24 Ağustos 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

24 Ağustos 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Arak paç Devekuşu misali bir belediyemiz var,Kuşum dinyenlere hör- &ücünü göstererek: — Deveyim! der. Sonra da: yn in! diyenlere kanatlarmı gösterir. : e, gh kuş olduğunu söyliyen belediyemiz, bozuk yolları halkın kendisine tamir ettir Meğe karar vermiş, Çünkü kendi vesaitile bozuk yolların ancak anca, arar yermi Samir edebiliyormuş. Artık bundan sonra "ice kezli ferli beyleri, kapısının önündeki kaldırımı elde çekiç, tani, örürmek şaşmıyacağız. Km sml ben tamir ettikten, içecek suyumu çeş Neden ben taşıdıktan, çöplerimi mezbeleye ben döktüken son- Tâ a Şehremaneti, senin irakta mahallin ne? — Devesi İşte bu gâh dev düşünmüş taşıtımış, Eskişehir taş mamulâtı Eskişehirde frenklerin “Ecume de mer, yim emeyi : dediğimiz bir taş çıkar. Bu taş gayet Yenİ. m * tedricen sararır, Bilhassa ie salk ye "e gibi şeyler yapmakta kullanılıyor. a TERİ ç bel alir edilen Eskişehir taşı mamulâtı, zarif şey-| "erdir, Ancak bu münasebetle hatırımıza & #öçemiyeceğiz: Yapıları ağızlıklar yi »vler deği iyasaya ky Ai mamulâtı arasında böylelerini © Dize göre, Viyanada işlettirilen taşlar un elbette bir hikmeti di Me “lerinden bu taştan Avrüpaya ihraç & a beğendirebilecek şeyler yapmağa gayret etme! elen bir şeyi söylemeden ıilarca evvel kullanılan formadağır. bir çok yeni formalar çıktı. Eskişehir de görmek isterdik, İşittiği daha parlak oluyormuş. mleketimizin servet mah- dilebilecek ve yabancıla Friasız hükümet menoalarından rac edilmey Uuzları hav & VICAY-ETAT würu Taktierenden salımmız — HICAY - STAT markaşım munerea isteyin VICHY-ETAT TUZU VICHY-ETAT PASTİLLERİ ” VIGHY-ETAT KONPRİMELERİ >: FRANSIZ HÜKÜMETİNİN ma nbelari VİCHY GELESTİNS kan, VİCHY GRANDE-GRİLLE yah tat sunar ME e Sev ve0 araz gişelerde Yemeyen, monrm 2 veya Tesnli HAZMI dar Karaciğer hastalıkları, ekseriya önünden İhalde pek az kişinin nazarı dik- Büyük kapalı çarşınm bir kö. şesini işgal eden eski bedesten, geçtiğiniz katini celpeder. Eski bedesten, tarihi kıymeti haiz antika eşyanın alınıp satıl dığı bir çarşıdır. Burada eski kur'anlar, eski yazılar, bir kaç yüz senelik çini ve saksunya tabakları, eski mangal, el işle- meleri, bakır, gümüş, ve altına müteallik eşya, antika meraklı- larını bekler; Eski bedestende mücevherat ta satılmaktadır. Eski bedestenliler, Sandal be desteninde antika eşyadan an - ayan iyi bir muhammin bulun- madığından şikâyetçidirler. Söylediklerine göre geçenler- de Sandal bedestenine bazı eski| ait bir mangal da 10 liraya git- eşya gelmiş. Bunlara 50 lira kıy) miş. Halbuki bu ükrigil eği, met takdir edilmiş. Halbuki bir) y.destende 100 1 eli kaç gün sonra bir meraklısı bu z gire yeni eşyayı 1000 liraya satın almiş) Geçende Selimi salis devrine| Halkım bu suretle mağdur ol- A kN LE masına meydan vermemek için Sandal bedestenine bir muham - min ilâve etmek lâzımdır. Ve bu muhammin gönderilinceye kadar Sandal bedesteninde anti ka eşyanın satışını durdurmak münasip olur. Son günlerde seyyahların bir kısmı, eski bedesteni de gez - mekte ve bazı eşya satın almak tadırlar. Eski bedestenciler, aralar -| da bir cemiyet teşkil etmişler - dir. Cemiyet Reisinin anlattığı- na göre cemiyete cevahirci, ku- yumcu, inci, halı, antika eşya Satanlar, zenneciler, örücüler hargileci, kaşıkçı, marpuççu, tes piçi, tarakçı, kehrüba: çı, ve sair esnafın da iltihakile aza adedinin (6000) i tecavüz €- İdeceği ümit olunuyor. Eski bedestenciler, antika eş- yadan çok iyi anlıyan ve müşte riyi aldatmaktan pek içtinap e- den dürüst kimselerdir, Sirkeciden Demirkapıya gi den yolun üstündeki meydan akşamları, hakiki bir ana baba meydanı bir mahşer yeri manza raya toplanıyorlardı. Belediye memurlarının Zorile şimdi bu sa tıcıları meydanın arkasındaki sokağa nakletmişler. Buna diyeceğimiz yok. Fakat, “Halis Karakulak rast aliyot. Meğrvöciler; seb - e i VECHY-HOPJTAL ven ank Rast geldiğimiz sucudan isil su diye aldığımız fıçıların için-| den bâzan çeşme suyu çıktığını): sucuların Taşdelen, hergün isitip görüyoruz.Hr'e ba !'ak niyetine sattıkları suların! meseledir. zeciler, kuru yemişçiler, hep bu|bu yol, domates çürükleri, kar- | lı caddesi olan Yeri puz kavun kabukları, üzüm çöp- lerinden geçilir gibi değildir. Buna da bir çare bulunsa olmaz mı? suyu Karaku saat -| .amı avlusu mu, kahve "hane mi? Çemberlitaş civarında bir Atik Aki Paşa camisi cami mahalle arasında olmak itibarile cemaat, zamanlarda camiin avlusunda bir sürü kahevh, tur. Ayasofyadaki kahveleri kaldırmağa çalışırken bir tarafta kenarda köşede ne kadar cami varsa birer birer kahvehane ha line geliyorlar. Bu civarda oturulacak başka yer yokmuş gibi bir çok kimse ler akşamları caminin avlusuna doluyo. Resmimiz Atik Ali Paşa camisinin avlusundan bir köşeyf, gösteriyor. 3 ardır. Bu siz kalmaz. Son ans peyda olmuş- akm a 2 | Gazete satıcılarına gün doğdu! | Sirkeci tramvay durağı gazete satıcılarınm belli balı m j Kezlerinden biridir. Öğle saatlerinden itibaren caddeyi bir İveledir kaplar: | | | “Politika, Akşam. Akşam, Politika. Son günlerin dedileş dulu vak'ları, gazete meraklılarının merak ve tecessiisünü bigi kat daha çoğalttı. Müvezziler halkın bu tecessüs hissini istismar etmesini çolf sa bile dünün, evvelid iyi bilirler. O gün mühim bir vak'a olm; günün havadisini haykırarak müşteriyi mutlaka bir gazete al- mağa mecbur ederler? — Yazıyor. beyim, Acemistan mesl, — Fırka işlerini yazıyor esini yazıyor. Havadis!, , - > Pir ç Beyazıt belediyesine teşekkür Bir çok imzalarla aldığımız)bi, Fen memurlarile mühendis. mektubu neşrediyoruz: İer, maalesef karıştırılmakta « Yenikapı ve Büyük Lângaldır. muhitinde uzun bir müddetten-| Halbuki Fen mektebine orta beri bakımsız an ve hatta iki mektep mezunu kabu! edilir. Bu sene evvel muhitin en belli baş- mektepte 2,5 senelik bir tahsili ikapı - Kum' müteakip fen memuru yetişir. kapı şosesinin parke taşları bi-) (o Mühendis mektebi ise lise le sökülen mıntakamız bu defa mezunlarını ahır, 5,5 senelik bir Beyazıt dairesinin faal ve gay- tahsili müteakip mühendis çı - yur müdürü İhsan Beyin him- kar, Şu halde fen mektebinden metile tecdit ve tamir ettiril- çıkan ilk mühendis hanım de © mektedir. Zil ilk fen memuru hanımdır. Müdür Beyefendiye muhiti- İlk mühendis hanım hali hazır. miz halkının hissiyatı minnet- da mektebimizin üçüncü siprfim taranesini takdim ederken mu-'da bulunan iki hanım kızdır. İmaileyhi yalnız göze çarpan) Mühendis mektebinden yerlerde gösteriş kabilinden de- AHMET gil, muhitin en hücra ve uzak .. erlerini nazarı dikkatten dür 3 V iz almama ii e müreşe Mühendis değil, fen memuru bis bir beledi i olması hasebi. Cumaları, ailesile birlikte te İlede kendilerini hürmetle yade miz bir hava almak için. uzak dedirz. mesirelere gidenler akşamları, | avdette çok zahmet çekmekte- | Fazla para istiyen şoförler dirler. Diğer günler eli böğrün- de bekl örl ü Gazetelerde geçenlerde “Fen Yeri ortalı Kain elma GÜN mektebinden mezun bir hanıma! bir kaç misli ücret istemekten (1k mühendis kız denilmekte ol-| sıkılmıyorlar. Pazarlığa girişe” duğunu yazıyordu. Bu suretle | cek olsan, üstelik bir de küfür Fen mektebile, mühendis mekte| savurup gidiyorlar. Bunun en mühim sebebi, hava balis olduklarından haklı ola-'dan para kazanan, yahut hazır rak şüphe edilebilir. yiyen bazı kimselerin üçe beşe Pek âlâ biliriz ki Karakulak! bakmıyarak şoförleri istedikle- suyunun memba: hemen de ku-'ri parayı derhal vermeğe alış - rumağa yüz tutmuştur. O halde tırmış olmalarıdır. bu fıçı fıçı karakulak suları han! o Acaba belediye memurları, bu | gi membadan dolup geliyor. Bu nun önüne geçmez mi ? Yoksa rası hakikaten tetkike değer Lir'cuma günlerinin diğer günler - .den fazla bir imtiyazı mı var? * *

Bu sayıdan diğer sayfalar: