26 Temmuz 1935 Tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6

26 Temmuz 1935 tarihli Kurun Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kadıköyü'nün > mw 6 — KURUN 2 Yi e 1935 7” Fıkralar eli ile görüşür, mi Mülk ve Hıristiyanlık felsefeleri üzerinde bahisler edermiş. Bu suretle Ba - lıklı papazlarından bazıları ile a- ıktık varmış. Celâl Efendi bir gün hamama gitmiş. Yıkanmız, a b hamamin göbel ek: ta lekeli papazlarından li ia duğunu görmüş. Beklememösi için papaza ken- iin yıkandığı kurnayı göster - — Papaz Efendi, bak ig yer var, Düde ike demi Papaz, Seyh Celâl Esin tmekle bu , nezaketine teş teşekkür beraber kendisinin Anlayışta incelik Adamın biri bir kadehe eli ile vurmuş. Hizmetçisi derhal gitmiş kendisine bir nar getirmiş. Yanın- dakiler kadehe bir fiske ile vur- maktan nasıl olur da (nar) mana- sint çıkardığını anil Bu a dam e ermiş* ın (eski yazı ile) üzerine bir iz. konursa zan, (eski yazı » Ke y zım. Yay farisisi tar (eski'yazı ile) dir. Bir noktası alınırsa (nar) olur. Bunu anlamıyacak ne var? Çorba içinde metcimek Adamım biri Anadoluda iş için dolaşıyordu. Bir gün geç vakit bir köye misafir oldu. Ev sahibi sof - raya çorba getirdi. Misafir bir kere kaşığını çorbaya daldırdı. Bir kere daha, bir kere daha, son- ra sofradan kalktı, soyunmağa dat fi ila adı. ö. Ev sahibi misafirin bu hareke- saye. Şimdiye kadar hamamı| gine merak a tiz edim. Merak ettim de görme- ahu, ne yapıyorsun? Ni. Zelgeldim!,, Cevabını vermiş. çin üye sayuy orun? Dedi. ir cevap verdi: Bilgide üstünlük p Eski devirde Ali Ağa ve Yüsüf Taği a adında iki adam varmış. He; bik İçerisine girece - #im mercimek arayacağım!,, Yazan: Kadircan Kaflı Loredano avuçlarını boru gibi yaparak Nikoya seslendi: — Geç kalmıyalım! Gece yarısından sonra oraya varmış olmamız gerek... Kara Hasan, EE yanında do- laşıy İstelyayı savup savma» diği mak amli Diğer le- sunu merak ediyordu. Yok- ven pi sa Karu Veli bundan vazgeçecek miy- di? Eğer nedi söylediği gibi Kara- kartalla K vi biran köyüne bırakacak o- imdi onu burayâ getirmiş olma- sı ilm gelirdi. Yoksa yarın yemi kai a birisi mi getirecekti SAN rada Kara Yeliz 1 getirin(.. vi e n da, Burak da ve diğer Ee el b söze şaştılar. Fakat bir m ye ine iler. en Kara di onların ne düçümlüklein anlamış At, geldi. Ona bindi ve kırbacını atının sağrı- sına vurmadan önce? — Yarın güneşle berabe! r yelken rlansın... asan bu kumandayı karşıla- — e — şimdiden hazırdır. le ben İstelyayı ii gi- ayorum. gülme önce burada; ikisi de yalnız imza atmaktan baş- Ka'bir sey gr halde biri- birle ile akaşaya girerler. Biri: m hüsnü hattım Yusuf heliks, daha iyidir, der. . Öbürü de: — Hayır, ben daha iyi yazarım, *ddiasında ısrar eder. Halep orada ise arşın burada- dır. Kimin daha iyi yazı yazdığı daha doğrusu sadece imza attığı anlaşılmak için her ikisi ellerine “alemi alırlar. Kâğıt üstüne ' birer tarlar, Yanlarında olan bir üçün- cü adam Ali Ağaya dönerek: imza a) Çocuk piyesleri için deliler açıldı “İstanbul Şehir yi tarafından verilecek çocuk temsiller için bir “çocuk piyesleri müsabaka sı, açılmıştır. Bu müsabaka; ağ birin. ci seçilen çocuk piyesi a 150 zl lira, ikinci seçilen ile Zama i ilerek an kültüre, bilgiye, terbiyeye, u pimli ül küye ait şartlarını öğrenmek için pa- zartesi, çarşamba günleri ilden dör- e kadar Tepebaşında şehir tiyatro - kri Erken'e müra- Eserlerin ilmyet 15 eylüle kada: usuf Ağa senden daha iyi "za atıyor,, deyince, Ali Ağa: — Yusuf Ağa daha iyi atamaz amma, Yusuf'un roimini kıvırır da onun için imzası güzel oluyor! Dir, Şehir tiyatrosuna gönderilmiş He > ları lâzımdır. enl 1. SOVYET UZMANLAR — Kayseri mensucat idi a işile uğraşan 18 uzman evvelki gün K Kayse- eyi gelerek dün Odesaya gitmiş - mai * Bölem: 66 Obama veda e yalnız pi Mo- i, farkında bile e nasip olmazdı. Bİr Bi ii bu sevişmek illeti Nas. Hoca; yk gelmeden barda — Yu ayrıl: küşe- Yazan: Safiye Ero! sinde bıraktı. sü anahtarla kapı- yı açıp girinceye kadar köşede bek- ledi. Sonra döndü. Yarı beline batar çamur içinde kalmıştı. Ancak yaln; kalınca batıp çıktığını, iliklerine Bi dar e farketti, — İhtiyarlamaktan — ürün, sr ik baş rahatını, huzurunu, canımı kanı- denijei Vileriyi ne yapmalı? de uyruğu! aha, ali nun yakasını kaldır- dı. Her ne LİR olsun, gençliğin iyi bir şey olduğunu dü: ye, zevkin- den Pik büzü rdu, EBİLE HANIMIN İZİNDE Hakikatler bir yi gibi € timize girmeyince kikat olduğuna Km habe meyiz- NİÇE © Yesiküyde oyan bir Mil en ni iükümele di, lime kararan tozlu bir yalda, bi: ibi uzakla; MER Kara aa başını salla: Burak onun omuzuna ei koydu; — Balki ol! Lerikiler acı act mırıldandılar: Bir kaltak uğruna neler yapılı» YOr?u — Onu almak için başkası gidemez miydi? — Gebersin kahpe... Hâlâ düşman elinde inliyen ve köyünün hasretini çeken nice Anadolu kızları var, Onla- rı düşüneceğimize... iz Di e diğerleri onun 2; Niko kasında iler Duran ae ve al nız yıldızların dadığı hir denizde yavaş yavaş ile — lardı. Kürek! denize hızlı vurarak köpüklendirmek: en çekiniyorlardı. yüzden çıka- rin bulundukları yere değil, daha duyulmazdı. Fakat kö- püklerden çıkan fosforun ışığı pek u- iftarına Bedriye ile Burhan da a etli idiler. > hakikatte bir hü susi balo idi. Misafirlerin dokuz bu - çukta teşrifi rica edilmişti. Yeniköye bul ta - e hava ill Gök yüzünün w Z renkli zemini üzerinde minarele - n kandilleri öteye beriye mk Kid gl Pei rdu- il ci soğuğuna n Diva lu, Şeh. zadebaşı hala Beri a e de gizli, boyunları yolcular, et- rafı bürüyen çiy İnler) lık üzerinde kapkara teressüm ediyordu. — Bur han iyi neş'eli idi. Bir m rai Yalovada ayı av) a yor - gun e taze, pal akışlar sıhhat fışkıran bir çehi du, Beye — — evlendiklerinin i ilk) alakali. zaklardan bile görülebilir. . Hele, Bu gibi şeylerden çok iyi anlıyan Türkleri İL ilirdi. redano av Ki ını bir boru bi eli ağzım yadı wekilleri a pt Ee Nikoya seslendi; — Geç kalmıyalım!.. Gece yarısm » dan sonra oraya varmış olmamız ge- ke Je De yasak. Tam rsi vara redano, iyi RTE uz ile kötü- tar. sağa doğru genişliyerek a- iliğine uzuyordu. Oralarda hiç bir oktu. Bunun için bir daha sesini ER başk lie Bl e ei - ç asında Pı ol” dukça iyi görünüz. bağa şi - recelerinden bir sızıyordu, Bundan başka bir de ileride il - kinea koyunun dibinde bir ışık var dı. Bu da e büyücekti ve Niko bu şt” a bakar: Ke ba dos - dar ona » gidio iki mi iy ER iki fer h kala Ni - ko bileğe 0 Bi Sonra ka- yığın burnunu yari la çevir- di. Böylelikle nun ağ” zına değil, onun iş yeyip a ğaçlı tepelerin hizalarma sapmıştı. iz — Nereye rüldyorün?. Yoksa sür. Mi Ki düşündü. Fakat onların gö dl dair etrafta hiç bir kı i sie ş yoktu. Nikodan sormak için irkildi. ei at sag ir toparladı. Bu sefer ve yle be in koyun ağzı - na Kit ii olmazdı. Bizi görür- lerdi ve... Niko geriye doğru seslendi: — Kıyıya yakın gideteğiz. Oraları daha karanlıktır ve hele deniz kap - karadır. a İZ. öğe biraz uzayaca! ii m ası İçin henüz Zili zama o önce arel değil mi? — — Elbe ale hoş mudur?.. Boştur. Buralarda ne bir kayık- çı, ne de bir köy yahut av vardır. İki miistesna — böyle oksayn - alışmış değildi. Bükhül eya mü ar saatlerde ve Sm maddi bir tarzda sevmişti. Şim ei izel bir ini yı dağıtmamak korkusile ade Ba ME lâzım vr Belki Tali acıları, hicranları iŞ Y Pelki Burhanı kendi ee ketüm bir erkek,, haşin bi ere benziyen bir sporcu ML id hir ra doyuracak tarzda sevgisi - ni izhar edememişti, Evet, nihayet bir kek. Ondan bd itiraflar, çok çok sözlür beklemek doğru mu imi Bu gi- bi şahsiyetler kendilerini seyrek, kı - SA, çıplak bir kaç kelime ile nde e et g z ei s 3 imi Sol elini elin. de telek Geni saçlarını hafif. çe öperken kulağına yavaş sözler söy- Tü; ia Seni i bu defa çok öl Eksik- iü hiscetim, Seni. Özledim. Çok.. e Yeniköyde iki ak iki â- ön sikii H likte yaptılar Burhan, usule hanımını bir defa kaldırdı, başka hiç bir kadınla dansetmedi, Bedriye baş- kalarile dansederken, o, bir koltuk! ağır ağır e rasinı al kendine git olan bu gi kadını seyrediyor. bir çok il kibar ka - nlar vardı. iri Bedriye xs a s kadar cazip ve müstesna değildi. Her defa geçtim ve her geçişte çok İyl la elini — O halde iyi... Şimdi Türklerin yaktıkları ışığ görmüyorlardı. Fakat yolu çek iyi biliyorlardı. yi edano yıldızlara bakarak snafit çoluğuna ahlıyordu. ee ağzındaki buruna vardık ! ları zaman son defa göğe baktı ve mf rılda; o 1: Taki m gece yarısı... Tük erir Onlar da durdular. Niko sandalitir Loredanonun san * dalına salaş dırdır — İşte burun. Beraberce yavaş yat ww mm him. Yaklağtılar, Kıvrıldılar ve heme kıyıya sindiler.. . Niko durdu. le ileride, bir fersah artalm ti teki nesi yi sre. dil 0 İyice baktı. Nikonun de” diklerini pireke geçikmedi. — Evet. Orada. , Diye fısıldadı. denir Noir ai ti — Fakât.. Orada bir değil, iki ge mi e — Val gemi mi? Nasıl olur? “am rmanda ii Beyi kiş dört acmışe! tr. Tasdik e! — Evet, ii Zi mi Toredano mekke bi — Yanlış gelmiş olmıyalım? » Kabil değil. Çok iyi öğrendim Gündüz gözile de gördük ve o za me nberi hiç gözümden Via ? sali: Öyle — in si iki Sind bulmakta ne çi ses kat daha büyür... (Arkası Vİ türlü süsten âri düz ve donuk bir al ei zarı, Kendisini seyreden kocasmı bu * Tüyordu. oOSabaha (Okadar her” ma oyundan © bil sedir * e kanı kayi e yaslandı. İlk saatle * si etiketi çözüldü, Avizeler söndü * rülmüştü. Kalın abajorlu birkaç ba, salon: ii bir kızıllık serpiyordü: lmişti. bir : vi Fakat bu dans da bir rüya gibiy iz gi b ii arasıra bir “ sı kabilinden, le dalgalaniyordu. Gün doğarken Ee

Bu sayıdan diğer sayfalar: