15 Mayıs 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

15 Mayıs 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kkikir, İailüyei Asrın umdesi “Milliyetir” 15 MAYIS 1931 İDAREHANE — Ankara caddesi Wo: 100 Telgraf adresi: Milliyet, Ts- tanbul/ Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ e. Türkiye için Hariç için a; 400 kuruş 800 kuruş 750 1409 , 118 » Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 kuruş » Gazete ve matbanya yete müracaat edilir. wzetemiz ilânların (o wes'uliyetini Bugünkü Hava azla hararet İS enaz Vahşi “ Misafirlerimiz! “Tabii işitmişsinizdir; dünden bulda bir “hayvanatı Vahşiye si var. Evvelki ge >e saat ikiye doğru caddeden zelen bir şamata ile uyandım, yencereden baktığım zaman i- ci tane filin Beyoğlu caddesin ie haram ederek geçtiğini gör Am. 30 seneden beri ciddi bir şirk görmemiş olan İstanbul “çin bu çok şayanı dikkat bir şeydi Dört Tunuslu müslüman kaş esinde bulunan bu sir- gazeteciler gezmiş, gör üşmüşler ı Daver Bey biraderi ade arslanlar, M afeler, Natta acenta- irünü filler, bir mizah bükalenunlar Byi ayı- | zl İsti maruf nuharrir kaplanla bir kistemişse de ra arzusunun ciddi olma lağr anlaşıl, Sirkin şi tur. nizde bir müd- öyleniyor. Alâka fadesine göre sirkte- nlar, hele ayılar lâf inlayormuş... Jalledilecek bir mesele Rüfekamdan, orijinal şeyler oran biri vardır. Dün geldi, ana şu suali sordu: — İntihar vak'alarını tetkik diyorum. Hep üst kattan aşa fı atlay, Neden, aşağıdan (rukariya atlamıyorlar?.. Bir pilot nekadar irtifada ilduğunu nasıl anlar — Düşerken - yere değmesi 1€ kadar gecikirse o kadar yük ekte olduğunu bilir. FELEK ri Yeni neşriyat Tavuk Fevni çuluktı du çi vurparalı matı bahseden tır. Mec- mütekâ- Bey eğer böyle ise kadar elim bir urette aldanmış olacağını dü- sündü. Baker için şimdiye kadar ii uyduğu şeyler hiç te bu ada- nin ” $nf Paşa olduğu halde kaç ki ii ile Baker'e dair bahis geçti “ie ona: — O adam mı?.. ey güvenilm. Onun sözü müdafaa et. e kalmış ve Eğer bunda için ne r Bi data a ıldandı ise g gp ald MOfiyver cavcanma MİLLİYET CUMA Mizah, Edebiyat, Mudanyadan başlayarak A- nadoluyu gezmeğe çıkan oto- obilci amatörün — Karaağaç şose: çünkü büyük deniz, sahil, man, göl, körfez ve dağ coğrafi arızaları kisa ler içinde bir araya ccmeden şa or- | ger. İ Gemlik körfezi sahilinde en siz bir şerit gibi uzanan Mudan | yadan henüz çıktık; Arnavut- | köyü plâjımdayız. Yarım kilo- | metre imtidadında geniş bir kumluk... Arkasmda, sâldide çmarlar altında sessiz akan | buz gibi sulu bir menba., Çok eski zamanlardan kalmış gibi köhne görünen bir kilise hara- besi evi... Peyzajist bir ressam için işte bulunmaz bir manzara Burada şose sahilin dik ya- maçlarma birdenbire ttırmanı- yor. Ve yolcu kendini incile a- it bir muhit içinde buluyor: Kesif bir zeytin ormanı, üzüm bağları, incir ağaçları, bunla rünüp kaybolan çok mavi bir deniz, yer yer şırıldayan kay- naklar, vakit vakit tesadüf o- lunan yüklü merkepler ve ağaç lara tırmanan keçiler... “Ağni- yetülagani,, nin unutulmaz de korudur, İnsan bilâihtiyar “Or şelim,, kızlarını ve ince kumlu sahillerde onların peşlerini bı- rakmayan “satir,, leri arıyor, ... Sahilin ivicaçlarma uyarak mütemadiyen dönen ve denize doğru inerken baş döndürecek kadar yükselen şosenin üze- rinde ve hep bu efsanevi man- zara içinde nihayet “Trilya,, ya vardık. Tirilya, dünyaca maruf ye- meklik zeytinlerin merkezidir. Bu zeytinlerin geliri ile yapıl- mış sanki yer yokmuşta üstüs te çıkmış gibi biribirine istinat etmiş büyükçe binaları olan kocaman ve acaip bir köy. Yeğne varidat menbaıı teş kil eden bu meşhur zeytinleri istenildiği gibi satamayan Ti- rilya neş'esizdir. Beher okkası nın maliyet fiatı otuz kuruşa yaklaşan zeytinleri yirmiye sa tabilmek için ancak parakende .surette-yakın piyasalara arzet mek lâzım geliyormuş ve bu civarda müşteri bekleyen bin- lerce ve binlerce kilo zeytin ta nesi varmış. Vaktile, hattâ Ti rilya iskelesine kadar gelen hususi vapurlar yalnız zeytin yükletek giderlerken buralara ecnebi dovizi dökerlermiş. Bu hal bir dereceye kadar umumi sulhtan sonra da devam etmiş, fakat iki senedenberi satıştız- İ bk müstahsilleri fazla sıkıyor İ muş. l Biraz da umumi bulirandan ! LAN eden bu müz'iç vazi ten sonra her şeyin aksi gide- ederek ona göre mek lâzimgeldi- ina samimiye- du, Fakat bu şüpheyi bir tara- fa bıraktı. İlk tesir geçtikten sonra Kadri Bey dostunun her şeyi soğuk kanlılrkla muhake- me etmekte haklı olduğunu | samimi olup olmayışını düşü- nürken diğer tarafta genç ada- mın hayat, ve istikbaline son derece taallük eden şeyler ce reyan ediyordu. Hayat ve / is- tikbaline ve aşkıma... ... İbrahim Bey && ri hayalinde Keri gündenbe- Hanıma yanı hayret bir mmtakadan ge | Yanda bir kaç balıkçı | rın arasında zaman zaman gö- | tercih ede- | ceği yol şüphesiz Mudanya — | tevellittir. İyi nümune gönde- İ ye malik Yolcu mektuplar Coğrafi arızaları cemeden bir mıntaka — Ağ- niyetülagani ve Orşeli; Zeytin diyarı — Kaza ticaret odaları lüzum- | suzdur — İhracat eşyası standardize edilmeli — Hususi bir iktisat sistemine muhtacız V kızları — Tirilya : yetin başlıca sebebi — denil- diğine göre — ihracatı ticari- nin hileye sapmalarından mü. rilmiş, fena mal sevkolunmuş- tur. Fıçıların üst taraflarma güzel ve büylik tâneler dizil miş, alt kısımlara bozuk ve kü çük taneler doldurulmuştur. Bir kaç defasında müsamaf gösteren alıcı nihayet piyasaya, yani kaçmıştır. Birden ve çok kazanmağı istihdaf ve harbi umuminin “analorcu,, zihniyetine istinat eden bu mühlik ticaret usulü- mün önüne mek lâzımd: Zira, şu mühakkaktır ki izmu- Mi ticaretin usul ve adabını hehüz bilmeyen yeni | tacirler bindikleri dal kesmekle “kal- mamakta, fakat müstahsil va- tandaşlarınm hukukuna teca- etmekte, bilerek bilmeye- rek vatani bir cürüm işlemek- tedirler. Ve asıl hazir olan ci- het şudur ki mevzuatı kantıni- yetizde bu cürümleri tecziye edecek.ahkâm olmadığından fenalık devam edip gitmekte- dir. Eşrafın ve ekseriya menfa- atperest, fakat her halde cahil adamların elinde bulunan tica ret odaları ve ticaretin ne de- mek olduğundan bihaber mın- taka iktisat teşkilâtı bu kötü- Tükleri mene muktedir olma- dıktan başka belki” de temdit ve teşdit etmektedir. Bu halin önüne © geçilmesi içim vehlei ulâda akla ge- len şey, varidatr ile geçineme- yen ve yahut bu vâridatı ilin- siz bir kâtibin maaşile âzanın | hakkı huzuruna sarfettmek- ten başka müsmüir bir iş gö- remeyen kaza ticaret odalarmı lağvedip bunların varidatını birleştirmek suretile ithalât ve ihracat ticaretini tensike muktedir olabilecek teşekkül- ler meydana getirmek, bunları | ilmi çalışabilecek şekilde teç- hiz etmek, bu teşekkülleri mü- tehassısların nezareti altına koymak ve ihracat emtâasmı her halde “standardize,; et- mektedi Yıkılan iskelenin karşısın- daki kahvede kısa yolcüluğu- muzun yorgunluğunu iyi pişi- rilmiş bir kahve ile alırken zeytincilerden bu . şikâyetleri dinledim ve ticaret (teşkilâtı- mizin sekameti içinde geçiril- miş uzunca bir tecrübenin ver diği intibalarla bu mütalaala- rı hatırladım . Dünya buhranı arasında bi- ze hâs olan sebepleri arayıp bulmak ve bunları izaleye ma ticari keğbirleri al başka Yunanistana den Kurulmuş teşekküllere ve bütün bu iktisadi sisteme muh tacız. EN. E, istediğişekli vererek sadrazam paşanın kızının güzelliğine da ir Fettahtan öğrendiklerini kendi kendine mübalâgalandı- rıyordu.Mübalâga mı? Kerime Hanımın güzelliği ne kadar yüksetilse mübalâğa edilmiş olmayacaktı. o İbrahim Bey genç kızın güzelliğini başkala rından da işitmişti. (Kerime Hanımı görmek imkânsızdı. Olsa olsa yüzü örtülü veçarşaf hı olarak sokakta görebilmek ihtimali olabilirdi .Fakat bu kadar ince düşünüp üzülme- ğe hacet var mıydı?.. o Yakın bir günde İbrahim Bey Kerime Hanımı alacak değil miydi. Evet,. İbrahim Bey artık bu nu o kadar mühim görüyordu İ ki git gide bu izdivacın yalnız | mümilsün değil mutlaka lâzem olduğuna kanaat getirmişti. di istikbalini pek par- lak gören İbrahim Bey Keri- me Han:m gibi güzel bir zevce olmağı düsünüyor. 15 | Bu nasıl oldu?.. Dediği gibi her kadında düşmeğe hazır 0- lan bir ruh mi vardır?. Ben İ zevcimi çok seviyordum. İzdi vacımızdan üç sene geçmişti Ben kocamın bana olan saf katine emindim. Hiç bir hiya- hette bulunmamıştı, Birit mizi çok sev çak 8” tuk. Bir gün, şimdi meşum de- diğim bir tesadüf beni birisiyle karşılaştırdı. Evvelâ pek ma- sum başlayan bir münasebet nasıl oldu. da böyle bir felâke- İ te vardı bilmiyorum. Yaz tatilini geçirm giti şairin yeni çıkan bir eseri oldu anladım. Bu kitap bende Fakat niçin bu bırakıl- nışşkitapla meşgul ; oldum. Ah, o iki üç dakika, Çok geçmeden yanıma genç bir de- ikanlı geldi. Nazarları dalgın solgun benizli bir genç... zatarak istersem alıp okumamı İ söyledi. Oradan çekilip gide- cek yerde bu kitabın bir eşi de bende bulunduğunu söy- lemekten kendimi. alamadım. İşte o dakikadan itibaren ara- mızda bu şaire dair söz açılmış oldu. O da bu şâiri çok seviyor du. Ben de.. Zevcim şiirden pek anlamaz dı, Bu delikanlı meğer bir şair- miş..Artık dost olmuştuk. Ben kocam ve şâir samimi birer dostolmuştuk, Fakat gene şai- rin üzerindekütesirini git gide hissediyorduni. Evvelâ ona kar şı lâkayıt kalmak istedim, Fa- kat onu baka bir kkdmla göre cek oursam nekadar kıskandı ğımı anlıyor, kendimden uta- nryordum. Nihayet bunu saklamağa lü zum görmedi Bir gün genç şâit beni sevdiğini söyleyerek benim için yazdığı şiirleri oku- İ mağa başladı. Ben bunları biri birinden güzel buluyordum. Böyle başlayan çılgınlık bir müddet devam ettikten sonra kararımızı vermiştik. Şair beni alıp aşk ve hulyadan mürek- kep başka bir dünyaya götüre cekti, O âlemin “ nasıl olduğunu anlatmayacağım. Korkulu bir rüyadan titreye titreye uyanan bir zavallı gibiyim. Âradan se- neler geçti. Şairden nihayet ayrıldım. O beni birakti. Ne ya pacaktım?.. Tekrar zevcime ge lerek beni kabul etmsi için yal varacak mıydım. Çok iyi biliyorum ki ben ken disinibıraktıktan sonra o ne ev lenmiş, ne de başka bir kadın- la her hangi biz münasebet te- siş etmişti, Hâlâ beni seviyor | muydu? Ümitsizlikle;tektar ona git- | tim. Beni affetmesini o söyle- dim Dinledi. Hayret edi | du. Sadrazam Yusuf Pasa bı muvafakat etmemesine inek var mıydı. İbrahim Bey kendini kuvvetli buluyordu. İbrahim Bey vermişti, O gün öğleden biraz sonra sadrazam paşanın konağına gi dince ilk karşılaştığı Fettah olmuştu: — Paşa heniiz çıkmadı de- gil mi?.. Zenci köle ile mabeyin kâ- tibi biribirlerini çok iyi tanı- yan ve gizli maksatla çalışan iki ortak gibi yekdiğerine bakı yorlardı. Fettah belki de vazi yetin verdiği bir serbetlikle İb rahim beyefendiye: — Henüz gitmedi, dedi, ha- remdedir. Haber verelim. Bu- yurunuz. : 'ettah. sadrazam paşanın mükellef misafir salonuna İb- rahim beyefendiyi in çok artık karar MAYIS Pek | nazik bir tavurla kitabı bana u aldıktan | 1931 iKAYE Genç şairle tanıştıktan sonra. —Fransıcadan— Sonra tabii bir surette bana ce vap verdi Ben maziyi unnuttum.Sizi affettim. Benimle beraber kala İ bilirsiniz.. İşte bu kadar. Evet beni af- fetmişti, Hem de te meden, bana hiç ac | söylemeden affetmişti. kendimi aynada bitaraf ola tetk Ben artık güzel bi dim!, Eğer güzel bi larak kalabilşeydim bu adam beni kolay fetmezdi!.. Bilmecemiz tikel dm değil |N kadın o dek bilmesemistiğ halledilmiş şekli 125 45478919: Buyürkl bilmesini Soldan sağa: 1 — Serbestlik (8). Yama (2) 2 — Hicap (2). 3 — Kokulu bir nebat (4). emdiğimiz şey (4). 4 — Lâhim (2). Fenalık (3). Bir hart (2). 5 — Geniş değil (3). Rabıt edatı (2. 6 — Bir cihet (4). Küstahlık (4) 7 — Ben (3). Ok (3) 8 — Masset (2). 9 — Sakat (3). Tatlı değil (3). 10 — İlâm (3). Şimendüler (4). 1i — Uzak nidası (2). Balık ne- vede İkezarır (4). Süt Yukardan aşağı: 1 — Ev (4). Tatir (5). 2 — Beygir (2). Zaman (2). Lâ- him (2). 3 — Nota (2). Yapmak (3) 4 — Merkep (4). 5:— Köpek (2.) Yardım istemek z (4yoLâkin (3) ( Fakiyi yenilemek (2). Uzak nidası (2). 9 — Nota (2). Centilmen (5). 10 — Mastar edatı (3). Çekmek © Jİ — Hür değil (4). Bıçak kılıfı (3). j sonra derhal hareme €; İ beyefendinin teşrif ettiği- İ ni haber alınca Yusuf Paşa da ziyaretin mühim bir maksatla olduğunu hissetmişti, Bu ziyaret Paşanıyı hoşuna gitmemişti, İbrahim Beyin her gece kendi karşısına çıkarak takip ettiği gayesine mâni o- lacağmı en Yusuf Paşa | Şimdi mabeyin kâtibinin gel- mesinden hiç memnun olma- mıştı. Onda bir şeyi vukundan evvel keşfettiren bir his vardı ki kendisini nadiren aldatmış- tı. Şimdi içinde bir korku var- dı. İbrahim Beyle nasıl karşı- İaşacktı Kendisini öğleden sonra ma kamına gitmek üzere konağın dan çıkacağı sırada” İbrahim Beyin gelmesine o Paşa pek mühim bir mânâ vermekten kendini alamıyordu. “ Fakat Paşa kendine o kadar hâkim olmağa ve i seyleri gizlemeğe alışmıştı ki , İbra aa — m — e emri ZİLLİ ELLERLE İZLEĞİ MM 0000000000000001609000 0009 Samat 7 HALMAN AMLMYUMLLEEİN MEMELİ EDL MANİLER Teleto: Saat 15te tekmil 9 da süvare, Bileti yah Sant sonta saat n Ebali siki her gün iebilir. abah ÜN 0 ir filmini görünü. ndan “Türkçe sözlü İN DUHULİYE Buz heeseeesessssermss: sözlü DON -AMAR SİRKI Taksim Talimane Meydanı BO, numaralarla: 10 da arik ed tat 10 dan DÜN AKŞAM BAŞLADI Fevkalâde Muvaffakiyet Salon Hınca Hınc Dolu idi Bugün 2 müsamere BÜYÜK MATİNE gleye kallar ve öğlede “ibaren ak yün CUHAMRA Sinemasına gidip Amiral BYRD KUTBU CENUBi refakatinde RTOĞRUL MUHSİN Bey tara- e izahatlı muazzam bire 40 KURUŞTUR sönt 10,45 te tenzilâtii MMO ŞEN EYLE bugün MELEK Ginenasında v VILLLY FORST HAYDELBERG ŞARKISI şarkılı ve mükemmel musikili fevkalâde filminde Bugün saat İlde tenzilâtlı matine Dün akşam Asri sinemada ira İçki Beyün sast 16,1/2 matinesile suvaredee BÜYÜK R Ballatiemsı - GESİ: Petroff'an 20 kuruş. Rus işe GLORYA se» Vennen havalandırılan yegâne salondu MiLTON emsalsiz MiLTON Yarın alişan DEUKYACLAR ŞAR Filminde Yaz tim 30-40-55 localar 200 li 1RTiSTiK SiNEMASINDA REN KIZLARI 'amamen Almanca sözlü ve şar. kılı filmlerincaşen e sile Dühuliye 25 kuruş . 45 Ferah sinemada Bugün gündüz hem sinema bem komik Cevdet bey teme silleri, bu gece san'atkâr Naşit bey ve hey'eti Hermine hanım iştirakile büyük müsamete, kendini bekleyen misafirinin | anma geldiği zaman son de- rece güler yüzle beyefendinin teşrifinden dolayı duyduğu se vinci anlatmak için bir kaç gü zel cümle bulup söyledi. Fakat Paşanın vaziyetinde İbrahim Beye karşı lüzumundan fazla | hoşa görünmek arzusunu gös- teren bir şey yoktu. Kendisi- nin sadrazam olduğunu unut- mayan Pş. karşısmdaki mabe- yin kâtibine hem iltifat edi- yor, hem de kendi itibar ve mevkiinden hiç bir şeyi feda | etmemeğe dikkat ediyordu. İbrahim Beye gelince; ma- | İsbeyin kâtibi saraydan öğrendi ği terbiyeyi elden bırakmaya- rak karşısındaki sadrazama yerden temennahlar ediyor, 0- | nun müsaadesi olmadıkça otur | mayacağını anlatmak İster gi bi duruyordu. Paşa beyefendi- ye yer göstererek oturmasını rica etti. İki mühim adam biri birlerine yakın oturmuşlardı. edilen alâk, Ş eser Belâsı Pevenlâde muvaffakiyet kazanmıştır. | EĞLEN- Şarkılar - danslar - Dökuliye Bu hafta UP İhi-TANI Tamamen Fransızca sözlü ve şar kılı heyecanlı - bir film Dühuliye 25 kuruş Tiyatro, sinema Üsküldarın yegâne aile mee- mar Olan İnşirah Bahçesi, Bugün mükemmel incesaz hey'eti ile beraber Sineme, tiyatro, varyete. Ticaret İşleri Umum Müdür- lüğünden 30 iki, in 330 tarihli kanun hükümlerine göre edilmiş olan ecnebi şirketlerinden (Akse Eleşkabet Em. Z. Sviçers Bergninge Anaröpriz Akitesekikaber Em Z. Svitzers Pergnihgi - Entreprise) şirke bu kere müracaatla Türkiyedeki mua melâtma nihayet ildirmiş olmadi. mezkâr şirketle alakası be- tunanların şirkete ve icabında İstan. kası “Ticaret müdürlüğüne at eylemeleri ilân olunur. gören birisi | olsaydı | Paşa ile beyefendinin hiç biri birlerine karşı ne kadar mu habbet hürmet ve samimiyet- leri olduğuna hiç şüphe etme di, İkisi de o kadar mahirane surette biribirlerine karşı olan gizli hislerini saklamağa Mmu- vaffak olmuşlardı. Bununla beraber ilk iltifat sözleri, biribirlerinin sıhhat ve afiyetlerini sormak için kulla nılan tatlı cümleler sarfedilip sonra ikiside hissettirmeden biribirlerini tetkik edi dı. Aradan uzun görünen bir süküt hüküm sürmeğe başladı. Bu ikisini de üzen bir süküttu ki hangisi evveli başlayacak diye bekleşiyorlardı. İlk söylenen tatlı, kelimeler iltifatlı cümleler mi girişmeden evvel iki biribirlerinin' elini sıkmasın? £ Bitmedi) eee

Bu sayıdan diğer sayfalar: