4 Nisan 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

4 Nisan 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tilliyet ' BUGÜNKÜ HAVA Dün azami hararet 19, asgart 10 kavvetli od ASRIN ÜMDESİ 3 Nisz Bu gün FELEK 188 Çatlak Sinop — kibrit * fabrikasını fTelkik. elmişler, tamam 188 çallak bulmuşlar, İnsaf, 188 şatlabın da artık lafı mı olur? — Demek ki demir gibi fabrika imiş İnsan bile Allah yapısı olduğu halde &: çatlıyor. fabrika çatlası çok ' mu? P Sinema bahisleri! k Düşünüyorum: Acaba sine- ma denilen şey mevcut olma- saydı insanlar ne görilşecekti? Halk arasında bu mübarek şey # kadar taammüm etmiş - ki, | Jasavvur edemezsiniz. Geçende babamla sinemalara dair görü- şüyorduk; — bana filimlerdeki | öpücüklerden bahsetti ve öpü- gük olmuyan bir film yok bu — nastf iş? hem nekadar gayrı- sihfit bir şey? dedi: Fihaki itiraf edelim ki filmlerde öpü- vük göre göre öpücüğün gizli ve günahkâr zevki kaçtı. Bizim zamanımızda doğru dürüst el öpmesini bilmeyen çocuklar daha şimdiden öpme- NİN envanı biliyorlar, içlerinde | b yüzden el öpmesini bile anutmüş — olanlar — var. — İleri rençliğin terbiyei hissiyesi fena altyor. Terkos şin Ötesi berisi | Her şeyin bir derecesi ol- | Juğu gibi sıkılmamakın da bir — dadei vardır. Öyreniyoruz ki Terkos şir- — behi imliyaz müddetini temdit - talebinde bulunmuş, ve — bu talebine “Istanbulan her tarafı- a su vereceği., vadini de ilâve *İmMiş. İstanbulu Kerbelâya çeviren u kumpanya eğer- buna da nuvaffak olursu 0 zaman her Jaraf. Sahrayi Kebire döner. Allah hemen bir ayak evvel Daşımızdan irak etsin. #FELEK MAARIF BAHİSLERİ | trasır medeniyet terbiye- sinde felsefi esaslar kiye asırlarca fena v cerait içinde kaldıktan sonra ni İiyük inkilâbımizla' bizl tarakki ve utilâva sevk edecek olan en doğru v en salim istikameti almış bulanu- araz. Bugün memlekctimizde hakim Oylan felsefe tamamile garp medeniyeti Jelstlesidir.- — Veni Yetişecek türk lelsele ile yetiştireceğiz. Mekseplecimizde ve terbiye s- ümizde tatbikine başladığımız bu Glrelenin terbiyeye taslhık eden na- İariyçlerinden bu ırda hir nebze ülliyet. tefrikası 19 neslini bu Köy hekimi — Bu bir ihtisas işidi. Fakat Söyle vakalarda umumiyetle Gatbik edilen muayyen mad- Selerl tecrübe etmekte bels oktu. Genç doktor (İzmir) len bir kaç paket (apyolim ipoto) — kapsülü — getirtti. ir tanesini genç kıza kul- adırdı ... Artık ev ilâçlarından ümi- kesen allesi bu mini ni haplara hiç emniyet tmiyordu. Fakat daha ilk yda o kadar kat'i bir tesiri dü ki hayrette kaldılar. “Ayın bir çok günlerinde srin sancılar içinde solgun enin siyah gözleri rpiklerinin altını gölgeler dağıldı. k gibi yatıp kalan | şila bulan — doktora para bahsetmeyi karilerimiz için faldeden hali bulmadık. Şüphesizdir ki terbiye hay ve masrif bir milletin ruhudur, h tmın İksirldir. kurtuluş ve yükselişi- nin yeğüne emilidir. Bu itibarla genç neslin terbiye- sinde bütün bir milletin yakından alâkadar olması ve bütün müessese- r terbiye fesefesinin ana evel avrupanın hatlarını tefekkür ve kültür. terihindeki en u- Murmi ve şumullü terbiye nâzariyele Tine kuşbakışı bir göz atmak İüzu munu hissediyoruz. çözmeden Eski — Vultanistanın muahbar Avnopanın en büyük terbiyecisi sa- yılmağa İsyik olan Eflâtun dahs o Zaman 2400 sene evvel, hem: Bu günkü nazariyeyi - kurmu: filesof terbiyenin gayesi olarak “ler- | di inkişaf, içtimei ile hemahenk olmalıdır, *Cümhuriyet. unyanlı pek menif olan eserinde öyle ideal bir devlet | tasvir etmiştirki, orada her (ert üç içtimsi sırıftan birine mensup olmak Üzre doğacaktı. Bu Üç sınıl sanatkârlar, askerler - ve devlet ricali iâl. Banların her hangi birisine mensup bir aileden yetişen çocuk kendi fikri kudret ve | kabiliyetlerine göre diğer sınıflara da geçebilirdi. Bu üç Banılın mütemayiz vasıfları olarak halk tabakasının sanatkâr, as- kerlerin cesur ve ruhlu, devlet adam larının da en faziletli ve en akıllı olduklarını kabul ediyordu. Hatta bu Üçüncü sınıfın filosoflardan olması icap etağini ileri sürüyordu. Eflâtun, terbiyesinde musiki ve idmman olarak iki nevi dersi esak İttihaz etmişti. Müsiki nam altında felsefe. edebi- yat ve hitabet dersleri de dahildi. Ku iki nevi dereden musiki ruhun neşvü nemasına, idenan ise bedenin inkişafına hadim olacaktı. Mamafih idman bedenin inkişelile biclikte ru ha da cesaret verdiği için daha çok Tüzümlü - telakki ediliyordu. Bu iki nevi terbiyeden görülüyor ki Kflâtu nun sistemi ferdi ve İçtimal gayeyi birlikte tkip ediyordu. Ancak Eflâ tun bu güzel ve demokratik zihniyeti Yananistan sitelerinde (Şehir devleti sistem) küçük bir sınıf olan asıl Yu- nanlılara hasredip büyük bir ekseriyeti esirler *,73) ihmal eziği İçin tat bikinde tamamile muvaffak olama- muştr. Eflâtun” terbiyenin vazilesi olarak | İstiyordu Kİ fenleri içtimsi bir mazzi içinde Kabiliyetlerine göre - laşik ol- | dukları mevkilere ve vazifelere ayır- | sın. Zira “bir cemiyetin tasazisi ken- di gayci mevcudiyetinin marifetine. isünat eder ve böyle şuurlu bir hey- cti içdemiye ancak fertlerinin yerli yerinde olmasile mümkün olabilir. Hiç bir Felsefi tefekkör sisteminde, bir taraftan — içtimal tertibatın - terbi yevi manası diğer taraftan - bu ter- tüplerin terbiyevi vasıtaları bundan daha mükemmel hir idrake mazhar olmamıştır. Şahsi kabiliyetleri keşf ve onları başka İsaliyetlerle iztibat edecek bir sürette terbiye etmekten daha di hir cuh ye mana bulmak imkânsızdın Eftlamün içinde yaşatlığı cemiyetin büyük bir ekseriyetinin demokratik olmayışı bu fikirlerin tamamile - bikine muvaffak olmayı imkünsız biraktı. Eflâtunuın inkılapçı terbiye nada- riyeleri olduğu gibi düngün bir v kam mefküreleri de yardı O, tahavvül ve tagayürrü kanun. suz bir seyelâna alâmet gibi telekki ederek hakikl içtimai şeniyeti sahir addetmişti. Bunun içindir. ki cemiyetin hali hazınını esasından değiştirmek ister- ken, hedefi üyle bir cemiyet kurmak idi Ki onda vartık hiç bir Bürhan Cahit Ve genç kız bir yonca gibi rengini buldu. (GSuat Nacl)nin bir eksir şilasını veren ilâçları cevap- sız. kalmal (Hakkı) Et. eli açık, vergili bir adamdı. Bir tane kızının derdine verdi. Hediyeler verdi ve ziyafetler çokti. (Bucak) merkezindeki ge- çen ve doktorlukça hiç te mühim bir vak'a teşkil etme- yen bu hadise neticesi itiba- riyle (Suat Naci) yi bir müd- det alâkadar etti. (Cemlle)ye kaşeleri verirken muayyen rda kullanılacağını da len doktor heman iki teçmeden yine at- hlar çıkı | esası üzerine - kurulmu P Dü Küyyetli nufüz unda kalanlar niheyet dünyadan el çekerek dağ baslarına kapanmağa | başlamışlardı. | Diğer Taraftin barbarların vahşet Bu göre bir tarafta 4 üseca kabi- -| | Hnden olan halk bulunurdu. Dere- SIHHİ BİLGİLER vaki olmasın. Çani Eilâtun hayatın ve cemiyetin nihaf geyesini tespit ediyordu. Mühtelif mizaçların tama- mile değti, ancak derece derece bir- birlerinden ayrıldıklarını ve her ferdin başlı başına bir kül teşkil ettiğini nazan itbara almamıştı. Bilâtunün — terbiye — telselesinden sonrü kurünü vustada. hakim - olan Hiristiyanlık ve Feodalizim terbiyesi gelir. Biliyorazk: Müyetle dinler Hirstiyanlık ve umu- nefis tiyan dininin bu — zelâkkisi — birtabi ahcer için hazıclıktan başke hiç bir zapmıyordu.. Her tarafla ahcet kapısı olan manastırlar abattan beraber getirdikleri ve Roma medeniyetinin sukutundan — sanra Avrupada tatbikine başlıdıkları ipti dat feodal bir cemiyet sistemi teessüs birbirlerile dalma” mücadele ünde idiler. Bu — cemiyetin premsibi, halkın çalışması, beyin ya- şaması idi. Bey fetdiyetçi, halk cem- iyetçi. Böyle bir terbiyede demok - ratik mefhum dalma mahküm ve aristokrat ruh hakimdir. Bir tarafa Hiristiyanlar eski Yu- 'man medeniyetinin şaşaasını söndürüp © yüksek eserlerin okunmasını men- ederken, diğer tarafta manastırlar pek ipüldai bir terbiye ve tedcis cari olmağa haşlamıştı. Bu skolastik ter- biye, Aristodan gelme bir takım gerçiveli fikirlere ve prensiplere ha- yatın büdin ceceki yatını uydurmaktan ibaretti. Bu tarzı tefekkür *DedukeH, USUL diye tanınmış ve asırlarca ilmin inkişafına mani olmuşgu. Zira bu doğmalar — tecrübelerden — hakikatlar çıkarmağı Sila kabul etmez, ancık mevcut hakıkatlara göre her hadi doğru iğri izah eder. İşte Avrapa, Yunan ve Roma me- deniyetlerinin — izmihlâlinden — sonca böyle kötü ve akim bir zihniyet ve ağır ahret baskıları alında bin sene yaşadı. Nihayet İtalyada başliyan Rö- nessan& yeni devrin mübeşşiri oldu. Gelecek makalemizde bu yeni dev rin ve kucunu ahirenin terbiye naza- riyesinden ve muasır demokratik mefküreden bahsedeceğiz. MEHMET SAFFBL beyler Şeker hastalığına mahsus tedbiri ekli Sebzeler : Labna, havi — olduğu — azoliyeti polastan dolayı müdrir olduğu ve diabetiste mevadı gidaiye ankazının ve toksinlerin vücuttan tardı için mideleri mütehammil olan şeker Nletlilerine en müvalık bir sebzedir; mevadı. nişalyesi az olduğundan ve çeliği bavi bulunduğundan ispanakta bu hastalık için çok münasip bir sebzodir Taze fasulya , bindiba , pirasa , hatta yer elması, soğana bile itidal dalresinde müsade alunabilir. Bu il lette mühim olan şeker, Kamış (D şekeri ve gilikoz yani üzüm şeke ridir. Halbuki yer elması, ve pırasa, soğanda bulunan şeker, kanuş şekeri değildir : inulim denilen ve andiz otunun kökündeki maddei csasiyeyi zeşkll eden bir nevi şekerdir ki vü cutta gilikoza değit Teniloz derülen şekere stahavvtil eder, Otlun — için yer elmasi ve ssire zannolanduğu kadar müzir değildir. " HBZ Muhiddn Ogarılmağa başladı. (Hakkı) | Ei, den selâm getiren adam- ları ondan rica ediyorlardı: Kızı yine hasta, sizi istiyorlar. Ve (Suat Naci) ciddi bir hastalık eseri gördüğü halde kaşelerini kendisi almakta tereddüt eden genç kıza evelki söylediklerini tekrar ediyor, — lstirahat — tavsiye ediyor, (Hakkı) Ei.nin yanice harcırahını alıp dönüyordu. Bu ziyaretlerde (Cemlile) nin yanında ekseriya annesi buluniyor ve — kadıncağız kızının her tarafını muayene eden — doktorun — yanında ancak iki gözünü belli ede- bir katlerin cek kadar kapalı duruyordu. (Suat Naci) bu hallere © kadar alışmıştı ki hayret değli dikkat bile etmiyordu. Kaç tame kadın hastası nabızlarına bakmak istediği ANLASMAMAZLIK... O gece , bir an yalnız kaldık. | Dans, — kahkaha, gürültülü — bir ney'e içinde adeta bunalmışak. Dedi ki: —— Biraz şu küçük — odada otüralim ti ? Küçük odada oturduk — Bir sigara vereyim mi? Sigaralarımızı yaktık, — karşım- daki genç kiza bakıyordum.. Otuzunü yaklaşmış, dül bir ka- Bu yaşa kadar , evlenmek — iste- meyiçinci “hip'nbie abop yok. Hem güzel, hem zengin bir kız. | Bir sual sormama müsa ade edermisiniz ? Boynunu büktü ve canlı göz- lerini havaya kaldırarak yüzüme | bakıı: Sorunuz. Neden evlenmediniz ? Güldü; ben de, sualimin ay- kırılığını o zaman kayradım, ve Dbünü —örtmek istiyormuş - gibi, gülümsedim. — Neden sordunuz? Hiç.. Kısa bir sessizlik oldu. Bazan, yalnız davulun değil, piyanonun, kahkahaların da — sesi, uzaktan hoş geliyor.. Uzaktan gelen bu hoş sesler arasında, genç “kiz anlâttı. — Anlaşamamazlık yüzünden. — Tecrübe ettiniz demek, — Kver, iki kere... Bir erkekle anlaşması çok güç olacağına rm oldum, ve evlen anayar etüm — Mademki bu kadar söyle- diniz, bu iki tecrübenizi de söy- ler misiniz? Hay hay..Evyela genç bir adama aşık oldem. — Ünü çok beğendim ve çok sevdim. Fakat o, genç bir -kız öldüğüum için bana aldırmadı. Uçarı çap kınlığını barlarda tatmin ediyor ve betilim' yüzüme bakımıyordu Bir gete Kahitım, bara gittim Masasıneğurdüm.. Dansa kalktık.. Deli gibi #pnüyordum -- O Hüm mali dönüğtarasında maksadıma nail oldum(dudak dudağa gi mekten Si Ondan sonra oturduk. Bir müd. det geç “Dans edetim,, dedim. *Hayır, dedi. başımı döndürdün Yarın dörtte bana gel « diye “Pçki, vap verdim, V: ır; senden-eyel uyordum.,, hiç bir erkek ta kahkahalarla “Fay bana sende... Bu bunu güne canım inandıramaz:; Olmaz doktor, nabzıma bakacaksan uzaktan bakl. Demişlerdi . Bu arada kalbini kapının arkaşından dinletmek isteyen kocakarılar, karısının has- talığını selâmlıkta tarii edip ilâç bekleyen kocalar, hükü- met dalresine kadar gelip hastasına muska yazdırmak isteyen — biçareler de pek çoktu. (Suat Naci) bu birbirinden zavallı, birbirinden gülünç yuvarlanıp giderken (Bucak) ta (Hakkı)Ef.nin kızı (Ceml- le)nin — hastalığı — tekrar etmeğe başladı. Bir gün yine ansızın (Yaylı) le nahiye merke- zine inen genç doktor (Hak- kı) Efmin kasaba ortasın- dak! konağına gittiği zaman (Cemilejyi büyük divanha- nede bir sedire uzanmış, yalnız. buldu... biraz sonra hneler ve Insanlar arasında VA kadar inandığım kâfi..., Nartuslu bir kızım diye yü- züme namustuzüm zihabına düştükten sonra — gönül eğlendirmek — istiyen o gençle evlenmedim. bakmıyan, İkinci sefer — sevdiğim adamı | başka türlü tecrübe — cetim. Gö- Ünül — eğlendirip - eğlendirmiyece- Fini anlamak istedim. bir akşam evine gittim. Beni — karşısında görünce: | Siz beni — çıldırımak — mi istiyorsunuz? diye haykırdı. Deli — olmayınız, — dedim, bir fincan çay ikram ediniz. kuzum alayı bırakınız, ne- den geldiniz? Sizinle görüşmek için. Rica ederim gidiniz.. Be- evlenmeyeceğinizi — bili- nimle yorum. Caatm — size evlenmekten kim bahsediyor?.. Sevişmek, ev- lenmek değildir. Sahi mi söylüyorsunuz? Tabil. 25 yaşındayım. Bu ilk eğlencem de olmıyacık. Demek hakkınızda söyle- V nenler dottt — ” | Hıçkırarak . ağlamaya başladış ve artık sözüme inanmadı, lediğimin yalan olduğuna kun- madı. Benimle evlenmek — iste- medi. Ben de Ondan sonra, kimseye varmadım. İşte.. Nakleden Selâmi İzzet ERYTELARI AT GR S GAREDET TAREALE İrtihaller Donanma makine müfertişi Rin- başi Vahti Bey — dün gelirken kalp sektesinden Merhumun cenazesi dün ihtifalât ile varilesine Küldirilmiş — ve Sallesi — mekheresine | detnolunmuğcur.: — ANak aht etiim Tashih, Dünkü nüsbamızda imtişar eden İstanbul kasapları nim şirketinin Uissedaran hey'eti kalâde içilinsa da Hânda &8 nci zemdetrlam & 2“; olduğu y ettip olarak leri biç bir hıiialık fade etmiyordu. “Sunt Nacl> sordu:| — Yine sancı mı var Efen- dim, Kaşelerinizi aldınız mı? (Cemil) utanır, üzülür gibi nu kıvrandıran bir ihtilâç Nle kımıldandı. — Sancım yok doktor B. fakat öksüriyorum, ııeylm var. (Suat Naci) ciddi bir e dişeyle genç kıza yaklaştı.. Onun ince parmaklı yumu- şak ve beyaz eli genç kızın esmer alnında dolaştı. — Okadar ateş yok, eli- nizi veriniz. at Naci) nabızları oka- dar muntazam atan bu yu- | varlak bileğe temas ettiği müddetçe genç kızın yüzüne baktı. “Cemlle) mnin siyah, büyük bebekli gözleri bu gün okıdır canlı ve hareket yattığı yerde bütün vücudu- Boman Tiyatro Son sistem ne renkli basan Bilumum ticari ucuz ve güzel tab terlerimiz hazır ve Hariçten alacağımız yve mahalline irsal ederl: Sullan Ahdilaziz Nasıl hal'edildi? - Nasıl intihar etti? Yazan: Ayhan 2 inci cil ün çıktı. eski harf-| lerle en son eser... Kırtasiye munakasası Ticaret ve zahire borsasının Senelik kırtasiye ihtiyacı müna- Kasaya — vazedilmiştir. 8 Nisan pazartesi akşamı saat 4 te ihalesl haddi lâyık görüldüğü takdirde, icra edilecektir. Talip olanların kırtasiye cedvelini görmek ve | münakasa şeraitini öğrenmek üzre Borsa kâtibi umumilik burosuna racaatları. Devlet matbaası müzayede komisyonu riyasetinden: Doyç 'marka 40 beygir kuvvesinde gaz motörü Körtüng marka * beygir kuvve- | çinde natemam ve bürde morör TYançi marke 1 " beygir kuvve- | düde hürde mosör Klaytön Şotlorok 90 beygir kuv- Yetinde eski motür Pahliç markalı xarf makinası 4 Pek eski torna tazgihı £ Çift İstanbot bovunda hürde İito makinesı £ Kıl destere tezhahi 2 Kınık tel dikiş makinası çi | Kartı vizit makinası | T Damga trakinası f9 Lüks Hlmbası Hurde demir parçaları 15000 kilo Balye çemberi 1000 Devlet matbaasın- |da mevcut ve isti- : , male gayrı salih ma- |kine ve sair hurde eşya 25 Nisan 920 |tarihine müsadif Perşembe günü saat 15 de müzayede su- retile furuht edileck- tir. Talip-olanların matbaaya müracaat- ları ilân olunur. Ki bü — cevvaliyeti gösteren bir kızın hasta olmasına 1m- kân yoktu. Yumuşak sedire kendin! bırakmış, maçhul bir kuvyetin verdiği iradesiz- | likle bitap ve porlşan yatı- | yordü. - (Suat Naci) ne gözleri, ne görünüşü hiç bir hastalık Hade şetmiyen genç kıza | dedi ki: (Cemile> H. gözlerinizi buna çevirin bakayım. İki &ıra boş dgk arasında- ki (Bucak) nahiyesinin bu görgüsü dar, görüşü dar, dü- şünüşü #ar Takat kalbi yüce (Anadol— — yaylâlarında biten nadide kirçiçekleri kadar te- miz ve berrak olan genç kı zın çevrilen simsiyah gözle- ri bir anda gölgelendi, bu- lutlandı. ve sık kıvırcık kir- pikli göz kapakla: rağır hırıkıt etti.. Alçıllı. ı.lcll— bı, yüksele Milliyet Matbaası « mücehhezdir. evrakı matbua, kitap fatura ve ilânlar Tab işlerile de memlekete hizmet Yegâne emelimizdir fis ve muhtelif makinelerle defterler her nevi olunur. Ticari det- satılıktır. siparişleri itina İle Ihzar Z. Telefon: İstanbul 3011 - 2 Şehremaneti ilânatı Şehremanetinden: Şehirde Seyrü- seferden bilumum Oromobil ve Kam- yönetlerin levhaları yeni rakamlarla yapcırlmış levhalarla tebdil edilecek ve ayni zemanda vesaiti mezkürenin muayenci fenniyeleri lora kılınacak- ur, Bu işe 1/4/999 tarihinden itiba- ren başlanıp nihayet bir uy sonra nihayet verileceğinden alâkadaranın doğruca Hefer merkezine usülen müraca- muzyenel fenniye ve munmelel tebdiliyeyi ifa ettirmeleri ehemmiyet- le ilân olunur. * & * Şehremanetinden Galatada ceki Borsa Hanında alt katta 13 No oda pazarlıkla kiraya verilcektir. taliplerin 6/4/929 Cumartesi günü saat on beşe kadar Levazım müdürlüğüne gelme- leri. Mevlüt kıraatı Ayandan merhum Raif paşa kerimesi merhume İhsan Ralf ithaf — edilmek üzere Nisanın 5 nci Guma günü hanımın ruhüna öğle namazınt müteakıp Aksaray- da Valide camli şerifinde mevlüdu nebevi kıraat edileceğinden akra- Potumu Kiralık Bebekte Haşim paşa yalısı karşis sında mükemmel bahçe , bimenent bir manzara, telelon, elekerik, garaj , Lanyo, gibi - bütün —esbalı - istirahatı Cami $ odüli Hazice immin köşkü li ve mobilyesiz - kiralıktir. Hasan ccza deposuna müracaat Fi icradairesinden : Huseyin efendi ve - Veriha | hanıma medyün — Çapada Saraç — | duğanda 10 nümerolu mandırada | sütçü — Şerit efendinin mahenz demir kırvrenkte bir rets'beygir 10 nisah 020 Çarşamıba günü sant 12 de FPatih at pazarında furuht glunür, dalresinden doölüyi — maheuzi Ve İuruhtu mükarrer bulunan ve Sirkecide Ankara Musyıt Gotye Vidalinin yzihanesinde napt hanını müzayede sürerile Turuht oluna- cağından taliplerin hazır bulun: — ilân olunur. W (Suat Naci) bir siyah el- mas parçası gibi parlayan. ışıldayan bu berrak gözlerlin bir an içindeki ifadesinden bir. çok şey anladı. Nabzıni — sayan parmakları halâ genç — kizin — bileğindeydi. — Onlari — yavaş yavaş cekiyordu. ğ Kına yerleri taze bir nef giz gibi göz alan bu kalılt ve sert eli birakıyordu Kİ parmaklarının haflf bir taz- yik altında kaldığını hisset” — t. Bu gayritabli temas genç adamın damarlarından Ke- miklerine — doğru mlihı bir cereyan halind yayıldı. — ledi ve genişledi... Sinama sahnesi gibi bi anda değişen vaziyet ( Naci) nin bütün şüpheli dağıttı.. Hücra nahiyenin mer yüzlü, kınalı kızı sakla, masum bir gönül ranı geçiriyordu. ” | mahcüz bulunan mss, kasa, kas ( | ve'yazı makinasi ve sair “yazi- hane eşyasinin — 10-4-020 tari at on buçükta alenen ba ve Ihvanı dinin teşrifleri rica — ğ Ş 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: