6 Ekim 1931 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

6 Ekim 1931 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet Asrın umdesi “Milliyet” tit. TEŞRİNİEVVEL 931 IDAREHANE — Ankara cadde. i No: 100 Telgraf adresi: Milliyet, 24311 — 24312 — 24313 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Hariç için 400 kuruş 800 kuruş 70, 1400 1400 , 2700 G aylığı Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nushalar 10 kuruş ar. Gazete ve matbanya ait işler (Ân müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'uliyetini abul etmez. Bugünkü Hava Dün azami hararet 16, asgari 11 derece gün rüzgâr mutedil poy - raz hava açık. Askeri makale İstanbulun Kurtuluşu Yeşilköy: A. RİZA Bugün İstanbul halkı, kurtu- ışunun sekizinci yılını bitirdi, okuzurcu yılına basıyor. Esaret nedir? o Kurtuluş ne tir? İstanbulun Türk hal wkadar o esaretin bütün acılı- nı çekmiş, sonra da bu kurtu- ışun bütün tatlılığını duymuş, ir halk daha var mıdır? Bilmi- örum.. Çünkü ilk esir olan da » En son kurtulan da odur.. Onun için, nasıl esir oldu? » bu esaret devrinde neler çek ? Her İstanbullu Türkün, bu ün seat onda bir dakikacık ye nde durup ta © esaretin tüy- x ürperten kara günlerini, son l kurtuluşu- | ada 8 yıl evvelki un saadet veren tatlı gününü, ir sinema şeridi gibi zihni zdeki ehemmiyetini, büyük- iğünü kavramağa yetebilir. *# İstanbul halkı, Mondros mü irskesinin henüz mürekkebi urumadan, daha 13 teşrinisani 318 sabahı uyandığı zaman, endisini, ne çöken kara ir tazyik silindiri altında bul- vaştu; tam dört yıl, gittikçe fırlığı artan, hiç dinmeden de Bizimle Mondios mütareke- ini imzalayanlar, dünkü düş anlarımız, daha imzalarının urumasını bile beklemeden. mühim sevkülcey$ noktatıdır,, iye ilk olarak İstanbula çi süşlerdi.. İstanbul halkını, o nden iti- aren görülmedik bir baskı al- nda, ezmeğe başlamışlardı. itanbul halkı, böyle bir taraf- cı yabancıların yıkıcı inde çırpınırken, çok ihanetin, misli görülme anetin daha suikastı- Williyet'in Edebi Romanı :43 BAŞI DÖNÜKLER — Öyle, Nemika Hanım. Bir dakika süküt ile geçti. lebahat Hanım, bir tek söz 3ylemeğe cesaret edemiyerek, özleri iskarpinlerinin burnun a, yüzü kızarmış, yürüyordu. «hmet Nebil de, Nemika Sır- « Hanımla serbest serbest ko uşmasına rağmen, belecan- aydi . Yüreği bu garip tesa- üften o anlaşılmaz, bir zevk uyarak çarpıyordu. İçinden elen bir duygu ona: — Söyle, hepsini söyle, bu ünkü hatırlamayı da anlat. © Diyor gibiydi. — — Daha tuhafını da söyliye im mi, Nemika Hanım? Ben 'ugün tatil yapıyorum. İçim- en bir heves geldi: Eski ma fallemi dolaşayım, dedim. Çu urbostana kadar indim. Bi im sokağa © girince, evimizi, “vatandaş diye bağrında besle yip barındırdığı gayri Türk un surlarin yabancı düşmanlardan ziyade düşman kesilerek, felâ- ketine gülecek, milli vicdanına kasdedilecek kadar şenaatte ile ri gitmesi ii Diğeri de, gene o öne kadar Halife diye taptığı, Padişah diye saydığı son sultanın ve o- nun mensup £ taraftarlarının, düşmanla birleşecek kadar de- nilik göstermesi idi. Her ne bahaya ve her ne şart la olursa olsun yalnız tacını ko rumak ihtirası uğurunda kör ve sağır olan son padişah, Türk milleti, Türk vatanı aleyhinde düşman safına geçmek, düş- man emelinin tahakkuku için maddeten ve manen yardımda bulunmak hiyanetinden çekin- memişti. . Kendi tacı, başından alınma sın da, Türk vatanı varsın par- çalansın, her parçası birer müs temleke olsun. Kendi tahtı al- tından çekilmesin de, Türk mil leti varsın dağılsın.. Her biri birer düşmanın esir ve kölesi ol sun,. Onun için bunların hiç bir kıymet ve ehemmiyeti yoktu. ... İşte içten ve'diştan gelen üç başlı, üç cepheli felâket karşı-" sında idi ki bütün milletin, İs- tanbulun Türk halkının vaziye ti çok tehlikeli bir hal almıştı Bir taraftan müstevliler dört sene Türk süngüsünün karjı- sında bir türlü zaptedemedikle ri yerleri, Türk vatanının bü- tün temel ve düğüm noktaları- Mondros mütarekesindeki imzamızdan istifade ederek bi- rer birer işgal ediyorlar, Türk | ordusunun silâhların: depolara toplatıyorlar, Türk kalelerini Türk donanmasını silâhların- dan soyunduruyorlardı.. Diğer taraftan da gayri müslim unsur ları Türk vatanı, Türk milleti aleyhinde kışkırtıyorlar, Tür - kün milli vicdanna birer zehir | v mikrop halinde saldırtıyorlar ! i Onun için “Türk milleti ar- | tık ölmüştü; yapılacak | yapmak, sonra mirasını paylaş maktı.. İstilâcıların tatbika başladık ları bü imha öperasonu sırasın- da, en evvel ve en çok üşüştük leri, üstüne abandıkları yer ise İstanbul şehri idi. İstilâcılarn en evvel ve en ağır zulmüne, en ağır kahrına uğrayan halk ta İstanbulun Türk halkı idi.. İstilâcılar, kendi keyif ve gu rurlarnı, kendi ihtiras ve zevk lerini tatmin için İstanbul hal- kına reva görmedikleri zulüm, lâyık görmedikleri hakaset bi- rakmiyorlardı.. O kadar ki o- nun uğradığı derin acıya karşı şikâyetsi «karması şöyle dur sun, en kara gününde derdini ağlaması içine akıttığı kan- lı yaşı gözünden sızdırmasma bile müsaade etmiyorlardı... .. milleti, içine düşürüldüğü bu kuzgun felkket girdabının di- binde ne yapacağını şaşırmış, kıvranıp dururken, gene bu kuz gun karanlığın içinde bocala- yan İstarbulun bağrında, için için bir nur parlamağa başla rstşti.. Bu nura Şişli eaddes r evinde, Türk millet İbrahim Necmi Nebahat Hanımefendinin evle rimi gördüm. Hattâ eskiden geldim. Tam ayni günde, bü. tün eski hatıralarımı canlan - — O! Mükemmel! Sizi ade ta tesadüf meleklerinin lütfu- na uğramış sayabiliriz demek.. Konuşa konuşa Saraçharie başına kadar gelmişlerdi. Ne - mika Sırrı Hanım. — Ben buradan ayrılacağım Nebil Bey. Evimiz işte şu kö şe içindedir. On sekiz numara İev. Bir gün teşrifinizi rica edebilirmiyim, bilmem? Dedi. o Ahmet Nebil elini | Akdeniz kıyılarına kadar bü- Lıztırap ve azap senelerinin kâ- uzatarak serbistçe genç kızın —» öürinün çin doğacak güneşin tanyeri a- Zartası idi, Düşünür geçinenlerimizin bir çoğu, kurtuluş çaresi ola- rak “manda,, seçmekle uğraşır Inarken, o, tarihin asla esaret devri yazdırmamış olan büyük 'Türk milletinin kurtuluş çaresi gene o milletin asil kanındaki | bitmez, tükenmez kudret kay- | nağında görmüş, ona göre plâ- | nm o evin mütevazi bir o- dacığında çizmekle meşgul bu | ti Tunuyordu.. | İstanbulun karanlık ufkunda ilk ağartısı beliren o güneş, bir gün -19 mayıs 1919 Samsun ufkunda bütün şaşaası ile doğu | vermişti. Bu güneşin ışığı ile kurtuluşunun yolunu gören Türk milleti, tek bir vücut ol- muş, vatanm üstüne çöken bü- yük felâketi göğüslemiş, bit- olan asil bağrından bugünkü milli Türk ordusunu çıkarmıştı bey Tâ, tarihi devrin ilk Türk kahramanı olan Meteden başla | ak bugüne kadar geçen tari her milit inkılâp ve hayırlı yükseliş hamlesinde daima safı tutmakla yazdmas bu in yanardağı kesilmiş ti, İki kere İnönünde, bir kere de Sakarya ve Dumlupmarda indifa eden lâvları ile, (yedi dü vel) in biriktirip bütün dehşeti ile Türk vatanının, Türk mille tinin üstüne çöktürdüğü o kız gm felâket bulutlarını eritmiş ve dağıtmış Afyon - Eskişehir hattından tün Türk vatanını eşsiz bir fe- lâketten kurtarmış, emsalsiz bir saadete kavuşturmuştu. pe Bu meyanda, en evvel dış- tan, içten üç düşmanın tasallu tuna uğrayan İstanbul da, en son olarak dört yıllık uzun bir busundan sekiz yıl evvel bugün tam saat onda sıyrılmış, ebedi istiklâl ve hürriyetine kavuş- muştu.. ss. İşte İstanbul halkı; sekiz yıl evvel kavuştuğu bu ebedi hür- riyet ve istiklâlinin yıldönümü nüdür ki, bugün kutluluyor. Ne kadar coşsa, ne kadar heyecan duysa gene azdır. Ne gariptir ki, sekiz yıl ev- vel bugün, Türk milletinin bu asil ordusu, başımda muhterem kumandanları Şükrü Naili Pa- şa iletam dört yıl hasretile yan , bir ideal olarak düşündü- uğurunda kanını ve canımı vermekten asla çekinmediği, İistanbula girerken, (kurtulan) mminneti ile (kurtaran) ım has reti kaynaşır ve kucaklaşırken; İstanbul halkını, tam dört yıl zulüm ve kahrı altında inleten o zamanki dünya harbi galiple rinin mümessilleri de maiyetle | rile Dolmabahçe * kıyısından, mağrur başları düşük, belki hi- capla boyunları bükük, gemile- rine canatıyorlardı.. Ders ve ibret alınacak bir levha değil mi?.. sss Bu levhadan şudur: 9 yıldır, Türkiye Cumhuriye ti bütün dünyaya alınacak ders eli — İnşallah, o Nemika Ha- rım. R Beyefendi size ge- lirken refakat ederim de görü pri — Allaha ısmarladık, Ne - | bahatcığım. — Allaha ısmarladık, Ne - mikacığım, Nemika Sırrı Hanım, köşe sine girer girmez, iki genç bir | birine şaşkın şaşkın baktılar. | Ayrı klar > miydi? İlk defa kim söylemeli, kim vöda elini uzatmaliydi? Ne yapacak larmı — bilmiyorlardı. Ahmet Nebil, Nebahat Hanıma bakı- yordu. İki senedenberi biraz daha üştü. Fakat yüz, hep o masumiyet akan uzunca beyaz yüz, gözler hep o derin den bakan elâ gözlerdi. Ah met Nebile bile bakmağa cesa ret edemiyerek yere bakıyor, fakat bir türlü yürümeğe, ay- rılmağa da cesaret edemiyor- du. Ahmet Nebil ilk sözü söyle mek zaruretini duydu : Pe — il Türk milletiğin, Türk devle- | tinin en esaslı prensiplerinden biri: “Yurtta sulh ve cihanda sulh,, tur. Bu ana hattı, bu güne kadar hiç şaşmadan takip etmiştir.. Bundan sonra da takip edeceği | yol bu olduğunu, Cumhuriyet Halk Fırkasının. programının yedinci kısmının üçüncü mad. | desinde tasrih “ve tesbit etmiş, bulunmaktadır. Hiç bir mille- tur, Hükümetimiz bu ana hat üzerinde bugün şükranla şahit j olduğumuz veçhile, açık ve sa- Fakat... Buna ra gün, bu mes'ut yıld layısile o hatırladığımız acı, o elemli günlerde olduğu gibi, bundan sonra da, Türkü esir et mek veya Türk yurdunun her hangi bir parçasına göz dikmek emel ve cür'etinde bulunacak- ler çıkarsa, o gibileri için ergeç mukadder olan wbet, ancak bu arzeylediğimiz hicaplı ve he caletli levhadan, hüsrandan başka bir şey olamayacağını da unutmamak lâzımdır. A.R. Çapras kelimeler 45.6188101 Yeni şekil Soldan. sağa 1 — Uyanıklık (9) 2 — Boy değil (2) 4 3 — Kokulu ot (4) Su (3) 4 — Eksik değil (3) Esas değil (4) 5 — Nota (2) 6 — Peygamber (3): Höc- re (3) 7 İhtilaf Birdenbire (3) Yüksek en su (6) B — Dumanım bıraktığı (2) Madeni ip (3) Bizi doğuran (3 9 — Çatı (3) Ev (4) Kö! pek (2) | 10 — Zaman(2) Beygir (2 Yaşa (2) 11 — Lütüf (5) Yukardan aşağı 1 — İzaz (5) — Aylık taah hüt (5) 2 — Adem (5) 3 — Deri (3)isyan eden (3) 4 — Ayak diremek (4) 5 — İşve (3) Kasabanın bü Nebahat Hanım, 8i kadar götüreyim? Titrek, korkak bir ses aktet tü: — Zahmet ölmasın, efen- dim. ) — Bilâkis. Sizce bir ziyanı! yoksa bu arkadaşlıktan çok se | vineceğim, İ — Estafurullah, efendim: Yürümeğe başladılar. İkisi nin de yürekleri çarpıyordu. Bu tesa genç yüreği ma hiyeti bilinmez bir ümitle çar. pıştırdı. Yürüyorlar, fakat ko | nuşmuyorlardı. Ahmet “Nebil birkaç kere söz açmak istedi. Fakat her sorduğu suale Neba hat Hanım yalnızı — Evet . Veya: — Hayır Gibi kısa kısa cevapıar ver mekle kalıyor, delikanlı da sö | zü ileriye götürmek cesaretini | kaybediveriyordu . Ahmet Nebil, Nemika Sır | rı Hanımın berabet bulundu. | ğu sırada hsp onunla konuştu — Müsaade eder misiniz, ğu için * Yarım akşam iki müstesna film daha MELEK SİNEMASINDA MARLENE DİETRİCH ve ,GARY COOPER Şarkın bütün aşkı ve vatan iştiyakı sah- nelerile malâmal YANIK KALPLER (MOROCCO) filminde ELHAMRA SİNEMASINDA HENRY GARAT Pari: ve (Bouffes Parisiens) tiyatrosuna mensup MEG LEMONNİER İn tebessüm ve neşesini musavver MONMARTR SEVDALILARI filminde İlâveten: İSMET PAŞA Hazretlerine Atinada yapılan parlak resmi kabul ve İSMET PAŞA Hz. nin buzurunda icra edilen Balkan Olimpiyadı intibaatı. mam» Paramount filmidir. İstanbul Matbuat Ce: | yetinden: İstanbul Matbuat Cemiyeti mütat heyeti umumiye İçti- mainı | Teş, e. 1931 Perşembe günü âktetmek içtima etmiş ve ekseriyet temin edi lemediğinden içtima 8 Teş, e. 931 Perşembe gününe talik edilmiştir. üzere Bu içtimada mevcutla iktifa edileceğinden azayı kiramm yevmi mezkürda saat. 13,30 da cemiyet merkezini beheme | hal teşrifleri rica olunur. Doktor Hafız Cemal Dahiliye hastalıkları mütehassısı Cumadan maada hergün öğ- leden sonra saat (2,30 dan Se) kadar İstanbulda Divanyolun- da 118 numaralı hususi daire sinde dahili hastalıkları mua- yene ve tedavi eder. Telefon: | İstanbul 8923. Sıra numarasını beklememek isteyenler, kabineye müracaat la veya telefonla randevu al- malıdırlar. Doxtor Rusçuklu Hakkı Beyoğlu, İstiklâl “cad: desi Büyük Parmak -ka- pu, Afrika o hanma bitişik Apartıman No 21.— Tel: Beyoğlu 2797. İl at: 14 - 18. keri mektep- ler ilânat 14 kalem muhtelif tethim yağları Yukarıdaki malzeme kapa- li zarf ile 12-12-931 de saat on beşte ihalesi yapılağaktır. Ta- liplerin şârtname için her gün ve münakasaya girmek için de o gün teminat (teklifat” “e müracaatı, (4550). | (e...) yüğü (5) 6 — Bir millet (4) Göz ren gi (3) 7 — Vazife (3) İsim (3) 8 — Zaman (2) Gözden çı- karmak (4) Kasabın sattığı (2 9 — İplik (4) İyi (3) 10 — Tavla kemiği (3) Yo kuş değil (4) 11 — Hüzünlü (5) Atılgan — Ah, bir kere yalnız kal sak... Diye titremişti. Şimdi yal- nızlığın sessiz & arkadaşlığını İ görünce; — Keşke Nemika Sırrı Ha nim ayrılma: İn Diyordu. Darüşşafakaya inen yolda idiler. Birkaç dakika daha ge- il, olacak, Ne bahat Hanımdan ayrılmak lâ- zım gelecekti. Delikanlının içi titriyordu. Taliin gönderdi bu tesadüf böyle tay mı edile. cekti ? Tam Darüşşafakanın kapısı önünde , mektepten çıkan bir adama rastladılar, Şişman ka rınlı bir adam. — A! Ahmet Nebil Bey! Kalın çizgili yüzünün üs- tünden bön bön bakan fırlak İ gözlerile bestekâr Şeyda Kâ- mil Bey, delikanlıyı tanımıştı. | « Ahmet Nebil, hayretle dön — Maşallah, üstat, siz bu- / Yarın akşamda a ; ; RENE HERVİL'in ı itibaren Opera Sinemasında AZAİS mükemmel Fransızça sözlü ve şarkılı filmini görünüz. Parisli | fantezist MAX DEARLY S: $ tarafından temsil edilen bu filmde bir çok marifetler, vir edilecektir. Geceleyin bir nida, , . Bir kan lekesi. . . Kaçan bir gölge. . . SARI ODANIN ESRARI İtühadı Milli Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerin: sigorta muamelesi iera eyleriz. Sigortaları halk içi müsait Merkezi idaresi: Calatada aiti havidir. ik Hanında Acenta Fu'unmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Telefon: Beyoğlu — 2003 Üsküdar Birinci (o Sulh Hukuk Mahkemesinden: Ramazan efendinin Ali Riza efe di ve Ahmet siğa ile şaysan ve mü. tereke mütasarrıf olduğu Üsküdar da Hace Hasat batan mahallesin- de Bülbüldere caddesinde 171 âtik ve 197 Cedit No. lu arsanm yirmi dört sehim itibarile beş sebmi Ali Riza ve on dokuz sehmi dahi 3 his se itibarile 2 hissesi Ahmet ağa ve bir hissesi Mahmut Ramazan efen- diye ait ve 300 lira kıymeti mükad dereli ve üzerinde mebni araba ima lât ve tamirhanesi hariç ve satıştan sonra yıkılarak kaldırılmak süretile yalınız arsanın izalçi şuyu sureti- le furuhtu hakkında Üsküdar Sulh mahkemesinin 930/564 No. ln . ve 8/12/930 tarihli ilâm mücibince ve açık arttırma suretile satılması his- sedarandan Ramazan efendi tarafın dan talep edilmesi üzerine bu bap- ta tanzim edilüp mahkeme kalemin- de tarihi ilândan itibaren yirmi gün müddetle açık. bulundurulan satış şartnamesinde müharrer şersit dai- tesinde talip olanların ve bu hüsus- ta fazla malümat almâk isteyenlerin ve icra Kanunu mücibince bir bak iddiasında bulunanların evrakı müs bitelerile mahkeme kalemine ve sar tuşa iştirak arzusunda bulunanların tarihine müsadif saat 14 te Üsküdar Birinci Hukuk mahkemesine Pazârtesi günü Sulh müracaat ey — Darüşşafakada — musiki dersi veriyorum da... Nebahat Hanım, birkaç a- dım ileride, duruyor, bekliyor du. Ahmet Nebil, anu beklet- memek, son kalan birkaç da- kikadan olsun istifade etmek için yanıyordu. Şişman karınlı, fırlak göz- lü besttekâr devam ediyordu: * — Nerelerdesiniz, acanım? | Sizi artık kaybettik. Salonlara Muhteşem Nihat Hanımefendi kaçtır sizi soruyorlar. — Efendim, çok meşgulüm — Ha! Haber aldım. Teb rik ederim. Gazeteye giri Çok memnun oldum v. Bütün kayıtsızlığına rağ- men Şeyda Kâmil lak gözleri aç adım ileride şan çizgileri farketti. Sesi li: — Mâni olmıyayım, azizim, İ dahi satış günü olan 2 Teşrinisani | bir girdiniz, bir kayboldunuz.” Beyin fır- | 3 üncü Kolordu ilânları Safranbolud: kıtaat için odun Kapalı zarfla münakasa- ya konmuştur; * İhalesi 17-10. 931 Cumartesi günü saat 14 te Safranboluda Askeri Satın Al- ima Komisyonunda yapılacak- tır, Taliplerin şartnamesini al- mak ve münakasaya girmek Üzere teminat ve teklifnamele- rile Safranboluda mezkür Ko- misyona müracaatları. (337) (2651) ... Çatalca Müstahkem mevki! için pirinç aleni münakasaya konmuştur. İhalesi 17-10-9317 cumartesi günü saat 14 buçuk ta Fındıklıda K,O.SA, AL. KOM. nunda yapılacaktır. Ta- liplerin şartiame Ve nimune- sini komisyonda görmeleri ve ihale saatinden evvel teminatla rile komisyonda haz'r bulun- maları. (330) (2621). Beşinci İcra Memurluğundan: Mahcuz, Ayna Konsol, Seccade, vesaire 14/10/931 tarihinde saat 9 dan itibarenKadıköyünde Modada Lorando sokak 41 Nolu hanenin ö nünde satılacağı ilân olunur. galiba yine bir Conguöte peşin edin söylerken bestekârın yüzü öyle iğrenç, bir şekil al muştı,, gözlerile Nebahatı öyle imalı imalı österiyordu ki Ahmet Nebil, kalın çizgili surata bir tokat atmak hursile kudurdu. — Eski bir çocukluk arka- daşım, Diye kekeledi — Al, al Delikanlı, Bonne chance.. Bu taze piliç: ler hoştur. Yine görüşelim! Şeyda Kâmil Bey, gözleri yan yan kıza bakarak, Ahmet Nebilin elini sıktı, ayrıldı. — Kim bu zat, Nebil Bey - Şeyda Kâmil Bey.. Musi — Nereden ( tanıyorsunuz bu adamı? Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: