8 Ekim 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

8 Ekim 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

RE he e NR A e a Mina, Same “ğa ak zeri a A AE Ticaret Odası Raporunu Hazırlamakla (o Meşgul!. Ekonomi Her meml ekete göre ayrı kontenjan Ticaret odasında rapor hazır. lamakla meşgul komisyon | 5: müzakerelerine devam ediyor) icimk saree sürüne ve ce Ticaret odası, ticaret ve sana yi erbabının da iştirakile İktı- sat vekâletinin sorduğu süalle- re verilecek cevapları hazırla- mak için hafi içtimalarma de- vam etmektedir. Teşkil edilen i hangi mevzular Haber aldığımıza göre, bu iç timalarda bilhassa kontenjan müzakerelerin en mühim mev- wu teşkil etmektedir. Tacir lerin çoğu kontenjan usulünde bazı değişiklikler yapılması is teyorlar. Bunlardan biri kontenjanm ihraç memleketlerine göre tan zimidir. Meselâ herhangi bir mal için kontenjan İlstesine & ay için muayyen mikdarda kilo mal konulmaktadır. Bu mikdar memleketlere göre ayrılsa, tüc carın daha işine yarar ve o nis bette kolaylık hâsıl olur, Sonra her tacirin kendine gö re bir vaziyeti vardır. Bu vazi- yet nazarı dikkate alınmalıdır. Kontenjandan evvel bir tacir Yasati ne kadar mal getiriyor. #a, o tacir için ayni nisbet göze tilmelidir. ü şerait altında, bir tacir, kontenjan listesindeki bir malı kapatmaktadır. Bu yüzden mal, yalnız bir tacirin elinde ır. Malm yalnız bir tacir elinde bulunması. piyasa- da rekabete mani olmakta, ne- eş fiatler yükselmek- Tacirlerin bir kısmı da kon- tenjan usulünden en ziyade ma cirlerinin istifade söyleyorl: Kontenjandan evvel Yin elinde pek çok mal vardı. Di ğer taraftan bazı tacirler de, Ja ponyadan fazla mikdar pamuk İu kumaş getiriyorlardı. Bu yüzden Avrupa manifatu rası getiren tacirler. dar bir va ziyette kalmışlardı. Japon mal larına rekabet edemiyorlardı. Vakıa kontenjan. manifatura pi yasasındaki bu darlığın önüne geçmiştir. Dişarıdan az mal gel diği için. herkes elindeki malin: kolayirkla sarfetmiştir. Konten jandan en ziyade şikâyet eden- İler, Avrupadan yiyecek eşyası getirenlerdir. Ticaret odasında her tacir fikir ve mütaleasını söylemekte ve bütün bunlar rapora esas ol mak üzere kayıt ve tesbit edil- mektedir. Söylendiğine göre, müzakereler son derece hararet li olmaktadır. Fabrikalar çoğalıyor Gün geçtikçe memleketimiz- de yeni fabrikalar açılmakta dır. Bu fabrikalar açıldıktan sonra memleketimize giren ba- zı masnu eşya idhalâtı azal muştır, Bu sene içinde yeni açı lan fabrikalar şunlardır: Tıbbi ecza, ıtriyat, mensucat, lâstik, dokuma şapka. ipek dokuma, idol, medeni eşya, fırça saree ye, eldiven. bisküvik sucuk; müm traş biçağı fabrikaları, Tarihçi Profesör Dil sadeliği için ne “nda yayılması için şu şayanı kat tavsiyerde De — Yeni bulunacak (kelimeler, “ade bir lisanla yazılmış gürler a- Yanında kullanılırsa halk bunları öğrenir ve lisanda yer- , kelimeler edebiyat vası- yayılır. Gazeteler bu hu dik ları her tarafta kullanmağa baş İarlar. Bu suretle kelimeler, © iklim #ilelarkeğan haşlayarak. kökleşir. Esasen bir kelimenin tek başı» Na lisanda yerleşmesi kabil değil- dir. Bunun için © kelimeleri bir Yerde kullanmak lâzımdır. İlmi utılahların, © profesörler f meşretmek suretile yaymak bu an Radyodan da hu iş- ötifade edilebilir, a Macaristanda, bu usullerden Birmiz ve ki çabuk halkın diline ökleşmiştir.” kullanmak veya kitap | lerinde Çocuklar nasıl mek- tebe gidecek? Şişlide Bomonti civarında bah çe sokak üzerinde yapılan ilk metkep Ancak mektep yapıldığı halde sokak yapılmadı- ğımdan kışın talebenin bu sokak- tan geçerek mektebe gitmeleri çok olacaktır. Bomonti iie Ceki biç ol- mazsa Arnavut kaldırımlarile dö şenmiştir. Halbuki Bahçe sokağı topraktır. Ve kışları Helle aldığımıza göre, bu civar. dnki halk bir muhtasar imza ede Hasköy fırka ocak kongresi Cümhuriyet Halik fırkası ocak kon | ereleri devam etmektedir. Dün de Halkevi ocak kongresi toplanmış, ve nahiyenin ihtiyaçları Bilhassa kalabalık bir nahiye olan buraya bir kaç sokak lâmbası kon- ması, esaslı bir kaç yolun yapılması © | istenilen şeyler İ © Bundan başka Hasköyü Kasımpa i saya rapteden büyük yolun kismen yapılması da üş ve bu mü- | bim yolun bu sene zarfında yapılma İnhisarlar idaresi, 8 kuruşluk halk sigaraları yapmıştır. Fakat bu siga- ralar, Ankara, İzmir şehir- inde satılmıyor. Bir çok kimseler bundan şikâyet > güçtür. Bence en doğru yol, | etmektedir. Kazancı; az tabaka için, | rndan t CEMIYET! Memlekette 9 senelik Kin Bir adamı iple bo- ğup öldürdüler Afyonkarahisardan yazılıyor: Bü yükkalecik köyünden (Eyüp oğlu Mehmet, dokuz senelik bir intikam hissi neticesinde öldürül medi Ömer oğlu Mustafa ve Eyüp adam boynuna ip talip dini gayet kuytu bir yere saklamış- lardır. Katiller yakalanmışlardır. Giresonda yeni fabrikalar GİRESON, 5 — Giresonda fındik kırma fabrikaları artmaktadır. Son zamanlarda İş limitet Girsaonde som sistem büyük bir fındık kırma fabri | kası açmıştır. Hohestraser şirketi de, fındık boy larını ayırmak için Avrupadan maki neler getirmiştir, şimdiye kadar. fm dıklar Hamburg Triyeste, Marsilya gibi ihracat limanlarında makineler ve elekler vasıtasile yekdiğerinden ayırt ediliyordu. Diğer fmdık ticaret haneleri de hu tarzda makineler ge tireceklerdir. Hükümet tarafından fındık tali- matnamesinin yapılması Giresonu bu tarzda tesisata sebebiyet vermiş” tir. Bu suretle Giresonda yeni bir sa- nayi hereketi başlayacaktır. Bir köy zerginini soydular ADANA, 6.— Hüviyetleri henüz anlaşılamıyan bir takım silâhlı şerir ler Ceyhan civarında bir köye taar- İ ruz etmişler, köy zenginlerinden | Mehmet ağanın evini basarak eşya- smu ve parasını almışlar, kağmmışlar- dır. Şerir herifler şiddetle takip edi- liyor. Bigada bir cinayet Bigadan yazılıyor: Burada evvel- ki gün kanlı bir cinayet olmuştur. Kasabamızın tüccarlarından İbra- bim ağa zade İsmet ve fabrikatör İslâm zade Osman Efendiler Dayıoğ lu dutluğuna gezmiye gitmişler, ora da terzi çırağı Mustafayn rastlayap ölmüştür. Osman Ef.nin yarası ağır dır. Katil Mustafa yakalanmıştır. Manisada kadastro Manisa Kasaba, Alaşehir havalisinde tapu ve sicil teş kilâti tetkik etmekte olan tapu u- mum müdürü Cemal bey tetkikatı bitirmiş, İsmire hareket etmiştir. Ce mal bey bu totkikeatı etrafında ş rı söylemişti: ilân İ, Gi teşkilâtı İzmir teşkilâ anla ayni olmakla beraber bazı mol vardır. Onları ikmal ederek tarzını. yap- . Manisanın yangın mahalleri ka» dastro yüz üstü kalmıştı. Vesadece bir arnmaştır. Görülmemiş bir fıtık Adanadan yazılıyor: Burada memle Ana, râne bir ameiyat yapımıştar. unsiyat olan adam Adananın Misis Es İrani 27 yaşında — Ahmet oğlu şi ie on #miş ve hastalık bakımsızlıktan bildiğine büyüyerek bağırsakları e EL ecsim bir torba halinde Ni gil kadar ke rene hale gelmiş ve ölüm halinde hastane e Bartında Murat B su kuyusundan petrol çılakağa Bar ladığı yazılmıştı. Kuyunun cidarla- gelen petrol akıntısı bugü istılahları ilmi makalelerde | bu ucuz siyeların İstanbulda da satıl der, yim etmektedir. Yalnezher ması arzu edilmektedir. ü miktarın ayni olmadığı ve ha va değil inin akıntı üzerinde müessir olduğu, kuyu sahiplerinin j- fndesinden Bir hafta zar Belediyede Serseri Çocuklar Belediye bünları toplayıp geceleri okutacak Belediyenin sokaklardaki çocuk” lar için bir ingiliz müessesinden sa tan aldığı Galatadaki o bina yakında tanzim edilmeğe başlanacaktır. Bi nanm bir kısmı ilk mektep olarak a- gılacaktır. Diğer kısmında da sokak ta bırakılan çocuklar barımacaktır. Şimdilik ilk önce köprü altında geceleyon âltmış kadar kimsesiz ço- cek toplanarak müesseseye almacak tr. Köprü altında yatan bu çocuklar ga yet sefil büyüyorlar. Bu çocullar- dan sonra belediye maballe araların da diğer çocukları da toplamağa baş layacaktır. Bu çocuklara gece dersi verilecek, gündüzleri hir sanat öğ“ i için kunduracı, terzi, ma- rangoz gibi mağazalara çırak olarak verilecektir. Ustalarının verecekleri yevmiye çocukların kendi ellerine de gil, müesseseye teslim edilecek, ile- ride çocukların yapacakları işin ipti dai sermayesini teşkil edecektir. Eski köprü 6 ayda tamir edilecek İstanbülu bir tek köprü İle bi- rakmamak için Gâzi köprüsü yapıla rak yerine konuluncuya kada Un- kapanı köprüsünün £ taimirine karar verildiğini yazmıştık. Yüz yirmi bin liraya mal olacak olan köprünün tamiri için bütçenin gelmesi bekleniyordu. Bütçe gelmek İe beraber, köprünün tamiri için ay- rica tahsisat olmadığından yol inşan tından münakale yapılacaktır. Münakale için belediye dahiliye ve kâletinin müsaadesini alacaktır. Mü saade geldikten sonra tamire ait mü Istanbul Nasıl Eğleniyor? Kandilli tepelerinde bütün bir gül Bu sene, son bahar, yazın kuyruğuna yapışmı bir türlü ayrılmıyor. Ver hükmünü ey nahli çemen köhne bahârın.. - Akıntıy: doğru - Sevinmek mi, sevinmiş görünmek mi? - Nasraddir hocanın helva fıkrası - Kandillinin kışı - Eski devirlerde Kandilli - Kıştan çalınmış bir gün.. Bu sene, sonbahar, O yazın kuyruğuna simsıkı © yapışmış, birtürlü ayrılmak © bilmiyor. Sanki neredeyse (kırlangıçlar. geri dönecekler.. Leylekler, ye- ni baştan takırdamağa, kuzu- lar güller açmağa başlayacak! Sinemacıların mev sim için yaptıkları O hazırlığa, döktükleri film parasma adeta acıyorum. Plâjlarda halâ atsan kuma ( saplanmıyaca| Bahçeli gazinolar, tıklım tı İm dolu.. Simdilik, her şey. i güzel... Fakat bu o yalancı zın aramızdan uzaklaşmak için küçük bir yağmur beklediğini de unutmayalım . Bu sayılı günlerin ( zevkini çıkarmamak yazık olur. Öyle ise, “Nedim. in dediği gibi: Ver hükmünü ey mahli çe- men köhne bahârın!.. rek çekmiş insan de) sevmem... Fakat, tıyı hik bazı lal oluyor ki, akıntı bile nakasa ilân ve müteskiben (tamire başlanacaktır. Ancak, bu müamele- nin tamir edilerek tekrar açılması en aşağı altı aylık bir iştir. Bu hesa- ba göre İstanbul bu kışı tek bir köp rü ile geçirecektir. Lokantalarda ekmek fiatı Bir çok lokanta, biraliane ve ahçı i ve ökmeğin e liye beraber, Nermi B., boşa gidiyor. Geçen cuma, Vaniköy arasmda Kandilli ile oturan bir ahbabın ailece (o ziyaretine git- miştim... Bu meşhur akıntının. kendimi ( kaptırırcasına derin bir zevkle seyrine dalmışım. Burada sular, (o sanki yer- den fışkıran bir kaynaktır. Bi- ribirleri içine girmiş yüzlerce halkanın: yelpaze gibi açılıp kapanışları insanı dakikalarca | oyalayabilir.. Vapurun iskeleye yanaştı ğını haber veren düdük sesi ile kendime geldim... Kandilliyi öteden beri seve- rim. Hele eski Kandilli, bana gençliğimin dilinden, neler söy İemez, Akıntı burnunun önünden kıvrılarak fıstık ağaçlarile süs lü tepelere doğru uzanan dağ yolu, sanki tabiatin O kitabın- 'dan koparılmış yeşil bir yap- Kandilli ile Vaniköy arasın daki koy parçasını yürüyerek geçtik. .. Bizim ahbap tepede küçük bir evde © oturur. Perdelerin relendirdi: — Eyvah. dedim, galiba ev de kimseler yok!.. Kapıyı kulağımız kirişte, çal- dık, İçerden ses duyuncaya ka dar heyecan içinde idik. Nihayet kapı açılınca geniş bir “Ooh, . bir kere, çoluk çocuk. sabah er kenden yollara düşmüşüz. o gü nü tabif misafirlikte geçirece- | Bir'de bakmışız ki, kapı du: var... Oradan, ters yüzüne is- başımıza gelmedi. Ev sahibi, bizi görünce pek sevindi. Misa firi görünce bir sevinmek var- dır. bir de görünmek ya girer girmez, ilk işim bizim ahbaba çıkışmak oldu: — İtikâfa girer gibi, perde leri kapatmak ta ne oluyor? A- uykudan uyanır gibi idiler. Tül den geceliklerini henüz omuz- — Bizim halimiz, bil baka- i İ hım. neye benziyor? O da bana sordu: — Sen sövle de duvalım.. hikâyesine... Ve anlattım: — Hocanın bir gün canı helva istemiş. Komşusu bak- kala giderek çuvalların içinde- kileri birer birer işaret etmiş: — Bu nedir? — Un. — Bu nedir? — Şeker. « — Ya bu tenekedeki? Hoca kızmış: — Be adam... Unun var, şe kerin var, yağın var... Ne diye helva yapıp yemezsin? Şimdi. biz de hoca gibi sana soralım: — Boğaziçinin * en güzel yerinde oturursun... Deniz, ta- bek gibi önünde... Ne diye şu pencereleri açıp ta güzelim ha- vadan istifade etmezsin?... şii ahbap gülmeğe baş- — Azizim» ben kış yaz, Kan dillide yan gelmiş. otururum... Senenin on iki ayında bu man- zara karşımdadır.. Deniz için- de balık ne ise Kandillide ben oyum!... Kandillinin kışı, çok mülâ- yim olur... Sahilde © oturma- mak şartile.., Bizim köşk, ce- nuba baktığı için. poyraz o ka- dar tesir etmez.. Ben sordum: a — Ya odun kömür?.. — Ondan bol ne var?., Ge- çen temmuzda dört âraba odun. aldım. Kısmetse bütün kış ya- karım. Şurasımı da söyliyeyim ki, Kandillide oturan (o bizim ah- bap. Kandilliyi sıyırıp Karaa- ğaca kandil asanlardandır.. Da ş ha açıkçası, esmiş | yağmıştır | ve hâlâ eser yağar | şimdi siz | mız: | — Bekâr mıdır? çıkara- maz. Karısını, her sene birkaç'| gil. buna kıştan çaldığımız'bir i Evde bunak dadısile baş k /- şa (1) kalır, Tabii burada kit lerle başbaşa kalacağını tahmi edersiniz. Ne ise.. o Hazreti, bu kad çekiştirmek yeter: Şimdi bira da Kandillinin mesirelerinde m. Akşamları © Akıntı burn nun karşısındaki tepelere B« ğazm civar köylerinden birço kimseler, Boğazın * . gurubun seyretmeğe geliyorlar. İki def yanan bu şirin köyde, ufak te fek inşaat varsa da, oKandill eski Kandilli haline gelmek | ©“ Kandilli a il i bili bizi t ye kadar çıkardı. Keskin bi göz, buradan İstanbulun -*'na relerini, birer birer (sayabilir. Vaniköyle Kandilli arasın daki İcadiye tepesine gelince bu tepe orta Boğazın en yül sek noktasıdır. Biricik rasat hanemizin kulesi. bir şahin ga gası gibi uzaktan görünür. Bizim ahbap anlatıyor: — Kandilli, eski devirlerde padişahların büyük sefahat yu- valarından biri imiş. Zevkine pek düşkün olan Üçüncü Mu- rat Kandillide (bir saray yap. tırmış. Zilzurna sarhoş bir hal de Kandilliye gelir. günlerce, haftalarca bu sarayda kalır. mış. Saray, 17 inci asrın sön- larına doğru (yıkılmış.. Üçün- cü Ahmedin o sadrazamı İbra- him paşa, bunları yeniden yap- Birinci Mahmut. o Kandilli sarayını bazı ilâvelerle büyült- müş ve süslemiş, | sarayın ya- mma bir camile bir de hamam bina ettirmiş. Tabii bu saray- larm yerinde yeller esiyor. , Akşama kadar, © kırlardan I Ma id gibi eğ. İme: çocuklar 'gibi eğ- lenerek geçirdiğimiz. gühi;“fe- lekten çalabildiğim günlerden biri oldu. Hattâ | felekten'de- ay için Anadoludaki annesinin | gün demek daha doğru olur! yanına gönderir. M. Salâhaddin Tasarruf Günü Cemiyet halka bir | beyanname neşretti dokuzuncu meselk Kontenjan Cilvelerinden 250 bin liralık siğara kâğıdı hikâyesi Geçen üç aylık kontenjan sistemi nin tatbiki esnasında büyük dığını beyan ederek ithaline müsaa- 'de etmemiştir. Bu takdirsizlik yüzünden Lekli | | | i ği : | mewleketimizden Lehistana 280 bin 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: