Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
İha> | — etmek üzere geçen hafta memle- —— davaların aynıdır. M. Boeg, bun- — dürmüştür. Kayserili - man ile Fatma | B | teşekkildir. Tahkikat yapılmak tadır. Boeg, hırolnündn evvel mez- yi nlak l A — da müsadere edilen Yunan emlâ- Öldüler! Bir karıkocanın hazin ölümü BURSA, (Milliyet) — Evvelki gün Hamamlı Kizik köyünde gırip bir ölüm hâdisesi oldu. Hamamlı Ki- ik köyünden Ahmet — isminde biri zevcesi Şahinde ile birlikte tarlasın den evine gelmiş. Bir müddet - isti- rahatten sonra köyün hamamını ki- ralayarak gece yıkanmak üzere l'ıı- mama gitmişlerdir. Ahmetle Şahin- Üütün basll b dan çıkmadı ğını gören hamamcı — merak etmiş, kendilerine dışardan seslenmeğe baş k Cevap alamay içeriye girmeğ bur olan | Ah- metle Şahindeyi ölü olarak bulmuş- tur. Mesele derhal müddeiumumili- ğe ihbar edilmiştir. irinci çe - 1932 Sahifedeaneçen ; Yazılar ; Dil kurultayı perşembe günü mesaisini bitiriyor (Başi 1 inci sahifede) tasvip etti. H.ad okutmaması ve okur — yazarlığı yapmamasıdır. Yoksa bütün mil- let lıca tahsil ydi, di- Nihayet Fransız dilinin i ki garabetlerden bahsetti Halit Ziya Bey arapçadan bahse derken; Ş — Arapçanın müşkülâtı, kendine ait olmakla kalmadı. Maalesef o müş külât söylyenlere kısmen hak verdiği ni, çünkü lisanımızın henüz karar- laşmış bir lügati olmadığını, her keli menin muayye nbir mefhum için tes- çil edilmemiz, fen kitapları için ıstı- lah bulunmamış olduğunu bünyesi, fevkalâde sağlam, cevheri zengin i- ken, arapçanın müdahalesi ile 4 lisa- nin bünyesi bozulduğ söyleyerek Yapılan y inde bu zavallıların sıcak darbesinden öldük- leri anlaşılmış ve definlerine ruhsat werilmiştir . Derviş Kaza Kurşunu Merzifondan yazılıyor: Bu tivardaki Gümüşhane köyünde çok feci ve kanlı bir hâdise ol- muş bir muallim aksi bir tesa- düf neticesi olarak karısını öl- olan bu muallim henüz gençtir ve evle- neli çok olmamıştır. Bu genç muılîim evinde karısı ile karşı karşıya otururken bir aralık ta bancasını karıştırmaya — başla- mış, fakat silâh ansızın ateş al- mıştır. Çıkan kurşun karşısın- da duran karısının kalbine isa- — bet etmiş, zavallı kadıncağız derhal ölmüştür. Genç muallim yakalanarak adliyeye verilmiş- tir. Bir çete tenkil edildi MUŞ, 2 — Üç seneden beri bu havaliyi bizar eden Tevfik çetesi tenkil edilmiştir. Uzun müsademelerden sonra şerirle- rin reisi ölü ve diğer arkadaşla — rı diri olarak yakalanmıştır. Bir sahtekâr şebe- kesi yakalandı İzmirden yazılıyor: — İzmir de kalp yirmi beşlik yapan bir F | Cül'mü y CN g YŞ ŞA | ;ıkılınım;tır. Şeiıeke şimdiye “ kadar 35 tane yirmi beşlik yap mıştır. İmal şebekesi - seyyar dişçi İsmail, Uşaklı Şerif, kah- veci Yusuf Ziyadan, sürme şe- bekesi de Kulalı Kemal, Bul- danlı Mustafa, Selânikli Os- . K T ezcümle dedi ki: — Samih Rifat Beyin geçen cel- sede dediği gibi arapça kelimelere kapımızın ufak açtık. — Fakat bura- dan arapçanın bütün efradı ailesi, ma madadılarına varıncaya kadar içeri girdi .Lisan işinde kendi ataların- dan kalan tarlalarını işlemeyip mü- rabahacıdan para kaldıran miras yi- yenlere dönmüştük. Belki biraz daha dursaydık, mürabahacı bizi atacak ve tarlamıza haciz koyacaktı.” Halit Ziya Bey zarif bazı teşbih- ler ve istiareler kullanarak — sözüne devam etti, bir aralık, Alemdardaki çınar ağacına saplanan mezar taşının dilimize saplanan arapçaya benzete- rek dedi ki: — O taş, sini mahvedi şti. Ağaç met etti, dayandı. Fakat bizim dili- miz, buna dayanamayacaktı. O taşı, o çınarın kökünden çıka- ran bul! ştı. Fakat türkçenli bünyesinden Arabm mezar taşını sö küp dilimizi-kurtaracak el vardır. O elin kim olduğunu hep biliyo- ruz. (alkışlar)” O el, vatanım göğsüne saplanan yumruğu koparıp attı. O eli, asırlar dan beri, ne vakit kalkacak diye dü şündüğümüz ne varsa hepsini kaldır dı. O el kafesleri, kadınlarm yüzün- deli peçeyi attı. Yüzbinlerce evlâdı- nı kaybetmiş olan bu memlekete nü fusunun yarısını ihda etti (şiddetli alkışlar) Halit Ziya Bey bundan sonra, İzmirde Hizmet gazetesinde bulun- duğu sıralara ait bir hâtmrasını anlat- tı ve bir imlâ bahsi — için gazetede açtıkları sütunun saraydan gelen bir emirle “teşvişi efkâr ve tağşişi ezha nı” mucip olduğu ileri sürülerek me- nedildiğini söyleyerek harf inkılâb kuvvei hayatiye van edebiyatiyle uyuşturulsaydı milletin dili de okur yazarların dili gibi borzulacak ve bugün ede bi dilimiz bir. (Acem firmasın- dan) ibaret kalacaktı.” Ahmet Cevat B. halk dilinin Hai ai ça ğ debil. B ve ten sonra cemiyetin tarzı mesaisi tes bit edilir ve encümenler halinde ça- lışılır.” Reşat Nuri Beyin nutku Kurultay umumi heyeti, bu tekli fi müttefikan kabul etti. Ve reis Re- şat Nuri Beyi kürsiye davet etti. b 'lıîeşı_ıt fîuı:ı_ Bey, beşinci madde y lüzumu anlatarak konferansını şu sözlerle bitirdi: “Büyük Türk inkılâbını daima metotla, daima ilimle, safha saf- ha hazırlayan ve gözlerimizin ö- nünde yazılmış kitaplar gibi yap rak yaprak çeviren büyük Ada- min yaratıcı dehasına — bütün i- manla güveniyorum. Bütün dinle- yicilerimin de ayni güven ve ayni inanla bu kanaatte benimle bera- ber olduklarından emin bulunu- yorum.” Faik Âli B.in bir tereddüdü Faik Âli Bey Ahmet Cevat Beyin nutku bitince ayağa kalktı ve Serve- tifünun edebiyatınım Sultan Hami- din teşvikile yapıldığımn iddia oden Cevat Beye cevap vermek istediğini söyledi. Cevat Bey, tasrih etti: — Sözlerim — yanlış anlaşılmış.. Ben öyle şey söylemedim. dedi. Ruşen Eşref Bey, Faik Âli Beyin tereddüdünü şu sözlerle giderdi: — Abdülhamit zamanında sara- yın teşvik ettiği bir edebiyat vardı. Servetifünun, buna zıt olarak hare- kete geçmişti. Cevat Bey, bunu söy lediler. Yoksa, Serfetifünun, Sultan Hamidin teşvik ettiği edebiyat de- ğildir, dedi. Faik Âli Bey, verilen i- zahata teşekkür etti. Ali Canip B.in konferansı Bundan sonra Reşit Galip Bey on dakika için celseye fasıla verdi. Kâ- zım Paşanın riyaset — ettiği üçüncü celse başlangıcında Ali Canip Bey dilimizin tanzimat devrinden sonra geçirdiği safhaları anlatacağını söy- leyerek Arap ve acemce kelimeler do lu olan eski divan lisanı için: İ şunları söyle- miştir: “Kurultay programımın beşinci maddesi Türk dilinin asri ve me- deni ihtiyaçlar nelerdir. diye bir çok ehemmiyetli bir mesele orta- ya atıyor. ” ) Harici ticaret politikamıza verdiğimiz veçhedeki isabet bir defa daha (Başı I inci sahifede) müdürlerini ve alâkadarları ofi se davet ederek diğer teşebbüs lerine zamimeten onlarla da bir likte keyfiyeti gözden geçirmiş tir. Bu yolda hem memleket ih racatı hem de tüccarın ve yu- murta yetiştiren — halkın men- faatleri lehine müsait bir şekli hal bul ği tabildir. Fakat, tezahür etti!.. ve her şeyden evvel buna güveni- lebileceğini alıcı piyasalara gös- termiş ve ispat etmiş olmalıyız. Konsorsiyom Üzerinde dikkatle durulacak bir mesele de kansorsiyomdur. Mese lâ, tütün için atılmış adımlar vardır. Harici kredi — Tacirlerimizin harici kredi- ye mazhar — olmalarının büyük eZ A p Ben huzur hakkında düşündüklerimi söyle- mek için söz aldım. Evvelâ türk- çenin asri ve medeni bir dil olma sından ne anladığımı söyleyim. Türkçenin asri ve medeni bir dil olması demek bugünkü ingilizce, almanca derecesinde bir lisan ol- ması d ktir. Kelime d muz onlardaki kelime mevcuduna ne kadar yaklaşırsa bizim dilimiz de o kadar mükemmelliğe yakla- şır demektir. Bugünün kelime ih tiyacımız ıtesbit için fikrimce en pratik ölçü dilimizi medeni diller le mükayese etmektir. Sayanların temin ettiğine göre fransızca La- rous Universel'de 92 bin kelime vardır. Halbuki bizim en zengin lügatimiz 35 ilâ 40 bin kelimeye çıkıyor. Demek ki bahsettiğim fransıcza lügatla bizim lügatimiz arasında 50 bin kelime farkı var. 50 bin kelime ne demektir arka- daşlar? Garplılarda 50 bin mef- hum var ki türkçede teessüs et- miş, umuca kabul edilmiş, lügata geçmiş bir işareti, bir karşılığı yok demektir. Garp dünyası ile tam bir fikir alış verişi iddiasında bulunan bir millet için bu büyük bir eksiklik tir. Bu açığı kapamak çaresine gelince; dil canlı bir varlıktır, her canlı varlık gibi mühtaç oldu ğu şeyi kendi yazacak — açığını kendiliğinden kapatacaktır.” Reşat Nuri Bey bu bahiste işi tabii tekâmüle bırakmak tarafta — Lisan ki, bunu — ko bir millet yoktu.. Dedikten sonra, âşık edebiyatından bahsetti. ve bu öz e- serlerin milli varlığın bir aynası ol- duğunu, divan edebiyatmın ise A- rap ve Acemceye boğulmuş bir şak- labanlık ibaret bulunduğ an- lattı. Sonra Şinasi ve Nâmık Kemal devrine geçerek bunların Avrupa görmüş zekâlar oldukları halde mazi da bütün memleketin yirmi dört sa- at içinde nasıl yeni harfleri kabul edi ninı YAK A | I__I_L.I A, rını söyledi — ve âşık edebiyatından bazı parçalar okuyarak bunların ede :îı'ırl_ıgınl,o öra ı.'ıdi:ıi'n. lâ Ş biy_ıl:ı dideden aldığı bazı şiir ve bunca teşebbüslerin hiç birinden bir | yeş, Parçalarile mükayesesini yapar netice çıkmadığını anlattıktan sonra harf inkılâbmı “Avrupa tarihlerinin muü- Hayret edilecek şey ALAİYE — Burada Mustafa B. isminde kedi meraklısı bir zat var- dir. Geçen sene Mustafa Beyin ke- — disi, yavruladıktan sonra ölmüş, a- nasız kalan yavru meme başlamıştır. Kedinin ağlamasına — dayanama- yan Mustafa Bey de ona kendi me- mesini emdirmiş, şayanı — dikkattir ki yavru bu sütsüz memeye alışmış- tır. Aradan bir sene geçtiği halde aramaya Mustafa Beyin kucağına ve memesini emmektedir. İdama mahküm edilenler Düzceli Kasap zade — Hakkı Beyle şoför Sabriyi pusu kurarak gelmekte eşkıyalık yapmak suretile öldü- ren Nuhviran köyünden Mustafa oğlu Emin, Akyazi nahiyesinden — Zekeriya ve Feyzi, Adapazarı A- ğarceza mahkemesi tarafından i- — dama mahküm edilmişlerdir. Türk-Yunan mahke- mesi ne iş gördü? h deceği bir harika” olarak kay- detti Ve bu iş için de inkılâp hamlesi l::rmdiolduzunı işaret ederek sözünü Hı::î:l Ziya Beyin — hitabesinden sonra celseye — on dakika içi; krzer h ka için fasıla İkinci celse İkinci celseye Reşit — Galip Bi ediyordu Reis Bey, so:ı,'i Ahmet Cevat Beye verdi. Ahmet Cevat B.in nutku Ahmet Cevat Bey tanzimatçı- lı_ınn ve yetmiş sene sonra meşru- tiyetçilerin dil işlerini tanzim eder Iıîıı tabi oldukları telâkkiler ve düştükleri hataları anlatarak bun Iı"mı bütün — inkdâpçılıklarında kok(?n yanlış ve asırlarile nisbet sız bir anlayışa dayandıklarını söyledi ve: e) », Im ratı 1 ortaçağın tel ve ik- tısadiyatı üstüne kurul: Ata lmadığını ve programlı çalış- manın bu sahada oynayacağı e- hemmiyetli: rolü anlatarak izaha tına şu süretle devam etti: “Bizim de çalışmamız, şuurlu sâayile tabiate ve tekâmüle yardım etmemiz lâzımdır. İhtiyaçlarımızın en büyüğü ıstı- lahlardan yanadır. Türk dilinin jeni sini kavramış ve mensup olduğu — i- Hm şubesini hakkiyle anlamış heyet- ler Türk dilinin zengin kaynakların dan istifade'ederek yeni ıstalâhlar koyarlarsa bunların tutması için hiç bir mani yoktur. İstılahlar adi dil ke lT gö — Bünların hangisi daha güzel, hangis.i daha şiveli? diye sordu. Ve her nııllet, kendi dilini bulduğu hal d.e lıizmı eski edebiyatçıların karışık :Zr dilin meclübu olduklarını söyle- Ali Canip Bey eserini iadiz ler. Biz iki talebe nesli onları okuyup imtihan verdimi tutmuş gibi sayılırlar. M.ıı!ıılihnyal- gerek İspanyanın bu kararında, gerek müşabih hâdiselerde en ziyade bizi alâkadar eden nok- ta gösterilen esbabı mucibe ve İktısat vekilinin harici tica- retimiz üzerinde takip ettiği po litikadır. Pek mevsuk bir memmbadan öğrendiğimize göre İspanyayi Türk idhalât eşyası aleyhinde bu tarzda zecri bir karara sev- keden âmil İspanyadan yaptığı mız idhalâtın — kontenjantman ğ bilirim, Fa- kat yapılan şey mukabele bilmi- silden ibarettir . Konferansı Bulgaristan nederf iştirak etmiyor? Bulgaristanın Bükreşte toplanati 3 üncü Balkan konferansına iştil etmemeğe karar verdiğini yuzmı!d Sofyadan verilen bir habere göre © manyanın Sofya elçisi, Bulgar haf! ciye nazır vekilini ziyaret etmiş Ro manya milli Balkan grupunun BU garistanı konferansa davete dair Tan mektübuna vermiştir. Nazır ekalliyetler hakkmda ittihaz edil kararların tatbik edilmemesi hasebil Bulgaristanın konferansa iştirak * yeceğini söylemiştir. a d firi bunun konferansı boykot qe“ de telâkki edileceğini söylemesi rine nazır, Bulgar milli grupu ğ dinde teşebbüste — bulunacağını, nunla beraber Bulgar grıılıunııııi Mukabelei bilmisil yaptığ memleketlerde, işlerini sühuletle yürütemiy tand ımız var dır. Alâkadar devletler, — büyük bir hüsnüniyetle mütekabil men- faatlerimizin tanzimi — için bize müracaat etmişlerdir. Bu esasla- ra göre, bu m&ıelenin yakında hal lol ğını Ümit etmekteyim. Koli postal Koli postal ile eşya idhali işine ge- lince: Birer kiloluk — paketlere esa- sen ili: dik. Yalnız, lek ithali menedilmiş olan eşyaların « koli; ! halinde dahi - ithali- dolayısile pek ziyade — azalmış ve İspanya için de kabil bir müvazene esasınım gözetilmiş olmasıdır. Malüm olduğu veçhile bazı devletler bizden hiç, yahut ta pek az mikdarda mal idhal et- melerine rağmen biz onlardan büyük yekünlar teşkil eden id- halât yapıyoruz. Halbuki İspan ya böyle değildir. Bizden bir çok mevaddı iptidaiye aldığı gi bi yumurtalarımızın da başlıca müşterisidir. Kontenjantman u sulü aksi bir netice vermiş, bizi İspanyaya fazla ihracat yapan, oradan pek az şey alan bir hale sokmuştur. Ve bu hareket İs- panyadaki aksülâmeli — vücüude getirmiştir, İspanya ile yumurta tacirle- rimizin vaziyeti ve yumurta ih- racatımızı sarsan bu vaziyetin izalesinde gene en büyük âmil Celâl Beyin iktısat ve harici ti- caret politikamızda yaptığı de- ğişiklik olacaktır. Bu değişikli ğin en mütebariz tarafı her dev letle ayrı ayrı görüşmek, müş- küle uğrayan meselelerimizi ay rı ayrı halletmek, — bizden çok mal alandan çok, az mal alan- dan az mal almak ve müvazene yi bu sistem ve hattı hareket ü- değil, lar için - zengin Türk köklerinden istifade etmek şartile - konacak işa- retlerin tutmsama da bir mani yok- tılâhl İ nız tur. Metod dahilinde kesif bir çalışma isb az bir içinde bu :i :şıiri âşık Hasanı hürmetle ana- — Saltanatın bu millete bir bü- yük İâtfu olmuştu. O da halkın oku yup yazma öğrenmemesi idi.. Böyle olmasaydı öz dilimizin bugünkü cev keri de bozulacaktı.” dedi. Ali Canip Bey bundan sonra 1429 senesinde yazılmış türkçe bir Gülsitan tercümesinden ve 500 sene evvelki Türk dilinden bazı parçalar okudu ve: — Yarı dilimiz, divan edebiyatın dan.mel, çok samimi, çok Türkey dedi, Ye sade yazar Muallim Naci ilf, dilimizin türkçe olduğunu ilk söyleyen Şemsettin Sami Bey mer- larımız asırlarca bu teknik ve ik- tısat sayesinde Avrupada kudret- li bir mevki muhafaza edebilmiş: lerdi.” dedi. Ahmet Cevat Bey, buhar ve daha sonra elektrik kuvvetleri ü- z_erin:ı kurulan yeni garp mede- B k d. H torl. rın ve daha sonrakilerin hukukta, ifte ve diğer sahalarda yap- Norveç ve D daki bir in hakem sureti- le halli için Danimarkayı temsil ketine giden Muhtelit Türk - Yu- nan hâkem â reisi M. ıııııdı?ıı k_ıdır tıkları ikilikleri izah ederek bu hatal,; madd kudretsizlikten değil manevi kanaat ve telâkkile rinden ileri geldiğini anlattı. Ce- vat Bey bu telâkkilerin lisan sa- hasındaki tecellilerini, — tabab humdan hürmetle bahsetti ve Ah- met Rasim Beyin bir yazısı üzerine edebiyatı cedidecilerin milli zevkin varlığını da inkâra kalkıştıklarını anlattı, meşrutiyetten sonra başlayan yeni lisan cereyanlarına sözü getir- di ve ilim lisanımızdan bahsederken: — Muallim ve talebe bu karışık- hk karşısında şaşırmışlardır, dedi ve Türk ırkımım yetiştirdiği en büyük adam olan Büyük Gazinin irşadile toplanan kurultaym bu güçlükleri ü zerinden kaldıracağına imanı olduğu nu söyledi ve: gibi sahalarda ıstılahların nasıl pça köklerden alımarak yapıl- porun I Yunan azanlıklarına tevdi etmiş- tir. Rapora göre, Türk ve Yunan- hlar tarafından 11940 dava :îl- mış, bunlardan 3375 i intaç edil- miştir. İstanbul ve Garbi Trakya' kinin iadesine teallük eden 2585 dava, Türk ve Yunan hükümetle- ri arasında halledilmiştir. Müte- baki davalardan 2500 ü mahiyet itibarile karara raptedilmiş bazı ların hepsini birden karara rapt için Türk ve Yunan hükümetlerin den müsaade istemiştir. Diğer da- | Bunlar da, bankalardaki mevdu- ta teallük etmektedir. Mahkeme 2 teşrii n e faaliyete bıgl_ıyı- zarfında bunl. dığını, meşrutiyetçilerin ise bu 18- tılâhlara karşı Fransızcadan ay- nen aldıkları kelimeleri hatırlattı ve l?u devrede yapılan sarf — ve nıhıvhhp!ırmdı arapça morfo lojisinin ııîıg sigaları, farisi —ter- — İstikbal Türkün ve türkçenin dir. düyücek bitabesini Kitedi Kurultay perşembeye bitiyor Reis Paşa bunun üzerine şu söz- leri söyledi: — Programın dördüncü madde- indeyiz. Eski dil encümeni kipler ve ikkep sıfatlar üzeri- ne temrinler yapıldığı halde türk çenin lâhikaları işleti! iğini ve halk diline yabancı afyonlu bir lisan doğduğunu söyliyerek: “in- kılıpların bayrağında iki boya, i- ki yüz bulunmaz” dedi, ve bu ne- sillerin tarzı hareketini oporto- nizm diye tavsif etti. Ahmet Cevat Bey o nesillerin edebi eserleriyle bugünkü nesil- lerin eserlerini karşılaştırarak de- di ki: “Bu mucizenin gaynağı tah sil ile zehirlenmemiş halkı djng_h- gıdır. Saltanatın bu millete büyük ebedi Dil davasını kat'i haline yaklaştırabilir ve bu, Büyük Ga- zinin ebedi Türk milletine ebedi bir yadiğârı olur.” Reşat Nüri Beyden sonra, Reis Paşa bugün saat 14 te toplanmak ü- zere celseye nihayet verdi. i - Bir döğrultma İSTANBUL, 3 (A.A.) — Kurul- tayın dünkü toplanışında okunan ve Sosyalist Sovyet Cümburiyetleri itti hadı merkezi icra komitesi ilim şu- besi reisliğinden gelen tebrik telgra- fınin imzası bugünkü — Cümhuriyet gazetesinde yanlışlıkla Stalin olarak yazılmıştır. Halbuki telgraf mezkür şube reisi Spelkov yoldaşın i zerinde bulmaktır. İspanyadaki aksülâmel ve yu murta ihracatımızın uğradığı sarsıntı da Celâl Beyin bu nok- tai nazarındaki isabetin en can h: ve en küvvetli bir tezahürü- dür. Bu itibarla yalnız İspanya i- le değil, her devletle harici ti- caret işlerimizin yeni ve feyizli bir inkişaf yoluna gireceği kuv vetle ümit edilebilir. Vekil Beyin beyanatı Celâl B. vekâlete geçtiği şu kısa zaman zarfında yaptığı ve y & i!ıef Ha A L süğLe le görüşen gazetecilere şu beya- natta bulunmuştur: “— Tedbirler ılırk'en dü;_üınıîü ne müsaade edilmemiştir. Kartel, tröst » Kartel ve tröst gibi teşek- küllerin mevzuu iyi intihap edilir se, faydalı tarafları vardır. Koo- peratiflerin ise, öteden beri en samimi dostuyum. . Maden fiatları — Maden fiatleri her — yerde büyük sukutlar kaydetmiştir. Su- kutun yüzde yüz derecesini bu- lanlar da vardır. Krom deni, lede kati karar vermek husust daki istiklâli üzerinde bir tesir ıif mıyacağı cevabını vermiştir. Kİ — 4 Açık Kapıdan.. Sellemehüsselâm girmişlerse de.. Unkapanında oturan Hakkî’ğd Selim isimlerinde iki kişi, Mahıtl ef. nin evine açık bulunan sından girerek caket, pantı alıp kaçarlarken tutulmuşlardi" Tavcılık Hasan Fehmi isminde biri, * di yaldızlı bir yüzüğü HaydarP? şada tren yolcularından birine * tın diye satmak suretile tıvc'n 4 halind! bu buhrandan en az ir o- y cürmü yakal lanıdır. Memleketimizin muhtelif yerlerinde, bilhassa Akdeniz kıyı larında bol krom madeni mevcut- tur. Birkaç sene evveline gelinceye kadar bunlar, harici rekabett işliyemiyorlardı. Şimdi, Ağaçtan düşünce« Rumeli kavağında oturan yaşlarında İbrahim ef., bahç de ceviz silkmekte iken düşoı" başından ve müteaddit yerler ?" buhrana rağmen faaliyet göster l ler. Krom deni işlet- mek, büyük sermayeye ve fazla tekniğe ihtiyaç göstermiyen bir iştir. Ve memleketimiz — için bir servet membardır.” Vekil Bey sanayici- leri kabul edecek Celâl Bey bugün saat 11 de Sa- nayi ve Maadin Bankasında Sanayi birliği heyetini kabul ederek kendi- leri ile görüşecektir. ler. den yar ştır. Şaka! Taksimde Şişli sokağında oti ran berber kalfası Vasil, ayni kakta, Hudaverdi apartımanı K? pıcısı Kasımle şakalaşırlarken * ralarında kavga çıkmış Kasım Hinden yaralanmıştır. Polise hakaret — Sirkecide bir birahanede İf mekte olan Mehmet, Mustafa V? İbrahim isimlerindeki eşhas, hoşlukla şişeleri caddeye a Kurtui;ış Günü (Başı 1 inci sahifede) program tab ve icap edenlere tev zi edilmiştir. Kolordu Kumandanı Paşanın Laraya ayak bastığı — dakikada şehrin muhtelif noktalarından a- tılacak toplar esnasında halkın 2 dakika oldukları yerde bilâha- reket durmalarını 'ıemin içi_n' Be- lar ve yakalamak isteyen poli re de hakaret ettiklerinden ylv lanmışlardır. Levha çalmış Tepebaşı tiyatrosu tamiratı! çalışan Kâşif isminde biri iki lı; hayi çalıp kaçarken bekçi Abdi lah tarafından yakalanmıştır. Şoförle kavga Galatada oturan Abtullah ! Emine, Pakize, isminde iki £ dm 2488 numaralı otomobile bif mişler, Bebeğe gitmek istedikle” i sö dir. Şoför bu müf lediyece icap bligat yapılmış ve vesaiti nakliye şirket- lerine de keyfiyet yazılmıştır. Kurtuluş Bayramı gecesi, l_le- lediyece ordu zabitanı şerefine werilecek 200 kişilik ziyafet için davetiyeler tabedilerek gönderil- meğe başlanmıştır. ü 'Taksim'de de geçit re.ımınt!_e l k zevat için bir tribün ğüm şeyler, iş h ü inşa ettirilmektedir. taşımaktadır. Stalin yoldaş değildir. Yanlışlığı bu suretle döğrultuyo- ruz. Yağlı müşteri Hikmet ve Aleksandr iszminde mek, memleketin iktısadi haya- tında istikrar vücud irmek ol- du. P: kıymetini muhafı za etmek ve temevvücüne mey- dan vermemek, İsmet Paşa Hükü- metinin, büyük bir iyetle üzerinde durduğu gayedir. Yani, bugün paramızın yükselmesi veya hut düşmesi mevzu bahs olamaz. Maksat, pırnııı'zı olduğu şekilde İ ö iki arkadaş Tepeb da Beyaz gül birah inde rakı — içmişl ve para vermemek istemişlerdir. Üstelik birahaneciyi de dövmiye kalkan bu yağlı müşteriler yaka- Tanmışlardır. Selânik zelzelesi ATİNA, 3. A. A, — Jeolo- ji servisi müdürü, zelzele felâ- ketine uğramış olan mıntakalar da zelzelelerin artması ihtima- linden bahsedilemiyeceğini bil- dirmiştir. Gazeteler, zelzele felâketine ait heyecanlı bir takım tafsilât hazırlanan tezler söylendi. Bu mad- B de haricinde söz söyleyenler pek çok | "e"Mekte ve felketzedelerin İn tur. 25 j geçiyor. Hepsi söyleyecek | giliz filo yapmış - olduğu olursa kurultayın belki aylarca de- | Yâr dolayi teş ve vam etmesi lâzım gelecekitr. Önü- tar olduklarını kaydey- PaĞ e vi z K ” Lta el perş günü ler. müzakeresine nihayet vermeği düşü | Mektep binalarından tamirat nüyorum.Bu di l iktezi olduğundan namına hazırlanan tezler okunur ve diğer maddeler birer birer müzakere rultaya verilmesi münasip olur fik- B ee Sölr yi eee eat ae Lamaat l edilerek diğer tezlerin tehriren ku- |* Selânikte mekteplerin açılması gelecek haftaya bırakılmıştır. Selânik'in Bizanslılardan kal ma kal'esinin bir kısmı, yıkıl- Harici ticaret daresi, rejim tebeddülü — kadar büyük ve mühim bir iştir. Bu fik- rin, ara sıra nükseden _hit hasta- hık'halindi yd gaceğ, alesef görüyorum. Ne Fır|:ımızııı Hayvan Sergisi Has ahırlarda ay sonunda açılıyor prog ne Başvekilim İsmet Paşa Hazretleri in” Müküketi Ve böyle bir fikri ihsas edecek bir kayıt dahi yoktur. Ticareti harici Sarından veeR ğ zarından va! ra azap ver- miyecek bir şekilde yürütebilmek, benim nazarımda — bir harikadır. Bizler ise, işlerimizi bir harika şeklinde değil, realist bir görüşte yürütmek istiyoruz. Standardize işi İstandardize işi için nazarımda üç merhale vardır.Bunlardan 1 cisi,tacir İerimizde mütokümül bik silmiy İkincisi, mallarımızın iyi bir tas- nifi. Üçü de, istandardi. rini söy terileri kabul etmeyince ırn!__ı E da kavga çıkmış, şoför Şükrü b mineyi dövdüğü gibi — Abdulla da şoför muavini Hayrettini dö' müştür. Kavgacılar yakalanmı?” lardır . Hâlâ kim olduğu anlaşılamadı Feriköyünde Bulgar mezarl civarında bulunan cesedin elâf hüviyeti anlaşılamamıştır.. E DA nenin Havza — karıyesinden İG.'_ grafla istenilen malümata da nüz cevap gelmemiştir. Deniz faciaları STOKHOLM. 3 (A.A.)— Dünkü fırtına esnasında 3 V& pur Finland adaları havalisit” de Vallgrund civarında karay" oturmuştur. Bunların biri, veçli, diğeri Fenland'lı ve ü cüsü de Yunanlıdır. İsvec'li « İrlandalı gemilerin müretteb?” tı kurtarılmıştır. Yunan gett” si, tellilâye artık cevap vert yor. a Fırtınanın şiddetinden dolt” yi 30 kişilik mürettebatı» ıı: vahim bir vaziyette bulunm tadır. Kİ f T yon... İşte kademe, — kademe bu mesele üzerinde — yürümek, bizi Hemisatite ' : — mış ve bir evi de beraber götür. evvel Kd HÜ Z | ni müzayede ile yapılacaktır “ Adalar Kazası Mal Müdürlüğünden: l No..40 Sultaniye sokağı (Adanm şimalinde ve sahili boyt) da) Kınalıadada zemin katı: bir mutbak, yemek odası, ahde:’ü ne, kuyu» koridor: sofa. Çatı katı: üç oda; bir kiler evin ön taf” şimale nâ mile tuğladan 18 sene mukaddem yap | tır. Tahmin edilen kıymeti iki senede verilmek şartile 3353 birinci taksiti ihaleyi müteakıp alınacaktır. Satış muamelesi | KS