29 Kasım 1930 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

29 Kasım 1930 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ucuz ispirto “Yarın eczanelere tevziat başlıyor Eczaneler iki sınıfa ayrıldı uy arından itibaren eczane sa- rine kilosu 150 kuruştan to tevziine başlanacaktır. cılar cemiyeti tarafm- N bu hususta müskirat idare- Yerilen formül tevziata o- olacaktır. #), Bu formüle nazaran ispirto “vatı en fazla olan 20 kadar neye beşer kilo saf ispirto, it kilo binde bir iyotlo ispir- # onar kilo da hafif esanslı is © verilecektir. İpiser eczaneler de sarfiyat arile ikiye ayrılmışlardır. ğnlardan sarfiyatı ziyade o a üçer kilo saf ispirto, be kilo iyotlu ispirto, beşer ki esanslı ispirto tevzi edile kir, Mütebakisine ise ikişer kilo ki ispirto, üçer kilo iyotlu, ü- kilo da esanslı ispirto verile Balak kanunu nasıl tatbik olunacak? parıkara 27 — Geçen sene İk “liste kabul edilen pulluk İununun tatbiki için bu sene sesine tahsisat konmamıştır. t vekâeli bu kanunu 1932 Mçesine 400,000 lira tahsisat İf arak başka bir şekilde tat- ir, ie fikre göre pulluklar mem- mizde yapılacak ve ima- lere pulluk başma en az izde 15 nisbetinde prim veri- pi yrtca demirden (60) para İt elikten (4) kuruş olarak â- ak ta bülunan gümrük res- a demir ve celik sıkletine Pulluk imalâthanelerine ia: -aktır. Vekâlet bu hususta bir ka- tasavvurundağır. Mahkemelerd. Komünist P erşembeye 23 Maznunun muha- mesi başlayor anbulda yeni tevkifat Yapılacağı doğru değil il | Komünistlikle maznun Ha- Aya Bey ile 23 arkadaşının ypkemelerine gelecek per- ebe günü ağır ceza mahke- sinde başlanacaktır. Bir kaç €vvel İzmirde beyanname İittıkları için yakalanan ko- Ki, gelenle alâkadar oldukları o, stanbulda da bazı takibat ilmakta olduğu yazıldı. “ei umumi Kenan Bey bu gi © bazr malümat istedi. Biz İ fönderdik. Fakat yazıldığı gi ulda yeniden takibat lamıştır. Böyle bir Şşey- # im yoktur.,, | Sahte bilet satanlar Şimendifer kumpanya- Eişe ve matbaa memuru ve İsmail Efendicir aley aş, kame edilen sahtekârlık İki ikmal edilmiştir. nci ceza müddei umumisi İş, ve İsmail o Efendilerin ç & bilet tabettirerek şark şi iller kumpanyasr hesabma çelarını söylemiş, ikisinin Zalandırılmasını istemiş- li Efr a i ceza hâkimleri son bir karar vereceklerdir. ilâh kaçakçılığı » o tahkikatı Tükten silâh kaçırmakla ) silâhçı Mehmet Edip *Syoncu Necmi Beylere ikat bitmiştir. Tahkika- €den 2'nci müstantık “a sini hazırlamağa baş 7 İ EZ p B n ; ; |, N li ğ B p 72 Maaş İlk mektep muallim- lerinin maaşı Hususi muhasebe müdi- riyetinin bir tebliği İdarei hususiyeden maaş alan muallimler müterakim kazanç verbilerinin kesilerek maaş na- mına ellerinde bir şey kalmama sından endişe etmekte idiler, Hususi muhasebe müdüriyeti alâkadarlara gönderdiği bir ta- mimle muallimlerin * maaşları») nı tab alacaklarını bildirmiştir. Tebliğat sureti şudur; İdare hususiyeden maaş alan| devaiz ve mekâtip teadül kanu- nuna tevfikan tanzim edilen de rece cetvelleri heyeti vekilece derdesti tetkik ve tasdik oldü- ili âletinin ol hazirandan itibaren vilâyetçe Maliye vekâletinin derece cet- vellerine. göre yapılan tadilât tarzları her ne ise bunların üze rinden şimdilik kazanç vergisi mukabili yüzde 5 ini tevkifi su retile tediyat icrasi dahiliye ve kâletinden tebliğ edilmiştir. Kâ nunuevvelden itibaren bordrola rın bu şekilde tanzimi beyan o- lunur, Derece cetvellerindeki mik- darla kazanç vergisi mukabili olarak tevkif olunan miktar âra sında fark mevcut ise kazanç vergisi hakında heyeti vekilece karar ittihazına değin, bu kabil İmekteplere kânunuevvel maaş- larının teşrinisani maaşı misillâ itası iktiza eder.,, Kânunuevvel maaşı Kânunuevvel maaşının itası- na pazartesi günü başlanacak- tır, Bu defa muhasebei hususi- yeden maaş alan memurlar bare 'me tevfikan maaşlarını alacak- Irdır. Ticari müvazene İhracat ithalâttan 8 milyon lira fazla 'Teşrinievvel oayı zarfmda memleketimize vaki umum itha lât 12 milyon 707 bin 885 lira kıymetindedir. Buna mukabil İbu ay zarfında yaptığımız ihra- cat ise 20 milyon 736 bin 744 lira kıymetindedir. Aradaki farkı teşkil eden 8 milyon lira, Türkiye tediye mü vazenesi lehine büyük ve müs- bet bir netice husule getirmiş- tir, İkokan esrarlı bir bahçeye gir- Poliste İntihar teşebbüsleri 1 — Zeyrekte cami içinde otu ran 22 yaşlarında Zehra H. ko casınm memleketi olan Siirde kızı ile kaçtığından müteessir olmuş ve intihar kastile bıçağı nı sağ memesi üzerine saplamış Zehra Hanım Haseki hastanesi ne kaldırılmıştır. 2-— Aksarayda Sarı Musa ma hallesinde yorgancı Ahmet Ef, nin yanında oturan 53 yaşların da Salih tuz ruhu içmek suretile “Jintihara teşebbüs etmiştir. Sebe. bi, geçirdiği sinir buhranıdır . Bir kadın bir erkeği yaraladı Galatada oturan madam Sino ra ile balrkçı Osman kavga et- mişler, Madam bıçakla Osmanı kolundan yaralamıştır. Bir kaza Fen fakültesi müderrislerin- den M. Dosyo motosikletle Tak imden geçerken Necmettin Ef, ye çarparak yaralamıştır, Bir cerh vak'ası Üsküdarda Faik Ef, isminde biri oBskada oturan Refik Ef. ile kavga etmiş ve bıçakla yara lamıştır, Faik Ef, yakalanmıştır. Kardeşini vuran polis Beykoz polis merkezi müret- tebatından 1077 numaralı polis İhsan Efendi henüz - anlaşılmı- yan bir sebepten kardeşi kundu racı Mustalayı ağır surette bi- çakla karnından yaralamıştır. İhsan Ef. yakalanmış, Mustafa Beyoğlu hastanesine kaldırı! mıştır ş İYET CUMART 20 Beyoğlu caddelerinde dolaşnaların seyri de fena olmayor Bodrumpalasta ve çalgılı meyhanelerde eğlenenler az mı? Neye acele ediyor? — Hariçten gazel okumak memnu — Ne emrettiniz Beyim? —Ne yapalım kardeş, dünyada mekân, ahrette iman! Sokaklar, hıncahmç... Sine-| malar, tıklım tıklım. Pastaha- neler, birahaneler, ağzına kadar” dolu. Kapalı oalnlar, yalnız mağaza ve dükkânlar. Onların da hepsi değil: Meselâ berber dükkânları açık, sebzeciler açık kasaplar açık, fırınlar açık, ma- hallebiciler açık, şekerciler a- çık... Cuma günlerine mahsus olan bu yarı kapalılık, hoşa gi- der bir şey değil Asıl gezile- cek günde, vitrinlerin göz ka- maştırıcı manzarasma hasret kalıyoruz. Meselâ, şu dükkâncıkta, dün gece, geç vakte kadar pırıl pı- rıl yanan bir akar su gerdanlık vardı ki gördüğüm zaman ağzı- min suyu akmıştı. Bugün, onun yerinde siyah bir kepenk gözlerime diken gibi batıyor. Yine şuracıkta bir ıtri- yat mağazası vardı ki, önünden geçerken, kendimi bin bir çiçek; miş sanırdım. Kapkaranlık cep hesine bakarak önun dünkü ha-| lini gözlerimin önüne getirme! ğe çalışıyorum. Dükküânların ka palı olması, bizi etrafımızdaki| lerle meşgul olmağa sevkedi- yor, Bir bakıma bu daha iyi! Çünkü, vitrinlerde manken sey redecek yerde, caddelerde can h olmak gibi meziyetleri olan mahlükları temaşa etmek fırsa- tnt buluyoruz, Ben, çok defa bir köşeye çe- kilip, önümden akın akın geçip giden simaları tetkik etmesini pek severim, Sesli ve sessi bir sinemada bu kadar de; çehre, değişik kıyafet, deği: manzarayı bir arada görmek im| kânı yoktur. Meselâ, işte, şu yah kürk mantolu genç madam mutlaka bir randevüsundan dö nüyor. Bakışları söylemese bile bo- zulan tuvaleti, bu günahı ifşa e diyor. Bir kere koyu İepiska| saçları, belli ki, az evvel, deste| deste dağnıktı. Mini mini madam, buriları uzun uzadıya taramağa bile va- kit bulamamış. Sonra, elbisesinin bu kadar buruşması, hiç te hayıra alâmet değil, Haydi, hepsini bir kenara KR bırakalım?" Ya, yüzünün uçuk | rengi, dudaklarımın boyasızlığı?| Hasılı hiç düşünmeden, güna | hr boynumuza diyip yaramaz madamın kulağını çekebiliriz. Sonra şu kırmızı yüzlü, kırmızı burunlu, donuk mavi gözlü, tonuna dayana dayana yürüyen kırklık adam da mutlaka İlk gıdasmı almağa gidiyor. Hah, işte! Bodurum palasın kapısından içeri girdi. Siz, bu Bodurum pa lası bilmezsiniz. Yine de bilme yiniz! Çünkü adı üstünde, bodu rumdan farkı olmıyan bir yer altı meyhanesidir. Maamafih, kurtlu baklanın kör alıcısı oldu gu gibi, yer altı meyhanesinden hoşlanıp her gece, çakır keyif olmağa gelenler de az değildir. Cuma, akşamları, rivayete| bakılırsa, Bodrum palasın küf| kokan mini mini salonunda “Perapalas,,a meydan okuya- cak bir faaliyet görülürmüş. Müşterileri arasında ehli dil, eh Wi muhabbet kişiler bulunurmuş ki, insan nasıl vakit geçtiğini ve bir iki saat sonra kaç şişe içtiğini fark edemez bir hale ge Jirmiş. Ne ise, orası lâzım değil: biz, tekrar önümüzden geçenle re bakalım, Şu beyaz önlüklü) çocuğu gördünüz ya, nasıl koşu yor?, Tanımadınızsa haber vere yim ki, bu çocuk, sirkeci berber dükkânlarının birinde çıraktır. Kıyafetine bakarsanız, onu ha- li vakti yerinde bir ailenin ço- cuğu zannedersiniz. Karınca kaderince o da eğlenmeğe çık- mış olacak. Niçin böyle koştu- ğuna gelince, onu ben de me- rak ettim. Meğer, bu âcelesi- hin sebebi varmış, Sinemaya tam vaktinde ye- tişmek istiyormuş ta ondan! Eğer şehirde yeni yeni sine ma salonları açılmasına hayret edenler varsa, berber çırakları- na kadar sirayet eden bu mera- kı tetkik ettikten; -Sohra uma- rım ki, bu şaşkınlıkları zail o- lur, Öyle bir hale geldik ki, me selâ birine: > — Namık Kemal kimdir? diye soracak olsaniz'belki yüzü nüze bön bön bakacak; Halbuki ayni adama: , — Adolf Menju, Klara Bov, Emil Yanings, Moris Şö ilâh:. isimlerinden birini söyli- yecek olsanız, nerede doğdukla rmu, bugün nerede bulundukla- di kadar kaç temsil verdiklerini size ezberden anla- tacağına hiç şüphe etmeyiniz. Lüksenburg sinemasının ye- rinde açılan büyük sinemanın kapısı, bir arı koğanı gibi... Fa kat, dikkat ediyorum bir çokla- rı sinemaya girip film seyret- mekten ziyade, duvardaki resim! lerin temaşasile meşgul olmağı daha kârlı buluyorlar. İkinci sınıf sinemaların rağ- betkârları pek o kadar müşkül İpesent değil, bir nikel yirmi beşliği toka edip giriyorlar. Beyoğlunun cuma günleri, üzerinde işlemeğe değer mev- zularından biri de, içinde ala- turka çalgı çalınan eğlence yer leridir. Bu eğlence: yerleri bir kaç sınıftır. Kibarcaları, orta hallileri ve nihayet külüstürle- ri vardır. Kibar sayılabilen yerlerde, pek gürültü olmaz. Halk, sessizce birasını, yahut rakısı. nı içerek saz dinler. Orta halli lerde arasıra hovardaca eğleni- yoruz zannederek hanendelere para gönderen, istedikleri çalgı çalınmadığı zaman, masayı yumruklıyan aynasızlara tosa- düf edi Külüstürlerde vaziyet büsbü tün başkadır. Evvelâ, duvarlar da kocaman yazıile ekseriya şöyle bir ihtara tesadüf edersi- niz: “Çalgıya o müdahale edile- mez. Hariçten gazel okumak memnudur, Aksini yapmağa cüret edenler, zabıta marifetile dışarı atılır,, iyi amma, çalgıyı dinlemiyen adamın böyle ihtarlar, hiç kula ğma girer mi? Arkadaşlardan birinin zorile geçen cuma akşa- mı, böyle bir yere düştük. Kapının tam karşısına gelen köşeye bir sedir kurulmuştu, se dirin üstünde üç çalgı(!) biri tef, öteki sözüm ona keman, bir üçüncüsü de güya kanın ça uyorlardı. Henüz bir iskemleve yerleş, iye| miştim ki, yanımdaki masa, devrildi. On kadar bardak bir kaç rakr şişesi şangır şungur kırıldı. Fakat ne dersiniz? Çalgıcı- ilar hiç oralarda değil, hatta gü rültüyü duyunca bir kat daha aşka geldiler. Bağırmaktan â- İdeta gırtlakları yırtılacak... der ken, kemancı kemanını bırakıp hanendeliğe başladı, tef çalan kemana sarıldı. Kemancı da €- line tefi aldı. Bir âlem ki, dokunmayın keyfine. Burada çalışan garsonlar da pek evet efendimci şeyler! Za- hir, maraza çıkarmamak için | müşterinin alışından mâna se- İzerek karşısmda el pençe divan !duruyorlar: — Ne emrettiniz Beyim? — Peki paşam.. — Rakı m buyurdunuzdu efendim? — Cızbızmız az pişmiş ol- sun mu dediniz? Fakat burası, adamlarmın İnezaketi yerinde kalsın, öyle st cak bir yerdi ki, biraz daha o- İtursak cızbızdan evvel biz pişe- jcektik. Çıkarken, böyle sinsi yerler- den hoşlanan akşamcı arkadaşa sordum: — Sen buraya galiba pek sık İ geliyorsun? Güldü: —Yoy canım. Akşamdan, akşama... — Demek mekân burası? — Ne yapayım kardeş. Dün yada mekân, ahrette iman! M.; S. zula güme si İL, Londra episkoposu Londra episkoposu M, Levek Jibrant dünkü Semplon ekspre siyle şehrimize gelmiştir. Lond ra episkoposu şehrimizde. bir hafta kaldıktan sonra İzmiri de ya gidecektir. « Ankaradan gelen meb'uslar İstanbul mebusu Hakkı Şina si Paşa, Elâziz meb'usu Tahsin ve Rize meb'usu Akif Beyler dün Ankaradan gelmişlerdir. . liste Polis memuriyetleri 8 dereceye tefrik edildi! Poliste | Yeni lâyihaya göre! 8 derece oldu Poliste terfi ve tayinler nasıl olacak ? İkmal edilen yeni polis ka- nun lâyihasma göre polis mes- leği sekiz dereceye tefrik edil- miştir. l Birinci derecede Emniyeti u-| mumiye müdür muavini, üçün-| cü derecede şube müdürler,i dör düncü derecede polis müdürleri ile mektep müdürleri, / beşinci! deröçede merkez memurları ile| sivil memurlar, altıncı derecede | komiserlerle sivil memurlar, ye| dinci derecede polis memurları, | sekizinci derecede üniformalı! polis tamzetleri vardır. f Emniyeti umumiyede müdür) muavinin riyasetinde şube * mü-! dürlerinden mürekkep bir mü- dürler encümeni teşkil edilcek-| tir. | Beşinci derecede bulunan me murlarm intihap suretile terfi ve tayinleri ile yedinci derece ye dahil olanların terfi ve tah- villeri, memurlara verilecek pa ra mükâfatının kabul ve tayini bu encümen kararı ile yapılacak tır, Polis mesleğine kabul edil- mek için 788 numaralı memu- rin kanununun tayin ettiği şart lar, polis için de lâzımdır. Zabıta memurlarmın intihap la tayin edilmeleri usullerinde Dahiliye memurları kanununun İmevzuatı nazarı dikkate alın- mı ıştır. Polis müdürleri ile kayma- kamlar yekdiğerlerile müsavi addedilmiştir. | Polis mesleğinde tedris ile ta lim beş devreye ayrılmıştır. Bu) devreler: 1 — Polis mektepleri, 2 — Or ta kurslar, 3 — Yüksek kurslar, 4 — Fevkalâde teknik kurs- lar, 5 — Daimi disiplin emirleri | dir. J | Budevtelerin teşkili ve icrası İkanunda, nizamnamedeki sara- hat dahilinde yapılacaktır. “#> Haşaratla mücadele için yeni bir lâyiha Ankara 28 — İktisat vekâle İti nebatata zarar veres haşerat İve hastalıklarla mücadelede alâ | İkadar ziraat erbabının kendi! İmalllarile ciddi surette alâkasını temin için bir teklifi kanunı ha zırlayacaktır. Bu teklife göre kendi tarla, İbahçe, zeytinlik, bağ, orman ve saire gibi emlâkinin hastalık ve! haşeratile mücadele etmiyenle- | rin bu işlerini hükümet yapa- /caktır. Bu suretle hükümetin sarfe- deceği memur harcirahı, ilâç ve saire masarifi Maliye şubeleri lunacaktır. Tabir bu masarif hususi suret te yapılacak mücadele masrafın dan fazla olacağından alâkadar İlarm kendi işlerini kendilerinin görmesine saik olacaktır. Tek- lif bu sene meclise verilecektir. Sırrı! " ... Ziraat stajı 20 memmr Amerika ve avrupaya gidiyor « Şimdiye kadar 12 talip çı'mıştır İktısat vekilliği, ziraat umu- mi müdürlüğünce ziraat memur |, larmın muhtelif şubelerde ihti sas sahibi olmalarının temini maksadile bu sene yirmi küsur , müdür ve memurün Avrupa ve ,. Amerikaya tahsil ve staj için , gönderilmeleri takarrür etmiş- vi. Bu efendilerin gönderilmele ri vekillikçe tesbit ve kabul edi N en bir takım şeraite tabi bulun- maktadır. Bu meyanda gidecek olan efendilerin imtihana tâbi tutulmaları da vardır. Talip olacak efendilerin imti anları kânunuevvelin yirmi iki sinde yapılacaktır. Bu hususta vekilliğe vaki mü racaatlar günden güne artmak- tadır. Şimdiye kadar talip olan ların mevcudu on iki kadar ol- muştur. Vekillikçe, müracaat eden , memurların sicilleri tetkik edil. ir, İzmitliler valileri aleyhin- deki neşriyatı reddediyor . Aldığımız möktuptur. İstan bulda münteşir Yarn gazetesi- nin valimiz Eşref Beyefendi hakkındaki mütemadi neşriyatı . kasabamız derin bir halkınca İnefret ve alâka ile takip edilmiş tir. Çok nezih olan valimizin şe . ref ve haysiyetile oynamakta ve dolayısile siyasi emellere müstenit bulunduğunu tahmin ettiğimiz bu neşriyatta mevzu bahs iddia olan ittihamat vilâ- yetimizin her tarafından bir çok hususi şekillerde tekzip ve tel'- in edildiği halde güzetenin isra rr artık tahammülfersa bir hal almış bulunduğundan kasabamı zın çokkıymetlihemşehrisi olan valimiz kasabamız halkıncar tam bir itimat ve muhabbetle se vilmekte olduğunu ve yapılmış bulunan şeni tezvirattan halkı. mizin dilhun olduğunu kasaba- mız namına beyan ve bu vesile- ile de muhterem valimize en de rin itimat ve muhabbetimizi te- yit ederiz efendim. Tayyare cemiyeti reisi Raif, Türkocağı reisi namma umumi kâtip Ali Fuat, Kandıra Beledi ye reisi Tevfik, Himayei etfal cemiyeti reisi Reşat, Hilâliah- mer cemiyeti reisi Nazif Ali, C. H. F. idare heyeti reisi Niyazi. | Rusyaya ihracat şirketi | * Rusyaya yapılacak ihracat iş leri için teşkil şirketin müdürü Samsun meb'usu Rana beki edecek ve sonra Atina- yasısile kendilerinden tahsil o- | B. dün Ankaradan (şehrimize gelmiştir. Rana B. Rusya ile yeni tica- ret muahedesi yapmak üzöre ce reyan eden müzakeratın henüz neticelenmediğini, şirketin kal dırılması mevzuu bahs olmadı. ğını söylemiştir. BÜYÜK RESMİ GEÇİT Yarın 3ZO 'Teşrinsani istanbul'da, Tophane'deki Ford Motor (Company büyük bir resmi geçit yapacak. tır. Bu, Ford naklivatında bir inkilâptır. ! Hi A : “ği 7 m a e eşe e al

Bu sayıdan diğer sayfalar: