3 Temmuz 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

3 Temmuz 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

güilliyet Asrm wmdesi “MİLLİYET” ti 3 TEMMUZ 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf nöresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için — Hariç için LK LK Sazlığı 4 — s— s 70 w— iz u— ” 28— Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku. ve matbaaya sit iyete müracaat lanlar mes'u- liyetini kabul etmez. BUGUNKU HAVA Yeşilköy rasat merkezinden ve- rilen malümala göre bugün bava esmer bulutlu ve sağnaklı ola rnk şimali istiknmetlerden rüz görle devam edecektir. 2732 tarihinde hava | tazyiki 760 milimetre en fazla sıcaklık 26 en az sıcaklık 16 santigrat kay İkisi arasında iazetelerde her gün oku. ruz, halkın ağzından Oo daima tiriz ve nihayet kendi kendi- iiize kaldığımız zaman da söy İeniriz * — Belediye bakmıyor ki? Neye bak mıyor?.. İhtil ra, sokaklara, nezafete, sıhhat | işlerine,spor ihtiyaçlarına ne bi | leyim eğer söylenene inanmak | lâzım gelse hiç bir şeye bak- iyor, Bir de öbür tarafı (o dinle- yiniz!.. İstanbul belediyesi bir kronometre makinesi, tıkır tı- kır işliyor.. Hiç, amma biç ku sur yok! Bütün © söylenenler palavra ve efsane! Bu iki lâfın bence de amin!.. Belediyeden (o beklenen bir çok şeyler var ki; vakın bele. diye bunları © yapmıyor, lâkin insaf!. Bu milyonlarca ( bütçe si binlerce müstahdemini olan teşkilât, daire, adeta o cemaat biç te mi iş görmüyor?! Bu kadar adam su mu dö. vüyorlar?.. Bence bu işin ha- kikati o iki rivayet ortalarında bir yerdedir. Amma neresin- dedir. Orasını şehir (o meclişi- miz tayin etsin! Gayretli zat Akşam Postasında okuduk: © TUmumi harp dev adımla. 'rile yaklaşıyor. İmza: oOGay- o yur) Arkadaşımızın zaten gay © yür bir adam olduğunu bili dik, lâkin gayreti bu ileriye götürdüğünü hatıra ge- © #irmezdik.. Lâkin bu söz üze- rine bir sual sormamıza mü- ikisine ğ Milliyet'in Edebi Romanı kadar | saade eder mi — Bu harp ne taraftan yak- İaşıyor, mieşriletan mu, mağrıp- tan mı?., Bu, şiizdir; yanlışlık olmasır' ova Karşıda Mavi ışıklı oda Odada, ayna.. Avnada! Ya Sarı kol, bacak.. Tül perde esnedi.. Ay düştü parçalandı. Gölge, teki. Gölge çift, Kevrandı gölgeler... Sabah ve akşamları Bu kadın beyaz, ba kadın ©5- mer, bu kadın kı Bu kadın bir, bu kadın dört. Sabah ve akşamları Camın arkası loş.. Mavi işıklı odanın... İçi dolu. İçi boş. (Edebiyat gazetesi) Beline vurdum.. Kazmaylan gibi Tuhaf bir izah Edebiyat Gazetesi arka: $ımızın bir izah serlâvhalr y zısından bir parç. | o “Edebiyat edebi bir mesleki, ne ilmi bir kanaati, ne de daimi (o muhar- rirleri vardır.,, Çok rahat şey doğrusu! Bir spor dersi Cuma günü, Fenerbahçe ta kımı kendinin ve Türk takımla rının bugüne kadar oynadığı o yunların — mübalâğa © olma- sm— en iyilerinden birini gös- terdi. Parisin Racing Club mindeki maruf klübünün fut- bol takımı Taksimde karşısı. na çıkan ufak tefek, kısacık boylu fakat ateş gibi çocukla. rm önünde —bütün tevillere İ rağmen— afalladı. Bu afalla- İ yış Fransızların oyundaki zaaf larından değil, Türkler ve Türklerin oyunları hakkındaki cehillerinden ileri geliyordu. Reisleri olan zat ta itiraf yor. —Etmese de gi en kö- ye klavuz istemez— onlar biz. den bu kadar ince, zarif ve in- sicamlı oyun beklemiyorlardı. Ben alınan 3—3 neticeyi bi zim futbol için şerefli bir neti- ce telâkki ederim. Unutmama- ıyız ki; oynayan takım Fran- sanım ileri gelen takımlarından dı. Temenni ederiz ki; bundan onraki maçlarımızda da Fran. | sızlara karşı böyle iyi neticeler alalım. Maça ait şu umumi mütalea dan sonra bir nokta üzerinde bi raz durmak istiyorum. Bütün politika cereyanları. İ na rağmen bizde Fransızlar, İ Fransız sporu, Fransız edebiya san'atı daima hüsnü | - Bunu iki şeye ratma, ikincisi karakterlerimi. ine benzeyişine;. İşte cuma günü oynayan Fransız takımı bu tısirlerle halk tarafından çok alkışlandı. 22 Olüler yaşıyorlar mı? Yazan: HÜSEYİN RAHMİ — Bu ne? Orhan | Bira. © Dayı Bey inde lâmba ile| hemen sofaya i. Sağa | © sola koştu kimse e İçeri döndü. Orhan — Dayı bey ne gör- dünüz? Talât Bey — Hiç bir şey.. Orhan — İşte bir vakitten © beri bu darbeler böyle teker. | p rür edip duruyor.. Vi Bey — Ben birisin. gö şüpheleniyorum... Orhan — Kimden? Talât Bey — Dilâverden.. Oğlan. sakacıdır. Duvarınızı klayıp ta kaçma: “Turhan — Yapmaz — Bizde bilmiyo. sanı. E Orkan >— Darbeler iner in. ci mez biz de hemen sofaya koş | Sizin gibi | bir şey göreme. di Eğer darbelerin Dilâver olaydı bu kadar sür'at İle kaçamazdı.. | Talât Bey — Dilâver ze kidir. Bu işi şeytanca bir ter- tiple yapabilir. Bende © böyle bir şüphe hasıl oldu, Durumuz ufak bir tahkik yapacağım. Bu şüphem ya bütün bütün kuv- vetlenir. Ya zail olur.. Talât Bey bir hizmetçi çağı ra, — Kızım haydi bana Dilâ: veri gönder.. . Giden hizmetçi iki dakika sonra avdetle; muş. Talât Bey — Annesine söy uyandırıp göndersin... Hizmetçi bu esiri tebliğ için yine çekildi. Talât Bey — Gördünüz mü miyor.. Dil âiver böy! er- İse İ yerine il, ba kadın sarı” gazetesinin ne a Tren küçük “istasyonda an” cak bir kaç saniye durdu. Paver içinde iki yolcu bulunan bir kom- partımana girdi. Karşımnda genç | bir kadın oturuyordu ve kitap o- kuyordu. Elindeki eşyayı yerleştirirken, trenin sallantısından istemese de ayakları, bir kaç defa kadının a- İ yaklarına temas etti. Mahcubane itizarda bulundu. Fakat bu te- mas duygularına da can vermiş” ti. Bavulundan yol için alınmış İ kitap ve gazeteler çıkardı ve bir | kitap alarak genç kızın karşı Kompartımanın öbür ar bir adam vardı Kendi halinde, vazonun pencere- sinden bir film gibi geçen manza ralara karşı alâkasız, uyuklayıp deruyordu. Paver düşündü: Yek culuk iyi başlayor. Dur bakalım! Vapur ve tren seyahatlerinde daima bir macera o havası eser. Çok insanlar vardır ki, böyle bir seyahat, hayatlarında mühim bir dönüm noktası olmuştur. Yolru, iki yolcu ile derhal ahbap olur ve bunun için de en | küçük bir fırsat kifayet eder. Bu yolcular dan birisi genç bir kadın, diğeri ir delikanlı olursan, tren ve va- İ pur seyabatlerindeki umumi ka erkeğe de, i ve bel tenrüblerini | anahtarını ki da bir çok acı 5 leri saadetin ellerine vermesin? Genç kadm biraz yoruldu ve | | elindeki kitabı kapatir. Delikanlı eğildi: üsnde ederseniz, gazele vere: — Çok teşekkür ederim. Kadının, kelimelere başka ha- lâvet veren tatlı bir sesi vardı. Fakat bu mukaddeme, basit bir #ey olmuştu. Delikanlı her hangi bir mevzu üzerinde bir mükâle- mey başlayarak, yol komşusu ile ahbaplığı ilerletmeği düşünüyor- du. Bir aralık görü kompartıma- nın öbür ucuna kaydı | kendilerine bakıyor. Bu sestiz mevcudiyet delikan İmin hamlesini kırdı. Her ilki genç kitap ve gazetelerine daldılar. İ tu ay evvel Türkiyeden çıkmış, usulsüz, federasyondan müsaa desiz ve nizamsız çıkmış bir | Türk oyuncusunu, Türkiyede bir Türk takımına karşı oynat makla Fransızlardan beklenen nezaketi, hassasiyeti, — inceliği gösteremedi. afta Fran sız takımı mi İ yaparken ayni gün Fener cularından birisi kendi lehleri. ne verilen bir penaltıyı hake- min ondan evvel Fransızlar a- nâbemahâl bir kararını telfi için atmadı.Bazıla rı bu çocuğu Frarsızlara karşı bir galebe fırsatı kaçırmış ol. makla ittiham ettiler. Bu itti- ham haksız idi. Biz bir , civan. öert milletiz. Bunu arasıra bi. | zi uzun müddet gözlerinden ka İ girmiş olan (o dostlarımıza bir gol kaybetme bahasına da ol- sa göstermeyiliz.. Bu, Vehabı bize karşı oynatan nazik mi firleri in çok iyi takdir ede- cekleri lüzumlu bir (geste) idi. | Golü her zaman yapa: böyle firsatlar az Ancak bu takım; bundan beş al / 3 İ kenden uyur mu hiç. . Nihayet Dilâver gözlerini oğuşturarak uyku sersemliğile karışık garip bir tebessüm ha- lile geldi. — Gelmemi niz. Annem döşeğimde tartakladı. Gözlerimi açtım. Ne oluyoruz dedim? o Annem çağırıyorlar dedi. Kim çağırı- yor? Beni böyle uykudan" kal dıracak o ehemmiyette bir şey mi var?. Aklıma derhal öte- kiler geldi.. Malüm ya ben ka iğım., Şeyh Battal Hazret- | leri gene lütfen hanemizi teş. İ rif etmiş olmasınlar. Talât Bey — Dilâver oğ- lum mesele mühi Dilâver — Ne var e efendi İ Anneme tayyare piyangosu mu lu? Talât Bey — Bu evde vu- rân bir şey var amma piyango İ değil.. Dilâver — Ruhlar © değil mi? Bu ruhlarla dost olmak- tan başka çare yok... Bu cilt- leri kütüphaneden alıp ben de okuyorum. Haniya bir gaze- te bir başlık kullanıyor / ister! inan ister inanma.. Çünkü lâf| larda kari'i inandıracak | kuvvet almıyor. Ve (77 a emretmişsi. beni Can sıkan adam İ decekti. Belki de kenç kadını is İ partımanın öbür ucunda | olmadığından ki — Fransızcadan — Fakat bakışlardı ve arzularda da sessiz, lâkin be. lâgati kuvve! şey var ki, ruhtan ruha münasebeti hemen te sis ediyordu. Konuşmak a olan bakış ve akıştır. Hantâ söz, bu samimiyetli ğin yanında mürai kalır. Fakat asıl mürai de olsa, tam manasi- le tecelli edebilmek için, söz gibi düşüncede değildir. Asıl bir isim ye adres tesbit | etmek ister, Tren yakıcı güneş altında son İuzile gidiyordu. o Vagonun dar koridoru, dışsrısını seyreden yol- cularla dolu idi. O tarafta Yalnız ve baz başa kalmak ümidi yoktu. Genç kadın gazeteyi delikan- lıya iade etti. Artık ilk istasyon dan evvel, ne ya mak çaresini bulmak lâzımde. üm! Belki de genç kadın ilk istasyonda inecek! | Yalnız olsalardı, delikanlı de- reden tepeden bir muhavere yo! Du e bulurdu. Fakat köşe- — Bir kaç dakikm sonra orada yız matmazel! Demek ki genç kadın ilk istas | yonda inecek. Paver de beraber | a dr. Çünkü tren hemen hareket e- tasyonda beklemeğe gelenler ola caktı. Onun için bulunduğu yer- de hemen bir şey | yapmak icap ediyordu. Fakat bir kadına da ismi, adresi ve bir daha ne zaman konuşmak nasip olacağı düpedüz sorulur mu ya? Hem de sizi din- leyen üçüncü bir it bir vaziyet aldığını mekle beraber, yine cesaret ede- Usul gülünç olacağı için en | it vaziyette bir kadının bile böyle bir sual karşısında kızaca- ğı muhakkaktı. Acaba yanma me otursun? Yahut bir kâğıda şeyler karalayıp'ta eline mi ver- ; İhtiyar da sanki bu manavra ya mani olmak için, öyle dik ba: | kıyordu Nihayet trenim'sıkılan frenleri yona yaklaşıldığını ihsas et- ti ve Paver de o kısa zaman için- de hiznen mucizevi bir şey yap- mağı düşünüyordu. i Hayat böyledir. Bakarsınız ki, her şey imuvaffakıyetiniz için im- kânlar hazırlamıştır. Fakat rüz- bınızda okumak istediği ahifeyi nasıl birden bire çe- virirse, bu imkânlar da tıpkı öy- le ve anında kaybolurlar. Genç kadın ayağa kalkıp b nı hazırlarken Paver va; yetin icaplarından mea'at, kendi: sine yardım etmeğe kalktı. Tren durup ta bavullarla aşağıya inin ce, kadının elini sıkarken, ismini ve adr. ğrenmek mümkün 0- lacağını düşündü, Fakat tiren durduğu zaman, delikanlının yardunma hacet kal madı. Bekleyenlerden biri dı dan geldi ve kadınla hararetli ha | raretli konuşarak, bavullarını al dı ve kompartıman boşandı. Pa- yer'e bu yolculuktan kadının in- kisara uğramış tebessümünden baska bir hatıra kalmadı. Tren tekrar yola çıkınca, kom | duran r bir sual sordu — Affedersiniz efendim, bun- | dan sonraki syon Vitre istas- | eyi hiddet. | lendirmemek İçin inanmamak kapısını açık oo bırakıyorlar. Bu, ben atar tutarım oo amma| sen gene İaima temkinli ol. akıl almaz şeylere akıl. sızlar inanırlar demektir,. Da- | yı beyefendi öyle şeyler oku- | dum ki inanayım mar? İnanma- yım mı? Bir türlü kestiremiyo rum. Talât Bey — Neler dun? oku- ver — Ruhların davet olunduğu bir mecliste hayatın. da zulüm görmüş bir © ruhla İzalim — birleşmişler.. Mazlum | rah zalime tekme tokat içirme | ye başlamış. Ne oluyoruz di- ye masa başmidakiler hep a ğa kalkmışlar. Şimdi münte- kim rolüne geçen sabık maz. lum ruh: — Durunuz efendiler vak'a | yı size anlatayım.. Filân taril te ben berhayat iken bu gad-| dar herif bana şu, $u, şu zulüm lerde bulundu.. Diye hıncının o hikâyesini ber tafsil anlattıktan sonra ge- ne bütün şiddetile dayak mu- habbetinde devam etmiş, oda- b gre İ lerce kanarya gördüm. Bursada kanaryacılar ; bircemiyet yaptılar (Birdeve Yüzlerce siparişler alıyorlar. Holanda cinsi kanaryalar 130. 40 inle kadar satılıyor » Bursada Kanaryacılar cemiyeli ( » işarellisi cemiyet reisi diş tabibi Anber Bey) BURSA, 30 (Milliyet) — Bi kaç seneden beri kanarya bı Bursada adeta bir ip- geldikçe bütün bir gününü bu kuş ların karşısında kahve içip keyif çakiştırmakla geçirenler olduğu gil , bundan maddi istifade te min edenler de vardır. Si manda Bursayı ziyaret öden ve | bu vesile ile her nangi bir mağa- kanaryanın lâtif ve abe sesi le karşılanır. Ben hidayete her şey gibi bu nun da geçici bir merak olduğu. | Du zannediyordum. Fakat, bu hu | susta alâkadarlardan bazılarile temasta bu ozannımda iğimi anladım. — Çünkü, cıhik bura halkından ba zıları için oldukça mühim bir ser vet membar teşkil ediyor, bu yüz | den 3040 lira maaşa bağlı 6- lan memurlara da tesadüf edil mektedir. ddit salmaları olan ve burada şöhreti her ağızda dola- şan bu kuşçulardan birini ziyaret | arzusunda bulundum... Beni mem | Buniyetle etrafı muntazam tellerle örülmüş kafesler derununda açık sarı, ku fastıkti, gift | ir edilen yüz | Bunlar. | dan bir kerime yerli fazlası da Hol | ianda cinsi kanaryalardı.. Merak | hı kanaryacı izahat veriyor! | — Şu nefti tepeli o kanaryayı | | biş harp insanlardan hayır bırak Değil ki kuşlardan birak; | madı, m, maamafih: Allaha yine bin ür. Akmazsa damlar kabilim- den yine kazanıyor, bu | suretle maişetimi temin ediyorum. Kanarya bakan burad: bir de cemiyet teşkil ettikle, riyasetine de diş doktorlarından Amber beyi derini öğren dim. Bu cemiyet yakında faaliye te geçmek e bulunuyormu; Daha şimdiden İstanbuldaki me- | raldılar tarafından külliyetli sipa rişler yapılmıştır. En ziyade rağ. bete mazhar. olan kanaryalar Besli ıslah e Diğerleri Su an a arasında sat Doviz cak —5 -6 muş. — Verem mücadelesi cemiyetinde Verem mücadelesi cemiye- İ ti heye merkeziyesi bugün sa at 15 te Hilâliahmer cemiyeti binasında toplanacaktır. Ziyafeti musikiye Güzel ve muhrik sesi ile dinleyen leri gaşyetmekte olan Deniz Kızı EFTALYA Hanım ile mejhur kema ni SADİ Bey her, akşam şehrimizin Memlekette Katil Sahibini parçali rak öldürdü.. Burada bi | Alöiyeden bildiriliyor: | deve müthiş bir facia İbiş oğlu Mustafa isminde gari | köylünün bir devesi vardır. Must bu deveyi çok sevmektedir. Dişi Ü lari bu devenin yavrulamak 1 doğuran Nihayet Mustafa, yanına birkaç kadaş olarak deveye | doğum ü azmış ve Mustafanın ü miştar. Mustafa kendisini mamış. devenin altına | düşmi Bu iri hayvan zavallı köyülüs! İ sanı ve kollarımı dişlemiştir. A cağız biraz sonra paramparça halde ölün gitmiştir. İncirden Dizıdıro$ olur mu, olmaz mit pa: zamalardr iki | burada hayretle karşılanmıştır.” | mir cilt doktorlarından o Asaf Bürhan Remzi Beyler bu keşfe t8 cüp etmektedirler. Diyorlar ki: — Dızıdıros hastalığı Avruj hatta yaşi görmemiş — mınlakalarda Bunun için dezıdıros ind doğun ıslayan da iltihap v | İ incir bulunmayan İ bile vardr den doğamaz. İncirden hastalıkları yalnız | melenin tırnaklar | cak başlar. İncir. yiyenler için BÜ İ hastalığın hiç bir teblikesi yok Ameledeki hastalığın adına da okzaması denilebilir. Bunu için İ | yiyen halkımız endişeye İncir mürteklikleri de beli hakkındaki neşriyatın derhal tai ni istemektedirler. » İBursa'da çok acemi | şoför mü vara | BURSA, 1. — Geçenlerde beled ye tarafından İstanbuldan bir mütehassısla bir fen heyeti imtihan ettiği Bursa şoförleri, imtihan neticesinde yarı yarıya İf lerinden oldular. İmtihanda bk fak olanlar yüz altmış bir 149 şoför de ehliyet şe tir. Bu şoförlere | tebliğat Bunlar otomobil inletemiyecekler Temmuzun biri aylık imtihanların ikincisi başlayf «İlk imtihanda | kazanamı! şoförler bu imtihana da girebil lerdir. Onun için — ehliyetname mayanlar bu imtihana 2? Ne kadar da | kibar ve nezih sile mecmaı olan Har | lar. Bu fırsatı da kaçanlar işin bu Hollanda cinsi bir kanaryadır. Bizim dik- kat ve gayretimizle ıslah edilmiş | tir. Şu açık sarı da yerli malıdır. Çok tatlı bir ses Grdüği ir ve anlar.. Bununla beraber, | bir parça da merekl: olmak. lâ; zımdır, Ben bu İ harpten evvel yapıyor, iyi de ra kazanıyordum. Fakat o müt- yonu mu? Paver kindar bir sesle: — Evet, dedi Oraya geldi aşağı inmek der misiniz? - Hay hay! nasıl bir yardım yorsunuz? Gözlerim görmez de onun için efendim. imiz. zaman, bana yardım 6- jerler devrilmiş, lar kırılmış, lâmbalar sönmüş kabahatları o olanlar ve olma- İ yanlar gayri mer'i eller tar, İfindan bir alâca pataklanmış- flar... Orhan — Romada münte. şir 1921 tarihli spiri muaşında Bozzano (o imzasile nakledilen Oporto vak'ası mı? Dilâver — Hayır. O da baş ka... Talât Bey — Siz bu ispri- tism hâdiselerinin hafızı olmuş $unuz. Hepsini sahifesi sahi- fesine, babı babina biliyorsu- nuz. Ben size (yetişebilmek için daha çok zaman çıraklık edeceğim galiba?. Orhan — Hayır ispritisma da her şeyden evvel istidat — lâzımdır. Eğer ruhi flüideniz fazla ise çabuk ilerlersiniz.. Talât Bey — Ne o beni pritisma mektebine mi başla. tıyorsunuz? Ben bu meseleyi abjectivement tetkik etmek is terim subjectiyement değil Orhan — Ruhlar meramla- rını anlatmak için bazan insa- dayı bey aynalar cam- | y biyede BELVU bahçesinde ziyafeti musikiyelerine devam etmektedir. Harik Sirgortalarınızı Hayat Kaza Galatada Ünyon hanında kâin ne üç ay sonra tekrar kazanmak il timali son defa olarak hasıl ve Otomobil ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı ı müamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptır. maymız. Telefon: Beyoğlu 4886. .? Talât Bey — Yavaş yavaş beni sağlığımda ervaha karış- Rüyayi bir ref- exe tesirile dimağ görür. Orhan — Her hangi (image) in dimi de ruhlar bir mı? Bu sözümün o sonra çok misallerini göreceksiniz. Talât Bey — Uzun mesele yavrum dur şimdi öteki keyfi- yeti anlayalım. (Dilâvere hi- tapla) çocuğum deminden sen bize bir oyun edip kaçtın. Dilâver birden bire afalla. yarak: — Nasıl oyun beyefendi? — Yavaş yavaş buraya gel din. Dışarıdan şu © duvara üç defa tık tık vurduktan sonra kaçtın. — Kapı eşiğine (oturma. dım amma bu iftiraya nasıl uğ radığımı anlayamadım. — Ben hemen dışarı koş- tum.. Seni sol tarafa © doğru kaçarken gördüm.. Talât Bey böyle bir şey gör memişti, Eğer hakikaten dar. belerin faili Dilâyer ii ii yan maya getirip gz i itiraf ei iç bi le söyliyor- diz du. 3 Dilâver biraz kızarıp bozars raki — Huzurunuzda yalan irti kâp edemiyeceğim gibi durup bir | dururken benim gibi bir âci?€ bu şekilde bir iftiraya hâşâ t€ nezzül etmeyeceğinizi de bili” rim, Beyefendi büyük bir korku mk — Nasıl korku? — Demek ki şu duvara ba- | riçten darbeler | indirildi. He men koşup baktınız bana ben” zer bir şeklin kaçmakta oldü- ğunu gördünüz. — Evet... vag — Ne suretle isterseniz sir ze temin edeyim efendim dar” beleri vuran bendeniz değilim Zatıâlinizi de yalancılıkla i ham etmek haddim değildir Bana benzer bir hayalet gör” müş olacağınızı muhakkak #d dediyorum... O halde vaziyeti min vahametinden yüreğimi bü yi bir İş sarıyor., Dilâver etrafında bir şeyler | seçmeye uğraşır bakınmalar”

Bu sayıdan diğer sayfalar: