü Uslu durmamasına imkân u ki, İki li onun kollarına gir * mişler ve kal Kara Veli Götürün! selam ea kl ii mmm, Kaptanı Kara Kartala götürdüler, Adamlarını da bağladılar. Vel lendi: — Burak nerede? — Buyur, Reis! — Sen artık Burak Reissin!.. İşte gemin... kır ku * sura. bakma... Böyle yapmasaydık hiç a burnu kanamadan bu işi ba şarama: in A ol Reis! Onun kolayını bu ge kılavuzunu aldıktan nra yol | halde bir yabancı mıştı, Kadının yazdığı bu numa « | şabilmişti ırılan dümene bakıldı. Kolay ko» irişti.. Birl gün | kadınla tanışmak çaresini düşü - İra da onun bulunduğu odanın Şimdi artık Reşit Gülen yaban. | !aY onarılacak gibi değildi. Zaten le- mra da Viyana yolunda idi. nüyordu. numarası idi. cr bir memlekette dil bilmemek. | verileri Si a a pe Gü ayırsalar onu * Reşit Gülen daha trende iken Bu sırada kadının oturduğu ye Gülen. acele kalktı, bu | ten ko: yor. Dil bilenlerden | şatmışolurları Iduğu usulü tatbik | masada bir kitap. gözüne ilişti. işi anla. |daha fazla bir cesaret ile her| © Kara Veli on beş yirmi kadarle* İimieze başladı. Türkçe bilmiyen | Kalktı. Masaya yaklaştı. Tavrı ile dr. Val Vakit geçirmeden Keimen mun ar- | memlekette seyahat edebiliyor. vendi de ise verdi. bir yabancıya bir şey söylemek is- | kadından müsaade alarak kitabı al kasından gitti, Güzel kadın henüz mn 4 (Arkası var) . ör | lurdu olmazdı diye gide ği onun ca” er sözüm bir zehir, her hare -; medi, Üsküdardaki eski evinde bi » adıkö J rl dir KL zibesiili eniden tatmağ: yeniden | ketim — iğne gibi idi. rl ona| Taktı, Bu Nebile hanım onun enişi yü m ruhumun hürriyetini akybe ineğe baş-| da cehennem ediyordum. Bir sinin yeğeni İ Faruk haftada bir Tadım. Mağlüp olduğum gün günler ne yalmın arkasındaki ça te -İ iki gün gider orada kalır. > de tekrar tul eden aşkım şenlik ya" | mandık. Gizli aşkımızı u ilk iyi a düzleri de dairesinden kurtulabilirse br 0 mi a ii 1 parken izzeti nefsim yeriniyordu. Ben | rikkat ve yy akma İyi Üsküdara gider oğlu gö * tekrardan onun vo girdim. Fa-| dığı o yere. Artık sonbahar gelmişti.) rürdü. Ba t ettiği zamanlar kat bu ikinci incisi gibi Boğazin in maviliği fund. ği içini çekip yorgun bir solukla göğ Bölem: 57 Yazan: Safiye Erol pembe bir yatak “değildi. Lezzetine | altın, safran, kına renkli telkâri ö mün üstü, üşi Anlardım ki zehir katılmış! gey o iie içmek | güsü kani seyrediliyordu. e lerii seviyor. Bu benim için yat kadar amansız bir siaseki var mi| miştim. Fakat aşkımın, imanım bü-| için zehiri de birlik tmağa mec-| fımıza pıtrak gibi kestaneler dökülü-| bir teselli idi ancak, bir şifa değildi. hiç? Kat'iyyen şaşmaz ve gecik -| yüklüğüne T getirmek istemiyor- | bur kaldım. yor, yere vurdukça çatlayıp meyva! i ki; yalnız senin içi k iş a vi ini la i; ki, elbet gün ge * Faruk, artık yalnız benim değil -| rını Perin al b Faruk artık da- dum. Ben ona derdim ki; Hayır, a değmez, çünkü kahrı olütfünden| lip bu noksanı tamamlıyacaktır. Ona| di. kale. e gün gidip karısında dı. Nebi şayacağına ye-| sen beni bir süs, bir fantezi diye İs- Feleğin hesabında | ruhumun bütün kuvvetile taptım ve| kalıyordu. Birkaç defa boş bulundu, lü Ünzile ik İRİ mea tiyorsun. Senin gıdan Nebile hanım. , tartısı tamam «| inandım. Hazreti İsanın o meşhur sö-| bana İN Nebileceğim dive hitap r şes ba ki: 34 O gıda, itür. Aşk, mensubi * rirse onun ayni bedelini tah- | zünü kendime ibadet edinmiştim: Ne da erkek -| kadına ebediyyen e Ti yej z sil eder. Namussuz ve kaçak olan im| bahtiyar o kullar ki bariz delil ara -| ler daima şaheser yaratırlar! — On ; Allah aşkma, şu ânı madan iman ederi * dan intikam almak, başka bir e ir. Yeisle bir bulurlar. Kı - Fi kendine ya-| erkekle aldatmak isledim. Yapama vicdan çekeriz, Sen ve ben. diklendim. Bir gün rahmetli dadım rışmak yahut atlatmak isterler. Cö -| tışsın diye bir müddet karşıma — nımdı. Vicdanımı ba demelidir ki: Evet, çok| dı. Burada kurnazlık yaptı: Yatıştır-| çiğnememek lâzım gel Gücüm | kadarcık o emniyetin yok mi tik. Ben babayani bir çarşaf giymiş, o lütüf, çok saadet gördüm. Şimdi de| ma siyaseti. günleri üz -| yetmedi. Her şeyi kaybettiğim bu mu>| lur altı yedi ay sabret. Gün ar sıkı bir peçe örtmüştüm. Tebdili kı- -İ leşseidim i aramızda tamiri azzam in, vgi-| seni elinden tutup peye et gidiyordum. Kar, kış, kıyamet! olmıyan sözler, hakaretler geçecekti.| min kutsiyetini e galıştım.| cağım, bana Arabaların çıkamadığı Toygar tepe - iç ay ortadan ka; Gözyaşlarımın nmesini hicranı « | Zaten bu vaziyette, bir için yi ğr hatırlatarak seni utandıracağım. | lerine, o Kasvetli, çamurlu frkara li sküdarda kendi uyuş bekledi. Sonra ken -| tikam imkânı yoktur, ne met Yaşıyan görür, Mihrii hallelerine bi, metle akrabasından fakir bir kızla evlen dini attr. İlk evvelâ onu, soğuk bir kendisine yapar. Tek bir yol zi Mihriban yine Sustu. (Manzarası) Nebile hanımın kapısını çalarken da den (evvel bu kıza| nezaketle kovdum. Fakat ona hiç hir we ei iel girer. EN ci görünen Kalamış koyuna dım kolumdan tuttu, kadr karşı bir günah işlemişmiş. Ve benim-| şey tesir etmiyordu. Dedi ki, değil| ben un baktı, Kan: | geç, dayanamazsın, dedi. — İçeri gir Jadıktan kı; kovmak, dö yakamdan tutup da| Çocuk orum uruği artık yarı u 2 — dili ağırlaşarak: manın ala! Adetine gö- etmiş. işte alçak bir köpek diye beni riya çe ermesi eleği sesi uğ ve gördüm! li çat kapı her hangi girile * | teşhir etsen yine seni bunu| isi idi. Benimle bulunduğu zaman - sessiz ve içli bir kış ge -| bilirdi. Mahalleden bir kız sormak ba” 'i yapmamış: — Beni ortak üstüne'ni -| lar — dalıp dalıp gir. i— girdik, Beni hakikaten seviyordu. Ka-| hanesile Nebile hanımı gördük. Fa inceliğine incin -| kâhlamak «istedi, kabul etmedim. 2. kendime Mikim e A, hürmeten Bebeğe getir - (Arkası var) : i bibi yi kii 4 d

Bu sayıdan diğer sayfalar: