25 Ekim 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

25 Ekim 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kile meşguldür âmeli çare, şirket tesisatının & Nan vekili Zekâi Bey le imtiyazlı şirketlerin a i Bey bilhassa Terkos şir- © vaziyetile fazla alâka- ta ve bu hususta tet- İN akin. İİ $kos tesisat ve şebekesi- çi pa satın almması, Su ihtiyacı temin etmek vol birçare görülüyor. ©s şirketinin imtiyaz ti 30 sene sonra bitecek- Barun i için yeni tesisat ya- Ma mukabil imtiyaz müd- temdidi muvafıkgörül- Esasen terkos şirketile Böte 100 bin lira veril- senede 3 milyon lira , ek üzere bütün tesisat im e Mukavelesi ve mevcut, şe ,* belediyeye devredilecek- İhelediye İstanbul suları için i bütçesinden 100 bin lira *diyor. Şimdiki bütçesini © #ürette sarsılmıyacak şe Varidat omembaları bul- belediyesinin, eski- Kalmış, muhtelif hesaplar #olayı maliye vekâletinden E.. tarafından vaki o- t üzerine (o Maliye Saraçoğlu Şükrü Bey, İs acak ve iki sene ni- de su miktarmı 35 bin, . se sene sonunda ise e, 1oa çıkaracaktır. miktar Anadolu cihetin- başka bütün İstanbulun su “ema kifayet edecektir. — ee— 3 zavallı Topa açıklarında öldürüldü ? İğ ilerden biri daha Şi surda yakalandı Mağ e Ey evvel deniz ortasında facia işlenmişti. “Osman İz Bit Orhaniye metörüne h üçiakçi alınmış ve bunlar Fo- lârımda öldürülerek denize 3- Ve paraları gaspedilmiş, mo: erim Zain meri. kısmını yakalamıştı. Bir krs via firar balinde idi. Mezkür tayfalarından Rizeli Hüse- üye, tayt Km tevkif olunarak İzmi- ilmiştir. o Hüseyin istintak ie vak'ayı bülbül gibi anlata- iktedir ki ii im motörün sahibi esasen ima eşkıyalık ile geçinen gidi. Karadenizde. meşhur hanım adamjarındand. Çi- », Ahmet te Osman © kaptanın Kin Bunlar kaçakçıları Kiri £ bu yüzden para ii Kaçakçılardan Haki motöre alarak Yenikale. Knldiktan sonra Çipinor Ahmet öldürmeğe ve paralarını vi veriyorlar . Recep kap- Mr Tazı olmıyarak itiraz ediy: Osman kaptanla Recep ar: ile giden beri büsşmet bulundu. bu itiraz üzerine kavga çıkı Cz 7 İS Osman kaptan Recebi kendi Gn Bu sırada Çipinoz ii diğer tarafta Halil ile Ce- Ni isliyor. Yenikale açıklarında şam kaptan bu işi yapa- yemiş. Lâkin sesimi gı- vü kaptan yakadan sonra 'unanistana | hi Çivinoz kabul etmesi HE ie Motörü batırdılar. Çi ie kaptan hesap görür rdan iki bin iki Kp söylediler. Bana da hil kayglmadım. — Cebime yüz Şir lar. Bandırma tarikile Kar adan da Giresun gittim. perde alaz Ahmedi gördüm aplduğunu bilmiyorum. ba kilşatr hâdiseyi olduğu swvaffak olmuştur. Hâ- GitİD edenlerin Osman kap: Ahmet ve Süleyman tetkik etmektedir. |mar için daveti! İlk içtima ruzna- mesi tesbit edildi Yeni azaya gönderilecek davetiyeler hazırlandı Yeni şehir meclisinin ilk içti- ler hazırlanmış tar. Şehir meclisi ilk içtimamı ay başında eski cemiyeti umumi yei belediye salonunda yapa- caktır. Şehir meclisinin ilk içtima ruznamesinde şu maddeler var- 1— Riyaset divanı intihabı .. 2 — Enclimenler intihabı, 3 — Mülga şehremaneti ve i- darei hususiyenin 929 hesabatı nın tetkiki, 4 — Beş aylık bütçenin tetkik ve tasdiki, Reyiâm pazartesi bitiyor Beşiktaşta Belediye teşkili i- çin reylerin atılmasma devam edilmektedir. Şimdiye kadar atılmış (olan reylerin hemen hepsi de beyaz,| yani müsbettir. Pazartesi günü akşamı sandıklar mühürlenecek ve salı günü reyler tasnif edile- cektir, Şehrin tenviri Belediyenin şehir tenviratı i- çin sokaklara ilâveten koydura cağı 500 elektrik lâmbasmm yer leri tesbit edilmiş ve dünden iti baren direklerin dikilmesine baş lanmıştır, Şirket» havai hatlardan evle- re ve hususi müesseselere de ce reyan verecektir. Beyazıt havuzu Beyazıt havuzunun tamiri bit mek üzeredir. Havuzun alt kıs- mı da tamir edilmiş, sızmtınm önü alınmıştır. Havuz bir hafta sonra doldurulacaktır. Sultan Ahmette yeni bir park Belediye bahçeler müdürlüğü bu sene Sultanahmet meydanı- nı park haline ifrağa karar ver- miştir. Saha parmaklıkla çevrilmek suretile muhafaza edilecektir. Asri tiyatro Beyoğlunda inşa edilecek Belediyenin yaptıracağı tiyat ro ve halin daha inşaatı başla- madan mesele olmuştur. Hal için yer hazırdır, Kerestecilerde yapılacaktır . Yalnız tiyatro binası için yer! bulmakta müşkilât çekilmekte | dir. Evvelce tiyatronun Tak simde yapılması düşünülmüş. | tü. Fakat bunun için Emlâk şir ketinden satm alınması icap e-| den arsa fiati üzerinde uyuşula | madığından, bundan sarfı nazar edilmiştir. Yalnız esas itibarile tiyatro-| nun her halde Beyoğlu cihetin- | de yapılması tekarrür etmiştir. | M. Rivas geldi EM: AKLESİ 25 TE İNEN e PE... | Belediyede | | İskân nişleri Kadastro | Istanbul cuma günleri nasıl eğleniyor? m Il Mübadillere tedey- yün ettirilen malların bedeli Dahiliye Vekâleti bu paraları tahsil etmek fikrindedir Yunanlılarla yapılan Ankara İtilâfnamesi neticesinde müba- dillerin tasfiyei hesabatı muame lâtı artık iki devlet arasında hal ledilmiş ve hükümetle alâkadar lar arasında son şekle bağlanma sı lâzım gelen bir mesele mahi- yetini iktisap etmiş bulunmak- tadır. Dahiliye vekâletinin bu mese leler hakkındaki noktai nazarı şu suretle hulâsa edilebilir. Tasfiyci katiye yapılmamış- tar. Bazı muhacirler iskân edil dikleri mahallerde gerek tefizen aldıkları malların fazlası için gerekse adiyen iskân suretile al dıkları mallar mübadillere tedey yün kanununa tevfikan borçlan dırılmışlardır. Bu borçların ka- nunen yirmi senede tahsil edil- mesi mukarrer olduğuna göre hükümetin bu borçların senele- re münkasım taksitlerinden €- deceği istifade de o nisbette mahduttur. Şu halde bu vaziyet karşısmda muhacirlerin lehine olarak yapılacak bir şey vardır. Tetiz fazlası alman mallardan dolayı olan börçlarile, adiyen iskân suretile aldıkları mallarm tedeyyün kanununa tevfikan taayyün eden borçlarını kendile rine ödememek ve bu vatandaş ları bu yükten de kurtararak da ha salim bir şekilde toprakları- na bağlamak.,. Hariciye Vekilimiz Cenevreye gidecek Ankara, 24 — Hariciye veki- li Tevfik Rüştü B. Cenevrede toplnaacak thdidi teslihat kon- feransında Türkiyeyi temsil e- decektir, Japon ticaret mümessili dün bir ziyafet verdi Japon ticaret mümessilinin Japon ticaret mümessili dün Muhtelit mübadele komisyo (akşam Perapalasta bir ziyafet nu bitaraf reislerinden M. Ri- /vermiştir, vas dün Avrupadan şehrimize gelmiştir. Mumaileyhi istasyon da refikasından ve oğlundan ma ada Türkheyeti murahhahgssıre isi T. Kâmil Bey, M. Holştat, M. Anderson, Yunan heyeti mu rah “asası reisi ve azaları, Türk heyeti murahhasası azaları ve sair dostları karşılamışlardır. M. Rivas bugün komisyona gelecek ve Bitaraflar iade edi- sı hakkındaki hakem kararınm dilâtı izah edecektir. Süleyman firar halindedir. nen Samsunda olduğunu ifade etmiş ve mahalline ya: ve yeni tutulan Hüseyin ile hadise- yor ve hapisanede bulunuyor. Fa- cianın kurbanlar: olan Halil, Cemal ve Recep kaptanın da ceketleri evvel ce bulunmuştu. Yakında bu facanm evrakı Ağırcezaya verilecektir. len Yunan emlâki bedelâtı icra- | Japonyada daimi bir sergi aça- esbab ımucibesinde yaptığı ta-|da meccani bir bina tahsis ede- anlaşılmıştır. Osman kaptandır. Gipince Ahmetle|ler, Bu sevgi dolayısiledir ki, bü Süleyma-) tün Japonlarda Türklerle müna Hüseyin| sebet ve muamelât tesis etmek tır, Makinist Yusuf, muavini İsmaji| arzusundadırlar. nin üç şahidi meydana çıkarılmış olu-İ maada Japonyanın en büyük Ziyafet çok parlak olmuş, şeh rimiz mücssesatı ticariye ve ma- | liyesi direktörleri ziyafette ha- | zır bulunmuşlardır, Japon ticaret mümessili dün bir muharririmize Türk - Japon münasebatı ticariyesi hakkında şa malümatı vermiştir: *— Ticaret odanız çok iyi ça lışıyor. Buradaki sergimiz dai- midr. Türkye de gelecek sene caktır. Bu sergi için Japonya cektir. Türkleri Japonlar çok sever- Burada daimi bir sergiden bankası olan Yakahoma İspesi bankın bir şubesini de açmak ta savvurundayız . Bu bankanm Fransa, Londra ve İskenderiye- İda iki defa gemi gidip gelmesi- Halk, kadastronun faydalarını anladı Halit Zıya ya; Beyin" verdiği izahat Anadoluda teltişte bulunan tapu at ve talebi üzerine De: faaliyeti Aydına nakledil ve kadastro umumi müdürü Atıf ve fen heyeti müdürü Halit Ziyâ B. le- fin avdet ettiğini yazmıştık. Atıf B evvelâ Ankaraya geçmiş Halit Ziya Bey ise Malatyada yapılmakta olan kadastro paftalarında İstanbulda iş- lenmesi lâzım gelenleri buraya getir- miştir. Halit Ziya B. umumi müdürle Es) kişehirde kadastro muamelâtın: tef- tüş etmek © üzdre Konyayagiğe çektir. Halit Ziya Beyden aldığı mız malümata nazaran Denizli şeh- rinin kadastrosu bitmiştir. Aydın ha rikzedelerinin ve sekenesinin müraca Mal sahipleri kadastro sayesinde mallacından emin ve gayri menkulle- rini mütedavil bir sermaye (halinde istimal etmek gibi büyük bir faydayı görmüş ve anlamış olduğundan Ay :- valık - Trabzon gibi şehirler de ka- dastrolarıyn yapılmasını istemekte- dirler. Denizlide bugünkü gün © mevcut bulunan iki heyet İstanbuldan alına- rak İstanbul postaları © takviye ve tezyit edilecektir. 'Müvazenci maliye encümeni sından Erzurum o meb'usu Aziz ikmal edildiği haber verilen Büyüka- da kadastrosuna giderek © yapılmış olan işlerin her kısmı gemi uzadıya, tetkikatta bulunmuş, mühim. notlar almıştır. Aziz Böy kadaströnun sür'atle ic- rası ve diğer şehirlerde de tatbiki imlânlarını hazırlamak için tetkikat- ta bulunmaktadır... Macar ır Başvekili ne zaman geliyar? Macar aBşvekili kont Bethlen pazartesi günü sabahı şehrimi. ze muvasalât edecek, ayni g nün akşamı Ankaraya gidecek tir. Mumaileyh Arıkarada 3 gün kalacak, ayın otuzuncu günü akşamı Ankaradan İstanbula ha reket ve ferdası günü muvasa- lit edecektir. Mumaileyh ayni gün ekspresle memleketine mü- teveccihen hareket edecektir. ziyafetinde bulunan zevat de birer şubelesi vardır. Bu ban ka tecessüs ettikten sonra bura- dan oraya Zirai emtia göndere- | #' cek, oradan buraya da sinai em tia getirteceğiz. Şimdilik münakale her üç ay ne münhasır kalmamaktadır. Türkiye ile Japonya arasmda ki ticaret muahedesi hitam bul- muştur. Bir kaç gün evvel yeni den tecdit edildi. Bir haftalık ihracat Geçen hafta şehrimizden ec- nebi memleketlerine şu cins ve miktarda ihracat olmuştur: Arpa 305, buğday 147, ceviz 13, fındık 232, fındık çi 124, nu hut 39, susam 25,un 55 ton. Bundan başka 29 sandık afyon, 63 balya keten tohumu, 308 bal ya tiftik, 287 balya yapağı gön derilmiştir. Evvelki günde şeh- rimizden hariç memlekeketlere 189 ton buğdayı 1285 çuval fın dık, 2108 çuval fındık içi 235 çu val un ihraç edilmiştir. Bağ bozumunda bir bağ âlemi Bu bağ, şehirden bir saat uzaktaki nümune bağıdır Yerinize yerleşince bağ adamlarından biri buğusu üstünde birkaç çeşit üzümü tepsiye koyup önümüze getiriyor.. Bu üzümler öyle güzel ki yemeli mi, yanında mı yatmalı diye düşünüyorsunuz |. — Çok yaşıyan mı bilir, yok sa çok gezen mi? Size böyle bir sual sorulsa şüphe yok, şu ceva bı verirdini; — Elbette çok gezen bilir? Halbuki, bu söze de bel bağla mamalı imiş, Çok gezenin her .İşeyi bitmesi lâzım gelmiyor. E ger öyle olsaydı, aşağı yukarı hemen bütün köşe bucağını ta- nıdığım halde benim meselâ E dirnekapısından üç çeyrek saat mesafedeki şu güzelim bağı hiç olmazsa bir kerre görmem icap ederdi. Cuma günleri kalabalık olabi lecek nereleri varsa baş vurup dolaştığım halde: — Yahu bu hafta da gel, sa- na bir bağ alemi yaptıralım... di yen çıkmadı. geçen perşembe günü, ahbaplardanbiri, sordu: — Bu hafta, nereye gidecek- sin? — Biliyor muyum, sanki.. de-| yok dim, bakalım kısmet nereye gö- türürse... —Beni dinlersen, Maltepede ki nümüne bağını bir gör... Pek memnun kalırsm... Maltepe diyince, şöyle bir ir- kidim: Vapur, tren, otomobil, Uzun bir seyahat... Bütün günü öldüren bir yolculuk... Tereddüdümü gören arkadaş izah etti: — Canım, o bildiğin Malte- pe değil.... Ne treni var, ne va- puru... Tramvayla Edirmekapısı na geldin mi, oradan yarım sa- atlik bir yol.. — Ha... dedim, şu Maltepe... lar. Birisi, telâşla kahveye gire rek sordu: — Mezarcı burada mı? — Yok, dediler, işe gitti... ss Acele lâ- Tavlacılar, bu esnada oyu- nun en hararetli deminde idiler: — Penç kapısı kapalı — Etme Hüseyin onbaşı! — Etmesi var mı ya. — Hay kâfir zar.. Yine mi | dubara?.. — Vurdum (hepyek) in beli ne... Bakalım ne yapacaksın. . Pulları şakır şakır avucuma toplıyarak tavlanın kapağını ka pattı; — Getir bize iki kesmel., Sonra lokumları ağzında yu- müşatırken ilâve etti: — Efendinin de hatırını sor!.. Saate baktım. Vakit epi geç- miş. Bizim yalancı arkadaş halâ Bekle yârin köşesini, belki ge çer görürsün! Ne gelen var, ne giden... Kahveden çıktım, A- gır ağır arabaların yanına doğ- ru yürüdüm. Çeşmede beygiri- ne $u veren bir arabacıya: — Baksana, dedim, beni nü- mune bağma kaça götürürsün? | y. — Öyleya... —Demek orada bağ var?. — Hem de ne bağ... İstanbu lun hiç bir yerinde bu bağda ye İdiğin üzümü bulamazsın... — Şaşılacak şey. — Asrl şaşılacak şey, senin bu bağa gitmeyişin... — Hakkın var!, — Şimdi bu cuma, mutlaka geleceksin değil mi? — Sağ kalırsam... Ya, sen? — Ben de gelirim... Edirnekapısmdaki kahvelerin birinde buluşacak, bağa birlikte gideceğiz. Muayyen saatte, hattâ bu| muayyen saatten bir kaç dakika evvel geldim: Bizim arkadaşı s0 rup soruşturdum. Yok... Vakit geçirmek için, bir cigara yak- tum, Önüme getirilen bir fincan kahveyi sadece temaşa ediyo- | Aha, şu bamya tar'asını il rum, Çırak bulaşık suyundan he-| nüz çıkan ellerini, önlüğüne ku | rulıyarak yaklaştı: — Kahvenizi içmediniz Be; yim... — Acelesi yok, içerim.. Biraz sonra, ikinci bir istim- EN Kahveniz soğudu... Nihayet dedim ki: — Benim kahve ile başım hoş değildir de... i — Götürelim, demek... , — Hay hay... Amele kıyatetli adamlar, iki masayı bir edip etrafına toplan- mış, tavla oynıyorlar, köşede bir ihtiyar, horul horul uyuyor. Ka pının önünde duran iki çocuğa bakıyorum: Ellerinde tabut şek | tahtayı bir aralık omuzlarına al dılar, Tekbir çekerek götürliyor 'İlar.. Yüzüme baktı: —Senin nümüne bağı dediğin Kazıklı bağın £ yanındaki bağ! mi2, — Öyle olacak. . — Dönecek misin?, — Evet. — İki liranı alırım. — Çek, değil mi? — Sen de birşey ver baka- him, — Bir lira veririm. — Efendi, sen bu bağ, bura- ya ne kadar çeker, bil — Yirmi dakika olmalı. — Bir saatle na: — Haydi bir buçuk lira ve- 1 oldu. Her tarafı zangır viran araba içitide iki ta-| dıyan rafı mezarlık geçiyoruz. Hayvanlar, pek yor gun görünüyorlar. Yayan yürü sem daha evvel varacağıma şüp, he etmiyorum. Böyle ne kadar gittik, bilmi- yorum. Bir aralık arabacı ara imızdaki sükütü ilk defa boza- rak uzakta açıklık bir yeri gös terdi: — Aha, Kazıklı bağ burası . İde Nümüuntağı. . Araba bağın cninde dürdu Fakat, 'nanümıyan ok şey. Bu rası adeta bir mâtmre.. Bir hizada ve muntazam taru lar halinde yan yana dikilmiş binlerce, on binlerce bağ çubu-! ğu.. Yer yer, kameriyeler, . Ve! bu kameriyelerin üzerini sarma şık halinde istilâ etmiş asma- Amma, ne asmalar ve bu 'asmalarda ne üzümler!.. Meşhur: Asmalarda üzüm, Çapkınlıkta gözüm. Şarkısı, bu bağın üzümleri için söylenmiş olsa gerek.. Bağa girmek için, teklife te- kellüfe hacet yok. Kameriyeler den hangisini beğenirseniz, o- raya hemen bir hasır o seriyor- lar. Evlerinden battaniye filân! İlini verdikleri bir tahta var. Bu da getirenler var. Yerinize yerleşince, bağın a damlardan biri, dalından he- misin2,| n bir yoldan | nüz kopmuş, buğusu (üstünde bir kaç çeşit üzümü, tepsiye koyup önünüze getiriyor. Bu imler, yemeğe değil ya, bak- mağa kıyılamıyacak kadar gü eda . Yemeli mi, yoksa yanm- da mı yatmalı?. Diye düşünü- yorsunuz. Hem de para ile değil: okka: İsr kırk kumışa!. Beyaz önlük- lü, temiz garsonların — evet; ne sandmız dı?. — ellerinde ü- züm dolu tabaklarla kametiye- ler arasında pervane gibi dolaş tıklarını görünce insan kendini başka bir âlemde sanıyor. Bana üzüm getiren adam di: yor ki: — Efendim, siz burasını ge çen ay görmeli idiniz, artık, ner de ise bağları o bozacağız. Ü- zümlerin de eski tadı kalmadı. Hele, iki hafta evvelki ocuma ! günü, adım atacak yer yoktu; Hasır yetişmedi de, bir çokları otlar üstüne oturdular.. Gra- mofonlar, bir tarafta, utlar, ke manlar bir tarafta..,, O, anlatırken ben de tabakta ki üzümlerin tadına bakmakla meşguldüm. Bir de ne göreyink ' Üç salkım üzümü göçürmüşüm. — Kuzum, dedim, sen bura- i salkım daha getir”. Adamcağız, mahçup bir ta- varla? — Şey., dedi, vize lâyık ü- zümümüz kalmadı. Malümya; yağmurlar, basurmca,.. — Öyle ise, hesabı görelim. İzm yemişiz. Beş salkımı bir ok ka üzüm yemişiz. Üç salkımı, bir okka gelen üzümün, ne cins üzüm olduğunu artık siz düşü- İnün. | oTevekeli, dememişler: — Bakmazsan dağ ol$ir, ba karsan bağ olur!. . | M. S. Ne denaet! İki kızını nı gebe bırakanbaba — e — Yakında İzmirde muha- keme edilecek İtalyan tebaasından mühendis M. Civaninin iki kızının bikrini izale ettiğini evvelce yazmış- Jtık, Babasından gebe kalan mat- İmazel Ancelâ bir buçuk ay ev- İvel İstanbulda vazıhami etmiş- ti. Bu iki kız kardeş müddeiumu miliğe babalarmın tâarruzlarını şikâyet ettiklerinden tahkikata | başlanmıştır. Tahkikatın sonsaf jhaya gelmesi dolayısile Gülce- mal vapurile iki kız kardeş İz- mir ağır ceza mahkemesinde görülecek olan bu mahkemeyi takip için İzmire gitmişlerdir. Matmazel Ancelâ hem çocu- gu, ayni zamanda kardeşi olan bu masum yavruyu nasıl baka- cağını ve herkese ne diyeceğini utanarak anlatmıştır. İki kız babalarınm elyevm İstanbulda olduğunu ve hasta | bulunduğunu öylemişlerdir. iZabitai ai belediye sicilleri Zabıtai belediye memurları- İnin sicilleri üç, dörtgüne kadar Dahiliye vekâletine gönderile. cektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: