11 Ekim 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

11 Ekim 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 T.EVVEL1932 İdarehane: o Ankara caddesi, 100 No, Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Metban 24310 Hariç için) LK Türkiye için Müddeti geçen nüshalar 10 ku vuştur. Gazete ve matbaaya sit işl müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların me- #'uliyetini kabul etmez BUGUNKU HAVA Yeşilköy askeri rasat merkezin İlden verilen habere göre bugün ha ya bulutlu ve şimal istikametin-) 10-10-932 tarihinde hava tazyi- ki 760 milimetre, en fazla sıcak- İik 27, en az 16 santiyrat kayde- ni i Sicaklar ve İtiraf ei ve biz itiraf vücudümüz her gün itiraf ediyor gayritabii bi Teprimierselin or. şi tasında öğleden evvel 27 - 28 derece sıcaklık © görülmüş şey değildir. Vakıa bu sıcak plâjcı Ji lara, bahçe sahiplerine. dondur “ma ve şerbet satanlara yaramı yor değil amma. biz fena halde | bunalıyoruz... Dün hararetten dilim dama ğıma yapıştığı için bir gazoz «istedim, kahveci kanı sıcak bir çi gazoz getirdi. Irk mı ılık! — Ayol! Neden soğutmuyor “) —Efendil Teşrinievvelinor- 3 zin buz alınır mr?, cevabını erdi. 4 İyi amma biz takvime değil, va sıcak olunca paltomuzu atı- sonbaharda da havalar sıcacık olunca VER bakarız, Kışm nasıl ha- © de mevcut, Maarif vekâletinin bir talimatnamesi vardır. Ora- © da yazar ki: “Hava öğleden evvel 25 dere ik ceden fazla sıcak olursa öğle- « den sonra mektepler kapatılır” © Resmi mekteplerimizden bir © kısmı bu kanuni ve sıhhi emre at edip öğleden sonra kapa- orlar, lâkin ecnebi mekteple | © rinin aldırdığı yok!. Daha iki 1 > &vvel beynine kan hücum “ederek vefat eden biçare Gala- tasaraylı Şerefin sıcaktan öl- mediğini kim iddia edebilir? © «. Dehalar, muvaffak olmak için zamanlarını ve“ şartlarını o okutamazlar. Allah inanılan yerde, peygamber, kuvvete ina nılan yerde kumandan, fenne inanılan yerde âlim dlurlar; Mustafa Kemal milâttan ev- vel... : — Tuuu... © — Haklkkk... Tuuuu.... Boğazlarını fazla zorladıkla- rı için gıcıkladılar, ve cümle- “nin alt tarafı öksürük içinde boğuldu: —c.den yaratılmış bir şey- Gazi yaratmış olan bir şey “Milliyet, in edebi romanı: İİ ROMAN Yazan: Falih Rıfkı di “dir: Allahları dâhiler yaratmış | lardır. Bilmeyen yığınları, bil- İl .medikleri bir şeye inandırmak .ta kolaylık vardır. erkes Fran- — sayı, Allaha hiç inanmayan imiznesnn el bi- 3 eee a müs si olarak Yarın mekteplerde teşemmüs ve sıcak çarpma vak'aları; bay- gınlık hâdiseleri olmaya başla yınca bilmem bu müesseseler ne cevap verebileceklerdir. Çünkü sıcaklığın derecesi ve talimat- İ name meydanda iken buna uy | mamak, tevil götürür bir ihmal | değildir. Erkek kostümünde tadilât Rusya'da, bugünlerde erkek kostümünde tadilât yapılması ve yeni bir erkek kılığı bulun- ması düşünülüyor. Her şeye bir yeni kulp takan Rusyada yeni bir elbise biçimi bulunacağına şüphe etmiyorum amma gazete lere nazaran bu teşebbüs henüz | muvaffak olamamış... Yalnız: İ (Şeşman) isminde ceket | ve pantalonda bazı tadilât tavsi ye ediyormuş. Şöyle ki: Ceket, evvelemirde bir (bur- juva) kılığıdır. Değiştirmek lâ | zımdır. Onun için koltuk altla- rına onar santim kutrunda iki delik açmalı ki; vücut hav: i Jansın ve ter kurusun! Hiç fena | fikir değil... Vapur kamaraları nın delikleri gibi., Koca koca i- ki delik... Sonra. ceketin yakası takma olacak, yağlandıkça deği mek için... Bu da fena değil... Bazılarında takma kafa görüyo rum. pek işe yarıyor.. o Takma yaka da onun gibi iş görür bir sey olacak demektir. Hem ada- mın iki yakası bir araya gelme si kolaylaşır. Dahası var, cektin kacak imiş... Çok mü zılarıa yüz verirsi astar İs ter... Hiç olmazsa buihtimal kalmaz... Sonra cepler fazla görülüyor muş... Yerden göğe kadar hak- kı var. (Şeşman) yoldaşın! Bu kadar cebe koyacak para kaldı mı?... Bu kadar cep, o ka dar delik cep demektir. Pantalona gelince bu da muh telif takma parçalardan mürek kep olacak! Arkası eskidi mi, hemen düğmelerinden çıkarıp yeni bir arka, paçalar eskidi mi? hemen diz kapaklarından çıka- rp yeni paçalar takılacakmış.. Eğer bunlar yapılırsa, işte o zaman Nasrettin Hocanın leyle ğe dediği gibi kuşa döneriz... Şöyle düşünüyorum. Aklıma cambazhanelerdeki paskallara iş kalmayacak gibi geliyor... FELEK Meline Papelyan Hanım, Kurtu- luşta 40 numaralı Piyano dersane- sinde, yeni senei devriye derslerine başlamıştır. Haftanın pazartesi gün leri aksama kadar, perşembe ve cu- ma günleri de öğleye kadar dersane- sinde kendisini bulmak © mümkün- dür. Arzu buyuranlar, 4 yaşından baş- yarak umum piyano heveskârları, meşhur Profesör Tiberjin şayanı hay ret metodundan istifade edebilmele- ri için, mümsileyhayı ziyaret bu- yurabilirler, mal hiç bir sırrını 1000 sene sonra açılıp okunmak nöter zarfına koyimadığı gibi, eğer olsaydı, Allah ta 100 yıl, 200 yıl, 300 bin senö insanları elek: trikten: mahrum &tmeyecek, dedelerimiz ömürlerini çıra a- teşi, yağ dumanı, gaz kokusu içinde geçirmeyeceklerdi.» “E MAJİK SİNEMASINDA — Robert burada mı? l — Hayır efendim. — Ben amcatiyım. Amcası Victor, — Bilmiyorum efendim, Ne zaman gelecek? Hizmetçi kadın Leonie efen- disinin yarım saat sonra gelece ğini pekâlâ biliyordu. Fakat e- fendisinden amca ( Victor'un İ mümkün olduğu kadar fazla | sokakta bırakılması için kat emir almıştı, Viktor parası yunu çekmiş bir adamdı. Fakat | çalışıp para kazanacak yerde dostu, akrabayı tırtıklama- yı daha kolay bulmuştu. Halbu ki akraba adedi azdı. Robert Victor'un en yakın akrabasın- idanidi. Amca yeğeninin son | derece çalışkan olmasını beğe- nir ve bununla iftihar ederdi. Victor yirmi dokuz yaşında bü yük bir bankada mühim bir | mevki sahibiydi. Onun için ye- ğeninden ne koparırsa kâr sa | yardı. Fakat bunun için de hay | li müşkülât çekerdi. Robert pa | ra vermekten ziyade nasihat | bahsinde daha cömertti. — Canım amca, sen de çalış san a: ayıp değil mi? — Hayır, ayıp değil. — Altmış yaşında bir adam daha kuvveti yerinde sayılır . — Evet dostum, öyle derler. — Boş durmaktan hiç te ca- nın sıkılmıyor mu? — Hayır dostum. Bilâkis da mi yiyorum. Koşulara gidiyo- rum, Camekânlara bakıyorum. Geçen güzel kadınları seyredi- yorum. Daima temiz, traşlı, el- divenli geziyorum. Tabit am can olduğum senin şerefin mevzuu bahis: “İşte bak, amca j snr seven iftiharla seni gösterirler. — Benim için ne derlerse de sinler, umurumda bile değil. — Haksızsın o Robertçiğim. İnsan iyi söhretini hüsnü muha faza etmelidir. — Sen de, kendişöhretine dikkat etsen e! Aralarındaki muha men hemen kep bu m» rinde böyle cereyan ederdi. O gün hizmetci kız Leonie'- nin cevabına rağmen; altmışlık ihtiyar, eski ceketinin düğmesi | le oynayarak ısrar etti — Ben gireyimde içeride beklerim. dedi. Leonie amcayı salonda yal- nız bıraktı, çıktr. Amcanın bu salonda hiç canı sıkılmıyordu. dolabı açtı, İçini ka: . Bir şişe şarap buldu, içti. Bir kutuda pötifur. lar vardı. kendisine hafif bir ziyafet çekti. Bir kutuda yeni bir kravat vardı. Kravatı boy- nuna taktı. Kendi eski kravatı- “Akşam” gazetesine bir mek tup... —Tard... Tard. —Tard... — Tarrrrddd... Bir takririm var, okuyu- muz . Takrir okundu: «Mukaddes ve mübeccel re- isimi? Gazi Hazretlerinin isim lerini bolşevikliğe âlet eden Halit Etendi Erenköy Vatan kulübü azalığından çıkarılmış» tir.« — Milk üzümleri koruma cemiyetinde de azadır. — Orada da.. Orada da... — Onu şarap fıçısında boğ- — Bu alçak, Gaziyi milletin |'malı.. gözünden düşürmek için böyle yazmıştır. — Lâyik. dedi. — Lüâyik değil. bu bıçkın a- teşe lâyık. İstıdratsa yaplımadığı için karilerim bu şoku cümleyi mazur görsün- ler, lm — Babasının şarap fıçısın- dan ne farkı var? i? Erenköyün taşları dile gelse de anlatsa... Hava iyiden iyi kararmıştı. Arkadaşlar bahçeyi | geçerken arkadan bir takım kelime ler, sanki peşimize takılmış. ko şuyor: i Yale. Yaldız. dır. CLAUDE ANET'in eserinden muktebes Amca dediğin böyle olur - Fransızcadan - nı da bilmüdele kutuya koydu. Bir kutuyu açtı. Baktı ki enes Tabakasmı doldur- | masanm üzerinde ki vazodan bir gül kopardı. Ya kasına taktı, Gamafonu da ku- rup işlettikten sonra bir koltu ğa gömüldü. O sırada dış kapının kilidin: de bir anahtar sesi duyuldu. Bu gelen Robert'di. — Bonsuvar Robertçiğimı de di, ben de şöyle bir uğramıştım | da, seni göreceğim geldi, — Ben sana bir şey söyleye- yim mi amca. buradan hemen | şmidi ipi kır. Seni gözüm gör- | mesin. Bir ziyaret bekliyorum.. Seninle uğraşacak vaktim yok. - Anladım yavrum, dedi, anladım. Şarap. pötifur; ince si ga - Yanlış düşünüyorsun am a. ben nişanlanıyorum. — Hakkım var yavrum. Bu senin yaşındaki insanlar için- dir. Kiminle nişal — Bankanın en büyük hisse- darının kızı ile, Matmazel Di- ane Pepeyre., Beklediğim kız o dur. Evimi görmek is Amca gene bir gözünü kırpa | rak: | — Anladım yavrum, dedi. — Hiç te bir sey anlamadın. Diane senin bildiğin kızlardan değildir ve annesile birlikte be- ni görmeğe geliyorlar. — Eh, mes'ut olun çocuklar. | Sizi rahatsız edecek değilim. Zaten ben de şöyle bir geçecek tim., Maksadım... eğer sende.. şöyle bir yüz frank varsa.. sak lamam doğrusu. isteyecektim. Çünkü ben cüzdanı evde unut- muşum. Hayret! Victor bu talebi hiç reddetmedi. Eskiden mırm kı- rın eder, hazan hiç vermezdi. Şimdi bu cömertlik neye böyle? Fakat Robert dedi ki: Fakat bir şartla! Bana bir ilik edeceksin. Matmazel Pe- İ peyer le annesi, nerede, kim. nasıl söylemiş, bilmiyorum; be İ nim hasis olduğumu duymuş- lar, Halbuki ne yanlış fikir.. İs- teyorum ki yanında bunun zksini söylesin. Onun için ben şurken, sen annesini bir k ra alırsın, benim ne kadariyi, cömert, halük adam olduğum- dan bahsedersin. Sen bu işi is tersen, mükemmelen yaparsın mertliğini methüsena ğim. Faziletli Canım, sen o — Mersi.. mel ” — Anladım yavrum, hiç Yalnız ifrata git- — Azizim, beni buraya getir mekten maksat? — Mevzu aramayor musun? — Bütün üğüm. duydu- ğum şeyler arasmda yalnız bir mp oyle gitti: 31 mart yi Bim 29 teşrinievvel Ha lidin hakkında geldi. 29 teşrinievvel.. 29 teşriniev ve... Cümburiyet günü değil mi? Şimdi köşkünün yanından geçeceğiz. O zaman meb'usları ve yanımda akta duruyordu: i ddeyi kabul edenler, ellerini kaldırsın! — Aman Allah... Ve kaldırdı. — İkinci maddeyi kabul e- denler, ellerini kaldırsın! — Aman Allah. Ve kaldırdı. Nihayet inmeli (gibi titreye titreye kalkan kolunu tuttum: — Beyefendi. niçin aman Al | lah? Beni ni çevirdi — Mili küllülvücuh, yav- ili küllülvücuh. ; ağlamalı gözleri bir adam, onların | Dian ile konu- | İğ kağında 3 numaralı apartıman- İğdn 1 numara — Telefon 4354p | der miyim? — Aman dikkat, kapı çalını- İ yor. Madam Pepeyer ve kızı içe- riye girdiler. Monden misafir ler geldi iâmanki istikbal sah neleri, Robert amcasmı takdim etti. Kadınları güldürmesini pek iyi bilen amca, kadınların üzerin- de çok müsait bir intiba bırak ti. Robert. genç kıza fotoğraf- | ları eöstermek ahanesile am i casile kızın anasmı yalnız br- | raktı. Amca Victor, yeğeni hakkın bi geniş bir methiyeye girişti: — Böyle iyi kalpli, böyle ter- biyeli, böyle felâketzedelere İ yardımı seven insan olmaz. | — Doğru mu söyleyorsunuz? | Ben eğer böyle ise doğrusu çok memnun olacağım. — Ben amcüsiyım. Kendisi- İ ne lâzım gelen nasihatlarda da | bulunurum. — Çok naziksiniz efendim. Estağfurullah Madam... Sonra ailemden ne kaldı ise hep sini kendisine bırakacağım. İ — Yek canım! Ne iyi insan öğ İ seniz. İç — Yalnız ihti r olsamda gnölüm tazedir. Kim bilir belki bir gün kendime göre bir kadı na tesadüf eder, evlenirsem., riniz var mı? Madam Pepeyer dul idi ve amca Victor'u da zevkine göre bulmuştu. On beş gün sona Diane he- nüz Robert ile enmeğe ka rar vermemişti. Fakat Mm. Pe peyer amca Victor'la nişanlan- dığını ilân etmişti, İşte böyle oldu da amca Vic tor mükemmel bir izdivaç yap- tr, Halbuki yeğenini de Diane Yeni neşriyat Kadro mecmuası uncu sayısı da çıktı. Her sayıda ye- ni bir tekümüle şahit olduğumuz bu mecmmayı gençler ve mütefekkirler herhalde okumalı ve tavsiye | etme- lidir, Bu sayıdaki 500.000.000 iralık Türk bütçesini okuyun. Doktor Rusçuklu Hakkı Galatasarayda Kanzük ec- zahanesi Sahne s0- Göz Hekimi PROFESÖR D! ESAT PAŞA — BANALİ ANKARA CABDDESİ N*Ğ0 fakat, Aman Allahlısını bilmi- yordum, — Sen Naima'daki Sivasi efendi ile Kadı zade hikâyesini bilir misin? — Hayır. — Softalar arasında kızıl bir kavga vardı: Akıl ilimleri, riyaziye, güzel ses, rakıs ve devir, tütün, kahve haram mi- dır, değil midir, sonra Yezit bahsi, Firavun bahsi, peygam- berlerin anası babası bahsi. Koca İstanbul Vahabilerin şimdiki Mekkesinden beter bir cehennem olmuştu. Kadı efen di bir tarafı, Sivasi obür tarafı tutardı Hattâ çakşırla donu ayıptır diye çıkarıp peştemal kuşanmalıyız, kaşığı atıp ye meği avuçla yemeliyiz, diyen ler az değildi. Bir gün sinirli bir adam,| soltanın birinin yakasına yapı. | $ıp der ki: — « Siz .ne adamlarsınız, kendiniz gizli gizli dünyanm rezaletlerini işlersiniz, sonra da halkı en küçük lezzetlerden mahrum etmeğe kalkışırsınız. - Yok canım. Böyle bir fik | 2045 Operadan nakil, trmsilden sop NE Size sevinç terin edecek yalız Haydi Asker ” İngiliz Komiği Yarın akşamdan itibaren Sarkılar — Mösy RADYO | Bugünkü Proğram ISTANBUL (1200 m.) — 18 or- kestra, 19,5 Kemal Niyazi saz, 21 taganni, 22 gramofon. BUKREŞ (394 m.) — 20 radyo darilfünumu, 21 radyo orkestrası, 21,45 şarkı konseri, 22,5 radyo or. | kestrası. BELGRAT (430 m.)— 20 fran- sızca ders, 20,30 gramofon, 21 ope- radan nakil (verilecek oyunun ismi İ henöz tesbit edilmemiştir.) | ROMA (441 m.) — 21 gramofon, j2 (A5 karışık konser, 2230 komedi. PRAĞ (488 m.) — 2045 Barü- İ odan nakil, 22 şarkı konseri, 2330 kuvarto, 23,30 salon orkestrası. VİYANA (517 m.) — 19 Nazır- #ardan Hernot tarafından konferans, ra Çiyan, PEŞTE (560 m.) —. konseri, 21,10 Macar bilgileri. VARŞOVA (1411 m.) — 20,30 musikili musahabe, 20,45 gazete ha İ berleri, 21 Amerika mesikisi, 22 pi- yano konseri, 22,15 dans. BERLİN (1635 m.) — 20 konfe yansı, 21 ecnebi memleketlerden na- kil, 23,20 konser. Davetler 324 doğumlulara Beyoğlu askerlik şubesinden: Bir buçuk sene hizmete tabi 324 doğum luların 8-10.932 tarihinde şubede bulunmaları lâzım iken & 18-10.932 yazılmıştır. Tashihen ilâniyle bu gi- bi mükelleflerin derhal şubeye mü- racantları, Tıp cemiyetinde içtima Türk tıp cemiyetinden: Türk Tıp Cemiyeti yeni idare heyetini seçmek üzere 11-10-932 salı günü saat altı buçukta Beyoğlunda saka salim 80- kağmdaki dairesinde toplanacaktır. Bütün azanın bu toplantıda hazır bulunmaları rica olunur. altında, mal kazanmak, ya, ne fis, ya cisim lezzeti gibi şey- ler olursa, günahkârlığı abes olmaz. Pekiy, sana sorarım: altın, gümüş çanak çömlek kul ipekli giymekte ne > t Vâni efendi daha i yi izah etmiş. « — İbadette kimse sizinle çıkişamaz, dersiniz; | yeler, inciler, müce murlar da sizdedir. rı nedir? Deyenlere: « — Hey nadan, demiş; ma hn kendisi fena değildir. Fena lık olan şey, malın ve lezzetin kazanılması ve tadılması tar- zındadır. Sana haram olan lokma, ilim kuvveti ve akıl tasarrufu ile bana helâl olur. Meselâ sen ye mek yerken dişlerinin arasına giden et parçasın | hilâl ile çıkarıp yütarsın; mekruh olur. Ben dilimi yavaş yavaş oynatarak, kurtarıp yerim; he- Iâl olur. Sen haram para ile yi yecek alırsın, haram yemiş o- lursun. Biz yiyeceğimizi, gi- « Solta: — Senne ahmak yeceğimizi borç ile alırız. Bor Bu buhranlı ve sıkıntılı zamanlarda filminde alkışladığınız meşhur LESLİE FULLER' dir. S"ETYESTEN <DEO SEY sözlü ve şarkılı büyük komedide tekrar arzı endam ediyor. Dekorlar— Lüks ve ihtişmes ve 200 güzel kadın. Wadam ve Bey ile | Samiye Hanım tarafından alaturka | Heyeti temsiliyesi başında Genç Rus O GABY MORLAY ve kızı VİCTOR FRANCEN Telefon: 406Y0 birisi vardır. O da; Geçen sene OPERA Sinemasında 20 güne kadar GLORYA'nın göstereceği GRAZİA DEL RİO PARİS K KIZI filmi sayesinde Güzel şarkılar! Nefis musiki! Bol kahkaha ! Istanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Darülbedayi Tenisilleri Suvare LI saat 21-30 1 Pazartesi - Per şembe, Yazan: Musahip © zade Celâl Bey Muallim ve talebe gecesi / Rahmetli Tokadi Zademize 20 piyano | Nasıl kıydın hayatıma? — Uçurumlardan — atladın! (Ölüm)" sanaz— kurşun sıktı —. — Sen— (ölümü):— tokatladın—! T. Şiir Kralı: Filorinalı Nüzimi TEŞEKKÜR Ayağındaki arızasını Yalova kap- m tedavi edip şifa bulmuş” *j İ iken ani olarak ağır bir kalp buhra- Bı geçiren refikamı acil bir muaye ne ve tedavi neticesinde bir mevti muhakkaktan kurtaran muhterem © kaplıca doktorları Fikri ve Fehmi beylere pek samimi | teşekküratımı alenen muhterem gazetenizle iblâğı- mı rien eylerim, Yordan İstanbul üçüncü icra memurlu- undan: Mahcuz ve paraya çevrilme sine karar verilen mühtelif ev eşya- 44 16-10.932 gününe müsadif pazar günü saat 11 ilâ 12 arasmda Fındık | man çavuş sokağında 21 No, lu ba: nede birinci açık artırıma suretile bil müzayide satılacağından talip olan ların mahallinde hazır bulunacak me muruna müracaatları ilân olunur. İTTİHADI MİLLİ TURK SİGORTA ŞİRKETİ Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi ie: eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir. Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. el: Beyoğlu : 4887 ve gri oluruz lâyik, lâtin harfi çeri soğtalarım haf Mami helâllaştıran ilim kuv veti ve akıl tasarrufu ne olsa gerek? — Ne olacak, şapkalı devle- tin parası! Bu para haram. şap. ka da haram, ikisi birbirini gö türür. Haki efendinin mübarek kafatası yanma kâr kalır. Ez Size dört kişi tanıtmak isterim size Vakit varken ve sırası ike ğum dört bildiğimi tanıtmak i8 terim. lâl yl Acal İstanbulda sık sık buluştu” Birisi Mehmet Ali; kırk bet sularındadır. Tekerleme ile y#” şar. Birisi için karnı büyüktür demek bildiğimiz gramer sözü” dür.Karnı ile düşünür, demekte nükte vardır. Memleketin bif çuha fabrikasının tezgâhı karnına kumaş yetiştireme”” lafı tekerlemedir. Fakat €i bu zat çuha fabrikası ğü etmişse, tekerleme n

Bu sayıdan diğer sayfalar: