30 Ocak 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

30 Ocak 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Evel zaman İçinde: Kadı vardı - Zaten — hangisi âlim idi -Evet işte bu cahil kadı ölün- ce kendi gibi cahil- kalan oğlu kadılık postuna geçip oturdu. Bir hoca tutup ders verdirmeğe başladiılar. Bir gün hocası cahil kadıya diz çöktürüp ders, anlatırken hani şu meşhur « Daraba Zeydün Amren » yok ŞT AA EGREMUYA nür?. İşte gelmiş: n — Ey kadı, bu bahsi dâyice belle. Daraba dövdü demektir, Zey- dün, Zeyd ismindeki adam, kimi dövdü: Amri.. Şimdi burada dayak atan Zeyd, da- yağı yiyen de Amir oluyor, diye anlatır- ken yobazın kan başı- na sıçramış: — Vay, benim-kadı olduğum memlekette böyle şeyler olsun ha! Çabuk bana Zeydi bulup getiriniz. Hoca şaşaladı: Aman Efendi hazretleri, bu Arabide ği rr a A ral li git En A Sırad. ona Sarkma hemşerıt Ne _vukxel ol asıl, ne alçak, basıl Dünyaya dürbünle bakma hemşeril Hakikate çarp ta zarar yok sarsil, Sel olup boş yere akma hemşeril Bilgiç görünmeği marifet sayma, Vururlar tekmeyi bir kere kayma, Kendimi kahraman yerine koyma, Düşersin, yüksekten sarkma hemşeri! SETELILİTSLRYYATAYLAY YAY IAKATKAITAID — «EÜLAN KA KTAAIKAALAK YKU Tz Daraba Zeydün Amren... Vaktile cahil bir | mef'ul kim olduğuna işarettir, yoksa ortada ne Zeyd vardır , ne de Amir... filan dedi ise de yobaz dinlermi: — Zeydi bu anda getirmeli! der, dürür. Hoca da kızarmış: — Ortada vücudu olmayan bir adamı ben size nasıl bulurum! Vay, sen misin bunu söyleyen, kadı tam ma- ııasıle fitili aldı: KS - Semmutlaka Zeyt- | ten rüşvet aldın da onun için söylüyorsun! — Aman Efendi haz- retleri... — Amanı zamanı yok, atın içeriye.. Hoca baktı ki yoba- zın şakası yok, hemen bir hıle bulu uydurdu: zretleri, mısalın alt - tarafını işitmeden niçin acele ediyorsunuz: Damba Zeydün Am- ren ve Kezalik daraba Amrun Zeyden.. Yobaz bu sözu işidin ce hiddeti yatıştı: — Pek âla öyleyse, dedi, Amir intikamını almış demektir, mese- . İ l mamla | VAK' ALAR Parçalanan tayyare İtalyadan Istanbula gelen hıryolcu tayya- v Alemde gönül bağladığın şeyin hassa- larını hatırdan çıkar- | ma, bir bardak severşcn; kırılacağını, bir adam * seversen ölebileceğini | hatırla ki ilerde gafil ulunıp teessüf etmiye- sih. # Kadınlar pek nadir fenalık ederler. Ekseri- va erkeklerin fenalık- larına sebep ve vasıta olurlar. * Erkekler - tarihte gördükleri bir kaç ka- dının fesadını bütün kadın kısmına, erkek- lerin fenalıklarını ise Inız yapanlara ve - İstedikleri vakit - ka- dere atfederler. # Hasis olan zengin, paralarının bekçisidir. 9, Hayır için para |- sarfetmiyenin malını şeytan alır. 4, İnsan — kendinden ve hemcinslerinden şi- | kâyet edcccğîne kaba- hati ismi-cismi olmı- yan Felekte bulurlar. & İyilik ile fenalık bir tarlanın mahsulü- dür. İstiyen birini top- lar, istiyen ötekini. # Alemde insanı memnun eden şeylerin başında kuruntu gelir. Binanaleyh, bazen, bir resi Yuuanistinda kor- fo üzerinden geçerken fırtınadan. dolayı de- nize inmek istemiş, fakat bir kayaya çar- parak parçalanmıştır. Baş pilot yaralanmış, bir telsız telgrafçı ile | Fehmi Bey ismindeki pilot vefat. etmiştir. Fehmi Bey kıymetli bir 'Türk tayyarecisiydi. Sahiekârlık Zaharyadis isminde bir sahtekâr -Müba- dele Muş;ıvlrlenndcn Mr İlyanın imzasını taklit edermek” Doöyçe Banktan 38000 drahmi dolandırmış. Polisler kuruntuyu kaybetmek | sahtekârı yakalamış- te zayıattandır. lar. — s aei —— Ferldiyede kavga Sinek hesapta yok! Köfteci Hüseyin bir Murtaza — Efendinin pek acele işi vardı. Rast geldiği ilk lokan- taya girdi: — Çabuk bir taske- babı, bir pilav, bir komposto!. Yemekler geldi. Mur- taza Efendi, lokmanın birini bitirmeden öte- kine el atıyordu. Fa- kat tam pilavı kaşık- İıyacağı sırada baktı- ki ıçmdc koca - bir si- nek yüzüp duruyor: te Feridiyede umumi bir eve gidip içmişler, sonravevdeki kadınları Bi (J:ır;qtn, baksana taksim yüzünden ara- pilavın içinde bir> si- N Te yhr.. larında kavga çıkmış. Arkadaşları — köfteci Hüseyni güzelce dövüp dışarı atmışlar, Sürpiğin Vüzümden kumkapıda balıkçı Leon ile- Hayık sar- Garson akıl öğretti : — Elinizle dişarı atı- veriniz. Vakıa dediği gibi yaptı ama, Mur- taza Efendi de yemekte devama iştah kalma- mıştı. Garsonü çağırıp hesabı istedi. Fakat pusulaya bakar bak- maz haykırdı: — Ayol bunlar - ne- | kadar pahalı yemek- , ler? Garson, gözünü bile | kırpmadan cevap ver- di: — Sineği heşaba kat- marlalr beavıml! İsna sarhm ST aeit el kaç arkadaşıyla birlik- Bi evine — tecavuz 216 — Begcnılı gin l # dağın odununu kes. | 216 — Bülbülün çek- tiği dili belasıdır. 218 — Belâ, dur var-, |f dun demez. 219 — Belâya sabır gerek. 220 — Belli düşman gizli dosttan yektir. 221 — Benim saka- lım tutuştu sen cıga- ranı yakmak istersin. 229 — Ben hadımım derim, sen oğlun kı- zın var mı dersin. 293 — Beni sokma- yan yılan bin yıl ya- şasın. 224 — Ben senin ka- *| ranlıkta göz kirptı- ? ğını ne bileyim. 225 — Ben mezara, Eu iyi | Sarhoşun biri rasgel- | diğine şu nasihatı ve- | rirmiş: | — İyi şarap, kan ge- tirir. kan, sıhhati te- min eder, sihhati iyi | olan adam, iyi şeyler | düşünür, iyi düşünceler iyiliğe sevkeder, iyilik yapanlar da ahirette mükâfatını görür. Binaenaleyh, Cenne- te girmek için en iyi çare durmayıp içmek- tir. Sarhoş bu aykırı şeyleri söylerken tabi zil zurnaymış. Kalemile geçiniyor.. geçiniyorum. - Ya?.. Ne yazıyor- sunuz? — Para. göndersin diye babama mektup... Kuyumcu- dükânında — Bu nışan yüzüğü kaça ? — On iki liraya,, - Hiç te böyle şey görmedim iki senedir, belki beş defa nışan- | | Kıraat başlangıcı i İki arkadaş arasında:! — Ben de kalemimle | landim yüzüklerimin beşini de sekizer liraya aldım. Nişanlanmak İstiyor Anne ben Zeki Beylc nışanlanmak is- tıvorum —lyi amma bir kerre de onun fikrini al. — Anneciğim daha kendisile o kadar lâ- nbali değiliz ki ! bir adamın edip Sürpik namındaki ka- dını almak istemişler. İşe karnik, Boğos, kir- kor dakarışmış, kavga kızışmış — birbirlerini yaralamışlar. — minde Istanbul-Ankara arasında asfalt cadde yapılacak Hukümet Ankara ile İstanbul arasında bir asfalt, yani kumla karıştırılmış - zift döşen- miş bir cadde yapmayı düşünüyor, Bu yol Istanbuldan itibaren Adapazarı, Bey| , pazarı, Ayaş şoselerinden -geçerek Ankaraya varacaktır. Bu yolun uzunluğu 400 kilometre olacak otomobiller, kamyonlar kolaylıkla gidip geleceklerdir. 'Tabi bu yol sade yolcuların seyahatini kolaylâştırmakla kalm“ acak, yola civar köy- lerin kasabaların ma*: sulâtım istenen yere sevkederek ticaret Ve İktisat noktasından da faydah olacak. Ki — 10 — Yeni okuyanlara lâzım ilk kelimeler |* Meyvalar Elma Armüt Erik Kiraz Şeftali Kays! Badem - Dut Portakal Üzüm Ceviz Ayva Fındık Çilek İncir Kavun Karpuz Hurma Ağaçlar Ve Çiçekler Meşe Ihlamur Gürgen Çam DIŞblıdak Kestane Kavak Selvi Söğüt Leylak Gül Karanfil Lâle Nerkıs Menekşe Yâsemin Gelincik Kolaylık olmak ğ_'":_a b';"-"ıyla da bazı keli- meler koyuyoruz Kip siz de yazın ! D bağa Ö0 vi VAA Zei hriaşi GY Meci Kai dipek Kğuz vi BŞ Vindü af Sağk eee lce nkumny_. Çalışın () Bünları güğli manasını bilmediği- ni kelimelor” varsa BÜYÜKLENZE. fanıdıklarını Ba kalımbulab ecekmisiniî Köylü — kadın Sincabı arıyor sizde berabor arayın, Şbulur- sanız hem © hoern de sizmem nun olacaksmız! Bu kadar tas vuğa bir horoz lazım değil mi. Horor nereye saklanmış, bu- lun — ibiğinden tutub getirin. —

Bu sayıdan diğer sayfalar: