3 Temmuz 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

3 Temmuz 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mndesi “Müüliyet” tir. ! TEMMUZ 1931 ÜREHANE — Ankara cadde- 40: 100 Telgraf adresi: Milliyet, nbul, Telefon numaraları: 24311 — 24312 — 24313 BONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruş 70 , 1400 1400 2700 G aylığı Zelen evrak geri verilmez Aüddeti geçen nushalar 10 kuruş Gazete ve matbaaya ait İşler müdiriyete müracaat edi 4 sÂzetemiz ilânların mes” ul etmez. Bugünkü Hava Dün en fazla hararet 23 “sn az 18 idi. Bugün ruzgâr poyraz Ha ak. i © ve fratı kurutur Mmaz,, gazetesi duvar ilân ıda kendini şahlanmış bir olarak halka prezanta ettik- ıwe bir müddet filhakika şah dıktan sonra birdenbire ka- adı, Bizde gazete kapanışı, n ayni hastalıkla yani Ti cüzdan) hastalığile gazete ! yanışı, ne ilktir, ne de son... vız bu son kapanışın bazı | - Yılmazın büyük bir ısrar İ yaşatmağa çalışan Kadri B. zadaşımız ötedenberi yaşama , kabiliyeti olmıyan gazetele- son demlerinde inat ederek htizarı uzattırmak ve bir « matbuat ehlini bu yüzden caklı bırakarak merhuma ha , dua yerine lânet getirmek- öbret bulmuş bir zattır. «» kadar çalıştığı gazete Siyar gayretine rağmen İfapanmışlar, Bakınız size yayım: Alemdar, Tevhidiefkâr, Ye- Ses, Son Saat, İstiklâl, Halk stu, İnkılâp, Yılmaz. Pek az değil, değil mi?.. Ma ;fih bu sırf bir tesadüften kir: Umalım ki; arkadaşt- tör nafi sahada ve daha tavası gazetelerde çalış- Yüanis 9İSBi riyayi tekrardan ara Yılmaz i için yazılmış o- » şu beyti naklediyorum: hmepledi bir hayli zamam kendini rai, Yılmaz gırdı Bakikat güneşi, artık ayılmaz. Bütün bu gazetenin neşriyatı hayatı içinde anlaşılmamış Inız bir nokta kalmıştır. O da “dmaz)ın neden yılmadığı- » » Aşkardairne düşünüyorsunuz izim arkadaşlardan M. Salâ | ddin bazı zevaina (Aşk hak- ada) sunller soruyor. Bu ze t içinde öyleleri var ki; aşkla ikasmı keseli la olmuş. Aşk hususunda rubu asırdan | Dün akşam gazetelerinden kalesinde C, H.F. nın yeni prog ramının fırkanm ana vasıfları- nı sayan ikinci kısmının ikinci maddesini teşkil eden: “2-Tür kiye Cümhuriyeti halkını ayrı ayrı sınıflardan mürekkepdeğil ve fakat ferdi ve içtimai hayat için iş bölümü itibarile muhte- lif“mesai erbabına ayrılmış bir İ camia telâkki etmek esas pren siplerimizdendir. A) Küçük çiftçiler, B) Kü- çük sanayi erbabı ve esnaf, C) Amele ve işçi, Ç) Serbest mes- lek erbabı, D) Sanayi erbabı, büyük arazi ve iş sahipleri, ve tüccar, Türk camiasını teşkil eden başlıca çalışma ridir. 81, diğerinin ve umumi camia- nın hayat ve saadeti için zaru- ridir. Fırkamızın bu prensiple istih daf ettiği gaye, sınıf mücade- lesi yerine içtimai intizam ve tesanüt temin etmek ve bir! ni nakzetmiyecek surette men- faatlerde ahenk tesis eylemek tir. Menfaatler, kabiliyet ve ça- lışma derecesile mütenasip 0- lur.,, Maddesini, bazı eksiklikler. le derç ettikten sonra iki sual köşelerinde fabrikalar yapıyor- lar. Kadın ve çocuk işçileri a- gır sıhhi şartlar altında çalış- İ turıyorlar. “Hani uhtelif sı- nıfların menfaatleri âhenk da- iresinde müdafaa edilecekti?,, Bu süali soran zat sin amma, “Lâtakarabussalâ- te..,, yi okuyup ta, alt tarafamı okumak işine gelmeyen bekta- şı vaziyetindedir.. Yoksa pro- gramın üçüncü iktısadi kısmı- nın 5 inci maddesinin ikinci fık rasmı okusaydı, orada: “mülte ci türk işçilerinin hayatları haklarını menfaatlerini göz nünde tutacağız.. Sây ileserma ye arasında âhenk tesisi ve (İş kanunu) ile ihtiyaca kâfi hükümlerin vaziyeti hem işleri bir az da insaf edip bi gösterseydi ve sanki aktu: hareket etseydi, bu prensipin icra saha- sına intikal etmek üzere oldu- Zünu “iş kanunun Mecliste tet n fikrini al- makla bu zatları istimzaçetmek arasında fark yok!. zevat ne kadar mütalea beyan etseler, cevap verseler, hepsi- nin mülâhazalarının hülâsa, Geçmiş zamanolur ki; hayali cik den ibarettir. Hüner aşka dair ne düşündü günü: diye Feridiye sokaklarını çın çın çımlatan tosunlardan sor- maktadır, Bak verecekleri ce- vaplar bizim sütunlara mı? FELEK — BIRINCI KISIM — şakika cephe kumandanı, bir rütbe aşağı bir Jene til bırakarak Halep tari Yanbul'a avdet etmiş p sam Celâl eh yakın ma- £ erkânı: bile seyahat mak | İmdan haberdar etmeden vu bulan bu avdetten çok müte ruzldu. Hele kumandanın za yarabsus ağirlıkların da ikin umrenle gizlice sevkedildiği mışluğu zaman beyrkler is ve itiba, çökmüştü Kumandan Bu mı fena havayı izale et- Hocv derhal cepheye hara- maktiakat kaymakam Celâ- Fra haberler- doğru idi tin kaşiddetli bir töpçu ateşi :a başlamıştır” Bürhan Cahit Ve bu taarruzla beraber sa- hile müvazi ordudan hareket ahasının şarkına tesadüf eden göl mıntakasında bütün o harp imtidadınca tenkil edilmiyen Arap aşiretleri bir anda ihtiyat | ve levazım kıt'alarına, peraken de ikmal bölüklerine tecavüze | geçmişlerdi Düşman mümkün mertebe sol cenahı denize vererek ve sağ cenahinı kuvetli süvari a | laylarına istinat ettirerek ileri İ harekete başlamıştı. Gece ve | gündüz devam eden şiddetli ve kırıcı topçu ve tayyare ateşin- | den sonra ağır piyade taarruzu İ başladı. Cephe esasen bakımsızlıktan ve boşalan mevkilerin doldurul masından çürük tülbent haline biri iç sahifesinde çıkan baş ma | zümrele- | Bunların her birinin çalışma | gücenme | bir | Çünkü bu | Aman allah! yanıyorum! sığar | iki suale cevap: “Biraz munsif olalım...,, | kik edilmekte,, olduğunu düşü nerek, teslim buyururdu... Süalin ikincisi de şu mealde idi; “Saniyii koruyacağızdı, ha- riçten elen şeylere ağır vergi koyuyoruz; iki şeker fabrika- mızla, bazı sanayicimiz bundan istifade ediyor.. Fakat bu yüz den köylü en çok muhtaç oldu ğu şekeri ve petrolü ve kaput bezini pahalıya alıyor. Hani, muhtelif sınıfların men | faatleri âhenk dairesinde müda faa edilecekti?.., Gene bu mü' nekkit zat, biraz külfet ihtiyar etseydi de, programın üçüncü kısmının 4 üncü maddesini de okusaydı, süalinin cevabını: “Çiftçimizi (tabii köylümüzü demektir) kredi ve istihsâl ko- b operatifler gibi iktisadi teşek küllere mazhar etmek ve'bu te şekkülleri terakki ve tekâmül ettirmek gayedi yol bulacaktı., Sonra gene programın 4 ün- cü kısmının 2 nci maddesini de larmda yapılması mutasavver tekâmülü görürdü... Bunlar pro rama girmiş olmakla beraberhe ata geçmiş olduğunu mecliste müzakere edilmekte olan kıs- men intaç edilmiş vergi kanun larını düşünerek, anlayabilirdi.. Ve neticede de, Halk Fırka sı ve onun hükümeti, bir taraf- tan dahili sanayii korumak için dışarıdan gelen eşyaya vergi koyarken,onunla hem âhenkola rak çiftçi ve işçiden mürekkep köylülerimizin şehirlilerimizin de zarara uğramamasını, bil kis onları da yüklerinin hafif- lemesini, gaye edinmiş çarele rini aramış bulmuş, ve daha'da aramakta ve bulmakta olduğu nu teslim ederdi. Fakat böyle müsbet doğru ve iyi gayeye var mak için evelâ bir az yorulmak lâzım, iyi tesbit lâzım; bilgi lâzım, doğru zı bir az görmek lâ- Yalnız memleket kaygu- İ Yalnız gazete sürmesini temin | endişesi sırf menfaat kaygusu i le hareket etmemek Sonra insaf edelim. Program demek, tahakkuk etmiş işleri değil, tahakkuk et- mesi istenen işleri ihtiva eden bir eser demek değilmidir? Böyle olunca bir progr neşir ve ilânı onun ihtiva etti- ği şeylerin hepsinin yapılmış bitmiş olduğu iddiasını tazam- mun eder mi? Bunda zaman ve mekân mef- humunun yeri yok mudur?, İşte en mutedil * geçinen ve | bir az bilgi kokusunu taşır | bi görünen muhaliflerim bu kadar sapkın şaşkındır. bile A.R mam Yaz mevsimi için BEBEK'te Kiralık Yal Dalyan Bnlünde Salp Bey yalısı möbileli olarak ki- ralıktır. Derunundakilare müracasi mezmmı | gelmişti. mücadeleden sonra çözülüverdi Bu çözülüş dört seneden beri bu mıntakada devam eden Türk hâkimiyetini bir anda altüst et ti Karargâhın bulunduğu Şam da bile yerliler tarafından pera kende efrada karşı tecavüzler | başladı. Ordunun muhtelif kıt- | aları kaybolan inzibatın tesiri- İ le ric'at kaidelrine bile riayet etmeden panik halinde Şam is tikametine dönmüşlerdi. Ku- mandan vekilinin bu cephede harbe girmemiş mahdut karar- gâh kuvvetlerile durdurmak is tediği bu akın ancak düşman sü vatisinin tazyikine karşı vakit kazanılmasına yardım etti. Filhakika kolayca çözülen <ephenin ve panik halinde ric" at eden kıt'aların vaziyetine-ba | karak dolu dizgin yürüyen İngi lizsüvarisi (Şam)a pek yakın İ bir mesafede bu taze Okuvetin şiddetli mukavemetine maruz İ kalıp ağırzayiat vermiş vebuhal ileri yürüyüşüne başlıyan piya denin de hareketine tesir ede İ rek takip hareketi ikiüç gün . ilh,, şeklinde | lütfedip okusaydı vergi kanun | nüz mürekkebi kurumadan icra | | su ile müteharrik olmak lâzım. | ve bu kadar | Üç günlük bir çetin | nünü Mantonta geçirir. Hemşi resinin kocası burada, Eski li- Mana iki adım mesafede müte- yazi bir otel sahibidir. Müteva zı bir otel, fakat rahatı ve kon furu yerinde. Orada kendisini masraf ettir İ meksizin kabul ederler. taraftan amcası Demosten yir- mi senedir. Nafia Nezaretinde İ müdür muavinidir.. Onun için şimendifer idaresinden nısıf ta- rife kardeşinin çocuğuna bilet bu sene on beş ününü pek hoş geçirdi. | Bu seyyahatten en ziyade ca Diğer | aldırır. O kadar ki, Bucarol da | İ nı sıkılanlar, şüphesiz eski kah | ve ahbapla.* Rubyar, Kone- tabi ve Mongrelon'dur. Üçü de Bucarol * gibi bekâr . Her ak- İşam dördü. kahvede toplanıp bir kaç parti kâğıt oynarlar. Oy | namazlar ve biribirlerini gör- İ nun içindir ki, Bucarol'un t seyyahati, diğer arkadaşlarını hayli canını sıktı. İki hafta yavaş yavaş geçti. Sonuncu akşamı ahbapları sa- bırsızlıkla bekliyorlardı. Bucarol hâlifçe yanmış, fa hayli yaramıştı, Ahbapları sordular: —E, anlat bakalım bu seya hati? — Vallahi çocuklar, mükem mel geçti. — Havalar — İstediğimden alâ: — İnişten geçen seneler gi- mi? tı mı? Hayır, bu defa bir tek ke lime bile söylemedi. Galiba be kârlıkta hayli kök saldığımı an İadı da, artık sesini çıkarma- dı. — Ah, bu evlenen erkeklerin | hepsi de biribirlerine benzerler. Mongrelon ilâve etti: ten için değil amma, ben de bir tek evli erkek tanımam ki, tanı dıkları beküârları evlendirmeğe kalkmasınlar.. Bu neden böyle dir, anlamam. — Anlamıyacak ne var? Bir felâketin ıztırabını çekenler ne kadar çoğelırlarsa, ıztırabın şiddeti de o nisbetet hafifler de ondan.. Dünyada her yapılan İ iyiliğin sebebine dikkat etsek altından mutlaka bir hodbinlik | çıkar. Anne muhabbeti hodbinliğinin neticesidir. Anne | şefkat gösterirsü;” ileride oğlu İ kendisine bakacak diyedir. İ Bucarol anlattı: — Altı senedir enişteme her gidişimde, otelinde evli bir çift göl m. Fakat buevli çifte | baksanız, ikisini de yeni âşık İ zannedersiniz. Altı sene hep yine ayni ev İ liler mi? | — Evet, ayni. Erkek kırk kırk beş yaşlarında, kadın otuz İ sekizlik var. Her mevsimde o- | tele gelip bir ay kadar kalıyor- İdar. Ve biribirlerine boyuna â akamete mahküm olmuştu. Ka zanılan bu iki üç gün artık hiç bir yerde tutunması mümkün olmıyan bozgun kıt'aların Ha- İep istikametinde epeyce yol al malarını temin etti. Kaymakam Celâl her gün yer değiştiren, ve çok defa hu | susi trende faaliytte bulunan | karargâh ile beraber bu ric'at hareketine iştirak etme, Ar- tık uzuvları arasında hiç bir ta bıta kalmayan bu muazzam ve kanlı dövüşte istihbarat için ya pılacak iş kalmamıştı. Dört se neden beri yanında çalışan yüz başı Rifatla beraber karargâh- tan ayrıldı. Kumandan vekili- | me müracaat ederek intihap ede ceği efrattan mürekkep bir mu- kavemet kıt'asının teşkilini ri- ca etti; Yüz binlerce insanm mukad deratının elinde olmıyan sebep lerie felâkete doğru ttiğini gören kumandan veki eri ne çok itimat genç erkâni harbin teklifini derhal kabul et ü, Kaymakam Cell karargâh — Doğru söylüyorsun. Eniş | mezlerse içleri rahat etmez. O | l | | kat daha gençleşmiş ve daha | şen bir halde kahveye geldi. On | muhabbet içinde vakit geçirir beş günlük istirahat vücudüne | ler... Şaşılacak şey Bucarol her sene on beş gü- | şıkdaşlık ediyeflar. Mongrelon sordu: — Altı sene, hep sevişmek? Gözüm sey değil.. Amma, onları seyretmek ne zevkli oluyor? Biri diyor ki: “ — Şekerim, bir elma daha ver, Emredersin Hanım.. Garson, madamın bardı ğındaki su tsındı. Taze su getir bakalım... Tüm, İs tağfurullab ciğerim... â) Ben seni eden böyle çil Ya ağı fe öm — Sen delisin “ — Sen melek: “ — Kuzum, biraz yaklaş, öpeyim. “ — Deli dedimya, dikkat et- sene etrafımızdakilere.. Onla- rın yanında böyle şey olur mu? “İşte muhavereleri hep böy- le., Mongrelon inanmadı: — Altı sene evlilik olsun, böyle sevişsinler, mümkün de- ğil. - Vallahi yemin ederim ki, öyle... Altı senedir her yaz onla rı orada görürüm, hep böyle yanıma Bu sefer ötekiler inanmadı. lar: Altı sene.. Bu — Altı sene.. | masalı bize mi yutturacaksm.. | | Fahri Beyin bile, | | baskın hareketleri | Kahraman Türk zabit ve nefer İş Bu lâfr acem bile söylemez... Bucarol dayanamadı: Durun yahu! Sözümü bi- tirmedim ki.. dedi.. İkisi de ev- li dedimse, ikisi de biribirlerile bi yine seni evlendirmeğe kalk | evli demedim ya. Yeni neşriyat Uyanış Dün çıkan “ Resimli uya- n:ş- Servetifünün,, kenç, ede- bi grupun yıldönümü ile nüshai fevkalâde o- Halit “Edebiyat anketi ve kenç grup hakkında şayanı dikkat bir makalesi EV Naci Beyin “Ressam Peyami Sefa,, unvanlı bir tahlili ya- zsını Mebmst Selim ve A. Sırrı Beyin gayet güzel iki şiirini, Reşat Feyzi Beyin “hastahane koguşları,, serlev- halı bir şiirini, Reşat Enis Beyin “ Hist moışer , isimli bir küçük hikâyesini ve daha ihtiva münz- i sebe larak intişar etmiştir. öyer kuymetli yz etmektedir . Tayyare cemiyeti mübaya- at komisyonundan: Numune ve şartnameleri veçhile evlenme evrakile no- ter evrakı tab” ettirilece den taba talip olacakların BE akçalari ile birlikte 4-7- 3İ cumartesi günü saat 15 te piyango mü iürlüğünde müte- | kkil tayyare cemiyeti mu- yaat komisyonuna mi p | caatları, süvari bölüklerile aşiret | takip kıt'alarının bozulmamış, yıp- ranmamış takımlarından 1500 | kişilik kuvetli bir süvari kıt'ası teşkil etti, Şam bir mahşer haline gel- mişti. Trenler, otomobiller, ara balar hiç bir usule tabi olmadan mütemadiyen şimele doğru ha reket ediyor, istasyonlar silâh- İı, silâhsız efrat aileler, levazım | hey'etleri ve çeşit çeşit eşya ile | dolmuştu. Şam civarında | istirahat ha- de bulunan perakende kıt lara karşı şiddetli başlamıştı. aşiretlerin leri arasında bulunan arap efra dın geceleri kaybolduklarını ve | ertesi gün aşiret çetelerile birle dilerile müsademeye gi- görüyor, vuru;a vu- , bu azgın, bu o kıymetli kanla ruşa bu kızgı nankör çölle İ rını kıta akita ric'at ediyordu. Aşiretler çok ene hare ket ediyorlar. Esir ettikleri has ta malül Türk zabit ve efradı- na türlü işkenceler ediyor, tüy- — Teşekkür ederim, sevgi 1 |Çapras kelimeler! asena Yeni şekil Soldan sağa I — Meskenler (7). Körfezin kü güğü (3). 2 — Gurur (6), Yanlışlık (4). 3 Şüphe (3). Altın (3). 4 — Elişi (3), Iş (4). Notn (2). 5 — Musiki âleti (3). Ser (3). 6 — Renk (2). Muvafakat (4). Su (2). 7 — Aynen (4). Hususi değil(5) B — Renk (2). Aklı oynak (4). 9 — Yıkık yerler (6). şey (4). iy pan (5) 11 — Bir kaza (3). Su yolu (5) Yapılan Bir nevi likör (4). Ev ya Yukarıdan aşağı 1 — Evin büyüğü (5). Alaturka İ otel (3). 2 — Oturulan yer (2). Atın sa gı (4). Birdenbire (3). 3 — Konağın büyüğü (8). Kibar şık (5). 4 — Beygir (2). (8). 5 — Sarayın küçüğü (6). 6 — Cennet (4). Eskiler (6). 7 — Kız çocuk (6), Ayının yuvar "(2). 8 — Nora (2). Alimler (5). 9 — Ördeğin büyüğü (3). nek (5). 10 — Gündelik yatılan yer (4) Nota (2). Yiğit (2). Ni — Gece kuşu (6). Hicap (2). Otelin büyüğü Ör. KADIN HUKUK! Necip Ali | Denizli Her kütüphanede arayın 1 liradır Yazan: meb'usu Fiati : » Satılık ev “ Büyükderenin denize vi iskeleye yakın açık bir mat hallinde biri beş, diğeri üt odayı havi müstakil iki bö! lüklü ve bahçeli 3 nu maralı ev satılıktır. Milliyel matbaasında Saip Beye müracaat buyrulması, ROSEMAİL | Diş macunu BAKTERIYOLOG Dr. İHSAN SAMİ Bakteriyoloji Lâboratuvat Umum kan tahlilâtı Frengi noktai nazarından (Was: serman teamülü) kan kü reyvatı sayılması; tifo ve) sıtma hastalıkları teşhisi, idrar, balgam, cerahat, kai zurat ve su tahlilâtı, Ültrai mikroskopi, hususi aşılar) istihzarı. Kanın üre mikta'i rının tayini ve kanın sedis) maitation sürati, Divanyolunda Sultan Mahi mut türbesi No. 189 Tele fon İst. 20981 “ i İLÂN j Türk Anonim Elektril şirketi ile “ Satgazel ,, deni len İstanbulda Havağazı v& Elektrik ve Teşebbüsatı Si? naiye Tür'x Anonim Şirkel gerek Havağazı ve gerek, elektriğe (dair muamelat, aşağıda muharrer şubelerini de, bilâ tefrik ifa edilmesi hususunda itilâf etmişlerdir. İstanbul: Beyazıt Elektrik. vi. Kadıköy: Mühür€'r Cadı desi No 73-75. Ğ Üsküdar: İskele b. Binaenaleyh, bilcümle sbo man o muamelâtı, o mürücasi ve para tediyatı için balâdi mezkür şubelere müracash etmeleri muhterem ahalidef rica olunur. temmuz 93İ tarihinden Bu müddet zarfında evrakı detler cereyan etmeyecektir. s»SAFİYE Muhtelit Hakem ei ele Türkiye Umumi Ajanlığından: Türk - Fransız ve Türk - Belçika M. H. mahkemeleri f itibaren sekiz hafta devam etmek üzere yaz tatiline karar vermiştir. usuliyenin tevdiine ait müd- Mezkür mahkem reisinin iş'arı üzerine ilân olunur. HANIM | KÜÇÜK ÇİFTLİK parkındaki saz hey” etine iştirak etmektedir. | ler ürpertici işekillerde onları İ idam ediyorlardı. Kaymakam Celâl üç bölüğe ayırdığı kuvvetli süvari kıt'usi le Şamı bırakmış, çöl istikame- tinden Şimale doğru hareket ederek ordunun ric'at kollarını bu vahşi aşiret kollarına karşı himaye etmeğe karar vermişti. Yüzbaşı Rıfat süvari bölük- lerinin birine kumanda ediyor, diğerleri başında da Kayma kam Celâlin yanından ayrılmı- yan mitralyoz zabiti Yüzbaşı Sedat bulunuyordu. Makineli tüfek kıtası da onun emri altın beş yüz kişilik seyyar kuvetin en yükü cephane si idi. Levazım teşkilâtı zaten İ alt üst olmuştu. Kaymakam Ce İ al bu mintakada artık bir çete muharebesi yapmaktan başka İ çare olmadığını anlamıştı. Bu | eritici, bu nankör çöllerde bir daha avdet etmemek fikrile ö- nüne geleni ezip yıkan bir çete hareket etmeğe karar Yüzbaşı Sedat, Yüzbaşı Rı. ! İ kan damlası gi < fat onun hisleri ve fikirlerile kadar pişmişler, kaynaşmışla, di ki, Ör çöle açılır açılma Cehgizi arktan Garba ak süvarileri gibi yalın kılınç geçi tikleri yerlerde kumları bulut lara karıştırarak Arap aşiretlel rile silâhir ve silâhsız Türk pe rakende kıt'aları arasında dola mağa başladılar, Üç bölük biribirlerinden da ma bii kilometre uzak, daima müvazi ikleri için ti rama sahası epey £©niş oluyo du. Bir akşam güneş sahransi kızgın ufuklarında büyük bi iü akmağa ha zırlanıyordu. Çöl akşam aydır lığı içinde pembeleşti. Keş kolları sağ cenahtan silâh sesi ri geldiğini haber verdiler. Biribirlerine işaret veren bö lükler “derhal istikametlerir tebdil ederek Garba doğru ak lar, Bu 1ssız ve kırçıl badiye ço tehlikeli idi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: