1 Mart 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

1 Mart 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L | h H : M3333> Başa hemşerit mg Hayra dağıtmanın ecri büyüktür, Paranı sarfetme boşa hemşeri! Hatcanmıyan para omuzda yüktür, Torbasile çalsın taşa hemşeri! İ Bursalı bir hatun, kendisi dulmuş, Verimi seksen bin lirayı bulmuş, Yurda koruyucu bir kanat olmuş, Nasıl bağırmazsın:« yaşa hemşeri! » - Doğduğu kasaba, hasretmiş suya, a—l—âa—î—t—;—-c aa Yol uzakça imiş biraz koruya, :' ». . Para var; iş kalsın hemen boruya, “: ::: Eyilik gitmez mi hoşa hemşeri! SV Ş; Memleket muhtaçtır böylelerine, & g Lüzum yok dalmağa pek te derine, — â Ver de zararı yok olsun tek iğne, © ». ; Ş a Vergili el geçer başa hemşeri! M] & MS Ca ; LAĞ M333335333IS5S * KOCCOOOCOCEİ B A AĞ AJ E Kıraat ] i n y e En büyük sevap | İnsanların hayattâ yapa- cakları en büyük sevap itikat ve ibadet aradan çıktıktan sSOnra şüphe yokki kimseye fenalık etmemek, bilakis kendi cinsinden olanlara yardımda bulunmaktır. Fitre, zekât, sadaka gibi şeyler hep bunun için verilir. -Fakat zamanımızda her- kesten ziyade Vatan müda - faasını düşünmek İâzımdır. Onun için fitrelerinizi, hava- larımızı düşmanlardan - ko- ruyacak tayyareler hazır-. lıyan “Tayyar€ Cemiyeti,,'ne veriniz! — Bakalım bulabilecek misiniz? TER N dular:" ğ antie | e İN SAİ| —Düşmanla çarpır: ha B L İN || mak için biç bire arzu kuş uçuyor. duymşı_mısın? kanat seslerini 3| — Dediki: işidiyoruz ama - Hayu', zaten onlar kendisini bir- Ü ni kü SA den göremiyo- ğ umaz, rüz —Bulun $ l':l(blhıun.ırımıîı eÖzterin! < LA “| mazmış. Bir gün sor- te asil, bütün halkın hürmetini kazamış bir adam vardı. Adı «Se- lâm oğlu » ydu. Bir gün avdan dönerken Leyla- ya rasgeldi. Genç kızı görür görmez can ve “| gönülden âşık oldu. He- men maiyetinde sözü şuhbeti yerinde birini Leylânın babasına gön- deriyor. Kızı resmen | istetiyor. Leylanın ana-| sı, babasıda “belki kı- Hzimiz evlenirse teselli | bulur,, diye-bu teklifi | kabul ediyorlar. **Se- |lâm oğlu;,pek mem- Pnun oluyor. Hemendü- O aralık o menileket-| Milliyetin halka mah || Leyla ile mecnun masalı Gene omemlekette “'Nevfcl.î istminde kaba- dayı, kah_ra_man. sözü- nün eri bir yiğit var, Bu adam Mecnunun yazdığı şiirleri okuyor, pek beğeniyor. Ötekine berikine: ; (, — Bn şî,îl'_'&r kimin? hdiye sorktyor. “ Mec- nunun! ,, “diyorlar - ve macerasıNiş Anlatıyor- ar — Nevfel: >yerinden firhyor ve: ” Ben bu gence yar- dım edeceğim, sevgili- sine kavuşturma ya ça- lışacağını. diyor. Arkadaşlarını topla- yıp Mecnunu aramaya | ğün hazırlıklarına baş- lanıyor. küçük tıkralar Kavtimizde yoktu, 4. * Hyül(sek bir ağacın yanında durmuş: her kim beş kuruş verirse-onu bu ağaem tepesine çıkarırım diye bağıryordu. Bir çok kimseler koşup - geldi- ler. Ve herife beşer ko- ruşu toka ettiler. Gün- deliği doğrulttuğunu anlayınca: çıkıyor. a ŞN Ç N AA İ bi îğ&âî Bir dağ kenarında — Senin maceranı kalbime Haydi dokundu , giline — kavuşturmak var, nem yoksa hepsi- | ni sarfedeceğim. | Mecunun — Nevfelin kendisine gösterdigi bu teveccühe teşekkür et mekle beraber evvela şu cevabı veriyor: — * — Sende lütuf ne ka- dar çoksa bende de o kadar tali yoktur. Mecnunu 'buldular. | cevabına aldırmıyor. Nevfel Mecnuua dedi ki:| Üstüne düştükçe düşü- şiirlerini | yor. M okudum, hoşuma gitti, | kadar ısrar karşısında dinledim | dayanamıyor, razı olu- kalk benimle| Bunun üzerine Nev- beraber gel. Seni sev-.| fel Leylanın babasına için elimden gele- kızını «Selâm oğlurna ni yapacağım , nem vermekten vaz geçip Sahte ortak Sultan Ahmett kö- mürcü Mustafa Efendi- nin dükânına geçen gün Müstafa Efendi orada bulunmadığı sırada bi- ri girmiş, duvarda ast- h kürkü sırtına vurmuş sonra para çekmecesi- ne el atmış. Nevfel Mecnunun bu lecnun -')/,—ii - ZOÜ yor. ' ! O sırada dükâna gi- ren Mustafa Efendin'n oğlu küçük Hasan bu | yabancıya sormuş: — Ne yapıyorsun ora- da? Herifte şu cevabı vermiş: — Mustafa Efendiyle ortak olduk. eşyayı taşıyoruz.. Fakat çok geçineden Mustafa Efendi kapıda özükünce hırsız da şa- fak atmış. bir mektup yazıyor, Mecnuna vermesini söylüyor, eğer sözünü dinlemezse işin zora bineceğini, hatta bu uğruda kavğayı, mu- harebeyi bile göze âl- dığını bildiriyor. Ley- lanın babası bunu cid- diye —almıyor ve ret Cevabı veriyor. Meraklı şeyler Kaç' söne” Yaşayacaksımı) - ei İSütler içil erifin biri gayet | * emiyecek hale gelğij S | Şehremininin muavini söylüyor: «Hemen bü- tün sütçüler hile yapıp süte su katıyorlar. — Bana bir merdiven| Sütler içilemiyecek hale geldi!» dedi. — Merdivenle çıkar- mak kavlimizde yok- tul diye itiraz ettikleri zaman şu cevabı verdi: Merdivensiz çıkar- mak kavlimizde varmı idi? Korknk bir herif var- mış, muharebe söz- leri çıkınca bir yer sak- Tanır, işler düzelinceye kadar meydane çık- Korkağın biri Biz de ilâve edelim: Sütten vazgeçtik bari sular içilecek halde olsaydı... T A gidememiş. — | mel B smail efendi, Bey- Eski beylerden biri- oğlu caddesinde €es- "Hsnin meclisinde heri- ki dostlarından birine | fin biri yanındakinin kulağına eğilerek gizli bir şey söylediğini gön'şş —f ine ae yepıyor rasgeldi ve heyecanla koşup ellerine sarıldı: — Ah, hele şükür gö- Bilsen ne kadar me- moun oldum. Bana senin için öldü demiş- lerdi de cenazene gide- medim diye pek üzül- dalkavuk mizaçlı hemen atılmış: nabınızı dükel - LA methediyor- | |Kaç sene yaşayata sınız, bünü tabi bilmek istersiniz! Sör H Rol- tan ismindeki bir İngi- | | liz doktoruna göre dün- yada bunu meydana çıkarmaktan daha ko- lay bir şey yoktur. Evvela — babanızın, ananızın kaç sene ya- şadıklarını hesap edi- niz, buna büyük anne ve babalarınız kaç se- ne yaşamışlarsa onu da orakkama ilâve ediniz. Bunu cemedip dörde taksim ediniz. O vakit çıkan rakkam sizin bu fani dünyaya kaç ya şında veda edeceğinizi gösterir. Mamafi ingiliz dok- “torü hazariyesinin ba- zan yanıldığını da iti- raf ediyor. Onun için çıkan rakam küçükse okadar telâşa düşmeğe hacet yok! Dünyanın en uzut merdiveni Dünyanım en uzun merdiveni vaktile Na- polyonun sürülmüş ol- duğu ( Saint - Helen ) adasındaymış, Hatta bu merdiyenlerin bu- sunuz orada? diyince/ lunduğu yere (merdi- rif | eenli vadi) diyorlarmış. Merdivenin. yüksekliği — Aman efendim, ce- 240 “metro * yükseklik- Teymiş, 609 tane de | (zayı nakti alviia. bebimağtı. variniş <-. Mustafa Efendi he- rifle çetin bir boğuşma- dan sonra yakalayıp polise vermiş, Bu sahte ortak meş- hur sabıkalılardan ka- ramanlı şişman Nikoli ' imiş. kal kece mekteplen Bır kadın :kocasınn yahut dir koca karı- sıum mekteplemnimoko- ya bilirmi, San günlerde bumes- eleye dair ingilterede bir muhakeme cereyan etmiş. Bir kadın kocasını, beni dövdâ, diye şikâ- yet etmiş. Kocası da larımı açıp okuyor, demiş. Mahkeme karısını dö- ven adami — cezaya çarptırmış fakat koca- sınin mektuplarını oku: 'yan kadındanda ce- L Ü

Bu sayıdan diğer sayfalar: