6 Temmuz 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

6 Temmuz 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PAZAR S6 TEMMUZ” Fikir, Me umdesi “Milliyet” tir 6 TEMMUZ 1930 IDAREHANE — Ankara eyl No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, İs-| tanbul. Telefon numaralı; İstanbul 3911, 3912, 3913 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye işin Hariç için aylığı © 400 kuruş 800 kuruş 750 1400 iğ G 3 6 2 Gelen evrak geri verilmez © Müddeti geçen mushalar 10 kuruş ©“ bur. Gazete ve matbaaya ait işler için ii müdüriyete müracaat Gazetemiz ilânların mes'uliyetini bul BUGÜNKÜ HAVA Dün Beraret en çok 27 enaz ML ogün özele Her yerde moda © Vaktile kısa ve paçası dar ipantalon moda idi,Şimdi aksi... Vaktile kısa ve düşük omuz- p Vaktile başı açık sol #lmak ayıptı, şimdi aksi “#leyim? Daha böyle bir sürü 2a- vw şanla değişmiş şeyler sayılabi- Lai “lir. Bunlar hep “Moda, adın- ii “daki mevhum kanunun işler- Ki ridir, “i Öger modası olur da "başka şeylerin olmaz mı?. İşte E Ni moda eseri daha: Ticaret O- ası, | ii İşitiyoruz ki Ticaret Oda- A 4 esım da şeklini değiştirecek» | iş İlermiş. Bu cihet muhakkak yal- nız Odaya ne şekil verileceği he nüz tayin edilmemiştir. Malüm İoiduğu üzere Odanm şimdiki! mi dairedir. Yeni şeklin üç | köşe mi, mürabba mt yoksa ar- biediye miolacağı — hakkında Ciya bir müsabaka açılacak yahut a utat bu husus için Avrupa ya bir tetkik heyeti göndere- m Liman » Nihat İstanbul limanmın ha- çarptı. Geç olsun da va a m >. Alman haber- İma nazaran liman işlerini tet- #xik için bir komisyon teşekkül fn Yakında işe başlıyacak- .. Korkarım ki komisyon li- tanıyamıyacaktır!.. Bir mülâkat! © Benim Iranli bir dostum var i iz a İ hakkında vaktile İlütüflere teşekkür | den Müzakhı, Muhtar Paşa Kabinesi - Balkanlıların oltimatomu - Beyhude müzakereler-Arrupn imperyalist kahpeliği - Jtihatçıların harp istemeleri - Muhacir akını - Istanbulun felâketi.. Eski bir gazetecinin gördüklerini kayıt ve hikâyesi tarzında meyda- na getirdiğim bu eser siyasi bir ta rik değildir. Memlekette olup bi- tenlerin bende bıraktığı izleri not defterimden, yahut aklımda | kelan- dan topluyorum, Ve yaziyorum. Ha) buki eserimin intişar eden kısım. ları halkında bazı mektuplar aldtm, bu mektuplarda teferrilata müteal- lik noktaları tafsil ve tefsir etmek istiyorlar. Benim, gazeteci gözü ile görüp kmaca naklettiğim - vak'alar resmi hizmetlere karışmış olanlar bana daha vesika ii malümet vermek İstiyorlar. Bu ederim. o Fakat söylediğim Üzere "Matbuat hatıra- lârum,, bir gazetecinin not defteri ibarettir. Ben siyasi rol oyn: mış adam değilim, ve bir tarih yaz- mak cür'etini yapmıyorum ve yapa- mam. Son aldığım Trablusgarp mu- harebesile Balkan harbinin nasti doğ- muş olduğunu resmi vesikalara İsti nat ederek anlatmak İstiyen bir zat- tan mektup aldım. Kendisine ayrı Ca teşekkürler ederim, Bu gibi ve- sikalar matbuat hatıralarım girs- mezler. Ben kendi muharrirlik ha- yatımda mesleğim itibarile elime geçmiş vesikalardan başkalarını top- İamağa kalkarsam, gazeteci hatıra- & yazmış olmam, siyasi tarih kita. bı muharrirliğine yeltenmiş olurum. bi, | Onun çin matbuat hatıralarımı ken- di yazıcılık hayatımda görmüş, an- lamış ve hissetmiş olduklarıma has- retmelele iktifa edeceğim. Balkan muharebesi Ahmet Muh- tar Paşanın meşhur ve kısa ömürlü kabinesi zamanında gelene Bu harbin doğduğu vakit İttihatçılar hü kümeti kaybetmişlerdi.. Padişah be- şinci Mehmet, Ahmet Muhtar Pa- şayi Sadarete ve Abdülhamidin Şey hüllslâmiz Cemaleddin efendiyi Me- | sihata getirmişti, İttihatçılara © muhalefetle şöbret kazanmış olan Nâzım Paşa harbiye nazırı, Gazi Ahmet Muhtar Paşa- nin oğlu Mahmut Muhtar Paşa da- hı sonradan bahriye nazırı olmuştu. Bu kabine iktidar © mevkiinde iken Balkan Ktifala yapan - Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve — Karadağ | kıralları Avrupa devletlerinden ve bizden akla gelmez metalipte bulun- muşlar ve sözlerini ültimütoma ben- zetmişlerdi. Şark siyaseti istedikleri| gibi kullanan altı Avrupa | büyük! devleti nama onların — en yaşlısr bulunan Avusturya sefiri Babrâliye mülâyemet tavsiye derken iktidar mevkiinden düşmüş olan İttihatçıla- rın toparlamış oldukları büyük, nü mayiş alayı Babıâli önünde müthiş bir gürültü çıkardılar. İhtiyar Sad- razamı merdiven başma getirdiler ve “harp İster «Solyaya! Sotya- yale diye bağırdılar, Halbuki Osmanlı saltanatının ba şna getirilen her vak'a gibi son Tr: rablusgarp muharebesi dahi Avru- palı emperyalist devletlerin bilgisi i- le, kararile olmuştu. Ve Balkan itti- fakr, Rusya Çarlığmın kanatları ak tında yapılmıştı. Balkan ittifakını yapanlarla harbe tutuşmak altı Ay- rupa devletile değilse bile Çarlığı ile muharebe etmek demekti. Muharebede galebe çalarak, 1898. 1313 Yunan muharebesinde olduğu gibi, zaferin gel e yiyemiyecek! tik. Olâa olsa düştanı ön beş yirmi ee dunmağı mecbur eyliyecek ve emperyalistliğe karşı yüreğimde | buçuk sene Topane Müşir tercüman! Bu da uzun boylu, zaif, kurada, tik. Onun için tarihi bilenler ve Av- haris Harbiye nazırı ilerisini göremi| Padişah ise korkuluk nev") İtibada mensup gazete - ler dört günde Sofyaya gidiş geliş bi etleri satıyorlardı.! Ve daimi tekerrürü idi. En son büyük harpte bile Paristeki gazeteler “Ber line seyahat,, diye haykırırken Ber- lin matbuatı Nach Paris diye çalkan- muşt. Siyasi huraların tutuştuğu Za- manlar her yerde ateş parçası kesi- lir. İstanbulda dahi böyle olmuştu. Trablusgafp muharebesile çok sarsıl inş olduğumuzu düşünmüyorduk. İs tenbul Rusya sefareti Balkan ittifa- Kınm demirden kale gibi acentesi idi. Orası aleyhimize müthiş, casus kaynağı idi, Ve biz ona ci süremi- yorduk. Rus ticaret vapurlarınm telsizleri hazırlıklarımızı dakikası dakikasına düşmanlara bildiriyordu. / Sonra “Sofyaya!. Solyaya!,, diye İt tihatçılar bağırıyordu. İttihatçılar za manında Hariciye nazırlığında bulu- nan Asım Bey meb'usan kürsüsün- de Balkanlar hakkında endişe göster mişti, Pukat Balkan ittifakı olup U- timatom gelmişti. Asım Beyefendi- le bir çok sonra görüştüm, Kendi lerinden dinlediklerim matbuata akse| den haberlere hiç benzemiyordu. İttihatçılar Balkan ittifakının iri- zalandığını ya öğrenmemişler, yabut öğrenmiş fakat br İş de- mek lâzımgeliyor. o Her ne de olsa Trablusgarp harbinin Avrupa devlet lerinin kararile ve Balkan ittifakını Rusya çarlığının emrile olduğunu bil dikleri halde İttihatçılar Trablusgarp harbini nafile yere sürüncemede br - rakmışlardır. Balkan harbi zuhur eylediği vakit iktidar mevkiinde bu- lunmamak hursile beyhude harp ta- raftari olmuşlardır. Ve muharebe is- teriz nakaratını tutturmuşlardır. Ni- hayet ilk ilân: hatbi Karadağ yaptı. Lüleburgazda ordumuz bozuldu, fe- üketler yıldırım süratile biribiri ar- kasından gelmeğe başladı. İttihatçıla rım Hürriyet kâbesi dedikleri Selâ- alği Yunan aldı. Rumlar Yanyaya ve Sırplar Manastıra girdiler, İstanbula da Edirne. ve Topkapıdan © müthiş bir Türk muhacir akını U giriyordu. zda muhacir arabaları akıyor) * ler muhacirlerle doldu. Bü tün mektepler hastane oldu. Herke- in evinden — yataklir taşınıyordu. salca üstünde devam eden müthiş ir müdafaa muharebesinin top ses- İleri beynimizde patlıyordu. — Kahpsl emperyalist Avrupa devletleri kömik bir bitaraflık ilân etmekle betaber ga lip ve mağlüp tanımıyacağız, me de| ola Rumelide istatükoyu muhâfaza edeceğiz, dedikleri halde | İstanbula! kruvazörler göndermişlerdi. Bizim mağlüp olunca ne yapalım istatükö | muhafaza olunamıyacak — nağmesini| kendi gazetelerine geçirtmişlerdi Hal | buki 1898 Yunan o muharebesinde / i İ gene böyle galip ve maplüp olmıya- cak diyen Avrupa biz galip olunca is- tatükoyu bize zotla kabul ettirmişler idi. Türk münevverlerinin yüreğinden! kan sızıyordu. Gözümüzün önündeki müthiş manzaralar hepimize kan ağ! latıyordu. Benim matbaamın karşı! | Rusya) sındaki sevgili mektebi Mülkiyem dürlüğü bir şehircilikti. Ben de bu avdetc karar verdim. Haydarpa dahi hastane olmuştu. Onun dersane lerinde inliyen kahraman Türk mec- ruhlarına gaz tenekelerile çay dağıt- tığınız gün siyaset biralarma, Av- rupa siyasetine ve emperyalistlerine müthiş bir isyan ateşi alevlenmişti.İ(. İmuş ki: | #a içinde idi. Mükemmel bir karnaval! | İyordu.. İ | geçirdikleri! Ben bir şey oldum amma. İdum dememeli ne olacağım de-) | Miri müşarünileyhin şanı celi Efendim, bendeleri fizamanı-| Hepimiz alesta, kler Kı müddeiumumilik yapıyordum.! yi beklemeğe başladık. Büz kece VİâyGCİMİZi, Ayan boylu, pos bıyıklı, ça- rulan yüzbaşı falanca bey maa | mar mışmı sara... Kordonlar, ik ir ir lardı.H Gul bagli ayi yor İlah alı patlar'gibü.. Öyle bir ket çok büyük, çok müthiş idi. Üç zun mu, uzun mu uzun!.. den oynamiş olan zavallı İstanbül| kan kusuyordu. Beyoğlu zevk ve s€- (tabelâsma dönmüş. . erer ia yk Enfes... Enfesinefais!,. Biri kilmişlerdi.. Lâkin İstanbulun ne 0-| Hepimiz yerden kandilli te- pt kapı dolaşıp. sulh dileniyorlardı. Bu kadın hoş güzel, iyi am- Avrupaya savuşmuşlardı. Bu müthiş! © Derken beriki bize harharalı vatanını akılları ererek sevenler var z — Efendüm bu büzün avrat!., Umanadıkları bir surette çok ça-' "versin! memleketlerin taksiminde biribirleri- nın çok alkışladığı Balkani: kardeş) Demek bu onun avradı ha?. 1 garlarla Yunan arasmda o muhar, ehe! adam, Zonguldağın gıyıcığın- her iş durmuştu. Alış veriş kesik pıyormuş. Bir gün Abdülhamit! line eçmesi büyük de Yaman ilen rilâytlerden ge | —Dile benden ne dilersin?. ziyeti pek müthiş olmuştu. darma kumandanlığını i istemi Cemil Pi hi zl mini emi müren başl edip vermiş. Kendisini yüzbaşı hil ettirdi © Hilei şer'iye yaptılar.İ nasbetemiş İ ayi verenlerin buldukları şartlar iş | yi, Jeti,» Gel ökmen git şam bu esnada “Cemil Pişa benim rına tayin ettiler, Fakat bundan releri Emanete bağlı fakat hesap ve Nihayet lâf kısası, me! —Halisüddemi yerli hikâye— Bakınız mirim, insan ne ol-jlat edecektir. meli büyurdunuz da aklıma birjli şahaneye muvalık surette İs- hikâye geli tikbali... falan filân.. na, dediğim bundan otuz, Otuz! zıl çengi hazırlandık. . Ahali is-! beş sene evvel Zonguldakta, , Keleye birikti ve bu falanca be-| Bir gün Vali vilâyet bir iradeli Birde vaptrdin çıka “çıka seniye almış. Bunda deniliyor-İ kim çıksa beğenirsiniz. dahilinde bilmemne kazasma a <İker gözlü bir hetifi nâşerif,.. E Jandarma kumandanı tayin buy! şen dim, buz gibi sırmaları çak, Güle yeten SIZMA HEY J gönüle. el aşl aldıyor eee Öyle bir burnu var ki neuzübil kan ağlıyan Memlekete elinden gelen li yapıyordu. Fakat felâ-| kulakları var ki, yelken gibi... Kuru mu, kuru mu kuru". U- sene evvel hürriyeti ve meşrutiyeti ilân gderek sevk ye keyfinden yerin) baker gözleri Kina Ve | Türkleri dertlerinden, kahırlarından | Beşiktaş — Fatih yar Arkasında da Bir hatunca- yapılıyordu. Rusya çarlık sefaretha-! ie O da inidma, güsel. Edirne muhasara altında talcayi aşamıyan Bulgarlar eg çe'çim su kâfir!... lacağı belli değildi. Babrâli murabhat, mennalar çaktık .... Fakat anla” ları Avrupa Hariciye mezaretlerini ka | adığımız bir şey vardı: Ve mütbiş surette mahsur idik. İttihatçıların kodamanları çoktan, ma bu adam neci? Kim oluyor?, hezimet onları da şaşırtmiştı. Onlar | me ağlı Seli “İçlerinde! bit sesle bu hanımı takdim et- imez mi: dı. Hülâsa bir kördöğüşüdür gidi- yordu ve Babıâli maddeten yoktu. Vay canmaaaaaaa!... Tuuuu... Allah cızırtısmı! buk ve pek kolay büyük | lokmalar ği DE 1 Tevekkeli değil, ahlatın iyisi- ne düşmüşlerdi. Avrupa matbuatı.!ni dağda ayı yer dememişler.. ler; biribirlerini yiyorlardı. Roman- z | Balrarlatma Men yapmışu. Bul, , Sonradan anladık; Meğer bu) Açılmıştz ve bu hatler bizlere birar |dan hemücük bir Mehmetcik. ümit vermişti, Bakat > memlekettelmiş.. Sarayda jandarmalık ya- Ordumrin şeferberliği ve se- ya bunun fevkalâde bir yarar! lerle kia elli calkimemann esmi Take e y vermiş, kaybolan vilâyetlerden ge- di len memurların hali, muhacirlerin va-! Demiş... Oda kazasının jan- Derek parasiz Birer İn, Abdülhamit te buna gözden düş gen devletler ödünç veriyorlardı. 5. kaltalarından birini çırağ “Periye,, bankasile müzakeresine baş | ladığı. şebir istikrarını hükümet tes've bu kazanında kumandanı! Şehremaneti namına alinan | istikrar) o Anlatacağım hikâye asıl bu parası kismen hatineye geçti. Pa | değil mirim... Aradan epi Va- erine geldiği için bu İstizraz kome- disi bitaraflığa dokunmamıştı. İşte man bendenizi Afyon karahisa- | Beyoğlu belediye müdürlüğüne gel) evvel iki aylık mezuniyetimi ge diğimi istedi. O zaman belediye dal-) çirmek için İstanbula gittim. sarfta müstekil idi. Muharebenin buk/ ran: matbaamısarsmıştı. Belediye mü, İzuniyetimi bitirdim. Ve Afyona hizmeti kabulettim. 1912 senesi a geldim. Birinci mevki bir kânünyevvelinde Beyoğlu © belediye E:”) © /kompartimana yerleştim. Der- kıllar santa al ay Hüeiye ken efendim benim kompartima 'mektubi kaleminde Bulunuşum ve biri na bir adam daha geldi oturdu. ;m müstesna olarak bu belediye rel nuhusetin birisi idi. Bir köşeye İbulunduğu yere doğru koşuyor Edebiyat, Sarv'at kıa konuşmamakla da isabet edi! o Bunu duyar duymaz, İvagona koştum. Bavullarımf Neyse mirim tren kalktı ve|lân aldım, Ve başka bir kom biz etrafı seyre başladık... timana nakle başladım. Bul İzmite yaklaştığımız zaman)! fer sefir cenapları: dehşetli karnım acıkmıştı. İnşa-| — Otur, kal! Demez mi? allah istasyona çıkayım da bir. — Yok! Yok Mister cop güzel karnımı doyurayım diye| napları dedim. Ve alelâcele) | düşünüyordum. |rimi değiştirdim. Vaktaki İzmite geldik bir de| Mirim, insan ne oldum d dışarı baktım ki mahalekallah!,| meli, ne olacağım, demeli. Mahşerden bir nümüne!. . me bir korkudur girmişti: Herkes bizim kompartımanın| , Ya bir hafiye bizi görüp t lânca adam İngiliz sefirile b ber şuraya kadar seyahat etti İye jurnal verirse... Ya verirse... O zaman, lâhi, billâhi Trablusgarbi dığım gündü. MÜMTAZ FAJİ | ve mütemadiyen alkışlıyordu. Birdenbire sendöledim, şaşa ladım: Yahu, demet.. Bu alay, bu nümayiş kimin e — Kiminse, kimin, dedim ve İkame doyurmak için dışarı fırladım. Vay efendim: sen misin çı- kan? Vay efendim vayl, Bir sürü halk etrafımı sardı “— Buyursunlar efendimiz “— Hoş geldiniz safalar get diniz!,, —Allah ömrü devletinizi müz dat buyursun!,, "Temennalar. . . lar. ih. ilh, Şaşırıp kalmıştım. Zonguldak taki jandarma kumandanı aklı- ma geldi. — Ulan diyordum. Ben bir şey oldum ama ne oldum? Fakat bir türlü ne olduğumu kestirip atamıyordum, Hemen mirim, ben de onlara hiç renk vermeden kandilli se- Iâmlara başladım. Sonra, efen- |dicağııma söyliyeyim. Beni i yonun büfesine aldılar. Bir sürü turfanda meyvalar yemek ler, dondurmalar ikram ettiler, Para vermek istedim; — Zati devletinizden para mr alırız! Dediler. Artık iyice ka- naat getirmiştim; | — Muhakkak ben bir şey ol- dum. Oldum ama ne oldum? Ne ise lâfı uzatmıyalım. Tre- nimize döndüm ve lokomotif Alkışlar arasında veağır ağır hareket etti. O gün sevinçten yerimde du- ramıyordum. — Acaba ben ne olmuştum? Acaba ne?.. Akşam bir de Eskişehire ge- lelim ki, göne ayni vaziyet... Alkışlar, temennalar, müzi- kalar... Vay canma yandığımın!.. İşte devlet kuşu buna derler... Kondu mu konar kâfir! Zonguldaktaki jandarma ça- vuşu gibi ne oldum delisi ol- muştum. Yalnız yanımda onun ki gibi bir “avrat, eksikti. birdeo olsa 0 tamam! pir müsabakası Şark hududumuzdi 60 ıncı hafta birinciliğini izanan Feyziati lisesi talebi den 263 Nezihe Hamdi Han mm yazısı şüdür; “Bu haftanın en mühim fi berlerini dahili ve harici olu üzere iki serevha altında lıyabiliriz: 1 — Şark hudutlarımıza pılan taarruz: Son günlerde rıdağ ve bavalisi (halki huzurunu ihlâl eden bir ku çapulcular tarafından bazı arruzlar yapılmıştır. Esasen tecavüzler vaktile de tekerrlii der: Teşkilâtı esasiye kani numüzun hükümete amir old ğu vazifelerin başlıcası meri ketin dahilen ve haricen asi yişini temindir. Hükümetimi cap eden tedabiri almıştır, kiyemizde her fena hareketi olduğu gibi bunun da yaşıyan yacağına, şüphe yoktur. Fakat işin garip cihetini haydutların komşu ve dost bi devletin toprağında silâhlann sr teşkil ediyor. Acaba hükümeti kendi toprağında İsekkül edetrbü kabil ça lara karşı bir varlık göstereni mi2. iv 2 — Balkan ittihadı konfeti Arzı hulüs- sı: Dünya Sulh bürosunun tel sibile Atinada Balkan devletle” konferansı toplanıyor. : Gay: bu devletler arasında bir uzi ma vilcude getirmek ve bu sU retle dünya sulhünün takviye tahkim etmektir. Bu konfe: sa iştirak eden devletlere biri muhtıra yollanmıştır. Bize £ Jen muhtırada iştirakimiz ri edilmekte ve Türkiyesiz ko ransın hiç bir iş göremiyeceği kaydolunmaktadır. Bu hal ha c iyi pek güzel izah | n dirdiler içirdiler. . Fakat meraktan patlıyordum. Nihayet dayanamadım. Orada birisine sordum. Meğer ne imiş| biliyor musunuz. O yanımdaki adam İngiliz sefiri imiş. Abdül- hamit o geçerken güzergâhta e rile de hususi bir ehemn haizdir.,,. DAVET Güzel sanatlar mimari besinden Peştede eylülün ilk lannda toplanacak Olan beynelm rupa diplomasisinin iç yüzünl anlı- | Ve ben bu ateşi bir daha söndüreme “ ömelimde ilk oturduğum memu- harp taraftarı değillerdi. Pa- | dim. Hâlâ yanar! riyet sandalyas: idi ve hatıratımda tçılar ya harp ya ölüm diye| — Türk matbuatı vatan © vazifesini | buna müteallik çok tohaf şeyler nak Çok yi Sadra- edu. Muharrirler © gece gün) ledeceğim. çalışıyorlar; doktorlar hasta ve AHMET İHSAN Amca ile yeğen, gözlerile biri cak? birlerine soruyorlardı. Babası | Rasih Nevres, zoraki güldü: ile konuştuktan sonra oğlundan! — Eh, küçük bir hikâye o- ne ricada bulunabilirdi? Bu, bir) lur. yazı işi olacaktı. Belma, gururla göğsünü ka- Rasih Nevres, amcasınmn ta- vassutuna vakit bırakmadı, ne-| —bBir kaç roman olabilir, Ra- zaketle iğildi: hı Nevres Bey? — Bizzat. emredebilirsiniz, “Rasih Nevres, tutuk tutukl Belma Hanım... söylendi: — Oooh, çok teşekkür ederim, Mahmut Yesari — Biraz mübalağa etmiyor geçti. Somurtup oturdu. Ben de kalamı bir taraf çevirdim. Ge geçeni se: ii Oğlu hiç konuşmuyordu. Va — Enfes bir buluş. Roma- nın mevzuunu da ben vetece- 5 Belma, inanmıyordu: — Alay ediyorsunuz! nı şahaneye lâyik bir surette tikbalini irade buyurmuş... Her geçtiğimiz yerde de beni! .He-İohun teşrifatçılığa memur bir mabeyinci sanıyorlarmış!. . — Julyat: — Öldü mü? yır... Âşıkı intihar etti. Belma, sıçradı, yandaki ağa 13 inci mlmari kongrasına Türk marlacını davet ediyorlar. Tı almak isteyenler şube utnumi Miğine müracastlar. lürrem Hakkı Bey, koli O, düşünceye — Ferhunde, — kıskarımıyo ya birini kopar-|lar mı? — Bilâl. Çok ciddi söy-| dı, havaya fırlattı: Yüyorum... mevzu var mı? — Bulacağımı vaat etti. Hürrem Nevres Vacidin| '— Enfes!.. rm bahçenin önünden ge, çerken, Julyanın hayatini sivi Hakkı, tek gözlüğü- yorum, sanmıştım. nü cebine kı — Julya, şimdi nerede? Bu, yarı Belmaya, yarı Rasit lee SR Al — Beri, ondan evvel daş dım. r — Siz mi teklif ettiniz, B gg” mere zinle beraberdik. ., iğ i üzerinde gençliğe, hissiz ka-| * Belma, taaccüple gözlerini aç Sabilir mi?, Salar israf | mıştı: uri, çocuğum! — İşte bu şayanı hayret! Na-i ee duydular:) st olur? — Rasih Beecey!... Hürrem Hakkı, limonluğun ö lürrem Hakkı Bey, yavaşça nindeki gül fidanlarını göster- — Yakalandık, dedi. di: Belma, ıköşmakla sıçramâk | “— Bir gül fidanı da, delişmen delişmen yürü- | sizden başka ne hatırlanır, Bel- ma Hanım? ye — Bravcot. Gücendik valla-| — yok... espri ile affettire- . Bizden mi kaçıyorsunuz? ion, e. in Rasili Nevres, amcasına: Me anlat! Der gibi göz kırptı! em Hakkı Bey, tavrunu| adi, gülümsedi: yır, Belma Hanım. .. Silsmiz labiliriz? — Benim için, Rasih “Nevres İ Beyden bir ricada bulünacak- Rasih Bey! Genç kız, sevincinden sıçradı! ye katin Nepal Hire ink kının ortalarına geçti, kollarma| (Hürrem Hakkı, korkmağa' size, tamamile size benziyordu, girdi: — Size, mühim bir havadisim) var... Hürrem Hakkıya baktı: — Biraderiniz. . . Rasih Nevres'e döndü: Tekrar Hürrem Hakkıya bak t: — Nevres Vacit Bey, yeni bir ESR m Hakkı, taaccüipten zi yade alayla sordu: <» Sizin hayatınızı mı yaza- coymuştu: aym per be opel — Ben, hakiki bir vak'ann, — Bilmiyorum, galiba mem- Hanım? öğün ünmek vk İleti değildir. başlamıştı, çekine çekine sordu:' — Nevres Vacit, sizin roma- nımnızı mr yazacak? Belma, onların taaccüplerine acıyor gibi idi: — Hayır, .. Romanm kâhra-! yordı manı olan kız, tamamile bana benziyecek! Rasih Nevres, kekeledi: — Hayatınıza mı? Çehrenize, — Peki, ne ile affinize nail o- Mi yazacak... Fakat bu, ro-İ şeklinize mi? — Çehreme, şeklime. .. Hürrem Hakkı, genç kızın ko! lundan sıyrıldı, tek gözlüğünü çıkardı, sol gözüne taktı: ttı:İ çok'yakın bir şahidiyim. Vak'a-İleketine gitti. Bugün, size bak- nın İcahramanı olan genç kadın, tıkça, karşımda onunla oturuyo' rum, zannediyordum. Belma Hanım! angle Vacit Bey, iğ Belma, kollarımı açtı, topukla beğenecek rı üzerinde siçradı: — Beğendi, Belma Hanım? — Ne diyorsunuz? — Demek anlattınız? — Evet, tamamile size benzi-| — Evet, çünkü intihar vi yordu. fişık, bizim eski bir arkadaşımız | —Bukadım, sporcu muidi?. İdi. — Hemen hemen. . Akrobatik) — Kim? danslar yapan bir artistti. dara Tanımazsınız, Sebati Va- Rasih Nevres, genç kızm rica; ile yanan gözlerine bakıyordu: — Kâtiplik te bana düştü, de! ğil mi, Belma Hanım? — . — Minnettar edeceksiniz! — 1 — Viyanada. — Ne milletten? — İtalyar' — İsmi? İki geniş Kolye Hürrem Hakkının sormak, #8 lamak istediği şey başka idi. kat Belma, bunu büsbütün b yi ka manaya almıştı. Bunun, b! taciz, israr neticesi zanne sinden korktu: di — Nevres Vacit Bey, ihsas ti, ben de teklif ettim, — Çok mükemmel, İML Nevres Vacit, ne sh man başlıyacak? — Mademki mevzu bul hemen... — Emredersiniz! ri ei Nevres Vacit, yazı odası! ülmüş» #4 Bitmedi). : md3i

Bu sayıdan diğer sayfalar: