31 Ocak 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

31 Ocak 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

hun g miş ) filminde Dı “Nuhun gemisi (Nij — Dolores Castello, Noah Beerry George Obrien arasıra alsaslı kıza sataşıyor Âmerika- lılar rasu dövüyorlar. .. Büyük harpte bu iki Ame- rikalıdan birisi alsaslı kızla ev- leniyor. Pariste oturuyor. . . A- merika harbe girince her iki A- merikalı da harbe gidiyor ve karısını yalaız bırakıyor,.. . Ka- dın ihtiyaç yüzünden zaten işi olan artistliğe başlıyor... Ve bir gün,tren kazasında tecavüzü rus zabitine rast | İgeliyor. Rus kızı kendine râm edemeyince casuslukla ittiham ve idama mahküm ettiriyor. Fakat kızıkurşuna düzmeğe me mur olan mangada tesadüfen kendi kocası bulunuyor rısını tanıyor. .. ediyor. Tam o sırada ©o nokta bombardıman ediliyor. Bu es- | nada mahalli vak'ada olan bir rahip kitabi mükaddesten Tü- fâna ait sureleri okuyor ve bü- tün tüfan vak'ası göz önünden geçiyor. Sonunda mütareke o- luyor ve beşeriyet kan tufanın- dan kurtuluyor. 'itibarile muazzam bir eserdir. inema sanayiinde yapıla bile- bütün etrük» leri ihtiva e- len kısımlardaki âfet sahnala- 1 insan tüyleri Ürpermeden Foto ve çekiş ok orijinaldir. Film arile filozofiktir. n devir devir geçirdi mütenebbih ol- sı lâzımgeldiği tam bir vü- ile gösterilmektedir. Dolo- Kastello'çok güzeldir. No- Beerry ve diğer artistler mu Hfak olmuşlardır. Filmin mev İstanbula gelmekte olan şark ”at katarı bir kaza neticesin- Alsaslı bir kız & onun aşığı olan bir Ameri- alı ve Amerikalının arkadaşı liğer bir Amerikalı, bir rus za- ti kurtulup hududa yakmn bir iltiça ediyorlar. Rus zabiti Kalya n eran nnn arARARAN Hans Ştüve, Herribel, Dullin Biyanketti mevzuu şöyle hulâsa edilel İtalyada idama lan Zosef Balsamo ismile Fransaya gelip saraya kıralıça Mari - Antu- am edileceğini in gözden — düşüyor. Bunun üzerine intikam almak için kıralıça aleyhine gerdanlık meselesini icat ederek onu leke liyor, ve yapılan tahkikatta da- laverası meydana çıktığı tekrar İtalyaya kaçıyor; ve ye. alar arkasına koşuyor. vrupa tarihinde sihirbaz- larr, falcılığı ve kehâneti ile ruf olan “Kalyostro' Meşhur bir serseri vardır. adamın hayatı sergüzeştle Malâmaldir. İşte bu filmde Ka- ğostronun bir kısım macerası lıçanın gerdanlığı” — vak'- İtile mezcedilerek hikâye cdil tir, Filmde belki tarihi ha- tlere mugayır noktalar bu- ilm güzeldir, '“ıgın mizansen tır, Artistler iyidirler. Filmin | ni macer: mahküm 0- / kollürdaki bu maki: Kalyostro | Çılğınlıklar revüsü (lanali) David Rollins,Süe Carrol (Sesli ve sözlü) Bundan evel Elhamrada «Brodvey Melodir» filmini gör- müş olanlar «Çılğınlar revüsü» nün sözlü oluşu hakkında bir fikir edinirler, şu farkla ki «Çılğınlar revüsür — zengin bir Müzik hol programını büyük bir güzellikle ihtiva etmektedir Zaten filmin mevzuu serapa bu revüden ibarettir, Revünün ter- tibinde okluğu — kadar o revü' nün gösterildiği tiyatronun kulis hayatı tam bir doğruluk- Ja temsil edilmiştir. Revü için | Çılgınlar revüsü .e Mary Pikford ve makiyaj aktörün şahsiyetini ve hususi baj zahiri jestler adeta Hüzumsuzdur deni Samimi olan aktörleri itiraf ederler ki san'atte hakikt küfidir. Onlar öğrenmeden, talim etme- Bununla beraber, yüz güzelliğinin çok mühim bir rol oynadığı sinemada maki- yajin az çok faydası vardır. Sinema perdesinde görmek Çehreye malik olan — artistler çok de- |Utak mek istenilen karı |hale büyük bir tezat olarak kaydeder. ir sinemayyıldıurı beraber kâmül ettirmiye amalıdır. hreye akseder. Makiyı Süddet gizlemiye kâfi değildir. Kendimi makiyej —hakkında — malümat .v beraber si- görmemekle mevkidi İksaaçad daşarısında - maki, nema perdesinin vazgeçtiğimi sö) t düşünüş temizliği vücut temiz! " Saç tualeti ise günden darım aslen parlak — oli Siğerimnm Derip, bir kesmesiysti çarler, derece ifşa eder ki sinema ıın'.uırgğ sinema ve tiyatro |samimiyet ancak görünmiyen şeylerin ifa- desindedir. Şu halde sinemacılık noktai nazarından ciddi sahne tertibatı alınmış ve revünün şen olması için büyük bir genç kütlesi çalıştırılmıştır. Başlıca rolü almış olan Da- vid Rollins ile Süe Carrol mü- vaffak olmuşlardır. . Ses ve musikr güzeldir. Revü içinde çok güzel söylenmiş garkılar vardır. Film güzeldir. Mevzüuu kısaca söylenebilir. Genç bir zengin çocuk sev- diği bir kızı çalıştığı bir tiya- trodan kurtarmak için bütün va rını oraya vererek tiyatnoyu sa- tın alıyor. Fakat alacaklılarla parası verilmiyen amele grevi gibi sebepler tiyatronun iİk su- aresine bin müşkülât çıkarıyor. Buna rağmen iki gençin gay- reti eseni olarak reyü mmivaffak oluyor ve sonunda genç hem ni şanlısını hem de - tiyatroyu kâ- rile almaya talip olan birine sa- tarak servetini kurtarıyor. Garp cephesinde tebeddül yok ” “Garp cephesinde tebeddül yoktur,, isimli Alman harp ki- tabının Amerikada olan filminde işe hakiki şekil ki bu filmin sahnelerinde kul- f bi l makiyajın ehetnmiyeti pek azalmış oluyor. Bu hakikatı anlamak için hayvanların ve çocukların yür hareketlerine dikkat etmek | Gen, düşündüklerini ve duyduklarını, ta- bü ve mükemmel harekt ile ifade ederler. istenilen Bldir. Bir çokları ise kendilerini sun't sürette güzelleştirmiye mecbur oluyorlar. bir makiyajın bir çehreyi, ilade et- aj hatasını — objektif Bi kendisine — yakışan güzellik atilimi bulmalı ve oau dalma e: ae B SSER aBa SA V unatı - Zannıma göre — güzelliğin #ırlarından biri de muhataplarına, dostça Muamele etmektir. Gizli maksatlar daima ine oaları uzun yüyebilirim. Zannederim liğinden lmekte verilmesi o kadar mültezemdir lanılmak üzre 200 kat Alman İnefer elbisesi satın alımmıştır. S tefEl l Çilginlür revüsü görer ee eee se A aA SAA aR e AM AAA AAA AM ARA AAA Korsan (petadi) Ronald Kolman, Lili Damito sesli film İde karışık bir çok hislerin birlik, ,dır. Korsan filmi şark manzara- Bir iki gün evvgj Melek sine- masında Anadolu halk şarkı ve oyunları hakkında bazı parça- lar çalındı ve gösterildi. Bunla- rın tam bir mükemmeliyet ar- zettiğini kimse iddia etmemek- le beraber frenklerin “documen taire” dedikleri neviden ente- n şeyler olduğu da muhak- kaktır. Konservatuar heyetinin bu teşebbüsünden fırsat bularak bizim memleketimizde — yapıl- ması lâzımgelen bir iş hakkım- da kısaca bir iki söz söyleyece- ğiz. Geçen hafta bu sütunlarda bizim memlekette filmcilik sa- nayiinin teessüis edemiyeceğini günkü bunun için vücudü lâzım olan unsurlardan hiç birinin biz de mevcut olmadığımı yazmış- tım. O yazı — filmcilerimizden birinin “hükümet para vermek süretile yardım ederse bizde de film yapılır” tarzındaki iddaa- sına cevap idi. Bugün de hükü- metin film işinde nakdi muave- net etmesi çok faydalı olan bir noktayı hatırlatacağız. Bu nok- ta memi imı şube- lerindeki faaliyetini tesbit eden film ve plakların çekilmesi me- şâisidir. Bu gün artık dünya hadisati sesli makinalarla çeki- lirken bizim plakları ayri, filmi ayri çekmemizin manası yok- tur, İşte hükümet bu mesaiye ehemmiyet vererek — Bulga- ristanda olduğu gibi — öğre- tici ve dokumanter - filmlere sarfedilmek için muavenette bulunursa bu gibi . filmleri çe- ken müesseseler sesli priz ma- kinaları tedarik ederek sinema- larda gösterildiği kadar,mek- | & »3 Z teplerli; vokışlalarda akaetti İileü weküdr | ee gn ” rile bilecek güzel filmler yap-| Bu hadiseden sonra “Nebraskode mak mümkün olur. .. Beatrice şehrine gittik. Oruda ba- bam bir dikiş makinası fabrikasinın acentası olmuştu. İşler fena gidiyor. 'du. O zaman erkekler karilarına di- $ makinası almazlardı. Babama yardım etmeğe karar ver- dim. Böyle işlere aklım ererdi Eğer bu sabne hevesi bende olmasa idi iyi bir iş adamı olabilirdim. Nâüâhun gemisi AMAAAAAAAAALA, Harold Loyd'un hatıratı (Harold Loyd tarafından) "vvvvvvvvvvvvvvvvvvvv Çocukluğum, ilk macealarım, istid dım İlk sahneye çıkışın Deuver de idi. | — Bentrice de bir fıstıkçı dükküm Macbeth piyesinde (Banugo) nun ©- |açtım. başladım. Kondi- Hu rolünü alıcıştım. — Şahnede kısa | mi mühim bir adam görmeğe başlar Bir müddet bulunacaktım. — Babamlâ | dem. Annem benimle - iftihar ediyor- beraber sahnenin — ortasına gelecek- | du. tim. Hırsızlar babamın üzerine atıdın- | Bu — kazancımdan - biriktirdiğim ca “İmdat! İmdat” diye iki dafa sah- | paralarla bir gazete bayiliği satın mede ild dafa da daha boğuk bir ses- (aldım. Nobraskaya gelen tiyatro le sahne arkcasında bağıracaktım. — — | kumpanyalarında çocuk rolünü de Şahneye çıkacağımdan annem ve | alıyordum. t ben gâyet memnunduk. Annem bana | / Gazete bayiliğini kendim yapıyors « İgöre bir esvap buldu. Biraz kisalt-|dum... Birkaç çocuk da bana yar- dıktan sonra Şiydirdi. Bu kadife ce- | dım ediyorlardı. vap ve tüylü şapka ile tühaf bir hal| — Akşamları tiyatroda aldım. Fakat ben çok güzel bir çocuk | satıyor ve tiyatro müdirinin bazı iş- di İlerini görüyordum. Para keyfimi artıyordu. — Muhtelif vesile- lerle sahneye de çıkıyordum. Bir des fa da gazete satıcı - rolünü — almişe tım. | On bir yaşında idim. Omaha şeh- rine gittik. Oradaki bir tesadüf ha- yatrar kat'i bir istikümet verdi. Ar- tık sahne bayatına atıldım: İlmi nücüma âdetâ aşıktım. Gü- || neşle alâkası olmayan hiç bir şey be- ni alâkadar etmiyordu. Her rast diğime sualler sorar, canını Hele kütüphaneciyi her görüşümde ilmi vücuma ait kitaplar isterdim. Vakıa o esnada mektop derslerini ol- dukça ihmal ediyordum. — Ohamada “| bir adamın bir büyük teleskopu, bir | de gök haritası vardı. Bu adam yıl- )' dızlara dair verir ve el j da bir yangın tulumbası geçi, Here | | kes konferansı birakarak — yangına | e (| meşhur ayaklarına t D İsmi John Lane O'Comer idi. Çok *|! müktedir ve meşhurdu. — Bu adama | Ronald Kolman bizde oldu- gu kadar bütün dünyanın kadın larınca sevilmiş bir — artisttir: “Ölün perisi” filmindeki oyunu na hiç bir zaman yaklaşama- makta beraber aldığı rolu anla- yan ve hazmeden bir adam ol- duğundan “Korsan” - filminde te ifadesine muvaffak olmakta- ları ve deniz menkibelerini hâvi bir filmdir. Fotografi güzeldi. iduğundan, yabma ancak altı haftada bit kere, başı- |i derisini muhafaza için kullanırım. ! on bir defa yıka- brun, Tabi, bir otomobil seyahatinden İsonra, istisnai olarak yıkarmak ihtiyacı- Ar düyaram. Sabahleyin tualetimi yapma- dan evel, bir kaç dakika başıma scak bir kavli sararım. Bu kan cereyanını tahrik eder. Dalma tatlı ve scak su istimü! ederim rcih Oda hlz- Lili Damitanın güzelliği de ay- rıca şayanı dikkattir. Filmin hu lâsası: 'Tom Lınyar ismindeki zen- gin Java denizinde yaptığı se- yahatlerde Belarab Mehrâçesi- le dost olmuştu. Bir gün yerli- lerin hücumuna maruz — kalan Linyarı kurtaran — Mehraçeye yerliler ısyan ettiğinden hemşi resi ve sadık bir adamı ile Li yarın gemisine firar eder. Bü- tün macera bu adamların seya- hatlarından ibarettir. Filmde Korsanlarla — mücadeleler de vardır. Korsan filminde Lili Damita ————oeeur7jyrAArz mı başana döker, ve z Kcak 'su boşaktınca başımda bol bir kö, |leti bulmak için bazı tecrübeler yapmalı- pük olur. Böylece başımı iki deta | Ü. Şıkadıktan sonra bir delada limonlu ılık Süyla uvarım. — Baçları ” dökülenlere li- monlu su tavsiye Başımı bu lmonlu suyla oğdurduktan sonra, nezle olmamak için sovuk su dös künürüm. Bundan sonta bağıma bir ha ha sararım. Güzel havalarda, turarum. Hava müsalt olursu remı göneşte kuruturum. Sardığın havlu ba- İşandaki suyu mümkün mertebe alır. |V Ekseri büyük stüdyolarda her sahneye yakışacak — tuvaleti gösterirler, — fakat, Tan'atkirlar kendine en iyi giden tuvaleti gösterecektir. Bir mektep muallimesi oli için a. mumüyetle, saçları — arkaya taramalı Burada tarassut kabiliyeti çok ehem- miyetlidir. Dalmi hayalta bazt görüşler, temsil edilecek karaktere en İyi uyacak tuvaleti öğretebilir. - Makiyaje gelince, bunun dikkatle naza- ı itibara almması ikzem geldiğine kani- im. Fakat evvelk makiyaj görünmiye ... kiyaği bilirler. Ben daima, makiye karmaktan riyade hissettim; çankü sinema m müni çektiği, makiyaja altını lerdir. OÖpera sineması M. Papaya-| $- İnopulosun vefatı sebepile geçen | Çarşamba akşamı, açılmamı; | tır. Bu haftaki programa di D ukşam başlamıştır. —— Kalyostro jülminden

Bu sayıdan diğer sayfalar: