7 Mayıs 1929 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

7 Mayıs 1929 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ASRIN ÜMDESİ *MİLLİYET,TİR. ? Mayıs 1980 BUGÜNKÜ HAVA Dün hararet azami 91, asgari ( 10 derece Idi Rüzgür hefif ve İ müzehavvil, olarak — esmiştir. Bugün olacaktır. Cümhuriyet — refikimiz — bir güzellik müsabakası açtı. Üç aydan fazla olüyöor ki her gün bir iki güzel resmi basıyor. Lükin galiba arkadaşımız. — karilerin ihata kudretlerinin bir derecesi olduğunu ve - bütün — bunların neticesinde rey verilmek lâzım geldiğini unuttu galiba ki haril harıl hemde merdiven iner gibi dörder dörder resim basıyor: Bütün bu güzellerin —nasıl içinden çıkacak bilmem ?l Buz flatı! Yedi para artmış. Vakıa ehemmtiyetsiz. Lâkin — mes'ele böyle İnhisar- halinde - olan şeylerin fiatını artırmaya - alış- mak hiç hoşa gitmez, Maluma! 7 para ufak ama yol olur! Ölü Hüseyin Suat bey! Şekspir muhabbeti aldı yü rüdü. İmza sahiplerinden-M. S. bey, “Akşam, da (berim böyle şeyden haberim yok!) diye im- zayı kendi atmadığını ilân edi- yor. Vaka-imzayı kendi atma- dmiş ama can ciğer arkadaşla- rutdan Tanburcu M. C. atmiş. Bu tekzip çıkınca M. C. hemen M. S. beye koşmuş, ve arala- rinda: Ne gaptır. — yahu? Nedir o tekzip? y Ben... Ben... Ben atma- dım ki! — Böen senin yerine attım, Jerlâ mi ettim. Şekspir gibi bir adamın taraftarı oldüm! Ben Şekspiri sevmem! — Ne zârarı var! Koynuna girecek değil a | Sana güven- dik te imza attık, iftira atma- dık ya! Şeklinde bir muhavere geç Diğer taraftan V. N. bey Hü- seyin Saat beye verdiği cevapta: — Siz ölüsünüz ama Şekspir yaşıyor! Diyor. ” Hüseyin Suât bey bunu okuyunca. — Ölü iken. 25 kişi ile hu- cum ediyorlar, ya diri - olsan kaç kişi sevkedecekler! demiş. P. S Bey ise V. N. beyin iddia- S hilafına Şekspirin. Londra- daki mezarının üstüne konan |eder? bir sineği bile kovamıyacak kadar ölü olduğunu — söyliyor! Buna siz ne dersiniz ?? FELEK Kadın gözüyle Memleketimizde Şekspircilik Şekispirin eserleri lâyemutmuş, ,. gihan edebiyatında ismi pek yüksek Milliyet, in edebi tofrikası 50 Köy heki -- Doktor bey, dedi, Ben dün geceden beri eve. oğramadım. Jandarma kumandanı - söyliye- cekti ama unuttumu, unutmadı- mr bilmem. Zahmet olmazsa ge erken bir oğrar bizimkine ha- er verirmisiniz? Biz hastalar çin şose den gitmiye meeburuz. Çavuşun bu saf ve masum ri- sası Suat Naci yi o kadar ezdi, arap etti ki genç adam birşey söylemiye muktedir. olamadan sadece başını salladı. Ve onun temiz vekarir bakış: larından kurtulmak ister gi atını mahmuzladı. Kayboldu. Tosunun ricasını daha bir ak sam evel jandarma kumandanı unutölüdan yapmış, onun gele-|ma neşe ve heycan ifade eden ü haber vermişti. Fa-|kaşları çatılmıya başlamıştı. t bütün i yi da geciren gece doktı çam ormanın- » (oluyormuş... kliye geklinde sinirli İlihazırdaki zibniyet ve mütalassız İbayatımiz mümtaz bir mevkie yük- İnın kıskançlığı eseri olarâk “büyü- milletler ondan müstefit olmuş ve kalemlerin — gizdiği ve Şekspire müstesna bir mevki vermeğe matuf olan bu sözler, hedefine vasi! olma- dı. Çünkü bize her kesin bildiğinden fazla bir şey öğretmedi; Şekepirin büyüklüğü nerede ve hangi noktada tecossüm ettiğini, biz Türklere,onun büyüklüğünden ne suretle istifade edebileceğimize göstermedi. Madem ki benimde ortaya — çıkıp tezimi müdafaz etmekliğim arzı edi Hiyorr, bunu yapmadan evel, müsade ederseniz, bir kerre protosto çeken Hevatın isim İlstesini görden geçi- reyim. İçinde Şekapiri İngilizce ve ya Almanca tercemesinde okuyabi- Tecek, yanılmıyorsam beş altı kişi tahmin ediyorum, ve bir bele görül- mezse onlara hitap edeceğim. Bilirsinirz Ki Şekspir, devrinin maruf olan #kolastiklerinden madut olmamakla beraber, insan rühunun nibayetsir Klssiyatmı ve meylini i- fade etmekle fevkalâde dehası vardı. Fakat her ne kadar sayılı dahilerden | biri de olsa, “Strotford ou Avon” da | doğan ve yalnız Londea ve havali- Bini tanıyan bir insan ancak Anglo- Saxon sihniyetile yazabilirdi: Mev- suları İtalyada, Danimarkada yahut Avrupanın her hangi köşesinde ge- gerse geçsin, karakterleri tamamile İngilizdir. Bunan için Almanlar, H- sanlarının ve mizaçlarının karabeti itibarile, Şekapiri her mülletten faz- da kavramışlar ve benimsemişlerdir. Halbuki lâtin ırkma mensup — olan Pransızlar, sevk ve haralerinin derin lik ve inceliğine rağmen, onu anla- makta gecikmişler ve — tercemeleri, bu günkü günde bile Almanlarınki- nin kâba varamamıştır. İngilir ırkına lâtin Fransızlardan daha uzak olan Türkler için ise, ha- lığımızla Şekspirden - istifade ct- mek imkânsradır. (Tabii müdekkik ve Erüdilerimiz müstekna) Temaşa selüp te bizde de klasikler için ay- rica bir tiyatro olması ve onların © serlerini, değerlerinden, den, terceme ve temsil kabiliyetini | göstermemiz mümkün olsa, ancak o raman bu gibi piyesler diletamteleri mzil etme miz-için oynanabilir. Fakat bu kat'i geraitin haricinde, Şekspir memle ketimizde hem faidesizdir, hem de san'at cereyanını durdürmak mahiye | tini haizdir. | Meselâ alelüde bir temaşa muhib- bi için Hamlet neyi ifade eder? Ham let kimdir? İstediği nedir? Hissi-| yeti için bir erkek bir kadımı yü se- | bir hazırlık göstermeden değil alelâ de temaşa muhibbi, sahnedeki mü- messil bile anlâyamaz. Türk zihni- yeit İçin'bir erkek bir kadını ya se- ver, yahut sevmez ; fakat bu hissiya- 'tınr her halile sözü, hareketi hatta sükütu ile belli edec. Hamletin O- felyayı sevüp sevmediğini kim id- dia edebilir? Müvazenei akliyesinin tam olup olmadığına kim — şehadet Sonra bir yaz gecesi rüyasında(O Midsummer Night's Dresm kocası- 1ü” bir maylin tesiri altında kalan, periler kraliçesi Titanya görünü a- çar açmaz ilk gördüğü mahlâüka a- şık olur. O da eşek maskesini taşı- yan bir adamdır. Bu ancak on altın- €e asrın İngiliz zihniyetini gösteren bir farsıdır. O zaman hakkında fikri olmayan bir Türk, bu manzara kar- i|gibi ağır, ezici düşünceler için-i 'or dönüşte çarı|mek şısında dudak bükmekten başlça ne | Bürhan Cahit ormanına da oğramıya cesaret edemedi Ona öyle geldi ki Tosunun ri casını kabul etmek, çam ormanı- na gidip Emine yi görmekle ak- şamdan beri bu temiz yuvanın içinde geçen macera bir daha a- yrılmamak üzre tekrar başlıya- caktır. Ve daha sapa, daha kes- tirme yollardan bir hırsiz gibi, | bir kaçak gibi sine sine merkı ze döndi Şimdi hayatında ilk defa cid- di bir mesele karşısında kalmış 'de bunalıyordu. Yüzünün şimdiye kadar ger- gin duran hatları kırışmıya, dai İLLIYET TMiKAyc Moman, « Şekepiri sahnede canlandırmak o kadar güçtür ki, memleketi olanİn- gilterede bile ancak bir tek kadın o- nun kadın. rollerini oynayabiliyor. İngilizlerin bu müşkülpesentliği e- debiyatcılarımızı bir az uyandırmalı değil mi? Şekspirin noksan bir tarz da temsil edilen piyesleri, ona karşı hürmet değil, bilâkis kıymeti edebi- yesini tenzil etmek demektir. Ama denilecek ki, tam olsun, noksan ol- wun, biz de ocreyana karışalım. .. fa- kat Türk milletine onu anlatup sev- dirmedikten sonsa ne çıkar? Bu mütalaaları sonra müsade edi- lirse, protesto sahiplerine acizane bir nasihat bir hemşire nasihatı ve- reyim. Şekspir hakkında lâzim ge- len malümatı vermeden, yani tiyatro tekniğinde gösterdiği inlalâptan pi- yeslerini manasından, karükterlerin deki küvvetten bahsetmeden, hatta Şekepiri hiç okumadan evel, yapıla- çak mühim bir şey vardır: o da ede- biyatın incelik ve nezabetini, ihtiva ettiği edep kaldelerini öğrenmek ve bilmektir. EFZAYİŞ SUAT KArını Bir zate geçen gün takıliyor- lardı: — Nerde ekmezlerse örada bi- tiyorsun! Yaman adamsın vesse- lâm.. Yanılmıyorsam hemen bütün cemiyetlerde Ozasın.. Öülerek: — Öyle, dedi, ne yapalım, lite yazılacaksın diyorlar. Ben de ha- tırlarını ktramıyarak - yazılıyorum, Mühavere bu - kadarcıkla kal- | madi, içlerinden bir tanesi işi iyi- | ce ataya döktü: | Dün söylüyorlardı , kadin birliğine de kaydolunmuşsunuz. Başka birisi atıldı: Aguvat — cemiyetine — kötibi umumt olmuşsun. Balıkçı cehtiyetini unutma- yın, Bey orada Üü üzadir. Yayaş yavaş kızdı; fakat söz ğük - kanlılığını da — muhafazaya eolışarak:- Şey, dedi, ben bir yere da- ha yazıldım. Hep birden — Nereye k — Himayel hayvanat cemiye- llâ rdular: n? tine Ve ilâve etti. — Merak etmeyin Ük himaye- me alacaktarım siz ölacaksıniz !... Kulak misafiri Spor angisi?.. Şampiyonluk davası Fenerbahçe, Galata- sarayla şampiyon- dluk maçını kim kazanacak ? | Galatasaray Fenerbabçe. Beşiktaş futbolcularına ictthal- GALATASARAY KAT'İYETLE ŞAMPİYONDUR: Fenerbahşeyi ve Süleymaniyei ye- nerse; Fenerbahçeyi yemer, Süley- maniye ile berabere kalırsa; Şüley- maniyeyi yener, Fenerbahçe ile be- rabere kalırsa;, Penerbahçeyi yener, Süleymaniyeye yenilirse; Fenerbah- hütkümet konağına gitti, Vazi- feşinas bir devlet memuru gibi raporu verdi, müddeiumumi ile konuştu, diğer birikmiş işleci bi- tirdi ve öyle yemeği sıralarında eve gitti. Müddeiumumi onun gelemi- yeceğini Leylâ ya haber vermiş ti. Genç kız bu ilk ayrılık gece-| sini Hatice nineyi bsrakımama-| sına rağmen endişe ile geçirdi. |mak için Leylâ onun etrafında| dırımları döğen bir bekçi> gibi İârı gömleğini ıslatırken Suat SALI $ MA ge Süleymaniye ile berabere kalır. “a. GALATASARAY ŞAMPİYON- LUĞU ALABİLİR: Süleymaniyeye galip, Fenerbah- geye mağlup olâa dahi "Bu takdirde Fenetbahçeniti Beşiktaş ve ya Vefa ile berabere külmatr lâzımdır.” Fe- mere yenilse ve Süleymaniye ile be- rabore kalsa dahi “Bu takdird Fene- vin Vefa veya Beşiktaşa mağlup ol- ması ve yahut her ikisile berabere kalması lâzımdır.” — Benerle bera- bere kalıp Süleymaniyeye — mağlup! olması da ayni şeydir— OGALATASARAY ve FENER- BAHÇENİN PUANLARI MÜBA: Vİ OLUR; Galatakaray Fenere mağlup, Süle- ymaniyeye galip; Penerde hem Be- şiktaş ve hem Vefayı yenerse; Ga- latasaray Fenere mağlup, Süleyma- niye ile beraber; Fener Beşiktaş ve- ya Vefa ile berabere kalırma; Ga- latasaray Fener ve Süleymaniyeye mağlup, buna mukabil Fenerde Be- şiktaş veya Vefâya yenilir yahut ta her ikisile berabere kalırsa. .. GALATASARAY ŞAMPİYON- LUĞU KAYBEDER; Eğer Eener - bundan - sonraki — üç maçı da kağanıtsa... —ki bu hafta Galatasarayı yendiği takdirde diğer iki maçı kaybetmemesi-ihtimali yüz- de doksan dokuzdur.— GALATASARAYIN ŞAMPİY. ONLUĞUNU FARZEDERSEK : İkincilik Fener ve Beşiktaş. belki de diğer kulüpler arasında münazi- Ünfihdir. zira bu takdirde Fener an- gari 20 azami 28 puanı, Beşiktaşta asgart 19 azafmi 23 puanı doldürabi- lir. FENERBAHÇENİN ŞAMPİY. ONLUĞUNU FARZEDERSEK Tkindllik kat'iyetle Galatakarayın- dır; zira bu takdirde Galatasarayın alacağı puan—Beşiktaşın azami 21 puanına mukabil—asgari 24 dür. | 8. GALİP T Mektepliler müsabakası Mekter SAA GE a Nafia programı Bu gün de - ücüncülüğü kazanan Kabataş iisosinden Recâl Beyin yazısinı koyu- yoruz: Bündan beş 'Sehe konteki va | ziyet, vatanın her, taralfımnın demir ağlarla ör Bulunması Tür- kiyenin kaç: yüz — seneden - heri uyuduğu ykudan uyamıp Vev Adımlarıylâ - ilerlemeğe - başladı- gını gösteren en canlı bir.nümu- nedir. “Türk devleti “ilk teşekkir lürden beti- bu kadâr zaman bir tek tren hatu yapılamıyan ana vatanda şimdi -bu beş on senelik kısa bir-zamanda böyle demir ağlatla örülmesi her vatandaşin iHtihar Gdeceği bir şeydir, Bizim” Ücşbeşimizin ileriemesi için yetiştirdiğimizi - harice sat. makaır. Fakat — şimdiye — kadar Törkiyeğlin iç taraflarında yetişen mahöuller orada çürüyüp kalı- yordu, Zavallı köylü bunu sata- miyotdü. Çünkü bir tek vasıta yokru. © bir tek kağnısıyla ne kadar iş yapabilir? Halbuki biz o zaman hariç: ten un getirip onu - yiyorduk, Neden - hariçten —alalım, — bizim yetiştirdiklerimiz. çürlüisün?. Fakat” bu vesattimtizin — ç kadar gözünü kı n gün- düzü ve güneşle beraber dakto- Tu bekledi. Öyleye kadar sabursuzlukla . Yemek vakti Suat Naci ettiği zaman genç kız bir giçek demeti gibi renk, koku, neşe içinde idi. O, meyustu; bi: kindi ve bilhassa düşünceli 1di Elbisesini değişmek, yıkan- YiS ması bizi bu felâketten - kul myor. Artık bundan sonra bizim de garp devletler olduğu gibİ vatanımız. bu haye ağlarıyla örülecek, vatanın ber trenin keskin düdüğü duy ve semalarımız onun dı kaplanacak! Türk milletinin bu kadar az bir zamanda vatanını bu hale getirmesi Türk tarihinin sayfala rına altın kalemle yazılacak bir harikadır . Türk azmi ve Turk iradesi önünde her manli hırar ve yatanını yükseltmeğe elinden geldiği kadar gayret ederi. —- ——— İlân Biga asliye mahkemesinden: Biğanın -Semedeli köyünden 138 numaralı hanede 1316 tevellüdüyle mukayyet ve 9/2/1380 tarihinde 17 İnci fırkaya sevk 18/7/1339 tarihinde nakliye taburunu mel edilen Mehmec oğlu Apturrahman askere girdğinden beri hayat ve mematı meçhul olduğu köyü — muhtarlığınca tasdik edilmiş olduğundan kanunu medeninin 3ncü maddesi mücebince mumsile #in ha yat ve memati hakkında melümatı olanların 3/9/1029 carihine kadar bildirmeleri hususunda keyfiyet ilân olunur. Birinci hukuk dairesinden: Çenğel köyünde havuz — başında 23 numarâalı hanede mükim ve İstan bulde yeni postahane karşusında kâ- in Erzrum hanında 1 inci katda 5S numaralı yaşıhanede emlâk ve mu- cevherat alım ve satım — dellâliğtile müşteğil iken 29 Kânunevvel 927 ta rihinden itibaren-iflâsına karar ve- rilmiş olan komisyoncü Mehmet Nu- ri efendinin muamelâtı iflâsı Ü tetviri için ünyon sindiği br zımınında #&habr matlubüu işbu 1929 senesi Mayısının 14 we müradif Salı günu saat 10 dan 16 ya kadar İstan- bulda Adliye daizesinde mahkemci asliye bininci hukuk dairesinde ha- İzir bulunmaları Tüzumu ilâm/olunur İstanbul- İkinçi Ticaret mah- kemesinden: Teşebbüsatı bahriye ile müştagi! Fratelli Sara — Anotim şirketinin Hânr Hiserha Ve mekalihi iflâkiyenin Tüyet Ve tesviyesi zimnın da azayı mâhkemeden Ricai Galip beyin Jorj komisez ve avukâat Tamail İşa, Sıddik Sami ve Hilmi Riza bey- lerin muvakkat sendik ve vaz'iyet edilmesine ve evrakı de- larıyle tayinlerine fatirinin celbine ve bu baptaki ka- rarın muvakkaten icrasına mahkemc- ce karar verilmiş olduğundan kanu- namei ticaretin yüz yetmişinci mad desi mücibince dalmi sendikleri in- tihap olunmak Üzre eshabr matlubun işbu döküzyüz yirmi dokuz senesi Mayısının yirmi beşinci günü saat 14 raddelerinde mahkemenin — iflâs muamelitına mahsus odasına gelme- leri Jüzümu ilân olunur. İzmir Bandırma demiryolü üze rinde — kırkağaç yezâne cezanesi satlıktır. “Talipler “ oradaki sahibi Şemsettin beye müracaatları Ti YaRE z zi | Daktilograf aranıyor Orta mektebi mezunesi ve Ameli Kız Hayat mektebi daktilograf şe hadetnamesini baiz genç bir. hanım aranıyor, -(Ürta mektebi) - rumuzile İstanbul yeni postahane 176 numerolu gu adresine tahriren müra: kazasının kin cevaplar genç kızın kalbine birer kızgın demir gibi - yapışı- yor, acıtıyor, parçalıyordu. ©, kararsız düşünceli mağmmuı du. Yemeği bir çoban gibi, yedi, elbiselerini bayram namazına geç kalmış bir hamal gibi hoh- laya, pollaya giydi ve kapıyı |haşın, sert bir eski zaman iç gü- |veyi gibi çekti. Bastoniyle kah- Suat Naci nin vücudu onu ta bir gölge gibi dolaşıyor koşuyor yürüdü gitti. Göztepe den buraya kadar bü-| tün tehlikeleri unoutturacak bir | küvvetle çekip getirmişti. Onun yanında oldukca hiç birşey dü-/ mak, taşmak istiyen yanar dağ | şünmiyor, ne yabancı muhitten gçekiniyor, ne bilmediği verlırdıt nasıl vakit geçireceğini düşünü-| yordu. Zevki, emeli genç adam- dı.... Onun böyle velevki ciddi bir meşgale yüzünden olsun bir| yet vardı, gece uyumadım başım | kimsederi gece uzakta kalması ona bu hic ra kasabanın mevklini, uzaklı- , temizlen- ihtiyacına 'râğmen - ğünr ilk defa duyurdu. Ve Ha- tice ninenin yandaki odada yat- çalışıyor, öteki abus ve sinirli, terslemiye, çıkışmaya, hırslan- tam yidi, şahit olduğu vak'a si-|lar mıya hazırlanıyor, fakat patla- bir meyfer bulamıyordu. Leylâ nn Endişeli, tatlı, yumtuşak sual kadar gelip geçen genç adamım |tir bir zemanlarına uymaz, kim lerine kısa kına verdi. Ği Ohııyox olmuştu, ikişi âzife m , Mesul ğgardı, ağrıyor. Bol su beklenen bir çeşmeden yutum yutum akan ve çerçöp, Genç adama ne olmuştu. Ha: İnirlerinemi dokunmuştu. — Bu, şiddet, bü mühlik çehre ne idi. Leyla bir fırtma gibi bir saat (arkasından uzunuzadıya düşün- dü. Düşünürken gayrı ihtiyari gözleri mründe - hiç iyle abus çehre; sert muamele görmemişti. Sual! ne hiç bir zamah bu kadar ha- şin ve ktsa cevap almamıştı. Annesi, ailesi onu bir ipek bös ceğt gibi büyürmüşler, bir. “ Satılık Küçü İŞLER N/ 1 Şubat 1889 Bugün bizim Memduha - ras- geldim.Onun sporcu olacağı da- hamektepten belliydi. Bakalor- yasını verdikten sonra, bisiklet malzemesi komisyonculuğuna başladı. | — Nasılsın Memduh? dedim, iyi misin? —- Teşekkür ederim, iyiyim. — İşler nasıl gidiyor? Mem- nun musun? Memduh, henüz - terlemeğe başlayan bıyıklarını büktü, su- ratını ekşitti : — Eh! dedi, şöyle böyle.. . Ve bir müddet sonra devam etti: — Her hangi kapıya baş vur- sam, hep aynı şey. .. kargşıma hep, kendimden 20—30 yaş bü- yük insanlar - çıkıyor... Bana hüsnü muamele ediyorlar, güler yüz gösteriyorlar, ama. . aması var; küçük heyt diyorlar bana. Aralarımda rı zaman: «Memduh çocuk!» di- yorlar, emniyet edemiyorlar- mış. Neslimin, büyüyüp meyda- na -çıkmasını bekliyeceğim. Be- nim için, bundan evel ihtimali yok!... l iş görmek 1 Mart 1909 Bugün bizim:Memduha - ras- geldim. — Nasılsın Memduh, dedim, iyi misin? n — Fena değilim. Kara ciğe- rim-biraz hastaydı ama, iyileşti. — İşler nasıl gidiyor? Mem- nun musun? — Hiç memnun değilim. Fe-| h gidiyor, fena da gidecek,| düzelmeyecek de. — Neden sanki — Canım neden deye soraca- #a biraz düşünsene, Dostunla | ye iç de alış veriş etme demiş- ler; Hepsiyle'döstürü. 'Bir çoğu | mektep arkadaşlarım. Donumu| zu beraber bağlamışız, ilk gizli |sıgarayı beraber içmişiz; bera-| ber mukâfat almışız, beraber ce İzada kalmışız. Gene de dostuz. Yazıhanelerine babamın. evine girer gibi giriyorum. Onlar da; 'bana tam bir kardeş muamelesi ediyorlar. «Koca Memduh!» di yorlar. 1 Ama iş görmek hususuna ge- | lince, bir şey yapmağa imkân | yok. Daha on, onbeş sene bek-| lemek lâzım, Bütün bu eş dost| servet yapıp piyasadan çekilsin | 4erde, yeni nesille beri baş başa | kalayım. | 15 Nisan 1920 Bugün bizim Memduha ras-! geldim. | — Nasılsın Memduh, dedim, iyi misin? | — Teşekkür ederim, hapşut. (hapçuunul.. — Görüyarsunya, nezleden halim harap. 'opal lığim da romatizmadan. Bron- İşit kronık oldu, romatizma da Şillet. — İşler nasıl gidiyor? Mem- nun musun? Memduh, sualime bir nefesde cevap vermek istiyormuş — gibi /yutgundu, fakat müthiş bi |dal gibi kırılmaması için göz- perini üstüne dikmişler di. | Ve Suat Naci ne ince ne, ok- İşayıcı, ne içli bir gençti. Onu böyle bir kasırga haline geti- ren, yüzünü ateşten çıkmış bir hakır gibi palazlayan, kavuran carpıtan ne olmuştu. Leylanın erimiş birer — kırat pırlantaya benzeyen — göz yaş- |Naci nin haline şahit olan Ha- tice nine güü — görmüş, firtma- flatmış bir kadın - süiküne- le onu teselli etti: — Hiç üzülme, sıkılma evla- |dım, dedi. Erkeklerin bir zema- ti bilir dışarda neye Üzülmüş, si- kılmıştır. İçini ferah tut, gelir!| İgeçer. Ağabeyinin huyunu, su-, |yunu bilmiyor değilsinya, me- İlek gibi çocuktuz, amma erkek- likte kolaymı, hele doktorluk... Zaten söylediya, insan her gün hn.hhl:"l. dertli görürse ağzın- AY S ü ahifesi K HikAvE IL GİDİYOR? cığa yakalanıp öksürmeğe bâi” ladı, Bir hayli öksürüp, aksif” dıktan, bir hayli tükürdükteü Yirü, — İşler berbat, dedi. Günlef de ıestil_âe. biraz daha berbât” laşıyor. Ticaret çoluk çocuğuft elinde kaldı. Hangi ticarethant” ye gitsem karşıma bir alay $ö” Guk cıkıyor, Filvaki bana hlt nü muamele ediyorlar «gel bir kalım baba Memduh!» diye 4f" kamı okguyorlar. Ama iş gornifi ğe gelince ümit Yok, Onlar gibi çoluk çocük, benim bir bunakla iş yapar mı?.. Bir bi sattığı mal alınır mr Bittabi işlerim berbat gidiyof" Başını salladı: — Ne yapayım, bekleyeti” ğrm. 30—40 sene daha bekleyi” ceğim. Hele onların da saçlart benimmkiler gibi ağarsın, belki İf İşin| görmem kabil olur! SELÂMİ İZZET oru bir heça özerle KM konulacak Koli- nos dişaralarinda ka- Tan yemek artiklarinı karır. Tehlikeli mie ropları imha eder, diş ma, dişlerin çürümesine, diş etleri- nin , hastalanmasına manı olur, İstimalin- den sonra saallerce agizda leziz velâlif bir rayiha bırakıp ağzin serin olmasını temin Hinosu tecröbe , bu tecrübe ne* gunu bissediyorumdi- eceksiniz. OLYNOS DENTAL CREAM Türkiye için depoziteri: MAÜRİCE FARAĞGI Beyoğlu, Venedik sokaği, İbranim Paşa apartımanı Hanim Efendi, a Üzümiycile Parfümler, PoFli kamâşurcı eriketleri gü dikkatinizi e aA ;»ı..ı'ğ: ise hakikaren güzel ve Ş etis OİÜRE için sizi teshireder. smsudj";'& nimser. ÖOnun içindir ki BOU K” inihaz Gtmiş Olduğu müterafi İğye Parkim - Benim. Parfâmüm. yit başka hiç bir şey Hâve etmeğ' görmemiştir. Pariste Parfümüri | Koşunuz! Koş:l;'lı:':“! Çakmakçılarda çeşme sokülE öti kuş tüyü fabrikasında yüzile HF gt yastık iki lira, yurgan ondöfü Ö önbeş Hiradır. Kilo ile 125 V başlar kuştüylerine mahsus manlarda erkeklerin PŞ yuna, suyuna gi / saman alevi gibi Tç:' h çabuk sönerler. ) Şazık değilmi ne üzülüyotÜyü Hatiçe nine nin nut” ihlamur ””'»1; felbi Ve i ml"',bi:” :..ul’ : içinde hırçın, ıirn"“'î .ııı/ di akşama kadar d li M :;ö"ı;h'i:; serde çalıştı. Bu bir ken boğazmı dili stirler dağıldı. mak içinde arasır Ç reten, vücuduna tatli nesiit me ile geçüp viy"'”wııı/ ci, kandırıcı mayho$ hlasediyor bu gariP Tasil irtifamda lî'.ı-nimı:ı z" ös ühtesem hayali! g? “Hayatında ilk- defâ Gi hıs ve heyecanlardan kadınla bütün bir EC€ f | ve bu gece © e c

Bu sayıdan diğer sayfalar: