28 Ağustos 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

28 Ağustos 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için © Hariç için LK LK 3 aylığı 4— s— 6 7s0 4— 1: 7 Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen nüshalar 10 ku- tuştur. Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânlarn me- #'uliyetini kabul etmez BUGÜNKÜ HAVA Yeşil köy Askeri rasat merke izinden verilen malümala göre, bugün bava yine aynile açık ve şimal istikametlerden rüzgârlı o larak davam edecektir. 27.8. 932 tarihinde hava taz yiki 764 milimetre, en çok sıcak- İlik 27, em az 17 santigrat kayde dilmiştir. FELEKTEN Seyahat mektupları. Vichy'de Can kurtardım Vichy, 21 ağustos 932 Fransızların ecnebilere kar- $ı mutaassıp olduklarını söyler lerdi.. Ben bir kaç defa Paris- te bulunduğum sırada bu iddia- yı haklı gösterecek büyük de- İillere rast gelmemiştim. Lâ- kin Vichy gibi vilâyet kasaba- larına gidince gördüm ki; bü- tün liberallik iddialarına rağ- men frenkçe chauvin (şoven) denilen ilde mutaassıptır- İar.. İyi mi, fena mı orasını ge- çiyorum, yalnız yabancıya hoş nazarla bakmazlar. Halbuki bakmayanlar, otelciler, lokan- tacılar, satıcılar değildir. Ha- yır! onlar bilâkis bu hislerin leyhindedirler amma halk böy- ledir ve Avrupada bir harp da. ha çıkarsa bütün sulhperver ii dialara rağmen bu harpte Fran sanın methali olacağı şüphesiz dir, ... (Burbon) prenslerinden ol- duğunu iddia eden altmışlık bir adamı metresi olduğunu söyle- yen kırklık bir İspanyol kadı- nı ensesinden ustura ile kesti... Bu prens sakin yaşar, kimseye zararı az O yoksulluk içinde bir adam idi, Koku, pud- ra ve krem gibi güzellik harç larını ev ev gezdirip satmakla geçinen İspanyol karısı adamca ğizı öldürdüğü zaman, zannet- tik ki; matbuat bu kadın aley- ateş püskürecek... Şaşıla cak şey! Herkes katil karıyı bı- raktı... Kesilen adam, hakika- ten prens mi idi, değil miydi? Büz tetkik Kl ortaya bir de “sakin casus olmasın!” fik- ri atıldı.. Biçare'adamiın öldük- ten sonra kendini müdafaa &- decek kimsesi olmadığı için ga- zeteler harıl harıl aleyhine ya- Zıp duruyorlar... Katil kadm da tevkifhanede yatıyor. Eğer gazetelerdeki bu neşriyat biraz İ daha şiddetlenirse karının ya beraet, yahut hafif bir ceza ile işin içinden sıyrılması muhak- | kaktır. Adamcağızın canı be- davaya gitti desenizel.. Fransız matbuatının bu hu- sustaki vaziyetini nam»vdâne bulurum.. Yoksa bu da mı ka- dına karşı nezaket icabıdır?. ... Bizim dünya güzeli Keri- man Halis Hanım hakkında bir kaç makele okudum, Fran- sızlar kıskançlık. hisleri ka- lemlerinden Or... Bütün bu yazıların - hulâ- sası şudur: Genç kızımız ne şık. ne şaklaban, ne de işvebaz imiş... Fakat jüri heyetibir genç kız tipi aramış, utangaç, sıkılgan ve her manasile ba- kir... O zaman Keriman Hanr- mu seçmiş... Bundan sekiz sene evvel bir | Belçikalıya Türk © olduğumu söylediğim zaman: — Kabil değil! Siz beyazsı- nız. Türkler siyah olmazlar mı? demişti. Sekiz sene sonra Allah ayni memlekette yapılan bir güzel- lik müsabakasında bir Türk kı- İzmi dünya güzeli olarak hedi- ye etti, bilmem Türkleri siyah Zanneden o herif bu dersten is- | tifade etmiş midir?... ».. Gelelim nasıl can kurtardı- ğıma: Efendim, bizim otelde elli kişi kadar varız.. Bir kısmımız yemek salonunda, benimle bera ber 15 kişi kadar da bahçenin önündeki (teras) da yiyoruz. Kulacıkları — çınlasın, bizim (Amyen) li kasabın kızı Ma- dam Montabout gittikten son- ra onun masasını bir ihtiyar ka rı kocaya vermiştiler... Herif İ yetmişlik, kadın da altmışlık. Eski tertip şeyler... Ve şüphe etmiyorum ki; hayatlarında bi- rinci defa olarak otelde yemek yiyorlar. Hallerinden, tavurla- rından o anlaşıliyor. Yetmiş se s incelmek isteyince tabii göze garpıyor. Dün akşam yemeğinde ma- rul haşlaması yormitilr . Ma rul amma bi İdiğimiz gö- bekli şal Karali lan de- gil. Cılız, nihayet yedi sekiz yapraklı bir nevi düz yapraklı salatayı olduğu gibi haşlamış- lar, üstüne biraz salça dökmüş- ler, çenemize dayadılar ... Ben üstüne limon sıkmadan yiye- medim.. Tam herkes yemeğini yemekle meşgul iken anlattı- ım çiftin erkeği başladı ötme- ye!.. İçini çekerek ötüyor.. Göz leri fırl yerinden kalktı Tıpkı Şarlonun son filminde dük yutup ta nefes aldıkça ö mesi gibi... Boğulurken çıkarı- lan bu ses hepimizi telâşa dü- e Karısı da başladı ba- Piiiieni (Bu herifin küçük MİLLİYET PAZAR 28 AĞUSTOS - 10 uncu 28 Ağustos Dün akşam verildiğini, dünkü yazıda işaret ettiğimiz, karar ve emirlere göre, ordular harekete devam ettiler: A Mürettep süvari fırkası (Eskişehi — (Afyon) demir. yolu üzerindeki (Döğer) istasyo- nunu tuttu ve (Altıntaş) a doğru lü. B — 61 inci fırka, önündeki düşmanı yenip kovalayarak (İh- saniye) istasyonuna vardı.. C — Vİ amcı Kolordunun 16 ve 17 inci fırkaları, düşmanı önlerine katarak o (Kazlıgöl) ve ce- mubuna eriştiler Böylece, düşmanın © JEakişe- hir) gurupu ile, (Afyon) gurupu arasındaki demiryolu bağı, tama- men koparılmış oldu.. Cenupta, düşmana asıl yum- ruğu vuran birinci orduya gelin- ce: a — Il. inci Kolordu, (Afyon) — zmir) lu boyunda ve (Afyon) un — 15 kilometre şi- tikçe ötüyor.. Ay deli olacağım. Öteki beriki: — Bir doktor bulsak!, diye çırpmıyorlar., Bir kısım kadın- lar da gözlerine ellerini kapı- yor: — Gidiyor, gidiyor! Diyorlar.. Hakikaten herif gidecek., Bütün bu telâş esna- sında gözüm adamım önündeki marula ilişti ve tahmin ettim ki; bir yaprağı boylu boyuna yutmak istediği için boğazında kalmış... Yerimden fırladım ve sağ elimin üç parmağını Phi- lipp Efendinin boğazıma sal- dım... Ve derhal çektim... Bu hareket hemen aksülâmel ha- sıl etti ve adamcağız kusmaya başladı amma papuç kadar ma- rul da çıktı... Herif nihayet ne- fes alabildi Ben hemen eli- mi yıkamaya gittim. Geldi. ğim zaman biçare ithiyarm göz leri dolu dolu olmuş... Bana teşekkür (o ediyordu. Yemek masamın yanında tek başına yemek yiyen ve mutta- itap okuyan ellilik bir ma- siz olmasaydınız. Adamcağız bitmişti. Diyor... Ve arkamızda ye- mek yiyen, iri, şişman ve bat- lamyos bir herif te: — Oo! bir gün evvel, bir adı Filip imiş) Philipp... Su | sonra,. Bir şey demek değil! içi. Milliyet'in Edebi Romanı : 76 Ölüler yaşıyorlar mı? Yazan: HÜSEYİN RAHMİ — Cahil çocuklar dılarla beni yormaya mı geldi- niz? Maneviyetimden istirha- ma gelen hacet erbabına ben nz uydurmam.. Yıl dızlara bakarım. remil atarım. Ervah ile buluşurum. İn cin ile konuşurum. Muktezayı mane- viyet bana ne işaret olunursa onu söylerim. Büyük bir cür'etle okunan bu büyücü mavalının karşısın- da Dilâverin nefretten yüzü kı- zardı. Dudakları titremeye baş — Jadı. Onu tamir olunmaz bü- zik bir ge ape men için 0 buluştuğunuz ervah, konuştuğu nuz cinler bu izdivaç hakkında size ne söylediler?. Şeyh cezbelenerek: — Onlar benim mahremle. rimdirler. Siz değilsiniz ve söy lediklerini tamamen ifşüya me- zun değilim.. — Bu remilleri eğlence için atmadınız ya? Bu yıldızlara beyhude yere bakmadınız ya? Eubette kehanetinizin neticesi- ni valdelerimize söyleyecekti- niz. Ve yahut ki söyledinz. Biz de kendi hakkımız aki. tefe'- ülün ne olduğunu bi xek iste- yoruz. Valdelerimiz : ifşa edi- İen niçin bize söyle: :mesin?. — Vaziyetler başkadır. Biz hayr ile şerri müvazeneden son ra ebven ciheti kale alırız.. © — Bu da ne demek? diye soğuk soğuk lâtife ediyor- z FELEK siniz. Gafilsiniz. Benimle mu- hatabaya oturacak kimseler de- ğilsiniz. Bu benimkisi bir nevi tababeti maneviyedir. Bir ta- bip hastasma: “Sen ciğeri çürü müş bir veremsin hayatından ümit yoktur.” diyebilir mi? me şeyhi dikkatle süze- — Demek bizim halimiz bu Şeyh gözlerini büyülterek: — Evet. Evet. Biribiriniz- le evlendiğiniz takdirde sema- vatın penç şule nücumu üzerini ze nahis yağdıracaklar... Orhan — Bu nahsi sartte çe- viremez misiniz?.. Şeyh — Mümkün değil... Orhan — Çok masraflı ola- caksa dan kaçınmayacağı- mızı da biliniz, Şeyh lâhavle ile başını sağa sola çevirerek: — Salla pata sözlerle benim ruhani kudret ve haysiyetimi / zedeliyorsunuz. Ben para âşık- lısı değilim.. Benim ruhum, vic danım daima hakka o mütevec- cihtir. Pederi âlişanım pederiva lügöherinizle dosttu, Bu kadim yuk Zaferi yildönümü münasebetile - mali garbındaki (Araplı çiftliği) ne doğru em, o düşmanım garba doğru çekilmekte olan 12 İnci fırleasına çattı; ve şimale at- tu. b — /V. öncü Kolordu, birer fırka ile (Resulbaba) tepelerinin garp yamaçlarındaki (Reşadiye) ve (Ayvalı — Kumarlı çiftliği) istikametinde yürüdü; garba doğ- ru çekilmekte olan düşman kol- larma çattı; onları | (Başkimse) — (Akçaşehir) hattının şimaline attı. — Lünci Kolorda, (Bal Mah- mut) civarında, o garba doğru şekilmek istiyen iki düşman fır- kasmı önledi, vurdu ve şimale attı. Sonra, düşmanın (Dumlupr- İ nar) a bizden evvel © varmasını, önlemek üzere, aldığı emre göre, | garba yürüyüşüne devam etti. (Akçaşehir) den garba kaç makta olan bir düşman yürüyüş koluna (yetişti; önledi; onu da şimale attı, inci süvari kolordusu; icabı olarak (düş ım gerilerine saldırmakta İ- hir) ve (Başkimse) civarında demiryolunun şimaline ER aldığı va: vari fırkası, (Ekret) köyüne baskın o yaptı; o sırada bu köyde İl. inci Yunan Kolordu- sunun ve 9 uncu fırkasının karar gâhları ve Kolordu kıt'aları var- dı.. Bu karargâhları iyice zedele di ve o sırada şimale | kaçmak istiyen bir Yunan otomobil kolu- Bu esir eti, 1 inci şüvari fırkası da, Ayva lr şimalinden, IV. üncü kolordu. muzun önünden garba çekilmek istiyen düşmanı önleyerek dur- manı kovalayan, ve kaçırmadan yakalayıp kuşatarak mahvetmek istiyen, piyade fı bu maksatlarını pek iyi kolaylaştır. muş, ve hazırlamış O bulunuyor- du... Bu Kolordunun üç fırkasmın böyle başka başka yerlerden, bir den bire düşmanın önüne çıkı- vermeleri, zaten bozgun olan düş manı büsbütün sarsıyor, bitiri- yordu.. . Düşmanın bugünkü hareketle- ri. gösteriyordu. ki (Resulbaba) tepeleri — (Akçaşehir) — (Ba- kırcık) — (Naziler) — (Toklu sivrisi) hattında tutunarak, gar- ba kaçabilmeyi kolaylaştırmak istiyordu. Kolordularımız o ve fırkaları- mız ise, aldıkları emri tam yapa- rak, düşmanı hem ardından, hem yanlarından takip yaparak, düşmanı önlemeleri ve şimale atmaları, (düşmanım asıl ordusunu kaçabilmekten alıkoy. himayeme aldım. Haddinizi teca vüzle işime karışmayınız. Söy- lenmeyeceği söyletmeye uğraş- mayımız.., Dilâver yine sabır edemedi. Cesur bir tavur alarak; — Şeyh efendi hazretleri af- feedrsiniz, Biz genciz, cahiliz, gafiliz, Gece karanlığında gök- teki hesapsız. ta yer yüzündeki insanlarm mu kadderaı hakkında o kehanette bulunmanın garabetini bir tür- lü anlayamayız... Çünkü zatı âlinizde biraz heyet ve kozmoğ- rafya okuduktan eliz Dücum ilmile ul olaydınız. Bir yıl. nediri Ona nisbetle hiçliğe la eden insanın ehemmiyet sizliğini bilerek böyle üst perde lerden atıp tutamaz Battal zade garip bir tebes- sümle süzülerek: — Yine mi bana ders veriyor sunuz? Sabır ve tahammül de fezaili ilâhiyedendir. Bu yaramazlığınıza karşı su- sacağım.., Dilâver — Hayır susmaya: .. caksınız. Bize görünen yıldızların dillerinden anlayor- MAP, ba ki hakkında ne par — ki altın taş mıntakasından 1932 İ muş bulunuyordu. (*J Askeri bahisler | | Türkün Bü Yalnız, wtaarruzun ilk günü I inci Kolordunun, önüne kattığı i Yunan fırkasının döküntü- leri ile, 7 inci Yunan fırkasmın 26 ağustos saat 17 de (Bal Mahmut) lmiş ve birinci fırka cephe- muhtelif © yerlerine dağıtılmış tı. — Döküntüleri, her nasılan, süvari Kolordumuz ile birinci Kol ordumuz arasmda (bulabildiği bir boşluktan geceleyin kaçmek suretile kurtulabilmişlerdi.. şimale atılmış, göte çekilmelerine imkân bıra- kılmamıştı. İşte bu suretle 27/28 ağüstor gecesi verilmiş olan © (kuşatma) kararı ve tertibi, meyvasını ver- mişti.. Kuşatma çemberinin iki ucu gittikçe biribirine yaklaşıyordu. ŞİŞ (Eskişehir) © mıntakasındaki üçüncü kolordumuz dahi, 41 inei fırkası ile o düşmanı | 3 üncü fırkasına © taarruz etmi ve geriye atmış, 1 inci | fırkası ilede, o (Döğer) — (Küt istikametinde ilerileyerek, (yapıl- dak) a varmıştı ; Sağ cenahta Kocaeli gurupu- nd gurupumuz, dahi di in düşmana saldırışlarına iyorlardı.. ... Başkumandan ve Erkânı Har- biyei Umumiye reisi ve hesi kumandanı, karargi bugün (Koca tepe) nin cenubundaki ordugâhlarında, e saat İdsularında, henüz düşmanın ağır silindiri altından kurtulmuş olan | (Afyon) dılar.. Afyon henüz yang sı kokan bir Afyonlular, bi Afyonlular, dünden en büyük bayramlarını yapıyorlar. . Emsalsiz bir esaretten kurtul. muşlar, eşsiz hürriyetlerine kavuş muşlardı.. Büyük © halâskâ arkadaşlarına, öyle candan sa: lışları, öyle yürekten sarmaşma ları vardı ki, onun mana ve şü- mulünü ifade etmek çok güç O manzarayi göz önüne g rip te, sevinç ve heyecana kapı mamak, sevinç yaşı dökmemel tam on sene sonra dahi mümkün olmuyor. #ezi Gazi, Fevzi ve İsmet Paşalar, düşmanın ve bizim ordı rım (29 ağustos) verilecek vazife ve ci rarlaştırdıla A — 1 inci ordu, bütün kuv- vetile garba dönecek, (Dumlupr- nar) : düşmandan evvel | tuta- cak. Ve düşmanın 1 ve 7 inci fırka: larından garba kaçan döküntü. lere de yetişerek | tepeleyecek.. B — İkinci ordu, şimalden bi- rinci ordunun sağ cenahile be- raber takibe devam edecek; düş manm şimale çekilmesine mey-| dan vermiyecek. C— 7 inci Sü düşmanın garba dan vermiyecek, idi. İşte bu karar ve emirlerle idi ki düşmanı (kuşatma © çenberi) nin iki ucunu daha ziyade biribi- rine yaklaştırmış, O (Dumlupı- Bar) da, (Başkamandan meydan i) nin plânını şimdi bie reniş Mölamayurda izi mir ve tertibatım yarmki me, m ne idi? Onu da yarm görüşü rüz. A. Riza SE Url öğersed Gl uğursuz... — Para ile bu uğursuzluğu uğura çevirmeye çalışacağız. Şeyh kavuğunu sarsar bir şiddetle başını sallayarak: — Para ile mi? Buna milyon- ar lâzım... İnsü cinni doyurması Dilâver geniş bir tebessümle: — Milyoner değiliz. Arz ü- kolay mı? zerinde mütedavil fersude kâ- gıtparaların yıldızlarda nasıl ge çeceğine aklımız ermez. Cinler şeytanlar doyar fakat insanla. rın dibi delik mideleri doymaz. Milyonu geçini raya bu işi bitirelim., Valde ha- nrmlara keyfiyei uğurr» suret te ve hattâ onları bu izdivaca mecbur bırakacak bir ehemmi- | dır. Bakınız size biraz anlata. yette anlatırsınız. Biz de cinlere | yım. Şehamet Hanım kürrei İâzım gelen ziyafetten çekin- | arz “ünbüle burcunda iken dün- meyiz... ir kaç yüz li Şeyh tuhaf bir sırıtışla: — Demek düğünde cinlere zerde pilâv yedireceksiniz? — Şimdi düğünlerden zerde pilâv kalktı, Artık karın doyur | zere yaşarlar. Doğacak çocuk- mak yok. Davetlilere bir ote- | lar Vin salonunda vi kapları ka- | olur. Kendi aileleri ve cemiyet ecek; biler Kari sülünü | Tehlikeli köpekler | —Eelediyenin nazarı dikkatine— İstanbuldaki kuduz köpekle- rin umümen itlâfı hakkımda kat emir vardır. Buna rağmen, A vansara$, Balat taraflarında bi hassa gayet iri köpeklerden ge- silememektedir. Her zaman ku- duz olmalari (ihtimali bulunan bu köpeklerin biran evvel telef e- dilmeleri halkın selâmeti namı na lâzımdır. Bilhassn bunların, gündüzleri | Eyüp sırtlarına çekilerek, akşam leyin Balat ve Ayvansaray çar- şma indikleri görülmektedir. Ma halli halk belediyenin biran ev- vel bu köpekleri ortadan kaldır. | masını rica etmektedir. | Cuma günleri bak- kal ihtiyacı Memleketin mühim bir kısmı. nı teşkil eden ve yevmiye kazan- cile evlât ve ailesinin mefakası- nı temin ve tedarik eden halkın alış verişleri © peşin ve'veresiye olmak üz: mahalle bakkalla- rma münhasırdır. Mahalle bakkallarının cuma günleri kapalı bulunmasından bu kabil halk pek çok müşkülüta te- #adüf etmektedirler. Tütün ve mükeyyifat tabileri- | ls kanunun müsaade etti nafta ziyade halkın bakkala ih cr fazladır. Mayişet ve gıdaya takallüs hasebile şerâiti hazıra nazarı dik | kate almarak fukara mahallele rinde birer bakkalın cuma günle | ri. açık bulundurulması cidden acaba mümkün değil midir? Karilerinizden Fatih lar mahallesinde: DRASYO | Bugünkü program ISTANBUL — 18-19 gramofon, 19.30-20,30 Bedayii mausiki beyeti, 2030 - 21 gramafonla opera, 21-22 tanburi Refik bey arkadaşları 22. 22,40 tane. EŞEKKÜR Hilâliahmer Müessislerinden Dr. Mehmet Ali Bey, refikasnın cenaze sinde bulunan ve taziyetname göm- deren zevatı kirama (arzı teşekkür eyler. — Sofu Zekeriya Darülâceze Müdürlüğünden: Darülâceze için iktiza eden üz ellişer ton kriple ve tü- kömürlerinin kapalı zarf usulile münakasaları 7 Eylal | 932 çarşamba günü saat 14 te | icra edilecektir. Taliplerin temi | nat akçelerile müracaatları, (4146) Harik Hayat İ ve mukarreratın Kaza | ve İşçi Milliyet bu sütunda iş ve ii istiyenlere tavassat ediyor. işçi istiyenler bir mektup” la İş büromuza müracaat ete melidirler. İş arayanlar 498 — Sirkeci Mersin. otelinde ilkim Şemriye Hanım 23 yaşında v hizmetlerinde çalışmış inaşır ve orla hizmeti yapabilir İf 409 — Galata Eski gümrük sokak ta ile No dö berber Sotiri vasitasile Hay- dar ef odacılık, bekçilik çamaşırcı lık, berber gra kamarotluk; han odabaşı vazifeleri 500 — Lüle Burgaz durgut cad desinde köfteci Eyüp vasıtasile Se lim Sırrı 20 yaşındadır. Tahsili or in cüz'i bulgarca, | ticarethanelerde veya resmi dairelerde kâtiplik | v9 berhangi iş olursa yapar 35 lira maaş istiyor, taşraya gider, 1 — ay tramvay deposu apartımanında No. 3 Sait ef. sam'ati dökmecilik, arta mektep © mezunu e em iş olursa yapar taşraya gi” “ Akşehir Bankası Yüzbin lira sermayeye malik his” sedaran tarafımdan verilen 208-932 tarihli talepname üzerine heyeti u- mumiyenin sureti fevkalâdede 18-9- 982 tarihine müsadif pazar günü iç* timaı karargir olduğundan bermu- <ibi nizamname hissedar olanların iş m on gün evveline kadar dü- liye almaları ilân olunur. Rüznamei Müzakerat Bervechiatidir: 1 — Yüzbin lirayı mütecaviz his se senedatına malik hissedaran tara- fıridan verilen esbabı mucibeyi havi lâyıhanın kıraati, 2 — Heyeti murakabe rapor v8 ihtarnamelerinin kıraat ve tetkikile bu hususlara müteferriğ mesailin mü zakeresi, 3 — Meclisi İdare azalarile mu rakıplerin kanun ve şirket nizamna" mesi ahlâimını ifa etmiyerek hilâfı- Da hareketlerinden dolayi azi haklarında hukuken ve cezaen taki” bat yapılması hususunun müzakere ve karara raptı, 4 — Dokuz meclisi idare azalığil# iki murakıpliğe ehil zevatın intihap” ları ve müddetlerinin tayini, 5 — Hazırlanan memwrin hakim daki talimatnamenin müzakeresi. $ — Meclisi İdarenin kanun v8 nizamın emir ve tayin ettiği vazif? ve selâhiyetleri dairesinde yapabile” cekleri hususatın tayin ve muamelât yalnız bankanra naf'inc hâdim olabilmesi hususunun bilmüzakere tespiti 7 — Heyeti idarenin yukardaki maddelere her madde akabinde vere” ceği cevapların kıraati, 8 — Hafız Osman ve Hayrı Efem dilerin yerine heyeti idarece intiba olunan Faik ve Tacettin Efendileri" tasdiki memuriyeti, Otomobil ve Sirgortalarmızı Galatada Ünyon hanmda kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırmız, Türkiyede bilâfasıla icrayi muamele etmekte olan ÜNYON rılmış biraz tereyağı, 'marme- lat filân yalatıp üzerine soğu- muş bir çay içirdikten sonra on ları ca; havasının gürültü. sü ile siçratıyorlar. Şeyh — Dünya değişti. Dilâver — Evet cinlerin de eski oburluklarından vaz geç- meleri lâzım gelir. Orhan — Şeyh efendi haz- retleri şaka bertaraf (Şehameti göstererek) biribirimiz. evlen- medikçe bizim için hayat: saa- det yoktur, Bütün ümitler him metize takılı kalmıştır. Battal zade bir kaç yüz lira yı hususile cinlere ziyafet se mahati duyduktan sonra haylı yumuşamıştı. Binaenaleyh de- di ki: — Bu iş zordur. Masraflı- yaya gelmiştir. Bu burç hevlinde izdivaç meş'umdur. İki taraf için felâ. ket kumkuması halini alır, ki rı koca daima nifak ve şıkak ü- , serkeş. canavar tabiatlı in veri âfet kesilirler. Etra- | kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta yaptır. maymız. Telefon: Beyoğlu 4886. fa tecavüz, katil haritada (o het şey yazar. Bu şeametleri tafsil- de daha ileri gitmeyerek şim di Orhan Beyin zayiçesine ge$ çelim.. Onun burcu da akrep" tir. Dilâver yine söze dayanams — Etendihüzrederi akrebi de ne kadar çok seviyorsunuz... diftir. Bu burç çocuklarına ha” yalperestane, çok küstahane cesaretler verir.. Onları akabe- den akabeye düşürür, Felâket- ten felâkete uğratır.. İzdiva$ onlar için harabi, sefalet, geçim sizlik, bedbahtlık racmbaı, ö mür törpüsü bir uğursuzluktur! Çocuklar etrafa el'aman çağı! tacak bir azgınlıkta doğ: Babanın bu şeamet tevel| ananın rahsi velâdetini de ilâve ediniz. ( Devamı var,

Bu sayıdan diğer sayfalar: