6 Temmuz 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 5

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ğ p 'î%as_ı 1 inci sahifede) tuhatap addettiğimiz bu suale Spet cevap veriyoruz. 5 lükümet kendisine verilen salâhi- eri isabetle tatbik eylediği kana- / oOlisıç Cereyan ÇU UU LAMCI GU M'ARCL ERGSUALCLE J CA SAÇIA KA W kanunu kâfi gelmiyorsa bu kanunun tebdil edilmesini ısrarla talep etti. T b boğ Bi Ve hürriy 1, dürmeyi aklından geçirmediğini, Iıı_ kılâbadır. Bunlar milli idareyi yık- mak istiyorlar (yapamazlar sesle- ri) artık kâfi, bu, tahammülse ye- tişir, Bunl Pete Sldeyoarere di lâkis matbuat hürriyetini y için böyle bir tedbire lüzum olduğu- nu söyledi. Tahripkâr tesirler Müteakıben Ziya Gevher Bey söz b leyhine ööz - söyle: ı parfihdedir. izahın diğer mevzuu, cereyan deye gön ahval mevcut_olın tedbirlerin m, di olmadığını meydana çığın:ıl'ı- ” 14 p4 Bu hususta hatiplerin” müşahel' rinde'i ( |.mek isterim ki bizim de bir er SÜç müşahedelerimiz vardır. Eıgr adım İçlis mutahık olursa almması lâ- m, müh olan tedbirler !ıılşkıııdı uzün ğrayü dıya izahat mek için kürsüye, çıkacağını şimdi- ye kadar hiç tahmin etmediğini ve bu halden müteessir olduğunu, mu- halif gazetelerin gençlik üzerinde en hripkâr tesirler yapmak istiyen TARRTÜREK P TÇ K ĞA üreyya Beyin b t bir formül altında cereyan - ettiğini ve o formülün adına hürriyeti mat- buat denildiğini ve bu hürriyetin suiistimal edildiğini söyledi ve şu verdi: İze: ' e gelBaşvekili müteakıp birçok hatip- a “nue söz aldılar. Kürsiyi ilk işgal eden kendil aray Meb'usu Süreyya Bey ol- ika Genç meb'us ezcümle dedi ki: un Hükümetimizdi yi dablizah takririni imzalıyanlardan bi- rtaklıği de benim. Takririmizin mânası- :9 tavziha lüzum görmüyorum. Tak sle sarih birvuzuh ile yazılmıştır.Yal itle tülz bizi bu takririn yazılıp verilme- sip bi icbar eden vakayi ve gidiş tar; rimin Sezdiğimiz mâna " için üksek Türk inkılâbının müvace- yini d inde bazı neşriyata temas mecbu- etini hissediyorum. Başk Süreyya Bey bu münasebetle “Ya rapl tık ısır ) 'I >le » ve “Son Posta,, gazetlerinde an bazı makaleler ve fıkralardan 'çalar okudu. Bunlar üzerinde tah İler yaptı ve ilâve etti. bil — Sezdiğimiz mâna şudur ki: Şe- bir düşmanlık, menfur bir hiya- t, hakiki bir Cümhuriyet hainliği şısındayız, Endişemiz bu yüzden ir. Yoksa samimi bir mubalefet ve indefi trbest münakaşaya daima tarafta- 'Sİ çe ndi iz. Kirli eller, çok mühterem ve mü- ziyade ahlâk düşkü z (nmıııı:lır sesleri). hattâ geçiyor... Bundan sonra Yunus Nadi, Tur- gut, Eskişehir Meb'usu Emin Beyler beyanatta bulunmuşlardır. Yunus Nadi B. in izahatı Yunus Nadi B. uzun beyanatta bu Li & b bugünkü vaziye- tini izah etmiş ve ezcümle demiştir ki: — Muflak surette iyi olan her şe yin içinde olduğu gibi matbuatta dahi zaman zaman tıpkı çok güzel bir çiçek tarlasına karışan - yabani, muzır hattâ zehirli otlar kabilirden fena unsurlar da bulunabilir. Bu fe- na unsurların mazarra'larını izale e- Haydar Rüştü Bey (Yerinden ba- ğgırdı)! — Şehadetnameyi de Yıl- mazdan aldı, Yazıları yazan kim? Ali Saip Bey (Devamla) — Ne Bali Efendi, ne Kadri bir satır yazı yazamazlarmış. . içimizdeki hainler kiml sâ bu yazdar hariçten mi geliyor? Yılmaz kapandı. Fakat Katriyi za- bıta sorguya çekmelidir. Sıltı bir ne zaret altında bulundurmalıdır. Acaba Abdülkadir Kemali Mene- ada bödlrosini | dan Dilmiy muydu. Kadri de bir şey sezdi de ondan mı gazeteyi kapadı? “Zeynel Besim için,, Zeynel Besim için “fırıldak zade dönek,, diyorlar. Bu adam kambur İzzetin maiyetinde çalışmış, Alaşe- hirde Yı lılara hizmet etmiş.. derken alelitlâk iyi olan b çok kıymetli faidelerinde herhangi da vardır ki bu daha mühimdir.Bun- larla dele zamanı işti bir noksana meydan vermemek birin ci d de nazarı dikkate alınacak Ahmet İhsan B. kürsüde Bundan sonra, Ahmet İhsan B. kürsüye gelerek: “Muhterem arka- bir vazifedir. Ali Saip Beyın beyanatı Yunus Nadi Beyi takiben Ali-Sa- daşlarım, bütün efkârı temsil eden | , Bey (Urfa) dedi ki: b en eski buyum,, de- | . —. On iki seneden beri matbuat dikten sonra hariçte eden | | tâdili ile uğraşan bir ar- sözlere nazaran Meeliste âmirler ol- duğunu ve bu âmirler söz söyledik- çe eller kalkar zümü hâsıl ddı“h':' Te'bu zehab Ktdün kemdisi kadaşınızım. 5—6 serserinin her ne pahasına olursa olsun gemi * azıya alarak acaba cümhuriyeti yıkabilir de mevcut bulunduğunu itiraf ettik- ten sonra dedi ki: — Fakat Meclise geldikten sonra bütün kalbimle millete söylüyorum ki inansınlar; burada samimi - çalış- mak vardır. Hariçteki sözler hep herzedir.,, Bir. tarihçe Ahmet İhsan Bey bundan sonra tercümeihalini anlı ik 1307 sene- t olan b serbestisini bir pa- *avan yaparak bir kaç gazetenin düş han parasile çıkmasına ve rejime ücum İ üsaade ed. yiz. Memleket düşman çizmesi altında inlerken İdraksiz, faziletsiz insanların ne apmak istediklerini hepsini, hepsi- |İbi çok iyi biliyoruz. Bu hilkatte olan insanlar hakkı, istiklâli, şerefi bir larafa bırakırlar. Zira onlar, mem- eket düşman çizmesi altında inler- ten daha ihanetkâr işler y sinde aldığı ilk müsaadede ziruh re- sim koymamak şartile Servetifünu- miyiz. Zehabına düştüler, Seneler- den beri bu gibi hâdiselere şahit ol- duk. Çerkes Ethemin avenesi Çerkes Etem hiyanet etti, düşman cephesine iltihak etti. Fakat bütün avenesini birlikte götüremedi, Arif Oruç bunlardan biridir ve memle- kette kalanlı hiyanete leri den biridir. Tarikati Salâhiyeciler, İzmir sui kastını hazırlıyanlar, Menemen vak' asını ihdas edenler acaba t Ismail Hakkıya . gelinte; bunun da'netiynette adam olduğunu herkes bilir. Görüyorsunuz ya kimlerle mü- cadele ediyoruz. Dolandırıcılarla, ha inlerle, namussuzlarla biz daima mü cadeleye hazırız. Şaki idedim, hain de:ljm. Tasvip sözleri işittim. Brü- Büyük Meclis bunlar hakkın da hain ve şaki kararını verin- ce hangi mahkeme önları mu- hakeme eder. Bunlara yaftala- rını vermeli vatan haini gibi vatan haricine atmalı.. Bir yılan gibi Mersin Meb'usu Hamdi Bey kür- süyü işgal etti ve muhalif matbuat gazetecilerini birer yılan gibi zehir kusmakla tasvir ederek hapishane kaçkınları tâbiri ile bunları tel'in et- ti. Rasih B. ne Jiyor RIIİ.İ:'Bey (A talya) bu kürsüd (Başı 1 inci sahifede) ciddiyet ve ehemmiyet peyda etmiştir, B için hükü kişaf ve tekâmüj ettikçe onu idare edenler tecrübeli ve muk tedir oldukça buü siyasi safhayi bir şey teklif etmiyor. Size bu üç istikamette cevap verece- ğim, Bir defa vaziyet nedir? Ha- tipler bu meseleyi muhtelif ci- rada geçen sözleri dikkatle din ledim. Zaten hatiplerin göster diği endişeyi yalnız burada Bü yük Millet Meclisinde vuku bu lan müzakerattan değil, halk- tan ve bir çok vatandaştan da şimdir. Mesele eh i yetle nazarı dikkate alınacak, üstacelen düşünülecek bir ma hiyet almıştır. Müsaade buyu- rursanız bugünkü vaziyet imâ- nasını izah etmek için size bir az eski zamandan bahsetmeli- yim. Matbuat hürriyeti ameli sahada vâzih ve kısa bir ifade ile nasıl anlaşılabilir. Bu mem leketin öteden beri istediği mat buat hürriyeti nedir? Bu mem- lekette -tabit her memleketin istidadı öyledir- bir matbuat hürriyeti diye ilk önce mevkii B NL | p Bi A * hül A C k.r şı ulu orta ölçüsüz söylenebil- mesi kasdedilir. Milletlerde matbuat hürriyetinin ilk miya- rı budur; bu imkân katoluna- cak ilk merhaledir, Memlekette her hangi bir $ gazete çıkabilsin. Doğruca hü- ismi nun çıkarılması imtiy yakalanddr ö7 M Ki klüm geçmiyen, fakat alâkası dolayısil “— Sordum ölü resmi koyabilir | K, b K ö yısile miyim? Bu kadar da, bu ka- | FAcan Abdülkadir Kemali bunun bir dar fark görülebileceğini tahmin et- mezdim, Bu farkı içtimai inkılâp yaptı. Kadınları açtı, fakat bunu ça- lışsınlar diye yaptı. Harf inkılâbını yaptı, bu inkılâp milletin her tabaka sına girdi. r. Düşman ve Sultan oı;ulırm ârdiler, Milli kuvvetler cephelerde içalışırken onlar milleti ciğerinden, kalbinden vurmak istediler, Onlar bugün Dumlupınar gibi ürk tarihinde ve inkılâbında başlı başına bir sembol olarak kalacak o- lar Dumlupınara bile mazidir. .. de- mek küstahlığında bulundular. Kontrol Matbuat bir müessesedir. Hürri- yet bir hak. İstanbul tramvaylarına Bunun r inde bu fena gazete lerin tehlikesi arttı. Çünkü köylüler de okumağa ve o zehizleri yutmağa başladı. Hükümet otoritesi aleyhin- fle yazıl üsaade edilirse nih iş anarşiye gider. Ben matbuatın, halka irfan, edep ve terbiye dersi i istiyorum. Hürriyeti mat- buat mukaddesata hürmetle kaim o- lur. Matbuat şakilerinin önüne geçmek için LJBır gazete geçenlerde Taksim a- kontrol diyorsak ta bir haktır, diye neden onu kontrol- Süz ve kayıtsız -bırakıyoruz. Bizim parâ buluyorlar da verem lıııııne:ine para yok, derler diye ş". mdi bu in i emleketimizde bilhassa bu nokta şayanı dikkattir Bizde nasıl oluyor da bir adamın elinde koca bir cemi- yetin vaziyeti h lsuz ve k Acaba Arif Oruç, Zekeriya, Kad- ri, İsmail Hakkı, Zeynel Besim, Sır- rı neşriyatlarından maksatları nedir? Zamanı geldi mi zannediyörlar. I_’Ali Saip Bey, bundan sonra, isim- lerini saydığı bu gazetecilerin mazi- leri hakkında kısa cümlelerle mec- lisi tenvir etti. İzmirde, işgal zamanında — İzmirde bir Sırrı vardır, dedi. Buna kirye Sırrı derler. İşgal zama« nında Rumca bir gazete çılı kaç sicili okundu, kaç dolandırıcının sicili okundu. Vatan hainlerinin sicilleri ortaya atıldı ve bütün bunlar sonra hürriyeti matbu- attan bahsediyorlar. Böyle bir hür- riyetten istifade etmeğe hakları yok ur. Celâl Nuri B. kürsüde Rasih Beyden sonra Niğde Meb- usu Galip Bey tedbir alınması İlü- zumundan bahsetti, Celâl Nuri Bey küçük bir ifadem var diyerek söz aldı. Yılmazla olan alâkasını, neden çekildiğini izah etti. İsmet Pş. kıb Ve bu “mukaddes mavi bıyra.k!d:: rurken, bu kırmızı bayrak ne olu- yor?,, diye yazı yazmıştır. Bunun avukat bir arkadaşı da vardı. Arka- daşını linç ettiler. Bu adam kaldı. Olmuş bir hikâye Ben Şeyh Saide sormuştum. İsya- hr neden yjıpnn_? diye gazetelerin iyim, (Bunu yazan ya deli, ya al olıı'ıı:l!_dı'r sesleri) Alıdülhımit.Bıl;,.ıilî tevdi ediliyor Nasıl ki.. Hükümetimizd !iY_l ek ve sarayı yükselemek istiyordu. rejimi çürütme- yükseltmeğ bu noktayı s0- ruyorum: Nasıl ki bir cebe el sokan | bir yankesici yakasına polis yapıştı- | &: zaman şahsın hürriyeti iddiasin- da bul: kırılan kaleml. de | tahrir hürriyeti var, diye ortaya çı- | kamaz.. Teşkilâtı esasiye kanunu I Bd L - Bu, efendiler bu ğe çalışırlarsa, ça- b (K ? Matfk ı T RE VT T” - et al İşte bugün ortalığı malüm şahıslardan Arif Oruç hak- kınd’ olmuş bir hikâye: Anadoluya geçtim, harbe iştirak ettim. diyor. Bu Arif Oruç bir gün İstanbuldan Anadoluya bir kafilenin yola çıktığı ni görüyor. Bunlarda para var zanni- DA ştım. dedi. körükliyen tid. © n? ne geçmek 'için istizah takririne im- za koydum. Ali Saip B. (Kozan) atıldı: — Mern'i şekavet kanunu var!, Ahmet İhsan B. devamla: le peşli şuyor, Yolda ipsiz Re- cep diye bir çeteye tesadüf edili- yor. İpsiz Recep, 30 bin lira Akşam olunca Arif Oruç ipsiz Re- cebev yanaşıyor. _Oııı diyor ki: Bu namuslu vatandaşlara verilen hüıni; istimal kanunudur, Bir Alman âlimi: “Hürriyet bağ- hlıktır, vazifedir, mesuliyettir. ve müşterek- duygudur,, diyor. Ben mafbuat için kat'i tedbirler alınma- sını talep ederim.,, - Muzhar Müfit B. ne diyor? v Süreyya Beyin çok alkışlanan nut k_ı_ın:.ı'müteakıp Mazhar Müfit Bey söz aldı. Denizli meb'usu muhalif ma:huaşın bugün yürüdüğü yolu ve by Aeştiyatı yapanların kısa bir kro kisini çizdi. Ezcümle dedi ki: — Bu gazeteler diyorlar ki; şi- me_ııdıfer yapılır mı?,.. Araba var, kağıı var.. Ölülerimizin yattıkları topraklar üzerine ray dizilir. mi? Bunlara tevap veriniz... O halde yap mayalım.. Bu sefer diyecekler ki; Efendiler bu ne gerilik, bu devirde herkes hava seferleri ihdas ederken hölâ Kağnı ve araba mı?, Maske altında Tasarruf devri başlıyor. Memur adedi azalıyor, sefalet artıyor avaze leri başlıyor. Tasarruf yapmayalım, €e adamı devlet sinesine almış bes- leyor, bu iqıf ı:ıdîf?’ S i altın- _—M" ki halk lerin yaz- dığı her şeye inanıyor. Ona göre matbuatı da düzeltmek lâzımdır. Ah lâk ve fazilet aleyhindeki neşriyat |ı_u işin ar kısmıdır. Biz de ar kelime- sini arsızlıkla karıştırdılar. İfrat, tef rit, iptidaj akvamın alâmeti farika- sıdır, Biz iptidat bir millet değiliz. Matb dökiyet ' ve & Nü için, fenalarını bağlamak için bir ka- nun yapılsın. Şeref Beyin beyanatı Bundan sonra Şeref B. (Edirne) kürsüye geldi: “— Dört, beş maskara, hürriyeti matbuat namına bütün milletin meş ru hakkına tecavüz ederlerse asla düşünmem, onları çiğner glîçerıııı. Bütün y dır. Musta- fa Kemale 30 bin lira götürüyorlar. Bunları boğalım, paraları alalım. İp siz Recep bu teklifi kabul etmemiş, ben ıslahı hal ettim, demiş!. . Anadoluya vatanı kurtarmak için geçtim ve kafilede diğer vatandaşla- ri keyfiyetten haberdar ettim diyen 'Arif Orucun tımetini meydana vu- ran bir mesele,., Bu kafilede bulu- nanlardan bir çok kimseleri şahit gösterebilirim. Gazeteci Sadri Etem Bey, Devlet demir yolları sabık müdürü Haşim Beyin biraderi Salâhattin Bey, yeni sinema sahiplerinden Hüseyin Bey.. İşte aleyhimizdı yazı ÖĞN Pt CW | 'l Ci Ç 'i' bi, bunların yaptıkları maskaralıkla- rı düşündükçe cidden elem düyuyo- rum, ğ Zavallı Nadi! Ben bilirim ki ilk defa küçücük bir makine getirmek için zavallı Nadi'nin beş parası yok- tu. N Ben eminim ki İsmet Paşa hükü- meti bir kanun yapacaktır. Fakat bu kanun kat'iyyen kâfi değildir. İnkı- lâp için bu, kâfi mi? İ Refik B. (Konya) — Asla!.. Şeref B. (devamla) — Biz menfi da milletin en yüksek bir makamına ve eşi olmıyan bir insana, Gaziye kadar dil uzatıyorlar. Sonra matbuat hürriyeti... diye haykırıyorlar. , Kemalizm | Biz tarihin hiç bir yaz. mâni olacak hürriyet ola- maz!,, Ciddi bir tehlike — Müteakıben söz alan Refik Bey (Konya) devam eden iyatlı bir tanesi, (Salonda bir ses: Tuh. . Allah ce- zasmı versin .) “ Zekeriya'ya gelince.. ,, Zekeriyaya gelince, bu adam son zamanlarda misyonerler aleyhine ya zı yazıyor Sakın aldanmayınız. Bu adam misyonerler tarafından okuttu rulup memlekete hediye edilmiştir. Rasih Bey (Antalya) bağırdı: — © dönmeydi, hiristiyan mı ol- muş? n ten b Ali Saip Bey (Devamla) — Mis-. yonerler Ermeniden başka bir mille- te omnıyet gtmdeı'. Bir Rumu veya M yi götürüp ol Gi öşle tiniz ııız Yılıuıı Zekeriyayı ve ka- Enı Te ıı.lıııl SA AŞ YAK? rısı okutmaya götürdüler, itibarile ciddi bir tehlike olan bazı mıt?uıtm bir çok 'zaman evvelki madığı ıstıraplardan, felâk&tlerden ders alarak demokrasiyi biliriz. Bi- zim demokrasi başka demokrasidir. Biz ançak vatanın itilâ ve refıhıııı çalışarak önümüzde yürüyen Büyük Gazinin demokrasisini biliriz. Biz bir mektep bir meslek mensupları- Yız. O meslek Kemalizirdir. Biz Ke- partımanı neden çok görüyor. Veremli kadın ve çocuk resi vaziyetini hatırlattığını, | nin mânası nedir? Bunları mahsus ©o zaman bunlar yüzünd. yapıyor, U lıyız ki bu adam ne büyük tehlikeye düştüğünü an- Meçhul asker aleyhine yazı yazdı ve lattı: İstiklâl mahkemesinde 3 seney& mah — O zaman da hürriyet gidiyor! Diyorlardı. Zavallı hürriyet! Senin namına ne cinayetler işlendi! Bu a- d:ımlarm da akıbeti diğerleri gibi ğ yekari malistiz. Mazhar Müfit Bey bundan sonra Memleketin her tarafıma zehir saçan Baze'elerin bu nevi neşriyatına kar- Hi tedbir alınmasını mevcut matbuat ktır, ve Artık kâfi « Daha ziyade müsamaha edersek bunların açacakları yaraları t>lâfi için çok uğrazılacaktır. Hücum in- « küm oldu. SY ılmaz'a gelince..,, Yılmaza geçiyorum. Kadri Düyu- “difer yaptı ve daha da yapılıyı r diğin bu Müt Ismet Paşa istizaha cevap vermek üzere Millet kürsüsü- nü işgal etti. Sürekli alkışlarla kar- şılanan Başvekilin izahatını mütea- kıp takrir sahibi Fadıl Ahmet Bey kürsüye davet odilal,' 1 Fi Bugünkü vâziyet Elâziz Meb'usu matbuatın bugün- kü vaziyetini uzun uzadıya tahlil et- ti. — Hürriyöti matbuat değil istib- dadı matbuat vardir dedi. Hangi şe- ref sahibi kalem tasavvur edebilirsi- niz ki kendisini bir derebeyi vaziye- tinde milletin ırzına, şerefine, namu suna taarruz etmek hakkımnı kendin- le görek ; İşte vaziyet böyledir efendiler di- yerek mecliste cereyan e_dgn bu mü- Halil B. in tenkitleri Son sözü İzmir Meb'usu müstakil lerden Halil Bey aldı, dedi ki: — İsmet Paşa l'lllreüerini dinl?- k t !kırşı mevkii iktidarda bulunan kimse aleyhine -mese- lâ İsmet Paşa- söz söyleyebil- sin bunun böyle olabilmesi mat buat hürriyetinin ilk miyarıdır Söylenen sözlerin doğru veya yanlış ol ünal on- hetlerden izah ettiler. Ben bu- ! atlatmak kolaydır. Büyük Mil- let Meclisi milletin mukaddera tına hâkim olduğundan beri ge çen safhalar ve geçirdiğimiz tec rübeler o kadar mühimdir ki, matbuat hürriyetinin hallolun- maz zonnolunan bu ilk sarsıntı- h safhası muvaffakıyetle hallo- lunmuştur. Mevkii iktidarda bu lunan hükümete, hattâ hal l BEULE A ELEU/” ııvıgı W EREU AA ÜS0 Ismet Paşanın mühim beyanatı muayyen maksatla yapılan pro pagandaların tesiratına mille- tin müdafaa edilmeksizin muka vemet edebileceğini zannetmek * hatâdır. Bir cemiyetin hayatını mütemadiyen fena gösteren neş riyat o memlekette hiç bir ha- yır vücude getiremez. Gençler ve çocuklar mütemadiyen fena idare olunduklarını, her şeyin fena olduğunu, milletin büyük diye, iyi diye tanıyacak hiç bit şey olmadığını duya duya, oku olarak ulu orta herşey söylene ya okuya, yalnız bedbin ve me- biliyor. Ne rejim kuvveti, ne de | yus adamlar olurlar, milletin mevkii iktidarda olanların nü- ikbalini idare edecek çocuk- füzu derhal zail oluyor. Esas | lar genç yaşlarında bu kadar ze olarak bildiğimiz zâfları müte- madiyen terbiye ve ıslah etme- ğe vakit ve çare bulabiliyoruz. B. M. Meclisine itimat edip te cesaretle söyleyebilirim ki, bir muhalif cereyanın derakap vü- cude getireceği bir tehlike der piş etmeyoruz. Böyle bir tehlikeyi tasavvur etmeyoruz. Arkadaşlarım, şimdi bundan sonra geçirmeğe mecbur oldu- ğ safhalar buat hürri- yetinin daha güç, daha muğlâk olan safhalarıdır. Asıl hallol hirli hava teneffüs ederek istik bale çıkarlarsa milletin âtisin: den it olmak lâzımdı (Bravo sesleri). Muttarit ve mütemadi fena neşriat memleketete ahlâkı if- sat eder. Matbuat hürriyetinde bilhassa sui istimalâta karşı beklenen bir faide vardır. Mat- mevkii iktidarda bulunanlar, sahibi nüfüz olanlar, sui istimal den tevakki için ayrıca bir mü- rakabe içinde ve tayakkuza mec bur bul lar. Matbuat hürri- ması lâzım gelen güç şeyler de bunlardır. Bilirsiniz ki propaganda bu asrın başlıca silâhlarındandır. Matbuat hürriyeti bu gün yüz sene evvel zannolunduğundan daha ziyade ehemmiyet peyda etmiştir. Kıymeti bundan yüz sene evvelinden dâha ziyade artmış değil, ayni kıymettir. Tehlikesi daha ziya- de artmıştır. Propaganda eğer üsait saha bulursa bir memle dan sonra başlar. Milletler ev- velâ bir neticeyi elde etmek i- çin uğraşırlar ki biz de bunun için uğraşmışızdır. Hattâ ço- cukluğumuzda böyle bir manza ra görmek için müştak ve müte hassir günler geçirmişizdir. Hü kümetler ise bilhassa uzun müd det söz söyletmeden kapalı kal mış devirlerden sonra kendileri kette, bir millette yıkılmayacak zannolunan en kuvvetli bir bi- nayı dahi yıkabilir. Muntazam, şuurlu muayyen bir hedef aley hine tevcih edilen propaganda- nın zaman ile sarsamayacağı hiç bir kuvvet yoktur. (doğru sesleri) Arkadaşlar; propaganda ile kasdolunan hedefi yıkmak için aleyhinde söz söyl ta- hammül edemezler. Her mille- tin husust istidatları vardır. Kendi halkımızın da kuvvetli yerleri olduğu gibi, zayıf yerle rini de bilmeliyiz. Meselâ: Ya- zı ile gösterilen her şeyi doğru zannetmeğe halkımız daha ziya de mütemayildir. Gazete veya kitap basmış. Bunu mutlaka doğru olarak alır. Saniyen hal kımız aleyhinde söz söylenen mevkii iktidar sahibi bir ada- mın muhakkak itibarından kay bettiğini zanneder. Üçüncü nok ta, kapalı devrlerden sonra mat buat hürriyeti ilk devrede dai- ma bir inkılâp vasıtası olarak kullanılmışıtır. Bundan hükü- metler çok korkarlar. İktidar ve nüfuzunun sarsıldığı bir zaman da 15 günlük bir fırsattan isti- fade edebil teler mevkii dikten sonra söz söylem yeti kat'iyyesini hissettim, İsmet Pa şayı hitabet kürsüsünden ilk defa dinlemek “şerefile — karşılaşıyorum. Çok kuvvetli hatip imişler. Kendile- rinden sonra bu kürsüye çıkmak ha- kikaten müşkül ve belki de bedbaht lık olur. Buyurdular ki matbuat me- iktidardaki hükümeti devirebi- Irler. Bu da bu memlekette ö- teden beri heves edilen bir mev zu olmuştur. Bu sbepledir ki hü kümetler matbuata kendi mev cudiyetlerini ve siyasetlerinin tenkit edilmesini daima az ta- L selesini halletmek zamanıma geldik. Ben de kendilerile beraberim. Gene İsmet Paşa dedi ki: “Memlekette is tırap var,, Filvaki dünyanın üzerine bir felâket çökmüştü, bıma bir çok esbap ve avamil gösterilmektedir. Bu felâketlerin nasıl geldiğini, nasıl gideceğini söyliyen yoktut, Biz çok hızlı yürüdük, Hata mı ettik? onu söylemek istemiyorum. Hızlı gi derken felâket Yüzgârına “çarptık. Başlamış ve artmak — istidâdimı haiz bir felâket karşısındayız. İsitrap var İhracat, ithalat' — Ihracatımız düştü. Biz milletçe ve devletçe hızımıza devam ettik. Tera Ök “zi aşağı giderken ihracat azaldığı ül etmişlerdir. Bu tahaşi nin aksülameli olarak matbuat hürriyetinde ilk istihsal oluna- cak şey hükümet ıleyhiı:_de is- hakikate muhalif söz söylemek te lâzım gelmez. Hattâ doğru söyleyerek limaksadin yapılan tertipli bir propaganda i tı yere sermek için kâfi gelebi- lir. Hiç bir memleket bütün me selelerini halletmiş ve cemiye- tin bütün ihtiyaçlarına kâfi ge- lecek vesaiti elinde tutar değil dir. Her memleketin bin tane ihtiyacı vardir. Eğer bir cemi- yetin hayatını mutlaka fena gör mek ve göstermek istenilirse o nun her muvaffakıyetli işini her tarafına veya eksik tarafa gös- termek mümküdür. Ne kadar şuurlu ve anlayılı olursa olsun hiç bir millet müntazam, müs- temir ve daimi bir propaganda- nın tesiratına tahammül ede- mez, Bunda 50 - 100 sene ev- velki nazariyeler nihayet fikir münakaşasından ibaretti. Siz söylersiniz, ben söylerim, dinle nilir. Hangi tarafı doğru bulur larsa onu kabul ederler denilir- di. Halbuki bu gün bir çok dev- letler hattâ aralarında münase- bet kurmak için yekdiğeri aley hinde propaganda yapıl yetinden beklenen başlıca faid« lerden biri budur. Fakat şuurlu bir mürakabe ifa etmek değil de münhasıran fena görmek ve göstermek olursa bununla yapı lan mürakabe sui istimalâtı ter kis etmez. Bilâkis bütün akl erenleri hırsız olmağa teşvik e- der. Çünkü namuslu adamın kolayca hırsızlıkla ittiham edi- lebilmesi hırsız i gör mesi asıl hırsızları herkesin ken dilerile beraber olduğu zannına düşürür ve hırsızlar utanacak bir mevzü kalmadığını iddia & derler. (Bravo sesleri alkışlar) Ahlâki meselelerle hüküm â- dil olmazsa hükümden bekle- nen netice berakis olur. Madem ki matbuat dediğimiz mevcudi yet bir mürakabe salâhiyeti id dia ediyor, eğer ayni zamanda kendilerinde mes'uliyet hissini bulmazlarsa ahlâk üzerinde, fi- kir üzerinde tesiratı tamamen akim kalır. Hayır tamamen mı zır ve maküs olur. Arkımlaşlarım: Bir çok lerinden bahsettiler. Müsaâds kuyu- rursanız sizi teferruata ıırmıycî ş yormayayım, Bugün heyeti celileni- zi istiraba sevkeden ve bir çok va- daşlarda ayni istirabı ve dişeyi uyandıran dert şudur: “Bir nevi çaresizlik vardır ki hal- ledilemiyor. Bu çaresizliğin nasıl bir neticeye varacağını kimse tahmin edemiyor, İktisadi ahval üzerinde ise menfi neşriyatın tesiri ahlâk üze rindeki tesiri gibi fazladır. Onun üf | ReC d W 3 dı. #es A | zaten tedbirinin bulunması anlaşıl- ması güç ve bir çok şeraite tâbi olar mulâk mevzulardır. Z (Gazetemizin makineye ve- rildiği sabah saat beşe kadar nutkun sonu alınamamıştır. Bu mühim nutkun mbadini yarın- ki nüshamızda dercedeceğiz.| $ Mümeyyiz ibrahim B. le bir müfettiş Sultanahmet evrak mahzenindeki eyrakın şart koyacak kadar ileri getir- mişlerdir. Bu memleketler a- sırlık, hürriyet memleketleridir aht tediği gibi yazı y l olmuştur. Bu safha matbuat hürriyetinin ilk siyasi kad , bugün milletler tarafından yekdiğeri aleyhine — maksadı lke $ | l sidir. — Tehlike tasavvur eltmeyoruz Bir millet siyasi hayatında in ile y propa daların zararlı tesirlerine ta- hammül edilmeyeceği iddia ve ilân etmektedirl. Demek ki ler. tetkikine devam etmektedir- ler. Bu vesile ile evrak da tanzim edilmektedir. S isi $ Murat B. namında bir zat her hafta cumartesi gün- — leri. intişar etmek Üüzere — “Hayret,, isminde bir gazete çıkarmağa baş'amıştır. gayri lnbılı teslim bir vaziyete sok- J muş dedi. — Herşeyden evvel Halil Bey sözünü şöyle ikmal et- ti. Hürmetle eğilmek 'bbrçtıır Hüküme 1500 ik şimen or bu nuumumiyede yetişmiş bir'adı oğlu imiş. Gazetecilikte en evvel A- lemdarda çalışmış. Pehlivan Kadri ve Refi Cevat hainlerinden ilham al- mış. Sait Mollanın gazetesinde ikma li tahsil etmiş.. geniş verli; âazmin e- serleri önünde hürmetle eğilmek borçtur. Dünyanın en kuvvetli bir ordusunu yaptı. Anadolu ortasına as keri tesisat yaptırmış. Bunu ben An- karaya gelince gördüm, Anadol den hitap ediyorum. Devlet otorite- sine karşı emniyeti selbedecek yazı- lara gözünü kapasın, kulağını tıka- sın, memleketin o yeşil gözlü büyük evlâdına, büyük oğluna itimat etsin, Müzakerat neşredilecek j e Mğz Söküirla . biğeli Kü z | ,n"'-'rilı İAT D dir vi ! ve ilk sahifelerinde aynen ve harfiy- — yen bilâmütalea meclis müzakeratı- — nın Dunün zaküdü Bilezik — Molfau Nevmidt Türklere yakış el yülseldi. “Bu vaziyet karşısında herşeyden | Mesele, bütün mesele biter (Alkış- . Gazi'nin en büyük hizmeti -|- Muhalif matbuat emniyet krizini Takrirler İ genadİşer z danrirum ada bü-| niyet krizi büyük bir tehlikedir. Iti- negörmeaane çerter B nn e v :ıiei:lüll*ldı::,hh!üll "E'W:k”" fet matbuatı eğer kasten harek tedi | "i söylyerek bunlardan hxııdıııı ren yolu keşfetmesidir. Selâmet ikti- '",“ııı'f'—""'ş“f. AY S SA Sa; ı—ıı dır ve necat tariki ibu eıli' di y Bııı İÜMİ suretle millete gösterdi. b GyormmBu seflet- | p. çakir Afyan Meb'asu Ali Bo yindi. h Gazi ve İsmet Paşalar bugüne ka dar olduğu gibi bundan sonra da is- tediklerinibehemehal yapabilirler ve yapacaklardır,. 'Yc.ıı'l' gözler daima nikbinim. Milletime bu kürsü- Bu takrirde hükü kâfi görüldüğü, matbuat kanununun tâdili “iğgltr FAĞREZ şimdilik maksadı temin edeceğinden hükümete beyanı itimat edilmesi me alinde idi, Bu takrir reye kondu, ittifakla ka bul edildi ve ittifakla hükümete beya nı itimat edildi, , meşir ve ta- hühln-mük' i nutuk resmi gazetede neş- redildikten sonra reye koyacağını söyledi. Aksaray Meb'usu Süreyya Bey b * bazı döder & lâvesini teklif ediyordu. Hükümel böyle bir lâyiha hazırladığından mec lise geldiği zaman encümende müza keresinde Süreyya Beyin bu tâdilâ. tı teklif edeceği mülâhazasile takrir nazarı dikkate alınmadı. ğ eclis içtimama ona çeyrek kala —

Bu sayıdan diğer sayfalar: