5 Ekim 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

5 Ekim 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

$, Birinci Sahifeden Geçen Yazılar S.HikmetB.in ölümün de yeni yeni noktalar MİLLİYET. ÇAR! AMBA 5. TEŞ RİNLEVVEL Dünkü Kurultay müzakereleri | Bine uydurduğunu söyledi vet ir Bü 1 | muvaffak olca” işte behemahal bız” İhsan B. in nulka Saim Ali Beyden sonra kürsü- ye gelen İhsan Bey: — İlmi ıstılah, ilmi kütle için bir vehberdir.. dedikten sonra es kilerin dil bahsinde yaptıkları bü yük hatâlardan uzun uzadıya bah — Dünyanın tanınmış yük kuvveti Türkün eli Bu el, âdeta fevkalbeşer bir kuvveti. Araplar Türkün “ol” ini il olarak alıp kendi hisanlarile tarif etmiş | ve Allah yapmışlardır. Mikail, İs- rafil, Azrail gibi isimler, hep Tür- | kün aslından gelen kelimelerdir.” | Ruşeni Bey bundan sonra Türk | ırkının İrandaki hâkimiyet devre | en bü-| İlme | Selâmladık İ (Başi 1 ede) ölü dilleri bile söyledi. Ulu Gazi min dil inkılâbında ili ağla, esasları üzerinde olduğumu, Gazi | yet vermiş bu suretle Türkiye - nin dört sene evvelki nutkundaki | İrak Türkiye - İngiltere müna- bir sözünü naklederek anlattı ve: İsebatımı tarsin ederek sulh da - Muvaffak olacağımıza şâp- | yasına büyük hizmet etmiştir. he yoktur. Çünkü, ey Türk genci | sana Gazinin dilile hitap ediyo- | Malüm olduğu üzere Law insan iradesinin inci sah rum: Mühtaç olduğun kudret ve irade damarlarındaki asil kanda sanne muahedeşinde balledimi- | İyen yezâne mesele, İrak hudu. 932 Burada ölümüne İnsnmayğlar! | saklandığını zannedenler var Lyon'da 15 haziranda vefat ettiği yazılan Sait Hikmet beyin maruz kald âkibete it bazı noktalar, olmaktadır. Mumaileyhin 25 ma- yısla Cenevrede bulunduğu anla- sıldığı halde, 24 mayısta nasıl o- İup ta Lyona geldiği, üzerindeki hâlâ tereddüdü rmucip ! İ Poliste Beşinci , Kattan aşağıl İki amele ağır su- rette yaralandı Taksimde inşa edilmekte olaf Selim OB. apartımanında çalı emeleden Hasan ve İsmail iskel kırılarak beşinci kattan aşağı düfl müşlerdir. Amelelerin yaraları # ğurdır. Toslaştılar Şoför Osmanm — idaresindeki Sait F Belgrat'», oradan Paris'e ve ayni maksatla Paris - İsviçre | arasında mekik dokumuştur. Ölü- İ mü, bu tarihlerden 20 gün sonra .on'da vuku bulan Sait Hikmet 1047 No. husu: le şal | du meselesidir. Bu mesele, bilâ İ hare İngiltere ile Türkiye ara- İsmda dostane müzakerat netice mevcuttur. Diyerek sözünü bitirdi. | Besim Atalay B. in sözleri sine geçmiş ve Şarkta devam uzun seyahatin intibalarmı tarkcent — Türk dilinin sa Hüseyinin idaresindeki 3467 öl kamyon Dolmabahçede çarpıği rak ikisi de hasara uğramışlardi") setti ve ümmet ile mil- etin biribirine karıştırıldığını, hat | tâ istibdat devrinde Harbiye mek tebinde okutulan ilmü halin için- para, parmağındaki yüzükler, bi- | B. in bu 20 günü nasl geçirdiği leğindeki zik, boynundaki pı meçhul kalmaktadır . İ Dün kendisile görüştüğümüz nasıl olup ta üzerinde 25 Sait Hikmet B. ve zevcesi ile Mah Böyle bir de “hangi milletdensin?” diye s0 rulan bir suale: “Milleti İbrahim. denim!” cevabı verildiğini bu mü nasebetle anlattı ve Nâmık Kema | lin bile yazılarında Türkü ümmet olarak tavsif ettiğini hatırlattı. İh | san Bey sözüne di kurtuluş | > dığını söyledi. İhsan Boy, bizdeki bütün mtı- lahların arapçadan alındığını an- nı kiyanus ma” gibi ga- | rip terkiplerden bahsederek — Bütün bunlar ilim kitapları- mızı, birer muamına mecmuası ha line getirdiler dedi. Ihsan Bey, bu içinden çıkıl- maz stılah tufanı arasmda boğu lup kalan ilim kilaplarını meşru- tiyet odevrinde ( sadeleştirmeğe doğru bir temayül başlamışsa da bu hareketin cezri mahiyette ol- | madığı için büyük bir fayda tsmin etmediğini, çocukların bu ağdalı mstılahların mefhumlarmı anlaya- madıklarını söyledi. İhsan Bey, | yedi sekiz yaşlarında bir çocuğa müselles veya murabba mefhum- lermı talebeye öğretmenin güçlü ünü ileri sürdü ve bunun ilk hamlede çocuğa bir muamma gi- bi geldiğini, ekseriya talebe W fından klişe olarak ezberlendi ni söyledikten sonra: — Eğer bu ıstılahlar, anadilile ilmiş olsaydı, çocuğun hâ ında derin bir iz bırakacaktı alâkı isle uğraşmağı düşünen kimse kalmamıştır (alkışlar) Çocuklarımız şındırıp İsraf etmeğe, ifal, tePil baplarile kafalarmı yoramayız. Dünyada hiç bir milletin çocuğu, böyle zulüm derecesine varan bir işkenceye maruz bırakılmamıştır. İstılahların türkçeleştirilmesi, taraftan halk kütlesinin seviyesini de yükseltmek gibi bir netice do- ğuracaktır. İlim, bir zümreye mah #us bir imtiyaz değil, umumi bir saadet ve reafh yoludur. Bu yol- dan herkesin istifade edebilmesi için dilde kullanılan ıstılahlarını yabancı olmaması lâzımdır. Yazı ve konuşma dilimizde ıstılahların zekâlarmı a- lamaktan bir şey temin et- medi. Bazı adamlarımızın bu | ıstılahlar bahsinde gösterdiği mu | kavemete ne kdaar teessüf etsek azdır. Meselâ hâmiz kelimesinde bir kudsiyet var mı ki bunun t kedilmesi bir mesele olsun?" Dünya dilleri arasında İhsan Bey, dünya dillerinin en güzellerinden biri olan türkçe | hakkında verilen bükümlerin hak | ç sızlığını tarihin isbat ettiğini söy- | İedi ve âbide ile an'ane kelimele- | le alarak bir zamanlar, m “bum Abdurrahman o Şeref Beyin | mektepte bu tabirlerin fransızca karşılığı mevzuu bahsolurken — Canım.. bu tabirleri de nere den çıkardınız? dediğini, fakat lie kendisi de bunlara alışa- yazılarında kullanmağa baş ik anlattıktan sonra dedi — Bütün ıstılahları, kendi dili “mizde arayıp bulacağız... Dünya 5m en elverişli dili elimizdedir. Bu hazineden istifade etmek bu günün ilim ve irfan adamlarına teveccüh eder. Yeni harfleri kabul etmekle hiç bir milletin başarama — bir mucizeyi başardık. İr- man başkumandanı il seferberlik ilân etti. — benm Bey sözünü. gözln bitir — Gazi nesli, dilde inkılâp ol- maz diyenlere bu inkilâbın nasıl “olduğunu gösterecektir. (şiddetli alkışlar). Celseye on dakika için fasıla verildi. İkinci celse Celse tekrar açıldığı zaman, sözü Ruşeni Bey aldı. Ruşeni Bey Gazi Hazretlerine teveccüh eden gü- zel bir hitabe a söze başlayarak ya veren bir dil olduğunu, şu j larında Acem külâhı ile seneler- medeni bir ana vazifesi gördüğü 3 1900 kalış kendi güzeli ileri | geldi. Türk dili, en büyük tokadı, | Osmanlı padişahlarından | ve O manlı ediplerinden yemi lardan her biri Tü atmış ve pala çalmıştır li Ruşeni Bey, türkçe ummak mas | darından gelen umud nasıl şedde | lendirerek ümmit olduğunu, vatan duygusunu ie aşılayan N mik Kemal merhumun bile Türke ahret kokusu vermekten kendini alamadığını ve yabancı kelimele- İ rin, sırtlarında Arap ihramı, bap ce üzerimizde cirit oynadıklarını, fakat Türkün bunları hiç bir za man öz evlât gibi bağrma basma mış olduğunu söyledikten sonrat — Yüksek salâhiyetle yapaca- Hunız araştırmalar, bu yanlışlıkla rı düzeltecektir dedi ve Kafk milletlerinin konuştuğu dilden bah sederek bunlarm hâlis Türk leh- çesi olduğunu söyledi. Ruşeni Bey, sözü Arap dilinin nüfuzuna getirerek dedi ki: — Türk dilinin kolaylıkla a- raplaşması Türk âlimlerinin hatâ sı yüzünden olmuştur. o Araplık içine düşen Türk Arabı kendi mil letinden ayırt etmiyordu. Arabı, olarak © tanıtmışlar, onu kendisinden üstün tutmuşlar dı.,, Ruşeni Bey, bundan sonra dili bir insan yavrusuna benzete- rek bu yavrunun yaşamak için, insanların kümelerin ve milletle- rin duygularile beslenmeğe müh- taç olduğunu, bizim dilimizin ise abuk sabuk konuşan haylaz, bir çocuktan farkı bulunmadığını anlat tı ves — Hayat, amel ve aksülâ sahası değildir. Bu eski nazeriy; ancak anarşi doğurur. Hakiki bi tekâmül, âlim ve mütehaesislarn Programla muntazam çalışması sayesinde meydana gelir. Musta- fa Kemalin şuurlu inkelâp sistemi | şi de başaracaktır. Mustafa Kemal ki, bir zaman illetinin idam kararları im- za edildiği bir sarayın salonları. nı halka açarak: | için köylere kadar araştırmak İ- Bundan sonra kürsüye Besim Atalay Bey kurtaran Ulu Gazi” diye söze baş - kes Atala: Senin bayramdır... diyorlar. Be | ni kutlulayorlar.. Ben de rsilleti- mi kutlulayorum.. Bu bayram sa- de benim değil, bütün Türk mi fendim diye başlayıp menle- hülemrinle biten istidaların köylü tai ın nasıl karşılandığını sa mimi bir eda ile anlattı. Ve bu arkadaşı Tunalı Hilmi- nin hâtıralarını hürmetle andı. V. iktsattan tasarruftan o bahseder | ken: İ — Istanbula geldiğim zaman, ben de arkadaşlarım gibi Tokat | liyanda yatıp kalkabilirdim. Fa- kat yirmi sene evvel yatıp kalktı öm otele inerim. Yabancı bir lok | manm kursağıma girmemesine ça hışırm. Halbuki bu yüzden gazete lerde karikatörlerim yapar. | Halbuki kervan - Yü| rüyor, ve yürüyece Besim Atalay Bey, sözü uzattı. | ğını görünce kurultaydan özür di ledi: — Bugün benim günüm... Ku- sura bakmayın... Dert söyletir, aşk ağlatır... dedi. Bundan sonra Besim Atalay B., Türk dilindeki kelime zenginlikle lâhikaların türlü türlülerini 'çok misallerle söyledi.. ve lâ- larla edatları biribirine karış tırmamak lâzım — olduğunu, bazı kere bir kelimenin aslını anlamak | cap ettiğini, yeni kelimeleri yapar | ken lâhikalardan ve mürekkep ke Timelerden istifade etmemiz lâzım olduğunu söyledi. o Anadolunun tan sonra büyük bayramı kutlu. layarak sözünü bitirdi. Mediha Muzaffer H.ın nutku Bundan sonra Mediha Muzaf fer Hanım güzel bir nutukla Türk kadınlığını dabu inkılâba bü- — “Kurultaymı kur ve dilirin kurtuluşunu hazırla!" dedi. Ve | bir gün de “vatan çocuklarmdan | biri güneş nereden doğuyor diye | soracak olursa, Mustafa Kemalin | doğduğu yerden. cevabi verilo- | cektir” sözile hitabesini bitirdi. | Ruşeni Bey pek çok alkışlandı. Münakaşalar İ Bu sırada iyi Baha Bey ayağa kalka; dedi Ruşeni Bey, bütün geçmiş ve âlimleri hakkında bürmet sizlik ifade eden sözler söyledi. ler. Onların bedbahtlıklarımı ben de kabul ederim. Fakat kendileri ne hakaret etmeğe hakkımız yok tur. Onlar da Büyük Gazinin gü- nüne ve bugünkü mes'ut devre e- rişmiş olsalardı, bizimle ayni bay- rak altında toplanmağa gelirler. di, dedi, ve alkışlandı. Ruşeni Bey kürsüye gelerek ec | dadın hizmetlerini inkâr etmediği ni ve sözünün yanlış anlaşıldığını söyledi. Bu sırada uzadan bir zat: — Nümik Kemal için bir söz! diye ayağa kalktı. Reis Paşa, daha söz alan pek| şok zatlar olduğunu. söyleyerek bir takım sonu gelmez münakaşa lara meydan vermedi. Ahmet İhsan B. kürsüde Bundan sonra Ahmet İhsan Bey (İstanbul) söz aldı. Ve elli yılık bir yazı ve baskı emektarı sfatile bazı bâtıralarını anlattı 1884 senesinde Tercümanı Haki- kat ve Tarik gazeteleri arasında | geçen dil mübahasesini, Kirkam- | bar matb. manın ismi bile türkçe ile alay edil mübahasenin irade ile kesildiğimi, tiyatronun yıktırıldığını, matbaanın kapatıl. dığını hikâye ederek, Gazinin yük sek ilhamları sayesinde harf inki- lâbı gibi dil inkılâbının da başa çıkaca Önümüzde Kir hendek varı Bunu öllayacağız. Bek 'anenk & nananlar atlarlar ve bir hamlede atlanır. Dedi. Celseye on dakika aralık verildi. Üçüncü Seine Üçüncü celsede, zade Fuat vam büyük dı pr sir hare ketini anlatarak, tekâmül nazari» yesi ve determinizm meselesi rinde izahat hen 12 asırlık takip ede. mil yok isimleri | i lee izilmizi, kâmülün ileri deği geriye ole tün hararetile iştirakini ve Büyük | Gaziye şükranlarını anlattı. sinde halledilmiştir. sureti halle imkân veren şey« Türkiyenin Musul üzerindeki ukuk ve ünvanlarından müsta kil İrak hükümeti lehine fera- gat etmesi olmuştur. Bu bapta aktedilen. diğer iki akideyn ile beraber tamamen müsavat esa- zalanan muahede Türk - İngi- liz, Türk - İrak dostluğunun e- sasını kurmuş ve ayni zamanda İrak'ın müstakil bir devlet ola- rak mevcudiyetinin ilk resmi te zahürü olmuştur, * O zamandan itibaren, Türki İye nazarında İrak hukuku hü- ümranisine sahip bi» devlettir. Nitekim, Türkiye İrak ile aktet mukavelelerle münasebatı- | nı tanzim etmiştir. Bu dostum Nuri Paşa'yı ai | görmekten müteveliit mahzuz! İ yetim derindir. Genç devleti, bütün kâlbimle tebrik eder, ken disine refah temenni ederim. İngiltere hükümetine de İ- rak'taki hakimane musmir poli tikasından dolayı tebriklerimi arzetmek benim icin bir zevk- tir. Surye hakkında da birkaç kelime söylemek isterim. elemirde o Türkiye'nin ken münasebatının idame ve inkişa İfa istedi nin Sury! türen siyasetine karşı emniyet ve ititadırı izhar ve mek isterim: , Ümit etmek isterine ki, Suri- İye İrak'ın vâsıl olduğu gayeye İ varmak için ayni usulü takip e decek ve yakın atide Suriye'yi İde İrak gibi müstakil devlet o- larak cerniyet içinde selâmla. makla bahtyar olacağız. Müteakiben Fransız murah- Doktor Memduh © Necdet Bey de Anadolunun uzak yerlerinden | geldiğini, gezdiği yerlerde türkçe Bin zenginliğini tetkik ettiğini, bü tün yabancı kelimeleri dilimizden | atmak lüzumuna kandığını anlat | İ t. Mevcut kelimelerin münalarını | tesbit etmek, Anadolunun bir çok yerlerinde halk içinde yaşayan « İeri kullanmak ve evvelce kullanı- hrken terkedilmiş olanları tekrar dile çağırmak yolalrmı gösterdi. Türk dilinin bünyesindeki kaidele ri bulmak lüzumuna bazı misal ler verdikten sonra tezinin alt ta fımı cemiyete vermek üzere söz ine nihayet Kurultay bugün saat 14 te tek | rar toplanacaktır. e Fabrikatörler Dertlerini l Anlattılar (Başı 1 inci sahifede) eden tatbikat yanlışlığının tas- hibini derçetmişlerdir. Bunlar- dan maada Fabrikalar tarafın- dan mukaddema sipariş edilp hâlen Gümrüklerden o bulunan makinelerin Gümrük resmi mu kabilinde ithal için tedbir alın- masını istemişlerdir. Bundan sonra Celâl Bey fab | İrikatörlere bazı sualler sormuş ve muhtelif meseleler hakkın- da malümet alısıştır. Celâl B. sanayicilerin isteklerile yakın- dan alâkadar olmuş ve kendile- rine sanayimizin inkişafını tes- hil edecek ve koruyacak tetbir- lerin olmacağını vaadetmiştir. İktrsat vekili bugün saat 11 de Sanayi ve Maadin Bankasın | da madenciler birliği heyetini kabul edecektir. Celâl Bey yarm Ankaraya avdet edecektir. Fihmizz konsolosu döndü İ Mezunen memleketine git- hası söz alarak İrak'ın cemiye- İte girmesini selâmladıktan son ra hariciye vekilimiz o Tevfik Rüştü Bey'in sulhperverane me saisini takdirlerle yadetmiş, Su riye hakkındaki temennilerine tamamen iştirak ettiğini bildir. İmiştir. Tevfik Rüştü Beyin nutku Assamble ve beynelmilel gaze- teciler muhitinde güzel intiba- lar hâsıl etmiş ve pek Ziyade al kışlanmıştır. i Balkan | Oyunları (Başı 1 inci sahifede) gidecek Türk takımı atlet ve te- nisçilerden mürekkeptir. Bunlar» dan altı tanesi muallim Abraba- mm refakatinde pazartesi günü Romanya vapuru ile gitmişlerdi. Bu sefer 'de isimleri tebliğde ya- zılı olan 1 İatlet, tenisçi Şirin, Su at Eeylerle beraber perşembe gü nü hareket edeceklerdir. Kafileye tenis komitesi | reisi eski sporculardan Tevfik Hacar Bey riyaset edecek Masör Denyel il masajile meşgul e gidecektir. Selânikte bulunan diğer tenis şam .onumuz Sedat o Bey Atinaya gitmiştir. Atletler meyanında bu. Tunması lâzım gelen feder iş olan 800 metre şampi Beye izin verilmediğin den bu genç kafileye iltihak ede- memiştir. Bu suretle Balkan kafi lemiz bir reis, bir muallim, bir masör 16 atlet ve üç — tenisçiden mürekkep olacaktır. o Kafil birlikte Anadolu Ajansının hususi bir muhabiri de perşembe (günü ayni vapurla Atinaya gidecektir. Adana hatlı Devlete geçti Adanadan bildiriliyor:— Bir | Fransız şirketi tarafından tilmekte olan Mersin, Nusay- bin şimendifer hattın Adana- Meydamekbez kısmı son bir an miş olan Fransız jeneral konso ” bunu anlamayanların yari yaşaya M. de Saint - Jowan Pierre urile ve ailesi ile b laşma neticesi olarak teşrinisa- 'niden itibaren. le dostluk, iyi komşuluk | fade et- | kaldığı hoktaları, birer istifham halinde durmaktadır. Sait Hikmet beyi yakından bi | lenler, oun İsviçrede talebe bir kı | zını aramış bulunduğuna baka- rak Paris bankalarındaki zevcesi ne nit paraları alıp başka bir ka dınla bir tarafa gittiğine de mal vermektedirler. Bu takdirde yonda ölen adamın bir başkası olması icap etmektedir. Sait Hikmet beyin zevcesine ait paralar bankalarda duruyorsa | bu ihtimaller kendiğinden zail olacaktır. Bu cihet, bankalardan sorul muştur. Diğer taraftan, Sait Hikmet beyin bu son tığma dair Paristen veriliyor: : Merhum Bedrettin bey imtiyazını alan merkezi Bern'de olup bir şirketi Yugoslâv yada bulunan Losinger şirketine hukukunu | toplan devretmiş ve mukabilinde büyük nakdi menafi Kontenjan Bu mudur? Gümrükte çama- şırsız bıra- kılan seyyahlar Geçen pazar günü akşamı, Stella d'ltalia vapuru ile Avrupa- dan şehrimize gelmiş olan bazı ec nebi seyyahlar, Galata yolcu salo | munda gümrük memurlarının çi- kardıkları bazı müşkülâta maruz kalmışlardır. Hemen de hepsi Pe rapalas oteline inen bu seyyahla rm valizlerinde mevcut zati eşya | sı kontenjana tabidir (o denilerek gümrükte alıkonulmuştur. Hattâ yolculardan bazı kadınlar o gece otelde değişmek lüzumu olan pijama gibi ve diş fırçası gibi bir yolcunun her zaman yanında bu- landurması zaruri eşyayı bersber lerinde alıp götürmek istemişler- se de buna da mütssyle edilme- miştir. Gümrükte yolsuz olarak alıkonulan bu eşyanın nihayet bir iki sant içinde muayene edilerek | lâzımgelir | sahiplerine verilmesi ken, ertesi sabah bile iade edil- memiş, nihayet otel idaresinin İk tısat Vekili Celâl Bey nezdinde vaki olan teşebbüsü üzerine an- eşya hi bir zaman tâbi de; mek şartile kai geçirilebilir. Buna rağmen bazı memurların fazla gayretkeşlik eseri olarak, memleketimize ilk defa gelen ba 11 ecnebilerin eşyalarını bu suret le alıkoymaları, memleket aleyhi ne propayanda yapmak isteyenle re fırsat verinek demektir. Mem- lekete seyyah celbi ile uğraşırken bu muamele kendi menfaatımızı baltalamaktan başka bir şey değil dir. Ocak kongreleri Başladı Eyüplüler ne istiyorlar? C.H. F. Eyüp nahiyesi Defter. dar semt ocağı senelik ilk kongresi evvelki akşam saat 20 de semt ocağı binası ittihaz edilen ve evvelce kara- kol binası olan büyük binada yapıl- maya, Fırkanım Fatih kazası reisi Dr. Hik met B. ve kaza heyetinden bazı zeva &ın huzurile yapılan bü kongre kaza ! Yasli kandi/ünin Fide Talsla ve Mehmet Necati Beyler ssl azalığa ve muallim Rifat , Mehmet, Ali,Meh met ve İsmail Beyler seçilmişlerdir. Bundan sonra teklif ve isteklerin mü zakersine geçilmiş bilhassa Eyüp tramvaynını bir an evvel inşası ve Eyübe bir park yapılması için teşeb büsatta bulunulmasına karar veril şu malümat mut Muhtar Pş. nın vekili avukat Alâeltin B. demiştir ki — “Filhakika Sait Hikmet B. batan şirketteki Bedrettin B. mer İ humun hissesini aramıya gitmiş İ tir. Begün Paris © konsolosumuz Fuat B. den bir mektup aldım. Bunda da, Sait Hikmet B.in 15 haziranda Liyon trmarhanesinde İ öldüğü teyit edilmektedir. Bunun İ la beraber, bizce henüz müphem noktalar vardır. Bilhassa, 15 hı ziranda ölen bir Türk tebaasnm | Fransız zabıtasmea ne Paris ve| İ ne de Marsilya konsoloshaneleri- | İ mize ihbar © edilmemiş olmasını | İ çok garip buluyoruz. Bunlardan bahisle Paris konsolasumuza şim- i bi üzerine icap ederse bizzat Pariv'e giderek tahkikata ölesi | er taraftan Sait Hikmet B. | in zevcesi Duhter H. büyük bir içindedir. o Duhter H. bu acı içinde yanları mile el tıran bir cihet varsa, onun yaban- &ı bir yerde ölmesi, vatan haricin | de gömülmesi, âdetlerimize göre defninde mer, yapılmaması. | d Evkafınmış! Cami bekçisinin | oğlu tapusunu istiyordu Bundan 15 gün kadar evvel | Evkaf idaresine müracaat eden | bir zat, Sultanahmet camisi hav- hsmdaki (Hünkâr köskü İ binaya bitişik evi Sırı isminde bir zattan satm almak bulunduğunu bildirmiş, | bu evin vakıfla alâkadar olup olmadığı sormuştur. Bu sırada, Sultan Ah- met camiinin bekçisi merhum Kâ mil EF, nin oğlu olduğunu söyle- yen Sırrı Ef, isminde biri de, Tapu idaresine müracaatla, pederi tara fından Sultanahmet | camii avlu- | sunda 317 senesinde inşa ettirilen | | evin kaybettiği tapu senedi sure- | tinin çıkartılarak kendisine verile | İ mesini istemitşir. Tapu kayıtların İ da bu evin Evkaf idaresine ait ol- duğu görüldüğünden Tapu idare- si de Evkafa bir tezkere göndere- rek mesele hakkında mitşir, Evkaf Mahlül Ihsan Bey meseleyi Tapu müdürlüğüne tidasına ve ii ilmühaberini tetkik etmiştir. İlmühaberlerde Sırrı, Ef. Aksaray'da Çakırağa mahal- ği ve borhayat meri yazılıdır. — Ihsan Bey meseleyi tetkik ederek bazı karı- şık noktalar görmüş ve Evkaf ida Yesi; Tapu idaresine bir tezkere | göndererek © tescil muamelesini | durdurmuştur. Bu tezkereye zaran, mevzuu bahis hanenin şa edilmiş bulunduğu arsa, cami İ in barim ve müştemilâtındandır. İ Bunu isbat eden kuyudu vakfi- İ ye mevcuttur. Eve gelince 317 de Hünkâr köşkünün hüsnü muhafa- zası için bekçiye & sükna olarak müceddeden evkafça inşa ettiril. miştir, Bekçilik, halen mülga ol. 'duğundan ve Sırrı Efendiye de va zife verilmemiş bulunduğundan bu evle evkaftan başka hiç kimse nin alâkası bulunmamaktadır. Bu tezkere üzerine Tapuca tescil ve amelesi | durdurulmuş” tahkik için | gitmiş, Sırra aya mer intikal mu. e Tetkikata devam edilmekte- lir. Pire m yn vaz geçildi Girit limanlarile İzmir ve ; | Pireye gitmek üzere o Andros vapurile bir seyahat tertip © dilmişti, Masrafı koruyacak de- recede rağbet göremiyen bu se- yahatten vazgeçilmiştir. Necati Beyler asıl, Faik ve Hüseyin Beyler yedek mümessilliğe seçilmiş- lerdir. Kongreyi müteakıp ku- lübü vi bei arm manında 2-18 numarelı 5-10.932 tarihine müsadif parı* mü saat 14 ten 16 ya kadar satı ğmdan taliplerin mahallindeki muruna müracat etmeleri Elektrik direğine çarptı Et nakliyat şirketine öt Hayrettin ef. idaresindeki 3499 No. et kamyonu Harbiyeden Ti sime gelirken yaya kaldırımın narındaki elektrik direğine çal muş ve kamyon hasara uğramlif” tır. Keresteler üstünde üç yaşında çocuk Unkapanında, köprü başım kereste yığınları üzerinde makta olan 3 yaşında ismindeki çocuk birden düş | başmdan yaralanmıştır. Hâlâ belli değil Feriköyünde bulunan cesedi hüviyeti henüz tesbit edilememi tir. Emniyet müdürlüğü tara dan bu hususta Edirneni kazasma çekilen telgrafa cevap gelmemiştir Hizmetçinin işi Pendikte baytar Nazım Bej zabıtaya müracaatla, hizmetçi) Mevlüde, namı diğer Bahtiy# rın 180 İira para ile bir taban& İsmi alarak kaçtığını iddin et İmiştir. Mevlüde aranmaktadıf" Otomobille kam- yonet çarpıştı Dün sabah Beşiktaşta bir ©) İtomobil kazası olmuş, Nursi din Beye ait hususi otom-bill& bir kamyonet çarpışmıştrı. NÜ fusça zayiat yoktur. Yalnız ot mobillerin çamurlukları basarf uğramıştır. hi Askeri tebliyat | j Beyoğlu askerlik şubesinden; 3İĞİ 325, dahil doğumlulardan bir buçuf iki sene ve daha Fazla hi bi yerli ve yahancı efradın başlanacaktır Bunlardan deniz sınıfına olanların 12-10-9532 di rafların 19-10.932 de v lik şubesinde hazır bulunmaları. B doğumlulardan hizmetine nwuk bedel vereckler il len günlere olupta teptilh rında sınıflar ayni günle ilân olunuf ZAYİ EVRAK Karaköyden Sultan Mahmut besi arasında tramvay bir zarf de müsaddak icar muf velenamesi ve 180 1 di ile bir inşaat mukâvelens & ve hüviyet cüzdanı zayi ettim Bİ lanın adresime getirdiğinde rırınnl edeceğini aksi halde bunların rü dak suretleri çıkartılacağı ve deyi senedinin hükmü olma, nar, Türbe'de yeni Türk ler si müsteciri Fikret rakik i Istanbul altmcz ier dan; Bir deyinin temini i nında mahcuz ve paraya çe mukarrer konsol, ayna soba 153 vessirenin İstanbulda Lâleli A dairesin ilân e mural Dr ai» 95 senedenberi teskin edici hervakit tehlikesiz vE en çok istimal olman bir ilaçtır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: