31 Ocak 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

31 Ocak 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milliyet Asrın umdesi “MİLLİYET” tir. 31K. SANİ 1932 İdarehane: Ankarı caddesi, 100 No, Telgraf adresi : İst, Milliyet Telefon : 2431098. ABONE ÜCRETLERİ: Hariç için LK s— w—2 Türkiye için LK, 3 aylığı 4— Gelen cvrak geri verilmez — #üddeti geçen nüshalar 10 ku. vuştur, Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mex'u- Tiyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköğ askeri rasat merke zimlen verilen malimata göre bugün hava ekseriyetle ve sakin olacaktır. 30-1-932 tarihinde havs tazyiki 771 milimetre en fazla sr- caklık 8 en az sıcakirk nakır 2 santigrat kaydedilmiştir Bugün Marmara mrntakısı sis. Ramazan 23 Vakitleri sD 7,12 1227 15,07 17,25 18,57 5,29 Hakkımı isterim! İstatistik yapmışlar bizde a dam başına senede 400 gram iç | zardım. ki düşüyormuş.. Umarım bu mikdarda bira dahil değildir. Çünkü birayı içkiden sayarsak âlem bize güler.. Dünyada (A- merika müstesna. Orada kuru viskiden başkasına 'içki demez- ler!) Birayı ıhlamura müsavi tutuyorlar. o Gelelim şu bizim hesaba! Madem ki; adam başı na 400 gram düşüyormuş, ben hakkımı isterim.. Tevekkeli de ği!,. Arkadaşlardan fazla kaçı» ranlar yüzüme tuhaf tuhaf ba- kıyorlardı. Demek hakkımı ye- diklerini — daha doğrusu içtik lerini — onlar da biliyorlar., Bana bu 400 gramı verirler se'ne yapacağım mı dersiniz?.. Onu İstanbul uşaklarından es- ki bir muharrir vardır. Şimdi Ankarada.. Daha fazla tafsilât verirsem ismini söy! manası kalmaz.. Ona hediye e- deceğim., Zaten bu zata atfen bir hikâ ye anlatırlaş Rakının yasak olduğu $ira- farda bir akşam üzeri kapı ça Tanır, Bu zat — ka. pıyı açıyor ve öl görüyor, Binliği yor. Mis gibi ral hediyenin sebebini taşınmış ve demiş ki; — Anlaşılan bu bir nezirdir. düşünmüş Belki ben de bu 400 gramı “ Milliyet'in Edebi Romanı:28 Güzellik anlayor musun Belkis?.. Sa- na ilk ve son defa. . — Baba bırak beni. — Emrediyorum., Çılgınlık. lar yetişir artık!. © — Baba beni en affolunmaz bir çılgınlığa mecbur etme!., — Vay'beni tehdit hat; ; — Baba!. Bırak beni diyo- İlik rum sana! Bırak benil, — Bir yere kıpırdıyamazsın! Nişanlma da yazdım.. gelecek. Güzellik müsabakasını daher şeyi de unut artık. Ne budalaca hareket ettiğimi anlıyorum. — Baba mantık (dinleyecek gibi değilim.! Belkis şiddetle silkindi. Fa- © kat Adnan Beyin eli, iradeni — sevginin zaptedemediği şunetle Belki ü yoruz, i | Herhalde Raşit Rıza, 1932 se: Bu yazımın başma, Muhtar Be- yin Fransızcadan terceme ettiği vod İ vilin ismini koydum ama ondan bah sedebileceğimi pek ummuyorum. La alettayin bir vodvil, bir takım karışık çapkınlık hikâyeleri. Doğrusu insan gerek kendisinin, gerek bu vodvili oynıyanların bütün hüsnü niyetine | rağmen pek gülemiyor. Raşit Rıza tiyatrosunun en mü- him kadm rollerini oynıyan Dürnev Hanım, bu vodvilin ilk temsilinden sonra hastalandı; bunun için “Koca ima bir metresi ancak bir hafta son ra tekrar etmek kabil oldu. Bana öy le geliyor ki bu günlerde şehrimizde bir grip salgını olmasaydı bile Dür- nev Hanımın yine piyesin ve rolünün solukluğundan örüyüp bentalanali. lirdi. Raşit Rıza da bu vodvili pek be yenmemiş olacak ki ille temsilde oy- | madığı halde rolünü Vedat Ürfi Be- ye bıraktı. Bu Vodat Üri Beyi bir zamanlar ne kadar methetmişlerdi. İ | ema aktörlüğü edeceğinden, bir ilm şirketi onun bir oyunu kin İmem kaç milyon frank sarfet- | tiğinden bahsettiler... Ettiler, li ama bilmem doğru muydu? Her ne ise... Belki de hepsi olmuş şeylerdi ve Vodat Urfi Beyin büyük san'at. kârlığını biz anlıyamıyoruz. Her hal de bana gayet soğuk geldi; hattâ bu yeni vodvilde istediğimiz kadar güle meyişimizin mes'uliy baş onda görüyorum. Öyle ya!. Dünya- Bin bütün vodvilleri manasız şeyler. dir; onlara biraz mâna, can vermek oynuyanlara düşer. Şu Raşit Rıza olur nd değili Ye ni vodvilin mukadderalını bu Vedat Urfi Beyin eline bırakacak kadar lâ- i göstermesi ne güzel şeyi Ra zaten öteden beri bir"ehe | Gölleri varlı Killa ME yi “dım istemeden şuradan, br'radan ken dine arkadaş bularak © tiyatro için çalışması başlı başına bir kahraman. | İk değil midir? Anadolu'da turneler yapıyor, biraz para kazanıyor. yine | kaybediyor yılmıyor bir müddet sah neyi bırakıp kazino açıyor. Fakat içinde tiyatro kurdu ölmüyor, yine bir kumpanya kuruyor. di Raşit Rıza'nın bir Her halde çok sevimli bir adam. | Komedileri ne güzel oynuyor. Dram | larda tabii hareketlerini hAttâ telâf. fuzunu biraz değiştirmek lâzım gel. | diğini zannediyor. Neden? Niçin?Ma mafih günden güne ya biz ona alışı- , ya o biraz daha tabii ç de mevcut dram san'atkârlarımızın © iyilerinden biri, belki en iyisi. Onun manen de, maddeten de muvaffak olduğunu görmek bizi memnun edi. böyle bir nezre veririm. Çünkü ayıptır söylemesi ben rakıdan bir şey anlamam!, (Cumhuriyet) kalmadı! ! — Bugünlerde Cumhuriyet ga- zetesi her yerde bulunmuyor- muş. Sebebi nedir diye araşdırmış lar,. Bulunmayan yerler hep İ- ranlı satıcılar olduğu nazarı dikkati celbetmiş ve yapılan tet kpikatta şu netice alınmış. Geçenlerde (Yunus Nadi) Bey Cumhuriyet'te yazdığı bir makalede Hazreti Ali için: “Hazreti Ali nihayet sarı efe veya çakırcalı gibi bir adamdı,, İ diye yazmış.Bu söz Şiilerin ve | Hazreti Ali muhiplerinin zıttı. na gitmiş.. Onun için o bir kaç gün (Cumhuriyet) gazetesine küsmüşler.. Halbuki (Yunus Nadi) Beyefendinin böyle yaz ması herhalde bir ilmi yakini ye müstenit olmalı. FELEK Kraliçesi Nezihe Muhiddin bi dışarı fırladı... Yüzünde yanan alev, kalbin de yanan alevin yanında hiç bir acı hissettirmiyordu. Koşu yordu... “ İstasyonda geçti... Etraf- da kimseler yoktu. Arka tara- tı, bostan zifiri bir karan korkunç bir uçuruma | benziyordu.. Yokuştan — alışık | adımlarla kaydı, Aynı sür'atle bostanı geçti.. Bütün köy gayri yakları onu gayriiradi sürüklü- ye Üç dört ay evvel; Vedat Naciden o feci hakareti gördük ten sonra altında hıçkırdığı a- aca yaklaşmıştı. Burada ne işi vardı?. Hiç bir şey bilmiyordu! Bir iki adım attıktan sonra du- lanmıyordu... Ağa-| İ sahil boyunda” satıl MİLLİYET PAZAR 31 Je TTiyatro musahabesi “Kocama bir metres,, . yor; aksine de emin olsun ki, kendisi kadar biz de ürülüyoruz. Şehzadebaşı'na gelmekle ne iyi et ti! Zavallı Şehzadebaşı!.. Eski haya- tını kaybediyor. Bu yeni kumpanya ile belki biraz dirilir. Repertuarı doğrusu pek zengin değil ama kumpanyasında birkaç çok iyebileceğimiz san'atkkâr var. Evvelâ Hanımı günden güne büy yor. Darülbedayi'den İ sonra her halde çok çalışmış. Şimdi ye kadar Türk sahnesi hanim san'a üm zaman başta| yordum; şimdi | Neclâ Hanımı da beraber. hatrlıyo. ram, Hem onun s€si Şaziye Hanı. mınkinden de daha açık, daha tiyat- ro seti, Yalnız rollerini pek ezberlö- miyor; boyuna kulise, suflöre bakı- yor Mina Müzeyyen Hanım eskisi gi- bi iyi. Size bir şey söyliyeyim mi? Mina Hanım ismi Mari iken türkçe- yi daha doğru söylüyordu; şimdi ba leader 2 kayboluyor. Dürnev Hanımın teliffüzu harika de; işte sahne “diction”u böyle o- br ler hecenin ini ve İnşallah yavaş yavaş sahne için lâ zam gelen diğer meziyetleri de elde eder. Daha birkaç hanım var; bundan sonraki yazılarımda onlardan da bah sedeceğim. e Erkekler arasında Nurattin Şefka- var. Eski meziyetleri ve slti ku- çarlar ile o sempatik Nurettin Şef- ti. Ertuğrul Sadettin çoktan arkada- şamdır ama bu seneden evel onu sah nede görmemiştim. Meğer ne iyibir komikmiş! O çıkınca herkes gülme ğe, katılarak gülmeğe başlıyor. Yaşar Nezih'de öyle. İyi bir “cam position” san'atkârı.. Güldürmesini | | biliyor. Daha ne isteriz. Sonra Şeref var, daha bir cok san' | lâr var, Raşit Rıza bu kumpan- | ya ile muvaffak olamazsa yazık olur; bu memleksite tiyatroyu sevdikleri ni söyliyenler bir günah işlemiş olur. Nurullah ATA İRTİHAL Tüccardan Ersurümlu Hacı Ah- met Zade Necip ve Nafiz Beylerin valideleri Esma Hanım vefat etmiş | tir, Cenazesi bugün saat 11,30 da Peneryolunda Kayışdağı caddesin- deki köşklerinden kaldırılarak cena 26 namazı Zühtü Paşa camiinde kı Jındıktan sonra Karaca Ahmetteki aile kabristanına defnedilecektir. Yeni neşriyat Orhanın tayyareciliği Nakili; Mehmet Behçet. Ço cuğunuza en güzel bayram e diyesidir. Fiatı 75 kuruştur. İstanbul Vilâyeti tayyare şu- besinde satılır. Üsküdarda İstanbul 6 merdera memurluğundan: Bir borçdan de- layi mahcuz ve paraya çevrilmesi- ne karar verilen tahminen 30 çeki odunun 3-2.932 çarşamba günü saat 13-14 de Çubukluda iskele arasmda ğından talip ölanların yevmi mezkürda mahallin de hazır bulundurulacak memuruna müracaat etmeleri ilân olunur. ZAYİ — 2146 numerolu tek yük a- rabasının nümero plâkası zayi ol. muştur. Hükmü yoktur. Nikola F. Fotyadi. rek ta yakınlarına sindi, ti yen eli, cebinin - içinde küçi rovelverin kabzasını sıkıyordu. Manzara hakikaten baş dön- dürücü idi!.. Ayni yerde, ayni ağacın altında, Vedat Naci, ay | ni sahneyi tekrarlıyordu... Yal- | mız deniz ışıklı değildi. G ay yoktu., Kuşlar ölmüyordu.. Vedat Nacinin kollarının arasın daki Belkis değildi.. Sahnenin sonu da değiş İki gencin du- dakları birleşti. Uzun « bir 2: man.. Sonra Lâmia genç ada-| mın kollarından sıyrıldı, küçük bir sandala atlayarak uzaklaş- tı.. Ne müthiş rüya!,, Vedat Naci, izah edilemez bir arzunun heyecanına kapıl- dıktan sonra kendine gelmişti. | Bu yaşadığı muamma, bu yaptı 1 ani ve esrarlı hareket nı Eye geri döndü ve bir cisimler çarpıştılar.. O ande bir tarraka patladı!Kolunun arasın dan sıcak ve seri bir ok geçti, rovelverden çıkan ziya, Belki- sin solgun yüzünü aydınlatmış | tı. Vedat Naci genç kızın ayek İbotaber görmesinler. Ben na KANUNUSANI e. İdeal ev bie — Açtım. Beş lira — On olsun. — Mon rest, — Gördüm, — İki kâğıt. — Tek kâğıt, — Servi, Dostum Ali Osman Beyin! büyük salonunda o akşam yük sek bir poker partisi vardı. Mev simin meşbur zenginleri top- lanmışlardı. (Mevsim zenginleri) tabiri- ne niçin güldünüz. Bizde para kazananlar ellerine geçeni bir mevsimden fazla tutamazlar ki! Yazın klüplerde partisi iki | bin liraya tavla oynayanları Kışın Taksimdeki şoförler kah vesinde çayına altmış altı oynar ken görürsünüz, Ne ise, dostum Ali Osman Beyin davetlileri her halde zen| gin insanlardı. Ve içlerinde Avrupa görmüş. | Okur yazar olanları da vardı. | Kırışa kırışa, vuruşa vuruşa oynuyorlardı. Dostum Ali Osman bekir bir zengindir. Oldukça dâ çapkındır. Evvelâ zenginlerin mukave- met edemedikleri aşk tufanı be- kâr zenginlerin yakasını bira- | kir mı? Şimdi kadın, Fransızların o meşhur sarap exper'leri gibi erkeğin renginden kesesinin gradosunu anlıyor, Ondan #on- ra erkek Ebüssuut Efendi de ol. sa dayanamaz; Dostum Ali Osman Bey pa- rayı bir az geç kazanmasın; rağmen en taze aşkların resmi küşadına yetişmekte geçikme- miştir. Bir krizantem gibi başı nı örten beyaz saçları genç kız gönüllerini ay ışıkları “altında yili bir masada iki kişi bezik oynı- yor, Bir köşede beş kişilik ayrı bir grup (İBewsa) partisi yapı- yorlar. Hiç kadın yok. Bu apartımanda bazı gece- ler sazlı içkili ve tabii kadınlı eğlentiler olur. Hanımlarmdan izin alabilen ahbaplar toplanır- lar. Bazı günlerde bu mükellef apartımanın kapısından şık, zel, bir kadın gölgesinin süzü tüp kaydığı görülür. O günler Ali Osman yazıhanesinde yok- tur. Kendisini arayanlara kâti- bi şu cevabı verir: — Beyefendi çiftliğe gitti. Yarn gelecek. rg Poker partisi borsa muame- esini arttıran bir hararetle de- ediyordu, Saat on ikiyi geç | di- — Benim yerime kim isterse otursun, dedi; Hanımdan bire kadar izin aldım. Küğit dağıtan acele etti: — Hemen turlara başlı m azizim, Ben de fazla kalamam. Geçen gün bir yerde yarım sa- Belkisciğim!!. Belkis hayretle, sevinçle eğil di. Vedat Nüâci vurulmamıştı!. Bütün faciayı birden bire u- nuttu, kendini genç adamın kol larınm arasına teslim ederken, uzaktan, tâ uzaklardan o ayak sesleri işittiler.. o Vedat Naci İ tehlikeyi kavradı, hemen ayağa İ kalkarak, hâlâ Belkisin ; elinde tüten küçük rovelveri kaptı ve: — Kaç: Belkis! —dedi— bizi sıl olsa işin içinden siyrılırım.. Sonra konuşuruz... Belkisi, ayak seslerinin geldi ği mukabil cihete doğru itti Genç kız, karanlıklar içinde yapa yalnız "kalmıştı. Fakat ar tık şuuruna malikti, buhran geçmişti, Hızlı hızlı yürüyerek inin kapısma kadar geldi. Bir türlü içeri girecek kuvveti ken dinde bulamıyordu. Gene ruhu tezatlı hislerle çarpıyordu... Ku laklarında hâlâ tatlı bir ses: ER Seviyorum. Seni geriye ii d “ses kaldım. Surnumdan gel NN or. sman bekârlığın verdi Zi hürriyet ve cesaretle bir kah kaha attı; — Kılıbıklar, dedi. Acırım si kazançla biti ! dedi. Ben de evliyim işte, İster | sen sabaha kadar seninle otu- rayım. Hattâ bir hafta kalayım. Ötekiler sordular; — Hanım bir şey mi? — Ne münasebet, — Nerdeydin diye mi? — Yook! Biribirlerine bakıştılar.. içini çekti: — Bizim hanım iki saatte bir beni telefonla arayıp btlmazsa içi rahat etmez, Bizimki her akşam gümrük kolcusu gibi elbiseleri arar, Pa- ralarımı sayar. koklar. Ondan sonra da $iga; çeker. Öteki bu kılıbıklar güruhu nun içinde mağrur ve müstehzi elleri cebinde dolaşıyordu: söylemez sormaz metçilerin idaresine, bakkalın, puslalarını deftere ( geçirmeğe ve nihayet benim rahatımı te- min etmeğe karışır, Ne parama ne kazancıma, ne zevkime, ne eğlenceme müdahale etmez. Hepsi hayretle dinliyorlar- Biriz — Senin bir de metvesin ol- duğunu kâinat biliyor, Ona da ses çıkarmıyor mu? — Yook! — Ne kazandığını, ne sarfet tiğini sormuyor mu? — Nerede kaldığını tahkik Hepsi birden mırıldandılar: — İdenl kadın! i ... Misafirler lüks otomobilleri ne binip son sür'atle dönerler- ken ben de çıktım. Karısının her istediğini ya- pan, bir dediğini iki etmeyen ve her günahma da göz yuman er kelere (İdeal: koca) diyorlar- Demek kocasınm hiç ne karışmayan, günahına gi yuman ve kendini Pertevniyâl akaretleri gibi evinin ve çocuk- larmın işine vakfeden kadın da (İdeal ev kadını) imiş. Anladım ki bu iki cins biribi rini daha çok aldatacak! 25 K. 5, 932 Harbi; Burhan Cahit içinde idi. Odasına kavuşmak, rahat döşeğine gömülmek ihti- yacını duyuyordu. Fakat artık bu ev ve babası!. Babasından gördüğü büyük hakaret, şimdi bütün acısile kalbinde ayaklan miti. Artık bu eve (o bir daha girmiyecekti, babasile karşı kar şıya gelmiyecekti!.. Ne yapa- caktı..? Nereye gidecekti? Na- sl yaşayacaktı..? Kendine gü ıçkıracak gibi kalmıştı. Anlıyordu ki, ata bin mesine, erkeklerle beraber yüz me yarışlarına girişmesine, hat tâ rovelver kullanmasına rağ- men hâlâ bir erkek cesaretini iktisap edememişti yen bir erkek hiç vulduğu kapının &ciz bir ürkeklikle inleyemezdi. Belkis himayeye mühtaçtı.. U- zaktan gelen bir çığlık onu ken dine getirdi, Bu, Haydarpaşaya giden son trenin düdüğü idi. Di mağmda ani bi iki ışıldadı, Mendillerimi | En fazla muvaffakiy, Sinema yıldız ASRI Sİ ii, Asri Palyaço Hissi ve pek mülessir mevzuu, baş sergüzeştlerle dolu Lan bu azanmış artist sevimli anım en sehharı JOSEPHİNE DUNN WİLLİAM HAİNES NEMADA Filminde büyük muvaffakiyet kazanıyorlar döndürücü kabramanlıklarla dâtit film temaşakiranın üzerinde unutulmaz izler bırakıyor. MUTLAKA GİDİP GÖRÜNÜZ Bugün 16,30 matinesile suvatesinde Varyete numaraları «4 TEPE BAŞİ GARDENİ Bugün 17,30 mâtiı DOUGLAS ZENCİ BÜYÜK GALASI 2 nesile suvaresinde HEYETİNİN ve bütün GARDEN TRUPUNUN NUMARALARI danslar, Çilginlıklar, Eğlenceler, teganniler, sürprizler Yarin DOUGLAS ZENCİ HEYETİNİN Yeni Programı: MEMALİK HARRE de BİR ZEVKU f SEFA GECESİ 40 TABLOLUK... MUAZZAM REVÜ Zammiyat Yoktur sinemasına gidip (| ilâhi artist BİLLİE DOVE Boyalı Melek cazip ve mükemmel öperetinde görünüz. Bile Dove bu filmde konüşü yor, dans ve taganni ediyor. Mâveten: Janle Mares tarafından) (Deliler tabibi) Fransızça Sözlü Komedi İstanbul asliye üçüncü hukuk torı hakemesinden: Yüzbaşi İhsan Bey katısı Nihal Mihriban Hanım &iey- hine açığı o boşanma davasının 28-1-931 tarihi tahkikat ocelsesinde evrâk okunmak ve müddei vekili ta rafından sulh teşebbüsü vesikasile müddaaleyhanın sulh teşebbüsü hak kında vaki şiddetli | geçimsizliğe müteallik iktarı bilkitabesi ibraz e- dilmek suretile muamele ifa edil miş olduğundan talep üzerine | İş bu müzmelelerden bahis âle gıyap kararı tebiliğine ve tahıkikatın İ mart 992 saat ana bırakılmasına ka- rar verilmiş olduğundan ve müdaa- leyhanm ilân tarihinden itibaren gün zarfından itiraz cylemesi ve iti- taz eylemediği taktirde muhaleme ye kabul olunmayacağı ölânen teb- Hiğ olunur. Satılık Bahçe ve Ankaz Bu bahçe Suadiye istasyonuna bir kaç dakika mesafede, $ dönümdür, iki tarafından muntazam, gös€ ge- çer, yüksek divarla . muhat ve bir gok nefis meyva ağaçlarını havidir. Üç kuyusu vardır, birisi bostan ku yusudur, su hava tulumbası (Aero motör) ile büylk bir depoya çe kilir, Kumpanya suyu ve havi gaz tesisatı da vardır. Mevkii yüksek- tir, içimde yapılacak bir köşk deni- 2e ve her cihetten saatlerce mesa- felere nezaret eder, Bahçe ittisalin deki kâgir ebniye ve büyük Jimon- dük yıkılap ankaz halimde satıle- caktır. Bu ankaz 7,8 odalı bir köşk inşası İçin muktezi taş, tuğla, kire- mit, kereste ve cam ibi Jevazımı temin eder. Tuğla ve kiremitler Marsilya mamulâtındandır. Görmek isteyenler Erenköy istasyonunda perükâr İsmail Efendiye müracaat etmelidirler. Harun Mecdi Bey, aynanın karşısında pijamasının düğme lerini iliklerken dairesinin kapı sı çalındı. (. Bir iki saniye son- ra odasmın kapısı açıldı.. Zen: gin Mısırlı gözlerine inanamı yordu! ; biraz © perişan kıyafetile, güzel gözleri pek korkunç bir tehlikeden kaçanla ra mahsus bir harasla tekerlek lenmiş, kapının önünde dim dik ken birden bire vaziyetin fevka lâdeliğini kavramıştı. Onu elle | rinden şefkatle tuttu ve geniş bir kanapeye ihtimamla oturt- tu: Yumuşak bir sesle, kızı ür kütmekten korkarak soruyor- ri — Ne oldunuz?. Neniz var? Ne kadar sararmışsınız!.. Bel- kis bitkin bir halde idi, Titre. yen dudaklarile cevap veremi yordu, Gözlerini kapadı. Harun Mecdi kanapenin ö- nündeki tabüreye © oturmuştu. Belkisin balmumu gi. sarar- Sinema -Tiyatro Bugün aksam saat 21 *” İkinci Balkan (stanbul Belediyesi Konferansı eni. irTü i tahhaslarımın ŞehirTiyatrosu nl masıbetiyle meki eee Çi nü akşamı | 2 MUM SÖNDU “İN Müsahipzade Celal. Fiyatlarda tenzilât yoktur. Pazartesiden itibaren YALOVA TÜRKÜSÜ devam edilecektir. Altı yaşından aşağı olan çocule lar tiyatroya kabul edilemezler. Yazan : —am— Üsküdar Hâle Sinemasmd HAMAMDA KADIN GECELERİ İlâveten Genç Kahraman ei — Raşit Rıza Tiyatrosu Bu akşam 21,30 da Bir Donanma Gecesi Vodvil 3 p.— Nakleden Reşat Nuri Bey, Yakında: Demirhane Müdürü Nakleden : Vedat Ürfi Bey BİÇKİ ve DİKİŞ MEKTEBİ G ıncı sene 3 cü trimestr. Maarif vekâleti celilesinin müsaa haiz biçki ve dikiş mualli- mesi Klio Mavromati en son Fran- Siz ve basit bir üsüle tevfikan ted- ris etmektedir. Ameli bilenler bir mah zafında ve bilmeyenler üç mah zarfında hendese ile tayyör ve tualet imalini öğrenebilirler. Mek- tepge verilen diplomalar Maarif Ve kâletinden kabul ve tasdik olunur, Üçüncü tedrisat devresine 1 Şu- hatta başlanacaktır. Taliplerin Bey oğlunda Failıpaşa sokağında Bolu apartımanının ikinci katında $ ny- maralı daireye cuma ve pazardan manda her gün 9 dan 12 ye 15 e kadar müracaat etmeleri. başladı; — Heyecanlanmayınız.. Bu- rası sizin eviniz... Emniyette ol duğunuza itimat ederek rahat. lanınız yavrum.. , Belkis bir rüyadan uyanır n g lının parlak Gözlerine bu baktı. Harun Mecdi y: a kalk- tı, küçük dolaptan iğ konyak çıkararak Belkisin hâlâ MT dudaklarına yaklaştır. ln: — İçiniz —dedi— şimdi ken gelirsiniz. , Bir dakika sonra Belkis göz lerini tamamen açtı, yanakları hafifçe pembeleşmişti. Göz be- beklerinde kızıl bir kıvılcım pi rıldıyordu. Harun Mecdi gü- lümseyerek; — Oh! —dedi— kendinize geldiniz değil mi?.. Bilseniz.. nş kadar ne kadar memnunum! Ümit dilemin vak'alar ne şi-

Bu sayıdan diğer sayfalar: